22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23ŞUBAT2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA J\_ LJ J_j J. U J \ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAY AKIN Anne Frank üşüyor~w~^" a t i Stügenbauer, bakıcısı olduğu MS küçük kızın adını yüksek sesle ça- m^L ğırarak, evin odalannda telaşlı .X. A . adımlarla gezinmektedir. Gözûnü üstünden ayırdığı birkaç dakika yeter küçük kızın ortadan yok olmasına. Her boş oda, içi- nin biraz daha kararmasına neden olmakta, çocuğun annesine ve babasına ne derim kor- kusu yüreğinde bir çığ gibi büyümekteyken, balkondan gelen sevinç çığlıklan çalınır ku- lağına!.. Küçük kız, balkonda bıriken yağmur sula- nnın içinde oynamaktadır. Su birikintisi, me- leklerin gökten indirdiği bir havuzdan farksız- dıronungözünde. Bakıcısı Kati, bu olayı şöy- le anlatır yıllar sonra: "Onu azarladığımda kılını bile kıpırdatmadı. Tek istediği o an- da ona bir masal anlatmamdı." Balkonda biriken yağmur suyunu bir oyun alanına çeviren küçük kızın albümüne göz at- tığımızda, arkadaşı Sanne ile sokakta çekilen bir fotoğrafinda çember ve tahta bir skutınn arasında görürüz onu. Yedi yaşındayken, iki arkadaşıyla birlikte yine sokakta çekilen bir fotoğrafinda ise oyuncak bir bebek vardır el- lerinde. O, oyuncaklannı, ama özellikle de sokağı özleyecektir on üç yaşından sonra. Çünkü, onun adı Anne Frank'tır. Tek suçları Yahudl olmalrtı Frank ailesinin büyük kızı Margot'ya, 5 Temmuz 1942 tarihinde, toplama kamplanna gönderileceğüıi haber veren celp kâğıdı gelir. Ertesi gün Otto Frank, Amsterdam'ın kanal- lanndan birine bakan işyerinin arka odalann- da eşi ve iki kızıyla birlikte Nazılerden giz- lenmeye başlar. Küçük kızlan Anne, "Kitty" adını verdiği bir günlük rutmaktadır. Gizli bölmeye Peter adında oğullan olan Van Pels ailesi ve yaşlı diş doktoru Fritz Pfeffer de ka- tılır. Sekiz insanın bir tek suçu vardır: Yahu- di olmak. Anne Frank için karanlık günlerin başlan- gıcı olan 1935 yılında, Yahudi çocuklan aşa- ğılamak üzere faşistler tarafından çekilen bir fotoğraf Berlin duvarlanna asılır. Gülümse- yen bir kız ve bir erkek çocuğun göriildüğü fotoğrafin altrnda şu yazılıdır kocaman harf- lerle: "Iki harika ari çocuk"... Alman ırk- çılığını ve buna karşı olarak da Yahudi düş- manlığını körüklemekamacıyla fotoğrafi çe- kilen çocuklann adlan Herbert Levy ve EI- len Eva'dır... Ve bu "harika" iki çocuğun anne ve babalan Yahudidir! Yalan söylemeye zorlanan çocuk Çocuğun kullanıldığı çirkin savaş propa- gandalanndan biri de, 1990'h yıllann başın- da, Amerika'nın Irak'a saldırdığı Körfez Sa- vaşı sırasında yaşanır. Amerika Birleşik Dev- letleri'nin televizyon kanallannda bir Kuveyt- li kız, Saddam ın çocuklan işkence yaparak öldürdüğünü anlatır gözyaşlan içinde. Zaval- lı kızın sözlerinden tüm dünya etkilenir ve bu haber sonrasında Amerika yanlılannın sayı- sında artış görülür. Oysa krz çocuğunun ba- bası Kuveyt'in ABD elçisidır ve savaş için yalan söylemeye zorlanan çocuk, hayatında ffr bir kez olsun Kuveyt'e gitmemiştir! Amsterdam'da bir evde, kapağmda Can Yücel'in de adının yazılı olduğu bir kitap ser- gilenir. "Kitty"nin Türkçe çevirisidir kapa- ğı pembe renkli olan bu kitap. Ev de, Anne Frank ve yedi insanın tkinci Dünya Savaşı sı- rasında gizlendikleri evdir. Yolum ne zaman Amsterdam'a düşse mutlaka Anne Frank'ın evine gider, odalardan birin- de hatıra defterinin, öbür dünya dillerinden örnekle- riyle yan yana sergilenen Türkçe çevirisine bakarak Can Yücel'in şu dizelenni anımsanm: Amsterdam 'da oturdu- ğumuzdairenin alt katında Bir papağanı var Faslı kiracının Kapıyoldaşı enikpatiği- ni kafese vurdukça "Hasan!", "Hasan!" diye bağınyor avaz avaz Bende bir hasret, bir hasretl Kanada 'da çalışan oğ- lum Hasan burnumun di- reğini sızlatıyor Can Yücel'in, oğlu Ye- ni Hasan'ın hasretini duy- A n n e frank'ın evinin dış görû duğu Amsterdam a, gızli bölmede yaşayan ve yakalanarak toplama kamplanna götürülen sekiz insandan ilk dö- nen Anne Frank'ın babası Otto Frank olur. Hatrra defteri, Nazilerin eve düzenledikleri baskın sırasında yere düşmüş ve gizli bölme- ye yiyecek taşıyan insanlardan biri olan Ba- yan Miep tarafından bulunmuştur. Bayan Mi- ep, Anne Frank'ın Bergen Belsen kampında tifüsten öldüğünü öğrenince Bay Frank'a ve- rir defteri. Otto Frank, çocuklannın, eşinin ve dostlannın hiç dinmeyecek "hasreti"yle ka- lakalır. Çünkü, toplama kamplanna gönderi- len sekiz insandan geri dönmeyi yalnızca o başarmıştır. Anne Frank, gizli bölmede Bay Pfeffer ile birlikte kaldığı küçük odayı güzelleştirmek için dergilerden kestiği fotoğ- raflan, resimleri duvar- lara yapıştınr. Bu resim- lerden birinde, mavi el- biseli. beyaz önlüklü bir kız çocuğu elinde oyun- cak bir ördek futarken gö- rülür. Anne Frank'ın ya- tağınm dayalı olduğu du- varda yeralan bu resimde- kı kız çocuğu bir iskemle- ye kırmızı, beyaz ve mavi renkli elbisesiyle kuklayı andıran bir oyuncakla bir- likte oturmuştur. Karşı du- vardaki bir resimde ise, sağ elinde bebek tutan bır kız çocuğu göze çarpar. Miep Gies'in bilgileri ışı- ğında yeniden düzenlenir Anne Frank'ın odası... Ger- çeğine uygun eşyalarla do- natılan odaya brr de oyun- cak ayı konsa da, Kitty'nin sayfalannda böyle bir oyun- caktan söz edilmemektedir. Anne Frank yal- nızca "9 Kasım 1942 Pazartesi" tarihli ya- zısında bir oyundan söz eder. "Sevgili Kitty... Dün Peter'in doğum gönüydü, on altı ya- şını bitirdi. Saat sekizde yukarıya çıktım ve Peter'le hediyelerine baktım. Hediyelerin arasında bir de borsa oyunu vardı..." Oyuncak ayı, Anne Frank'ın odasına son- numü. Otto Frank ve ailesi, 5 Temmuz 1942 tarihinde büyük kızları Margot'nun (üstte kardeşi Anne ile) toplama kampına götürüleceği haberi gelince Amsterdam'ın kanallanndan birine bakan işyerinin arka odalarında gizlenmeye başlarlar. Küçük kızlan Anne (soİda), 'Kitty' adını verdiği bir günlük tutmaktadır. radan kaldınlacak olan düzenleme esnasında neden konuldu, bilinmez!?. Bundan amaçla- nan, olaya biraz daha dram katmaksa, bu son derece gereksiz bir kaygıdır. Çünkü, boş oda- lar ve pencerelere gerili kara bezler, daracık odalarda nefes almanın zorluğunu ve de çe- kilen acılan fazlasıyla yaşatıyor ziyaretçile- re. Toplama kamplannda katledilen çocukla- nn hüzünlü öyküsünün oyuncakla en doğru anlatımı ise, Amsterdam'ın Muıderpoort tren istasyonunda, 25 Mayıs 1943 tarihinde çeki- len bır fotoğraftır. Bu fotoğrafta, yakılacak- lan fınnlara görüriilmek üzere trenlere bindi- rilen, göğsünde san Davudi yıldızı taşıyan in- sanlar arasında san saçh bir erkek çocuğu he- men bellı eder kendisini. Çocuğun yanında tahta bir kamyon ve onun üstüne koyduğu bir tahta at vardrr. O çocuğa ne oldu dersiniz? Oyuncaklan da onunla beraber mi yakıldı yoksa!? Savaş çığırtkanlarının üşttten sözleri Ikinci Dünya Savaşı'nda çocuk olan insan- lardan hayatta kalmayı başanp, yıllar sonra o günleri anımsayanlar arasında oyuncaktan söz edenlere rastlanz. Brüksel yakınlannda yaşa- yan "Nora" adlı bir kadının yanında gizle- nen Astrid Jakubowicz'in anlattıldan, savaş koşullannda bile oyuncak yapanlann var ol- duğunu bildirmesi açısrndan ılginçtir. Nora'yı şöyle anımsıyor Jakubowicz: "Kendince be- ni sevdiğini sanıyordum. Bana tahtadan oyuncak hayvanlar yapar, bunların ayak- lanna tekerlekler takardı. Ama ne yazık ki öfkesini denetleyemiyordu... Bir gün öfke- lenip suratıma attığı çatal, yanağıma bat- mıştı." Savaş çığırtkanlannm her sözü, her yazısı üşütüyor, Anne Frank ve savaşlarda öldürü- len nice çocuğu. ESİNTtLER ZEYNEP ORAL Shakespeare'den Günümüze... "Neyaldızlı hükümdaranıtlan, ne mermerIömûr süremez benim güçlü şiirim kadar; I Seni pasaklı Zaman pis bir mezara gömer. I Ama satırianmda güzelliğin ışıldar. Savaşlar tepetaklak devirir hey- kelleri. I Çökertir boğuşanlar yapı demez, surde- mez, I Ama Mars 'ın kılıcı, cengin ateş selleri / Şi- irimde yaşayan anını yok edemez." Shakespeare'in bir sonesinden birkaç satır... Türkçesi Talat Halman'dan. ("Tüm Soneler" Cem Yayınevi) Savaşlarla yatıp kalktığımız, Mars'ın kılıcı değil de Bush'un bombalanyla yeni bir dünya düzeni için cengin ateş selleriyle tehdit edildiğimiz şu günlerde, nereden çıktı Shakespeare sonesi de- meyin. Gördünüz işte hükümdaıiar, imparatorluk- lar yok oluyor ama şiirdi, sanattı yüzyıllar boyu dayanıyor. Talat Halman'la konuşurken "Müjde! Tamamlan- dı!" diye başlayan bir heyecan fırtınası yaşadım. Hayır, tamamlanan, üzerindeyıllardırçalıştığı Sha- kespeare şiirterinin çevirisi degildi. Tann ona uzun ömür versin, hele iki uzun şiir var ki, biri 1500, öte- ki 1800 dizelik... Tamamlanan, tüm Shakespeare oyunlannın Türkçeye çevrilmesiydi. Bu işin öykü- sünü yazar, çevirmen, Ali Neyzi'den öğrendim. Her şey, Ali Neyzi'nin, tiyatro adamı Adrian Bri- ne ile ünlü Ingiliz oyuncu Michael York'un bir ki- tabını çevirmesiyle başlamış. "Shakespeare Oyun- culuğu" (Iş Bankası Kültür Yayınları) kitabı üzeri- ne çalışırken ustanın 35 oyunundan hangileri Türk- çeye çevrildi diye bir araştırmaya girmiş. Milli Kü- tüphane, Meclis Kütüphanesi, Istanbul Şehir Ti- yatrosu, Devlet Tiyatrosu arşivleri... Upuzun bir liste çıkmış karşısına, taa 1900'lerin başından baş- layan... örneğin "Hamlet"'m sekiz ayn Türkçe çe- virisi var... Gelin de şimdi Muhsin Ertuğrul'un bu yoldaki çabalannı minnetle anmayın! Uzatmayayım, çevrilmemiş olanlan çevirmeye karar veriyor. Zaten daha önce bir Shakespeare oyununu, "Aşkın Çabası Boşuna"y\ çevirmiş. Üs- telik Mîna Urgan'dan icazet almış. Ve kollan sı- vayıp çalışmaya koyulmuş. "77rus Andrenicus"... "BeşinciHenry" ve sonuncusu "KralJohn"... (Bu dördü de Mitos-Boyut Yayınlan'ndan çıktı.) Böylece artık Türkiye'de, Shakespeare'in 35 oyununun tümüne Türkçe ulaşabilirsiniz. Bizim gi- bi, Batı tiyatrosuyla ilişkisi pek de uzun olmayan bir ülke için bence bu heyecan verici bir durum. Başka bir örneği var mı bilmiyorum. Bu yazıyı yazmaya koyulmadan önce kendi ki- taplığımdaki Türkçe Shakespeare oyunlannı göz- den geçirdim. Büyük bir bölümü Remzi Kitabe- vi'nden çıkmış. Sonra, Adam Yayınlan'ndan ve Mitos-Boy_ut'tan... Çevirenler arasında Bülent Bozkurt, Ozdemir Nutku, Berna Moran, Saba- hattin Eyuboğlu var... Can Yücel'in "Türkçeye- niden soyleyişleri" var, Zeynep Avcı'nın çeviri ve uyarlamalan var. Bendekilerin en eskisi Varlık Yayınlan'ndan çık- mış 1955 baskısı bir kitap. "Fiyatı 100 kuruş" ya- zıyor arkasında. "Orhan Burian'/n tercüme ve notlanndan hazıriayan Vedat Günyol."... Çeşitli oyunlann tanrtımını yapan, bölümler içeren, benim için eşsiz değerde bir kitap. Bu kan ve can pazan günlerinde Shakespeare okumak insana iyi geliyor. Tiyatroyla yakın ilişkisi olmayanlann bile hayatı kavramakta, yaşamı an- lamlı kılmakta ondan öğreneceği çok şey var. Bakmayın Shakespeare trajedilerinde ortalığın kan gölüne dönüştüğüne, o oyunlardaki olaylar, günümüz hesapları, çıkar ilişkileri, adaletsizliği, yozluğu yanında çok hafif ve o insanlar, günümü- zün zalimleri, hainleri, ahlaksızlan, bezirgânlan, hırs tutkunları yanında çok masum kalır. "Dünya çığınndan çıkmış. Ah kör talih! Bunu dü- zene sokmak için ne yazık ki ben doğmuşum" di- yen Danimarkalı Prens Hamlet, bana günümü- zün banş girişimcilerini anımsatıyor. Ne dersiniz... e-posta: zeynep(a zeyneporal.com Faks:0212 25716 50 LERIN ÜNLÜ '100 SORUDA' DÎZİSÎ GERÎDÖNÜYOR Söylenceler dünyasında gezinti Kültür Serivisi - 70'li yıllardan baş- layarak eleştirmen, yazar ve yayıncı Fethi Naci'nin yönetiminde yayimla- nan ünlü 100 Soruda dizisi, Koç Kül- tür Sanat Tanıtım'ın K Kitaplığı Yayın- lan arasında ve Fethi Naci'nin danış- manlığında yeniden hayata geçiriliyor. Dizinin ilk kitabı, Behçet Necati- gil'in hazırladığı 100 Soruda Mitolog- ya, geçen günlerde, gözden geçi- rilmiş biçimiyle ya- yımlandı. Selahatrin Hilav'ın hazırladığı 100 Soruda Felsefe ile Doğan Ergun'un hazırladığı 100 Soru- da Sosyoloji de kısa süre içinde yayımlana- cak. Dizide, dış politi- kadan Türk folkloruna, işçi sınıfından sendika hareketlerine, tiyatro- dan sinemaya elliyi aş- kın konuda kitap yer ala- cak. Kitaplann bazılan, gözden geçirilmiş metin- leri, yeni önsöz, kaynak- ça ve dizin ekleriyle aynen yayımlana- cak; bazı kitaplar, yazarlannca gözden geçirilip güncelleştiriliyor ya da biçimi değiştiriliyor, bazılanysa yeniden yazı- lıyor. Bunun yanı sıra dizinin yeni baş- lıklarla zenginleştirilmesi, genişletil- mesi için de çalışmalar sürdürülüyor. 100 Soruda Mitologya, sunuşyazısı- nı yazan Hilmi Yavuz'un deyişiyle, Behçet Necatigil'in 'söylencelere olan entelektüel ilgisinin bir kanıtıdır'. Yavuz, bu ilginin nedenlerini, Necati- gil'den bir alıntıyla açıklıyor: "Onun deyişiyle; taşıdıklan sezgi gücfi, yer yer insan yaradılışındaki zaaf ve tut- kuları, çağlar üstü bir kesinliğe, çok yönlü bir kullamş imkânma bağla- mış olmalanyla mitoslar, bugün de sanatın yararlandığı bir ilham ve kültür kav- nağıdırlar..." Ve ekJi- yor: "Necatigil, bu 'il- ham ve kültür kayna- ğı'nın hem Diony- sos'u, hem de Apol- lon'udur..." Kitap -dizideki tüm yapıtlar gibi- birbirine bağlanarak gelişen yüz soru boyunca, mitolog- ya konusunu en geniş boyutlan içinde ele alıyor. Mitologya öy- küleri ve kişilerinin yanı srra; mitologya- nın yazarlan, mekân- lan, ünlü yerleri, kâhin- leri, mitologya öykülerinde sözü edilen eşyalar ya da giysiler üstüne aynntılı bilgiler veriyor; değişik mitologyalar arasındakı bağlantılardan, geçişlerden söz ediyor. Bu yapısıyla, 100 Soruda Mitologya; hem sözlük, hem de kaynak kitap ola- rak kullanılabilecek son derece değer- li bir derleme. Cfıaplh'in kızı BoDyvvooıTu istiyop • BOMBAY (AFP) - Charlie Chaplin'in kızı Geraldine Chaplin, geçen günlerde Hindistan Times'ın sponsorluğunu yaptığı Filmfare Swiss ödülünü Hintli süperstar Shahrukh Khan'a sunarken yaptığı konuşmada, Bollywood'da rol almanın kendisi için onur verici bir çalışma olacağuıı açıkJadı. 'Chaplin' (1992), 'Nashvüle' (1975) ve David Lean'in başyapıtı 'Doktor Jivago'daki (1965) rolleriyle üç kere Altın Küre'ye aday gösterilen Geraldine Chaplin, konuşmasmda babasının filmlerinin yakın zamanda tekrar dev ekranlarda görüleceğini ve Charlie Chaplin'in son 25 yıldır Isviçre'de yaşadığı evin müze olarak açılacağını da belirtti. BUGÜN Borusan Sanat Galerisi'ndeki sergiye Türkiye'den Aydan Murtezaoğlu katılıyor. Dünyaya açılanpencere Kültür Servisi - Dünyanın farklı yerlerinden altı sanatçının yapıtlannın yer alacağt 'Evren- sel Yabancılar' adlı sergi Boru- san Sanat Galerisinde 27 Şu- bat'ta açılacak. Küratörlüğünü Ispanyol Rosa Ramirez'in üstlendiği sergiye Portekiz'den V'asco Araujo, Meksika'dan Daniel Guzman, Finlandiya'dan Ttoomo Manni- nen, Costa Rica'dan Priscilla Monge, Japonya'dan Jun Ngu- yen - Hatsushiba ve Türki- ye'den de Aydan Murtezaoğlu katılıyor. Uluslararası bienallerde yapıt- lan sergilenmiş sanatçılann, 1975 doğumlu Araujo dışında, hepsi 1960 doğumlu. Serginin küratörü Rosa Martinez, küresel dolaşımın yeni biçimlerinin (göçle. para âkışıyla, yeni tekno- lojilerle, bilgi aktanmı yoluyla olsun) yerküremizde yeni bir sa- nal toplum yaratmış olduğunu düşünüyor. Borusan Sanat Galerisi'nin bir duvannda Costa Rica'lı sanatçı Priscilla Monge'un Orkid kadın bağlannı tuğla gibi yan yana yer- leştirerek oluşturduğu 'Duvar' isimli yapıtı yer alıyor. Sergide yer alan sanatçılar yapıtlan ara- cıhğıyla görsel sanatlar alanında dünyadaki yeni eğilimlere dik- kat çekiyor. 12 Nisan'a kadar sü- recek sergiyle ilgili Ramirez ay- nca 'Evrensel Yabancılar'ın canlı birer çelişki örneği oluştur- duğunu düşünüyor. (0212 292 06 55) • YAPI KREDİ KLXTÜR SANAT MERKEZİ SERMET ÇÎFTER SALONU'nda 16.30'da 'Sedat Pakay Filmleri' üzerine söyleşi; Turkcell Salonu'nda '50 Yıl Önce Türk Sineması Toplu Gösterimi' kapsamında 13. 30'da 'Leylaklar Altında', 16.30'da 'Tatlı Bela', 19.30 ; da 'Vatan ve Namık KemaF adlı filmlerin gösterimi. (0 212 252 47 00) • ÇORLU ADA MÜZtK KTTABEVÎ'nde 16.00-18.00 saatleri arasında Vatan Şaşmaz'ın imza günü ve söyleşisi. (0 282 673 27 37) • tSTANBUL BtLGİ ÜNTVERSİTESl KUŞTEPE KAMPUSU'nda 14.00 te 'tnce Kırmızı Hat' adlı filmin gösterimi. (0 212 293 50 10) M GOETHE ENSTİTÜSÜ'nde 18.00'de 'Beyaz GiiF ve 20 OO'de Almanya'da Aşk' adlı filmlerin gösterimi. (0 212 249 20 09) • PROFtLO KÜLTÜR MERKEZİ'nde 15.00 ve 18. 30'da Tiyatro İstanbul'un 'thtiras' adlı oyunu. (0 212 216 40 70) • MUAMMER KARACA TtYATROSL'nda 11.OO'de 'Çocuk Oyunu'. (0 212 252 44 56)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear