01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 2003 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EYET/HAYIR OKTAY AKBAL Çankaya, Gericiliklere Kapalıdır Boşuna, direniyorlar! Boşuna, Türkiye Cumhu- ri/eti'nin temeline dinamit koymaya çahşıyorlar! Boşuna, Atatürk'ü ve uygariık devrimlerini yok say- mak istiyorlar. Boşuna, seksen yıllık çağdaşlığa doğru yürüyüşümüzü durdurmak çabasındalar. "Boşunagayretin mezarcı", boşuna bu umutsuz çabalannız!.. Atatürk Cumhuriyeti'nin 80. yıldönümü kutla- nacak... Cumhurbaşkanı Sezer, Çankaya'da bir tören yapacak. Bu törene bütün milletvekillerinin ve eşlerinin katılması birgörev. Ama kamusal bir yer sayılan (TBMM gibi) Çankaya Köşkü'ne, ba- şıörtülü, çarşaflı, sımsıkı kapalı kadınlargiremez. Ne bugün, ne dün, ne de yarın, giremez! Işleri güçleri bir şeyleri değiştirmek! Yerine ne koyacaklar? Gerilikleri, aptal davranışları, yasa- larla önlenmiş eski alışkanlıkları... Milletvekilleri- : nin, çoğu bakanların eşlerini görüyoruz. Başba- kanın, yardımcısının, eşleri sımsıkı örtülü, en pa- halı giysiler var sırtlarında, hepsi Avrupa malı, ama kafaları ilkelliklerin koşullandınlması içinde... Nerdeyse çarşafa girecekler, nerdeyse çadırlara bürünecekler!.. Bunu kendileri mi istiyor? Yoksa kocaları mı? Genç kızlıklannda hiç de böyle değilmiş çoğu. Okul- lara giderken ya da mahalle içlerinde dolaşırken başlar açık.. Ne zaman ki geri kafalı bir eş çıkmış önlerine, çaresiz başlannı örtmüşler, upuzun man- tolaria bacaklarını, ayaklannı saklamışlar. Kendi- lerini birçeşit mal yapmışlar, kocanın malı!.. Ben çocukluğumu Şehzadebaşı'nda, Fatih'te geçirdim. Herkes bilir bu semtler Istanbul'un en muhafazakâr bölgesidir. Tek tek çarşaflılar hâlâ var- dı, 1930 öncesi ve sonrasında yavaş yavaş çar- şaf, başörtüsü kalktı, yerini manto aldı. Başörtü- sü yağmurda, rüzgârda, güneşte bir çeşit koru- yucu oldu. Kimse karışmadı, karışmıyor kendi dünyalannda başını sımsıkı örtenlere, hatta çar- şaf giyenlere!.. Ama okulda, üniversitede, devlet dairelerinde kadınlar Cumhuriyet devriminin çiz- gisine uyacaklar, uymalılar, yoksa dışlanırlar, dış- lanacaklardır... Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer bir cumhuriyet ç o cuğudur. Kemalist eğitim yöntemiyle yetişmiştir. Görevinin, Atatürk devriminin bekçisi, koruyucu- su, sürdürücüsü olduğu bilincindedir. Şunun şu- rasında üç dört yıl daha Çankaya'da konuktur. Ye- rine kim mi gelecek? Bu gidişle Tayyip Bey'dir gelecekteki cumhurbaşkanımız! Acele etmesin, günü gelince, yazgı yardım ederse bir gün, Çan- kaya'ya çıkar, o zaman bu tür resmi törenlere çar- şaflı, örtülü, çadırlı, bakan, milletvekili eşlerini ça- ğınr, başköşeyi onlara verir... Ama bugün Çankaya'da bir cumhuriyet çocu- ğu var. Atatürk devriminin bir gönüllüsü var. Çağ- n listesine AKP milletvekillerinin, bakanlarının eş- lerini koymamış, iyi etmiş... Birtakım, ne olduğu belli ya da belli olmayan yazarcıklar istedikleri ka- dar çığlıklar atsın, bu kesin yargı, bu kesin cum- huriyetçi tutum değişmez. Başı sımsıkı örtülü ka- dınlar Çankaya'daki Cumhuriyet'in 80. yıl kutla- matoplantısına giremez. Geten olursa kapıdan çev- rilirler... Atatürk'ü öldü, yok oldu sananlaryanılıriar. Ata- türk düşüncesi yaşıyor, yaşayacak... Yüzyıllarön- cesinin paslanmış anlayışı, kafası bugünün insa- nını etkileyemez, onu çağdaşlık, uygariık yolun- dan döndüremez. Ne mutlu, Cumhuriyet'in 80. yılını coşkuyla, se- vinçle kutlayacak olanlara, ne mutlu sizlere, biz- lere... Ulusal Eğitim İçin... Batı sermaye çevrelerinin dayatmasıyla uygulanan eğitimde özelleştirme ve paralı eğitim de ulusal eğitimden vazgeçme niyetlerini gösteriyor. Türkiye, paralı eğitimle ulusal bir eğitimi yaşatamaz. Zeki SARIHAN Ulusal Eğitim Derneği Genel Başkam U lusal eğitimimiz ağır saldtnlar al- tındadır. Saldın, iki yönden geli- yor: Avdınlanma devTİmini red- deden,dinri-rnuhafazakâıiıkJa,>a- tansız insan vetiştirmeyi hedefle- mekte olan küreselcilik. ulusal eğitimimizi kemir- meye çalışmaktadır. İlginçtir ki. ulusal eğitim üzenndeki bu iki tehlike, İkinci Dünya Sava- şı'ndan sonra birlikte ortaya çıktılar. tmam ha- tipçiükle kolejcilik, ulusal eğitimin yerini almaya başladılar. Aydınlann eğitimde son 50 yıllık mü- cadelesı genellıkJe tmam hatipçilik anlayışmı he- defalnuştır, ikinci tehlıke}i isekamuoyu uzun sü- re algılayamamıştır. Bunun nedeni. çağdaşlaş- manın Batılılaşmakla karıştınlmış olması, Tan- zımat döneminde olduğu gibi Batfdan gelen her şeyın bir u> garlık gereği sayılmasıdır. YabuzKur- tuluş Savaşı'yla değü, Cumhuriyet devrimiyle de bir ulusal bağuroızhkhareketiolanKematizm,gi- derek Batıcıhkolarak anlaşünuş ve bugün sonuç- lannı gördüğümüz gibi Türkiye, yeniden bir sö- mürge sürecine girnıiştir. Oysa. Mustafa Kemal Paşa, daha 1921 "de Ankara'da yapılan ilk Maarif Kongresi'nde Doğu'dan ve Batı'dan gelen etki- lere karşı ulusal bir eğitim yaratmanın gereğini vurgulamış bulunuyordu. Eğitimde nasıl bir ulusal yol izlenmesi gerek- tiğini gösteren en anlamlı örnek Köy Enstitük- rTdir. Köy Enstifüleri. bugünkü kuşaklara da ül- kemizdeki eğitim felsefesinin ve eğitim kurum- lannın taşıması gereken ulusal karakter konu- sunda örnek oluşturuyor. Köy Enstitüleri'nın yöntem olarak bıze bıraktığı kalıt şudur: "Baş- kalannın deneyimlerini de incele. ama taklit et- rae. Ulkenin koşullanna ve gereksinimlerine gö- re kendin yarat, ulusal oL" Eğitimde gerçekleşmesi için savunduklarımı- zı kısaca bağunstzkkçı, aydınlanmacı, halkçı eği- tim olarak nitelemek yerinde olacaktır. Gerçek- ten de ulusal eğitımimızin taşıması gereken özel- likler bu üç noktada toplanabilir: Ulusal eğitim, bağımsızlığına düşkün ve her ko şul altında bağımsızlığı koruyacak kuşaklar ye- tiştirecektir. Atatürk'ün Gençliğe Hitabesı'nde bu görev açıkça anlatılmıştır. Cumhuriyet devrimi- nin eğitimde yaptığı bütün atılımlar ve aldığı ön- lemler, bağımsızlıkçı kuşaklar yetiştirmek için- dir. Ulusal eğitim. aynı zamanda aydınlanmış ku- şaklar yetiştırmek zorundadır. Eğitimden geçen kuşaklar, olaylar karşısında kalıplaşmış ve ez- berlenmiş bilgilerle değil, bilimsel verilerle dav- ranacaklar ve sorunlann altından bilimsel yön- temlerle kalkacaklardır. Yoksa, Türkiye yeniden zengin uluslann ayaklan altında kalacaktır. Üçüncü olarak Türk ulusal eğitimi halkçı ola- caktır. Halkçılık, her işte halkın çıkarlannın gö- zetilmesi olduğu kadar eğitim olanaklannın da- ğıtılmasında en geniş kesimlerin çıkarlanna gö- re hareket edilmesidir. l lusal egitinıe aykın en önemli dururru bir kı- sım ünhersitelerimizde ve ortaöğretim kurumla- nnda eğitim dilinin Türkçe olmaklan çıkanlma- sıdır. Üniversitelerde öğrenım gören gençlerimı- zin yüzde 15'i, başta Ingilizce olmak üzere ya- bancı bu- düde eğitim alıyor. Türk öğretmenin Türic öğrenciye İngilizce ders vermesi gibi garip bir du- rumun benzerine Batfda ve bağımsızlığına düş- kün bir ülkede rastlanmıyor. Pakistan. Hindistan. Cezayır. Madagaskar. Fiji gibi uzun yıllar emper- yalizmin boyunduruğunda kalmış ya da ulusal dil bırliğini kuramamış bazı ülkelerde görülen bu du- rum. Türkiye gibi imparatorluklarkurmuş. Cum- huriyet de\Timıni yapmış, işlek bir dili olan ulus için utanç vericidir. Günümüz gençlerinin tutum- lanna baktığınuzda, ulusal eğitimde nereden ne- reye geldiğimizi de görebilinz. Başta yabancı dille öğrenim yapan ünivresitelerimiz olmak üze- re yükseköğrenim gençliğimızin önemli bir bö- lümü, okuldan çıkar çıkmaz yabancı ülkelere gi- dip oralarda kalmayı düşünüyor ve bunu da sa- kınmasız savunuyor. Eğitimimizi ulusal bir çiz- giye oturtmanın ivedi gereğini bundan daha açık olarak gösteren ne olabilir? Baü sermaye çevTeleri'nin dayatmasıyla uygu- lanan eğitimde özelleştirme ve paralı eğitim de ulusal eğitimden vazgeçme niyetlerini gösteriyor. Türkiye. paralı eğitimle ulusal bir eğitimi yaşa- tamaz. 1930'lu yıllardan beri ilkokullarda (şimdi ilköğretim okullannda) çocuklanmızm her sabah söylediği Ant'ta tarumlanan, yani kendisini Türk sayan, doğru, çalışkan. büyüklenni saymayı, kü- çüklerinı korumayı ilke edinen, }ükselmek ülkü- sünü taşıyan, varlığını Türk varhğına armağan ede- bilecek kuşaklar yetiştirmeyi çocuklann andın- da bırakmayıp gerçek bir politika haline sokma- dıkça. Türkiye'nin ulusal varhğını ve birliğini kararlılıkla savunamayacağımız, feodal ve em- peryalist saldınlara karşı direnemeyeceğimiz açıktır. Günümüzde ulusal ülküler yerine her ka- fadan bir ses çıkmakta oluşu, ulusal eğitim ko- nusunda çok temel görevlerin bulunduğunu gös- teriyor. Bu gereksinimlerden yola çıkılarak 17 Ni- san 2003 günü Ankara'da 43 eğitimci tarafindan kurulan Ulusal Eğitim Derneği, ulusal eğitim için gösterilecek örgütlü çabalara önemli bir katkı sağlamak nıyetındedır. Adalete Göstermelik, Sözde Reformlar Av. Turgut tNAL S on yirmi yıl içerisınde yargı- da yapılan reformlar arasında yer alan. iller düzeyinde ver- gi mahkemeleri ile idare mahkeme- lerinin kunılması. önemli bir geliş- medir. Çünkü bu mahkemelerden önce bütün Türkiye'de idan davalar ya da vergi mahkemelen il ve ilçe- lerde kurulan idari kurullar tarafin- dan görülürdü. Bu kurullann başın- da idari da\3İarda ilçelerde kayma- kam. illerde de valı yarduncılan bu- lunurdu. Kunıl içensinde kayma- kam ya da vali yardımcısının emrin- de bulunan müdür ve memurlar da görev yaparlardı. Vergi davalan iller- de defterdar başkanlığında. vergi da- iresi müdürü. gelir müdürü. ticaret odasmdan ve belediyeden seçilen bi- rer üye vergi ihtilafuıı çözmeye ça- lışırlardı. Adı 'kurul'du. ama kayma- kam, vali yardımcısı. defterdar ne derse, ne bu> r urursa sonuç oydu. Tür- kiye bunu Osmanlı döneminden be- n yüz yıldu" çekmekteydi. Bütün illerde kurulması gereken idare mahkemelen ancak yinni beş ilde kurulmuştur. Keza vergi mahke- meleri de otuz dört ilde kurulmuş- tur Mahkemelerin kurulmadığı iller- den bazı kereler üç, dört tanesi mah- kemenin bulunduğu ile bağlıdır. Ör- neğın. Kjnkkale'dekı idare mahke- mesıne Çorum ili de bağlıdır. Ma- nisa'daki idare mahkemesine Uşak ili de bağlanmıştır Ama Gazian- tep'tekı idare mahkemesine Adı>a- man, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Ki- lis illeri bağlanmıştır. Bursa'da ku- rulan idare mahkemesine Balıkesır. Çanakkale, Yalova illen de bağlan- mıştır. İdare mahkemesinin durumu bu iken veı^i mahkemeleri de her ilde kurulmamıştır. Ancak yirmi beş il- de idare mahkemelen kurulurken vergi mahkemelen otuz dört ilde ku- rulmuştur. Bununla. yurttaşın hakla- nnı koruyan idare mahkemesinin sa- }isını yiımi beşte dondunırken dev- letin alacaklannı çözen vergi mah- kemesi sayısmı otuz dörde çıkar- makla yurttaş aleyhıne. devlet lehı- ne bir tavır abnış oluyoruz. Yukanda açıkladığımız gibi, Erzu- rum'da idare mahkemesi kurmuş. bu ile Ağn, Aıtvın, Kars. Iğdır, Arda- han illerini de bağlamış buJunınoruz. Böylece altı ilın dahil olduğu bir ida- re mahkemesınde en azından ıkı, üç milyon nüfiısun ıdan anlaşmazlıkla- nn çözülmesını bekliyoruz. Bu baş- langıçta olumlu gördüğümüz hiz- metin ne kadar sakıncalı olduğunu, ağır aksak yürümeye baştan mah- kûm ettığımızi belırtmek istenz. Sız her ilde. hatta her ilçede. en azından büyük ilçelerde idare mah- kemeleri, vergi mahkemelen kur- mak görevinde ve zorunda değil mi- siniz 0 Yurttaş. tabii hâkim ilkesi ge- reği kendi il ve ilçesindekı mahke- mesinde yargılanmak, adalet iste- mek hakkına sahip değil midir? Sız. lehinde ve ale}hınde dava açan ve açı- lan bir }"urttaşı Bayburt'tan bağlı bu- lunduğu Trabzon'a, Siirt'ten Diyar- bakır'a. Hafay'dan Adana'ya. Kas- tamonu'dan Zonguldak'a, vergi da- \alan açısından da Ardahan'daki mü- kellefi Erzurum'a, Yozgatlı mükel- lefi Kayseri'>e, Bayburtluyu Trab- zon'a, Mardinliyi Dijarbakır'a çağı- rarak onlan. yüz ile beş yva kılo- metre arasında yola gidip gelmeye mecbur kılarak adalet dağıtmayı. adalet mi sanıyorsunuz? Bu açık hak- sızlık ve adaletsizlık devam ederken kurulan vergi ve idare mahkemele- nnın sayısı hemen hemen yırmı >ıl- dır hiç artmazken. vergi ihtilaflan ve idari anlaşmazlıklar en azından üç. beş, on misli artmıştır. Ve siz adalet olarak. hükümet olarak ve devlet olarak kurduğunuz bu mahkemelere. artan bütün davalan sen çöz, sen hal- let diyorsunuz. Böylece, kurarken başlangıçta getirdiğinizreformuçalış- maz. dumura uğramış, hantallığa teric etmış oluyorsunuz. Yargının sadece bu konuda mı hatalan ve eksıkliklennı görüyoruz ve söylüyomz. Ülkemizın en az on hükümeti, arkası arkasuıa Adalet Bakanlığı'nın bütçesini yüz- de 3. \-uzde 5'lerden yüzde 0.5'inde aşağısına düşürmesi adliyeye yapılan en büyük hakaret. zulüm ve saygısız- lık sayılmalıdır. Bu tutum ve tav- nnızı sürdürürseniz "L lkemizin hal- kına, adaleteçok sa\^ılı>T7" sözlerinı ne kadar söylersenız söyleyın. ken- dinizden başkasını inandıramazsınız. PENCERE 'Teröre Karşı Küresel Savaş' mı?.. ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in bir gizliyazışmasıbasınasızdı. Bushyönetimininsal- dırgan siyasetinde en önde görünenlerden Rums- feld, Pentagon'da görevli dört kişiye soruyor: "Köktendinci medreselerde yetiş tirilen terörist- ler, sadece milyonlar harcayarak ABD'ye karşı du- ruyor; biz ise terorizmle savaşa milyarlarca dolar döküyoruz. Kâr-zarar oranı bizim aleyhimize. Bi- zim yakaladığımız veya öldürdüğümüz terörisîle- rin sayısı, medreselerde yetiştirilen veya kökten- dincilerin eğittikleri ve topladıklan teröristlerden da- ha mı çok?" Rumsfeld'in sorgulaması "Teröre karşı küresel savaşı kazanıyormuyuz, yoksa kaybediyormuyuz?" diye başlıyor. Gizli metnin basında yayımlanması büyük gürül- tüler kopardı, Rumsfeld zor durumda kaldı: ABD Savunma Bakanı'nin sorgulaması bir "başarısızlık itirafı" olarak yorumlandı. • Ancak üzerinde durulmayan başka noktalar da var. ABD Savunma Bakanı'nın, açıklanan metinde, olaya nasıl yaklaştığı sergileniyor; Rumsfeld çatış- mayı kâr ve zarar üzerine oturtuyor; "teröristler"\n milyonlanna karşılık ABD'nin milyarlarca dolar har- cadığını belirtip altını çiziyor; bu mantıkta insan hayatının değeri srfırdır. ABD'lilerin öldürdüğü teröristlerin sayısı medre- selerde yetiştirilen köktendinci teröristlerden da- ha çoksa, başarı sağlanabilir; tersine bir durumda başan umudu yoktur; savaş aleyhe dönmüş de- mektir. Hesababaksen!.. Ey insan!.. ister Amerika'da bir kolejde oku, ister Asya'da bir medresede eğitim gör... İster Hıristiyan ol.. İster Müslüman.. ister Musevi!.. Insansın!.. Ama Amerikan Savunma Bakanı Rumsfeld'in hesabında insan yok.. Para var. • Amerikan Savunma Bakanı medreslerde yetiş- tirilen köktendinci teröristlerden söz açıyor... Bu medreselerin açılmasına vaktiyle yatınm ya- pan kimdi?.. Taliban'ı kim destekledi?.. Usame bin Ladin'i yetiştiren kapkara irticaya ya- tınm yapan kimdi?.. Amerika ektiğini biçiyor. • Rumsfeld "teröre karşı küresel savaş "tan söz açı- yor. Kim terörist?.. New York'ta ikiz kuleyi vurup onca insanın ölü- müne neden olanlar terörist.. Ama devletler hukukuna göre işgal altında bu- lunan bir ülkenin topraklannda direniş hakkını kul- lanan kişi terörist mi?.. Küreselleşme garip bir sürece girdi; Amerikan im- paratorluğu her yerde hazır ve nazır bulunacak, ege- menliği altına aldığı topraklarda kim silahlı direni- şe geçerse adı teröriste çıkacak... Donald Rumsfeld'in Amerikan Imparatoriuğu macerasında kullandığı mantık çürük olduğuna göre başarı kazanması zor!.. Tarihte gezegenimi- zi avucunun içine almak isteyen tüm imparator- ların sonu kötü olmuş; Bush'un neden ayrıcalığı olsun ki... Kültür, Sanat ve Teknoloji Beylikdüzü'nde Buluşuyor Uluslararası İstanbul Fuarları www.tuyap.com.tr 370 yayınevi ve sivil toplum kunıluşunun katıhmı ile hazırlanan, 215 kültür veedebiyat etkinliğinde 750 yazar, sanatçı, gazeteci ve politikacının konuşmacı olarak yer alacağı bu fuardaokuryazarıyla, okur kitabıyla buluşuyor. 22. Tüyap İstanbul Kitap Fııan Onur Yazarı Tahsin YÜCEL Uî^ım Spcnsonj FUARI i•:ruıa:<a ı Koleksiyoner Kurum Onur Ödülü DYO Selcuk Yasar Müzesi Sanatsever Kurum Onur Odülii Cumhuriyet Gazetesi Eleştirmen Onur Kıymet GİRAY 65 galeriden 280 sanatçının katılımı ile gerçekleşiyor. A R1/jST 137TSTANBUL 13. Tüyap İstanbul Sanat Fuarı Onur Sanatçısı Naile AKINCI TÜYAP-İNTERPRO FUARCIUK A.Ş. Tekno ELEKTRONIGI FUI\R\ 2003 Cep telefonunundan DVD'ye, digital fotoğraf makinesinden Mp3 çalara kadar pek çok farklı ürünii çok uygun fiyatlara satın almak için herkes bu fuarda buluşuyor. I Ziyaret gün ve saatleri: 25 Ekim -1 Kasım 2(X33 (11.00-20.00) 2 Kasım 2003 (11.00-19.00) Durak Yeri Hatia içı hareket saatleri Hatta sonu hareket saatleri j Durak Yeri Hatta içi hareket saatleri Hafta sonu hareket saatleri TUYAP Fuar ve Kongre MtrJezı ne tuar suresınce ücrelsiz mıaıbus «e otobus servıslen Tateim AKM Onû Mecidryeköy ViyadûkAltı ff 9 î | Iskele Onu Çatatköy Ozgûrtûk Meyıjanı Kaymakaml* Onû Fuara Geliş her saat başı 10.00/19 00 arası her saat başı 10.00/19 00 arası her saat bası 10.00/19 00 arası her saat başı Fuarian Dönüş 11.30/20.30 arası buçuklarda 11.3fi20.30 arası buçuklarda 11 3020.30 arası buçuklarda 11 3020.30 arası buçuklarda Fuara Geliş Fuardan Dönüş 10 00/19.00 arası yarım saatte bir 11 30/20 30 arası yanm saatte bir 10.00/19.00 arası yanm saatte bir 11.3020 30 arası yarım saatte bir 10 00/19 00 arası yarım saatte bir 11 3 1 2 0 30 arası yanm saatte bir 10.00/19.00 arası yarım saatte bir 11 3 1 2 0 30 arası yanm saatte bir Perort Alanı Kadıköy Kumluk (IDO önü) Peron Alanı Fuara Gelif her saat başı 09 00/19 00 arası her saat başı Fuardan Dönüş 10 30/20 30 arası buçuklarda 10 30(20 30 arası buçuklarda Fuara Geliş 09 00719.00 arası yanm saatte bir Fuardan Dönüş 10.3û'20 30arası yanm saatte bir ATATÜRK HAVAUMMf! IÇ HATLAR G£US TERULNAU ÛHİ1 G(*5.1(U«!-11.36 »lûj'600-iaOC BMdRKÖY OENC OTOBÛSLER! ISKÎLES! CTOPARKI Sslş: 1500-11.06-1250- (300-«00-15.00 Pftlû} 1500-1600.1?.gî-1800-1°00-a)00 {SS&Bİ OTOGAMMETRO04 ÇMS KARSMM<«$ DUUfil G«fc: 1000-11.00-12i» -13.00-1400-1500 aSîıi. 1500-1600 -1700- 1S.Ü0-19.00-2000 25 Ekim-2 Kasım 2003 09 00/19.00 arası 10 30,20 30 arası yanm saatte bir ' yanm saatte bir Giris 3.000.000.TL'dir. Oarencı ve oaretim uveleri icin aırıs ucretsızdır. TUYAP TUM FUARCIUK YAPIM A Ş ¥erkez OiisTuar Alanı: Tüyap Fuar ve Kongre MenVezı 34522 E5 Karayolu Gürpınar Kavşağı _ Beylikdüzü Tüm hareket noktalarından gidlş ve rjonüş için ayrı olmak Gzere ikişer bılel kullanılacıktır. T e l ; | 0 2 , 2 , 8 8 6 6843 (70hat) Fjks: 10212)88662 43• Intemet •.•Amluyap.com.tr E-mail Fuar Atam:fairarea&tuyapcom.tr IETT onceden bıldırmeksizın hareket yerlerı ve saatlerini değiştirme hakkına sahıptır s^^.yur tıcisatı[email protected]ıtım. Halkla Ilişkiler: [email protected] [email protected] Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi Beylikdüzü, Büyükçekmece İstanbul Turkey
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear