25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 3 M-AYIS 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA MEDYA ABDÜLCANBAZ Ö » « * A PETROL SAVAŞLARI TURHAN SELÇUK îslamcı basınm radikal gazetesi Vakit, MGK Genel Sekreteri'nin konuşmasını istemiyor SezerveKılınçhedefte MeDyA aYnAsl medYa<JYn<JSİ0ewnhünyet corn tr Istanbul Haber Senisi - Atatürkçü ve laık kimliğıyle bilinen kişileri sık sık hedef gösteren, bu nedenle Gümüşhane Barosu Başkanı AB Günday'ın öldürülmesine neden olan Vakit gazetesi, son günlerde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kıhnç aleyhine adeta kampanya başlattı. Vakit, dün "Sıra Apo'da" başlığı atarak, Cumhurbaşkanı Sezer'in affettiği 9 mahkûmun da terör örgütü militanı olduğunu öne sürdü ve Sezer'i hapisteki militanlan affetmekle suçladı. Vakit, önceki gün de Fransız CNN'i yolda Marmara Üniversitesi île- tişimFakültesi Öğretim Üye- si Cüneyt Akahn'm verdiği bilgiye göre, Irak Savaşı ön- cesinde Fransa Cumhurbaş- kanı Jacques Chirac'ın, "ffiz de bir uluslararası haber ka- nâh kurmab\Tz" talimatı üze- rine çalışmaya başlayan Par- lamento tletişim Kurulu, ha- zırladığı raporu hükümete sevketti. Kurul üyelerinin oy- bırliğiyle hazırladıklan pro- je, Uluslararası Fransız Ka- nah (CFI24) adı verilen ka- nalm yaklaşık 100 milyon Euro'ya malolmasını, bunun ydzde 75'inin kamu finans- nanıyla, geri kalan yüzde 25'inin ise telefon vergisi ile karşılanmasını öngörüyor. Simdi top hükümette. ABD'nin Fransa'yı dezen- formasyonla suçladığı koşul- krda, Fransa'nın Ulslarara- s Haber Kanalı kurması, ile- tşim alarundaki rekabeti kes- hnleşrirmesi bekleniyor. sürmanşete çekerek fotoğrafiru verdiği Kıhnç haberine "Tuncer Kıhnç'a tepki yağıyor. Çfemeyi aşö" başlığını attı. Vakit, bu haberinde de "Çeşjth kişi ve kunıhışlar, TSK adma üç kişi konuşabilir. Org. Kıhnç'ın TSK adma konuşmaya yetkisi yok" diye yazdı. Milli Göriiş'ün yayın organı Milli Gazete, AKP'ye karşı muhalefetini sertleştirdi ve dün SP lideri Necmettin Erbakanın agzından AKP için "tşbirükçiler" manşetini attı. Milli Gazete, Erbakan'ın şu sözlerini öne çıkarttı: "AKP Bikierbergve Rotaryen gömleği ghdl Miffi Görüşçükrin işbirtikçilene biıükte obnası mümkün değiL Miffi Görüşçülere işbiıükçi hapını yutturamazJarr Milli Gazete, önceki gün de "Sadece IMF memnun" manşetini atarak, AKP hükümetini halkın protesto ettiğini, IMF'nin ise iktidann sırtını sıvazladığını yazdı. A\Tupa Birliği'ni (AB) uzun süre "Hıristiyan Kulübü" olarak niteleyen şeriatçı basın, bu konuda da ikiye bölündü ve AB üyeliğine bir tek Müli Gazete karşı çıktı. Milli Gazete önceki gün Bülent Alan'ın "AB'ye hayır" başlıklı yazısını 1. sayfadan anons etti. ABD'de "şifa arayan" "emekfi vaiz" FethuDah Gülene yakın olan Zaman, dün Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in ülkesindeki 31 Türk okulunu övmesini manşetine taşıdı. "Türk okuDannı öven Nazarbayev işadamlannı yatmma çağırdT şeklinde manşet atan Zaman, önceki gün de *AB reforrnlan iktidar ile muhaiefeti birleştirdi" manşetini attı. Yeni Şafak, hükümeti öven yayınlannı sürdürdü. Dün, 1. sayfasında 11 milyon öğrenciye bedava ders kitabı dağıtılacağını yazıp, "Kitapta rant yerine ucuzhık" diye haber yapan gazete, önceki gün de "Öğrencilere kttap bedava" manşetini atmıştı. Yeni Şafak, medya eleştirilerine yer verdiği Kronik Medya sayfasında da, Cumhuriyet gazetesinin Milli Eğitim Bakanı Çelik'e ilişkin 20 Mayıs tarihli manşetini eleştirdi. 4VP/MUK , GBÂ-ECBĞÎ İÇlkl Basında nasıl ele tntemet gazeteciliğiyaygınlaşıyor ntemet gazeteciliği yapan lazete ve dergilerin sayıları dünya ılçeğinde hızla artıyor. înternet :azeteciliği "o anın gazeteciMği'' ılarak gelişiyor. Çünkü geçen ya da :elen her an, haber değeri taşıyor ve eknolojinin yarattığı olanaklar 24 aat, kesintisiz, anında, taze haberler ermeyi, anında habercilik yapmayı nümkün kılıyor. înternet lazeteciliğinde "editing" yerini "son İakika haberi"'ne bırakıyor. Son lakika haberi, televizyonlarda ?rogram kesilerek, ham halde, gözden îeçirümeden, canlı yayında veriliyor. nternette, benzer bir durumda, "son lakika" tuşu bir bağlantı ile jenellikle süren bir olaya mğlanıyor. "En son haberi", okura iunma yanşı, o ana dayanan bir jazeteciliği öne çıkanyor. Haber olarak tanıklann öyküleri iile getiriliyor, bunlar peşpeşe nralanıyor, bir yargıya ulaşılmak steniyor. Bu habercilik eğilimi, rahlilci, sorgulayıcı, muhalif, ıraştıran gazeteciliğin yok olmasına /olaçıyor. "24 saat habercilik" ilkesi, tıaberin düzeltilmesi, farklı boyutlanmn kavranıp, gerekirse öne çıkanlması, diğer tarafın da görüşlerine yer verilmesi gibi boyutlardan yoksun kaldığı için, araştırmadan uzaklaşılmasını da kaçınılmaz olarak beraberinde getiriyor. Sonuçta çeşitli tehlikeler barındırsa da internet gazeteciliği hızla yayılıyor. MSNBC'nin başeditörü Merul Brown da bu hatalara dikkat çekiyor ve ekliyor: "tnternet gazeteciliği için çabşmalanmız, güneel olaylann tedrici evriminin perspektifine oturtulmasmda, olabileceği kadar biHnçli değü." Tarihe ışık tutan kitap Bir Ömriin Öteki Hikâyesi Türkiye bir yandan içeriden ve dışandan kuşatıhp, bir yandan da ABD'nin ve AB'nin tek yanlı dayatmalanyla uğraşuicen, Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü devrimci, toplumcu, tam bağımsızlıkçı ve antiemperyalist yönleriyle ele alan çalışmalann sayısı da hızla artıyor. Genç bir Devrim Tarihi öğretmeni SinanMeydan'ın "Bir Ömriin Öteki Hikâyesi: Atatürk, Modernizm, Din ve AOah" adlı kitabı da bu çalışmalardan biri. Toplumsal Dönüşüm Yayınlan'ndan çıkan kitapta Meydan, Atatürk'ün çocukluğunu, aüe yapısını, fikir dünyasını ve bu çerçevede dine yönelik bakış açısını inceliyor. Kitapta Atatürk Devrimi'nin dine yaklaşımı, Atatürk'ün din adamlanyla ilişkileri, Atatürk'e göre Müslümanlann geri kalmalannrn nedenlerinin yanı sıra, büyük önderin dil ve tarih konusundaki görüşleri de aynntılı olarak ele alınıyor. Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. SerdarlVL Değinnencioğlu ve aynı bölümün 4. sınıf öğrencisi Ömer Şirin, 2001 ve 2002 yılında yayunlanan 12 gazeteyi inceleyerek, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın, ulusal basında nasıl yer aldığını ele aldılar. Değirmencioğlu ve Şirin'in araştırma sonunda ulaştıklan sonuçlar şöyle: • Yıldan yıla 19 Mayıs haberlerinin içerikleri ve başhklannın değişmediği, hatta aynı başlığın bile kullanıldığı görüldü. tncelenen gazetelerin aralannda önemli farklar olmasına karşın, üzerinde durulan noktalar açısından her gazetenin çok ciddi eksiklikleri var. • Bayramda gençlerin sesi gazeteler tarafından duyurulmuyor. Bunun yerine kimi gazeteler, gençlerin agzından söylenmiş gibi görünen başlıİdan kullanıyor, hatta manşete çıkanyorlar. Gençlerin düşünce ve görüşlerine yer verildiğinde, bu görüşlere aynlan yer, devlet görevlilerinin, politikacılann ve diğer kişilerin görüşlerine aynlan yere oranla çok küçük. Gençlerin duygularından çok, devlet görevlilerinin veya eşlerinin duygulannın (örn: First Lady ağladı) ya da varolduğu iletilmek istenen duygulann (örn: Tüm Yurtta Aynı Heyecan) öne çıkanldığı görülüyor. • Bayramda genç, özne değil nesne olarak sunuluyor. Yayunlanan fotoğraflar incelendiğinde, odak noktasımn düzenlenen törenler ve resmi ziyaretler olduğu, gençlerin bu tören ve ziyaretlerde neredeyse bir süs olarak yer aldığı görülüyor. Haberlerde de benzer bir tablo sunuluyor. Gençlerin yaptıklan, 19 Mayıs alınıyor? yapmak istedikleri ve yapabüecekleri değil, gençler için yapılması gerekenler, gençlere yapılanlar ve gençlerin törenlerde yaptıklan danslann nitelikleri ele alınıyor. Gençler hakkında söylenen olumlu sözler -gazetelere yansıtıldığı kadan ile- incelediğinde, bu sözlerde bile, gençlere bu özel gün dolayısıyla verilen geçici payeler ve gençlerin üzerine düşen ödevler ve görevler üzerinde durulduğu görülüyor. • Bayramda çocuk ve gençlerin haklan, özellikle gencin katılım hakkı ve Çocuk Haklan Sözleşmesi'nin en önemli öğesi olan bireyin yaran üzerinde durulmuyor. Vatandaşlık ders kıtaplanna da yansıyan, "haktan önce ödevler geür" söylemi gazetelere de yansıyor. Gazetelerde gençlerin neleri hak ettiği, hangi açılardan zor durumda bırakıldıklan veya engellendikleri, gençlerin yarannın nasıl öne çıkanlabileceği ele alınmıyor. ^ Bayram törenlerinde gençlerin yaşadığı sıkıntılar gazetelere hemen hiç yansımıyor. %/ Milliyetçi söylem birçok diğer ulusal bayramda olduğu üzere genel olarak yaygın, kimi gazetelerde ise özellikle baskın. Birçok yazıda Türkiye'nin düşmanlan olduğuna ilişkin cümleler bulunuyor. Bu milliyetçi ve kavgacı söylem, 19 Mayıs'ın bayram ve banşseverlik yönleri ile öne çıkmasını engelleyip, günün içeriğini kısırlaştınyor. ^ Gazetelerde sorunlar ve ihlaller hakkında neler yapılabileceği, gençlerin kendi sorunlanna ilişkin neler yapabileceği ve yaptığı ele alınmıyor, bu konuda uzman görüşlerine yer verilmiyor. DUZYAZI ORHAN BİRGtT Onup Oymen Doğru Söylüyop F-16 tipinde Türk Hava Kuvvetleri uçağının, 8 Ekim 1996 günü Sakız Adası açıklannda kaza sonucu de- ğil; uçuşa dog fıght denilen it dalaşı yöntemi ile mü- dahale eden bir Yunan uçağından ateşlenen füzenin isabeti sonucu düştüğünü yedi yıllık bir gecikme ile öğrendik. Dönemin hükümeti, iki ülke arasındaki ilişkilerin dostça yürümesini engellemek için, olan biteni ka- muoyundan gizlemekle kalmamış; Pilot Yüzbaşı Na- il Erdoğan'ı da önce şehit olarak kabul etmeyen bir yöntem izlemiş. Cesedi Ege Denizi'nin sulannda bu- lunamadığı için, pilotumuz "kayıp" sayılmak istenil- miş, bu nedenle de geride kalan eşi ile iki çocuğu, ancak Yüksek Askeri Idare Mahkemesi'ne açtıklan davanın oybirliği ile kazanılmasından sonra "şehit a/tesı" olabilmişler. Hem bir insanlık hem de bir meslek borcunu ön- celikle yerine getirerek, yedi yıllık gizi, Ege Denizi'nin derinliklerinden açığa çıkartan Yunanistan'da yayım- lanan Krama dergisinin yayıncısı Panos Kotyopanos'u kutlamak, aynca teşekkür etmek de gerekiyor. Ken- disine yapılan bir ihbarı dürüstçe değerlendirerek bir gerçeği yıllar sonra da olsa açığa çıkarttığı için... Gelelim o gerçeğin öyküsüne... Olay günü, Balıkesir üssüne bağlı iki F-16'mız, eği- tim amacı ile havalanıyor. Uçuş nedeninin salt eği- tim amacına dayandığının en belirgin kanıtı, yüzba- şı rütbeli şehit pilotun, iki kişilik uçakta "öğretmen" olarak bulunması ve öteki pilotun da bir kurmay yar- bay oluşudur. Yunanlı komşulanmızın Ege Denizi'ndeki kara ve hava sulan üstündeki ödün vermez iddialarının so- nucu, bizim alanlanmızdan kalkan uçakların kısa sü- rede, karşı tarafın iddialanna göre uluslararası böl- geye değil, Yunanistan hava sahasına girmeleridir. Bu nedenle taraflar arasında bilinen it dalaşının başlaması her seferinde kaçınılmaz oluyor. Asap ge- riliyor. Ama, o dalaşmanın sonunda üslerdeki telsiz- lerin çalışması, tarafların birbirlerini uzaklaştırma amaçlı müdahaleleri ile noktalanıyor. Oysa 8 Ekim 1996'da iki Yunan Mirage uçağtndan birisinden ateşlenen füze, korkunç sonu getiriyor ve o füzenin yakıt deposuna isabeti sonunda düşen F- 16'daki öğretmen pilot kendisini fırlatamıyor; yarbay ise paraşütle atlayabildiği denizden Yunanlılarca kur- tanlıyor. Her felaketin taraflara getirdiği dersler olmalı. Bu olay sonunda önce Türk Hava Kuvvetleri, acil durum- lar dışında uçuşlann silahsız yapılmasını sağlıyor. Bir yıl sonra da Türkiye ve Yunanistan arasında Madrid'de imzalanan bir Mutabakat Anlaşması ile Ege'deki uçuşlann silahsız yapılması hükme bağlanıyor; ayn- ca tarafların düzenleyeceği tatbikatlann tarihlerini bir yıl önceden birbirlerine bildirmeleri, bu tür uçuşlann turizm mevsimi ile ülkelerin ulusal ve dinsel bayram- lanna rastlatılmaması da kararlaştınlıyor. Yunanistan'ın vurdumduymaziığı Yunan tarafı, bir Türk askeri uçağının, dıyelimki ka- za sonucu ateşlenmiş de olsa Mirage'dan ateşlen- miş bir füzenin vurması sonunda düşmesinden son- ra, başsağlığı dileme gereği bile duymuyor Hele ölen pilotumuzun geride bıraktığı eşine ve çocuklanna tazminat vermeyi düşünmüyor. Bir uçağını yitirmişTür- kiye'ye de, herhangi bir tazminat ödeyerek soruna dostça yaklaşmak yerine, ne yapıyor? Onu da "Kanatlar" adıyla yayımlanan bir havacı- lık dergimizin Yazıişleri Müdürü Levent Başaran'ın yayımladığı kanıt fotoğraf sayesinde öğrenebiliyo- aız. Yunan Hava Kuvvetleri, düpedüz katil sayılma- sı gereken pilotunun marifetini, kullandığı Mirage uçağında ölümsüzleştirmek amacıyla, başka ülkele- rin hava kuvvetlerinde de ve elbette savaş sırasında uygulanan bir meydan okuma yöntemi ile tescil edi- yor. Uçağın burnuna bir Türk bayrağı işleniyor! Tıpkı, Afrika'daki insan avcılannın, hunharca öldü- rüp kafa derisini yüzdükleri beyaz adamlann dişleri- ni boyunlarına gerdanlık olarak asmalan gibi! Bu, elbette kendilerini uygarlığın tek üyesi say- makta ısrar eden fanatik komşunun devam ettirip ertirmeyeceğini bileceği bir yöntem olmalı. Ama elde birisi Atina'da yayımlanan bir derginin ha- beri, diğeri Kanatlar'da çıkan fotoğraf belgesi olarak iki su götürmez kanrt varken, Türk Dışişleri Bakanlı- ğı, Yunanistan'dan hâlâ niçin resmi bir açıklama is- tememekte ayak sürüyor? Deneyimli diplomat, CHP Milletvekili Büyükelçi Onur Oymen'in yerden göğe kadar hakkı var. öymen, "Bizyapsak, Yunanlılardün- yayı başımıza yıkaıiar" diyor. Ege Denizi üzerindeki ihtiraslı isteklerini AB ölçüt- lerine koydurtan Yunanlılar, bizim kimi saf vatandaş- larımızın "Kıbns sonınunu Annan planı doğrultusun- da sonuçlandırahm. Bu iş bitsin" öğütlerini dinlesek bile, karşımıza nasıl bir Ege önerisi ile çıkacaklardır, bilmiyor muyuz? Bu yüzden hükümet, 8 Ekim 1996'da Sakız Ada- sı açıklarında işlenilen havacılık cinayetinin dosyası- nı, gecikmiş de olsa diplomasi alanında hemen aç- malıdır. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net VEFAT Merhum Miralay Hürrem Bey ve meıtıum Nuriye ve Kemal Bingöl'ün kızları merhum Dr. Ercüment - Mehlika Bingöl, merhum Serbülent Bingöl ve Gönül Bingöl'ün ablaları, Refik ve Ülkü Akıncı'nın anneanneleri, Nimet ve Prof. Dr. Tuman Akıncı'nın anneleri, eski Istanbul Vali ve Belediye Başkanı memum Orgeneral Refik H. Tulga'nın eşi JALE TULGAyı 22.05.2003 tarihinde kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Cenazesi 24.05.2003 Cumartesi günü Levent Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Zinciriikuyu Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verilecektir. AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear