22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S30MAYI3 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞLARI TURHAN SELÇUK VE" Genelkurmay Başkam'nm açıklamalarını herkes işine geldiği gibi verdi Ingilizbasınıdaanlamadıİstanbul Haber Servisi - Gazetemizin "Genç Subayiar TedJrgm" manşeti üzerine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkökün yaptığı açıklamalar, "hergazetenin meşrebine uygun" bıçımde manşetlere ve başlıldara yansırken, Cumhuriyet'in haben haftaya damgasını vurdu. Bırkaç ıstisna dışında tüm gazeteler konuyu manşete taşıdı ve köşe yazarlannın biiyük bölümü de gelişmeler hakkında yorum yaptı. îslamcı gazeteleruı önemli bölümü, haber, yorum ve kankarürlennde gazetemLzi ve Ankara Temsılcımiz Mustafa BaJbayı hedef gösterirken, Özkök'ün "Sadece gençler değil, hepimiz kaygınyız" şeklındeki sözlerini görmezden geldıler. Yüksek tirajlı gazeteler ise Özkök'ün tüm görüşlerine yer verip, işlerine gelen bölümleri öne çıkardılar. Bu gazetelerde, satır aralarına ve kimi yorumlara, Cumhuriyet'in onlara haber atlatmış olmasının doğurduğu kıskançlık da yansıdı. "Efendim bu gelişmelerden bizim de haberimiz vardı. Ama, ülkede endişeye ve kargaşaya neden olmamak adına. borsa düşmesin drvc. sansasyonel habercüiği doğru buJmadığınuz için yazmadık" diyen genel yayın yönetmenleri ve yazarlar oldu. Türkiye'deki îslamcı basın gibi, tngiliz basüiının da Orgeneral Özkök'ü anlamadığı dikkat çekti. Ingilızlerin ulusal yayın kuruluşu BBC, internet sıtesınde "Genelkunnay Başkanı, İslami kökenü hükümeti olası bir darbeye karşı uyardı" dıye yazdı. The Guardian gazetesindeki haberde ıse son derece zorlama bır ifade vardı. Bu gazete, Özkök'ün "Hükümetin, laik anayasadaki hükümlere dınarhbk göstermemesı dunımunda, ordunun müdahale ihrimalinin olduğunu vurguladığını" öne sürdü. Musa KART medyooynas#cufnhuıyercom ir TRTve Turkabhn AB çabası TRT ile AB-Türkıye lşbirli- ğı Derneği (Turkab), TRT INT'de yayımlanan 18 bölüm- lük "Avrupa Biriiği'ne Doğru" programı hazırlarruşlardı. Şim- dı hu programlann metin çö- zümleri ve vcd'leri, üniversite- ler ıle sivil toplum örgütlerine yollanmaya başlandı. Başkan- İığını Erdal Kabatepe'nın yap- tığı. yönetim kurulunda ise Me- ralGczginEriş, eskı bakanlar- dan Metin Emiroğlu. Tanşuğ Bleda, geçmışte ANAP'ta mil- ler\ekilliği yapan ve bu parti- nın Kadıköy belediye başkan adayı olan, son seçimlerde ise YTP'nin adayı olan SeJçukMa- rnflu, tunzmci Talha Çamaş gıbı ısimlerin yer aldığı Tur- kab.AB konusunda toplumu bi- lınçlendırmek için yaptıklan yaymlann süreceğini, seminer \e konferanslar yoluyla Ana- dolu'da ve ünıversitelerde AB'yi anlatacaklannı açıkladı. HT; ARTIK KAP/SIN1A KtLİT VZJ ATATÜ&KÇÜLÜĞÜ Lanetlryorum Bir haber nasılverilmez? Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hihni Özkök'ün basın toplantısının çok satışlı gazetelerin manşetlerinde yer ahş biçimi tletişim Fakültelerinde ders olarak okurulacak çelişkileri içeriyordu. Dersin konusu şu olabilir: Bir haber nasıl verilmez? Sorıra da 27 Mayıs tanhlı "büyük" gazetelerin birinci sayfalan alınır. Manşetler: "Yalanladı~" "Lanetledi.J' Hemen altındaki spotlar: "Özkök, rahatsızbğın sadece genç subaylarda değil, TSK'nin tümünde olduğunu söyledi" "Genelkurmay Başkanı, başta kadrolaşma olmak üzere pek çok konuda rahatsızuğı dile getirdi. HûkümeÜe şiir gjbiyiz, sözünü söylemediğini beürtti." Özkök, Cumhuriyet'in 23 Mayıs'ta verdiği haberin başhğında yer alan "Genç Subaylar Tedirgin" tanımının değişik anlamlarda yorumlanmasmdan duyduğu ciddi rahatsızlığı dile getirmiş, tedirginliğin kurumun tümünde olduğunu söylemişti. Işin gerçeği, haberin boyutlan büyümüştü. Medya, haberi sayfarun tepesinde yalanlamış, alt kısmında doğrulamıştı. Konya Ereğli'de devlet okuluna sahip çıkmanın bedelini 24 ay hapis cezası ile ödeyecek Kuvayı MîDiyeci bir kaleııı: Hasan CanKoıi)a'nın Ereğli ilçesinde, vazı^leri müdürii olduğu Güneş gazetesınde yazdığı yazılarla İf.'-ktin malîna sahip çıkan emekh öğretmen - gazeteci Hasan Can, yazılanndan dolayı 24 ay hapis cezası aldı. Dosyası halen Yargıtay'da bulunan Can'ın ceza ,ueec\ Hasan Can'ın yazzlanyla Şehit Kâmil Ataia> okulunda eğitim süriiyor. almasına neden olan olay şöyle gelişti: Ereğli'de yerel tabirle "Gıh Gıli Çetesı" olarak bılinen bır grup, ellerinde bır Atatürk müzesi kuracak kadar eser olduğunu, bu müzeyı merkez Şehıt Kamil Atalay Okulu'na taşıyacaklanru, bu amaçla okulun kendilenne tahsıs edılmesini ısteyerek, Ereğli Kaymakamı Sedat Oktar'a başvurdu. Oktar durumu valihğe bildirdi. Bunun üzenne Ereğli Miüi Eğihm Müdürii Sıddık Dikmener ve okulun öğretmenlen, Hasan Can'a gelip, 8 yıllık temel eğitimin de olumlu etkisiyle okula olan ıhtiyacın arttığını, ilgıli okulun öncelikle kendilerine gerektiğini, durumu kaymakama ıletmesini söylediler. Hasan Can, öğretmenlerin isteklerini kaymakama iletti. Kaymakam Oktar ıse kendisine baş\Tirup, okulu isteyenlere söz verdiğini, sözünden dönemeyeceğinı belirtti. Hasan Can bunun üzerine valilikten müfettış istedi. Müfettişler, yazdJdan raporda kaymakamın önensıne olumsuz yaklaştılar. Vah de rapor üzerine kaymakamın isteğıni geri çevirdı. Okul devlette kaldı. Hasan Can, kaymakamı eleştirdi, olay yargıya intikal etti. Hasan Can, yazdığı bır yazıda. "De\ietin öğrermeninin. devietin okuhınu. üstelik kaymakama vani de\1ete karşı korumak için bir gazetecinin kapısuıa gelmesi, acı bir olaydu"'' deyınce. aynca kaymakam hakkındaki yolsuzluk iddıalan içeren dosyalannı savcılığa ılerince Konya Valisi Ahmet Kavhan, tavır değiştirdi. Vali Kayhan, kaymakam hakkında, savcılığın soruşturma açmasına izin vermedi. Yargının eli, kolu bağlandı. Hasan Can da yazılan nedeniyle 24 ay hapis cezası aldı. İvriz Köy Enstitüsü mezunu olan olan Hasan Can, köy enstitüsü olarak kullanılan yerlerin, SÎT alanı ilan edilmesi için savaşım venyor. Ereğli îvriz Anadolu Öğretmen Lisesi bünyesinde, okulun enstitü olduğu dönemde Kızlar Yatakhanesi olarak kullanılan bınanın, hriz Köy Enstitüsü Müzesi olması için de çalışmalanru sürdüren Can, şehitler adına bölgede bir da orman kurulması için mücadele \eriyor. Soyu tükenmekte olan hayvanların korunması için çahşmalar yürüten Hasan Can, köy enstitüsü müzesi konusunda, başta köy enstitülüler olmak üzere duyarlı ve aydın çevrelenn desteğını bekliyor. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Kişilik Sahibi Yerine Uşak mı? AKP iktidarının bürokrasiye bakış açısı, salt ken- dilen gibi düşünen memura mı devlet çarkını tes- lim etme amacına dayanıyor? Bir başka deyiş ile, Cumhurbaşkanı ile askeri bürokrasinin, irtica yan- lısı kişilerin kadrolaşmasından duyduklan kuşku mu, atamalara egemen olan? öyle bir kuşkunun büyük haklılık taşıdığı apaçık ortada. Ancak Resmi Gazete'yi, hersabah bavul- lannı toplayarak bir başka diyara göç etmekte olan devlet memurlarından haberler listesi yayımlaya- cak duruma getiren kadrolaşmanın, "özgür me- mur" istemeyen zihniyetin amacı olduğunu, önce- ki gün TBMM Içişleri Komisyonu'nda bizzat AKP milletvekilleri açıklamışlar. Yasa tasarısına karşı düşüncelerini, iktidarı hoşuna gitmeyecek tarzda belirten görevlilere gözdağı vermek için "Bürok- rasinin direncini kıracağız" demişler. Gazeteler, nedense bu en kahraman milletvekil- lerimizin isimlerini verme alçakgönüllülüğünü gös- termediler. Bu nedenle, SİT alanlannın yağmaya açılmasına karşı görüş bildiren, özgür düşünüşlü memurlara gözdağı veren değerlerin kimler oldu- ğunu öğrenemedik. Ben öğrenemedim. Yasa tasarısına karşı aynı kay- gılan besleyen seçmenleroğrenemedi. Hatta, "Afe- rin bizim sayın milletvekilimize. Ne güzel söylemiş. Adamlann ağzının payını vehvermiş" diye düşü- nen, o yağma tasansı yasalaştığı zaman sıraya gi- recek iştiha sahipleri de öğrenemedi. Oysa ben, yazıişlerindeki arkadaşlann yerinde olsaydım, bu "en kahraman milletvekilleri"ri\n sa- dece kımliklerini yazmakla yetinmezdim. Fotoğraf- lannı da basardım. öylece her isteyenin, dilediği açıdan onlan ta- nımalanna yardımcı olurdum. Meclis Içtüzüğü'ne göre, bir yasa tasansı ya da teklifi komisyonda görüşülürken ilk s/radaki ilgili ba- kanlığı, genelde ya bakan ya da görevlendireceği üst düzey bir memur temsil eder. Ama konu, baş- ka bakanlıklan da belirli şekilde ilgilendireceği için, komisyon başkanı o bakanlıklara da çağn yapar. Görüşülecek olan tasan ya da teklifi gönderir. Be- lirli gün ve saatte komisyonda bulunularak, görüş- lerini açıklamalan istenir. 1920 yılından beri süregelen bu uygulamada, dev- letin bir ajanı olarak görev yapan bürokrat, ya önündeki kâğıtlarda yazılı olanlann tümünü savu- nur. Ya da, "şu şöyle olursa, böyle birsakmca or- taya çıkar" diye uyansını yapar. Yaraya tuz dökmek gibi... Karar elbette "Sayın milletvekilleri"rimd\r. Ama StTyağması karşısında aralarında birAKP'linin de bulunduğu CHP'li üyeler muhalefet yapınca, gö- rüş açıklayan bürokratlann söyledikleri, çoğunluk- takiler için adeta yaraya tuz dökmek gibi olmuş. Ve "Bürokrasinin direncini kırmak"\ar\ söz edil- miş. Ne güzel değil mi? 363'lük bir çoğunlukla genel kurula tam egemensiniz. Komisyonlarda da üçte iki üye sizden. 3 Kasım'da iki partili sistemin say- makla bitmeyen yararlanna kulak veren halkımız Erdoğan iktidarına mademki yeşil ışığı yakmış. Basın gaza; sürat serbest. Yaşasın özgüriük. Ah bir de Cumhurbaşkanı olmasa. Haydi, Çan- kaya'nın vetosunu, yasayı ikinci kez aynı şekilde yeniden gündeme alıp geçersiz kılmak olası. Ama o, askeri bürokrasinin arada bir düşünce açıkla- ması nereden çıkıyor? Mademki bu iki engel ile, en azından şimdilik baş edemiyor iktidanmız; o halde, kendisine mukave- met gösterdiğinden kuşkulandığı bürokratı ya kı- zağaçekeryasindirir. Yerine "Hayhay efendim. Mü- nasiptir efendim" diyenleri tayin eder. Kararna- meleri Cumhurbaşkanı'nca da onanmazsa, "ve- kil" sıfatı ile aynı kişiyi yine tam yetki ile kaptan köş- küne oturtur. Ismet Inönü, muhalefet liderliği döneminde DP iktidannın benzer uygulamalanna karşı adeta kük- remiş ve "Yazık değil mi? Memurianmız denkle- rini toplamış, atama emirlerini bekliyoriar" demiş- ti. Tayyip Erdoğan, Mehmet Akifin "Safartaf'ın- dan şiir ezberlerken, arada bir de Inönü'nün anı- lannı, demeçlerini okuyarak "ibretler alsa. Rahmetli Menderes'in, kendi emirlerini uygula- ması için görevlendirdiği memurlardan hiçbirisi, onu kötü günlerinde arayacak kadar kişilik sahibi olmadıklannı ortaya koymakla kalmadı; yeni ikti- darın temsilcilerine ilk koşan "lyiki, şu ihtilaliyap- tınız" diye jurnal listelerini sunmak için yanşa gi- renler de yine o "uşak" yaratılıştakileroldu. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit a e-kolay.net BAYBUKT ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003/29 Davacı Cenfeda Yıldınm tarafından davahlar Ah- met Büyük ve müştereklen aleyhıne mahkememıze açılan tapu ıptalı ve tescıl davasının yapılan açık du- ruşması sırasında verilen ara karan gereğince, Davacı mahkememıze vermış olduğu dilekçesınde Bayburt ılı. merkez Danca Köyü köy hudutlan içen- sınde bulunan 120 ada, 20 ve 27 parsel sayılı iki adet taşınmazuı mzasız, fasılasız malikı olduğu halde, ka- dastro tespıtı sırasmda yanlışlüda davalılar Sahnye Büyük ve müştereklen adına tapuya tescıl edildiğini, bu nedenle bu taşınmazların adına tesciline karar ve- nlmesmı talep etmış oldugunu, Bayburt ili. merkez Danca İCöyünden dahili davalılar Yılmaz Büyük, Hamdi Büyük, Azmet Bü^iik, Hafize Taştan, Müvlü- de Büyük, Süleyman Büyük. Gülhatun Büyük, Meh- met Büyük, Kadnye Buyük. Gülşah Büyük, Hamıde Büyük, Alı Büyük'ün tüm aramalara rağmen adresı tespit edılıp davetıye tebliğ edilemediğınden ılanen tebliğine karar venlmış olup. duruşmanın bırakıldığı 18 06 2003 günü saat 9 50'de duruşmada hazrr bulun- malan veya kendilerinı bir vekılle temsıl ettırtneleri, duruşmada hazır bulunmadıklan ve kendilennı de bır \ekılle temsıl ettırmedıklen takdırde duruşmalann yoklugunda yapıhp karara bağlanacağı hususu HUMK'nun 213 ve müteakıp maddelen gereğuıce da- vetıye yenne kaım olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Basm: 25645 Türiaye Gazetecılef Cemiyetı'nın yayinladığı günlük Bizim Gazete Ülke sorunlanna ılişkın raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberteriyle sıvıl toplumlann gazetesi. Düzenli okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.511 08 75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear