Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2004 PAZAR
HABERLERlN DEVAMI
TURKIYE
istafibu Y 11 Sınop Y 14 Adana Y 14
Edıne 6 Samsun PB 15
Focaelı 12 Trabzon PB 14
Çanakkie 10 Gıresun PB 12
bmr 14 Ankara
Mansa Y 12 Eskişehr
fydın Y 12 Konya
Denzli 11 Sıvas
Zongulak Y 13 Antalya Y 12 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıirt
Hakkân
Van
Y
Y
Y
Y
Y
K
K
14
6
10
7
8
0
3
K -9
Parçalı bulutlu
Butun bolgelenmız
parçalı çok bulutiu Orta
ve Dogu Karadenız kıyı- n
.
lan dışında tum yurt ya- '-'sıo
DIS MERKEZLER
K -5 Berlin K 1
ışlı geçecek Trakya, Helsinkiğış . . .
Batı Karadenız ımç ke- Stockholm K -3 Madrıd
E'Tö^sS: Londra B 6 ^ T
K ;6 Budapeşte PB 1
B 10
B -3
sunda kar şeklınde ola- Amsterdam K 2 Belgrad
cak. Hava stcaktığı yur- Brüksel K 3
dun Kuzevoatı kesımle- p a r
j s
Sofya J<
nnde bıraz azalacak. dı- —
ğer yerierde onemlı bır Bonn
değışıklık olmayacak. Münih
B 5 Roma B 10
K 2 Atına Y 12
K 2 Zürih B 1 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kahıre
K
Y
PB
PB
PB
PB
PB
B
-3
9
-8
4
11
0
1
20
PB 13
Sıslı Bulutiu ^ Çok Dulutlu ı Yağmufiu Sulu kar , Gok gürjltülü
G O N d l E L CÜNEYTARCAYÜREK
I Başmrtfi 1. Sayfada
nıyor.
Bunaka-şın, lider kadrosunun dışındakilerin beyni
çinde tiarlar auiık bir bir gazete sütunlanna yansı-
Üstek bu yamsımalar AKP Meclis grubunun örgü-
3ünü de gûn ışı-ğına çıkanyor. Milletvekillerinin hangi
arikatave/a m«zhebe bağlı olduklannı kamuoyu bi-
•er ikişe- ısmleriyle öğreniyor.
AKPGer>el Başkanı'nın -üstelik laik cumhuriyetin
Daşbakanı olan zatın- herkesten önce Atatürk'ün
•nareşa res mine, Muhafız Alayı'nın odasına yansı-
yan sesneters bakan milletvekilini kınaması, eleştir-
•nesı gere<mez miydi? Gerekirdi. Ancak böyle bir
davranşı RTE'den beklemek dörtte bir piyango bile-
îine on Tilyon çakmasını hayal etmek gibi bir şey.
Hazret. g-eniş tepkiyi frenlemek, olayı geçiştirmek
için milfetve-fcilinın disiplin kunıluna verildiğini söyle-
mekJe ^etinryor-
• • •
Yeni bilgleryalnız Kutlu'nun değil; AKP içinde din-
sel rejirr kıo ırdanmalannın bir iki kişiyle sınıriandınla-
mayacağını, iktidar partisinde irticaya gönül veren
milletvedli sayısının hayli kabarık olduğunu gösteri-
yor.
Bu dırum, FTTE'nin Kutlu ve benzeri milletvekilleri-
nı hima/e etmeye görevli kıldığı gibi; siyasal denge-
ler açısndan tauikatçı, Islamcı rejim özlemi çekenle-
re karşı vazryet almasını da engelliyor.
Anka-a'dan on-on beş kilometre dışında Esenbo-
ğa yolundaki Pursaklar, yobazlan banndıran ilçe bü-
yükJüğLnde bir kent. Gericilerin yuvası olduğu yıllar-
dır bilinmesine karşın, ilk kez, bu kentin ne mal insan-
lan barndırdığı (jandarmanın çabasıyla) gazetelere
yansıdı
Kentte çok sayıda tarikat yurdu, Kuran kurslan fa-
aliyette Burada, orneğin Nakşibendı tarikatının kolu
Menzil Dergâht da yer alıyor. Orneğin bu kentte der-
gâhın şeyhi Feyzettin Erol'un çağnlısı olarak (Nurcu)
Hüsrev Kutl u ile 6 AKP milletvekili yer sofrasında oruç
açıyor. örneğin, şeyhin Sivrihisar'da bir milyon dola-
ra üç bin dönürn dolayında çiftlik arazisi aldığı konu-
şuluyor. orneğin, Feyzettin Erol'un dergâhına gelen-
ler arasında (Saygı Oztürk'ün yazdığına göre) elbet-
te bir gün isimlen açıklanacak, kimler yok ki...
Bütün bunlar laik rejimi içeriden çökertme hazır-
lıklannın su yüzüne vuran ilk işaretleri.
örtü kalkıyor, gerçek yüz sıntıyor. Lider kadronun
laik cumhuriyete bağlılık söylemlerini, nutuklannı, ya-
zılı yazısız açıklamalannı geçiniz bir kalem.
• • •
Atatürk'Cin mareşal üniformalı resmine, askere kar-
şı sözlere, camide sakal öpen tarikatçı sürüsüne kar-
şı KKK Orgeneral Aytaç Yalman'ın tepkisinde ne ka-
dar haklı olduğunu anlamak için dind gazetelere (or-
neğin Vakit'e) göz atmak yeterli.
Gazeteye gcVe, (nedense süregelen yayınlarda Ge-
nelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök'ün aynı içerik-
teki açıklarnalanndan söz edilmiyor) Orgeneral Yal-
man, siyasal açıklamalar yapmış, Askeri Ceza Yasa-
sı'nın 148. maddesini ihlal etmiş, hapısle cezalandı-
nlmalıymış!
Irticai hareketlere hoşgörü ile bakıldığı bu dönem-
de, laik cumhuriyeti koruyup kollamayı görev bilen ye-
gâne güç TSK'nin, üstelik Kara Kuvvetleri gibi T-
SK'nin belkemıği bir gücün komutanının son gerici
hareketlere sert tepki göstermesine ancak laik rejim
düşmanı, tarikatçı kafalar karşı çıkabilir.
• • •
İktidar partisinin bulduğu tek çare; bünyesindeki ir-
ticai hareketleri kamuoyunun gözünden kaçırmak!
Müsteşar Dinçer'in, istifayı düşünüp düşünmedi-
ğini soran gazeteciye, "Bu ülkede bazı şeyler dışar-
dan görûlcfüğü gibi değil" diye verdiği yanıt, bu yak-
laşıma somut bir örnek.
Bu açıklama ne demeye geliyor? Kısacası iktidar
partisi başkanı, Başbakan'ınötedenberigeniştartış-
malara yol açan duyarlı kimi önemli konulann üzeri-
ni örtmeye çalışan yöntemi yine uygulamaya soktu-
ğunu, müsteşara tartışmaya olanak sağlayacak açık-
lamalardan uzak durmasını salık verdiğini gösteriyor.
Boşuna gayret. Zıra, gerici hareketlerin odak nok-
tası AKP.
Son olaylar bunu ve şunu gösterdi; saç düştü kel
göründü!
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Bir hayal kentimyıkıldı
• BaştarafıArka Sayfada
kapısında 12. yüzyıl-
dan kalma evleri. yol-
ları. kütüphaneleri,
hamamlan ve kalesi,
her şevi kumdan:
BAM kenti.
Kentin kum kapısın-
dan içeri giriyoruz. İş-
te evler, işte hamam, iş-
te kütüphane, işte pa-
zaryeri. Sanki az önce
binîerce çocuk buraya
gelmiş ve bu kumdan
hayal kentini yapıver-
naişler. Deniz kıyısın-
d a , ince kumlarla oy-
n a r gibi...
Sonra, sonra kurak-
lık olmuş ve kent terk
edilmiş.
Tarihi kentin ıssız
yollarında kayboluyo-
m z , artık ne Devrim
ÎVluhafızları var ne ka-
r a gece. Yollar bir labi-
nent gibi, hepsi birbiri-
n e benziyor ve biz hiç
dhırmadan kayboluyo-
m z . Ama tepedcn ço-
c u k sesleri, şarkılar ge-
liyor. Tepeye varmalı-
VTZ! Bu san ve kırmızı
kumıın binîerce renk
ckyunu yaptığı yollar
l»izi bir yerlere götür-
meli. En azından tepe-
ye, çocuk seslerine, ço-
cuk şarkılarına.
Sonunda tepedeyiz.
Bir amfıtiyatronun ka-
pısında. tranlı yüzlerce
çocukla birlikte bekli-
yoruz. Az sonra kapı
açılacak ve hep birlik-
te tavanı yeni çağlara
uygun bir biçimde ör-
tülmüş. 12. yüzyüdan
kalma bu amfitiyatro-
nun taş merdivenleri-
ne oturup film izleye-
ceğiz.
Ve film başlıyor: 'Ar-
kadaşımrn Evı Nerede?'
bol ödüllü bir fran fil-
mi. Çocuklarla güle
oynaya seyrediyoruz."
Bam kentinin benim
kentlerimden bin olma-
sının nedenini anladınız,
değil mı? O gün bırlikte
film ızlediğim tranlı ço-
cuklar artık yetışkin ol-
dular ve belli ki pek ço-
ğu bu korkunç deprem-
de öldü ya da yakınlan-
nı yitirdi. Benim için de
güzel bir anı acıyı tattı.
Güzel uyusunlar.
seyreyleisiKg yahoo.com
isilozgentürk(g süperonlıne
Mağdurlar bakanlan yalanhyortZMtR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - Milli Eğitim ve Sağlık ba-
kanlannın, '80' puan alanlan
açıkta bırakırken '0' puanlıları işe
yerleştiren sınavla ilgili savunma-
lannın gerçeği yansıtmadığı orta-
ya çıktı. Atamalann yer tercihine
göre yapıldığını açıklayan bakan-
lann açıklamalannın aksine, ter-
cih formlannda önceliğin puan-
larda olduğu belirtiliyor..
Sağlık Bakanhğrnın önce 13
bin 500 olarak açıklayıp daha son-
ra 20 bine çıkardığı kadro alımı
için 13 Aralık'ta yapılan sınavda
0 puan alan 16 kişi çeşitli görev-
lere yerleştırilirken 60-80 puan
alanlar açıkta kalmıştı. Adaylara 5
tercih hakkı tanınan sınavda, ayn
birkutucukta "Bunların dışında
başka bir yere atanmak ister
misiniz?" seçeneği sunuluyordu.
Olayda kadrolaşmanm olmadı-
ğını savunan Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik, tercih sıralama-
smın böyle bir sonucu dogurdu-
ğunu söylemişti. Çelik, 5 tercih
dışındaki yerlere atanmayı kabul
edenlerin yerleştirildiğini dile ge-
tirmişti. tzmir'den sınava katılan
bir hemşire ve laborant, bakanın
söylemlerinin gerçeği yansıtma-
dığını ortaya koydu. Sınavda 31
puan aldığını ve "Başka bir yere
atanmak ister misiniz" sorusu-
nu "Evet" diye yanıtladığını kay-
deden hemşire, '0' puanlılann
atanmasuıa karşın kendisinin
atanmamasını örnek olarak gös-
terdi.
Coğrafya, tarih, inkılap tarihi
AKP SİİRT İL BAŞKANI SUÇLANDI
'Şaibeli atama' kavgası
Haber Merkezi - Sürt'te
AKP'ye katılım toplantısın-
da kavga çıktı. Başbakan Re-
cep Taj'yip Erdoğan'a mil-
letvekilligi yolunu açabil-
mek için istifa eden ve yerel
seçimlerde belediye başkan
aday adayı olan Mervan
Gül'ün de katıldığı toplantı
sırasında yolsuzluk ıddialan
ortaya atılınca kavga çıktı.
Bir partilinin, sağlık perso-
neli atamalanna "şaibe" ka-
nştınldığı ve îl Başkanı Şe-
fik Erden'in çocuğunun
haksız yere kazandmldığı
iddiasını dile getirmesi üze-
rine tartışma çıktı. Kısa süre-
de büyüyen tartışmada parti-
liler arasında arbede yaşan-
dı. Yöneticilerin araya gir-
mesıyle son bulan arbedenin
ardından birçok AKP'li top-
lantı salonunu terk etti.
ve meslek sorulannın sorulduğu
sınavla ilgili tartışmalann ardın-
dan Sağlık Bakanı Recep Akdağ,
bunun bir bilgi sınavı ohiıadığını,
tercih sıralaması olduğunu söyle-
mişti. Aynı sınavda mağdur olan
bir laborant da kendilerine sınav
öncesinde verilen tercih formla-
nnda, "Önce puanlanna bakıla-
cak, sonra tercihlerine" yazıldı-
ğına dıkkat çekti. Laborant, bu
sayfayla birlikte itiraz dilekçesini
Sağlık Bakanlıgı'na göndereceği-
ni belirtirken "Şimdi de 'Baskı
hatası olmuş" mu diyecekler?
Onlann yüzünden içler acısı ha-
le düştük" diye konuştu.
Bu arada, Milli Eğitim ve Sağ-
lık bakanlıklannın birlikte yaptı-
ğı yazılı açıklamada ise Sağlık
Bakanlıgı'na sözleşmeli sağlık
personeli alımı sınavında, yüksek
puan alan adayiann dışanda ka-
lıp düşük puan alanlann yerleşti-
rilmiş olmasmın, adayiann kendi
tercihlerinden kaynaklandığı
kaydedildi.
1 milyar dolar Allah'a havale
Ekonomi Servisi - Ortaklanndan "kâr pa-
yı" dağıtma iddiasıyla para toplayan ve yeşil
sermayenin en büyük kuruluşu olarak bilinen
Kombassan, 2000 yılında yaşanan krizin san-
cılannı ortaklara çektiriyor. Avrupa'daki gur-
betçilerden ve Konya'daki vatandaşlardan
toplanan 1 milyar dolan aşkın para ile ayak-
ta duran ancak 2000 yılındaki ekonomik kriz
sonucu ortaklanna kâr payı dağıtmayan Kom-
bassan Holding'in ortaklanna gönderdiği di-
ni içerikli ifadelerin de yer aldığı mektuplar-
da "Allah'a emanet olun" temmennisi ve
"sabır" dilekleri, holdingin yeni bir krizin
içıne girdiği şeklinde yorumlandı.
"Faizsiz kazanç" ve "kâr payı" adı altın-
da gurbetçilerden toplanan paralarla plastik
ürünler, mermer, yedek parça, deri, kâğıt,
tekstil, otelcilik, spor ve marketçilik alanla-
nnda büyük yatırımlar yapan Kombassan
Holding'e, Romanya'da bulunan Dulman fab-
rikası ile birlikte son yıllarda Bera Oteller ve
Afra marketler zıncirine yapılan büyük yatı-
nmlarla sıcak para akışı sağlandı.
Kombassan Holdıng, kâğıt, tekstil ve PVC
kapı-pencere sistemlenyle ilgili yatınmlannı
da sürdürdü. 2000'de Türkıye 1. Basketbol
Ligi'ndeki Kombassan Konyaspor erkek ta-
kımı ile milli haltercilerin de yer aldığı halter
takımını kapatan Kombassan, 2. ligdeki Kon-
yaspor futbol takımının sponsorluğundan da
çekildı. Kombassan, son yıllarda hiçbiryatı-
nm, temel atma ve açılış töreniyle gündeme
gelmedi.
Ortak sayısı 100 bin civannda olan Kom-
bassan Holding 1989 yılında Haşim Bayram
tarafindan kuruldu. 1 milyar dolar civannda
para toplayan holdingin yönetim kurulu baş-
kanı Bayram, son yıllarda ortaklannın açtığı
davalarla zor anlar yaşadı.
9
Islami holding ortada bıraktıI Baştarafiç 1. Saşyfada
hesabını soranm" diye isyan et-
ti. Eskişehirli sanayici Ali Top-
kaya, Konya'da bir arkadaşının
aracılığıyla tanıdığı Kadayıfçı ai-
lesinin dramından çok etkilendi.
Topkaya, Kombassan Holding'de
bulunan hisselerinin 60 milyar li-
ralık bölümünü 14 yaşındaki lö-
semıli Mehmet Emin Kadayıf-
çı'mn tedavisinde kullamlmak
üzere babası Ahmet Kadayıfçı'ya
devretti. Selçuk Üniversitesi Tıp
Fakültesi, Ankara Onkoloji has-
tanelerinin tahlillerinin ardından
Mehmet Emin'in askerdeki ağa-
beyi ile iliklerinin yüzde yüz tut-
tuğu belirlendi.
Hastane yetkililen 100 milyar
lirayı bulan masrafın bir bölümü-
nü ameliyat sonrasında tahsil
edebileceklerini belirterek he-
men Mehmet Emin'in tedavisine
başlamak istediler.
Ahmet Kadayıfçı da hisselerin
karşılığı olan 60 milyar lirayı tah-
sil etmek üzere Kombassan Hol-
ding Genel Merkezi'ne gittigin-
de, yöneticilerden Haşim Şa-
hin'in "Kimseye ödeme yapmı-
Kadayıfçı, "Aylardır, bugiin git yann gel. diyerek beni oyaladılar. Çocuğumun yaşaması için gereken ilik
bulundu. Ancak bu kez de holding paramızı vermediği için ameliyat erfiremiyoruz" diye konuştu.
yoruz, ileride paranızı veririz"
sözleri üzerine büyük hayal kı-
nklığı yaşadı. Yaklaşık 7 aydır
parasını tahsil edemediği için oğ-
lunu ameliyat ettıremeyen Kada-
yıfçı, "Aylardır, bugün git ya-
nn gel, diyerek beni oyaladılar.
Çocuğumun yaşaması için ge-
reken ilik bulundu. Ancak bu
kez de holding paramızı ver-
mediği için ameliyat ettiremi-
yoruz. Milletin parasıyla sefa
sürüyorlar. Biz de rezillik için-
de yaşıyoruz. Çocuğum ölürse
hesabını soranm. Bir de Müs-
lümanlıktan bahsediyorlar.
Oğlum gözlerimin önünde eri-
yor" diye konuştu.
Hastalığı nedeniyle eğitimi ya-
ran kalan Mehmet Emin Kada-
yıfçı ise "Yaşamak istiyorum.
Eğitimimi tamamla>ıp doktor
olacağım" derken anne tmran
Kadayıfçı, "Paramızı alabil-
mek için daha ne yapalım. El-
lerini vicdanlarına koysunlar"
diye isyan etti.
Güldal Mumcu'dan Özkök'e yanıtANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hür-
riyet Gazetesi Genel Yaym Yönetmeni Er-
tuğrul Özkök'ün dünkü köşesinde yer alan
"Abdi tpekçi ve Uğur Mumcu'nun gazete-
cilik anlayışlannın demode olduğuna ve
müzeye kaldınlması" gerektiğine ilişkin
yazısına Uğur Mumcu Araştırmacı Gazete-
cilık Vakfı Başkanı Güldal Mumcu'dan ya-
nıt geldi.
Mumcu'nun Ertuğrul Özkök'ün yazısına
karşı yaptığı dünkü basm açıklaması şöyle:
"Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönet-
meni Ertuğrul Özkök, dünkü Yeni Gaze-
tecılık Modellen' başlıklı köşe yazısında,
terörist saldınlar sonucu aramızdan alı-
nan Millivet Gazetesi GenelYayın Müdü-
rü Abdi fpekçi ile Cumhuriyet Gazetesi
yazan Mumcu'nun gazetecilik anlavışla-
rını sözde sorgulamaya kalkışmaktadır.
tpekçi ve Mumcu'nun gazetecilik model-
leri'nin müzeye kaldınlmasını öneren Öz-
kök'ün yıllardır savunduğu ve uygulama-
ya çabaladığı 'siyaset-ticaret-medya' üçge-
ni olarak tanımlayabileceğimiz piyasa işi
gazetecilik nıodeİinin, Türkiye'deki ba-
sın-yayın alanını hangi noktaya getirdiği
bellidir. Bu anlayış, gazetecUiğin toplum-
da en az güven duyulan meslekler arası-
na girmesine de neden olmuştur. Mum-
cu'nun gazetecilik modeli, çağdaş uygar-
lıktan yanadır, bireysel özgürlükler ile
toplumsal sorumluluklan ve ulusal çıkar-
ları bir arada değerlendirir. Gazeteciliği
bağımsız olma, nesnellik, bilgi sahibi ol-
madan fikir sahibi olmama. araştırmacı-
lık. gerçekleri halktan saklamama, kamu-
oyunun aynası olma gibi yadsınmaz ev-
rensel değerleri içinde barındınr. Mum-
cu'nun bu gazetecilik anlayışıyla yıllar
önce yaptığı araştırmalar, yazdığı yazılar
ve kitaplar günümüzde yaşadığımız sıcak
olaylara da halen ışık tutmaktadır. Er-
tuğrul Özkök, nefret duygulan üzerine
inşa edilen mesleki şöhretin dünyanın en
ahlaksız ticareti olduğunun öğretilmesi
gerektiğini yazmaktadır. Bu eğitimin ga-
zetecilik dünyamızın en üst isimlerinden
başlayarak hemen verilmesini öneriyo-
ruz. Yakfımız. Mumcu'nun gazetecilik
anlayışını model alan araştırmacı gazete-
ci gençler yetiştirmede kararlıdır."
Gözaltı süresi 4 günü aşmayacak
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yakalama ve Gözaltı Yö-
netmeliği'nde değişiklik yapıla-
rak DGM'lerin görev alanına gi-
ren suçlara ilişkin farklı uygula-
malar kaldınldı. Değişiklikle,
toplu olarak işlenen suçlarda gö-
zaltı süresi en fazla 4 gün olacak.
Resmı Gazete'nin dünkü sayı-
sında yayımlaoarak yürürlüğe gi-
ren değişikliğe göre, doktor ile
muayeneye getirilen gözaltında-
ki kişının yalnız kalmalan, mu-
ayenenin doktor-hasta ilişkisi
çerçevesinde yapılması esas ola-
cak. Ancak, doktor kişisel güven-
lik endişesinı ileri sürerek mu-
ayenenin kolluk kuvvetlerinin
gözetiminde yapılmasını isteye-
bilecek.
Sanığın, haber verilen yakını
veya belirlediği kişinin, adres ve
telefon numarası kaydedilecek.
Haber veren personelin adı, soya-
dı, sicili ve imzası, haber verme
tarih ve saati, sanık-şüphelinin,
hakkında haber verildiğine dair
imzası da kayıt altına alınacak.
Toplu suçlarda, gözaltı süresi-
nin_cumhuriyet savcısının yazılı
emri ile 4 güne kadar uzatılabil-
mesi hükme bağlandı. Yönetme-
lıkle," Vakalanan kişi veya şüp-
heli müdafi tayin edebilecek
dunımda değilse,isteği halinde
baro tarafindan kendisine mü-
dafi tayin edilir" hükmü getiril-
di. DGM'lerin görev alanına gi-
ren suçlarda bu hüküm kapsam
dışında bulunuyordu _
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
çoook uzak ülkelerden birinde 9O'lı yıllann son demin-
de değişık bır iktidar yönetime gelmiş. Bu ıktıdann
kahramanlan, güvercin, kurt ve anyrnış. Üçünün aldı-
ğı oy toplamı yüzde 50'yi geçince, "Oooh" demişler,
"Yaşasın, uzun süre iktidardayız, artık nezorda ne dar-
dayız... Kimse bizi indiremez, buna girişenın midesine
otururuz, sindiremez..."
Başlangıçta işler fena gitmemiş, ortaklann arasına
kimse girmemiş. Gel zaman git zaman, ilk ekonomi-
den gelmiş aman. Ortaklar işin içınden çıkamayınca
ermiş bır derviş bulup, onunla düze çıkmaya çalışmış-
lar...
Memleket ekonomısı kötüye gittikçe, bizim ortakla-
nn dostluğu iyiye gidiyormuş. Hatta başgüvercin ra-
hatsızlanınca, kurt soru ışaretlerını gidermek için he-
men açıklama yapmış: "Bizim ortaklığımız pazara ka-
dar değil, mezara kadar. Bunu herkes duysun, bir şey
sezmeyenden her şeyi 'sezer'e kadar..."
Bu üç ortak, o ülkenin üç önemli eğıliminı de temsil
ediyormuş. Biri merkezin solunda, bıri sağında, biri
mıllıyetçı kanadındaymış. Sıyasi yelpazenın bütün
renklen üçü sayesinde kepaze haline gelmiş... Bırbiri-
ne sanlmaktan nefes alamaz hale gelen üç ortak, so-
nunda bırbırine tutunarak düşme karannı vermiş ve se-
çıme gitmiş...
Sandıktan ne çıkar sandık?
Efendım o ülkenin seçmenı ıkı kanada aynlmış. Bir
kanat sandığa gıdip üç ortağa şunu söylemış:
"Sorunlanmızı çözersiniz sandık, sizden usandık..."
Bu grup seçmenin oylan 'a/c'ıntıya kapılıp, yepyeni
bir iktidar yaratmış...
öteki grup seçmen ise şunu söylemış:
"Sandık üstüne sandık, gıtmekten usandık..."
Onlar da az değilmış. Ülkedekı bütün seçmenlenn
yüzde 25'i böyle düşünmüş...
Biz gelelım yeni iktidara... Efendim yeni Meclis iki ke-
sımden oluşmuş:
Ak ile ok...
Ak iktidar, ok muhalefet... Iktidann birinci yılı dolar-
ken memkeketteki tablo şuymuş:
Her şey güllük gülistanlık göstenlecek, dikenlenn
ucuna sünger geçirilecek!
Gerçekten de öyle olmuş. örneğın, memleketin ih-
racatı 50 milyar dolarken, ithalatı da 80 milyar dolara
çıkmış. Halka gösterilen, sadece ihracat kısmı olmuş.
Bunun da 10 milyan kur farkıymış, ama olsun, bunu
kim dinleri
önceki iktidann her şeyine kafa tutan medya bu ik-
tidara çanak tutuyormuş. Bunlann çoğu da güvercin,
kurt, an dönemınde, muhalefetteki 'ak'a adeta haka-
retler yağdıranlarmış. Yeni ıktıdarda işin bir tek 'yağ'
kısmıyla ilgileniyoriarmış. Hani onlara şöyle bir şarkı ya-
zılsa yeriymiş: Bir ihtımal daha var, o da dönmek mi
dersın...
Iktidann, ülkenin geleneksel rejimini sarsan adımla-
rını da görmezlikten geliyorlarmış. Hanı sosyolojide
birtanım vardır
Bir ülkenin kunjluşunda temel rolü oynayan kuvvet,
genetik olarak kendısını sürekli ülkenin gıdişinden so-
rumlu hisseder!
O ülkenin sılahlı kuvvetleri de kendisini böyle hisse-
dermiş...
Ak peşindekı sermaye kuvvetlen ise his deyince hıs-
se dermiş!
Gel zaman git zaman bu gerginlık artmış...
Içten içe derinleşmış... Başbakan da bunu hissettı-
ği için sık sık gergınleşmeye, bıraz ters soru soranı ters-
lemeye başlamış...
Efendim, memlekette kar ton ton derken, bir bak-
mışlar ki her şey karton.
Memleketin farklı kesimlerindekı fay hatlannda biri-
ken enerji dışa vurunca da herkes şaşırmış:
Aaa, her şey ne güzel iyiye gidıyordu. Medya dahil
herkes böyle diyordu...
Uzun sözün kısası, bu memleketin şöyle bır özelliği
varmış:
Geçmişten çok iyi ders alır, yapılan hatalan aynen
tekrarlarmış!
ankcumCa ktv.ttnet.net.tr
Parite ihracatı uçurdu
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Açıklanan
2003 >ıh ihracat artışında,
"Euro-dolar paritesi" de
önemli bir yer işgal ediyor.
Pante farkına bağlı olarak
yüzde 12-14'lükbirartışın
"kâğıt" üzennde kaldığı
belirtilirken gerçek ihracat
artışının yüzde 20-22 'ler
düzeyinde olduğu kaydedi-
liyor. Henuz açıklanmayan
kasım-aralık ithalat rakam-
lanyla birlikte. yıl sonun-
daki dış ticaret açığının ise
20 milyar dolar düzeyinde
olması bekleniyor. Ihracat-
çılar. "kâr" sorunlan bu-
lunduğuna da dikkat çeki-
yorlar.
İstanbul'da önceki gün
açıklanan 2003 yılı ihracat
rakamlanna göre. ihracat
47 milyar 891 milyon dola-
ra yükseldi. 2002 "de ise bu
rakam 36 milyar 174 mil-
yon dolar olmuştu. Verıler
2003 yılı ihracatında ciddi
bir arhş olduğunu gösterir-
ken açıklamalann gerisin-
de kalan bazı unsurlar da
şöyle sıralanıyor:
• Euro-dolar paritesi,
artışıtırmandırdı: Resmi
açıklamalara yansımamak-
la birlikte, "Euro-dolar"
paritesi; ihracattaki artışı
tetiklıyor. Türkiye'de ihra-
catın ana kollanndan olan
tekstil sektöründe ihracat
daha çok Euro kullanan ül-
kelere yönelik olarak yapı-
lıyor Ancak ihracat verile-
rinin hesaplanması sırasın-
da. Euro dolara çevriliyor.
Euro-dolar paritesi ise ih-
racat rakamlannın yüzde
12-14 civannda daha yük-
sek çıkmasına neden olu-
yor. Buna göre, 2003 yılı
ıhracatındaki gerçek artış
yüzde 20-22 düzeyinde bu-
lunuyor.
• Dış ticaret açığı 20
milyar dolar: Devlet Ista-
tıstik Enstitüsü, kasım ve
aralık aylanna ilişkin itha-
lat verilerini açıklamadı.
Bu nedenle yıl sonu dış ti-
caret açığı resmi olarak bi-
linmiyor. Ancak bu raka-
mın 20 milyar dolar düze-
yinde olacağı belirtiliyor.
2003 yıh inbanyla dış tica-
ret açığında cıddi bir sıkın-
tı öngörühnezken bu raka-
mın daha fazla büyümeme-
si gerektiğine dikkat çeki-
liyor.
• thracatçımn sıkıntısı
çok: TlM Başkanı Oğuz
Satıcı. ihracatçılann bu yıl
içinde kârdan uzak kaldık-
lannı açıkladı. Satıcı. "Gö-
nül isterdi ki ihracatımız
bu büyüklükte bir artış
sonrası optimal kârlar el-
de edebilsin. Ama maale-
sef veriler gösteriyor ki
bu yıl gerekli kân elde
edemedik" dedı. ihracat-
çılann bırtakım talepleri-
nin olduğunu da vurgula-
yan Satıcı, "Türkiye'nin
rekabet gücü arttınlmalı,
girdi maliyetleri indirilip
yatırım ortamı düzeltil-
meli ve yatırım yapmak
isteyenler özendirilmeli"
diye konuştu. ,