Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2003 PAZAR
8 HABERLERtN DEVAMI
TURKIYE
IStarbul
Edırre
Kocîelı
ÇanîJ<ka]e
Izmir
Mansa
Aydın
Denidı
B
K
B
B
B
B
B
2
2
3
6
5
7
1
K 3 Sinop
Zonouldak K
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
K
K
K
K
K
K
K
4
3
3
0
-1
-4
-4
K 3 Adana
Antalya B 12 Kars
DIS MERKEZLER
B -2 Berlin
0 Mardin
B -7 Viyana
Yurdun kuzey ve do-
ğu kesimteri parçalı
yer yer çok bulutlu, o s | o
Marmara'nın doğu- Helsinki B -7 Budapeşte^
su, Iç Ege Karade- ştoçkholm B -1 Madrid
nc, Iç Anado u nun . -,_-J--
kuzey ve doğusu, ^ ^ R — *
Doğu Anadolu ile Amsterdam B 5
Güneydoğu Anado-
lu bolgesi yağışlı, Pans B 5 Roma
diğeryerlerazbulut- Bonn
lugeçecek. Münih
B 1 Moskova B -1
B 2 Aşkabat B
_
6 Astana
B -11
B 1 Taşkent
B 5 Bakû
B 6 Sofya B 2 Bişkek
B 11
Bişke
Tiflis
K -2
B 7 Atina 8 Kahire B 19
B 5 Zürih B 7 Şam Y 11
Ço* bukitkj • Ş Yağmurtu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Beştaraf 1. Sayfada
ve Dşişleri 3akanlığı'ndaki bir avuç bürokrat ile)
iletişm kurzn, RTE hesabına bir çeşit ofisboy gi-
bi koşuşturaı resmi sıfattan yoksun milletvekili bi-
le olnayan Zapsu'lu (deyince ne demek istediği-
mizi anlarsırız) Cüneyt Bey, -açıktan söylememe-
sine Karşın-güçlü destek Başbakan Gül, geçmi-
şi gögeli pogram yapımcıları vb'leri.
KKTC'de.-Ankara'da AKP Merkezi'nde RTE ile
uzun görüşrreler yapan, ver-kurtulun Kıbrıslı iki ön-
de gkdeni; AB'den yüklüce para alarak Denktaş
aleyhindeki nitingleri düzenlediği savlanan, alama-
dığını ispat edemeyen Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı
Ali Erel ile Rum ağızlı, Denktaş düşmanı bir parti
başkanı Mehmet Ali Talat vb'leri.
Ingıttere'de: Rum liderlerinin şirketlerine ortak,
Türk toprakiarı sayılan Londra Büyükelçiliğimizde
Kıbns sorunjnda yalan yanlış irdemeler yaparken
Büyükelçi Korkmaz Haktanır'dan yalancılığı yüzü-
ne vurularakgereken yanıtı alan, ortağı Vassiliu ve
Rum savcı Markides ile Annan planının hazıriayıcı-
sı ünlü Daviti Hannay!
ABD'de: Czel temsilci Thomas VVeston.
BM Genel Sekreteri adına Lefkoşa-Atina-Ankara
arasında gidp gelen, sondan bir evvelki gelişinde
havaalanında Beni önemsemiyor, ama yanıhyor"
cinsinden aç klama yaparak Denktaş'a karşı vaziyet
aldığımn işaretlerini verdikten sonra, KKTC Cum-
hurbaşkanı'rı by-pass ederek planı önce Ankara'ya
götüren, çözümü Rumlar lehine kotarmaya yönelik
çalışmalan ile dikkat çeken De Soto!
Bu kadrolar, KKTC'yi Kıbrıs Türklerine vatan yap-
maya çalışarlara karşı bir cephe oluşturdu.
Son faaliyetlerine bir isim de buldular "Taraflan ce-
saretlendirme girişimi!"
• • •
Alınan kimi bilgiler; değişik yöntemlere başvurma-
ya hazırlandıklannı gösteriyor.
önce Rum ve Yunan basınında aleyhlerinde oldu-
ğunu işleyen haberler yayımlandı. 3. Annan planının
KKTC lehine beklenmedik değişiklikleri içerdiğini
yaydılar. Bizim ver-kurtul tayfası hemen harekete
geçti, lehimize değişiklikler içeren 3. planın imzaJan-
masını istedi.
Sonradan Denktaş da doğruladı, kazın ayağı öy-
le değil. örneğin Türk tarafına bırakıldığı söylenen
440 Rumun yaşadığı Karpaz'da özel statü uygula-
nacak.
Tabii, Mehmet Ali Talat üzerinde durmuyor. Plan
Rum göçmen sayısını 60 binden 85 bine çıkanyor.
• • •
De Soto'nun Denktaş'ı by-pass etmesi, BM'nin,
KKTC'yi kafa kola almayı hedeflediğinin ilk işareti.
Denktaş'ın hakJı eleştırileri, 28 Şubat'ta veya he-
men ertesi Annan'ın elmaşekeri yeni planını imzala-
ma olasılığını zayıflatıyor.
Ver-kurtulcular bu olasılığı göz önünde tutarak
ikinci aşamayı planlıyorlar.
Denktaş hayır derse, plan 30 Mart'ta liderierin im-
zası aranmaksızın referanduma götürülecek.
Referandum planı onaylayacak olursa; KKTC'yi
Rumlara satmanın armağanı olarak (Rum kesiminin
Denktaş'ın yerine geçmesini istediği) Mehmet Ali Ta-
lat ve Talat'lar, Ali Erel'ler AB pasaportuna hak ka-
zanacak, kısacası Rauf Denktaş bu yoldan bir kez
daha by-pass edilerek Annan planı zorunlu olarak
yaşama geçirilecek.
Ustelik BM Genel Sekreteri Annan'ın adayı ziya-
retinden bir gün önce Türk tarafında -açıklandığına
göre görkemli- "çözüm ve AB'ye hazınz mitingi" dü-
zenleniyor.
Mitingin adı şu gerçeği çağnştırıyor: Teslimiyet!
Kıbns'ın ikinci sınıf vatandaşı olmayı kabul, türlü
zorluklara göğüs gererek bağımsız bir devlette başı
dik yaşamayı ret!
Yeni günler yeni gelişmelere gebe.
Akdencz ÜHceterl-AB Vakh kuruhıyor
Haber Merkezi - Valencia'da geçen yıl yapılan AB
zirvesinde kurulması kararlaştınlan Akdeniz Ülkele-
ri-AB Vakfi'nuı eylûl ayı sonunda faaliyete geçeceği
açıklandı. Toplantıya katılan Türkiye Araştırmalar
Merkezi (TAM) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Akde-
niz ülkelerine aktanlacak fonlann artması ve ticaret-
ten Euro-tslam'a kadar bırçok konuda çok yönlü iş-
birliğinin geliştinlmesinın amaçlandığını açıkladı. Va-
kıf toplantılannın Lübnan ve îstanbul'da gerçekleşti-
rileceğıni ifade eden Şen, vakfin Türkıye için büyük
bir şans olduğunu söyledi.
Oyuncular seyiraden özür dledl
tstanbul Haber Servisi- Kaymakam Yüksel Pe-
ker'in Kadıköy Halk Egitim Merkezi'nde oynanması-
na izin vemıediği "Vajina Monologlan" adlı tiyatro
oyununım yönetmeni ile oyunculan, yasaktan habersiz
olan seyircilerden özür dilediler. Oyunun başlama sa-
atinden önce Halk Eğitim Merkezi'nin önûne gelen yö-
netmenAlmura Merterve oyuncular, bilet sahn alan se-
yircilerin gelmesini beklediler. Yönetmen ve oyuncu-
lar, daha sonra buradaki polis ekipleri tarafından halk
eğinm merkezinin dışına çıkanldılar. Yönetmen Mer-
ter, bıletlı seyırcilerin oyunu bu akşam Banş Manço
Kûltür Merkezi'nde izleyebilecekierini söyledi.
Uçakta * o l koması
İstanbul Haber Servisi- Istanbul'a arkadaşlany-
la tatıle gelen Japon uyruklu kadın turist Wakako To-
guchı (21), uçakta aldığı aşın alkol nedeniyle Atatürk
Havalimanı'nda tedavı altma aluıdı. Avusturya Hava-
yollan'na ait uçakla arkadaşlanyla Viyana'dan tstan-
bul'a tatile gelen üniversite öğrencısı Toguchi, uçakta
aldığı aşın alkolden dolayı kendinden geçti. Havayo-
lu şirketi görevlilerince uçaktan tekerlekli sandalyey-
le taşınan Toguchi, havalimanındakı Medline Klini-
ği'nde midesi yıkandıktan sonra taburcu edildi.
Sayısarda 2 kişiye 371'er müyar
Haber Merkezi - Sayısal Lotonun bu haftakı çe-
kilişinde şansh numaralar 16,28,29,30,33 ve 42 ola-
rak belırlendı. Şansh numaralan doğru tahmın ederek
6 bilen 2 kişi, 371 milyar 5 milyon 450'şer bin lira ka-
zandı. Milli Piyango Idaresı'nden yapılan açıklamaya
göre, 5 bilenler 1 milyar 608 milyon 950'şer bin lira,
4 bilenler 13 milyon 800'erbin lira, 3 bilenler ise 1 mil-
yon 450'şer bin lira ikramiyeye hak kazandılar.
Selçuk: AKP iktidannın başan kazanması Türkiye'nin yok olması demek
Kendimize güvenmeliyizANTALYA (Cumhuriyet Bü-
rosu) -AKP iktidannın başan ka-
zanmasının Türkiye'nin yok ol-
ması anlamına geleceğıni söyle-
yen İlhan Selçuk, "Başımızda-
ki iktidar, gayet açık bir şekiJ-
de, ileriye dönük amaçlannı
gerçekleştirmeye çahşacaktır.
ABD'yle yapılan para pazarlı-
ğı da onlann kurmak istediği
düzenin hazinesi oiacak" dedi.
Antalya Büyükşehır Belediye-
si, Akdeniz Üniversıtesi lletişim
Fakültesi ve Cumhuriyet gaze-
tesi işbirliğinde düzenlenen "Bi-
limin Işığında Aydınlanma
Söyleşileri"nin şubat ayı konu-
ğu gazetemiz imtiyaz sahibi İl-
han Selçuk oldu. "Türldye'nin
neden aydınlanamadığınr an-
latan Selçuk, Türkiye'nin her
şeyden önce kendisine güven-
mesi gerektiğinin altını çizdi.
• "Bilimin Işığında Aydınlanma Söyleşileri"ne katılan
gazetemizin imtiyaz sahibi îlhan Selçuk, "80 yıllık
Türkiye Cumhuriyeti'ni, dinciye, yobaza, dış kuvvetlere,
ABD'ye emanet edecek insanlar değiliz" dedi.
Selçuk, "80 yıllık Türldye
Cumhuriyeti 'ni, dinciye, yoba-
za, dış kuvvetlere, ABD'ye
emanet edecek insanlar deği-
liz. Biz önce kendimize güven-
meliyiz ve ben buna inanıyo-
rum.Yenilmeden ayakta dura-
bilmek, zaferin ilk koşuludur.
Bugün Cumhuriyete, size, bi-
ze dokunamıyorlarsa zaferin
tohumlan atilmış demektir"
diye konuştu.
Konuşmasında aydınlanmanın
tanımmı yapan Selçuk, "Aklın
inançtan, dinden, bilimin her
türlü bağnazlıktan kurtulma-
sı aydınlanmadır. Ama bu ko-
lay olmuyor. İslam toplumun-
da, laik cumhuriyeti kurup
devrimini yapan tek ülke Tür-
kiye'dir"dedi. Demokrasinin
Avrupa ve Amerika'nın dışında
kör topal ilerlediğini belırten, a-
ma Amerika'da bir demokrasi ol-
duguna inanmadığını söyleyen
Selçuk, "ABD'de demokrasi
demokrasi olsa, insan insan ol-
sa, bugün Irak'ın başına bom-
baları yağdırma konusunda
önce kendi devletini engellerdi.
Orada gerçek bir demokrasi-
nin olduğuna ben inanmıyo-
rum" dedi.
Selçuk, karşı olduklan tek ko-
nunun Amerikan emperyalizmi
olduğunu belirtip "Orada da iyi
insanlar var. Bilim adına önem-
li çalışmalar yapıhyor. Karşı-
sında durduğumuz sadece em-
peryalizmdir" diye konuştu.
Konuşmasının bitıminde ızleyi-
cilerin sorulanna da yanıt veren
gazetemizin imtiyaz sahibi Sel-
çuk şunlan söyledi: "Başımız-
daki iktidar. gayet açık bir şe-
kilde, ileriye dönük amaçlannı
gerçekleştirmeye çahşacaktır.
ABD'yle yapılan para pazarlı-
ğı da onlann kurmak istediği
düzenin hazinesi oiacak. Onla-
nn başan kazanması demek,
Türldye'nin yok olması demek-
tir. Ben bunun olacagını sanmı-
yorum. Ancak şu bir gerçek ki
örgütlü çalışmada. aydınlan-
macılardan daha bilinçli hare-
ket ediyorlar." Söyleşi, salonda
yer bulabilen 400'ün üzerinde iz-
leyıci tarafindan izlendi.
Yükseköğretim yasa taslağı kabul edilirse YÖK'ün yönetmelikleri iptal oiacak
Eğitimde türbana vize taslağı
MAHMUT GÜRER
ANKARA - Milli Eği-
tim Bakanı Erkan Mum-
cu tarafından yükseköğ-
retimde reform yapmak
savıyla haztrlanan "Yük-
seköğretim Yasa Tasla-
ğı" bu şekliyle yürürlüge
girerse, Yüksek Öğretim
Kurulu'nun (YÖK) çılcar-
dığı tiim yönetmeükler de
ıptal oiacak. "Türban"
ve "denklik" konulanm
da içeren yönetmelüder
hakkında Universitelera-
rası Kurul'un (ÜAK) çer-
çeve yönetmelik yapıp
üniversitelere yollaması,
üniversitelerin de kendi
disiplin yönetmeliklerini
hazırlayarak yürürlüge
sokmalan hedefleniyor.
Bu durumda isteyen üni-
versite, kız öğrencilerin
türbanla eğitim görmele-
rine izin verebilecek.
Yükseköğretim Yasa
Taslağı Tasansı içerisin-
de üniversitelerde tür-
ban kullanımının yasa-
laştınlmasma ilişkin
maddeler içeriyor.
Yükseköğretimin yeni-
den yapılandınlması kap-
samındakı tartışmalar sü-
rerken Mumcu 'nun hazır-
lattığı taslakla üniversite-
lerde türbanlı eğitime yol
açıldığı saptandı. Mevcut
yasa taslağında bir deği-
şiklik olmazsa üniversite-
lerde türban yasağı şöyle
delinecek:
YÖK'ün adı Yükse-
köğretim Eşgüdüm Ku-
rulu (YEK) olarak değiş-
tirilecek. YEK'in yürür-
lüğe girmesiyle YÖK'ün
tüm yönetmelikleri de
geçersiz sayılacak.
YEK, üniversitelerdeki
disiplin düzenlemelerıne
ilişkin çerçeve yönetme-
lik düzenleme görevini
Üniversitelerarası Ku-
rul'a verecek. ÜAK'nin
çerçeve yönetmeliği kap-
samında üniversiteler de
Senato aracılığıyla kendi
sorumluluk bölgelerinde
uygulanacak disiplin yö-
netmeliklerini belirleye-
cekler. Böylece isteyen
üniversite, kız öğrencile-
rin türbanlı eğitim gör-
melerine olanak sağlaya-
bilecek.
Gül: İdeolojikyaklaşım yok
ANKARA (Cnmhu-
riyet Börosa) - Başba-
kan Abdnllah Gül,
YÖK Yasası'nda yapa-
caklan değişiklikle üni-
versiteleri siyasi irade-
ye bağlı kılmak gibi bir
amaçlan olmadığıru sa-
vunarak "Hiçbir ön-
yargımız yok. İdeolo-
jik yaklaşım içinde de
değiliz. Üniversitelere
siyasi ve ideolojik
kampUşma girerse
başansız olunduğunu
gördük" dedi. Milli
Eğitim Bakanı Erkan Mumcu ise
"L niversitelere müdahale etmek is-
teseydik mevcut sistem bulunmaz
bir nimetrir. Eleştiriler önyargıya
dayanıyor" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu,
Yükseköğretim Yasası'nda yapacağı
değişıklik çerçevesinde Gölbaşı Vila-
yetler Evi'nde biratölye çahşması baş-
latö. Çoğunluğu eski rektörlerden olu-
şan 27 öğretim üyesinin çağınldığı ça-
hşmanın öğle yemeğine dün Başba-
kan Gül de katıldı. Başbakan Gül bu-
rada yaptığı konuşma-
da, YÖK Yasası 'na üni-
versite öğrencilerinden
öğretim üyelerine ka-
dar hemen hemen tüm
yurttaşlann eleştiriler
yönelttiğine işaret ede-
rek çağdaş ve demokra-
tik bir YÖK Yasası için
harekete geçtiklerini
söyledi. Üniversitelerin
toplumun lokomodıî
ohnası gerektiğini vur-
gulayan Gül, "İdeolo-
jik yaklaşım içinde
değiliz.Aksi halde ob-
jektiflik yitirilir, bağnazlık olur" de-
di. Milli Eğitim Bakanı Erkan Mum-
cu da mevcut sistemde YÖK'ün her
türlü detayda üniversiteleri yöneten
yetkilere sahip olduğunu ve siyasi ata-
malarla oluşturulduğunu savunarak
"Üniversite sistemine müdahale et-
mek isteyen bir hükümet için YÖK
sistemi bulunmaz bir nimetrir. BÖy-
le bir niyetimiz olsaydı, mevcut sis-
temi yaşatma yönünde bir eğilim or-
taya koyardık" görüşlerini ortaya
koydu.
Dinçer, yönetişim anlayışının eğitim yönetiminde çözüm olamayacağını söyledi
Eğitim sermayeye teslim edilecek
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Eğitim Sen Genel Başka-
nı Alaaddin Dinçer, eğitimin de-
mokratikleşmesinin, demokrasi
bilincinin ve demokratik yöne-
tim anlayışının benimsenmesiy-
le mümkün olabileceğini belirtir-
ken, Milli Eğitim Bakanı Erkan
Mumcu tarafından ortaya atılan
yönetişim anlayışının tek amacı-
nm sermayenin eğitimde daha
fazla söz sahibi olması olduğunu
söyledi.
Eğitim Sen tarafından düzenle-
nen, "Eğitim Yönetimi ve Üni-
versitelerde Demokratik Yapı-
lanma" konulu sempozyumun
ilk bölümü, dün Başkent Öğret-
men^i'nde yapıldı. Sempozyu-
mun açılış konuşmasını yapan
Eğitim Sen Genel Başkanı Din-
çer, eğitimin yönetiminde tüm
toplum ve eğitim emekçilerinin,
oluşturduklan örgütler aracılığıy-
la doğrudan yer alması gerektiği-
ni belirtri.
Çözüm değil
Milli Eğitim Bakanı Mumcu
tarafından savlanan "yönetişim"
Basında özdenetîm mekanlzmasmın geliştirilmesi istendi
i^ezalar oldıırııcıı
BAHAR
TANRISEVER
ANKARA - Basın,
radyo ve televizyon ile
internet alanmda hazır-
lanacak yeni yasaya te-
mel oluşturması ama-
cıyla gerçekleştirilen
lletişim Kurultayı'nda,
basının "şantaj aracı"
olarak kullanılmasını
önleyecek yasal düzen-
lemeler yapılması is-
tendi.
Medya ve meslek
kuruluşlannıntemsilci-
leri ile öğretim üyeleri,
internet ve yayın ala-
nındaki ihlâllerin yap-
tınmdan çok bir özde-
netim mekanizması ge-
liştirilerek engellenme-
si görüşünü dile getir-
diler.
lletişim Kurulta-
yı'nda göndeme getiri-
len raporlarda dikkat
çeken saptamalar şöy-
le:
i/ lletişimle ilgili
mevzuat "lletişim Ya-
sası" adı altında tek bir
yasada toplanmalı.
i/ Medya çalışanla-
nnm iş güvencesi ve
editoryal bağımsızlığı
sağlanmalıdır.
• Basının şantaj ara-
cı olarak kullanılmasını
önlemek amacıyla ge-
reken yasal düzenleme-
ler yapılmalıdır.
• Basının yayım sü-
recinde idareye karşı
yükümlülüklerine iliş-
kin düzenlemeler göz-
den geçirilmeli, bu yü-
kümlülüklerin yerine
getirilmemesi nedeniy-
le uygulanan "öldürû-
cü para cezalan" cay-
dıncılık sınınna indiril-
melidir.
• RTÜK Yasası üe
düzenlenen yaym ilke-
leri sayıca fazla ve hak-
sız uygulamalar ile ba-
sın özgürlüğünü ciddi
ölçüde kısıtlıyor.
• Yaptınmlardan
çok, medya etiği geliş-
tirilmeli ve bir özdene-
tım mekanizmasının
oluşturulmasına ağırhk
verilmelidir.
•TV programlannın
kalitesini yükseltecek
önlemler almmah.
v'Yerel yayıncılık ve
basm desteklenmelidir.
Yerel basını üan geürle-
rinden yoksun bırakan
Kamu Ihale Yasası'nın
ilgili hükümleri yeni-
den düzenlenmeli.
»^Siyasi sorumlulu-
ğu olan, e-Türkiye'ye
yönelik tüm çalışmala-
n koordine edecek bir
Bilişim Bakanlığı ku-
rulmalı.
^ Tüm radyo ve tele-
vizyonlann yayınlan-
nın, kamu malı olan fre-
kansian kullandıklan
için kamusal hızmet ni-
teliği taşıması gerekir.
anlayışının, bugüne kadar sürdü-
rülen yönetim biçimlerinin sade-
ce şekıl değiştirmiş biçimi oldu-
ğunu kaydeden Dinçer, "Tek
amacı eğitim yönetiminde ser-
mayenin daha fazla söz sahibi
olması olan yönetişim anlayışı-
nın, eğitim yönetiminde çözüm
olarak ileri sürülmesi kabul
edilemez" diye konuştu.
Dinçer, sempozyumun temel
amacının, eğitim emekçilerinin
üniversitede demokratik yapılan-
ma ve örgütlü müdahale konula-
nnda yürüttüğü tartışmalar sonu-
cunda ortaya çıkan görüş ve öne-
rilerin geniş toplum kesimleriyle
paylaşılmasım sağlamak olduğu-
nu söyledi.
Özerk üniversite
Milli Eğitim Bakanlığı Müste-
şan Ismail Bircan da Türki-
ye'nin, eğitimle ilgili sorunlan
katılımcılık ilkesi içinde tartış-
maya devam ettiğini ifade etti.
Laik ve çağdaş eğitimin temel
unsurlarının, kaliteli eğitim- öğ-
retim ve gençlerin kişiliklerini
geh'ştirmek amaçlı eğitim prog-
ramlannın ortaya çıkanlması ol-
duğunu belirten Bircan, "Önü-
müzdeki 20 yıllık süreçte, dün-
yada küreseileşme sürecinin de
hızlandığı düşünülürse, eğitim
sisteminin daha demokratik
hale getirilmesi gerekiyor. Mil-
li Eğitim Bakanlığı da kendisi-
ni yeniden yapılandınyor. Da-
ha sonra da özerk bir üniversi-
te modeline doğru bir yapılan-
ma hedefliyoruz" diye konuştu.
G U N D E M MLSTAFA BALBAY
• Eoştarafı 1. Sayfada
doğayı harç gibi kara kara, çıktım...
Doğa en yalın zamanlarda bile şaşırtır beni... Çe-
limsiz gibi görünen, sık dallı bir badem ağacının al-
tına geçip, dalların arasından gökyüzüne baktım.
Aa, kar sanki dallann içinden yağıyor. Nasıl deği-
şik bir manzara. Kar yağışını uzun zamandır böy-
le seyretmemiştim. Ağzım açık bakarken, köfte için
ufalanmış ekmek içi gibi hafif hafif ağzıma diişen
buzgibi kar tanecikleri içimi nasıl ısıttı...
Dallann birine tutunup biraz daha yanaştım. Şu-
bat, badem ağaçlan için hazırlık mevsimi. Tomur-
cuklar, yumurcaklar gibi. Her an dışan fırlamaya ha-
zır. Hatta usul usul başlannı dışan çıkarmışlar bile.
Üstlerinde karyorganlan, içlerinde heyecan, mart
başını bekliyorlar. Dal çatallarının üzerine harman-
lama yığılmış kaıiar ağacın içine kadar işlemiş. Ba-
şımı iyice tomurcuklann arasına sokup takıldım:
Selam badem... Ben seni şeven bir âdem... To-
murcuklar sıkı, dem dem... Üstte kar çeşmesi, em
babam em...
Sonra bizim yatay belli iğde ağacına uğradım.
Kar, yatay gövdelerin üzerinde bir başka güzel du-
ruyor. Aşağıdan yukarı bakınca sanki Everest'in
sırtıymış gibi heybetli bir görüntü...
Çam ağaçlannın yapraklanyla kanşık açan kar çi-
çekleri, o kadar değişik şekiller çizerler ki... Tüm
malzemeler doğadan, hayal gücü insandan... Kar
hızını alamazsa, çiçekler milim milim heykelcikle-
re dönüşür. Öyle ki, ne taraftan bakarsan başka
hatlan beliren bir heykel... Biraz karlanmayı göze
alırsan, o heykel sen heykel, gel keyfim gel...
Şangur şungur...
Hani düşünür, insan nereye giderse gitsin, gitti-
ği yere kendini de götürür, diyor ya... Doğanın ku-
cağında sallanırken, ister istemez kafamdakiler de
şangur şungur ediyor... Karyığınlannın üzerine bas-
tıkça katı sesler çıkıyor. Kafamdan da şangur şun-
gur:
"Yahu Balbay, yoksa kimi toplumlarda mı böy-
ledir? İyice üzerine basmadan ses çıkarmaz mı?"
Kafamdaki sesler birbirine karışırken etrafımda
da kartepecikleri yükseliyor. Susup karsesini duy-
mak istedim. Sessizlik... Göz alabildiğine inen ta-
necikler birbiri üstüne yığılıp çoğalıyor. Yıne şan-
gur şungur:
"Yahu Balbay, toplum da mı böyle sessizce ço-
ğalıyor? Tek tek güçsüz gibi görünüyor ama, her ta-
rafı sanyor. Onu göz ardı ederek bir şeyyapmak ola-
naksız hale geliyor..."
Biraz dikçe tepeciğin yanından geçerken, yuka-
ndan düşen küçük bir taş, kara sanlıp büyüyerek
aşağı indi... Kafamdan da sesler, şangur şungur:
"Yahu Balbay, toplum da mı böyle sessiz durur?
Gücünû içine atar, atar. Birikir, yığılır... Sonra küçük
birparça kopar, iner, iner... Çığ olur. Artıko andan
itibaren önüne ne kattıysa ezer, kolay kolay söz din-
lemez... Kimi dik tepelerde taşa bile gerekyok. Bir
ses dalgasıyla kopan karparçası çığa dönüşebilir...
Ama toplumun çığlaşması ona fayda verirmi? Ver-
mez ama, böylesi büyük bir güç, kendini kontrol
edebilirse, ne çok şey yapabilir..."
Kar sessizce çoğalıyor... Içimdeki ses de... Bir
çığlıkatsam, çığlığım çoğalsa, karlabirleşse... He-
pimiz çığ olsak... Gücümüzü fark etsek... "Bizsa-
dece üstümüzden birileri geçerken ses çıkarmayız,
karşımıza çıkana da ses çıkannz" diye çığlık at-
sak...
Çığlıklar çığ olsa...
Çığırsak...
Çığıraçsak...
Geçen yüzyılda da çığır açmıştık, şimdi de açı-
yoruz, desek...
Hayır hayır sığır değil, çığır...
Çığır olsak, çığır açsak...
ankcum@ttnet.net.tr
Uluslararası Barıs Konferansi:
Türkiye saldırıya
engel olabilir
HİLAL KÖSE
"Savaşa Karşı
Uluslararası Banş
Konferansı"nda, AB-
D"nin yaklaşan Irak
saldınsının engellen-
mesinde Türkiye'nin
kilit rol oynadığı görü-
şünde birleşildi.
Sendikacı ve poliri-
kacmın çağnsı ile dü-
zenlenen "Savaşa
Karşı Uluslararası
Banş Konferansı"
dün Lütfi Kırdar Ulus-
lararası Kongre Merke-
zi ve Sergi Sarayı'nda
başladı.
Toplantının açılış ko-
nuşmasını yapan eski
istanbul Barosu Başka-
nıYücelSayman "Bi-
zim TBMM'den iste-
gimiz, şu an sözü edi-
len tezkereye onay
vermesi değil, daha
önce almış olduğu ka-
rarı kaldırmasıdır"
dedi.
Ingiltere'de savaş
karşıtı hareketin önem-
li isimlerinden biri ol-
duğu belirtilen George
Galloway "işçiParti-
si'nin hükümette ol-
duğu Ingiltere nasıl
böyle bir ittifak içinde
olabilir" diye konuştu.
Türkiye'nin yakında
Avrupalı bir ülke olaca-
ğmı ifade eden Gallo-
way, hükümete seslene-
rek "Avrupa ne diyor-
sa onu dinlemelisiniz.
Sadece eski değil, yeni
Avrupa'nın kamu-
oyunu da dinlemelisi-
niz" diye konuştu.
Bağdat gezisi sırasın-
da çektiği fotoğraflar-
dan oluşan dia gösteri-
si sunan "Banş İçin
Kültür Toplumu"
Sözcüsü Alman müzis-
yen Henning Zinrock.
Nâzım Hikmet ın dı-
zelerinin de yer aldığı
"Asya ve Afrika" ad-
lı şarkısrnı Türkçe ola-
rak seslendirdi.
Ortadoğu ülkelerin-
de uzun yıllar öğretim
üyeliği yapan ABD'li
Dr. Clare Brandabur,
dünyadaki çifte stan-
darda dikkat çekerek
"Çocuklarımız Ame-
rika'da kapı pencere
altlarını bantlamayı,
yani nükleer ve biyo-
İojik silahtan korun-
ma yollarını öğreni-
yorlar. Ama Filistinli
çocuklar yıllardır ay-
nı tehlikede yaşıyor-
lar. Onlann kaplaya-
cak camlan bile yok"
diye konuştu.