25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2004 PAZAR HABERLERlN DEVAMI TURKIYE istafibu Y 11 Sınop Y 14 Adana Y 14 Edıne 6 Samsun PB 15 Focaelı 12 Trabzon PB 14 Çanakkie 10 Gıresun PB 12 bmr 14 Ankara Mansa Y 12 Eskişehr fydın Y 12 Konya Denzli 11 Sıvas Zongulak Y 13 Antalya Y 12 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıirt Hakkân Van Y Y Y Y Y K K 14 6 10 7 8 0 3 K -9 Parçalı bulutlu Butun bolgelenmız parçalı çok bulutiu Orta ve Dogu Karadenız kıyı- n . lan dışında tum yurt ya- '-'sıo DIS MERKEZLER K -5 Berlin K 1 ışlı geçecek Trakya, Helsinkiğış . . . Batı Karadenız ımç ke- Stockholm K -3 Madrıd E'Tö^sS: Londra B 6 ^ T K ;6 Budapeşte PB 1 B 10 B -3 sunda kar şeklınde ola- Amsterdam K 2 Belgrad cak. Hava stcaktığı yur- Brüksel K 3 dun Kuzevoatı kesımle- p a r j s Sofya J< nnde bıraz azalacak. dı- — ğer yerierde onemlı bır Bonn değışıklık olmayacak. Münih B 5 Roma B 10 K 2 Atına Y 12 K 2 Zürih B 1 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahıre K Y PB PB PB PB PB B -3 9 -8 4 11 0 1 20 PB 13 Sıslı Bulutiu ^ Çok Dulutlu ı Yağmufiu Sulu kar , Gok gürjltülü G O N d l E L CÜNEYTARCAYÜREK I Başmrtfi 1. Sayfada nıyor. Bunaka-şın, lider kadrosunun dışındakilerin beyni çinde tiarlar auiık bir bir gazete sütunlanna yansı- Üstek bu yamsımalar AKP Meclis grubunun örgü- 3ünü de gûn ışı-ğına çıkanyor. Milletvekillerinin hangi arikatave/a m«zhebe bağlı olduklannı kamuoyu bi- •er ikişe- ısmleriyle öğreniyor. AKPGer>el Başkanı'nın -üstelik laik cumhuriyetin Daşbakanı olan zatın- herkesten önce Atatürk'ün •nareşa res mine, Muhafız Alayı'nın odasına yansı- yan sesneters bakan milletvekilini kınaması, eleştir- •nesı gere<mez miydi? Gerekirdi. Ancak böyle bir davranşı RTE'den beklemek dörtte bir piyango bile- îine on Tilyon çakmasını hayal etmek gibi bir şey. Hazret. g-eniş tepkiyi frenlemek, olayı geçiştirmek için milfetve-fcilinın disiplin kunıluna verildiğini söyle- mekJe ^etinryor- • • • Yeni bilgleryalnız Kutlu'nun değil; AKP içinde din- sel rejirr kıo ırdanmalannın bir iki kişiyle sınıriandınla- mayacağını, iktidar partisinde irticaya gönül veren milletvedli sayısının hayli kabarık olduğunu gösteri- yor. Bu dırum, FTTE'nin Kutlu ve benzeri milletvekilleri- nı hima/e etmeye görevli kıldığı gibi; siyasal denge- ler açısndan tauikatçı, Islamcı rejim özlemi çekenle- re karşı vazryet almasını da engelliyor. Anka-a'dan on-on beş kilometre dışında Esenbo- ğa yolundaki Pursaklar, yobazlan banndıran ilçe bü- yükJüğLnde bir kent. Gericilerin yuvası olduğu yıllar- dır bilinmesine karşın, ilk kez, bu kentin ne mal insan- lan barndırdığı (jandarmanın çabasıyla) gazetelere yansıdı Kentte çok sayıda tarikat yurdu, Kuran kurslan fa- aliyette Burada, orneğin Nakşibendı tarikatının kolu Menzil Dergâht da yer alıyor. Orneğin bu kentte der- gâhın şeyhi Feyzettin Erol'un çağnlısı olarak (Nurcu) Hüsrev Kutl u ile 6 AKP milletvekili yer sofrasında oruç açıyor. örneğin, şeyhin Sivrihisar'da bir milyon dola- ra üç bin dönürn dolayında çiftlik arazisi aldığı konu- şuluyor. orneğin, Feyzettin Erol'un dergâhına gelen- ler arasında (Saygı Oztürk'ün yazdığına göre) elbet- te bir gün isimlen açıklanacak, kimler yok ki... Bütün bunlar laik rejimi içeriden çökertme hazır- lıklannın su yüzüne vuran ilk işaretleri. örtü kalkıyor, gerçek yüz sıntıyor. Lider kadronun laik cumhuriyete bağlılık söylemlerini, nutuklannı, ya- zılı yazısız açıklamalannı geçiniz bir kalem. • • • Atatürk'Cin mareşal üniformalı resmine, askere kar- şı sözlere, camide sakal öpen tarikatçı sürüsüne kar- şı KKK Orgeneral Aytaç Yalman'ın tepkisinde ne ka- dar haklı olduğunu anlamak için dind gazetelere (or- neğin Vakit'e) göz atmak yeterli. Gazeteye gcVe, (nedense süregelen yayınlarda Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök'ün aynı içerik- teki açıklarnalanndan söz edilmiyor) Orgeneral Yal- man, siyasal açıklamalar yapmış, Askeri Ceza Yasa- sı'nın 148. maddesini ihlal etmiş, hapısle cezalandı- nlmalıymış! Irticai hareketlere hoşgörü ile bakıldığı bu dönem- de, laik cumhuriyeti koruyup kollamayı görev bilen ye- gâne güç TSK'nin, üstelik Kara Kuvvetleri gibi T- SK'nin belkemıği bir gücün komutanının son gerici hareketlere sert tepki göstermesine ancak laik rejim düşmanı, tarikatçı kafalar karşı çıkabilir. • • • İktidar partisinin bulduğu tek çare; bünyesindeki ir- ticai hareketleri kamuoyunun gözünden kaçırmak! Müsteşar Dinçer'in, istifayı düşünüp düşünmedi- ğini soran gazeteciye, "Bu ülkede bazı şeyler dışar- dan görûlcfüğü gibi değil" diye verdiği yanıt, bu yak- laşıma somut bir örnek. Bu açıklama ne demeye geliyor? Kısacası iktidar partisi başkanı, Başbakan'ınötedenberigeniştartış- malara yol açan duyarlı kimi önemli konulann üzeri- ni örtmeye çalışan yöntemi yine uygulamaya soktu- ğunu, müsteşara tartışmaya olanak sağlayacak açık- lamalardan uzak durmasını salık verdiğini gösteriyor. Boşuna gayret. Zıra, gerici hareketlerin odak nok- tası AKP. Son olaylar bunu ve şunu gösterdi; saç düştü kel göründü! AL GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Bir hayal kentimyıkıldı • BaştarafıArka Sayfada kapısında 12. yüzyıl- dan kalma evleri. yol- ları. kütüphaneleri, hamamlan ve kalesi, her şevi kumdan: BAM kenti. Kentin kum kapısın- dan içeri giriyoruz. İş- te evler, işte hamam, iş- te kütüphane, işte pa- zaryeri. Sanki az önce binîerce çocuk buraya gelmiş ve bu kumdan hayal kentini yapıver- naişler. Deniz kıyısın- d a , ince kumlarla oy- n a r gibi... Sonra, sonra kurak- lık olmuş ve kent terk edilmiş. Tarihi kentin ıssız yollarında kayboluyo- m z , artık ne Devrim ÎVluhafızları var ne ka- r a gece. Yollar bir labi- nent gibi, hepsi birbiri- n e benziyor ve biz hiç dhırmadan kayboluyo- m z . Ama tepedcn ço- c u k sesleri, şarkılar ge- liyor. Tepeye varmalı- VTZ! Bu san ve kırmızı kumıın binîerce renk ckyunu yaptığı yollar l»izi bir yerlere götür- meli. En azından tepe- ye, çocuk seslerine, ço- cuk şarkılarına. Sonunda tepedeyiz. Bir amfıtiyatronun ka- pısında. tranlı yüzlerce çocukla birlikte bekli- yoruz. Az sonra kapı açılacak ve hep birlik- te tavanı yeni çağlara uygun bir biçimde ör- tülmüş. 12. yüzyüdan kalma bu amfitiyatro- nun taş merdivenleri- ne oturup film izleye- ceğiz. Ve film başlıyor: 'Ar- kadaşımrn Evı Nerede?' bol ödüllü bir fran fil- mi. Çocuklarla güle oynaya seyrediyoruz." Bam kentinin benim kentlerimden bin olma- sının nedenini anladınız, değil mı? O gün bırlikte film ızlediğim tranlı ço- cuklar artık yetışkin ol- dular ve belli ki pek ço- ğu bu korkunç deprem- de öldü ya da yakınlan- nı yitirdi. Benim için de güzel bir anı acıyı tattı. Güzel uyusunlar. seyreyleisiKg yahoo.com isilozgentürk(g süperonlıne Mağdurlar bakanlan yalanhyortZMtR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - Milli Eğitim ve Sağlık ba- kanlannın, '80' puan alanlan açıkta bırakırken '0' puanlıları işe yerleştiren sınavla ilgili savunma- lannın gerçeği yansıtmadığı orta- ya çıktı. Atamalann yer tercihine göre yapıldığını açıklayan bakan- lann açıklamalannın aksine, ter- cih formlannda önceliğin puan- larda olduğu belirtiliyor.. Sağlık Bakanhğrnın önce 13 bin 500 olarak açıklayıp daha son- ra 20 bine çıkardığı kadro alımı için 13 Aralık'ta yapılan sınavda 0 puan alan 16 kişi çeşitli görev- lere yerleştırilirken 60-80 puan alanlar açıkta kalmıştı. Adaylara 5 tercih hakkı tanınan sınavda, ayn birkutucukta "Bunların dışında başka bir yere atanmak ister misiniz?" seçeneği sunuluyordu. Olayda kadrolaşmanm olmadı- ğını savunan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, tercih sıralama- smın böyle bir sonucu dogurdu- ğunu söylemişti. Çelik, 5 tercih dışındaki yerlere atanmayı kabul edenlerin yerleştirildiğini dile ge- tirmişti. tzmir'den sınava katılan bir hemşire ve laborant, bakanın söylemlerinin gerçeği yansıtma- dığını ortaya koydu. Sınavda 31 puan aldığını ve "Başka bir yere atanmak ister misiniz" sorusu- nu "Evet" diye yanıtladığını kay- deden hemşire, '0' puanlılann atanmasuıa karşın kendisinin atanmamasını örnek olarak gös- terdi. Coğrafya, tarih, inkılap tarihi AKP SİİRT İL BAŞKANI SUÇLANDI 'Şaibeli atama' kavgası Haber Merkezi - Sürt'te AKP'ye katılım toplantısın- da kavga çıktı. Başbakan Re- cep Taj'yip Erdoğan'a mil- letvekilligi yolunu açabil- mek için istifa eden ve yerel seçimlerde belediye başkan aday adayı olan Mervan Gül'ün de katıldığı toplantı sırasında yolsuzluk ıddialan ortaya atılınca kavga çıktı. Bir partilinin, sağlık perso- neli atamalanna "şaibe" ka- nştınldığı ve îl Başkanı Şe- fik Erden'in çocuğunun haksız yere kazandmldığı iddiasını dile getirmesi üze- rine tartışma çıktı. Kısa süre- de büyüyen tartışmada parti- liler arasında arbede yaşan- dı. Yöneticilerin araya gir- mesıyle son bulan arbedenin ardından birçok AKP'li top- lantı salonunu terk etti. ve meslek sorulannın sorulduğu sınavla ilgili tartışmalann ardın- dan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bunun bir bilgi sınavı ohiıadığını, tercih sıralaması olduğunu söyle- mişti. Aynı sınavda mağdur olan bir laborant da kendilerine sınav öncesinde verilen tercih formla- nnda, "Önce puanlanna bakıla- cak, sonra tercihlerine" yazıldı- ğına dıkkat çekti. Laborant, bu sayfayla birlikte itiraz dilekçesini Sağlık Bakanlıgı'na göndereceği- ni belirtirken "Şimdi de 'Baskı hatası olmuş" mu diyecekler? Onlann yüzünden içler acısı ha- le düştük" diye konuştu. Bu arada, Milli Eğitim ve Sağ- lık bakanlıklannın birlikte yaptı- ğı yazılı açıklamada ise Sağlık Bakanlıgı'na sözleşmeli sağlık personeli alımı sınavında, yüksek puan alan adayiann dışanda ka- lıp düşük puan alanlann yerleşti- rilmiş olmasmın, adayiann kendi tercihlerinden kaynaklandığı kaydedildi. 1 milyar dolar Allah'a havale Ekonomi Servisi - Ortaklanndan "kâr pa- yı" dağıtma iddiasıyla para toplayan ve yeşil sermayenin en büyük kuruluşu olarak bilinen Kombassan, 2000 yılında yaşanan krizin san- cılannı ortaklara çektiriyor. Avrupa'daki gur- betçilerden ve Konya'daki vatandaşlardan toplanan 1 milyar dolan aşkın para ile ayak- ta duran ancak 2000 yılındaki ekonomik kriz sonucu ortaklanna kâr payı dağıtmayan Kom- bassan Holding'in ortaklanna gönderdiği di- ni içerikli ifadelerin de yer aldığı mektuplar- da "Allah'a emanet olun" temmennisi ve "sabır" dilekleri, holdingin yeni bir krizin içıne girdiği şeklinde yorumlandı. "Faizsiz kazanç" ve "kâr payı" adı altın- da gurbetçilerden toplanan paralarla plastik ürünler, mermer, yedek parça, deri, kâğıt, tekstil, otelcilik, spor ve marketçilik alanla- nnda büyük yatırımlar yapan Kombassan Holding'e, Romanya'da bulunan Dulman fab- rikası ile birlikte son yıllarda Bera Oteller ve Afra marketler zıncirine yapılan büyük yatı- nmlarla sıcak para akışı sağlandı. Kombassan Holdıng, kâğıt, tekstil ve PVC kapı-pencere sistemlenyle ilgili yatınmlannı da sürdürdü. 2000'de Türkıye 1. Basketbol Ligi'ndeki Kombassan Konyaspor erkek ta- kımı ile milli haltercilerin de yer aldığı halter takımını kapatan Kombassan, 2. ligdeki Kon- yaspor futbol takımının sponsorluğundan da çekildı. Kombassan, son yıllarda hiçbiryatı- nm, temel atma ve açılış töreniyle gündeme gelmedi. Ortak sayısı 100 bin civannda olan Kom- bassan Holding 1989 yılında Haşim Bayram tarafindan kuruldu. 1 milyar dolar civannda para toplayan holdingin yönetim kurulu baş- kanı Bayram, son yıllarda ortaklannın açtığı davalarla zor anlar yaşadı. 9 Islami holding ortada bıraktıI Baştarafiç 1. Saşyfada hesabını soranm" diye isyan et- ti. Eskişehirli sanayici Ali Top- kaya, Konya'da bir arkadaşının aracılığıyla tanıdığı Kadayıfçı ai- lesinin dramından çok etkilendi. Topkaya, Kombassan Holding'de bulunan hisselerinin 60 milyar li- ralık bölümünü 14 yaşındaki lö- semıli Mehmet Emin Kadayıf- çı'mn tedavisinde kullamlmak üzere babası Ahmet Kadayıfçı'ya devretti. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Onkoloji has- tanelerinin tahlillerinin ardından Mehmet Emin'in askerdeki ağa- beyi ile iliklerinin yüzde yüz tut- tuğu belirlendi. Hastane yetkililen 100 milyar lirayı bulan masrafın bir bölümü- nü ameliyat sonrasında tahsil edebileceklerini belirterek he- men Mehmet Emin'in tedavisine başlamak istediler. Ahmet Kadayıfçı da hisselerin karşılığı olan 60 milyar lirayı tah- sil etmek üzere Kombassan Hol- ding Genel Merkezi'ne gittigin- de, yöneticilerden Haşim Şa- hin'in "Kimseye ödeme yapmı- Kadayıfçı, "Aylardır, bugiin git yann gel. diyerek beni oyaladılar. Çocuğumun yaşaması için gereken ilik bulundu. Ancak bu kez de holding paramızı vermediği için ameliyat erfiremiyoruz" diye konuştu. yoruz, ileride paranızı veririz" sözleri üzerine büyük hayal kı- nklığı yaşadı. Yaklaşık 7 aydır parasını tahsil edemediği için oğ- lunu ameliyat ettıremeyen Kada- yıfçı, "Aylardır, bugün git ya- nn gel, diyerek beni oyaladılar. Çocuğumun yaşaması için ge- reken ilik bulundu. Ancak bu kez de holding paramızı ver- mediği için ameliyat ettiremi- yoruz. Milletin parasıyla sefa sürüyorlar. Biz de rezillik için- de yaşıyoruz. Çocuğum ölürse hesabını soranm. Bir de Müs- lümanlıktan bahsediyorlar. Oğlum gözlerimin önünde eri- yor" diye konuştu. Hastalığı nedeniyle eğitimi ya- ran kalan Mehmet Emin Kada- yıfçı ise "Yaşamak istiyorum. Eğitimimi tamamla>ıp doktor olacağım" derken anne tmran Kadayıfçı, "Paramızı alabil- mek için daha ne yapalım. El- lerini vicdanlarına koysunlar" diye isyan etti. Güldal Mumcu'dan Özkök'e yanıtANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hür- riyet Gazetesi Genel Yaym Yönetmeni Er- tuğrul Özkök'ün dünkü köşesinde yer alan "Abdi tpekçi ve Uğur Mumcu'nun gazete- cilik anlayışlannın demode olduğuna ve müzeye kaldınlması" gerektiğine ilişkin yazısına Uğur Mumcu Araştırmacı Gazete- cilık Vakfı Başkanı Güldal Mumcu'dan ya- nıt geldi. Mumcu'nun Ertuğrul Özkök'ün yazısına karşı yaptığı dünkü basm açıklaması şöyle: "Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönet- meni Ertuğrul Özkök, dünkü Yeni Gaze- tecılık Modellen' başlıklı köşe yazısında, terörist saldınlar sonucu aramızdan alı- nan Millivet Gazetesi GenelYayın Müdü- rü Abdi fpekçi ile Cumhuriyet Gazetesi yazan Mumcu'nun gazetecilik anlavışla- rını sözde sorgulamaya kalkışmaktadır. tpekçi ve Mumcu'nun gazetecilik model- leri'nin müzeye kaldınlmasını öneren Öz- kök'ün yıllardır savunduğu ve uygulama- ya çabaladığı 'siyaset-ticaret-medya' üçge- ni olarak tanımlayabileceğimiz piyasa işi gazetecilik nıodeİinin, Türkiye'deki ba- sın-yayın alanını hangi noktaya getirdiği bellidir. Bu anlayış, gazetecUiğin toplum- da en az güven duyulan meslekler arası- na girmesine de neden olmuştur. Mum- cu'nun gazetecilik modeli, çağdaş uygar- lıktan yanadır, bireysel özgürlükler ile toplumsal sorumluluklan ve ulusal çıkar- ları bir arada değerlendirir. Gazeteciliği bağımsız olma, nesnellik, bilgi sahibi ol- madan fikir sahibi olmama. araştırmacı- lık. gerçekleri halktan saklamama, kamu- oyunun aynası olma gibi yadsınmaz ev- rensel değerleri içinde barındınr. Mum- cu'nun bu gazetecilik anlayışıyla yıllar önce yaptığı araştırmalar, yazdığı yazılar ve kitaplar günümüzde yaşadığımız sıcak olaylara da halen ışık tutmaktadır. Er- tuğrul Özkök, nefret duygulan üzerine inşa edilen mesleki şöhretin dünyanın en ahlaksız ticareti olduğunun öğretilmesi gerektiğini yazmaktadır. Bu eğitimin ga- zetecilik dünyamızın en üst isimlerinden başlayarak hemen verilmesini öneriyo- ruz. Yakfımız. Mumcu'nun gazetecilik anlayışını model alan araştırmacı gazete- ci gençler yetiştirmede kararlıdır." Gözaltı süresi 4 günü aşmayacak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yakalama ve Gözaltı Yö- netmeliği'nde değişiklik yapıla- rak DGM'lerin görev alanına gi- ren suçlara ilişkin farklı uygula- malar kaldınldı. Değişiklikle, toplu olarak işlenen suçlarda gö- zaltı süresi en fazla 4 gün olacak. Resmı Gazete'nin dünkü sayı- sında yayımlaoarak yürürlüğe gi- ren değişikliğe göre, doktor ile muayeneye getirilen gözaltında- ki kişının yalnız kalmalan, mu- ayenenin doktor-hasta ilişkisi çerçevesinde yapılması esas ola- cak. Ancak, doktor kişisel güven- lik endişesinı ileri sürerek mu- ayenenin kolluk kuvvetlerinin gözetiminde yapılmasını isteye- bilecek. Sanığın, haber verilen yakını veya belirlediği kişinin, adres ve telefon numarası kaydedilecek. Haber veren personelin adı, soya- dı, sicili ve imzası, haber verme tarih ve saati, sanık-şüphelinin, hakkında haber verildiğine dair imzası da kayıt altına alınacak. Toplu suçlarda, gözaltı süresi- nin_cumhuriyet savcısının yazılı emri ile 4 güne kadar uzatılabil- mesi hükme bağlandı. Yönetme- lıkle," Vakalanan kişi veya şüp- heli müdafi tayin edebilecek dunımda değilse,isteği halinde baro tarafindan kendisine mü- dafi tayin edilir" hükmü getiril- di. DGM'lerin görev alanına gi- ren suçlarda bu hüküm kapsam dışında bulunuyordu _ GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada çoook uzak ülkelerden birinde 9O'lı yıllann son demin- de değişık bır iktidar yönetime gelmiş. Bu ıktıdann kahramanlan, güvercin, kurt ve anyrnış. Üçünün aldı- ğı oy toplamı yüzde 50'yi geçince, "Oooh" demişler, "Yaşasın, uzun süre iktidardayız, artık nezorda ne dar- dayız... Kimse bizi indiremez, buna girişenın midesine otururuz, sindiremez..." Başlangıçta işler fena gitmemiş, ortaklann arasına kimse girmemiş. Gel zaman git zaman, ilk ekonomi- den gelmiş aman. Ortaklar işin içınden çıkamayınca ermiş bır derviş bulup, onunla düze çıkmaya çalışmış- lar... Memleket ekonomısı kötüye gittikçe, bizim ortakla- nn dostluğu iyiye gidiyormuş. Hatta başgüvercin ra- hatsızlanınca, kurt soru ışaretlerını gidermek için he- men açıklama yapmış: "Bizim ortaklığımız pazara ka- dar değil, mezara kadar. Bunu herkes duysun, bir şey sezmeyenden her şeyi 'sezer'e kadar..." Bu üç ortak, o ülkenin üç önemli eğıliminı de temsil ediyormuş. Biri merkezin solunda, bıri sağında, biri mıllıyetçı kanadındaymış. Sıyasi yelpazenın bütün renklen üçü sayesinde kepaze haline gelmiş... Bırbiri- ne sanlmaktan nefes alamaz hale gelen üç ortak, so- nunda bırbırine tutunarak düşme karannı vermiş ve se- çıme gitmiş... Sandıktan ne çıkar sandık? Efendım o ülkenin seçmenı ıkı kanada aynlmış. Bir kanat sandığa gıdip üç ortağa şunu söylemış: "Sorunlanmızı çözersiniz sandık, sizden usandık..." Bu grup seçmenin oylan 'a/c'ıntıya kapılıp, yepyeni bir iktidar yaratmış... öteki grup seçmen ise şunu söylemış: "Sandık üstüne sandık, gıtmekten usandık..." Onlar da az değilmış. Ülkedekı bütün seçmenlenn yüzde 25'i böyle düşünmüş... Biz gelelım yeni iktidara... Efendim yeni Meclis iki ke- sımden oluşmuş: Ak ile ok... Ak iktidar, ok muhalefet... Iktidann birinci yılı dolar- ken memkeketteki tablo şuymuş: Her şey güllük gülistanlık göstenlecek, dikenlenn ucuna sünger geçirilecek! Gerçekten de öyle olmuş. örneğın, memleketin ih- racatı 50 milyar dolarken, ithalatı da 80 milyar dolara çıkmış. Halka gösterilen, sadece ihracat kısmı olmuş. Bunun da 10 milyan kur farkıymış, ama olsun, bunu kim dinleri önceki iktidann her şeyine kafa tutan medya bu ik- tidara çanak tutuyormuş. Bunlann çoğu da güvercin, kurt, an dönemınde, muhalefetteki 'ak'a adeta haka- retler yağdıranlarmış. Yeni ıktıdarda işin bir tek 'yağ' kısmıyla ilgileniyoriarmış. Hani onlara şöyle bir şarkı ya- zılsa yeriymiş: Bir ihtımal daha var, o da dönmek mi dersın... Iktidann, ülkenin geleneksel rejimini sarsan adımla- rını da görmezlikten geliyorlarmış. Hanı sosyolojide birtanım vardır Bir ülkenin kunjluşunda temel rolü oynayan kuvvet, genetik olarak kendısını sürekli ülkenin gıdişinden so- rumlu hisseder! O ülkenin sılahlı kuvvetleri de kendisini böyle hisse- dermiş... Ak peşindekı sermaye kuvvetlen ise his deyince hıs- se dermiş! Gel zaman git zaman bu gerginlık artmış... Içten içe derinleşmış... Başbakan da bunu hissettı- ği için sık sık gergınleşmeye, bıraz ters soru soranı ters- lemeye başlamış... Efendim, memlekette kar ton ton derken, bir bak- mışlar ki her şey karton. Memleketin farklı kesimlerindekı fay hatlannda biri- ken enerji dışa vurunca da herkes şaşırmış: Aaa, her şey ne güzel iyiye gidıyordu. Medya dahil herkes böyle diyordu... Uzun sözün kısası, bu memleketin şöyle bır özelliği varmış: Geçmişten çok iyi ders alır, yapılan hatalan aynen tekrarlarmış! ankcumCa ktv.ttnet.net.tr Parite ihracatı uçurdu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Açıklanan 2003 >ıh ihracat artışında, "Euro-dolar paritesi" de önemli bir yer işgal ediyor. Pante farkına bağlı olarak yüzde 12-14'lükbirartışın "kâğıt" üzennde kaldığı belirtilirken gerçek ihracat artışının yüzde 20-22 'ler düzeyinde olduğu kaydedi- liyor. Henuz açıklanmayan kasım-aralık ithalat rakam- lanyla birlikte. yıl sonun- daki dış ticaret açığının ise 20 milyar dolar düzeyinde olması bekleniyor. Ihracat- çılar. "kâr" sorunlan bu- lunduğuna da dikkat çeki- yorlar. İstanbul'da önceki gün açıklanan 2003 yılı ihracat rakamlanna göre. ihracat 47 milyar 891 milyon dola- ra yükseldi. 2002 "de ise bu rakam 36 milyar 174 mil- yon dolar olmuştu. Verıler 2003 yılı ihracatında ciddi bir arhş olduğunu gösterir- ken açıklamalann gerisin- de kalan bazı unsurlar da şöyle sıralanıyor: • Euro-dolar paritesi, artışıtırmandırdı: Resmi açıklamalara yansımamak- la birlikte, "Euro-dolar" paritesi; ihracattaki artışı tetiklıyor. Türkiye'de ihra- catın ana kollanndan olan tekstil sektöründe ihracat daha çok Euro kullanan ül- kelere yönelik olarak yapı- lıyor Ancak ihracat verile- rinin hesaplanması sırasın- da. Euro dolara çevriliyor. Euro-dolar paritesi ise ih- racat rakamlannın yüzde 12-14 civannda daha yük- sek çıkmasına neden olu- yor. Buna göre, 2003 yılı ıhracatındaki gerçek artış yüzde 20-22 düzeyinde bu- lunuyor. • Dış ticaret açığı 20 milyar dolar: Devlet Ista- tıstik Enstitüsü, kasım ve aralık aylanna ilişkin itha- lat verilerini açıklamadı. Bu nedenle yıl sonu dış ti- caret açığı resmi olarak bi- linmiyor. Ancak bu raka- mın 20 milyar dolar düze- yinde olacağı belirtiliyor. 2003 yıh inbanyla dış tica- ret açığında cıddi bir sıkın- tı öngörühnezken bu raka- mın daha fazla büyümeme- si gerektiğine dikkat çeki- liyor. • thracatçımn sıkıntısı çok: TlM Başkanı Oğuz Satıcı. ihracatçılann bu yıl içinde kârdan uzak kaldık- lannı açıkladı. Satıcı. "Gö- nül isterdi ki ihracatımız bu büyüklükte bir artış sonrası optimal kârlar el- de edebilsin. Ama maale- sef veriler gösteriyor ki bu yıl gerekli kân elde edemedik" dedı. ihracat- çılann bırtakım talepleri- nin olduğunu da vurgula- yan Satıcı, "Türkiye'nin rekabet gücü arttınlmalı, girdi maliyetleri indirilip yatırım ortamı düzeltil- meli ve yatırım yapmak isteyenler özendirilmeli" diye konuştu. ,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear