Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2003 ÇARŞAMBA
ÇEVRE
Bakan Pepe: Orman vasfinıyitirmiş alanlann
satişından 20-25 müyardolargelirhedeftiyoruz
Hükümetbaltayı
eldenbırakmıyor
tstanbul HaberServisi-Orman
Bakanı Osman Pepe, Türkiye'de
4 milyar rnetrekare üzerinde 2B
alanı bulunduğuna dıkkat çekerek
bu arazüerLn satişından 20-25 mil-
yar dolar gelir elde etmeyi planla-
dıklannı söyledi. Pepe, orman vas-
finı yitirmiş 2B ara-
zilerinin ya-sal statü-
sü olmadığı için bu-
ralarda*bSyükröş-
vetfcr" döndüğünü
iddia etti.
Orman Bakanı
Osman Pepe dün
Mövenpick Otel'de
orman vasfinı yitir-
miş arazilerin satışı,
anayasanın 169 ve 170. maddele-
rindeki değişiklikle ilgili bir ba-
sın toplantısı düzenledi. Bakan
Pepe, 31.12.198 l'den önce orman
vasfinı yitirmiş 2B arazilerin üze-
rinde büyük kentler, belediyeler
kurulduğunuanlatarak "Buara-
zikrin üzerinde 400 binden fazla
bina var. Hatta Antaiya'nın en bü-
yük ilçesi Kepez, 2B alanı üzerine
inşa edibniş. Bu 30-40 yıltak bir
sosyal sorun, sırtuıuzı dönüp gör-
• Orman Bakanı
Osman Pepe
Türkiye'deki
2B arazilerinin yasal
statüsü olmadığı için
buralarda "büyük
rüşvetler" döndüğünü
iddia etti.
mezden getemeyiz" dedi. Bu ara-
zilerin satişından elde edilecek
gelirin büyük bir kısmının orman
köylüsüne aktanlacağını belirten
Pepe, satılan alanlann yerine ye-
nı alanlann ağaçlandınlacağını
dile getirdi. Osman Pepe, Cum-
hurbaşkanı Ahmet
NecdetSezer'in Mec-
lis'e gen gönderdiği
2B alanlanyla ilgili
teklif üzerinde bazı
değişiklüder yapıl-
dığını, önümüzdeki
hafta Anayasa Ko-
misyonu'na gelece-
ğini anlattı.
Pepe, satışı gün-
demde olan ve orman yangınlan-
nı söndürmede kullanılan uçakla
ilgili olarak da "Uçak, 30 yaşın üs-
tünde. Modifrye edikrek degişti-
ribneye çahşridLAncak uçağm Tür-
kiye'de orman yangınlannı sön-
dürmede kuOanılamayacağı anla-
şıldı" dedi. Pepe, Tuzla'nın Akfi-
rat ilçesinde yapılacak Formula 1
pisti hakkında, Orman Bakanlığı
olarak bu konuda bir tahsis yapma-
dıklannı söyledi. 'Ormanlan gözden çıkaran' düzenlemenin gerçeklesmesiyte tstanbuldaki 2B arazileri de sablacak. (SERKAN YILDIZ)
CHP'nin, milletvekillerinin yargılanması uğruna AKP ile 'orman pazarlığı'na girişmesi kaygı yarattı
Asıl 'dokumıbnaz' ormandır
• Haklannda suç
duyurusu olan
milletvekillerinin
yargılanmalan uğruna,
ülkeye ve ulusa karşı
açıkça suç işlemiş
orman yağmacılannın
affına ve
ödüllendirmelerine
olanak sağlayacak bir
TBMM uzlaşması,
CHP'nin kendi
tarihindeki 'orman
bilincine' de
yakıştınlmıyor...
OKTAYEKtNCt
Orman arazılennin "yasadışı işgalcile-
re" pazarlanmasıyla ilgili anayasa değı-
şıkliği için uzlaşma arayışına giren AKP
kurmaylanna, CHP temsilcılerinin "do-
kunulmazhklan öne alma" koşuluyla
yeşıl ışık yakmalan, haklı kaygılar ya-
rattı... "HaklT diyorum; çünkü mevcut
haliyle bile ormanlann korunmasında
yeterli olamayan kurallann, amacı bir
tür "kaçak imar rantiannı y-asalaşürma"
olan böylesi anlayış içinde hangı şekil-
de değiştirilirse değiştırilsin, sonucun
çok daha "vahim" olacağını tüm duyar-
lı kesimler dile getiriyorlar. Bu nedenle
CHP temsilcılerinin, sıyasilenn yargı-
lanmalan karşılığında "ormanlan göz-
den çıkarabflecek" bir uzlaşmayı günde-
me getırmeleri, ülkenın "asıl dokunul-
maz" değeri sayılması gereken dogal
zenginliğine karşı sorumsuzluk olarak ni-
telendıriliyor.
Talan kentler' çoğalacak
Orman Bakanı Osman Pepe'nin; "tş-
gal alanlarmda mihonlarca kişi yaşryor;
bunlara tapuvererek milyar ddarlar ala-
cagH_." dediği yerlenn çoğu, aynı za-
manda "AKP'nin de oy deposu ve siyasi
rant kaynağınr oluşturan orman arazı-
lerindeki "kaçakyerleşmeler''... AKP'nin
bu nedenle ısrar ettıği anayasa değişik-
liği gerçekleşirse. özellikle tstanbul or-
manlarındaki bu yasadışı beldelerin ve
ılçelenn daha da çoğalacağına dikkat
çeken onnan mühendısı Dr. Yücel Çağ-
br'a,CHP'ye bugerçeğianlatmalange-
rektiğini söylüyorum. Kırsal Çevre ve
Onnancıhk Sorunlannı Araşorma Der-
negJ'run de yöneticılennden olan Çağ-
lar; "Ne yazik ki orman gerçeğimizin ve
yapıbnak istenen değjsikligin bu tür ka-
bcı tahribarJannın farkmda degilkr..."
dıyor. CHP'nin ta\Tina tepkı gösteren-
lerden Orman Mühendısleri Odası Baş-
kanı SaBh Sönmezışık da dıyor kı: "Or-
manlara karşı işlenen suçlann asla affe-
dilemeyecegine dair anayasa kuralı,
CHP'nin de siyasal geçmişinde önernü
yer ttıtan 1%2 Anayasasrna temel ol-
muş, ulusakı ve bilimden. kamu yara-
nndan \ana Cumhuriyetçi bir anlayışın
ürünü. Bu parti yönetiminin, şimdi aynı
onurlu geçmişi reddetmelerini düşün-
mek bile istemeyiz_"
Bu tanhsel tutumdan ödün verilmeme-
si; kimi milletvekillerinin yargılanmala-
nnı sağlarken "ülkeye ve uhısa karşı açık-
ça ve rant için suç işleyenlerûT çıkarla-
nnı koruma altına alacak; ormanlanmı-
zın daha azalmasına \ e bu talandan bes-
lenen siyasal örgütlenmelenn daha da yay-
gınlaşmasına olanak sağlayacak bir ana-
yasa değişıklığinın mutlaka "engeflenme-
si", tüm duyarlı kesimlenn "ana muha-
lefeften ortak ve acil beklentısı...
GÜNDE 55 BÎN TON ÇÖP DÖKÜLÜYOR
Karadeniz
çöpe teslim
AHMET ŞEFtK
TRABZON - Eşsiz do-
ğal güzelliğı, tarihi ve kül-
türel çeşitliliğiyle Karade-
niz Bölgesi, çevresel yı-
kımlann ve kentlerin atık-
lannın yarattığıkirlenme-
nin tehdıdi altında. Bir ta-
rafta kıyı yapısını yok eden,
inanılrnaz maliyetlere ya-
pımı sürdürülen Karade-
niz Sahil Yolu; diğer yan-
da, kentsel atıklarla tam
bir çöplüğe dönen yerleşim
birimleri, deniz, su yolla-
nveyaylalar...
Devlet Ista-
tistik Enstitü-
sü verilerine
göre, 8 milyon
kişiye hizmet
veren 309 be-
lediyeninüret-
tiğigünlükçöp
miktan 55 bin
ton. Bu çöpün
önemlibirbö-
lümü kıyıya
bırakılırken,
atıklar demze
kanşıyor. Kırlilik, Trabzon
Uzungöl, Seragölü başta,
pek çok doğal güzelüği de
olumsuz etkiliyor. Futma
Vadisi gibi dünyaya ma-
lolmuş alanlar da kirlilik
tehdidiyle karşı karşıya.
Doğu Karadeniz'de çöp
sorununun çözümüne yö-
nelik Akdeniz Ülkeleri
Çevresel Teknik Programı
kapsamında proje gelişti-
rildi. Trabzon, Rıze ve böl-
gedeki 30'un üzerinde be-
lediyeyi kapsayan Çam-
burau Katı Atık Proje-
si'yle, Trabzon'un Çam-
• Bir yanda kıyı
yapısını yok eden
Karadeniz Sahil
Yolu projesi diğer
yanda plansız
politikalarla
kentsel atıklan
denize bırakan
belediyeler... Eşsiz
doğa güzelliğiyle
biünen Karadeniz
can çekişiyor.
burnu beldesindeki terk
edilmiş olan Kutlular Ba-
kırlşletmesi alanı, çöpde-
polama alanı olarak kul-
lanılacak. Ancak yörede
yaşayanlann itirazı üzeri-
ne konu mahkemeye gıtti.
Mahkemelerprojenın uy-
gulanması yönünde karar
verirken davacılarDanış-
tay'a başvurdular. Danış-
tay 6'ncı Dairesi, halen
dosyayı sonuçlandıramadı.
Karadeniz illerinin kent-
sel atıklar konusunda du-
rumu şöyle:
Trabzon:
Gündel50ton
çöp, kentin la-
yısında Moloz
bölgesine dö-
külüyor.
Ordu: ıoo
tonçöphergün
Melet Irma-
ğı'nın denizle
birleştıği yere
dökülüyor.
Ciresun:
Günde 80 ton
çöp kıyıdakı sanayi sitesi
alanına bu-akılıyor.
Rlze: Günde 60 ton çöp
Çay Işletmeleri Kurumu
fabrikasının yanındaki ala-
na dökülüyor.
Artvln: İç kesimdeki
kentin çöpleri Yenımahal-
le me\7
kiine bırakılıyor.
CÜmÜ$hane: Atıklar
kentin içinden geçen Har-
şit Çayı'nın kenanna bı-
rakılıyor.
Hopa: Atıklar Çamlı-
köyü'nde kıyı kesimine dö-
külüyor. Hava koşullan kö-
tüyse doğrudan karayolu-
nun yanına bırakılıyor.
ÎSKENDERUN LİMANI
Toksik yüklü
gemi gitmiyor
AKESBODUR
Sağhksız kentieşme yüzünden can çekisen kıyı, deniz ve nehirlerin yakın bir gekcekte temizlenmesi müm-
kün görünmüyor. "Slalheti büyük" mazeretini öne süren yetkfliler ise halkın takplerine kulak hkıyor.
İSKEIVDERUN-Iskenderun Lıma-
nı'nda 1100 günden fazla süredir 2
bın 200 ton toksik yükle bekleyen
St. Vincent bandıralı "M/VUDa" ad-
lı gemi, Türkiye-lspanya arasındakı
bürokratık işlemlerin kilıtlenmesı ne-
demyle Körfez'de tehlıke yaratmaya
devam ediyor. Ispanya'dakı 4 termik
santralın baca küllerini taşıyan Ulla,
Cezayır'e gıtmek üzere yola çıkmış
ancak \üküne deniz suyu kanşması
üzenne rotasını Iskenderun'a çevır-
mişti. Üç ytldır toksik yükün geri
gönderilmesi için sunulan öneriler
kabul edilmedi. Yükün iadesi için İs-
panya"ya da 2 kez nota verildi. 20 Şu-
bat'ta Cenevre'de toplanan Basel Sek-
retaryası, yükün İspanya'ya gitmesı
konusunda prensip karanna vardı.
Ulla'nm acentesi Mavı Deniz Taşı-
macılık ve Gemi Acenteliğı'mn sa-
hibi CemiMavi ise 400 bın dolan aşan
masraflar ödenmeden gemınm ay-
nlmasına izin \ermeyeceğıni söyle-
di. Öte yandan yapılan incelemeler-
de gemide ağır paslanmamn görül-
düğü, tamir maliyetinin 100 bin do-
lan bulabileceği belirtildi
Çarpık kentieşme ve sanayileşme yüzünden kirlilik tehlikeli boyutlara ulaştı
Bursa arbk ^yeşîl' değîl
LEVENTGENCELLİ
BURSA -"YeşaBursa" tanım-
laması arhk tarih kitaplannda ka-
lırken kent hava, su ve toprak kir-
liliğınin her boyutunu yaşıyor.
Çarpık kentieşme ve sanayileş-
me. kirliliğin boyutlannı arthnyor.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fa-
kültesi'ninyaphğı araştırmasm-
da sadece 1983-1993 yıllannda
Bursa'daki sağlıksız kentieşme
ve sanayileşmenin yok ettiği 1.
sınıf tanm toprağı, şeftali bahçe-
lerinin 10 katına ulaştığına dikkat
çekiliyor. Atatürk Barajı kadar
enerji üreten Ovaakça Doğalgaz
Kombine Çe\Tİm Santralı'ndayıl-
da yaklaşık 2.5 milyar metreküp
doğalgaz tüketilmesiyle havası
ısınırken iklün de değişiyor.
Uludağ'daki kaçak yapılaşma
nedenıyle Oteller Bölgesı'nde do-
ğan dereler de kanalizasyona dö-
nüştü. Kaynağından kirletilen
akarsulara kent merkezinde de
sanayi tesislerinin atıklan akıtıla-
rak kirlilik arttınhyor.
Bursa Ovası'ndâkı verimı art-
nnnak için Atatürk'ün talimahy-
la 1930'lu yıllarda yaptınlan Göl-
başı Göletı'nden ovaya akıtılan
kanaletler sanayının kıskacı al-
hnda. Kestel. Gürsu, Barakfakih'i
kurtarmak içm planlanan antma
tesislen projelen de kâğıt üzenn-
de kaldı. Bursa'nın en önemli
akarsuyu Nilüfer'in kurtanlması
için antma tesisi çalışmalan baş-
ladı. Ancak Nilüfer'in temizlen-
mesının en iyi olasıhkla 10 yüı bu-
lacağı öne sürüldü. Iznik Gölü
kirlilikten nasibinı alıyor. Sanayi-
leşme tehdidi altındaki göldeki
kirlilik tehlıkesi, ABD'lı Cargıll'ın
Karapınar Mısır Işleme Tesisi'ne,
onlarca mahkeme karanna kar-
şm izın venlmesıyle katlandı.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
(letişim Sınırsız,
Basın Sınırlı!
Geçen yıl, basın özgürlüğü açısından pek kötü
biryıl oldu. Gazeteciler 1420 saldırıyla karşılaştı-
lar. Bir önceki yıla göre tutuklanan, zindana atılan
gazeteci sayısı yüzde 40 arttı. Yıl boyunca 692 ga-
zeteci hapishanenin tadına baktı. 25 gazeteci öl-
dürüldü. Bu rakamlar2002 yılının rakamlan. ABD'nin
Irak saldınsında basının uğradığı kayıplar bu ra-
kamlara dahil değil. 2003'te mesleğini yaparken
öldürülen gazeteci sayısı, bir önceki yılın sayılan-
nı katlıyor. Bu yılın ilk dört ayının bilançosu 17 ga-
zetecidir.
Basın özgürlüğü yalnızca gazetecilere yönelen
bu fiziki saldınlarla kendini göstermiyor. Aslında
bunlaryalnızca sonuç. "Demokrasinin ve özgür-
lüğün savunucusu", hatta kimi zaman "vatanı"
olduğu söylenen ülkelerde basın özgüriüğünü sı-
nırlandırma, onu yenıden "tanımlama" gırişimle-
ri, bu türden saldınlan doğaıdan tetiklryor ve sı-
nıriandırma girişimlerini cesaretlendıriyor.
• • •
Basın özgürlüğüne son zamanlarda en fazla
saldın ABD'de gerçekleşti ya da Amenkalılarca ya-
pıldı. ABD, hem fiziki saidırıların hem de basın öz-
güriüğünü kısıtlama girişimlerinin şampiyonluğu-
nu yapıyor. Bağdat'ta gazetecilerin bulunduğu
oteli tank ateşine tutan, El Cezire ve Abu Dabi
TV bürolannı kalbura çeviren ABD'dir. Sınır Tanı-
mayan Gazeteciler örgütü Başkanı Robert Me-
nard, "ABD'nin bu olaylaria ilgili olarak kabul edi-
lebilir bir açıklama yapmaya niyeti olmadığı artık
bellidir" dedi.
Iki çarpıcı ömek, ABD'nin basın özgüriüğünün
temellerine saldırdığını çok iyi kanıtlıyor. Haftalık
gazete National Revievv'de çalışan Joel Mowb-
ray, ABD Dışişteri Bakanlığı ile Suudi Arabistan ara-
sındaki yazışmalan yayımladığı ve kaynağını açık-
lamadığı için tutuklandı. Serbest gazeteci Vanes-
sa Leggett, Teksas'ta bir sanıkla yaptığı röpor-
tajla ilgili belgeleri polise vermeyi reddettiği için tu-
tuklandı; 168 gün sonra serbest kalabildi.
Teröre karşı savaş bahanesiyle basın özgürlü-
ğüne saldıran ülketer arasında Almanya da var. Sos-
yal DemokratA'eşiller koalisyonunun Içişleri Ba-
kanlığı, 11 Eylül'ün hemen ertesinde sınırlandır-
ma tasanlannı gündeme getirdi. Pratikte, basın öz-
güriüğünü garantıye alan temel anayasal haklara
daha az dikkat edilir, boşluklar daha çok güven-
lik güçleri ya da bürokratlar lehine yorumlanır ol-
du. Şimdi ise polisin, gazetecilerin telefonlannı
dinleyebilmesi için yasa değişikliği teklifleri eya-
letlerde görüşülmeye başlandı. Bayrağı muhafa-
zakâr Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) taşıyor.
Basın özgürlüğüne en büyük saldın, gazeteci ile
haber kaynağı arasındaki ilişkinin gizliliğine saldı-
ndır. Haber kaynağının kendisinin gizli kalacağı-
na artık güvenememesidir. Gazeteci bilgileri öz-
gürce toplayamıyorsa, her adımda karşısına bü-
rokrat ya da güvenlik gücü çıkıyorsa, yasalarda-
ki bütün yaldızlı sözleri bir yana bırakabılirsiniz.
Almanya'da planlanan da bu zaten.
• • •
Haberleşmede, iletişim alanında teknik geliştik-
çe, özgüriüklerin kısıtlanması ne yaman bir çeliş-
ki... Gelişen teknolojinin halka karşı ve halkın ha-
ber alma özgüriüğünü, kısaca basın özgüriüğünü
sınıriandırmak için kullanılması ne tuhaf bir iş... Cep
telefonunuz artık görüntü bile nakledebiliyor, bil-
gisayannızla neredeyse her yere ulaşabilirsiniz,
ama arada biri var. O sizi dinliyor ve gerekli gör-
düğü an silahını size doğrultuveriyor. Hangi bilgi
halka gerekli, hangisi değil o bilıyor. Politikacılar-
la, bürokratlarla ilişkilerini kaleme gelmez bir şe-
kilde sıkılaştıran medya patronlan sizi masanızın
başına oturtuyor. Oradaysa sizin gazeteci olup
olmadığınız bile belli değildir. Işinizi kaybetme kor-
kusuyla yazdığınız yazıda siz hangı gerçeği halka
ulaştırabilirsiniz ki? Politikacı, bürokrat bilgiyi ba-
basının malı sayıyorsa, patron rakibi yok edecek,
piyasadan sürecek bilgilerie yetinmenizi istiyorsa,
"en demokrat", "en özgür" ülkelerde basın öz-
güriüklerine "panttılı ortaçağ"a uygun yeni tanım-
lar aranıyorsa, kutlayın bakalım Basın özgüriüğü
Günü'nü nasıl kutlayacaksanız! Kutlayamadık za-
ten! Yaptığımız gazetecilerin, basının başına ge-
lenlerin dökümünü yapmak oldu.
Gazetecinin, özgüriüğünü savunabilmek için
halkın desteğine gereksinimi var. Çünkü o özgür-
lük aslında gazeteciden çok, halkın hakkı, halkın
özgürlüğüdür.
e-posta: guray.oz <J cumhuriyet.com.tr
Samsun'a iki mobil santral
'Zehirli ikizler'e
kardeş geldi
CEMtLCtĞERİM
SAMSUN - Yıllarca
çe\Teye verdikleri zarar
nedeniyle yöre halkına
tazminat ödemek zorun-
da kalan ve "zehirfi ikiz-
ler" olarak adlandınlan
Türkiye Gübre Sanayıi
\e Karadeniz Bakır Iş-
letmeleri'nin fabnkala-
nna "zehirh" iki kardeş"
daha geldi. Kentte kunı-
lan iki mobil santral, iki
fabrikanın yarattığından
40 kat daha fazla kırli-
liğe yol açacak. Tepki-
ler üzerine yüzde 10 ka-
pasıteyle çalışacak olan
mobil santrallar. üretim
yapmayacak. Santrallar.
AKSA Enerji Üretim
AŞ ve CEKA Enerji
Üretim AŞ tarafından
hızla inşa edildi. Samsun
ve çevresinde Yeşilır-
mak üzerinde Hasan
Uğurlu, Suat Uğurlu, Kı-
zılırmak'ta da Altınka-
ya ve Derbent hıdrolik
santrallan bulunmasına
karşın kurulan mobil
santrallann doğalgaz
santrallanna dönüşümü
konusundaki girişimler
de sonuçsuz kaldı.
Üretim yok
"Samsun Çevre Bir-
Hkteliği''nin protestola-
nna karşın santrallar üre-
time geçti. Mobil santral-
lan TBMM gündemine
taşıyan CHP'lı Haluk
Koç, araştırma yapılma-
sını istedi. İncelemele-
rin ardından Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakan-
lığı, mobil santrallann
yüzde 10 kapasıteyle ça-
lışmasını ve yeni birprog-
rama kadar üretim yap-
mamasını kararlaşnrdı.