25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ŞUBAT 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 - Bûtçe denkleştirilememiş... "Irak'ta cenkiçin vacnlan hesao/ar tutmuvordurt* Nereye?Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, il milli eğrtim müdüıiüklerine gönderdiği genelge ile fotoğraflannın okullara asılmasını istedi ya, Akif Kökçe de "Emriniz olur Sayın Bakan" diyor ama sormadan da edemiyon "Atatürk'ün fotoğraf ve resimlerini kaldınp yerine mi asalım yoksa yanına mı?" Bafa Gölü Milas Kapıkın Köyü muhtan Orhan Seçkin diyor ki: "Bafa Gölü, Bafa kasabasında , belediyenin ve • zeytinyağı • fabrikalannın atık \ sulannı göle akıtması nedeniyle büyük bir kirlenme yaşıyor. Sirkülasyonu olmayan gölde, ekolojik sistem yok olma tehlikesi içinde bulunuyor. Bölgemizin en önemli sulak alanlarından ve aynı zamanda bir turizm cenneti olan Bafa Gölü'nün yaşatılması için ilgili kurum ve kuruluşlar bir an önce gereğini yapmalıdır." izden günah gittı... Allah'ın izniyle ezelden ebede Amerika'nın yanındayız... Takdiri ila- hikarşısındakimseduramaz...lnşallahcep- hede din kardeşlerimize karşı savaşmaya- cağız; Amerikalı kardeşlerimiz savaşırken biz nama- zımızı kılacağız... Çünkü elhamdülillah Müslümanız... Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz; camiler kışlamız, minareler süngümüz, kubbeler kalkanımızdır. Amerikalı kardeşlerimiz de kiliselerinde bizim için duaedeceklerdir... Bundan kimsenin şüphesi olma- sın... Maşallah elimizden gelen her şeyi yaptık... Bağdat'a da gittik; VVashington'a da gittik... Biz Bağdat'a girmeyeceğiz. Amerikalı kardeşlerimiz Bağdat'a girebilir. Çünkü Amerikalılardan da günah gitti... Bu işte kimsenin günahı yok... Herkes bigünah... Allah kimseye günah yazmasın... Allah cemi cüm- Gunahsız lemizi bütün günahlardan uzak tutsun... Amin. Bağdat'taki din kardeşlerimiz VVashington'a gire- miyorsa biz ne yapalım? Günah bizde değil... Onlar- da... Onlar da çalışsınlar çabalasınlar... Peygamber efendimiz Mekke'yi imanıyla fethetmiştir... Allah gü- nah yazmasın ama biz VVashington'un fethinden ya- na değiliz. Zaten VVashington, Mekke'de de gerekli tedbirierini almış bulunmaktadır. Arabistan toprakla- n VVashington'un topraklan sayılır... Şimdi bize düşen bizim topraklarımızı da Amerikalı kardeşlerimize aç- mak için gereken tezkereyi mübarek Kurban Bayra- mı'ndan sonra çıkartmaktır. Biliyorsunuz iki bayram arasında tezkere uğursuzluk getirirmiş. Onun için bayram sonrasını bekliyoruz. Amerikalı kardeşlerimiz, belgeleri açıkça açıklaya- rakyüreğimize su serptiler. İki kişi konuşuyor... Bizim mahallenin Kuran kursu hocası, iki kişinin arasında- ki konuşmanın Arapça olduğunu beyan etti. Bundan güzel belge olur mu? Allah, Amerikalılardan razı ol- sun... Bir ayeti kerime "iki topluluğun karşılaştığı gün size gelip çatan musibet, Allah'ın izniyle gelip çatmış- tı" buyurmaktadır... Atasözümüzün dediği gibi bir musibet, bin nasihatten iyidir... Ayeti kerimenin devamında, "Onlann bütün gizle- diklerini Allah bilir" deniyor... Belgeleri gördük, din kardeşlerimizin gizlediklerini Amerikalı kardeşlerimiz bulup çıkardı... Allah Amerikalılardan bir kere daha razı olsun... Bin kere razı olsun... Peygamber efendimizin bir hadisi şerifinde buyur- duklan gibi kaderimize razıyız. Allah ne yazdıysa o olur. Bizden günah gitti. Amerika'nın yanındayız... SESŞİZSEDASIZ(l) Yüksek Yerilim Hatt ordincutkuıg yahoo.com Tatlı söze diyet uygulamayalım abiler.. Bize tuzluya pathyor! Fada bilinmeyen Kıbrıs demeçleri BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbns'ta çözüm için önerdiği plan konusunda çok şey söyleniyor... Vasfi Yılmaz, satır aralannda kalan görüşlerden bazılannı deriemiş. Lord Kilclooney: "Plan uzun vadede Türk toplumunun ortadan kalkmasına neden olacaktır. Türklerin yaşadığı yuzde 28'lik nüfus alanı, Rum alanı haline gelebilecektir." Prof. Dr. Clement Dodd: "Annan Planı Türk toplumunun intihan anlamına gelmektedir. Plan, Türkçe , yazılarakevlere j « k gönderilmelidir." ^^^fngiliz eski pariamenter JL Michael Stephen: 'Türkiye savaş alanlanndan değil, kelimelerie yürütülen mücadelelerde kaybediyor." " Karen Fogg. "Kıbns'taki Türkler, Türkiye'den kurtulmak için gerekirse yollara dökülmelidirier. Kıbns'ın Türklerden kurtulması için uzun vadeli mücadele politikası uygulamak gerekir." Güney Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Kasulides: "Kıbnslı Türklerie yeniden birleşme talebinden vazgeçerek statükonun devamına olanak verirsek, bunun anlamı Kuzey Kıbns'ın kesin olarakterk edilmesi ve taksimin gerçekleşmesidir. 0 zaman vay halimize!" Nasıl Bir Üniversite Istiyorum? Prof. Dr. METE TAPAN Yazılı ve görsel medyada, üni- versitelerde yoğun bir tartışma ile karşı karşıyayız. Tartışmanın konusu Yüksek Öğretim Kanunu ve dolayısıyla da Yüksek öğre- tim Kurumu. Kısacası iki adet YÖK üzerinetartışmalarsürüyor. Kanımca, bu iki YOKIen Yüksek öğretim Kanunu daha önemli- dir. Çünkü, ikinci YÖK'ün dayan- dığı ve elindeki güç bu kanundan ileri gelmektedir. Kanunla (yasa) ilgili bir dizi olumlu değerlendir- meler yapıldı ve halen de yapılı- yor. Konunun uzağında olan ve zaman zaman politik anlatımlar- la (yonjmlaria) devreye gıren ve medyada boy göşteren kişilerin değerlendirmeleri, Yüksek öğ- retim Kanunu ile ilgili yapılması düşünülen değişiklikleri genelde olumsuz etkiliyor. Aynca konuyu bilen öğretim üyelerinin de ka- nunla ilgili değeriendirmelerinde bir birlikteliğin olmaması, insan- lann kafalannı iyice kanştınyor. Bu kısa yazımda, ana hatlanyla "Ben nasıl bir üniversite istiyo- rvm?" biçimindeki bir soruyu kendi kendime sorarak, "YÖK'teki yapılması varsayılan değişikliklerin hangi yönde ol- ması gerektiği konusunda bazı ipuçlan vermeye çalışacağım. O- tuz dört yıllık bir deneyimin so- nucunda ortaya çıkan aşağıdakı noktalann yine de eksik olacağı- nın bilincindeyim. Birincil olarak değinmek istediğım hususlar şunlardır • Üniversiteler evrensel ku- rumlardır. Her konu üniversiteler- de araştınlmalı, sonuçlan kamu- oyuna, bilim dünyasınasunulma- lı ve değerlendirilmelidir. Üniver- siteler özerk olmalıdır. Bu özerk- lik, mali, bilimsel hem de yöne- timsel alanlan kapsamalıdır. Yö- netimin her boyutu şeffaf olmalı- dır. Üniversiteler, dekanlannı, rek- törlerini kendileri seçmelidir. • Yüksek öğretim Yasası bir çerçeve yasası ile sınıriandınlrna- lıdır. Fakültelerin işleyişi ile ilgili yönetmelikleri ve tüzükleri her üniversite kendi koşullanna gö- re saptamalıdır. Fakültelerin özelliklerine göre örgütlenmele- rine olanak veren bir model ge- liştirilmelidir. Tıp fakültesinin ör- gütlenmesiyle, mühendislikveya edebiyat fakültelerinin örgütlen- meleri aynı olmayabilir. • Üniversiteler arasında eği- tim düzeyinde eşitlik şağlanma- lıdır. Her üniversitede öğrenci ba- şına düşen öğretim üyesi sayısı eşit veya eşrte yakın olmalıdır. • Üniversite mezunlannın dü- zeyleri üniversrteden üniversite- ye değişmemelidir. • Üniversitelerimizin çoğunda yeterii üniversite elemanı yoktur. aynca, bazı üniversitelerde ele- man fazlası vardır. Dengenin sağlanması gereklidir. Gereki- yorsa rotasyon yoluyla veya ele- man eksik olan üniversitelerde- ki öğrenciler belli bir dönem ge- lişmiş üniversitelerde öğrenim- lerine devam ederek bu denge gerçekleştirilebilir. • Üniversiteyönetimi; öğretim elamanlan, öğrenci temsilcileri ve yönetimdeki çalısanlann tem- silciterinden oluşmalıdır. Ancak, olanak dahilinde tüm öğretim üyeleri yönetimde rol almalıdır. Başka bir deyişle, öğretim ele- manlannın tümü alınan karartar- da etkili olmalıdır. • özdenetim sağlanmalıdır. Üniversiteler hem bilimsel hem de mali yönden kendi kendileri- ni denetleyebilecek bir modele sahip olmalıdır. • Üniversiteler bilimsel alanda yanşma ortamıdır. Dolayısıyla, araştırma ve eğitim elemanlanna yanşabilme olanağı sağlanmalı- dır. Bu elemanlar yaşamlannı sürdürebilmeleri için başka uğ- raş içine atılmamalıdır. Uygar bi- çimde yaşayabilmeleri için ikin- ci, hatta üçüncü iş peşinde koş- mamalıdır. özellikle, genç akâ- demisyenlerin uluslararası dü- zeyde yetıştirilebilmeleri için ge- rekli maddi koşullar sağlanmalı- dır. .. • Üniversiteler toplumdan ko- puk olamazlar. Toplumsal sorun- lara çözüm üretmek veya çö- zümlere katkıda bulunmak üni- versitelerin başlıcagörevleri için- de olmalıdır. • Üniversiteterin her türiü alt- yapı sorunlan çözülmelidir. • Eğitim, parası olan için pa- ralı, parası olmayan için de pa- rasız olabilmelidir. • Araştırmalann ülke düzeyin- de programlanması gerekir. Ay- nı ve benzer araştırmalar farklı kurumlarda birbirinden habersiz gerçekleştirilmemelidir. • Üniversiteler endüstriyle iş- birtıği içinde olmalıdır. • Üniversiteler salt yurtiçine değil, yurtdışına da açılan bir pencere olmalıdır. Yurtdışındaki benzeri kuruluşlarla işbirliği sağ- lanmalı ve ortak programlar yü- rütülmelidir. Bu tür programlann rahatlıkla gerçekleşebilmeleri için eğitim dili ne gerekiyorsa o dil olabilır. Onun dışında eğitim dili zorunlu otarak "Türkçe" ol- malıdır. BirTürk'ün birTürk'eya- bancı dilde eğitim vermesi ka- daryanlış birşey olamaz. Yaban- cı dil konusunun ortaöğretimde çözülmemiş olması nedeniyle bugün üniversiteterimiz bu açığı kapatma endişesindedir. Ancak bu uğraş, eğitimin tümünün ya- bancı dilde olmasına yol açma- malıdır. öğrencilehn yabancı ter- minolojiye sahip olabilmeleri için gerekli meslek derslerinin ya- bancı dilde okutulması söz ko- nusu olabilır. • Üniversitelerin şirketler gibi çalışmalan söz konusu olmama- lıdır. Ancak, üniversiteler, yaptık- lan projelerden, bilimsel rapor- lardan, araştırmalardan gelir el- de edebilirler. Bu gelirler üniver- sitelerin bütçelerine doğrudan, herhangi bir kesinti yapılmadan aktanlmalıdır. • Üniversitedeki araştrmalann büyük bir bölümü ülke sorunla- nnayönelik olmalıdır. Ancak, ev- rensel sorunlaria da ilgili araştır- malann yürütülmesi gereklidir. • Üniversite eğitimimiz geliş- miş ülketerin düzeyinde olmalı- dır. . • Ülkedeki yükseköğretim po- titikalannın sağlanması, üniver- sitelerarası koordinasyonun ger- çekleşmesi için devlette üniver- siteler arasındaki ilişkiyi kuran bir kuruma gereksinme vardır. Bu kurumun oluşumunda üniversi- telerin temsilcileri ağırlık kazan- malı ve başkanını kendisi seç- melidir.Yukarıda değinilen nok- talara ilavede bulunmak olanak- lıdır. Bunlann nasıl gerçekleşe- ceği ile ilgili aynntılar ve bunlann yasa maddeleri haline dönüş- mesi, üniversitelerin başını çe- kecegi bir çalışmayı da bera- berinde getirmektedir. KÎM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakuı turk.net ÇtZGtLÎK KÂMÎLMASARACI BULUT BEBEK MRAYçtFrçt bulutbebekohotmail.com yarati£ili^ kıt s^vsş karşıüannın Buş'a " iği çaîmdı kuiagtma /.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7Şubat 18f2'P£ 8U6ÜN, ÜNLÜ İNGİUZ ROUANC1SI CHA&- LES DlC&NSrpİKINZ) OOĞDU. 8 ÇOOiKLU YOKSUL &ift AİLBSİ OLDUĞUNDAH DUZSH- u e&'riu GöeeMeMiş, K&utiNÎ VETişriz- MiŞTİ.YAŞADIĞt IÛDŞÜUAf!.lOAUA SGt&A WZACAĞI RCHJANLARIN MALZEMeSİNİ oLuşniGACAKTt- PKJceus'iN evuuĞiyce İLK KJTA&MN YAVlkMAUMflSI AYNI 2AMA- NA RASTLiyA<yVC,KJSA SÜZSOE ÜUE KA- VUŞACAKCl. PIOC£HS, YAPtrLA/StfijPA Ml- ZAH V£ ROAAAUriZMi USTAG4 YOGUBA- CAK,/IM/t EU ÖAJ£MÜS/} VlCTOftA ÇAĞI İMGIÜ2 TOPIMMUNü. eUOÜSTfZİLeÇAAeHİU BASLAUGlCiNPA, SOSYAL ELEŞTÎRİYLE AHLATMAYA ÇAUÇACAtcTdS,. BORNOVA1. ASLtYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN 2001/573 Esas Davalr. Osman Yavuz Davacı Zeüha Yavuz tarafından Osman Yavuz aleyhine açılan boşanma davasında; Da\r acı; davahyla 1991 senesinden beri resmen evli olduğunu davalı ile evlendiği günden beri fikren ve ruhen anlaşamadığını, dava- luıın evle ilgileranediğini e\in uıfak ve iaşesi ile alakadar olmadığını bu nedenle boşanmalanna karar verilmesiıü, müşterek iki çocuk- lannın velayetlennin davalı babaya verilmesini, ve 700.000.000.-TL. yoksulluk ve tedbir nafakası verilmesini istemiştir. Mahkememizce yapılan tüm araştırmalara rağmen adresiniz tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Duruşma: 12.03.2003 günü saat 10.00'dadır. Belirtilen günde mahkememizde hazır bulunmanız, hazır bulunmadığınız ve bir cevapta vennediğiniz takdirde tabkikat gıyabınızda yapılarak karar verileceğı hususu ilanen tebliğ olunur. 27.1.2003 Basur. 5220 ANKARA...ANKA MÜŞERREF HEKİMOfcLU Yalnız Değiliz Her gün birkaç kez telefon çalıyor, dostlar anyor uzaktan, yakından. Gündemde aynı sorular. Ne olacak halimiz? Yanıt ararken nerelere uzanıyor, ruh sağlığını yitiriyor insan. Ancak sırası değil! Sorunlara gömülüp kararmak yok. Aydınlığı aramak gerekiyor, ama nerede? Dünyamız da çok hızlı dönüyor, durdurup inmeye vakit kalmıyor. • • • Şaşılası olaylar yaşanıyoryakın ve uzak çevrem- de. Diplomat dostlanm üçüncü bahara ulaşt. Dör- düncüyü sorunlaria karşılıyor, umutla değil, umut- suzlukla. Bunca emek, bunca savaş, sonunda ba- nşa ulaşamamanın küskünlüğü var. Kim küskün, kim banşık karar vermek olası değil. Olaylann için- de değil dışında yaşıyoruz. Belirsizliğin resmini ya- pamıyoruz. En güzel resim penceremde oluşuyor galiba. Günün her saati başka bir olay. Yağmur, fırtına, sonra güneş çıkıyor, bulutlar ağlıyor, çocuklar şar- kılar söylüyor ama öz şarkımızı söyleyemiyoruz. Vakit çok geç diyebilir miyiz acaba? Ekranda izle- diklerimiz yeni sorular getiriyor gündeme. Karar- sızlık başlıyor yeniden. Gün değil saatler geçemi- yor, yerimizi, yöntemimizi bulamıyoruz. Acı ama gerçek, belli güçler var dünyamızda, çevremizde, dahası dar çevremizde. Belli amaç- lara yönelmiş gidiyor, bizi de sürüklüyor, sesimize kulak vermiyor hiç. • • • Biraz önce son haberteri dinledim radyoda. Dün- ya tersine dönüyor, kısa sürelerde neler yaşanıyor, kaç kişi gündemden siliniyor, kaç kişi gündeme ge- liyor yeniden. Düşünürken ipler kopuyor, boşluk- ta kalıyor insan. Öysa boşluğu doldurmak, yerini, yöntemini bulmakyolunda ileriemek gerekiyor. Ba- kalım nerelere? Son haber bülteninde neler dinleyeceğiz kimbi- lir! Biraz önce birkaç telefon. Güleyim mi ağlaya- yım mı şaşınyorum. Kimler neler söylüyor, nasıl tepki gösteriyor. Dağ otellerinden, turizm cenne- tinden, kıyı kentlerinden, bir gecede milyariardan söz edenlere karşın dış borçlardan, dar bütçeden sızlananlar da var. Çoğunluk da onlarda ama vur patlasın, çal oynasın! Kimileri de bilimsel tablolar çiziyor, milyonlann, milyarlann yerini şaşırmadan il- ginç hesaplar yapryor. Dağlara yükselen tırmanış- laria geleceğini de siliyor ama kim okur, kim din- ler! Galiba belli bir çizgiden sonra her şeye duyar- sız kalıyor insanlar. Ama nereye kadar? Çok uzak değil. 0 günleri de yaşayacagız hep birtikte. Her- kesi yerine koyarak, yeni bir düzende buluşaca- Sevgili okurianm, can çıksa huy çıkmıyor. Ben de Polyanna'y\ oynamaktan geri kalmıyorum hiç. Güzel günlerin geleceğini düşünüyorum, dahası inanıyorum. Sanınm siz de inanıyorsunuz. Yalnız değiliz. BULMACA SEDAT YAŞAK4N 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Yuvasın- dan Çin mut- fağının en seçkin yeme- ği yapılan bir 4 deniz kırlan- gıcı. 2/ Bil- giçlik tasla- yan kimse... Roman- ya'run para birimi. 3/Tıp- ta en gelişmiş gö- rüntüleme tekniği- nin kısa yazılışı... » Ekmek, peynir ve süt ya da et suyuyla yapılan bir tür ye- mek. 4/ Sert bir iç- ki... Cehennem. 5/ 35'lik rakıya verilen ad... Süsü, gösterişi olmayan. 6/ Yalnız ® kendine özgü bir nitelik taşıyan; özgün. 7/A5ya'da bir ırmak... Rusya Federasyonu'nda özerk bir cumhuriyet olan Başkırdistan'uı başkenti. 8/ Is- kambildeki karo rengine verilen bir başka ad... Eli işe yatkın, becerikli. 9/Yeryüzündeki beş büyük kara parçasından her biri: kıta. YUKARIDAIV AŞAĞIYA: 1/ Yurdumuzun sulak alanlarında da yaşayan bir deniz kırlangıcı... Evin bölümü. 2/Yükseklikkor- kusu. 3/ Bir nota... Yat lımanı. 4/ Yiğit, kahra- man... tlgi eki... Hayvanlara vurulan damga. 5/Hz. Muhammed'i övmek ve ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside... Isviçre-Fransa sınınnın her iki yanında yer alan sıradağ. 61 Büyük Okya- nus'a verilen bir başka ad. 7/Balık avlamakta ya da yük taşımakta kullanılanbüyük kayık. 8/" Pab- lo — " : Şilili ünlü şair... Tümör. 9/ Şaşma belir- ten bir ünlem... Vücuttaki AIDS virüsünü sapta- makta kullarulan test. KULTUM • SANM CANNES FILM FESTIVALI 2002 ' > » * ; 55. Yrtdönûmû Jüri Öwl MCüü dahil TOPUM11 ÖDUL "TFT1K MUUKLISl \\IKR1K\N THH.IMIMIV SIRF(,FIFN S1I \H1..\NM \ \ V Şl\>l>F.TI IRDFI.FVFNHVRIKVBIK SİNEM.A 1>ENFMF.S1 HnilvvunKİ Reptırter r Michael Moore Filmi __ CiCi AHBOtVLING FOR COLUMB\HC SİLAHA HAYIR... SAVAŞA HAYIR. waıw.uıw1sııiıt.coın.tf - ıw».bo«linjfi)rcolııııb ne.con • rww.midMtoıoofexcn BEYOÛLU ALKAZAN LEVENT K_M- StNBMA TORSAK KADIKÖY KAOtKÖY ANKARA METROPOL " TpZE »BMADA Z»3 24 66 326 13 31 337 7* OO 4ÜO 74 78 1 M 5 ' 4 O Q 1 « 3 O 1 9 OO-21 12 3&-1* SS-17 1O-19 3O Z1 «1 0O-'3 3O-1» 3O-1» OO-21 11 3O14 OÛ16 3O 1» OO-Z1 3O 8 1>g1 ^S | O Û 6 3O » O 1Ş-16 45-18 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear