25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14MART2003CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL hhal Malı Düşünceler ÖVÜNMEKTE, kendimizi övmekte üstümüze yoktur. Dövünmekte, kendimize haksızlık etmekte de. Yıllar yılı "Türk malı kötü; ithal malı iyidir" diyerek ken- di üreticimize, sanayicimize haksızlık ettik. Şimdi, özellik- le sanayi ürünlerini bile dışa satmayı becerelL, bu tutum azaldı; ama yine de bir ölçü- de var. Nasıl olmasın ki, tüc- car malını satabilme amacıy- la, "Ihracat için yapılmıştı; iç- te satıyoruz" diyebilmekte. Demek ki, başka zaman, iyisi dışa, kötüsü içe. öyle olunca, müşteri de, "Demek k), dıştaki her şey kaliteli ol- mak zonında" demez mi? Haydi, diyelim ki, malda böyle de, düşüncede, ko- nulan değertendirmede, hak- lıyla haksızı, uzlaşıcıyla uzlaş- mazı birbirinden ayırmaktada mı öyle olmalı? Yine diyelim ki, insanımız Tanzimat'tan gelen bir alış- kanlıkla böyle düşünüyor ol- sa da, dıştan gelen düşünce- leri süzmesi, kamuoyuna dog- ru yön vermesi, patronundan aldığı parayı, daha doğrusu halkının o patrona ödediğini hak etmesi gereken gazete- ci, köşe yazan, yazar çizer ta- kımı da mı öyle olmalı? Lahey'i alın. Daha doğru değertendir- me yapmaya yarayacak ha- berierin hepsi gelmeden, her- kes henüz konuşmadan, mü- zakerelerdeki Kıbns Türk ta- raftna, lidere, Türkiye'nin ken- di diplomasisine bir çullan- madır koptu medyada. Neymiş, Denktaş yine ma- sadan kalkmışmış. Türkiye zaten Kıbns konu- sunda politika ve çözüm üret- memişmiş. Kıbns'ın kuzeyinefelaketler yağacakmış. Artık, Avrupa kapılan "eöe- diyen" yüzümüze kapanmış- mış. Manşetlerde Herr Verhe- ugen'in sözleri: "Işgalci du- rumuna düştük!" Bilmiyorlarki, daha doğru- su bilmek istemiyorlar ve anlatıldığı zaman dinleyip öğ- renmiyorlar ki, Barış Sara- yı'ndaki müzakerelerde Kıb- ns Rum tarafı da Annan Pla- nı'na karşı çıkmış ve Kıbns Türk tarafı, 7/of tarafPlan üze- rinde anlaşırsa biz de refe- randuma vanz" dediği halde Birleşmiş Milletler "Anlaşma olmadan da referanduma gi- dilmeli" demekte ısrar etmiş- tir. Hatta, yine bilmiyorlar ki, Türk tarafı anlaşmasa bile re- feranduma gidilmesine so- nunda razı olmuş, söylemiş, ama taraflarca verilebilecek referandum sözüne "garan- tör" devletlerin kefil olmasına sıragelince, Birleşmiş Millet- ler, mgiltere ve Yunanistan Türkiye'nin kendi anayasası- nı çiğneyerek, aslındatamam- lanmamış ve üstelik Türki- ye'nin çıkariannı daçiğneyen bir anlaşmanın sonuçlanna katlanmaya razı olabilir miy- di? Yoksa, Plan'ın o haliyle ka- bulü için çırpınan Türkiyelı ve Kıbnslı insanlanmız kendileri- ne ithal anayasalar mı gön- derilsin istemektedirler? Üniversitede Sorunlann Önceliği... Yapılması gereken, üniversitelerde yetkileri tek elde toplayan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun bir an önce değiştirilerek, ortak aklı etkin kılacak biçimde, kaynak kullanımında da kurullan yetkili kılmaktır. Prof. Dr. Naci KEPKEP Y ükseköğretim kurum- lannda her şeyın yolun- da gittiği, var olan dü- zeni değıştırmeye hiç gerek olmadığı savını ileri sürenler, ancak tek bir sorundan söz edilebileceği, bunun da 'kaynakye- tersizüği' olduğu konusunda da görüş birhği içindedirler. Kaynaklar, hiç kuş- kusuz, yetersizdir. Ancak, devletın herhangi bir üniversiteye özgülediğı (tahsis ettiği) kaynak, buna ek olarak vakıf aracıhğıyla elde edilen özel kay- naklar, yüz kat da arttınlsa, bin kat da arttınlsa, yine de kaynaklann yetersiz- liğinden söz etmek olasıdır. Burada önemli olan, elde edilen kay- naklann yaran ençoklayacak (maksi- mize edecek) biçimde kullanılıp kul- lanılmadığıdır. Kabaca söylenecek olursa, üniversitede kaynaldar öğre- tim amacıyla ve bilimsel araştırma amacıyla kullamhrsa yarar ençoklan- mış olur. Abartılı bir örnekle, eğer ge- rekli araçlar, aygıtlar kaynak yokhığu nedeniyle alınamadığından bazı bi- limsel araştırmalar yapılamıyor ıken, kıt olan kaynaklar yeni bir araba almak için kullanılıyorsa ya da derslik sayı- sı yetersizliğinden sıkıntı çekilırken, kaynaklar derslik sayısını arttırmak için bina yapmak yerine, öğretımle ilişkisi olmayan amaçlara yönelik bir bina yapmak için kullanılıyorsa, 'ya- rar ençoklaması' ılkesine uyulmamış olur. Ancak, bilindiği gibi, yarar'ın değer- lendirmesi kışilerce yapılır, dolayısıy- la özneldir ve "yarar"ın nesnel bir öl- çütü de yoktur. Buna göre. yukanda- kı örneği sürdürecek olursak, karar veren kışı yenı bir arabaya bınmenın bilimsel araştırma yapmaktan daha yüksek yarar sağladığını düşünüyor- sa ya da herhangi bir başka amaçla kullanılacak bir binanın derslik bına- sından daha çok yarar (fayda) sağla- dığını düşünüyorsa, karannı bu dü- şüncesı doğrultusunda, yanı yaranen- çokladığı ınancı içınde verecektir. Bun- da bir yanlışlık olduğu da söylene- mez. Yanhş olan, olabıldiğince yük- sek kamusal yarar sağlayacak biçim- de kullanılması gereken kamu kay- naklarının kullanılma yetkısınin tek bir kişiye venlmış olmasıdır. Yapıl- ması gereken, üniversitelerde yetkile- ri tek elde toplayan 2547 sayılı Yük- seköğretim Kanunu'nun bir an önce de- ğiştirilerek. ortak aklı etkın kılacak biçimde, kaynak kullanımında da ku- rullan yetkılı kılmaktır. Öte yandan, üniversitelerde tek so- runun kaynakyetersizüği olduğu, kay- nak bol olsa düşünülebilecek tüm so- runlann çözüm \ olunun bulunabilece- ği görüşü temelden yanlıştır. Daha da ötesi, üniversitelerdeki sorunlann ön- celik sıralamasında ilk sıralara oturtul- ması gereken sorunlann kaynakla ve- ya kaynaklann yetersizliği ile hiçbir il- gisi de yoktur. Evrensel ölçütler 1) Bir ünıversite, üniversite olarak kabul edılebılir olmanın evrensel öl- çütlerine göre, hiç olmazsa, en az (mi- nımum) koşulları yenne getırmiş ol- x ., r unıvgüzel bir grup indirimi yakaladık biz malıdır. 2) Her öğretim üyesi evrensel standartlara erişebilmenin çabası için- de olmaİHİır. 3) Üraversitede öğretim her bakımdan uluslararası ölçütleri yaka- lamış olmalıdır. Bu üç konunun her ünıversite için bi- rinci derecede öneme sahıp olduğu tartışılamaz bır gerçektır; dolayısıyla da bu konularda herhangi bır eksiklı- ği olan bır ünıversite için öncelikli so- runun bu konular olduğunu kabul et- mek de mantık gereğidir. Hiç kuşku- suz, uluslararası düzeyde bırçok üni- versıtemız var; hiç kuşkusuz. dünya- dakı her üniversıtenın kendisıne kapı- sını açacağı nıtelıklere sahıp öğretim üyelerimiz var; hiç kuşkusuz, bırçok üniversıtemizde öğretim uluslararası düzeyde gerçekleştırilmektedır. An- cak, söz konusu bu konularda eksik- liklerimizın olduğunu da yadsıyama- yız. Bu konulann aynntılı tartışması burada yapılamaz; bu nedenle birkaç örnekle yetinmek ıstiyorum. 'Üniversite eğitimi', 'üniversite öğre- timi', 'yükseköğretim', '\üksekeğitim' kavramları üniversitelerde aynı an- lamda oldukları kabul edılerek bırbır- len yerine kullanılır "Seminer" den- diğinde, ünıversite dışından adı du- yulmuş bır kışının çağnlarak konferans verdirilmesi olarak anlayan ve böyle uygulayan profesörler vardır. Bazı öğ- retim üyelennin, dersı o dersin öğren- cilerine hazırlatıp sundurduğu ve bu- nu bir öğretim yöntemi olarak savun- duğu sık karşılaşılan bir olgudur. Der- se kendi yenne sürekli olarak asista- nını göndermek. hemen hemen her zaman derse geç gırmek, dersi erken bitirmek, gerekçesı varmış gıbı gös- terip derse gitmemek bırçok öğretim kurumunda sık yaşanır. Geçende he- nüz on yıl kadar geçmişı olan bir bö- lümde görev yapan genç bir profesör meslektaşımla konuşurken, kendi bö- lümüne gelen öğrenci- lenn ÖSS puvanlannın, aynı kentteki ıkı köklü üniversıtenın çok daha uzun geçmışe sahıp ve çok daha donanımlı bö- lümlennı kazanan öğ- rencılennkine göre, al- tı yedi pu\anyüksek ol- duğunu söyledi. Bunun gerekçesinı sorduğum- da, kendi bölümünün sahip oludugu 'öğretim üyelerinin derse kendi- lerinin girdikleri' ima- jını gösterdi. Sonuç: îktıdar savaş- larının verılmedığı, se- çim taktıklennın ön pla- na çıkmadığı, kendine bağlamak, şirin gözük- mek gibi çabalann ol- madığı bir durumda, bu sorunlar kolayca çözüm yoluna gırer. Başta ken- dilerinın kurallara titiz- hkle uyuyor olmaları koşuluyla, yöneticile- rin küçük bir çabası üni- versitelerimizdeki öğ- retimin disiplin içinde ve olması gerektiği gi- bi gerçekleşmesine ye- tecektir. Öğretimin di- siplin içinde \e gereken nitelikle yapılması, baş- ta öğrencilerin gözün- de obnak üzere, tüm hal- kuı gözünde üniversite- yi eski sa> gınlığına ka- vuşturacaktır. Bunun getirisi üniversiteje, öğ- retim üyesine, her şe\- den önce de iilkeye ola- cakür. Tek sorun para, pul, kaynak değil, üni- versiteyi yönetenlerin bunu görebümesidir. PENCERE Işgalin Tam Sırasıdır.. Basınımız tekelleştikçe Türkiye aleyhine odak- lann oyuncağına dönüşüyor; ama bu süreçte bile bir sözcük kimi namuslu kalemlerin köşelerine baş- lıkoldu... Nedir o sözcük: "IşgalL" Emin Değer'in Cumhuriyet'te yayımlanan yazı dizisinin başlığını anımsayın: "Amerika Türkiye'yi işgale hazırlanıyor." Ne oluyoruz?.. Oktay Akbal'ın dünkü yazısından üç beş satır- lık bir alıntı: "Günümüzde neleryaşanıyor? ABD 'ye körü kö- rüne bağlılık ve teslımiyet! Haberler radyodan, TV'den, gazete manşetlerinden çığlık çığlığa... Is- kenderun'lar, Mardin'ler, Diyarbakır'lar, limanlar, yur- dun değişik köşesindeki hava alanları, hepsi ABD güçlerinin elinde!.. Hem de daha bir anlaşma bi- le olmadan..." Gazetelerimizin çoğu Mütareke basınına taş çı- kartan 'bir üslubu' ortaklaşa benimsemişler... 'Mütareke' neydi?.. Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı'nda yenilmişti; 'mağlup' olmuştuk; "galipler" de ülkenin çoğu ye- rini "işgal" etmişlerdi. Peki, bu kez ne oluyor?.. Nedir bu 'işgal' laflan?.. Bir ülke savaşta yenilmeden yabancı asker ta- rafından nasıl işgal edilebilir?.. Yoksa rüya mı görüyoruz?.. • Yann çiçeği burnunda Başbakan olacak Tayyip Erdoğan'ın şiirini anımsayın... Hani 'camiler kışlamız'..dı?.. 'Kubbeler miğferimiz'.. di?.. 'Minareler süngümüz..' dü?.. 'Müminler askerimiz..' di?.. Tümü de palavraymış.. Hazretin dini, imanı, Müslümanlığı, koltuğa otu- runcayakadarmış.. Ziya Paşa'nın ünlü dizesini nasıl anımsamazsı- nız: "Çok hacılann çıktı haçı zir-i begalde..." • Bu ülke Mütareke'deki kadar dine diyanete bo- ğulmamıştı; tepemizde halrfe vardı; şeyhülislam, ma- kamında sakalını sıvazlıyordu; devlet dini Islamdı; ama kefere ülkeyi işgal etmişti... Yobazlarla mollalardüşman kumandanının aya- ğına yüz sürüyorlardı... ABD'nın ülkemızı işgal niyeti varsatam sırasıdır; çünkü dinciler iktidarda, Islamcılarhükümette, ye- ni Başbakan da ımam okulundan... EDIBE GUVEN (Mardin 1927-....) Nasıl türkü söylerse dostlar nasıl gülümserse yabancı yabancıya sevenlere nasıl gülerse biryıldız nasıl gülerse yağmurun altında çöl sıcak yuvasına nasıl dönerse bir kuş öyle çarpıyor göğsümde hasretlik Aynlığımızın 10. yılında onurlu örnek yaşamını saygı ile anıyor ve seni çok özlüyoruz. UĞUR GÜVEN daha ucuza konuşun, çok daha ucuza mesajlaşın! Arkadaşlarınızla beraber yeni KampusCell tarifesine geçin. Kendi aranızda dakikası 169 bin'den konuşun, mesajları 69 bin'den yollayın. 1 Eylül'e kadar fıyatlar değişmeyecektir. KampusCeH'li olmayan numaralarla da BizbizeCell tarifesi üzerinden konuşup mesajlaşın! Öğrenci belgenizle biıiikte Turkcell Abone MerkezJeri, TurkcellExtra'lar ve Bölge Ofisleri'ne gelin, kaydınızı yaptınn. Cepte öğrenci indiriminden yararlanın! Üstelik Hazır Kart abonesi üniversite öğrencileri, TurkcellExtra'larda ve Bölge Ofisleri'nde geçiş ücreti ve ilk faturada ek vergi* ödemeden Turkcell faturalı hatta geçiş yapabilir ve KampusCell tarifesinden yararlanabilirler. Kayıtlar Turkcell Abone Merkezleri, TurkcellExtra'lar, Bölge Ofisleri'nde. İçin kısa mesaj. KampusCell tarifesi. üniversite öğrenctteri için geçertidır. KampusCeil tanfesinden Turkcell taturaiı hat kullanıolan yararianabür. KampusCell tarife başvurunuz bır sonraki fatura donenıınden ıtibaren geçerti olacaktır. Fiyatlara KDV d a h l ÖIV hariçtir. 'Hazır Karftan Turkcell faturalı hatta yapılan geçışlerde. Eğıtime Katkı Payı: Telsız Genel Mudurtugü ruhsat. TGM kullanım, Özel Işlem ve Damga vergileri faturalara yansımamaktadır. 4440532 www.turkcell.com.tr KampusCELL TURKCELL 14 Mart Tıp Bayramı'nda hekimlerimize "Ayrıcalıklı İnternet Özgürlüğü" sunuyor. Kendinize özel internet sayfanızı yaratabilirsiniz • Merck Manual • Türkiye ve Dünya Gündemi • Braunwald İç Hastalıklan Atlası • PubMed Gelişmiş Arama Motoru • Reuters Health'den Günlük Haberler • Spor, Finans, Hava Durumu ve daha fazlası için... www.msd.benim.yahoo.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear