Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S ŞUBAT 2004 CUMA SAYFA
17
Konya'da çöken
binanın sorumkdan
yargdanaeaknuş.
Delü çokhığundan
beraat ederier! Bektrortflc posta: aerizs01nQctsnhuriyetGom.tr www.denizsom.cofn Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Tüketiciyi aldatmak cezasız
kaltyormuş...
"Secroen/ aldatmak da övle!"
Diz fAhmet Mete Apak: p
"Başbakan'Ben
değiştim' dediği zaman
inanmamıştım. ABD
Başkanı George W.
Bush'un karşısında
ayak ayak üstüne atınca
değiştiğini anladım.
Çünkü daha önceleri
Hikmetyar'ın önünde
diz çöküp oturuyordu!"
Gazete
Şehirlerarası yolculuk
yapan Ali Gürsoy, sabah
saatlerinde Bursa
Otogan'na geldiği
zaman inip Cumhuriyet
anyor. Bulamıyor.
Otobüse döndüğünde
bütün yolcuların elinde
Islamcılann Zaman
gazetesini görüyor.
Yanındakine soruyor,
birinin gelip yolculara
bedava Zaman gazetesi
dağrttığını öğreniyor. Ali
Gürsoy, "Yanımızdaki
otobüslere de dağrtım
yapılıyordu.
Cumhuriyet'in işinin ne
kadar zor olduğunu bir
kez daha anladım" diyor.
J
eofizik Mühendisleri Odası istanbul Şube
Başkanı Doç. Dr. Yıldınm Güngör, Kon-
ya'da durduğu yerde çöken 11 katlı apart-
1 man için Selçuklu Belediye Başkanı'nın,
"Binanın tüm evrakları tamamdı" dediğini anımsatı-
yor ve "Allah'ın hikmeti işte. Eğer tüm evraklar ta-
mamsa başka nedenler aramamız gerekmiyor" diyor.
Doç. Dr. Güngör, haklı...
Şeytan taşlarken ölenler için de Suudi Arabis-
tan'daki yetkililer aynı görüşte değil miydi?
Kader!
Fakat Doç. Dr. Yıldınm Güngör, "kader"in önüne
geçecek bir "sır" veriyor:
"Biliyorsunuz 17 Ağustos depreminden sonra
'İstanbul yıkılacak' diye çırpınıp duruyoruz. Istan-
bul'da yapılan binalann da artık evraklan tamam.
Hele son birkaç aydır bu evraklar o kadar hızlı ta-
mamlanıyor ki şaşarsınız. Belediyeye baöışı yaptın
mı binayı dikiyorsun. Konya'yı görünce istanbul'u
Optaklık
düşünmek bile istemiyorum. Umarım Istanbul'da
her evrakı tamam binanın sonu Konya'dakine ben-
zemez."
Konya'da bir tek apartman çöktü, Konya'daki yet-
kili ve etkili kişiler, bir kanş kann altında kalan istan-
bul'daki yetkili ve etkili kişiler gibi çoktüler; en büyük
başanları, inşaatın müteahhidini yakalamak oldu!
Bayındıriık ve Iskân Müdürlüğü'nün "oturulamaz"
raporuna karşın binaya "oturma izni" verenlerle bir-
likte demeç vermekten başka bir iş yapmadılar...
Konya'daki bir apartman için bütün Türkiye sefer-
ber oldu. Çevre illerden resmi kurtaıma ekipleri, as-
keri ekipler, sivil toplum gönüllüleri Konya'ya aktı. Her
ne kadar karayolu ile Ankara-Konya arası iki saat sü-
rüyor ve Ankara'dan kurtarma ekipleri ancak altı sa-
atte gelebildiyse de sonuçta "herkes" geldi.
Yetkililerin yaptığı ıse enkazın üstüne iş makinele-
rini çıkartmak oldu! Bir tek apartmanın enkazını bü-
tün Türkiye kaldıramadı.
Bir de istanbul'u düşünün... Biraz kar yağdığı za-
man felç olan Istanbul'da bırakın depremi üç-beş
apartman aynı anda çökse ne olacak? Ne olacağı
şimdiden belli.
Enkaz alanlarından televizyonlar canlı yayın yapa-
cak. Canlı yayınlara katılan vali beyle belediye baş-
kanları, arkalarında enkazın görüntüsü olduğu hal-
de sorumlular hakkında gerekenin yapılacağını bil-
direcek. Müteahhitler yakalanacak. Binaların evrak-
lannın tamam olduğu açıklanacak.
Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başka-
nı Güngör, "Umanm istanbuPda her evrakı tamam
binanın sonu Konya'dakine benzemez" diyor. O hal-
de, bundan sonrası artık "kader" ya da müteahhit su-
çu değil, yetkililerin suça ortaklığı olmalıdır!
Kurtuluş
Anıl Öçal: "Recep
Tayyip, 'Kıbns'ta ver
kurtul demiyoruz
1
demiş. Haklı; bir tek
Kıbns'ı vermekle
kurtulamayacak!"
\
SESSÎZSEDASIZ(I) Sağlıkreformuya da SSK'yitüketmek
Tıp_Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali
Rıza Üçer anlatıyor:
"SSK hastaneleri ve dispanserle-
rinde milyonlarca yurttaşımız her
geçen gün daha derinleşen bir kuy-
ruk çilesi çekiyor. AKP'nin mucize-
vi 'sağltkta dönüşüm' programı da
bir işe yaramıyor. Zira IMF ve Dünya
Bankası gibi küresel güç odaklannın
ANAP'ın tek başına iktidar olduğu
1980'li yıllardan beri dayattığı 'Sağlık
Reformu Projesi'nin yıllar içinde yıp-
ranması ve inandıncılığını yitirmesi ne-
deniyle AKP hükümetince adının de-
ğiştirilerek 'Sağlıkta Dönüşüm Proje-
si'olarak yeniden vizyona sokulduğu
bir sürecin sancılannı yaşıyoruz hep
birlikte...
Sosyal güvenlik kurumlarının sağlık
harcamalan hızlı bir artış gösteriyor. Bu
artış içinde ilaç ve tıbbi sarf malzeme-
si harcamalan başat bir rol oynuyor.
Bu kurumlann 1996 yılında 147 trilyon
lira olan toplam sağlık harcaması 2002
yılında 7.7 katrilyon liraya çıkıyor. Ya-
ni ABD Dolan bazında 3 kat artıyor.
2002 yılında SSK, Emekli Sandığı
ve Bağ-Kur'un 3 katı bir nüfusu kap-
sıyor ama Emekli Sandığı ve Bağ-
Kur'un toplam sağlık harcamasından
daha azını gerçekleştiriyor.
Bu denklemde SSK'yi Emekli San-
dığı ve Bağ-Kur gibi yalnızca hizmetfi-
nanse eden ve dışandan satın aldığı
mal ve hizmetlerdetoplu ilaç alımlann-
da sağladığı avantajlar gibi toplu alım
gücünü kullanamayan bir kuruma dö-
nüştürdüğünüzde ortaya çıkacak za-
rar 'Sağlık Reformu' denkleminin so-
nucunu açık seçik ortaya koyuyor.
Bu denklem ulusal sağlık harcama-
larımızın katlandığı, ulus ötesi şirketle-
rin kârlarına kâr kattığı küresel bir
denklemdir."
Her Şey Demokrasi Aduıa!..
AHMET ARPAD
Girişimleri toplumdan uzak,
toplumdan kopuk. Bilinçsizyı-
ğınları besleyen parlak sözle-
rinin içi boş, yavan. Her şey
bir laf ebeliği. Demokrasi adı-
nayuttuımaca...
1950'de başlattıkları politık
yozlaşmayı doruk noktasına
getirdiler. Çöküntü karabasa-
nı büyüdü, hızlandı. Son biryıl
içinde de freni kopmuş, Bar-
baros Bulvan'ndan inen halk
otobüsü ömeği kaptırmış gidi-
yor! Günümüzde politikanın
dini, imanı kalmadı! Mende-
res'in demokrasi adına baş-
lattıklannı 'torunlan' başarıyla
devam ettirdi. Devlet eliyle ku-
rulmuş, gelişmiş, ülke ekono-
misini yaşatmış olan fabrika-
lar, sinsi uygulamalaria para
babalarına, dış sermayeye
teslim edildi. Avrupa Birtiği al-
datmacası ile gümrük kapılan
ardına kadar açıldı. Içleri sız-
lamayan politikacılar, parlak
sözlerle, laf ebelikleri ile, çoğu
kez çıkarcı medyanın da yar-
dımıyla, yaptıklannı başan ola-
rak yutturdular topluma. Ata-
türk'ün on yılda gerçekleştir-
diği yerleşik ve üretici toplum
yapısı yıkılırken çok çıkarcı sus
pus kaldı. Hele 12 Eylül'den
bu yana sermaye çevrelerince
satın alınan, gözü AB'den
başka bir şey görmeyen lotar-
yacı basın! Toplumu yöneten-
leri eleştirenlere artık televiz-
yonlarında program yaptırmı-
yorlar, gazetelerdeki köşeleri-
ni ellerinden alıyor, kapı önü-
ne koyuyorlar.
Sürekli bir iç gerilim
Son bir yılda ardı ardına ya-
şadıklarımız ürkütücü. Seçi-
lenler, toplumun altında ezil-
diği sorunlann üzerine gide-
ceğine, sorun üstüne sorun
, yaratacak konulara el atıyoriar.
Gözünü budaktan sakınma-
î yanlar tehlikeli bir oyun oynu-
i yor! Girişimleri toplumu sürek-
\ li bir iç gerilimin eşiğine getir-
. mek üzere. Dokuz Eylül Üni-
• versitesi'nin kasım ayında
. yaptığı bir ankete göre, yurt-
' taşlar en çok Cumhurbaşkanı
. ile orduya güvenmekte. Bildi-
ğini okuyanların ise hiç kim-
seyi umursadığı yok.
Ortada fol yok, yumurta
yokken Kamu Yönetimi Te-
mel YasaTasansı'nı dayatma-
ları, pervasızca TÜBlTAK'a el
atmaları, Iktidara gelince
Müslümanlık kavgası devam
eder", diyen birini Başbakan-
lık Müsteşarlığı gibi Türkiye
Cumhuriyeti'nin en Önemli
makamlarından birine getir-
meleri, tüy üzerine tüy dikmek
değil de nedir!
Bir zamanlar islami hareke-
tin devlet yönetimini ele geçir-
mesi gerektiğini söylemiş olan
bu kişi şimdi, Türkiye Cumhu-
riyeti'nin kaderiyie oynayacak
konularda yetkı sahibi! Başba-
kanlık Müsteşarı sadece Ka-
mu Yönetimi Tasansı'nın ha-
zırlanmasını veTÜBİTAK'ın tır-
panlanmasını perde arkasın-
dan yürütmemiş, kamuoyu-
nun ve devletin çeşitli birimle-
rinin tepkisıni çeken birçok dü-
zenlemeye de imza atmış.
Laik Cumhuriyet ile
kavgalı
Kamu Yönetimi Temel Yasa
Tasansı'nın anayasamıza ay-
kın çok sayıda ilke ve kural
içerdiğini söyleyen Danıştay
Başkanı Nuri Alan, "Bu yasa
federatif yapının itk basama-
ğı" diyor. Danıştay Başkanı,
bu yasanın kamu yönetiminde
oluşturacağı yıkımın gideril-
mesinin mümkün olamayaca-
ğını da belirtiyor. "Eğitiminye-
relleşmesine federal yapılar-
da rastlanır" diyen eski Milli
Eğitim Bakanı Hikmet Uluğ-
bay da merkezi denetim orta-
dan kalkacağı için eğitimin ka-
litesinin düşeceğine dikkati
çekiyor. Eyaletlerle yönetilen
Almanya, eğitim farklılığının
acısını kuruluşundan elli küsur
yıl sonra hâlâ çekmekte. Bu
güçlü endüstri ülkesinin eği-
timde otuz Avrupa ülkesi ara-
sında son sıralarda yer aldığı,
bundan iki yıl önce açıklanan
ünlü "Pisa" araştınmasıyla ka-
nıtlanmıştı.
Avrupa Biriiği'nin bölgesel
ve yerel yönetimler politikası-
nın özünü kültürel-etnik ve
dinsel haklar oluşturur. Türki-
ye gibi "kültürter mozaiği" bir
ülkeyi eyaletlere bölerek yö-
netmenin "uius devlet"\n ve
laikliğin temellerine dinamit
koymak anlamına geleceğini
düşünen her insan kavrar.
En çok da ülkeye başkanlık
sistemini getirmek isteyen,
"idealim başkanlık" demekten
kaçınmayan Başbakan Erdo-
ğan. Ancak tarikat vakıflan ile
iç içe, laik Cumhuriyet ile kav-
galı, iç gerilimi sürekli arttıran,
bildiğini okuyan bir iktidann
ömrü daha nereye kadar gi-
der?
Başbakanının "Türkiye mo-
dern bir Islam devletidir" de-
diği hükümet, din devletine gi-
den 'arnavutkaldırımı' yolda
yürüyor.
Dünya kapitalizminin ön-
deriiğini elinde tutan Amerikan
büyük sermayesi, işbaşına
getirdiği politikacının ülke yı-
ğınlarında sevimsizleşmesini
hiç bağışlamaz. Ortadoğu, Af-
rika, Latin Amerika ülkeleri bu
gerçeğin sayısız örneği ile do-
ludur. Son elli yıldaTürkiye de!
KtM KİME DUM DLMA BEHÎÇAK behicsk <ı turk.net
ÇtZGİLİK KÂMİL MASARAU kamilmasaraci << mynet.com
BULLT BEBEK MRAYÇİFTÇÎ bulutbebek " hotmail.com
i, tarih der<.inâehahç<&S.e. kurbanhk loi
hâkkmd'a
insa-nîap
•ianrM?3T>.
Hırbanlar
'
HAYAT EPtK TÎYATROSU MLSTAFA BÎLGÎN
BALIIC.
OCA< AYININ
ZAM
ŞAAM>ÎYONU
OLMUŞ'
/ "KÜME t>Ü5EN"DE
YİNE BIZ
ANASIN1I S
I I I I I 1 [ I I
TARİHTE BUGÜ1V MLMTAZARIKAN 6Şubat wwu.nuunta3-ftrikan.com
DÜZELTME İLANI
09.01.2004 tanhinde \enlen Genel Kurul ılanı seh\en \azıldığmdan aşağı-
dakı şekilde düzeltilmıştır. Boğazıçı Çevre Kültür Da>anışma Deme&'nın ılk
Genel Kurul Toplantısı 15.02 2004 günü saat 1 ? OO'te Emırgan Posta Yolu Cad.
59 1 adresınde. çoğunluk sağianamadıgı takdırde 22 02.2004 günü a\Tiı yer ve
saatte yapılacaktır.
GLNDEM.
1. Açılış, 2. Divan teşekkülü, 3. Faaliyet raporu okunması. 4. Kesın bütçe-
nın okunması. 5. Tahmini bütçenin okunması \e oylanması. 6. Yönetım Ku-
ıulu'nunıbrası. "" Seçımler. 8. Kapanış.
İÇ VE DIŞ SORUNLAR ARTARKEN..
163S'TE 8UGÜN,OSMAULt A4P/fAH/2t.AHMET
öiMÜf-nJ. üç Suçufc y/u SULAN 8te süRE
Ta/f7774 /CAlj^AJ ST./ff/Mer, DEISLETİN ı'Ç. l/£ DIŞ
SOtZUUlAf'IAJIN ASIfi£A$rTĞt DEI/REPE YOMETİM-
DEYOİ. 4-3 YILLIK K&FES YAÇAMlMOA(&ĞZETlM
ALTiNOA} İYİ S/e EĞİT'M v£ ÖĞ/SENİM SÖ££-
/ifEM'f OL&UĞUNDAM, KÖ7ÜYE GtDEU PURUM
SAORA2AM DeĞİSTİRMEKrSH BAÇfiA ŞEY'yA-
RİKfi 'OAKI EyAL£TZ££DE ÇEÇlTZl Ş
LAK BAÇ6ÖS7EHMİŞTİ. TÜA4 /KT/DA8 YlL.LAR.tNt
EPtRNE SAOAYI'NDA Ğ£Çt££M E.AÜMET, İŞTAN-
8UL'OA KANUhl'l TtiRBESıNE GÖttaiMÜŞTÜ
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Eyercinin Öyküsü
Dağanmda yer alan öyküler arasında eyercinin
öyküsü çok etkiler beni. Arada bir düşünür, gülüm-
serim. Ne güzel insanlar var diye iyimsertik duya-
nm.
Eyercinin gülüşü de o öykülerden biri. Kısa ama
özlü, tüm yaşamı özetler gibi. Bu öyküyü ilk kez
rahmetli Ahmet Adnan Saygun'dan diniedim. O
dönem operada bir atılım beklentisi var. Ünlü ope-
racılanmız, Ankara'da bir toplantıda buluştu. Ba-
şı çekenlerden biri Leyla Gencer, operamızın gü-
zel yıldızı. Gözümüzü de parlatan bir yıldız opera-
da. Dünyaya açtığı pencerede güzel tırmanışlan
var. Ankara'da buluşan opera sanatçıları Türk ope-
rasında olumlu bir katkı beklentisiyle düzenliyor
toplantıları. Adnan Saygun da yer alıyor toplantı-
da. thsan Doğramacı özel bir ilgiyle Saygun'un
Ankara'ya yerleşmesini istiyor. Doğramacı'yı tanı-
yanlar bilir, isteğini gerçekleştirmeden rahat ede-
mez. Ancak Saygun'un kişiliği başkalanna rahat-
ça davranmak olanağı vermiyor. Ost üste toplan-
tılardaTürk operasının gereksinim duyduğu konu-
lar yer alıyor. Eksiter saptanıyor, artılan daha çok
değeriendirmek yolu aranıyor.
O günlerin coşkusunu unutamam. Yıldızlar yağ-
murunda yaşar gibi coşkulu bir dönem. Güzel söy-
leşiler, öyküler, beklentilerle geçen günlerde çok il-
ginç konuşmalara tanık oldum. Güzel öyküler din-
iedim. Eyerci öyküsü de bir armağan bu toplantı-
lara:
Olay at yarışlarında geçiyor. Yanşlar sürerken bir
kişi çevredekilerin ilgisıni çekiyor. Hiçbir özelliği
yok ama, yanşı izlemesi göze çarpıyor. Kimseyle
konuşmuyor, sessizce ama çok derinden izliyor
yanşlan. Ozellikle bir atla ilgileniyor. Güzel bir at,
ancak özelliği yok. Herkes bu ilginin nedenini me-
rak ediyor. Yanşlar bitiyor, bu adamın ilgisi bitmi-
yor. Merak uyandıracak düzeye geliyor gıderek.
Son gün geliyor, yanşlar sonuçlanacak, herkes
çok gergın. Yarış bitiyor, çevrenin ilgısini çeken
adam şapkasını havaya fıriatıyor, bir de çığlık atı-
yor. Çevredekiler büsbütün merak ediyor, biri so-
ruyor sonunda:
- Sevinciniz nerden kaynaklanıyor, atın sahibi
misiniz, para mt yatırdınız, yoksa ne var?
Adam önce şaşınyor, bu yorumlara akıl erdire-
miyor.
- Ben hiçbir şey yapmadım, bir özelliğim yok a-
ma, yanşı kazanan atın eyerini ben yapmıştım.
İşte böyle, kimi eyer yapıyor, mutluluğa bir pen-
cere açıyor, dünyalar onun oluyor. Kimi de başka-
larının sırtından başanlar kutluyor.
Adnan Saygun çok tadına vararak anlattı bu öy-
küyü. Elbetdinleyenlerdeçokhoşlandı. Olayıngi-
zemi burada galiba. Emeğiyle, bilgisiyle, coşku-
suyla bir olaya katkıda bulunmak çok güzel. An-
cak herkes tadına varamıyor. Sanat dallannda ör-
neğini çok görüyoruz. Kimi kişiler yalnız eyeri gös-
termekten hoşlanıyor, oysa eyer aynntı ancak. Ola-
yın gerçeğini görmek, hissetmek, paylaşmak ge-
rekiyor.
Ülkemizde de yaşanıyor bunlar. Kimi olaydatek
yaratıcı yok, olaya özünü, coşkusunu yansıtan ki-
şiler var. Ama onların adı da yok, sanı da. Ancak,
esintisi var. Bilenler kaçırmıyor!
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6
SOLMNSAĞA:
1/Argoda*ji-
golo" anla-
mırıda kulla-
nılan sözcük.
2/ Dinsel ko-
nuşma... Üst
yanı açık bo-
ru. 3/ Bir işi
yaptırabilme
gücü... Os-
manlılarda
kapıkulu as-
kerlerine ve
kimi devlet görevli-
lenne üç ayda bir ve-
rilen ücret. 4/ Burun
iltihabı... Birgöster-
me sıfatı. 5/Uzun bir
şeyin baş ya da son 5
noktası... Akdeniz 6
yöresine özgü bitki
topluluğu. 6/.\hbap- 8
hk, arkadaşhk. 7/ 9
Radyum elementinin simgesi... Demiryolu...
"SaçlanmaakdüştüSana — bulamadım" (Şar-
kı). 8/ Küçük tekne kaptanı... Tunceli yöresine
özgü, "sac sınmı" da denilen bir rür hamur ye-
meği. 9/Ayakkabırun üst yüzünün ön tarafında di-
kişle aynlan burun bölümü.
YLTCARTOAN AŞAĞIYA:
1/Pokerde oyunu açabilmek için gerekli ele veri-
lenad. 2/ Hintli kaduılann ulusal giysisi... Sarhoş
ya da külhanbeyi bağırması. 3/ Gagasındaki 360
delikten güzel sesler çıkardığuıa ınanılan efsane
kuşu... Notada durak işareti. 4/îyi, güzel... Yatak
doldurmaya yarayan yün, pamuk, kıtık gibi şey-
ler. 5/Telli bir çalgı... Kanun. 6/Yapmacıklı dav-
ranış... "Bâki yine — içmeğe and içti demiş-
lerTJivâne midir bâde dururken içe andı" (Bâki).
7/Marmara Bölgesi'nde bir göl... Suudi Arabis-
tan'm plaka işareti. 8/Gökle yerin birleşir gibi gö-
ründüğü çizgi... îlişkin, değgin. 9/Kurnaz, açık-
göz... En büyük Hint tannsı.
İSTANBUL VEYA MARMARA
BÖLGESİ'Nİ KAPSAYAN
RADYO SATIN AUNACAKTIR.
Bilgi için. NURSEL ATMACALI
0 532 302 99 22
0 216 368 34 28
atmacali@ttnet.net.tr
SATILJK
2OOO Model
OPEL CORS/%
1.4GLS, Klimali, 15.000.000.000TL
O 532 281 52 16