25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 2003 CUMA HABERLER DÜNYADABUGÜN ALİ SİRMEN Ödemeyen Kazanıyor Dört yıl Istanbul, iki yti Paris Üniversitesi hukuk fakültelerinde okudum. Çok iyi öğretmenlerim var- dı, birçok şey öğrendim. Ama Türkiye açısından en yarariı, en pratik hukuk dersini, arkadaşım Nec- mettin'den aldım. Olay, üniversitede okuduğumuz altmışlı yılların ilk yansında yaşandı. Necmettin bir yaz günü, şimdilerderestoreedil- meye başlanan, ilk katı yine sembolik de olsa, . postane olarak kalacak, üst katları ise Galatasa- ray Müzesi'ne dönüştürülecek olan Galatasaray Postanesi'nden telefon etmek ister. O sıralarda, sarı yirmi beş kuruşlarla konuşulan umumi telefonlann önünde uzun kuyruklarolurdu. Kontör hesabı da olmadığından, bir yirmi beşli- ği attınız mı, dilediğinizce konuşurdunuz. Necmettin, telefonlardan birinin kuyruğuna gi- rer, amasıraönündekinegelince, delikanlı, beş, on, on beş dakika uzatır konuşmayı. Necmettın'in işi acele, bekler bekler, on beş da- kikanın sonunda, - Kardeşim, benim işim çok acele, telefonda bir cümle söyleyip kapatacağım, siz uzatacaksanız eğer, bana bir dakika müsaade edin, sonra yine konu- şursunuz. Saygısız delikanlı, cevap vermeye bile tenezzül etmez. Necmettin, bir kez daha aynı uyarıda bulunun- ca herif-i naşerif nobran bir şekilde tersler: - Git şikâyet etL. Gözünü budaktan sakınmayan Necmettin'in te- pesi atmıştır, hamle eder, telefonu kapatır, terbiye- siz delikanlıyı savurur ve sonra da, - Hadi bakalım şimdi sen git şikâyet et! deyive- rir. ••• Türkiye için en değerli bulduğum pratik ders iş- te buydu. Bu kıssadan çıkan hisse ise, Türkiye'de davacı değil, davalı olmanın daha akıllıca olduğu- dur. Hukukun çalışmadığı ya da işlese bile geç so- nuç verdiği bir ülkede, hakkını hukuk yoluyla ara- mak yani davacı olmak yerine, hakkı olduğuna inandığını alıp şikâyeti karşı tarafa bırakmak da- ima daha kâriı ve daha emin bir yoldur. Hevesli bir hukuk öğrencisinin, ülkesinden aldı- ğı ders ile böyle bir sonuca varmasındaki çarpık- lığın, ülkenin hukuk sistemi ve uygulamasında mı, yoksa öğrencinin kafasında mı olduğunu ise tak- dirinize bırakırım. Ama sanınm, hepimize, yaşadığımız olaylar bu yönde bir ders vermiştir. Hukuk, resmi Türkiye'nin işidir, gerçek Türki- ye'de işlemez, davalar uzar da gider, ömür biter dava bitmez. Bu yüzdendir ki, resmi Türkiye'de alacaklann tahsil yolu, yargı ve icra olduğu halde, gerçek Tür- kiye'de bir süre çek senet mafyası olmuştur. Bu yüzdendir ki, yapılan her yolsuzluk, yapanın yanına kâr kalmıştır. öğrenilecek ilk şey, hukuka güvenen saf vatan- daşın, eninde sonunda, davasını kazansa bile za- rariı çıkacağıdır. ••• Necmettin'in hukuk dersini, bunca yıl sonra bir kez daha anımsamama neden olan olay ise Ana- yasa Mahkemesi'nin ek taşıt vergisi ile ilgili olarak verdiği iptal karan oldu. Anayasa Mahkemesi 1.1 katrilyon lira gelir bek- lenen ek taşrt vergisini iptal etti. - Eh ne var bunda? Vergi iptal edilmişse, vatan- daşa iade edilir veya geJecekteki vergilerine mah- sup edilir, diyebilirsiniz. Ama kazın ayağı öyle değil. Gelirler Genel Müdür Vekili Osman Arıoğlu, ödenen verginin iade edilmeyeceğini açıklamış bulunuyor. Yani vergiyi zamanında ödeyen vatandaş, öde- diği verginin üstüne, bir bardak soğuksu içecek, ödediği ile kalacak, zamanında bu vergiyi ödeme- miş olan vatandaşlar ise kazançlı çıkacaklardır. Kısacası, Gelirler Genel MüdürVekili Arıoğlu, ar- kadaşım Necmettin'in bana verdiği Türkiye açısın- dan en değerli dersi teyit ediyor ve diyor ki, - Ey vatandaş, vergisini ödemeyen kazanıyor, za- manında ödeyen ise aptal yaftasını hak ediyor. Sağ olun Sayın Anoğlu! Eğitim-Sen Genel Baskanı Dincer: Öğrencilerin iki eli yakanızda olacaktırANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, 10 bin yoksul öğ- rencinin özel okullarda pa- rayla okutulması çalışma- lannın eğitimdefirsateşit- liğine aykın olduğunu be- lirterek "Sayın mületwkfl- leri, bdki 10 bin öğrenciyi kurtarabflirsiniz_anıage- iecekte, geride kalan mü- TOOİarca öğrencinin iki eti yakanızdaolaeaknr" dedi. Dinçer ve beraberinde- ki sendika yöneticileri, Devlet Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı Mehmet AH Şahin'i ziyaret etti. Dinçer, görüşmeninar- dmdan gazetecilereyapü- ğıaçıklamada, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma ka- ranna karşın söz konusu uygulamanın sürdürülme- yeçalışılmasınındoğru bir yaklaşım olmadığını söy- iedi. Konuya bakış açıla- nnı içeren bir raporu Şa- hin'e sundukknnı bildi- ren Dinçer, "Danıştay, bu bmudavürüüneyidurdur- ma karanverdLAncakson anda, hükümet, Mecliste bulunan bir yasa düzenle- mesine ek yaparak yargı kararlannı by-pass etme- ye çahşıyor. MecKs'tenya- sa çıkararak Danıştay'm durdurma karannı orta- dan kakhnnayı amaçkyor" diye konuştu. Takplerimizi ilettik Dinçer, Şahin'e, kamu- nun kaynaklannı ve para- sını kendi okullanna har- caması istemini ilettikleri- ni söyledi. Şahin'den, her yıl ögretmenlere eylül ayı başında ödenen eğitime hazırlık ödeneğinin bu yıl bir maaş tutanna çı- kanlmasım, 2 taksitte ödenmesini ve bütün eği- tim çahşanlanna verilme- sini de istediklerini anla- tan Dinçer, Şahin'in, bu talebi değeriendirecekle- rini söyJediğini bildirdi. İdealtepe «de ruhsatsız apartmanın altına yapılan Nur Mescidi'ne verilen iznin yasal dayanağı yok Müftü genelgeyi yok saydıALPERtZBUL ERHAN KEMAL ÖZMEN Maltepe Müftüsü Nuri Degirmen- ci'nin, idealtepe'deki ruhsatsız Nur Apartmaru altında açılan "Nur Mes- cidTne Dıyanet İşleri Başkanlığı'nın, 2002 yılında yayımladığı genelgesi- ni yok sayarak "cami beraü" verdiği ortaya çıka. Değirmenci. 1 Temmuz 2003'te verdiği cami berarını 1995 "te yayımlanan genelgeye dayandırarak, 2002 yılı genelgesini hiçe saydı. tstanbul'un Maltepe îlçesi idealte- pe Altayçeşme Mahallesi İstiklal Cad- desi Hayat Sokak'taki 14 numaralı "Nur Apartmanı"nm altına açılan "Nur Mescidi"ne binanın ruhsatsız olmasına karşın "cami beraü" veren Maltepe Müftülüğü'nün Diyanet tş- len Başkanlığı'nın 2002'de yayımla- dığı genelgeyi hiçe sayarak 1995 yı- lında yayımlanangenelgeyi esas aldı- ğı ortaya çıktı. Diyanet İşleri Başkan- hğı'nın 2002 yılında yayımladığı ge- nelge "Gayrimenkullerin bağımsız bölüm, ekfenti veortakyerlerinde ha- küdvehükmişahıslarcaaçdacak(Cu- Erzurum Kongresi Müsamare tarihigerçeğe aykın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Bakanlar Kurulu'nun öncekı gün katıldığı Erzurum Kongresi müsameresinin, aslına uygun olmadığı belirlendi. Türkiye'de "Atatürk istisman" yapıldıgı yönünde bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın temsili olarak Erzurum Kongresi'nin Siirt delegesi Haa HafizCemil olduğu törende, Mustafa Kemal Paşa'yı canlandıran oyuncuya sırmalı Osmanlı Paşası giysisi giydirildi. Oysa Mustafa Kemal, 23 Temmuz 1919 günü toplanan Erzurum Kongresi'nden önce 8-9 Temmuz 1919 tarihinde "askerlik"ten istifa etmiş ve Erzurum Kongresi'ne "siviP giysiyle katılmıştı. Erzurum Kongresi'nin ön hazırlıklannda büyük emeği geçen ve kongrede delegelik de yapan CevatDursunoğlu. "MüH Mücadeiede Erzurum" adlı yapıtında kongre gününü şöyle anlatıyor: "Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir paşalaria Rauf Bey önde yürüyoriar, maiyet erkânı da bir iki adım arkadan getiyorlardı. Mustafa Kemal Paşa ceket giymiş ve başuıa kırmızıva yakm bir fes örtmüştiL Kazını Karabekir Paşa üniformahydı. Rauf Bey'in arkasmda koyu renkti sade, fakat çok düzgün bir sivil eibise vann." Konuya ilişkin Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihi ile ilgili araştırmalan ve senaryolan ile tanınan yazar Turgut Özakman, "Erzurum Kongresi'nin ruhunu kavrayamamışiann etinde. bu uhısal kongremiz müsamereye dönüşür. Bu müsamereden de ancak 7 No'lu paket çıkar" dedı Turgut Ozakman. "Yakm tarihi, hatta Osmanh tarihini bilmevenler yakm ya da uzak, hangi taribe d atsalar, olaylar ve gefişmeier onlann zevkine uygun bir tarz ahyor" diye konuştu. • Maltepe Müftüsü Değirmenci, idealtepe'deki Nur Apartmanı'run altına yapılan mescide izin vermek için 2002 yılındaki genelgeyi hiçe saydı. Bu genelgeye göre izin verilmemesi gereken mescide eski genelgeyle yasallık kazandırılmaya çabşıldı. Valilik soruşturması sürerken cüppeli, çember sakalh, şalvarlı kişiler mescidi kullanmayı sürdürüyor. ma Namazı kıhnacak nitdikteki) ca- mi ve mesciderde mevTiıat açısmdan uyulmasıgereken hususlar"ı yenıden düzenliyor. 2002 yılında yayımlanan genelgede yapılan değışıklikler kap- samında her hangi bir binaya veya bı- nanın bir bölümüne "cami beraü" ve- rilebilmesi için bınanm 3194 sayılı Imar Yasası'nda yer alan hükümlere uyması koşulu getiriliyor. Genelge- dekı hükümler, müftülüklerin ruhsat- sız bir binaya "cami beraü" vereme- yeceğını ve binanın ruhsatsız olup ol- madığının belırlenmesının müfhılü- ğün sorumluluğunda olduğunu belir- tıyor. Konuya ilişkin göriişlerine baş\ıır- mak istediğimız Maltepe Müftüsü Nu- n Değırmencı'mn 18 Temmuz 2003 tarihinde gazetemizde "Nur mescidi" ile ilgili haberin yayımlanmasının ar- dından 21 Temmuz 2003 'te izne çık- tığı öğrenildi. Müftü Vekili M. Esat Güzdise konuya ilişkinbilgisi ve yet- kisi ohnadığını belirterek sorulanmı- zı yanıtlamaktan kaçındı. Valilik inceJeme başlatmışb Turgut Aktan adlı kişiye ait 245 metrekarelik ve 354 kişi kapasite bi- çilen mekân için verilen beratta. "Ya- pu cami \asiflanni taşunakta olup,bu yapıda vakit namazlan ile cuma ve bayram namazlanmn kılınmasına Müftülüğümüzce müsaade edilmiş- tir" denilmışti. Maltepe Müftüsü Nu- ri Değirmenci imzasını taşıyan berat- ta bınanm bodrum katımn 27 Haziran 2003 tarihinde ibadete açıldığı belir- tilmişti. Nuri Yumuşak adlı kişinin **mescit"te gönüllü olarak namaz kıl- dıncılığı yaptığı ve bu kişinin söz ko- nusu "Cami"de fahri imamlık yapa- bihnesi için Maltepe Müftülüğü'nün Istanbul Valiliği'ne başvuruda bulun- duğu bildirihnişti. Maltepe'de müftülük izniyle apart- man altına açılan mescidin bulun- duğuNur Apartmanı, ruhsatsız oldu- ğu vebina ile ilgüı olarak6 Ekün 1999 ve 29 Arahk 1999'da iki kez yıkım karan venldiği ortaya çıkmıştı. Ga- zetemizde yer alan haber üzerine Is- tanbul Valiliğı, mescid ile ilgili ola- rak bir ön inceleme başlatmış müf- tülük tarafından izin verilen "mes- cit"le ilgili yasal dayanağın araştınl- dığı belirtılmişti. Cumhurbaşkanı Sezer, Poyraz Rıhümı'nda dûzenlenentörendetören krtasmı seiamladı (Fotoğraf: AA) Cumhurbaşkanı Sezer, Gölcük'te dûzenlenen törene katıldı: Jmtıııılıığıııı gîıvencesı GÖLCÜK (Cumhuriyet) - Genel- kurmay Başkanı Orgeneral HilmiÖz- kök, dünyadaki devinim, gelişim ve Irak savaşından alınan dersler sonu- cunda Türk Silahh Kuvvetleri'nin mevcutyeteneğininçok dahaileri gö- türülmesi gerektiğini vurguladı. Donanma Komutanlığı'nın Gölcük Üssü'ndeki PöyrazRıhümı'ndadûzen- lenen gemi helikopter, uçak teslim, kızağa koy- ma, Refakat ve Karakol Filotillası Komadorlu- ğu'na alay sancağı veril- mesi törenine, Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezerveeşi, TBMM Baş- Sezer, törende yaptığı konuşmada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, böjpı- mez bütünlüğün en önemli güvence- si olduğunuvurgulayarak,Deniz Kuv- vetleri'nin bugün kendi gemisini, de- nizalhsını yapabilenbirkonuma ulaş- mış olmasmdan kıvanç duyduğunu belirtti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral • Donanma Komutanlığı'nda dûzenlenen törende konuşan Genelkurmay Başkanı Özkök. Türkiye'nin çe\Tesinde yaşanan son gelişmelerin, TSK'nin mevcut yeteneğini çok daha ileri götürmesi gerektiğini ortaya koyduğunu belirtti. kanı Bülent Annç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Hilmi Özkök, Içişle- ri Bakanı AbdülkadirAksu. Mıllı Sa- vunma Bakanı Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ay- taç Yahnan, Hava Kuvvetleri Komu- tanı Orgeneral CumhurAsparuk, De- niz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Alpkaya, yüksek rütbeli su- baylar ve sivil yetkililer katıldı. Hilmi Özkök ise Türk ulusunun de- niz gücünü ihmal eünenin bedelinin ne kadar ağır olduğunu tarih boyun- ca yaşadığı acı deneyimlerle öğren- diğini söyledi. Türkiye'nin denizcüik- te bölgesinde bir numarayı hedefle- mesi gerektiğini belirten Orgeneral Özkök, şöyledevam etti: "Bugüniçin- de bulunduğumuz dönemdeki yeni potitik oluşumlar, başta Doğu Akde- niz olmak üzere çevre denizkrimizin görevini daha artirnuş, gerek Avras- yaenerji havzasmın dünya pazarlan- na entegrasyonu,gerekse de Ortado- ğu ve Kafkasya'daki geüşmeler, Doğu Akdeniz ve Karadeniz 3e Türidye'yi ön plana çıkanmşar. Dünyadaki de- vinim, getişim ve son Iraksavaşmdan ahnan dersler de şumı gösteriyor Id, Türk Silahh KmA^fleri'nin mevcut yeteneğini çok daha Berisi- ne götürmek zorundayız. TürkSilahh Kuv^deri, ül- kenin giivenfiğmi ve bölge- dekiistikran herzamanko- nıyaboen, caydıncı güç ol- ma\a de\am etmektedir." Deniz Kuvvetleri Komu- tanı Oramiral Alpkaya da, törende yaptığı konuşmada. "Bugün Ortado- ğubölgesi baştaobnaküzere çoTemiz- demeydanagekn ekonomik,askeri v« sJyasal oluşumlar üe bu bölgelerdeki enerji kaynaldaruun dünyaya pazar- lanmas ihtiyacı. Doğu .Akdenizönce- HkD'obnaküzere Karadenizvetüm de- nizflgiaknlannuzda, Deniz Kuvvet- lerimizin sorumluluk ve görevlerini daha da artürmışar" diye konuştu. ADD'den tepki: Atatürk düşmanhğı yapılıyor tstanbul Haber Servisi - Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Genel Başkanı Dursun Aülgan, Başbakan Recep Tay>ip Erdoğanın "Ataüırkçüler ülkeyi ba&rdı" ve "ülkemizde din istismarcüanvar" sözlerinin hem kendisınin hem de partisinin Atatürk ve Atatürkçülük düşmanhğımn kanıtı olduğunu söyledi. Atılgan yaptığı yazıh açıklamada, AKP hükümerinin ABD ve AB ile olan dış ilişkilerde "siz emredin biz yapahm" şeklinde yahiızca teslimiyetçi değil, aynı zamanda "işbhiikçi" bir politika izlediğini vurgulayarak "Bu nedenle Başbakan ve partisinin Atatürk'ün 'Ozgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir' sözünden ders çıkarabfldiğmi sanmak, safdilKk olur" dedi Erdoğan'ın açıklamalannda "din istismarcıhğ]" yaptıgını itiraf ettiğini savunan Ahlgan, açıklamasmda şu görüşlere yer verdi: "Bir taraftan Atatürkçülük konusunda. diğer taraftan eğhim ve öğretimin özeOeşürihnesi konusunda ne dediğini bOmeyen bir başbakanm Atafürkçülüğün bir ikrieme ka> nağı olduğunu bflmesi elbette beklenemez. Atatürkçüler, Atatürk sayesinde eDerinde ve kafalarmda tuttuldan itim meşalesi ile uygarhk ve flerleme yohında topyekûn Türk uhisuyla yürüyenlerdir. Atatürk karşrtlan fee topyekûn ulusu cehalete sürüklemekistevenlerdir." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Saddam yönetimi bir zorbalık yönetimiydi. Irak halkına, siyasi mu- haliflerine yıllarca kan kusturdu. Saddam, Irak'ta silahların ve zul- mün egemenliğinde bir militarist diktatörlük kurmuştu. Ülkeyi de- mir pençesiyle bir korku imparator- luğu olarak yönetti. Onun Irak hal- kı tarafından devrilmesini çok ister- dim. Saddam yönetimi, biryönüyleti- pik bir Ortadoğu yönetim biçimiy- di. Suudi Arabistan'dan, Ürdün'e, Mısır'dan Suriye'ye kadar Arap ül- kelerinin çoğunda demokrasi de yok insan hakları da. Saddam, bu bölgedeki siyasi coğrafyanın, yö- netim geleneklerinin, şiddete daya- lı kültürün bir ürünüydü. Saddam, Ortadoğu topraklannın bitkisiydi. Dikenli, vahşi ve yırtıcı. Saddam, aynı zamanda yıllardır bu bölgeyi keyfince yağmalayıp yapay çizgilerle sınıriar ve devlet- ler oluşturmuş Batı sömürgeciliği- ne tepkiyi ifade eden Arap milliyet- çiliğinin de temsilcilerinden birisiy- Uday ve Kusay'm Ölümü di. Bugün Irak'taki direnişin ardın- da böyle birtepkinin yattığını da gör- memiz gerekiyor. Irak'ın işgaliyle birlikte bölgede ABD'ye nefret her geçen gün artıyor. Arap dünyasın- da Irak'taki direnişle bütünleşen yeni bir ruh halinin oluştuğunu da inkâr edemeyiz. Türkiye'nin Irak işgalcilerine as- keri destek verip vermeyeceğinin tartışıldığı bu ortamda, Ortado- ğu'daki duyarlıklar görmezlikten gelinemez. Türkiye, bugüne kadar bütün baskılararağmen Bağdat'ta- ki işgale ortak olmadı. ABD işgali- ne duyarlılık, yalnızca Ortadoğu'yla sınırlı değil. Dünyanın dört bir ya- nında Irak işgaline çok büyük bir tepki oluştu. Irak'taki direnişin sür- mesi, Irak halkına sempatiyi de art- tınyor diyebiliriz. • • • Uday ve Kusay, zalim Saddam yönetiminin en önemli temsilcile- riydi. Ne kadarının uydurma ne ka- darının gerçek olduğunu bilmedi- ğimiz yaşamöyküleri de iki karde- şin sefahat ve zorbalığını anlatı- yordu. Saddam'ın iki oğlunun Mu- sul'da saklandıkları bir evde kıstı- nlarak öldürülmesi, çok etkileyici ve dramatikti. Bu iki genç; zorbaydı, çok insanın canına kıymışlardı. On- ların da bir gün vahşi bir şekilde öl- dürülmeleri her zaman mümkün- dü. Şiddete dayalı zalim rejimlerde, zorbaları bir gün başka zorbaların devirdiğine tarih çok tanıklık etti. Saddam'ın kendisi de kader arka- daşlarını öldürerek ve yok ederek tek kişi diktatörlüğünü kurmuştu. Kusay ve Uday'ın ölümlerindeki dramatikyan, onları işgalcilerin öl- dürmesidir. Sonuç olarak Irak, Ku- say'ın ve Uday'ın ülkesidir, ABD ise orada yabancı ve haksız bir güçtür. • * • ABD işgalciliğine karşı olmak için milliyetçi olmak gerekmez. Dün- yanın her yerinde işgale ve zorba- lığa karşı olmak, evrensel insan tavnnın doğal bir sonucudur. Bir ülkeye dışarıdan müdahale olma- yacak diye bir şey de yoktur. Eğer bir ülkede zulüm ve haksızlık var- sa, adalet ve özgürlükten yana olan insanlık, buna tepki gösterebilir, zulme karşı direnenlere destek ve- rebilir. "Bizim zulmümüz iyidir, ya- bancınınki olunca kötüdür" diye düşünen dar milliyetçilik de çok zararlıdır. Kusay ve Uday'ın ölümü üzerine konuşan ABD Başkanı Bush, "On- larzalimdi, Irakhalkına kan kustur- muşlardı" diyerek yaptıklannı sa- vunmaya çalıştı. ABD'nin Irak'ı iş- gali haksız ve zalimcedir. Bunun eşitlik ve adalet amaçlı olduğunu söyteyenleryalan söyfüyorlar. Irak'ın zengin petrol rezervlerine göz di- ken ABD, Saddam'ı bahane etmiş- tir. Bu haksız işgal, haklı olarak Irak halkının direnişine neden oluyor. Irak halkı ölümü göze alarak dire- niyorsa, oradaki haksızlığa isyanı- nı dile getiriyor demektir. Kusay ve Uday öldürüldüklerin- deABD işgalinin iktidardan düşür- düğü kimselerdi. Gönül isterdi ki, onları Irak halkı yargılasaydı, yap- tıkları zulmün hesabını sorsaydı. Irak halkı bunu yapamadı. (Biz Tür- kiye'de zalimlerden ne kadar hesap sorabildik ki!)lrak, sonunda ABD işgaline uğradı. Kusay ve Uday da işgal edilen bir ülkenin çocukları oldular. Kusay ve Uday, sempati duyu- lacak kişilerdeğildi. Geçmişleri zu- lüm ve kanla doluydu. Fakat yine de ülkelerini işgal etmiş bir güç ta- rafından öldürülmeleri, insanın bir yanında birşeylerin kırılmasına ne- den oluyor. ölümleri bana çok dramatik gel- di... Açıkçası sevinmedim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear