22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 TEMMUZ 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ MFÖ: Zamana dirençli şarkılann yanı sıra reklam, sinema, dizilere büyülü değnek gibi dokunuyor içalgıa olrauşuzHATÎCE TUN'CER 6O'lı yıllar...Fuat Güner bır pasajda yüriirken bir gencin elinde "Bearles"ın yeni çıkan albümünü görünce dayana- maz. bırlıkte dinkmeyi tekJıf eder. O sı- ralarda konservatuvar okuyan Mazhar Alanson dur bu genç. Bu hıkâye Maz- har-Fuat-Ozkan'ın (MFÖ) kuruluşu- nun ılk adımı olarak anlatılır Güner ve Alanson "un 1966'dakurdu- ğu "Kaygısızlar" gnıbuna 1970 "te Öz- kan Uğur da katıldı. Üniversite, asker- lik dönemleri, ünlü sanatçılara vokal- lerie geçen yıllann ardından MFÖ dil- lerden düşmeyen rock şarkılarla 1984'te "Ele Güne Karşı" albümünü çıkarttı. "Peki Peki Anladık", "Vak The Rock" "No ProNenT "Agannaga", *Geldi- ler". "Dönmenı YolumdaıT. "Mazere- tim Var Asabiyim Ben" albumlerinde rap'ten popa kadardenemeleriyle zama- na dirençli şarkılar yaptılar. "Eşkıya" filminin kötü adamı Özkan Uğur'un "İkinci Bahar". *YeterAıuıe" dizilenn- de başanlı oyunculuğunu izledik. Maz- har Alanson reklam filmlennden son- ra"Her Şey Çok Güzel Olacak" filmı- ne oyunculuğu ve müzıklenyle sıhirlı değneğıni dokundurdu. Son 8 yıldır konserlere çıkmalanna karşın birlikte ka- yıt yapmayan Mazhar-Fuat-Özkan (MFÖ) efsane şarkılan "EleGüneKar- şı" ve "Yaimzlar Gan"nın yer aldığı minı albümü hayranlarına yeni düzen- lemelerivle sundu. Alanson: Fuat ve Özkan olmadan eksiğim gibi gelir bana. Yıllardır onlar bu tarafa baktığı zaman beni görmeye alışmış, ben baktığımda onları görmeye alışmışım. Burası Türkiye'dir. işimiz, gücümüz, çoluğumuz, çoğumuz var. Ozkan'ın, "Mick Jagger da gelse onu jilet reklamına çıkanrlar" diye bir lafı vardır. Biz üç kişiyiz ama arka taraf on kişi. Biri eksilse olay çöker. Güner: Ayrı tatlarımız olmasına rağmen ortak bir güzellik yaratabilmek önemli. Hepimizin ayn hayat görüşü, ayn zevkleri var. Ârna üçümüz bir arada yaptığımız müzikten büyük zevk aldık. Ben sahnede çalıp söylerken yanımda Ozkan'ın, Mazhar'ın seslerini ve müziğini duyduğum zaman çok mutlu oluyorum. Bu kadar yıl beraber olmamızın nedeni de bu. Uğur: Kişilik çatışmalan olmadı mı, oldu. Egolar oldu. Ama onlan geçtik. Genç meşhur olsaydık belki bu günlere gelemeyebilirdik. MFÖ ailesi devam ediyor. Sağlığımız yerinde oldukça da devam edecek. Gruba yeni bir arkadaş da giremiyor. Rahmetli gitarist Yavuz Çetin'den sonra kimse gelmedi. Gruba girenler ailenin bir ferdi oluyor. Her $ey MFÖ için Mazhar-Fuat-Özkan grubuyla röpor- tajunız, üçlünün bir televizyon progra- rrunın gazetelere yansıtılış bıçiminden duyduklanrahatsızlığıngölgesinde baş- ladı. O konudaki sorulan Alanson'un sakinleştiği bir ana bırakıp albüm ça- lışmalan. reklam fılmleriyle başladık. Oynadığı reklam filmlerinde tanıttı- ğı markanın adeta önüne geçen Alan- son. "Bonusağa"lıktan sonra bugünkr- de "bombUibUibonı"la gündemde. M. A. - RekJam filmleri tuhaf ıkıncı bir ış gibi yapıştı. Ayn ayn çalıştığımız dönemlerde üçümüze de teklif geliyor. Ben kendı parçalanmla katılıyorum. MFÖ tekJif gelınce kendı müzığını ya- pıyor. BP reklamında çalıştık. Hâlâ bana u Şapkasız çıkmam abi" dıyenler var. Aramızda bazen dalga ge- çenz. En son Özkan'ın esprisidir, u Her şey MFÖ için" denz. Özkan dizıde oy- nadığında "ne oluyor" deriz. O da "Her şey MFÖ için" der. Fuat daha müzik ağırlıklı çalışıyor. stüdyosu var. Özkan dizilerin aranan adamı oldu. Benim de öyle bır reklam durumum oldu. F. G.-1\ ı reklam, ıyi senaryo. iyı ekıp olursa sanatçıya katkısı oluyor. Maz- har'ın en büyük özelliği güzel işler için- de bulunuyor. MA. - Bulundum, ama hayat insanı öyle bir yere koyar kı zeytinyağı tene- kesi önünde "logo mogo" der çıkanm. Her şeye "evet" dememek lazım. Yakışıyor mu? MFÖ için yeniprojeler hayal ediyoruz. Mazhar'ın bir solo albümü var, onun bitmesi lazım. Özkan 'm bir sittgle çıkarma isteği var, onun bitmesi lazım. MFÖ 'nün taca çıkan parçalan var (Yanlızlar Gan gibi). Tekrardan stüdyoya girerek, yeni baştan çalarak, yeni versiyonuyla bu parçalan yapmak istiyoruz. Bir de yepyeni MFÖ albümü yapmak istiyoruz. "şarkılarında ne dlyor, şlmdl reklama çıkıyorlar" glbl elestlrenler oluyor... MA. - Hepsi unutuluyor Türbye'de. Bunu ba- na Özkan öğretti. "Yoktur öyle bir şey" dedi ba- na. Hepsı aynı tabağın içinde. Bob Dylan'ı, Le- onard Cohen'i sız öyle reklamda göremezsınız. Burası Türkiye'dir. İşimiz gücümüz, çoluğumuz çoğumuz var. Özkan'ın "Mick Jagger da gelse onu jüet reklamına çıkaruiar" dıye bır sözü vardır. F.G. - Bizim toplumda "Gerçek sanatçı süriin- meödir" dıye düşünce vardır. Ne kadar sürünür- se o kadar ıyı. Ö.U- Çok süründük. Evet, böyle şeyler var. sı- ze yakışıyor mu falan Ama "O senin şahsi fik- rin. Sen de bizim yerimizde oL kendi karannı ken- din ver" derler, sorarlar adama. MA.- Yakışıyor Donla çıktım "yakıştr dedi- ler, ne yapayım. Ben donla çıkıp iyi bır sunuşla topluma kabul ettiriyorum. Ama o filmde bır es- tetığe aykın bölüm olsa her şey vıkılır. Yüzde bir kişide olduğu zannedılen sihırle değnek o ekip- te. Müzikte de öyle. Biz üç kışıyız ama arka ta- raf on kışı. Bın eksilse olay çöker. Onemli olan müzik Özkan Bey, slzin oyunculuk yanınız na- sıl ortaya çıktı? Ö.U.- Bence de hayır demeyi bilmek lazım. Doğru projelerde yer aldım. Yeteneğimız varmış herhalde. doğru projelerde kullanıldı. Hoşuma giden brr şey ama benım için her şeyden Önce be- nim için önemli olan müziktır. MA.- Eşkıya filminden çok güzel anı var. Bır akşam taksıye bindik. Şoför u Ne yapün abi ya" dedi. Özkan da "Ne yapahm ya" dedi birebir. "Filmdir bu" demedi Fuat Bey, babanız büyük fotoğraf usta- sı Saml Cüner nedenlyle fotoğrafa slz de llgi duydunuz mu? F. G. - Fotoğraf çekmesini iyı bilirim. babam fotoğraf makinesini alıp öğretti. Ben yaz tatille- nnde onunla seyahate gıderdim, yanında çanta- sını taşırdım. Neye baktığını. nasıl fotoğraf çek- tiğini de bana anlatır. göstenrdi. Müzlkle uğraşmamzı istemezmlş gallba. F.G.- Hayır, bızi hep desteklemıştır. Ö.L.- Evet, Kaygısızlar'dan sonra ılk prova ye- nmizı Sami Güner buldu. F.G. - Babam profesyonel olarak müzik yapma- mı istemezdi. Eurovision şarkımız "Didayday"a kadar. O zaman "Tamam oğlum, sende yetenek var demek ki" demişti. MA.- %4 SeninhaMnneolacak"diyorlardı. "Da- ha ne olacak? Şarkı 1 numara oldu" demıştık. Ö.U. - Aılelenmız istemezdi. Ben de çok kon- servatuvann tiyarro bölümüne yazıhnak ıstemiş- tım. Babam "Çalgıcımıolacaksın" derdi. Doktor, mühendıs olmamı istemişlerdı. Gördüler ki mü- zik ağır bastı. 1yi kı de yazılmadım. MFÖ olrna- yabilirdı. Hepimız esas mesleklenmizi bıraktık. MA. - Çalgıcı olduk. F.G. - Jyı ki de çalgıcı olmuşuz. Başka riirlü bir hayat duşünemiyorum. 30 yıl grup olarak müzik yapmak, zor- dur herhalde. MA. - Ben solo albüm yapmama rağmen tek başına çahşmayı tercih etmedım. Çünkü gerçek- ten "alışmışım" kehmesıni kullanabılirim. Fuat \ e Ozkan olmadan eksığım gibi gelir bana. Yıl- lardır onlar bu tarafa baktığı zaman beni görme- ye alışmış, ben baktığımda onlan görmeye alış- mışım. Ikıncisı MFÖ dıye bir şirket var. Etrafın- da kaç kişi para kazanıyor. kaç kışıye bölünüyor. Teknisyenlere kadar aynı otellerde kalınz. Sos- >al konularda farklılıklar yaratma>iz. F.G. - MFÖ "ye karşı sonımluluğumuz var. MA. - Bazen aramızda kırgınhklar da olsa, iş için mecburen de bir araya geldiğimız oluyor. Ö.U. - Kişilik çatışmalan olmadı mı. oldu. Ego- lar olmadı mı. oldu. Ama onlann hepsıni geçtik. Genç meşhur olsaydık. belki bu günlere belki ge- lemeyebilirdik. F.G. - Bu kadar sene geçirdik, sonra artık bır- birimizin huyunu suyunu karakterini anladık. Ay- n ayn tatlanmız olmasına rağmen ortak bir gü- zellik yaratabilmek önemli. Hepimizin ayn bır ha- yat görüşü, ayn zevkleri var. Ama üçümüz birbırirruzin birarada yaptığı mü- zikten çok büyük zevk aldık. Ben sahnede çalıp söylerken yanımda Özkan'ın, Mazhar'ın sesleri- ni ve müziğini duyduğum zaman çok mutlu olu- yorum. Bu kadar yıl beraber olmamızın nedeni de bu. Yanı yaptığımız ışi seviyoruz ve cıddıye alıyonız. MA- Bazı alanlarda grubun bırbirine ıtımadı vardır. Dolayisıyla birbirimizı tamamlamışızdır ve hâlâ da zevk alınz. F.G.- Beni en mutlu eden şey de sahnedekı per- formansımız. Sahne güzel olduğu zaman yaşa- ma sevinci gelıyor. Her konserden sonra üç-dört gün mutlu oluyorum. Her defasında ilk defa konser yapıyor gibi heyecan yaşanz. Zaten bu kadar sene sonra yeni dostluklar edinihruyor. Kımse yem maceralara girmek istemiyor bu ka- dar yıldan sonra. Tatmin duygusu... Ö.U.- Gruba yeni bir arkadaş da giremiyor. Rahmetli gitarist YavuzÇetin'den sonra kımse gel- medi. Gruba girenler ailenin bir ferdi oluyor. MFÖ ailesi devam ediyor. Sağlığımız yerinde ol- dukça da devam edecek. Mazhar Alanson geçen yıl "Türk Loku- muyla Tatlı Rüyalar". Fuat Cüner de "Aziz Fuat Cüner" adlı solo albümlerlnl çıkar- dı. Kendinizl bzgür hfssetmek istedlnlz herhalde. MA- Evet. özgürhissediyoruz ama o da bir an- lık tatmin duygusu işte. Halk bizim üçümüzü bir- likte istiyor. F.G.- Arkadaşlar ne zaman tek başlanna röpor- tajaçıksalarhep "Neoldu,grupdevam edecek mi" dıye sorulmuştur. MA. - Taksi şöforleri de aynı şeyi soruyor. Biz de hatırlannı kıracak değiliz ki. F.G. - Kendi karanmı kendim vereyim diye dü- şünüp bir solo albüm çıkardım işte. MA.- Elli yaşında da.bir tane bulunsun. Mazhar Bey, NTV'de Canl Müjde'nln Cün- dem Dişı programının gazetelere yansıtı- lı$ biçiml slzi sinirlendirdl. Ferhan $en- soyun oyunundaki şarkılar, "Yandım" sar- kısını peygamber için yazdığımz, dlzller- de rol aldığı için Özkan Uğur'u kırdığınız yönündeki haberler sizi çok kızdırmıs. F.G.- »0e Güne Karşı","Yabuznk Önıür Bo- >TI" Ferhan Şensoy un "Şahlan da Viıruriar"da- ki benim bestelerimden > aptık. Mazhar bunlara çok güzel sözler yazdı. Öyle her babayiğidin harcı değildir o sözleri yazmak. Evet, etkilendim MA- Gazeteye göre "Ferhan Şensoj'dan par- çayı çaldım" diyorum. "Biz kendi parçanuzı ken- dimiz çaldık" espnsini } r aptık ama oraya yanlış yazıldı. Kendı esenmizi çalacak halımiz yok. Kelime- leri gırgır olsun dıye matrak kullanıyorum. "Biz çokeşeğiz'' desek hakikaten "Eşekmiş bunlar" di- ye alıyorlar. Tuhaf tuhaf haberler yazmışlar. Gani Müj- de'ninprogramı orada. ScrtabErenerıçin ''Dün- ya hiti yapamaz" demişim. •'içkili misiniz" di- ye sormuş. Sertab'ın gnıbuna kaset yapıyoruz biz. Evet, Özkan'ı kızdırmak ıçın şaka yapıyo- rum.. Ama o gün için bir şey. Özkan kızsa gü- ler mi "kah kah, kih kih"? "Pev gambere yaznuş" diyor. Hayır öyle demedim "Medine'de yaz- dnn" dedim. Zaten ben "Pejgamberefendimiz" derim. 8 yıl oldu gideli "Yandım'ı Medine'den etkllenip mi yaz- dınız? MA- Evet etkilendim, sıcaktı... "Yandnn" di- ye şarkı yazdım. Şimdı de bunu böyle okusun mil- let. Ben de sol sempatizandım ama Medine'ye de gittım. Bunda yanlış bir şey var mı anlamıyorum. Ta- savvufla ılgilenıyoruz. Tasavvufda paylaşırn üze- rinedir. Biz tutup da cami cemaati değihz. Birsü- rü cematımiz var MFÖ olarak. Ö.U.- Cemaatıni oluşturmuştur MFÖ. G RUBUN EN BÜYÜK Sözünüzerine müzik daha yakışıkh olur şarkılarınızın sevilmesinde neredeyse dllimize deylm olarak yerlesen sözlerln etkisi büyük, değii mi? M A - Fuat, hasret böyle sorulara. Bizim yüzümüzden çocuk perişan oldu. Fuat, anlat F.G. - Sadece söz ve müziğin önemi diye ayıramazsınız şarkıda. Ama biz grup olarak söze çok önem veriyoruz. Ben sözün üzerine beste yapmayı tercih ediyorum. MA. - Piyasa, melodi çıkanp üzerine söz yazar. Ama sözün üzerine müzik çok daha yakışıklı olur. Şarkı sözü yazmak başka hesap kitap gerektirir. Şiir o kadar kitlelere gitmezken şarkı gider. Şimdi artık kelime tutar oldu. "Tek tek" gibi. F.G. - Bizim grubun en büyük silahJanndan biri sözler. Şarkılar hem beste hem söz olarak milletin gönlüne girip bir kere yerleşti mi sonra kolay kolay çıkmıyor. Hayranlanmız konserlerimize 20 sene sonra çocuklanyla geliyor. Aynı şeyleri dinliyor, sevıyorlar. Ö.U.- Biz bunun savaşını çok verdik. Bu piyasanın tozunu yuttuk, zamanında vokal de yaptık. Kendi albümümüzü kendimiz hazırladık. Hatta "Siz AvTupai tarzda müzik yapıyorsunuz, bunlan terk etmeniz lazım" dıyorlardı. Arabesk furyası vardı o zamanlar. Türkçe beste nasıl söylenir, nasıl çahnır, onun pop müzikteki kapısıru biz açmışızdır. F.G.- Dünyanm çeşitli müzik türlerinin ilk örneklerini de yine biz verdik. Rap'i de ilk yapan biziz. "Anında Görüntü", "AH Desdero" gibi. Reggae türünden dersen "Deli DeB Kulaklan Küpeti." O zamanlar Türkçe bunlann nasıl yapılacağının örneklerini verdik. Şimdi bir sürü insan 'ilkyapûk" diye ortaya çıkıyor, ama tarihe bakanlar öyle olmadığııu görürler. MA.-Evyaahh. Dönemln sfyasl ortammı yansıtan sözler olarak değerlendlrileblllr mi? MA. - Biz de toplumun parçası olduğumuz için o sırada yaşanan olaylar etkiliyordur. Mesela "Mazeretim Var Asabiyim Ben" derken toplumda zaten bir asabiyet olduğu için köşe yazarlan onu başlık yapabiliyorlar. Döneme göre gelişti. "Psikopat" dedik. "Kendinüa anlabyoruz" derler ama öyle değildir. F.G. - u Çok probiem var" diye de şarkı yaptık. "No proMem" diye de şarkı yaptık. MA. - Geçen gün bir yerde okudum. Bilim adamlan söz, müzikle anlatıldığında insanlann neden etkilendiğini keşfedememiş. Yani "evet" kelimesinin •'evvveeet" dediginde niye bu kadar etkilediğı bilinemiyor. En son "ruhun gıdasuür"a geliyor iş. - Her tür müziği zevkk dinkjen ideyicüer şaşırtıcı F.G.- Bır arkadaş "Biziın mfllet mdodi\e takılıyor" demişti. Bizi de dinler. İbrahim Tadıs«s'ı de dinler. Heavy metal de dinler, Sezen Aksu'yu da dinler. Kategori yoktur. MA.- Seyrermek de vardır bızim millette. Halk Deniz Gezmiş'i de çekirdek çıtiayarak seyretmişti. Hatta "Jandarma Deniz şuradan gitti" diyecek kadar. Sekiz yıldan sonra... Seklz yıldır birlikte kayıt yapmamıstınız. F.G.-"Mazeretim Var Asabiyim Ben"de son olarak birlikte stüdyoya girmiştik. Ö.U. - Herkes bu arada çeşitli işler yaptı. Solo albümler oldu. Grubun arasındaİd duygusal bağ biraz kopru diyebilirim. Şimdi tekrar beraber olduk. MA- Gözden ırak gönülden ırak olduk. Ö.U.- Konserlere çıkıyorduk da bir şey üretmiyorduk. Esldden Fuat'ın odasında, Mazhar'ın odasında, otel odalannda hep çalardık. Beraber çalmamız yok oldu. Bundan sonra yeni albümde de beraber çaiacağız. Ö.U.- Eylül ayında eski aJbümlerden aldığımız şarkılarla bir koleksiyon çıkıyor. Yeni albüm gelecek mayıs ayında. F.G.- Yeni baştan söyledik. Biraz yeni bir tat, bizim için biraz renkli bir şey olsun diye yeni baştan uğraştık üzerinde. Bazı dinleyicller yeni düzenlemelerden hoslanmıyor. MA.- Konserlerde ayıusını çahyoruz, ama bugün artık bu "kulöp ortaını'' diye bir şey var. Ona uygun bir şelde geririyorlar. Ona da aklımız eriyor ama tican olanına aklımız ermiyor. "Çıtayı fazla yükseltnıejetim, halkla ilişki kurahm" diye daha halka dönük olan aranjörlerle çalışılıyor. Ercan Saatçi o konuda başanlı, daha geniş kitlelere göre aranje ediyor. I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear