Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYPA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2003 SALI
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALt SİRMEN
Tiipk İslam Cumhuriyeti
AB'ye Girebilip mi?
PARİS - Cumhurbaşkanlan Jacques Chirac'ın,
ABD Başkanı Bush ile buluşması, 3 Haziran gü-
nü, başta başkent Paris olmak üzere, bütün ül-
kede kendini hissettiren büyük grev dalgasının et-
kileri, üniversite de dahil olmak üzere, milli eğitim
sisteminin tümünü kapsayan reform tartışmalan
ve nihayetöğretmenlerin emekliliği ile ilgili çekiş-
meler, Fransızların, AB'nin hazırlanmakta olan
anayasa taslağı konusunda çıkan tartışmaya faz-
laca dikkat etmelerini engelledi.
Haber yalnızca, 2 Haziran Pazartesi günü ya-
yımlanan ve 3 Haziran Salı'nın tarihini taşryan (öğ-
leden sonra piyasaya çıkan gazete, hep bir son-
raki günün tarihini taşır) Le Monde gazetesinde
iç sayfalarda tek sütun üzerinden yayımlandı.
Oysa Vatikan ile AB Anayasası'nı hazırlayan-
lararasında başgösteren tartışma, Avrupa Birli-
ği'nin kapısında bekleyen ve daha bir süre de bek-
leyecek gibi görünen Türkiye'yi yakından ilgi-
lendirmekteydi.
Yeni anayasa taslağı, giriş bölümünde, Yunan
- Roma uygarlığı ve Aydınlanma Çağı düşünürie-
rinin manevi birikimi ve mirasından söz etmekte,
ama Hıristiyan dinine herhangi bir atıfta bulunma-
maktaydı.
Her ne kadar Valery Giscard d'Estaing, Çor-
rierra delle Serra'ya verdiği demeçte, "manevi bi-
rikim ve mirasın tabii ki Hıristiyan dini anlamına
geldiği" yolunda bir görüş ileri sürmüşse de bu
açıklamanın Vatikan'ı tatmin etmediği görülüyor.
• • •
Nitekim, Vatikan'ın Dışişleri Bakanı sıfatınasa-
hip olan Monsenyör Jean Louis Tauran, yeni
taslağın söylediklerinden çok (onlara itirazı yok)
belirtmediği noktaya (Hıristiyan dini) takılmakta
ve AB'yi laikçi ideolojik birsapmayla suçlamak-
tadır.
Tartışmanın konusu yeni değil. Avrupa'nın bir
Hıristiyan Kulübü olup olrnadığı daha önce de
çok sorulup soruşturuldu. Bu kez yeni olan, Va-
tikan'ın bu işe kanşmış olmasıd/r.
Ama görünen o ki şimdilik Avrupa'nın kurucu-
lan arasında, kendilerini Hıristiyan Kulübü olarak
görmeyenler ağırfıktadır.
Bu tavır da Vatikan tarafından ideolojik neden-
lerle laik sapma olarak suçlanmaktadır.
Vatikan'a karşı, kendi laik niteliğini korumaya özen
göstermeye çalışan AB acaba bu niteliğinden, Is-
lamcı AKP'nin hızla bir İslam cumhuriyeti haiine
sokmaya çabaladığı Türkiye'yi kendi içine kabul
ederek vazgeçer mi dersiniz?
• • •
AKP'nin söylemine değil, eylemine bakıldığı za-
man, böyle bir sorunun geçerii olmadığtnı dü-
şünebilirsiniz. Hele hele Türkiye'nin en uyumsuz
iktidannın, güle oynaya çıkardığı "uyum yasa-
lan"na AB'den gelen olumlu tepkilergöz önün-
debulundurulursa...
Dış çevrelerin olumlu tepkisi, Türkiye'deki uya-
nık ve zinde güçlerin (boşuna öküz altında bu-
zağı aranmasın, asker sivil ayırımı yapılmaksı-
zın bütün güçler öngörülüyor, deyimin amacı
üstü örtülü biçimde orduyu kastetmek değil)
tersine, söylem ile eylem çelişkisine kuşkucu
bakmamalarıdır.
Ama olay bütünü içinde ele alındığında (her ko-
nuta ibadethane gibi ipe sapa gelmez teklifler,
cemaatokullannın milli eğitimin içindeki yerinin ge-
nişletilmesi girişimleri vb.) AKP'nin şimdilik fazla
gürültü çıkarmadan, Türkiye'yi bir İslam cumhu-
riyetine doğru götürmekte olduğu görülüyor.
Avrupa'nın, AKP'nin bu girişimlerine sıcak ba-
kıp yakjn durmasının ikinci nedeni de, onlann da
yapısını çokça eleştirdikleri ulus devletin temel
kurumlannın Tayyip Bey ve şurekası tarafından
ustaca sarsılması ve yıkılmaya başlanmasıdır.
Avrupalı, "köprûyü geçinceye kadarayıya da-
yı" deme politikasını uygulamakta hiç beis gör-
mez.
Ama bir kez köprü geçilip dayı denenin dayı ol-
madığı iyice anlaşılınca, referansı İslam olan bir
ülkenin, referansı aydınlanma çağının kazanımla-
n olan bir kuruluşa "Oooo hoş geldin dayı!" diye
buyur edileceğini düşünmek mümkün mü?
Cumhurbaşkanı Sezer inceletiyor
îş Yososı ve TRT
içingözlerKöşk'te
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Cumhur-
başkaıu Ahmet Necdet
Sezer. sendıka ve sivil
toplum örgütlerinden bü-
yük tepki gören Iş Yasa-
sı ile hukuki tartışmala-
ra yol açan TRT genel
müdürü atamasını hu-
kukçulanna incelettiri-
yor.Sezer'in, 26 Mayıs
tarihinde onay ıçin Çan-
kaya Köşkü"ne gönde-
rilen Iş Yasası üzerinde-
ki yasal üıceleme süresı
10 Haziran'da doluyor.
Sezer'in önünde bek-
leyen önemü birkarama-
me de ŞenolDemiröz'ün
TRT Genel Müdürlü-
ğü'ne atanmasma ilişkin
Bakanlar Kurulu karan.
Hükümetin, geçen per-
şembe gönderdiği buka-
rarname üzennde ıncele-
me de halen sürüyor.
DEHAP kongreye hazırlanıyor
MehmetAbbosoğlu
adaylığım koymayacak
ANKARA (ANKA) -
Eski Yargıtay Cumhurı-
yet Başsavcısı Sabih Ka-
nadoğiu tarafından hak-
kında kapatmadavası açı-
lan DEHAP, 8 Hazı-
ran'daki 3'üncü olağan
kongresinin hazırlıklan-
nıtamamladı. Kanadoğ-
Iu'nun yasaklı olmasını
talep ettıği Genel Baş-
kan Mehmet Abbasoğtu
aday olmayacağını açık-
ladı. Abbasoğlu'nunye-
nne, kapaulan HADEP'te
PM üyeliği yapan luncer
Bakırhan'ın aday olaca-
ğı öğrenıldi. Bakırhan, 3
Kasım seçimlerinde par-
tinin Kars"tan milletveki-
li adayı olmuştu. Parti-
de, başkanlık için DE-
HAP Yenıden Yapılan-
dırma Komıtesi Başka-
nı Osnıan Özçetikm de
ısmi geçiyor.
Genelkurmay Başkanı Özkök, KADEK'i terör listesine almayan AB'yi sert bir dille eleştirdi:
Avrupa terörüdestekliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
nedenıyle eleştirdi. AB'nin PKK'yi
Türkiye'nin çabalan ile terör listesi-
ne aldığını anımsatan Özkök. "kuBan-
dığı amblem, yöneticileri dahil tüm
kadrolan, silahh militanlan ve bunla-
nn üşlendikleri bölge,tegalplatform-
daki uzantılan ve kuflandığı medya
PKK ile aynı olan" KADEK'e karşı
tutumun aynı olmadığını vurguladı. Bu
tutumunun uluslararası platformda te-
röre karşı ortak anlayışın geldiği nok-
tarun bir göstergesi olduğunu belırten
Özkök, tt
Budunım,KADEKterörör-
gütünün bugüne kadar yapüğı terör
eylemlerine destek anlamına gelmek-
teveterörörgütünücesaretiendirmek-
tedn-" diye konuştu.
Özkök, Kara Kuvvetleri Eğitim ve
• AB'nin "kullandığı amblem, yöneticileri dahil tüm kadrolan, silahlı militanlan ve bunlann
üşlendikleri bölge PKK ile aynı olan" KADEK'e karşı tutumunun aynı olmadığını vurgulayan
Özkök, "Bu durum, KADEK terör örgütünün bugüne kadar yaptığı terör eylemlerine destek
anlamına gelmekte ve terör örgütünü cesaretlendirmektedir" diye konuştu.
Doktrin Komutanlığı'nda gerçekleştı-
rilen "İpek Yolu-2003 General/Amiral
Semineri"nın açış konuşmasını yaptı.
'Yeni görevler ortaya çıktı'
Soğuk savaşın ardmdan ortaya çı-
kan risk ve güvenlik mücadelesi ve-
rilecek alanlan, "bö^eselistikrarsız-
hk,kitieseigöç,terorizm,süahve uyuş-
turucu kaçakçıhğı, köktendincilik,
kitJe imha silahlarnun yayguılaşma-
sa, organize suçlar ve çevre kirüligi'*
olarak sıralayan Özkök, herkesin bu
konuda aynı görüşü paylaştığını an-
larrı. Özkök, bu alanlardaki mücade-
lenin üstesinden gelebilmek için in-
sani yardım, barışı koruma, terorizm-
le mücadele, doğal afetlerde yardım,
illegal sılah ve uyuşturucu trafiğı ile
mücadele gibi yeni görevlerin orta-
ya çıktığını bildirdi.
Güvenlik algılamalannın başında
gelen terorizmin en önemli sorun ola-
rak ortaya çıktığını belırten Özkök,
"Günümüzde güvenüğin askeri güç
dengeterineda\"andınbnası anlavışuı-
dan ziyade, şiddet boyutu artan ve
global bir tehdit haÜne gelen teroriz-
me karşı caydıncıogm sağlanmasıön
pbına çıkmakta,diğeralanlardadaye-
terti tedbiıierin annması gerekmek-
tedir" dedi. Terorizm konusunda or-
tak anlayışa ve ülkelenn politik ka-
rarlılıklanm ortaya koyacaklan ış-
bırlığıne gereksinim olduğunu anla-
tan Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Terorizm tanımlanmalı'
a
11 Eyiül sakiınlannın dünva ka-
muoyıuıda derhaJ tedbirannması ih-
trvacu ABD öndertiğinde viirürülen
harekât esnasında, terorizmin tanı-
mımn >apdmasmı ikinciplana itmiş,
bu durumda El Kaide ve uzannsı te-
rör örgütierine karşı derhaJ tedbir
annması, terörle mücadetenin agır-
TGC MAYIS AYIRAPORU
Gazeteciler için
en kötü ülke Irak
tstanbul Haber Servisi
- Türkıye Gazeteciler Ce-
miyeti (TGC) tt
Mayıs Ayı
Basın Raporu"nda_geçen
aya "Dünya Basm Ozgür-
lüğu Günü"nün damga-
sını vurduğu belirtildi.
TGC Araş.tırma Grubu
tarafından hazırlanan ra-
porda, basın özgürlüğu-
nün anlamının ABD'nin
Irak'a saldınsıyla bir kez
daha gündeme geldiği
vurgulanarak, Dünya Ba-
sın Özgürlüğıi Günü ne-
deniyle TGC 'nin yaru sı-
ra merkezi New York'ta
bulunan Gazetecileri Ko-
ruma Komitesı 'nin de bir
açıklama yaptığı ve ga-
zetecilik açısından en kö-
tü ülkenin, savaş sırasın-
da 13 gazetecinin öldüğü
Irak olduğunu duyurduğu
ıfade edıldi. Raporda, ma-
yıs ayınm diğer bir önem-
li olayının yerel basının
içinde bulunduğu zor ko-
şullar olduğu anlatıln"ken
şöyle denildi: "TGCBaş-
kanı Orhan Erinç ,vapüğı
yazüı açıklamada, Basın
Vasası \<e rad\oile televiz-
yonJarla ilgiliyasadageti-
rienparacezalarmın,özel-
Hkleyerel basın vebağınv-
sız gazeteciler için öldu-
rücü niteiik taşıdığı uya-
nsında bulunmuştu.Ayn-
caRTÜK, Star,Kral,Star
Max, Kanal 6, Show
TV'ye ve Kanal D'ye çe-
şitn* nedenlerle uyan ce-
zasıverdi."
Genelkurma> Başkanı Orgeneral Hümi Özkök, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanhğı'nda gerçek-
leştirüen "İpek Yohı- 2003 General/Amiral Semineri"nin açış konuşmasmı yapo. (Fotoğraf: AA)
CHP İZMlR MtLLETVEKlLt
Baratalı: Siyasetin
merkezi oluyoruz
CHPMe muhalefet sancısı
Hacaloğlu Anadolu Hareketi'ni hizipçilikle suçlarken
Öymen bu tür toplantılann faydalı olduğunu savundu
IZMİR (Cumfauriyet
Ege Bürosu) - CHP Genel
Sekreter Yardmıcısı Bü-
lentBaratalı CHP'de kım-
senın "merkezdemokrat"
lafinı söylemediğıni be-
lirterek "CHP merkeze
ghmiyor. siyasetinmerke-
zi oluyor" dedı.
CHP Izmir millervekıl-
leri, göreve başladıklan 6
ayı değerlendirmek için
biraraya geldi. Genel Sek-
reter Yardımcısı Baratalı,
kendisine yöneltilen,
"CHP,GenelBaşkanı De-
niz Baykal 'm befirttiği gi-
bi merkeze mi yöneoyor"
sorusuna, "Biz sosyal de-
mokrat bir partiyiz. Bun-
dan da ödün vermeyiz'
1
şeklindeyanıtvererek şun-
lan söyledı "Merkez de-
mokratlafinı kimse sö>1e-
medi Bu gibi kavramlar
kurultavdan çıkacak ka-
rarlaragöreaçıklanır.Or-
tadaböyfcbrşe\yok.CHP,
emeğe,hukukainanan bir
şekflde yerinde durmak-
tadır. Genel Baskan, par-
tüniznı shasetin merkezi
konumuna geJeceğini söy-
ledL Farkh partilerde yer
alan laik, çağdaş, demok-
rat kişileri aramıza çağır-
dLCHPmerkezegitnırv'or,
shasetin merkezi oluyor."
CHP Grup Başkanveki-
li OğuzOyanise CHP'nin
etkin muhalefeti karşısın-
da AKP'nin hırçınlaştığı-
nı söyleyerek " Büyük
bir çoğunhıga karşın sab-
tecBklere başvurmavabaş-
ladriar.TBMIVr-deofflia-
dığı halde,miOetvekflleri-
ni genel kurula gefaniş ve
oy vermiş gibi gösteriyor-
lar. TBMM'yi çabşnrma-
mak için eDerinden geleni
kullanıyorlar ancak biz
üzerimize düşeni yapıyo-
ruz" dedi.
BAHARTANRISEVER
ANKARA-CHP Genel Sekre-
ter Yardımcısı Algan Hacaloğlu,
muhaliflerin başlattığı 'Anadolu
Hareketi'ni "hizipleşme'' diye ni-
teledi. Muhaliflerin kongre süre-
cini etkilemeye çalıştığını belir-
ten Hacaloğlu, "Ka-
muoyunda partinin
kimiiğinjL, güvenilir-
liğini zedeleyici be-
vanlarda bulunmaya
kûnsenin hakkı yok-
tur" dedı. 'Anadolu
Hareketi'nın toplan-
tısına katılan eski
CHP Genel Başkanı
Altan Oymen ise bu
tür çaüşmalarda fayda olduğunu
vurguladı.
CHP'li muhaliflerin oluşturdu-
ğu 'Anadolu Hareketi', parn'de tep-
kiyle karşılandı. CHP Genel Sek-
reter Yardımcısı Algan Hacaloğ-
lu, Anadolu Hareketi Yürütoe Ku-
rulu'nun hazırladığı temel ilkeler
bildirgesini değerlendirirken "Par-
tiden haberleri yok. Partinin kim-
liğinin değişmesi, yozlaşOnlması
gibi birkonu sözkonusu değil" de-
di. Tüm üyelenn partinin tüzelkı-
şiliğini korumakla sorumlu oldu-
ğuna işaret eden Hacaloğlu sözle-
rini şöyle sürdürdü:
doiu hareketi? RumeKsi yok mu,
Türkrve'nin bütünüyokmu?Ana-
dohı hareketiieneyikastediyorlar?
Bu htapleşmedir. Kongreter süre-
cini etkileyeme yönelik bir hare-
• Eski CHP Genel Başkanı
Öymen, "Parti meclisi,
grup toplantılan genel
başkanm monolog halinde
konuşmasıyla geçiyor"
görüşünü dile getirdi.
" Partinin yönetimini beğenme-
yebihrler.Mücadeleiçin platform-
ianvannr.Ama kamuoyunda par-
tinin kimliğini, guvenilirüğini zede-
leyici beyanlarda bulunmava kim-
senin hakkı yoktur. Buradaki ar-
kadaşlann ne katkı sağlamaya ça-
anlayamadım.Seyia Ana-
'Anadolu Hareketi'nın toplatısı-
na katılan eski CHP Genel Başka-
nı Altan Öymen ise
"Bu gibi topJanular
hepohıyor.Ofenaada
normaldir sosyal de-
mokrat bir partide.
Ben genelbaşkanken
de oluyordu. Baykai-
a grupvanfa,solgrup
vann, Murat (Kara-
yalçın) Bey'm sosyal
denıokrat atöiyeleri
vanb.Ben,bunlan 'arkadaşhk gru-
bu' olarak nitetiyor ve davet ettik-
teriyere gidry'ordum'' diye konuş-
tu. Bu tür çalışmalarda fayda ol-
duğunu belirten Öymen "Bu ça-
hşmalann sonuçlari, baraj gölüne
akar gibi ohırsa, ortak enerji ç>
karsarviaVdedı.
hk noktası olarak ortaya çıkmıştir."
Durumun NATO dokümanlanna,
"dünyadaki devlet destekü terörün
azaldığı. İslamiyet adma hareket etti-
ğini iddia eden dini aşmcılardan kay-
naklanan terorizmin artügı'' şeklinde
yansıdığını belirten Özkök şunlan
söyledı: "Gelişmeler bazı ülkeler ta-
raûndan. teröristierin sadece dini aşı-
ncıiar olarak algüanmasını ve bunun
dışındaki terorizme karşı geçmişte oi-
duguşeidi\1eyaldaşıtmasını beraberin-
de getirmiştir. Bu nederde. terorizmin
bir tanıma kavıışturulmasınnı ve BM
nezdûıde bir terör örgütkri listesi ha-
znianmasmın gerekliolduğu düsünüJ-
mektedirr
11 Eylül saldınsının ardından PKK-
KADEK'e yönelik uluslararası plat-
formdan ortak biryaklaşım beklendi-
ğini dıle getiren Özkök, "Ancak ah-
nantüm karariara rağmen,
uygulanun'a geçirilen ger-
çekçi bir desteği göremedi-
ğinıizi üzülürekifadeetmek
istij'orum'' dedi.
Özkök konuşmasında,
PKK'yi terör listesine alıp
KADEK 'i almayan AB 'ye
serteleşnnleryöneltti. Uy-
gulamanın "PKK-KA-
DEK'e destek ve cesaret-
lendinne'' olduğunu vur-
gulayan Özkök, şu değer-
lendirmeyı yaptı:
CesaretlendlrHlyor'
"Türkhenin çabalanile
AB'nin PKK'yi terör ör-
gütlerilistesine aürken kul-
landığı ambJem. vönetkfle-
ri dahiltüm kadrobn,sflah-
hmilitanlanvebunlann üş-
lendikleri bölge, legal piat-
formdaki uzanblan vekul-
landığı medya PKK ile ay-
m olan KADEK'i terörör-
gütleri listesine abnamaa,
uluslararası platformda te-
rorizme karşı ortak anlav>
şuı geldiği noktanın önem-
li bir göstergesidir. Bu du-
rum, terör eylemlerine de-
vameden vehalen 5 binka-
dar sflahh mihtanı bir teh-
ditunsunı olaraketindebo-
hmduranKADEKterörör-
gütünün bugünekadarvap-
tiğı teröreviemlerinedestek
anlamınagehnekteveterör
örgütünücesaredendirmek-
tedir. ITuslararasıpbtform-
da terörle mücadelede çö-
zümsüzlüp beraberinde
getiren bu tür yaklaşunla-
ra son verflmesinin Türid-
ye açısından hayati önemi
haiz olduğunu bir kezdaha
vurgulamak isthonım."
Yaptırımlar acıkça
bellrlenmell
Terörle mücadelede alı-
nan kararlann ülkelerin iç
hukukuna yansıtılmaması,
mücadeleyöntemlerinin ge-
liştirilmesi ve organizasyon
oluşturulmasını engelledi-
ğini anlatan Özkök, "Önce-
Hldeterörlemücadeledeab-
rtankarariara uvmayandev-
letiereveuluslararasıkuru-
luşlara uygulanacak yapti-
nmlaraçıkçabetirfcnmeli-
dir. Bununiçin de öncelikle
uluslararası hukukta tero-
rizme yönelik boşhıklann
gkk-rilrnesi gerekmektedn-"
değerlendırmesini yaptı.
LR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Kamuoyunda 'radikalsol' gaıpterola-
rak tanımlanan sosyalistlerin başına gel-
medik kaimıyor. özellikle sosyalist ga-
zetede çalışanlann başı dertten kurtul-
muyor. Bu gazetelerde çalışanlar basın
mensübu. Fikirlerini beğenirsiniz be-
ğenmezsiniz, yaptıklan yayıncılık işidir.
Fakat polis ve mahkemeler buralarda ça-
lışanlan örgüt mensubu olarak suçlama-
yı tercih ediyortar. Bu yayın organlann-
da çalışanlann da basın özgürlüğünü
kullanma haklan vardır.
Bu tür olaytara bir ömek teşkil ettiği
için şu anda cezaevinde bulunan iki ga-
zete çalışanının mektuplanndan bölüm-
leryayımlamak istiyorum. Meslek kuru-
luşlannın onlara gereken duyariığı gös-
termesini diliyorum.
"3 yıldır haftalık sosyalist bir gazete
olanAtılım'da yazarolarakçalışıyorum.
Maruz kaldığım ve tutuklanmama ne-
den olan polis komplosuna ilişkin ya-
şadıklanmı, duygu ve düşüncelerimisi-
zinle paylaşmak istiyorum:
Kadıköy Acıbadem Mahallesi'nde,
eşim ve lise öğrencisi 1. sınıfa giden kı-
zımla bitiikte kalmakta olduğum evime
13 Nisan günü 14.00 sıralannda Terör-
le Mücadele Şubesi (TMŞ) polisleri bas-
kın yaptı. 15-20 kadar silahlı, çelikye-
îki Sosyalist Gazete Çalışanı
leklipolis evimididikdidikaradılar. Ga-
yet rahattım çünkü, yasadışıbirfaal'ıye-
tim olrnadığı gibidoğallıkla evimde suç
unsuru hiçbir şey de yoktu. Arama sı-
rasında bir polisyetkilisiamirine telsiz-
fe 'Bu evde gazete çalışması yapılıyor,
suç unsuru bulamadık' şeklinde rapor
dahi verdi.
Arama sonrasında gideceklerini dü-
şünüyordum. Yanılmışım, akşamlan
evimde de gazete çalışması yaptığım,
kızımın ders çalıştığı bilgisayarla biriik-
te gözaltına alındım ve Istanbul TMŞ'ye
götürüldüm. İdeolojik şiddet, psikolo-
jikbasfa, tehdit ve uyutmama gibiişken-
ce yöntemlerine maruz kaldım. 2. gün
bitkin düştüm, şekerimin de kritik dû-
zeye çıkmasıyla beni Haseki Hastane-
si'ne kaldırmak zorunda kaldılar. Has-
tane dönûşünde sorgu kesintisiz sür-
dü. 48 yıllık yaşamım boyunca hiçyan
yana gelmediğim ve tanımadığım şa-
hıslan sordular ve dahası o şahıslara
'eylemtalimatj' verdiğimıiddia ettiler. 'Ya-
sadışı örgütün rtücreler sorumlusu' ol-
makla ıtharn edildim. Sorgucularabu if-
tiralann şahsıma ve gazetemAtılım'a yö-
nelik bir komplonun parçası olduğunu
belirttim ve suçlamalan reddettim. Ifa-
de tutanağını, verdiğimifade doğrultu-
sunda hazıriamadıklan için imzalama-
dım. Toplam 4 gün gözaltında tutul-
dum. 17 Nisan günü sabah saatlerin-
de DGM Savcılığı'na çıkanldım, ifade-
mi verdim ve sorgu hâkimliği beni ser-
best bıraktı. Serbest bırakılmamı haz-
medemeyen TMŞ ve DGM savcısının
baskısıyla aynı gün tutuklama karan çı-
kartmışlar. Aynı gün akşam eşimle bir-
lıkte evime giderken gözaltına alındım.
Ertesigün DGM'ce tutuklanarak ceza-
evine konuldum.
Düzenmuhaliüsosyalistbir yazar ola-
rak sıkaralıklarla takip ediliyordum. Evim
gözetleniyordu. Yasadışı bir faaliyetim
olsaydızatensuçüstüyakalaıiardı. Esa-
sında IstanbulEmniyeti ve TMŞbenim
yasadışı faaliyet içerisinde bulunmadı-
ğımı da biliyordu. Halen iddianame eli-
me ulaşmadı, hiçbirsanığını tanımadı-
ğım birdavanın sanığı olarakyargılana-
cağım.
48 yaşında bir gazeteci-yazarolarak
şeker hastalığımla, kronik bronşitimle,
tansiyon sorunumla boğuştuğum gibi
ömrüm elverdikçe, muhalifgazetecile-
rin başına çorap örmekisteyenlerle bo-
ğuşacağım. Bu sese kulak vereceğini-
ze, komplonunaçığa çıkanlmasına kat-
kı sunacağınıza inanıyor, şimdiden te-
şekkür ediyorum. Necati Abay Tekir-
dağ Ftipi Cezaevi."
•••
KamberSaygılı ise şunlan anlatıyor
"Çalışanı olduğum YeniAtılım gazete-
sinin 1 Mayıs'la ilgiligkanrnş olduğuafiş-
leri asarken 18 Nisan 2003 tarihinde
Kartal polisi tarafından gözaltına alın-
dım. Aynıgûnbaşkaca 'suç'lardan 'aran-
dığım' gerekçesiyle TMŞ 'ye teslimedil-
dim. Aynı gece TMŞ polislerince evim
arandı. Hazırlanan ev arama tutanağı-
na 'yasadışı hiçbirşeyerastianmadı' di-
ye yazmakzorunda kaldılar.
Burada özellikle bir noktaya dikkati-
nizi çekmek istiyorum, ev araması adı
altında yapılanlar tam birkuşatmayı ve
baskını andınyordu. Evimde küçükço-
cuklanmın olduğunu ve bu görüntüle-
rin onlan korkutacağınıbelirtmeme rağ-
men, ellehndeki büyük otomatiksilah-
larla çelik yelekleriyle kapıya dayandı-
lar. Küçûkoğlum Mustafa Diren (11 ya-
şında)gördüğü manzara karşısında çtğ-
lıklannı tutamadı. Şîmdi ise o günkü
polis baskınından bu yana psikolojik
tedavi görüyor.) TMŞ'deki iki günlük
sorgumda, ideolojik şiddetin yanı sıra
iki gûn boyunca uykusuz(sadeceüç sa-
atuyuttular) bırakıldım. Sorgunun ardın-
dan çıkanldığım DGM tarafından hâlâ
anlayamadığım gerekçeleıie tutuklan-
dım. Birayıaşkındır, cezaevindeyatmak-
tayım. Toplam 46 yaşımın altı yılı polis
sorgusu ve cezaevlerinde geçti. Yıllar-
ca cezaevinde (Davutpaşa, Çanakkale)
kaldım. Ancak öyle komik, daha doğ-
rusu trajikomikiddialaha sorgulanıp tu-
tuklanıyoruz ki, içime sindirmekte ve
kabullenmekte zorlanıyorum.
Gözaltına alındığım gün ve saate ka-
dar gazetecilikyapıyordum. 7yıldır Atı-
lım gazetesinin Kartal bûrosunda si-
gortalı çalışanıyım. Yaptığım iş ise ezi-
lenlerin tepkisiniyazmak ve fotoğrafla-
mak. Bundan doğalne olabilir?Bir ga-
zete emekçisiolarakuydurukgerekçe-
lerle tutuklanarak cezaevine konmamı
sizlerinyadırgayaraktepkiduyacağını-
zı dûşünüyorum. Yeni Atılım Gazetesi
Çalışanı Kamber Saygılı."