Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23ŞÜBAT2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
M
03
II
Erdaimylneııuytu
- Köprûye zam geJmiş..
"Köprûden aeçti.
türbanlı aeHn!"
Pasapopt
Maliye Bakanı, iyi
vergj ödeyen
işadamına yeşil
pasaport
verecekmiş ya,
Akff Kökçe "Zor" diyor:
"Toplanan verginin
yüzde 35'i akaryakrttan,
yüzde 65'i de sabrt
geliriilerden alındığına
göre; yeşil
pasaportlann yüzde
35'i şoförlere, yüzde
65'i sabrt gelirlilere
gider. Işadamlanna bir
şey kalrnaz!"
Kârşı
J
andarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve
Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nce
başlatılan Beyaz Enerji operasyonunun si-
ı 1 yasi hayatımızda önemli bir yeri vardır...
Operasyonun ucu siyasilere dokunmaya başladığı
anda ortalık kanşmıştı... Operasyonun kilit isimlerin-
den Jandarma Harekât Dairesi Başkanı Tümgeneral
Osman Özbek, görevinden alınmış; afbay Aziz Er-
gen ve cumhuriyet savcısı Talat Şalk kızağa çekil-
miş, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan da koltuğundan
aynlmıştı.
Osman özbek görev yeri değiştirilince emekliliği-
ni istemişti şimdi Cumhuriyetçı Demokrasi Partisi'nin
kurucu genel başkan yardımcısı ve Ümit Yayıncı-
lık'tan çıkan "Sahipsiz Türkiye" kitabının yazan...
Oşman özbek, kitabında bakın neler anlatıyor:
"Ülkemizde yıllık elektrik kaçağı 1.5 milyar dolan
geçerken, hâlâ dünyanın en pahalı gazını satın alan
ülke konumundayız. Akarsulanmız boşa akarken, 13
Sahipsiz Turkiyemilyartonlukbilinenyerlilinyityataklanmızdururken,
daga taşa doğalgaz santralleri dikiyoruz. Sonuçta
dünyanın en pahalı elektriğini tüketen ülkelerarasın-
da birinciyiz.
Geçmiş iktidarların özel sektörie imzaladığı yap-iş-
let ve yap-işlet-devret modeliyle yapılacak enerji pro-
jelerinde birbirinden farklı olarak verilen imtiyazlar;
dünya genelinin çok üzerinde verilen fiyatlan, yüzde
100 alım garantilerini, Hazine'nin garantörlüğünü ve
projelerin 20 yıla varan işletme sürelerini öngörüyor.
(SantraJ satış sözleşmelerinin devlete yüklediği zara-
rın, yaklaşık 22 milyar dolar olduğu bilirkişilerce ya-
pılan inceleme raporunda belirtilmıştir) Ancak, reka-
beti önleyen, tüketici haklannın önünü kesen bu tür
ayncalıklı sözleşmeleri girmeye can attığımız Avrupa
Birliği yasaklıyor!
Iktidann sözleşmeleri değiştirme gayretterinin ise
devletin başını çok ağrrtacağı ve Türkiye'yi adeta bir
'dava cenneti'ne dönüştüreceği ileri sürülüyor.
Biz fakirleşip kıt kaynaklarımızı yanlış yatınmlarda
heba ederken, komşumuz Rusya ve Türkmenistan ka-
zanıyor, dev enerji şirketleri zenginleşiyor. örneğin
Shell, hem bize pahalı doğalgaz satarken para kaza-
nıyor, hem de Türkiye'de ortak olduğu doğalgaz çev-
rim santrallerinden satın aldığımız pahalı elektrikten
kazanıyor... Türkmenistan'da doğalgazı çıkaran Shell
bir yandan Rusya'ya ödediğimiz gaz parasından pa-
yını alırken, diğer yandan ENKA'nın ortağı olarak ayn-
ca pay alıyor... Kısacası pahalı gazın faturası Türk hal-
kına, kân Shell'e gidiyor... Benzerayncalıklardan Alman
Siemens'in yarariandığı ayrı bir inceleme konusudur..."
özbek kitabında, Beyaz Enerji operasyonunun na-
sıl griye döndürüldüğünü de anlatıyor... O en temiz
bilinen dağlara bile kar yağıyori
Uğur Yorulmaz,
"Savaşa karşı çıkışın
tek nedeni olabilir o da
savaşın zaten
kendisidir. Hayatta,
savaştan daha kötü ne
olabilir ki başka
birneden
arayalım?"
dedikten sonra
savaş karşıtlan
arasında dillendirilen
"savaşa girersek
zararımız şu kadar
milyar dolar olur"
yolundaki açıklamalan
eleştiriyor "Ne demek
şimdi bu? Karlı olsaydı,
hep beraber katil mi
olacaktık? Zaranmızın
ne kadar olacağının,
insanlığın yarattığı en
büyük zulmün yanında
ne önemi var ki?"
SESStZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkuayahoo.com
Savaşla savaş!
Ontadoğu'ya atom bombası olasılığı
A Intemet üzerinden yayımlanan haf-
• talık analitik bülten Jeo-Kritik (www.
W sesar.com.tr), Amerika'nın Irak'a sal-
* dırması halinde olası senaryolardan
söz ediyor:
"Afganistan'da uygulanan Kabil'i
kontrol et, çevresine dokunma modeli-
nin tam tersi Irak'ta uygulanarak, Irak
Bağdat dışında işgai edilir... IşgaJin de-
rinleşmesi ile birlikte Irak, kuzeyindeki
petrol cepleri dikkate alınarak federatif
bir yapıya sürüklenirken, Orta Irak, Ür-
dün'den kopan parça ile birleştirilerek,
Haşimi Krallığı'ndan bir ismin sembolik
olarak başta durduğu ve bölgedeki aşi-
ret liderterinin güç dengeleri içinde sah-
nedeki yerlerini aldığı bir şekle büründü-
rülür. Ortadoğu'da yaşanan bu gelişme-
lere paralel olarak, Kıbns'ta, Makedon-
ya'da ve Pakistan'da iç kanşıklıklar çıkar.
Dünya, atom bulutunu Pakistan- Hin-
distan sınınnda yeniden görür. Bu Orta-
doğu'daki atom bulutunun teorik altya-
pısını hazırlar. Batı şehirlerinde gerçek-
leşen ve kitle imha silahlannın (biyolojik,
kimyasal, v.s.) bir türevi kullanılarak ger-
çekleştirilen birterörsaldınsı, ABD, Isra-
il ve Ingiltere'ye, 'Ortadoğu bizimdir' me-
sajını tartışılmaz şekilde beyinlere kazı-
mak için bulunmaz bir fırsat verir ve na-
sıl Hiroşima'ya çakılan atom bulutu, Rus-
ya-Çin ve Hindistan'dan oluşan ana ka-
rayı güneyden çevrelemenin işaret fişe-
ği olarak kullanıîdıysa, Ortadoğu üzerin-
de kullanılan bir atom bombası, Avru-
pa'yı da güneyden çevrelemenin (daha
doğrusu Avrupa ile Asya'nın bağını ko-
parmanın) işaret fişeği olarak kullanılır."
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Fırtına Vadisi'ne Dikkat...
"Birileri rafting yapacak di-
ye, Fırüna Vadisi'ndeki santral
yapımı durduruldu... Böyle
yanbş olmaz»." (Cumhuriyet-
02.02.2003)
Belki inanmayacaksrnız ama
bu sözler, bir "Orman Baka-
nı"na aıt... Ormancılann yıl-
lardır korumak için seferber ol-
duklan Rize ılindekı Çamh-
hemşin ormanlanyla bürünle-
şen Fırtına Vacbsi'nin tüm do-
ğal ve ekolojik değerlerini
altüst etmeye aday, çevre düş-
manı bir "enerji rann inşaaa-
nı" engelleyeniere teşekkür
edeceğine, tepki gösteriyor...
Orman Bakanı Osman Pfepe,
bununla da yetinmeyip, yine
yıllardıraynı değerleri savunan
Orman Mühendisleri Odası
Başkanı Safih Sönmezı-
şık'ı bakan-
lıktan uzak- ««-»/İllîM
laştırarak tVHVHİ»
Sankamış a yUZMEK
gönderdi... - —
Böylece.
kendi bakanlığındaki orman
mühendislerinin oylanyla
"seçflmiş" bir meslek söz-
cüsünü, kendisi de "seçfl-
miş" olmasına bak-
madan cezalandırdı...
Ya 'Çevre'
Bakanı?..
gördüğü slogan aynen şöyle:
"Denizi kara yapan adam_"
Ardeşen'de denizi zaten o
kadar çok doldurmuş ki en faz-
la da bununla övünüyor... Ay-
nı yıllarda kıyıda yapımına izin
verdiği apartmanlarla birlikte
şimdi Türkiye'nin çe\Te zen-
ginliklerinı "konımakla"(!)
görevli...
Umut 'kühür'deydi; ama?..
Çe\Te Bakanı ışte "böyle"
olduğuna göre, Osman Pe-
pe'nin Fırtına Vadisi'ne yöne-
lik "tehfiketi" düşüncelerini et-
kisiz talabilmek için geriye tek
umut kalıyor; o da Kültûr Ba-
kanı_
Çünkü, bu vadinin "sk de-
ğerleri'' arasında, Karadeniz
Bölgesi'nin
ünlü taş ke-
merli köp-
rüleri. ahşap
yayla evleri
ve özgün
Osman Pepe, Ri-
ze'nin güzelliklerine
karşı böylesine acıma-
sızken, acaba memleketi
de yine "Rize" olan ye-
ni Çevre Bakanı İmdat
Sütlüoğlu kendisini
uyardı mı?.. Aynı Memurolsaydı
cennetin kıyısında görevden aunmıştı.
yer alan Arde-
şen'in eski Belediye Başkanı
olarak da bir telefon açıp; "Os-
man yapma... Santral iyi ld
durduruldu; yoksa o çocukken
bahk rutruğıimuz dereler to-
runlanmıza kaimavacakn..."
dedi mi?..
Imdat Bey'i tanıyanlar da
bunun çok küçük bir olasılık
olduğunu söylüyorlar...
Çünkü Ardeşen Belediye
Başkanı'yken, yine Fırtına De-
resi kenanna "organize sanayi
sitesi" planlamış... Prof. Dr.
Cengiz Eruzun başkanlığında-
ki Trabzon Koruma Kurulu
buna "nayır" deyince de çok
sinirlenmiş...
Hele şu tarihin en büyük
çevre katliamı olarak gerçek-
leştirilen "Karadeniz Kıyı Yo-
hTna karşı "destekleyici" tav-
n?..
Trabzon Koruma Kurulu,
hemen tüm duyarlı kuruluşlar
bu yolun tahribatını önlemeye
çalışırlarken tmdat Sütlüoğ-
lunun belediye başkanlığı ça-
lışmalan için kendisine uygun
kırsal yerleşim özellik-
leri de var...
Bu nedenle hiç değilse
Kültür Bakanı Hüsejin
ÇeHk, bir Bakanlar Kunı-
lu toplantısından sonra
Orman Bakanı'nın ko-
luna girerek diyebilir
ki: "Fırtma'yı bizün
Bakanlık sh yaptu..
Santrab da biz durdur-
duk™ Üzerimize gehne_"
îşte bu umudu besle-
yerjer bile artık "şaşkma"
dönmüş durumdalar...
Çünkü, Fırtına Vadisi sit
karannda önder olan; bu
nedenle görevin-
den alınmasına
rağmen önceki yıl
yargı karanyla geri dönen ve
hatta asıl memleketi de yine
Karadeniz kıyılanndaki Fın-
dıkh olan, Trabzon Koruma
Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cen-
giz Eruzun da Kültür Baka-
nı'nın "arokistenmiyorsunuz"
deyip, görevden aldığı üyeler
arasınakatıldı...
Aynı zamanda Mimarlar
Odası MYK üyesi. Karadeniz
Çevre Demeği kurucusu ve es-
ki MSÜ Mimaruk Fakültesi
Dekanı olan Eruzun'un, öpkı
Safih Sönmezışık gibl kültür ve
çevre değeıierinin korunma-
sındaki çabalan nedenhie mes-
lektaşlannca oda yönetimleri-
ne seçilmiş otanasıbile "demok-
rasi>1e" işbaşma gelen baka-
nın bu "takdirini" etkilemedi...
Evet... Bütün bunlar karşı-
sında yazının başhğı daha bir
önem kazanıyor: "Fırnna Va-
disi'ne dikkat!»" Çünkü. tüm
bu güzellikleri kurtaranlar te-
ker teker "etkisiz'' kılınıyor...
Oekinci(g cumhuriyetcom.tr.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(q turk.net
ÇİZGtLtK KÂMtL MASARACI
HARBt SEMİHPOROY semihporoya yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 23 Şubat
SOL EĞ/UMULER
1948'PC SUÇİİN, ÜNİYE£SİTEl£R AB4SI OjRUL, SOL £6İ-
ÜMLİ Ö6HETİM ÜYELE&İNİU GÖgEVCfN AUHtAAStYLA
İLGİÜ KftRAHt REPOETTr. BİB SÛRE ÖNCE,AMCAIZA ÜUİ-
reesiTES/ SBNATVOJ, SOL riıagLi öeeETiM ûyEi£B-
NİU GD£ErLERlHE SDN VE&IA4ESİ VÖNÛNC>£ B& **„
8AR ALMfÇ, DAHA SONBA ÛA1İVEGSİ7EI£B A&St
OjgULA BA$VU£ULMUÇW. YAPILAN TOPtANpOA,
İSIANBUL ÜNİYERSİTESİ Ö&SB7İM ÜYetJERİ, SU
KOHUDA YETEeLİ HAhllT OLMAPtGlHt ILEfZİ SÜKE-
ReK KARŞt TAVtR 7A&HMIŞ, OYIAMA SOUUNDA,
ALIUAK KAKAR REDOEPİLMİÇTİ, AMCAK,AHKA-
£A ÜklİVE/ZSlTESİ, SÖZ KOtJüSU ÖSRETİM Û/ELB-
RİUİM PEBS l/Egp/Ği PİL 7X£/H CC&RAFYA FA-
SA2J gĞLÛMCEjeİM fİMPIUK KAlr
BİLPifZMiSTİ !.
Sahibinden Satılık
2000 model Opel
Astra
CDHB
19.000.000.000.TL.
Tel: 0532 31511 58
Satılık Skoda
Octavia
2000 model, 57.000
km'de,
ful Skoda Octavia
Comfort satılıktır.
Tel: 0532-720 38 26
GEYVE ASLİYE HUKUK HAKtMLİĞİTVDEN
EsasNo 2003' 13
Davacı Botaş vekıh tarafından davalı Mustafa Emıroğlu aleyhine mahkememıze
açılan tescıl davasının açık yargılamasında venlen ara kararı geregınce; Dava konu-
su Sakar>a ılı Gev^e ılçesı Çukurköy kövünde bulunan ve tapuda kayıtlı olmayan,
kamulaştırma hantasında 127 proje parsel numarası ile göstenlen taşınmazdan kuze-
yı Osman Mercan, tarlası gûneyr Omer Emırcan tarlası, doğusu: Mehmet Mercan
tarlası, batısı Adem Eıtırrcan tarlası ile çevnlı taşınmazın 581.34 m2'lik kısmımn
davacı Botaş adına tespıtı talep edilmıştir. Taşınmaz uzennde hak ıddıasında buluna-
caklann ellerındekı zılyethk belgelerı ile birlikte üç ay ıçersınde mahkememız dos-
vasına baş\urmaları ılanen duyurulur Basın 7123
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Peki, Ne Olacak
0 Zaman?
Savaş karşrtı eyiemlere Türkiye'de geniş kitlele-
rin ilgi göstermediğinden yakınıp, "Koyunlar gibi-
yiz" dediğim geçen yazıma kimi okurlanm tepki
gösterdiler. Onlardan iletiler, mektuplar, telefonlaraJ-
dım. Kimi dostlanm da bana "halka karşı haksızlık
yaptığımı" söy\ed\\er. Insanlann, "fişlenmekten, gö-
rüntülenmekten çekindikleri", "işlerini yitirmekten
korktuklan", "polisten ürktükleri" için bu tür eylem-
lere uzak durduğunu söylediler.
Neye karşı ya da ne için olursa olsun, yapılan her
gösteride sivil giyimli birilerinin ellerindeki kamera-
larla katılımcılan görüntülediklerini, kamu görevlile-
rinin kendilerinden farklı düşünen üstleri tarafından
baskı altında tutulduğunu ben de biliyorum. Gös-
teri yürijyüşlerinde, protesto mrtinglerinde gençle-
rin coplandığına, genç kızlann saçlanndan sürük-
lendiğine, kadınlann tekmelendiğine ben de tanık
oluyorum. Ankara'da polisler tarafından bir garaja
götürülen o genç adamın görüntülerini ben de izle-
dim televizyon ekranlannda. Biretkinliğe katılırken,
her ne kadar "Bu sefer korkmayacağım!" diye ken-
di kendimi yüreklendirmeye çalışsam da kafalan
kasklı, kollan kalkanlı, elleri makineli tüfekli polisler-
le karşılaştığımda yine korkuyorum. Kimi polislerin
yalnızca sesleri, bakışlan bile ürkütüyor beni.
Ne yapmalıyım, öyleyse? Kort<uyorum, diye de-
mokratik haklanmı kullanmayacak mıyım? Bağır-
mayacak mıyım? Seslenmeyecek miyim? Evimde
oturup bağıranlan, seslenenleri yaJnız mı bırakaca-
ğım? Korkarsak, korktuğumuz için dışan çıkmaz-
sak, bağırmazsak nasıl duyuracağız sesimizi? Se-
simizi duyurmadan nasıl demokratikleştireceğiz ül-
kemizi? Daha da önemlisı>kendimizi nasıl demok-
ratikleştireceğiz? Korkulara boyun eğerek, susarak
demokratikleşebilmiş tek bir toplum, tek bir ülke var
mı yeryüzünde?
Diyelim ki sokağa çıkamayacak kadar çok kork-
ruk... Peki, korkumuz akşamlan saat 20.00'de elle-
rimizin elektrik düğmesine gitmesine, "Banş için
birdakika karanlık" eylemine katılmamıza da mı en-
gel? Değilse, niçin sönmüyor, söndürülmüyor ışık-
lar o zaman?
Diyeceğim o ki, demokrasi de, özgürlük de, ba-
nş da birilerinin bize durduk yerde verecekleri ar-
mağanlar değil. Demokrasimizi de, özgürtüğümü-
zü de, banşımızi da biz kendimiz kazanacağız. Ala-
na, kazanana kadar direneceğiz... Bunu böyle bil-
meden, bellemeden demokrat, özgür ve banşa la-
yık insan olunamryor çağımızda. Demokrasi de, öz-
gürlük de, banş da insanlığın ortak değerteri oldu-
ğundan "senin demokrasin", 'benim özgüriüğüm",
"onun banşı" denemiyor. Bu kavramlar parçaJana-
mıyor. "Bizim" olmaktan çıkanlıp, "benim'e, "se-
nin"e, "onun "a indirgenince içleri boşalıyor, etkisiz-
leşiyor.
Böyle olduğu için de Kadıköy'de bir kaymakam
"kültür hakemliğine" soyunup, baştan sona oku-
madığı, izlemediği bir tiyatro oyununu salt adını be-
ğenmedtği için yasaklayabiliyor. Demokrasiden, öz-
gürlükten yana insanlar o kaymakamın kapısırnn
önünde toplanıp, "Sen ne yapıyorsun kaymakam
bey?" diye sormuyorlar. Hatta kimi "demokratlar"
satır aralannda, "O oyunun da adı pek bir kışkırtıcı
gerçekten..." diyerek kaymakama alttan alta des-
tek bile veriyoriar. Fakat "Vajina Monologlan'mn
sahnelenme hakkını hiçbir koşul aramaksızın sa-
vunmadan demokrat olunamıyor Oyunlar, şiirler,
şarkılar, filmler, kitaplar savunulmadan banşçı da
olunamıyor. Geçen yazımda sözünü ettiğim "insa-
nın koyun gibileşmesi" de önce bir başkasının oyu-
nunu, şiirini, şarkısını, filmini, kitabını savunmaya-
rak, savunmayı akla getirmeyerek başlıyor...
39 yıl Franco faşizmi altında yaşamış olan Is-
panya'da bugün bir "tiyatroyasağı" karşısındatop-
lumun tepkisinin büyüklüğünü hayal bile edemedi-
ğimizden banş yürüyüşlerine yalnızca Barselona'da
bir milyon insanın katıldığını duyunca kulaklanmıza
inanamıyoruz. Ya da toplumun tiyatro yasaklanna
boyun eğdiği ülkelerde banş yürüyüşleri de özlen-
diği gibi "büyük" olmuyor...
Eğer rahatlayacaksak, o "koyun gibiler" sözcü-
ğünü bir daha ağzıma almayabilirim ben... Peki, ne
olacak o zaman? Her şey değişecek, herkes insan-
laşacak mı birden?
e-posta: dkavukcuoglu(ğ superonline.com
Faks:0212-234 68 73
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3
1 2 3 4 5
SOLDANSAĞA:
1/Çiğbalıkla
yapılan bir
Japon yeme-
ği... Briçte,
atılan bir kâ-
ğıtla eşine
oynamasını
istediği kâğı- 6
dı belirtme.
2/Asya'dabir
ırmak... Avu-
katlann bağlı
olduğu meslek ku-
ruluşu. 3/Eski Mısır
inanışında insan ru-
hu... Yoksullara yi-
yecek dağıtan hayu*
kurumu. 4/Istenilen
nitelikleri taşıyan...
Iri taneli bezelye. 5/
Bir yapının önünde
yer alan, üsrü örtülü
ve önü açık yer. 6/
Yükselme, yücelme... Büyük kardeş, ağabey. II
Ortak bir atadan gelen aileler topluluğu... Sulak
yer. 8/ Kuru soğuk... Hint mutfağının geleneksel
baharatlanyla hazırlanan kanşım. 9/Kütahya'nın
Simav ilçesinde bir kaplıca... Acıbadem ağacı.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/Pirinçten yapılan Japon içkisi... Kesin ve sağ-
lam bilgi. 2/ Eski Türklerde çocuklan koruyan
tanrıça... Dadı. 3/Bir gösterme sıfah... Yumurta-
dan yeni çıkmış ve henüz ayaklan oluşmamış
yavru kurbağa. 4/Oylumlu... Vücuttaki AJDS vi-
rüsünü saptamakta kullanılan test. 5/ Yalan, uy-
durma söz. 6/Toprak, kum ve saman elemeye ya-
rayan iri delikli kalbur... Tecrübeli, usta. 7/Çok
iğneli uzun balık oltası... Çit, perde. 8/ Amaç...
Kannca yuvası. 9/Tatlı sularda yaşayan bir tür ge-
lincik balığı... Sevgide üstün tutulan.