Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 OCAK 2004 PAZAR CUMtlURlYEr SAYFA
17
BaytaTm
kürek çekerkaı
çtkmtyordur!
Bektrcmik posta: denizsojn©cumhuriyetconı.tr Tef: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97
- Tayyip, basına çatmış..
"Kargayı beslerken
düsünecekti!"
YanıtAKP'li Hüsrev Kutlu'nun,
TBMM'de mareşal
ünrformalı Atatürk
resminden ve askerden
rahatsızlığını dile
getirmesinden sonra
CHP Genel Başkanı
"Bunlar nereden cesaret
alıyoriar" demişti ya,
Ayşe Meral, "Bir
vatandaş olarak
Baykal'ın sorusuna yanıt
vermek istiyorum"
diyor "Bunlar,
Atatürk'ün kurduğu
parti CHP'de, Kemalizm
ruhunun, Atatürk
düşüncesinin can
çekişmesinden cesaret
alıyoriar. Baykal'ın
yapıcı muhalefetinden
güç alıyoriar. Baykal'ın
şeyh Edebali
solculuğundan cesaret
alıyoriar. Muhalefet
partisi IJderinin yaptğı
muhalefetin, TBMM'de
muhalefete aynlan
salondaki konuşmalarta
sınıriı kalmasından;
işçinin, çiftçinin,
memurun,
üniversrtelerin yükselen
sesine, mücadelesine,
laik Türkiye
Cumhuriyeti'ne sahip
çıkmak için Anrtkabir'e
yürüyen, kuvayı
milliye ruhuna,
Atatürk'ün kurduğu
partinin öncülük
edememesinden
cesaret alryoriar."
S
oytarının, Ana Britannica'ya göre "Yaygın
toplumsal ve ahlaki değerleri alaya alarak
çevresindekileri eğlendiren, deli veya aptal
1 görüldüğü için yüksek sınıftan kişilerle bile
alay etmesıne göz yumulan kişi" olarak tanımlandığı-
nı anlatıyor Mengüç Oran ve şöyle diyor:
"Mısır'da firavunlar döneminden 18. yüzyıl ortalan-
na, Meksika'daki Aztekler'den ortaçağ Avrupa saray-
lanna kadar çok çeşitli dönem ve topluluklarda soyta-
nlığı meslek edinenlere rastlandığını görüyoruz. Sa-
rayların yanı sıra 12 ıle 15. yüzyıl arasında soylu aile-
lerin evlerinde de soytarılar bulunurmuş. Bundan alış-
kanlık 18. yüzyılda ortadan kalkmış. Osmanlı sarayın-
da da soytarılar bulundurulduğu hepimizce malum-
dur.
Okyanus Ansiklopedik Sözlük ise soytanyı 'sanat
bakımından değen az olan söz ve davranışlarla halkı
güldürüp eğlendiren kimse', 'padişah, kral veya prens-
leri eğlendiren şaklaban', mecazi anlamdada 'hileci ve
Soytarılar
yaltak kimse' olarak tarif ediyor.
Şımdi buradan yola çıkarak içinde yaşadığımız top-
lumdaki soytanlara bakalım.
Eski çağlardaki saray ve soylu soytanlan profesyo-
nel soytarı kabul edersek, bugün bunlara karşılık olan
sınıf, sirk soytanlandır. Bu genellikle sirk dünyasında
babadan oğla, ustadan çırağa geçen, sahne sanatı
olarakadlandınlabilecek, hatta Rusya'da okulu olan bir
meslek dalıdır. Sirk soytansı, çocuklan güldüren, gö-
zünün kenanndaki kocaman gözyaşıyla büyiikleri hü-
zünle, neşe arasında kararsız salındıran, binlerce ede-
bi esere, resme, filme konu olmuş bir karakterdir. Ben
hep o sirk soytansı karakterinde bir soyluluk, onuriu-
luk algılamışımdır. Sirk soytansı içinde bulunduğu
maddi ve manevi şartlar ne olursa olsun, iç dünyasın-
daki olumsuzlukları, dertleri ve hatta yası dış görünü-
şüne yansıtmadan, insanları eğlendırerek mesleğini ic-
raeder.
Gelelim diğersoytarı sınıflarına. Bizim toplumumuz-
da sıkça rastlanan ikinci kategori hemangi bir mesle-
ği icra ederken yaptığı rezillikler, aptallıklar, dangalak-
lıklar yüzünden soytarı durumuna düşenlerdir. Bunlar
düştükleri durumun farkına varamadıklan, yaptıkları
işin çok da iyi olduğuna ciddi ciddi inandıkları için ko-
miklik ötesinde trajikomik duruma düşerler. Bunlann
hali karşısında gülmekle ağlamak arası kararsız kalır-
sınız. Üçüncü kategori ise günümüzde özellikle med-
yamızda rastlanan, profesyonel soytan olduklarının bi-
lincinde olmakla beraber bu sıfatı sirk soytanlan gibi
resmen kullanmayan, yeteneklerini sadece patronla-
nnın ve egemen güçlerin çıkarlan doğrultusunda kul-
lanırken, insanlan acı acı güldüren, fakat kendilerine
soytarı dendiğinde hakaret davası açan amorf yaratık-
lardır. Tanıdınız mı onlan?"
Yüksek Yerilim Hatta
erdincutku n yahoo.com
Başbakanın müsteşan siyasi İslam yanlısı:
Başbakanlık müsteŞERİATı!
Albaraka Türk'teki 1 trilyon lira
Istanbul milletvekili seçildiği Adalet
ve Kalkınma Partisi'nden istifa edip Li-
beral Demokrat Parti'ye genel başkan
olan Emin Şirin, Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu Başkanı Fatih Karaca ya
"şahsa öze\" bir mektup yazıyor:
"Çok sevgili Fatih Bey.
Sizinle ilgili olarak bana bazı belge ve
bilgiler intikal ettirdiler. Sızi şahsen ta-
nıdığımdan, iddialann doğru olmaktan
ziyade, bir yıpratma kampanyası çer-
çevesinde yürütülmek istendiğini tah-
min ettiğimden belgeleri size yolluyo-
rum. Şükrü Kızıot'la konuşmanızda
da 'Oysa bana bir sorsalar' dediğiniz
için sorulan size iletmiş olayım. Siz de
kamuoyunu aydınlatıcı birbilgi vererek
bu kampanyanın önünü kesme imka-
nına kavuşun. Hürmetler, sevgiler."
Emin Şirin, mektubun içi-
ne, faizi 'kâr payı' kılıfına uy-
duran Islamcı finans kurumla-
nndan Albaraka Türk'ün cari hesap
listelerinden iki sayfa koyuyor. Bun-
lardan biri Türk Lirası hesabı ve bura-
da M. Gıyaseddin oğlu "M. Fatih Ka-
raca"nın 204 milyar liralık bir hesabı
görülüyor. öteki liste döviz hesabı ve
burada da "M. Fatih Karaca"nın 529
bin dolarlık (yaklaşık 740 milyar lira)
hesabı bulunuyor. İki hesaptaki para 1
trilyon liraya yaklaşıyor. Radyo ve Te-
levizyon Üst Kurulu'ndan ayda 3 mil-
yar lira ücret alan Fatih Karaca'nın mal
beyanında Albaraka Türk'teki birikimi-
nin bulunup bulunmadığı merakedili-
yor. Emin Şirin de Fatih Karaca'dan
yanıt bekliyor.
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKINCI
2004 'çatılaryılı' olsun...
UNESCO direktörlerinden
Bayan Minja Vang'ın, Haziran
(2003) ayında gözlemlerine da-
yanarak. dünya mirası Istan-
bul'un ayru listedeki "tehlikede
olan miras" grubuna aktanlabile-
ceğıni söylediğinden beri, bu
"ayıbunızı" önlemek için toplan-
tı üzerine toplantı yapılıyor..
Çünkü bu dnrum, örneğin Af-
ganistan'da parçalanan "Buda
heykelkrijle" aynı durumda ol-
mak; yani kültüre karşı da "teh-
tiketT olan "Taleban"la aynı gru-
ba gıtmek demek.
Bu nedenle, sadece tarihimızı
değil. "lüusal onurumuzu kur-
tarmak" için de duyarlı kesımler
"hemen bir şeyleryapmaközere"
harekete geçmiş durumdalar...
'Gerçekleşebilir' öneri
Işte böylesı bir süreçte. Istan-
bul "un dünya mirası sayılmasın-
da özel bir önem taşıyan Zeyrek
ve Süfcymaniye'deki tarihı evleri
kurtarabilmek için, kolaylıkla
"gerçekleşebiBr" bir öneriyi
leri onanp kuUanmak dururken
çirkin apartmanlara neden para
harcandığmT anlayamadığını
beliıtmeden de edemedi.
Aynı kampanya için hazırlanan
filmdeki kımi "ünlü sanatçı ve
aydmlanmız" da kültür mirasmı
korumak için öncelikJe şu "rant-
çı inıar politikalanndan vazgeç-
memiz gerektiğini" açıklamak
yerine; *bunlar bizim zenginüği-
mizdir_" gıbisinden yıllann "na-
karatmı" yineleyınce Kültür ve
Turizm Bakanı Erkan Mumcu
özetle şunları söyledi: "Arükağrt
yakmayı bırakıp. uygatiığınuz
için bepimiz, tüm olanaklarunız-
la harekete geçmetiyiz._"
'Örnek öncülük' gerek
Peki. Valı MuammerGükr'ın
de; -Biz de özel idareden destek
otacağtz" sözünü verdiği bu kam-
panya ıçın acaba önce "kimler'"
harekete geçmeli?..
Örneğin, başta Büyükşehir Be-
lediye Başkanı AB Müfit Gürtu-
na. tüm Istanbullulan temsıl ede-
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak <I turk.net
ÇİZGÎLlK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci ı mynetcom
tşte, ZeyTek çaülan! Herkes, birini scçsüı. başlasın»
"llusal Ahşap Birngj" (UAB)
gündeme getırdi.
Mimarlık mirasımızın "beto-
narme sevdasma" kurban edil-
mesine karşı ahşabın değerini ye-
niden "yapı kûhürümüze'" ka-
zandırmaya önderlık eden UAB,
eski evleri korumada ilk adımın
"çaülarmı onarmak" olduğunu
anrmsatıyor..
Çünkü. bakımsız kalan ahşap
binalann hızla yıpranmalarında
enönemli etmen ''damlanndan''
su almalan.. Yok olmaya terk
edilmiş bu eşsiz mirasın, "bir
gün mutiaka kurtanlacaklan" o
mutlu güne kadar "ayakta dayan-
malarmr sağlayabilecek en etki-
li önlem ise, hiç değilse "çatıla-
rmı" onararak, bedenlerini de
"güvenceye" ahnak..
UAB'nin "Tarihe Sağlam Bir
Çatı"' sloganıyla başlattığı bu
kampanyası için 23 Aralık 2003
günü bir tanıtım toplantısı yapıl-
dı.
rarihi SultanahmetCezaevi bı-
nasının "Fonr Seasons HotePe
döaüşmüş mekânlanndaki top-
lanbya katılan UNESCO'nun
kültürden sorumlu Başkan Yar-
dımcısı Mounir Bouchcnakt sö-
zune "Istanbul, tüm insanuğın
harinesidir.-" dıyerek başladı a-
m»ardından, "güzeümtarihiev-
rek; "muhteşem Sükymani-
y€w
deki görkemli ama sahıpsiz
örneklerden birini -şehremini fco-
nağı" yapıp. kendisı de burada
oturup, bundan sonrakı başkan-
lara da ayru onuru miras bıraka-
mazmıydı?..
Kampanyayı "destekleyen'*ler-
den Fatih Beledıye Başkaıu Eşref
AJbavrak da özellikle Zeyrek"te-
kı eski "Osmanh evferinden" bi-
rini, geçmışiyle övündüğü ılçesi-
nin "başkanhk konutu" yapamaz
mıydı?
Aynı "jesti", diğer tarihi ılçe-
lerin başkanlan da gösterebilse-
lerdi: belki de UNESCO "tehh-
ke raporu" yazmak yerine. "top-
huna örnek olacak başlangıçlar"
diyecek ve bızi Taleban'la aynı
görmeyeceklerdi...
UAB'nin bu çağnsında özel-
hkle "küJtürlüişçevrefcrnniz" de
hemen çatılarını seçmeli ve
"2004'ün çaûlar yıh" olması için
kollar sıvanmalı.. Ama. kentı yö-
netenler de artık apartmanda ya
da villada oturup "fet^" vermek
yerine, tarihin içinde gururla ya-
şamanın "öncüJeri" olmalılar.
Şimdi bunun için de umut ga-
hba 28 Mart 2003 'te seçilecek
yenı başkanlarda..
Oekinci fj cumhuriyet.com.tr
H A R B Î
', ' . , • ' /
\']^\
1
' //^vt
SEMİH POROY
' / , ; • ' , . ; . ' . ' *
) A"''.fl
' / • ' ' • • ' " , ' . '
İKİ
>\
• 1
(1
1•
I
ı ' l " . '
> ' ı , 1
' ' , ' . ' . ' . ' • '
' ' ' ' v ' ' '
•
7 ^ ] 1 M
semihporoy <: yahoo.com
HAYAT EPİK TtlATROSL MUSTAFA BİLGÎN
ı ĞENÇLÎK'tN DÜZENLEDÎSİ
&ECEDE. TÜRBANLI VE TAKKEIİ
KVÇVCÜK COCUKLAR
ŞEY... BENTİMLE
EVCÎLİIC
OVNAYAAISINIZ 7
TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 4Ocak wwtc.mumtaz-arikan.com
BAGIMSIZ BURMA..
1348'DE SUGUM, 8UKMA (BİGAAAUYA) BAetMŞIZ-
UĞIUI ItAZAUMIşn. 8İ/S. SÜMEY ASYA ÛLKBSl
OLAfJ BueMA,182.4'TE SÖMÜKGEC2İ (A1GİLİZ-
LERU-E MÛCADELEYE SAŞlAMfŞ; AWCA*K UEG.
DEFAS'MCiA yEMİLG/YE UGRAMIÇTT. 1S8S'TEld
SAUAffM A£D/A/C>AAJ, BÜTÜMÜyt-E İMGİLİZ EGE-
, Ç
CANLANAM ÖZGüeLÜK. MUCADSLESİ
yAYGtNLAÇMIŞTI. LJZAYAN ÇATTŞ-
£T- PÜAjy* ^AK/AŞl'fJPAN SOKl-
veees/L^/'- -f348 YILI
, fNGİUZLEe BUKAM'Yl 7E&c£Tri.
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Bir Yaşam, Bir Kitap
Son zamanlarda çoğunlukla anı kitaplan okuyo-
rum. Kişilerin özel tarihleri kadar o kişilerin bildiğim,
tanık olduğum ama o kişıler kadar yakınımda, için-
de olmadığım olaylara bakışları, o olaylarla ilgili yo-
rumlan, o olaylarda yer alan insanlara ilişkin değer-
lendirmeleri ilgılendiriyor beni. Şükran Kurdakul'un
geçen kasım ayında Evrensel Basım Yayın tarafın-
dan yayımlanan "Cezaevinden Babıâli'ye - Babı-
âli'den TlP'e" adlı anı kitabı da bunlardan biri.
Şükran Kurdakul, Kurtuluş Savaşı'nda son göre-
vi Garp Cephesi'ndeki Sakarya müfrezesi komuta-
nı Binbaşı Mehmet Salih Bey'in oğlu. Babası 1928
yılında ölünce bir yaşında yetim kalmış, annesi Mu-
kadder Hanım önce Istanbul Topkapı'da, sonra da
Izmir'de yokluklar içinde büyütmüş onu ve kardeşi
Raif'i. Şükran Kurdakul'un edebiyata olan ikjisi Iz-
mir Namık Kemal Lisesi'nin birinci sınıfında başlı-
yor. Attilâ llhan, Mustafa Şerif Onaran, Kemal
Bekir Manav onun o günlerden arkadaşları. "Ye-
digün", "Fikirler", "/sfanfcıu/"dergilerindeşiirleriya-
yımlandığında yaşı henüz on beş, on altı. "Insanoğ-
lunun duygulanna teslim olduğu dönem" olarak
anıyor o günleri. Fakat yaşamla, insanlarla bağlan
salt edebiyatla, şiirle sınırlı değil. 20 Haziran 1946
günü kurulup 16 Aralık 1946 günü Istanbul Sıkıyö-
netim Komutanlığı'nca kapatılan, Dr. Şefik Hüsnü
Değmer'in Türkiye Sosyaiist Emekçi ve Köylü Par-
tisi'ne yandaş olması nedeniyle bileklerine ilk kez
kelepçe vurulduğunda 19. yaşını sürüyor. Dört bu-
çuk ay kalıyor Denizli'deki "mapus damı"nda. As-
kerliğini ise Maraş'ta, "sürgün alayı"nda yapıyor.
Istanbul'da Ziraat Bankası'nın deposunda çalış-
tığı 1951 yılında Orhan Kemal, Rrfat llgaz ve A. Ka-
dir'in de katılımıyla "Yeryüzü" dergisini çıkanyor.
Türkiye Komünist Partisi (TKP) tutuklamalan başla-
dığında derginin ikinci sayısını bağlıyorlar. Dördün-
cü sayı çıkmadan TKP davasında tutuklanıyor Ah-
met Arif. Dergide yayımlanan üç şiir nedeniyle sav-
cı "komünizm propagandası" suçlamasıyla dava
açıyor Suat Taşar, Sabih Şendil ve Şükran Kurda-
kul hakkında. Mahkemeler, duruşmalar, ama so-
nunda aklanıyorlar.
26 Eylül 1953 günü TKP davası nedeniyle tutuk-
lanınca iki yıl sürecek, biryanıyla hüzünlü, öbürya-
nıyla öğretici günler başlıyor Harbiye Merkez Komu-
tanlığı bahçesindeki duvarlan ıslak hücrelerde. 184
sanıklı davanın tutukluları içeride iki gruba ayrılmış-
lar, birbirlerinı suçluyorlar olduk olmadık nedenler-
le. "MİT'çilik suçlamalan mı, Troçkistlik suçlamala-
n mı? Ne dilerseniz". O ise grupların dışında. Sü-
rekli okuyor. Balzac okuyor ömeğin, Vadideki Zam-
bak'ı, Goriot Baba'yı, Kibar Fahişeler'i, Otuz Yaşın-
daki Kadın'ı, öbürlerini... 6-7 Eylül Olayian'ndan yir-
mi gün sonra 26 Eylül 1955 günü yeniden kavuşu-
yorözgürlüğüne. Hasan Izzettin Dinamo'nun, Az-
iz Nesin'ın, Kemal Tahir'in, Asım Bezirci'nın, Fa-
ikMuzaffer Amaç'ın, "Beyoğlu'ndakiRum evleri-
niyağmaladıklan " suçlamasıyla, idam talebiyle içe-
ri alındıklan, diz boyu alçaklıklara tanık olunan gün-
ler o günler...
Varlık Yayınları'nda, Tan Gazetesi'nde "düzelt-
menlik"e başlıyor Şükran Kurdakul. 1958 yılında ise
Ataç Kitabevi Yayınları ile yayımcıhğa atılıyor. Franz
Kafka'nın Milena'ya Mektuplan'nı. Değişım'ini, Da-
va'sını basıyor. Jean Paul Sartre'ın, Albert Ca-
mus'nün yapıtlannı kazandırıyor dilımize. Koma-
ros'un, Kazancakis'in kitaplan gibi Oskar Lan-
ge'nin Ekonomı Politik'ı veSolijenitzin'in Ivan De-
nissovkp'in Bir Günü romanıyla da Ataç Yayınevi
aracılığıyla tanışıyor okurlar.
13 Şubat 1961 günü Türkiye Işçi Partisi'nin ku-
rulmasından kısa bir süre sonra partiye "nefer" ya-
zılıyor. 1965 seçimleri, sosyaiist muhalefet, parti içi
çatışmalar, 1966 Malatya Kongresı, bölünmeler,
kopmalar, Balıkesır'de ll Başkanlığı, açıklamalar, bil-
diriler, 1968, 1969 seçimleri... "Birparti savaşçısı-
nıngünlüğünden" başlığı da verilebilir kitabının bu
bölümüne.
"Cezaevinden Babıâli'ye - Babıâli'den TİP'e"
yozlukların, yozlaşmalann tavana vurduğu günü-
müzde onurlu bir yaşam sürmüş, yürekli, hep dik
durmuş inançlı bir sosyalistin ömek alınacak özel
tarihi olduğu kadar, "Bu durumlara nasıl düştük" so-
rusuna yanıt arayan kimi sosyalistler için de bir "el
kitabı" aynı zamanda.
e-posta: dkavukcuoglu >; superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8 9
SOLDANSAĞA:
1/ Adını Kı-
nkkale'nin
bir beldesin-
den alan ve
kaliteli bir
beyaz şarap
veren üzüm 5
cinsi. 2/ Is-
panyavePor-
tekiz'in yer
aldığı yan-
madanın
adı...Halkşa-
iri. 3/Çok iri bir ker-
tenkele türü... Mesa-
fe. 4/lncir ağaçlann-
da döllenmeyi sağ-
layansinek...Birza-
man birimi. 5/ De-
netleme, teftiş...
"Çnıkiraa''dadeni-
len meyve ağacı. 6/ 8
Bir organımız... Bir 9
işletmeninanibatışı. 7/Güneydoğu Anadolu'da,
daha çok kadınlann çeşitli yerlerine yaptırdıkla-
nbirtürdö\Tne... Sinirli. 8/NuriBilgeCeyian'uı
birfilmi... Cemaate namaz kıldıran kimse. 9/Ga-
ziantep yöresinde yetişririlen ve çiğneme tütünü
yapımında kullanılan bir tütün çeşidi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ AIDS'e neden olan virüs... Eskiden uğur getir-
mesi için mektup zarflannın üzerine yazılan söz-
cük. 2/ Yünden dövülerek yapılan kalın ve kaba
kumaş... Dökülen tohumlarla ertesi yıl çıkan ta-
hıl. 3/ Antalya'nın bir ilçesi... Adale. 4/ Bir ay
adı... Fordotomobilininbirmodeli. 5/Bir sorusö-
zü... Radyum elementinin simgesi. 6/Bir nota...
Yenilik getirmeyen, geleneksel. II "En sinsi bir
—- gibidir geçmeyen zaman" (Yahya Kemal)...
Yerine koyma, yerine kullanma. 8/Çok dar... Er-
kekler için kullanılan bir san. 9/ Fazla bön, ava-
nak... Uluslararası Para Fonu'nun simgesi.