24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 2003 PAZAR HABERLER Gazeteci Eberhard Seidel, Islam Federasyonu'nun Milli Görüş'ün kamufle edilmiş hali olduğunu söyledi PAZAR 'Hukuk devletini kullanıyorlar'İPEK VTZDANİ BERLÎN- Almanya "daki Milli Gö- rüş Teşkilatı ıle ilgili araştırmalar yapan Alman gazeteci Eberhard Se- idel. Almanya da İslam dıni dersle- rinı verme hakkına sahip olan İslam Federasyonu'nun, Almanya Anaya- sayı Koruma Daıresi tarafından fe- deral düzeyde "izlemelistesinealınaır -• Milli Görüş Teşkılatfnm "Kamufle l edilmiş hali" olduğunu söyledi. Se- t idel, federasyonun derslerini alan öğrencılenn davramşlannda deği- şıklıkler görülduğünü belirterek "Or- neğin derslerine giren başı açık ka- dınöğretmenlereTiirkçe 'fahişe" de- •CLAUDIA SCHMİD 'Milli Görüş tehdidi surüyor BERLİN (Cumhuriyet) - Almanya'da ülke ıçi ıstıhbarattan sorumlu olan Almanya Anayasayi Koruma Dairesı Berlin Başkanı Claııdia Schmid. "anayasayı tehdit eden örgütierden biri olarak" izleme 1 istesıne aldıklan Milli Görüş'ün "Adil Düzen" adı verilen ve "şeriaü temel alan bir düzeni savunduğunu" belırttı Schmid, "Milli Göriiş ile İslam Federasyonu arasında personel bağlanti olduğunu biliyoruz'' dedı. Berlin"de Türk gazetecılerle görüşen Schmid, Milli Görüş'ün anayasayı tehdit eden örgütler lıstesine alınmasının nedenlerini anlatarak "Bu örgütün düşüncderi büyük ölçüde Necmettın Erbakan'uı düşüncelerüıe dayanmaktadır" dedi. Schmid Anayasayı Koruma Dairesı'nın 2002 Temmuz ayı raporunda Erbakan'ın şu konuşmasının yer aldığını söyledi: "Endişelerinizden kurtulmak mı istnorsunuz? Eğer istiyorsanız Almama'daki devlet düzenininde adil bir düzen olması gerekir. Böyie bir düzen olmadıkça sen de haklanna ka\ uşanıazsın." Schmid, "Erbakan'ın 'Adil Düzen' adını verdiği bu düzen, çok partüi demokratik sistem, kadın-erkek eşitiiği gibi Almanya AnayasasTnda yer alan birçok hakkın yok edilmesini öngören ve bizûn anaryasal düzenimize ters düşen bir düzendir" diye konuştu. Schmid, Almanya'da "aşın İslamcı" kabul edilen Türk sayısının 27 bin 300 olduğunu söyledi. Türkler arasında 8 bin aşın mıllıyetçi, 3 bin 650 aşın solcu bulunduğunu ifade eden Schmid, Almanya'daki Kürtler arasında ise 11 bin 850 aşın solcu olduğunu söyledi. Schmid, Alman ordusunun hem Almanya'da hem de dışandakı ülkelerde korunması için 3 hafta önce Anayasayı Koruma Dairesi bünyesinde Askeri Güvenlik Ofısi (MID) oluşturduklannı söyledi. Schmid, bu ofisin Afganistan'da Alman ordusuna yönelik yapılan bombalı saldınlann önlenmesi ve güvenlik sorunlan gibi sorunlarla ilgıleneceğini söyledi. Schmid, "Alman ordusu yurtdışmda görev yapacaksa bu tür önlemlerin alınması şart" dıye konuştu. Schmid, Almanya'da sadece terör örgütlerini değil, Alman Anayasası'na aykın çalışma yürüten tüm aşın örgütleri incelediklerini söyledi. Schmid, bu nedenle bir örgütü incelemeye almak için A\Tupa Birliği'nin terör listesine gırmesini beklemedıklerinı ifade ettı. • Almanya'daki Milli Görüş uzmanı gazeteci Eberhard Seidel, Berlin'de îslam Federasyonu'nun din derslerini alan öğrenciler arasında, başı açık kadın öğretmenlere Türkçe 'fahişe' diyenlere rastladıklarmı söyledi. meye başlayan öğrencflere rastladık" dedı. Yazdığı haber ve yorumlar nede- niyle Milli Görüş tarafından kendi- sine sayısız da\a açılan \e kendisi- ne açılan tüm davalan kazanan Se- idel, Milli Görüş'ün "Saydam bir kuruluş olmadığuıı" söyledi. Milli Görüş'ün kendısine ait derneklerin isimierinı açıklamadığını belirten Seidel, "Almany^'da Milli Görüş'le ilgili en büyük sorun da bu zaten. Birçok kadın, gençlik ve spor derne- ği, Milli Görüş'e ait olduğu bilinme- den Alman hükümeti ve belediyeler- den 'Kamuya yararlı kuruluş' statü- süyle maddi yardım alıyor" dedi. Seidel, Milli Görüş Teşkilatı'nın özellikle politikalan, mali konular ve Erbakan'la bağlantılan konusun- da "gizleyecekçok şeyi olduğuna inan- dığmı" söyledi. Milli Görüş'ün Alman basınında yer alan birçok habere karşı dava aç- tığını belirten Seidel. "Hatta bazen Erbakan'la hiçbir ilgüeri olmadığuıı iddia edecek kadar ileri gidiyorlar. Ancak biz bunun yalan olduğunu bi- liyoruz. Çünkü Erbakan her yıl ge- nel toplanblanna geliyorvetüm üye- Almanca kurslarına büyükkatılım DİTİB, Almanya'da yaşayan Türkler için dini, sosyal ve kültürel amaçh derneklerce yürütükn hizmet ve çanşmalan koordine amacıyla 1984 vüında kuruldu. Köbı'de bulunan merkez binada eğitim \e kültür kurslan, daıuşmanhk ve rehbertik hizmetleri veriyor. Eğitim alanında, Almanca diL, bilgisayar, okuma-yazma, dikiş ve tekstiL yemek pişirme, yabancılara ve Türk çocuklanna Türkçe, okul derslerine yardını ve Almanya'da ortaokulu dışardan bitirme kursu veriyor. Eğitim kurslannda 1793 Idşi bulunuyor. Bunlann 1292'si Almancayı öğrenmek isteyenler. Bu kurslara sadece Almanya'da yaşayan Türkler değil, yabancılar da büyük ilgi gösteriyor. Geçen yıl 30 ülkeden bu yıl ise 32 ülkeden toplam 385 yabancı Almanca kursuna kabldı.Kültür alanında verilen kurslar ise şöyle: Türk halkoyunlan, saz. ut, kanun, tasavvuf müziği, Türk halk müziği, Türk sanat müziğL Kültür kurslanna kaülan 313 kişiden 156'sı Türk halk müziği kursunu tercih etmiş durumda. Din adamı harekâtı Yıllardır Almanya'da Türkçe din eğitimi verilmesini savunan Diyanet'te düşünce değişikliği yapıldı CÜNEYT MUHARREMOĞLU KÖLN- Milli Görüş'e yakınlığıyla bi- linen tslam Federasyonu'nun Berlin'de din dersi vermeye başlamasının ardından çı- kan tartışmalar Diyanet Işleri Türk İslam Bırhğı'ni (DtTÎB) ha- rekete geçirdi. Daha ön- ce Almanya'da din eği- timinin Türkçe verilme- sini savunan DlTÎB, yönteminı değıştirdi. DlTlP, Almanca din eğitimi verecek görevli- lerin yetiştirilmesi için hazırlıklarabaşladı. Dl- TİP'in bu karan almasında, Federal Al- manya Cumhuriyeti'nin din derslerini Almanca vermek istemesi etkili oldu. DÎTıB Genel Başkanı Rıdvan Çakır, Almanya'da din derslerini verecek ögret- menler için Frankfurt Goethe Üniversi- tesi'yle protokol yaptıklannı söyledi. Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'nde Din Hizmetleri Müşaviri olarak da gö- rev yapan Çakır, din dersini verecek öğ- retmenin büyük önemi olduğunu belir- terek bu konuda Frankfurt Goethe Üni- versitesi 'yle bir kürsü kurulması için ça- lışmalann devam ettiğini vurguladı. • DİTİB, Almanca din eğitimi verecek eleman yetiştirmek için Frankfurt Üniversitesi'yle protokol yaptı. DİTİB Genel Başkanı Rıdvan Çakır, "Buradan mezun olan kişiler Almanca din eğitimi verebilecek" diye konuştu. Çakır, "Bu çahşmalar devam ederse2- 3 yıl içinde değil, anıa daha sonraki yü- lardaburadan mezun olan kişjler Alman- ca din eğitimi verebilecek''dedi.Berlin'de din dersi veren İslam Federasyonu'nun uygulamalannı eleştiren Çakır, bu kuru- luşu müfredat ve katılım açısından başa- nlı bulmadığım söyledi.ABD'ye yapı- lan 11 Eylül saldınsından sonra Alman- lann DİTİB'i inceledığini söyleyen Ça- kır, "Bize olunılu bakıyorlar. Mahalli ve diniidareierle diyaloglanmızı çok iyi sür- dürüyoruz. Dinler arasuıdaki soğuklu- ğungkteribnesiiçin çahşmalanmızvar.Çe- şjtfipladornılardailtşkilerimizson derece olumlu şekilde devam edi- yor" dedi. Türkiye Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan bir araştırma- ya göre Türklerin yüzde 72'sinin DİTÎB üyesi olduğunu belirten Çakır, Almanya'da bulunan 863 Türk derneğinin çaulan altında bu- luştuğunubildirdi. Çakır, ideolo- jik ve siyasi görüşlerin üstünde çalışma- ya özen gösterdiklerini vurgulayarak şöy- le konuştu: "DİTİB'de inanç ve milliyet ön planda değfl. tsteyen herkes kuruluşu- muza getebilir\eyardım isteyebiKr. Sade- ce dini konularda değil sosyal ve kültürel alanlarda da vurttaşlanmıza hizmet et- meye çahşıyoruz,'' ler tarafindan ayakta alkışlanıyor. kürsüde konuşma yapıyor" dedı. Milli Görüş'ün yasaklanması yö- nünde Almanya'nın çeşitli eyaletle- rinden talep olduğunu belirten Seidel, "Örneğin Bavyera tçişleri Bakanı bu talebi seslendiriyor, ancak bu yönde başarüı bir girişim henüz yok. Çün- kü Milli Görüş'ün amaçlanna şiddet yoluyla ulaşacağına dair elde delil yok, zaten Milh" Görüş de genel an- lamda şiddet uy gulamıyor, amaçla- nna kültürel hegemonya yoluyla ulaş- may a ve daha çok hukiık devletini kullanmay a çahşıvor" dıye konuştu. Alman hükümetinin bugüne dek göç- menlerin dini sorunlanyla ilgilen- mediğini ve bu yüzden de dini bir boşluk ortaya çıktığmı ifade eden Se- ! idel. bu boşluğu da Mil- li Görüş gibi teşkilatla- nn doldurduğuna dikkat çekti. Etklsi artıyor' Bu kapsamda Türk devletinin de Diyanet Iş- leri Türk tslam Birliği (DİTtB)aracıhğıylagiri- şimde bulunduğunu anımsatan Seidel. "An- cak DİTİB çok yetersiz kaldı, örneğin DITtB'in imanıları Almanca bil- mez, ancak Milli Görüş aktifyöneticilerinin eğiti- mine çok önem verir* de- di. Alman devletinin ül- kedeki göçmen aılelerin çocuklanna yönelik sos- yal, ekonomik \e mesle- ki olanaklaryaratamadı- ğına dikkat çeken Seidel, bunun da Milli Görüş'ün daha fazla talep bulması- na yaradığını anlatıyor. Milli Görüş Teşkilatf nın Almanya'daki Müslü- manlar üzerindeki etki- sinin giderek arttığmı be- lirten Seidel. "tçindebu- lunduğumuz durumda olduğu gibiekonomik bu- nahmlann yaşandıgı dö- nemlerde yüzde 40-50'si işsiz kalan Türklerin ara- sında da İslamın önemi daha da artacak" diye konuştu. Milli Görüş'ün 9O'lı yıllardan bu yana çok yaygın gençlik çalışma- sı yürüttüğüne dikkat çe- ken Seidel, bu çalışmala- n şöyle anlartı: "Camile- rin errafinda gençlik der- nekleri kurduiar. Hollan- da ve Belçika'da 'yaz kampı' adını verdikleri çocuk vegençlik kampla- n düzenledfler. Bu katnp- lara her yıl 20-30 bin ci- vannda genç katıldı. Bu gençler Aünanya'ya geri döndüklerinde kızlann türban taknıaya ve ken- düerini Alman arkadaş- lanndansoyuüanıayabaş- ladıkları görüldü. Bu kamplarda günde 5 va- kit namaz kılınıyor, 5-6 saat Kuran kursu y apıb- yor, geri kalan zamanda da ideoJojikfaaliyeüeryü- rürülüyordu." Milli Görüş Teşkila- tı'nın çoğu Almanya'da olmak üzere Avrupa'da 2 bin kültürel ve sosyal merkezi bulunuyor. Bun- lardan 350'si kadın, 55O'sı gençlik merkezi, 50-60 tanesi ise üniversitelerde çalışma gösteriyor. ORTA AMERİKA VE KARAYİPLERE ÜRÜN PAZARLAYANLAR... BU ÜLKELERDEN İTHALATA İLGİ DUYANLAR... 10'DAN FAZU ÜLKE PAZARINA TÜRKÇE, İSPANYOLCA, İNGİÜZCE, ALMANCA DİLLERİNDE DANIŞMANLIK HİZMETİ VERİYORUZ. CACR EXPORT.CO. www.serranomattey.com Bufete Serrano Mattey San Jose - Kostarika - Orta America E-Mail: onuralp(o racsa.co.cr Tel: 00506 280 6131 / 00506 389 3610 00506 811 3677 Fax: 00506 225 5337 RO.BOX: 12476-1000 CUMHURİYET'İN 80. YILINDA CUMHURİYET'İN AYDINLARI KONLŞUYOR Açış Konuşması Nazan MOROĞLU Istanbul Kadın Kuruluşlan Birliği Koordinatörü Oturum Başkanı Prof. Dr. Necla ARAT I C Kadın Sorunlan Araştırma \e U>gulama Merkezı Mudürü Konuşmacılar Ahmet Taner KIŞLALI (Cumhuriyet'in 75. yılında konuşması ile aramızda) Kemalizm 2000'li Yıllara Işık Tutuyor Prof. Dr. Erol MANİSALI 1 Ü Öğretim Üyesi Cumhuriyet'in 80. Yıhnda Türkiye'nin Sıcak Gündemi Tarih. 28 Ekim 2003 Sab Saat . 11.00-13.00 Yer The Marmara Oteli Balo Salonu - Taksim Gınş serbesttır. İstanbul Kadın Kuruluşları Kadın Araştırmaları Birliği Derneği Cumhuriyet Yemeği Kooperatifimizin her yıl düzenlediği geleneksel Cumhuriyet yemeği bu yıl 31 Ekim 2003 Cuma günü Armada Otel'de saat: 19.30'da yapılacaktır. Kooperatif ortaklarının yanı sıra tüm Cumhuriyet okurlarının katılımına açıktır. İ Z L E N C E • Açılış Konuşması: llhan S E L Ç U K • Ataol B E H R A M O Ğ L U : Şiir Dinletisi • Haluk ÇETİN: Gitar-Vokal • Feride ATICI: (Halk Türküleri) • Armada Otel Grup Akdeniz popüler müzik grubu KOOP-C Yönetim Kurulu Davetiyeler KOOP-C Merkezi'nden temin edilebilir. Kooperatif ortaklarına %1O indirim uygulanır. 1 kişi 40 milyon TL. Limitsiz içki... Tel: (0 212) 514 18 08-09 Fax: 520 50 23 E-mail: cumhuriyetC" cumhunyetmahallesi.com.tr ORHAN BURSALI Biyoloji, Erkek ve Türban Genetik bilimı insanın (tabii canlılann!) ıcığını cıcı- ğını çıkartıyor. Bütün biyolojik yapımız tek tek kim- yasal harfler olarak belirleniyor. İnsanın örneğin dev bir halı sahaya yatırıldığını düşünün; sonra onun üç boyutlu yapısını iki boyut olarak. düz bir tabaka ha- linde halı saha üzerinde açın, açın, açın... Modern biyolojinin (moleküler biyoloji ve genetik) yaptığı ta- mamen budur. Bilim, insanı epey "düzleştirdi" (İki boyuta indir- gedi). Eğer insanın her bir harfinin bir puzzle (yap- boz) parçası olarak tanımlanması bittiğinde, tek bir insanın puzzle fotoğrafı, belki de Türkiye çapında bir yer kaplayacak! Insan, süreç içinde "yaratıcılığı" da öğreniyor ve yeni özellikler taşıyan canlılann oluşumuna imza atıyor. • • • İnsanın kendisini bu keşfetme süreci içinde orta- ya çıkardığı son olgulardan biri de, sadece erkek- lerde bulunan ve erkeklere "erkek" özelliğini veren gen veya genleri taşıyan Y Kromozomu'nun son 300 milyon yıl içinde deformasyona uğrayıp küçül- düğüdür. Bu küçülme sürüyor. Bazı meraklı bilimciler, örneğin Oxford Üniversi- tesi genetikçilerinden Bryan Sykes bu gidişle Y kromozomunun ne zaman yok olacağını hesapla- mış: 125 bin yıl sonra, yani aşağı yukan 5 bininci neslimizde, erkeği belirleyen Y kromozomu ortadan kaybolacağı için, kadınlar artık erkek çocuk doğur- mamaya başlayacak! Kadınlar iki adet gayet sağlıklı X kromozomu ta- şır ve bu sayede bütün kalıtım bilgisini yedeği ile birtikte sonraki nesle aktanrken, erkek bir X bir de duruma uğramakta olan Y kromozomuna sahip. Y yok olunca, erkek, döllenme sırasında bu kromozo- mu sonraki nesline aktaramayacak. • • • Diğer bir bulgu ise, erkeğin zaten "hatalı" doğdu- ğu. Bir başka genetikçi, Steve Jones (Londra, Col- lege Üniversitesi), Y kromozomunu konu alan kita- bında, erkek için "Dişinin paraziti" diyor ve erke- ğin spermasından toplumsal konumuna kadar, yani biyolojik ve toplumsal buyuk bir çöküş içınde oldu- ğunu yazıyori Genetikçiler, embriyonlann oluşum sürecinde er- keğin sonradan ortaya çıktığına işaret ediyor. Erkek embriyon, 6 haftasında erkeklik geni devreye giri- yor ve ancak 12. haftada erkeklik üreme organlan belli olmaya başlıyor. Erkeğin yaşamdaki rolününün ikincilliğini ortaya koyan çok sayıda yeni araştırma da var. Genetikçi- ler, bütün canlılarda erkeğin ve dişinin hayatın sür- dürülmesindeki işlevlerini araştırdıkça şu bulguyla karşılaşıyoriar Erkekler doğa tarafından, annedekı genleri eşe aktaran ve dişi kalıtımını harmanlayan araçlar ola- rak yaratıldı. Kaburgah Adem ilk insan değil, sade- ce kadınlan 'birleştiren'di". Embriyonun erkeğe dönüşümünün sonradan ol- ması, erkek üzerinde travmatik özellikler yaratıyor. Erkek cenin, dişiye göre çok daha duyarlı. Erkeklerdeki kısırlık sorununun yüzde 25'i, Y kro- mozomunun küçülmesinden. Bu durum, erkeğin üreme yetisinin giderek zayıf- ladığının göstergesi. Toplumsal olarak zaten erkekler daha az yaşıyor. Daha çok ölüyor ve zaten daha az ürüyorlar. Erkeğin biyolojisinin yanı sıra, toplumsal çökü- şünde de şu örnekler gösteriliyor: kötülükler, şid- det, polisiye olaylar, cinayet, her türlü şiddet, katli- am, organize suçlar. seks suçlan, fanatizm... bütün bunlar erkeklerin hanesine yazılıyor. Kanser, kalp inmesi, trafik kazası gibi bütün büyük felaketlere uğrayan öncelikle erkekler. Bir Alman sosyoloğa göre, "Ahlaklı, meslek sahi- bi, yetenekli ve sosyal yönden gelişmiş kadınlar ol- masaydı, batı demokrasilerindeki ekonomik, sos- yal ve siyasi sistem çoktan çökmüş olurdu!". Genetikçi Sykes'a göre, erkek bu gidişle tıpkı di- nozorlar gibi yok olacak. Üreme için zaten erkeğin dölleme yeteneğine ge- reksinimin giderek azaldığını da görüyoruz. Tıp, ge- liştirdiği üreme teknolojileriyle, erkeğin safdışı kala- bileceğini gösteriyor. Kopyalamadan tutun, dişi do- kudan yedek sperma üretimi gibi yeni teknıkler de geliştiriliyor. Spiegel dergisinde bu konuda genış bir araştır- ma yayımlandı. (Gelecek Cumartesi CBT'de bula- caksınız.) • • • Bütün gözlemler ve araştırmalar, doğanın kadını esas aldığını göstenyor. Tersine hiç bir bulgu yok. Biyolojide gelişme ve erkeğin doğadaki konumu böyleyken, toplumsal hayatta kadını türbanın içi- ne sokan ve kadın üzerinde egemen olan erkeğin bu tutumunu nasıl yorumlayacağız? Sadece tek bir açıklaması var Kadının başını türbanlaması, erkeğin toplumsal kötülüklerinin, yani savaşçılığının, şiddetinin, kriminal karakterinin, ci- nayet ve katliamlannın... bir uzantısı, bir parçası... Türbanlamayı kabul etmenin, türbanlı kadın ile türbansız erkeği aynı kaba sokarak, türbanı bütün toplum katında özgürleştirecek siyasal fetvalar ver- menin (hem de giderek AKP'leşmekte olan ne eski solcular, ne eski darbeciler ve sosyal demokrat ta- rafından!), erkeğin bu toplumsal suç dizisine destek vermekten başka ne anlamı var ki gerçekte? Cumhuriyetin ve demokrasinin gelişmesinin önü- nü, siyasal İslam, kadınlan iyice türbanlaştırma po- litikasıyla tıkamaya başladı. Türkiye'nin kalkınamama ve zenginleşememe sorunlannın nedeni türban mı? obursali(g cumhuriyet.com.tr. TEŞEKKUR Hastalığımın teşhis edilmesini sağlayan Dr. Korel YALMAN a operasyonumu başanyla gerçekleştiren Prof. Dr. iskender SAYEK Dr. AN KONAN Dr. Tamer ÇOLAKOĞLU Dr. Günay ÇAVDAR Dr. Enes ABUSAFA Dr. Barış YILDIZ Prof. Dr. Ülkü AYPAR Dr. Alper SALMAN'a, H.Ü. Tıp Fakültesi 63. Bölüm hemşire ve çalışanlanna teşekkür ederim. Av. Mahir BERKTAŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear