01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2>EKİM 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 fA Başbakutmtabgiael Z. çâmş! Negürelicraav 2 Başbakuı'ılafalteau, 3> toBttattatonul Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97fclektronik posta: [email protected] - Gecekondu sorununa çözüm aranıyormuş... "Gündüz konsunlar!" ErkeklikAhmet Mete Apak: "Demokrat Parti iktidar olmadan önce ;eçim nutuklarında I smet Paşa bizi 2. Jünya Harbi'ne okmadı; erkekliğimiz jitti' diye diyerek ıropaganda yapmıştı. lalkımız nedense bu ikri çok beğenmiş, iimse 'hanım nasıl tamile kaldı' diye sormamıştı. Şimdi Amerika, AKP tükümetine Irak'a <sker göndermeyin' <edi. TBMM'deki cturumlara 7.2 richter şddetinde sallana sallana giren Eaşbakan bu fıkre talıkiama atladı ve 'Amerika istemiyorsa asker göndermeyiz' cedi. Gitti mi bizim e-keklik abi?" itabın adı "Özelleştirme Sömürgeleştirme" idi... Yılmaz Dikbaş yazmıştı... 1979'dan 1997'ye dek dünyanın 55 ülkesinde ve Tür- kiye'de yapılan özelleştirmelerdeki soygu- nu ve sömürgeleştirme politikalarını gözler önüne sermişti... Dikbaş, bu kitabın devamını yazmış: "Satıhk Vatan" Toplumsal Dönüşüm Yayınlan'ndan çıkan ve ilk bölümünde "özelleştirme Sömürgeleştirme"yi de kapsayan "Satılık Vatan", 1997 sonrasını anlatıyor... Yılmaz Dikbaş yine belgelerle yine dünyadan çarpı- cı örneklerle okuru aydınlatıyor... Bize özelleştirmenin kalesi olarak sunulan ABD'de halkın özelleştirme karşıtı örgütler kurduğunu; Ka- sım 2001 'de Philadelphia'da devlet okullarının özel- leştirilmesi projesine karşı çıkan 1500 kişinin valinin konutunu bastığını biliyor muydunuz? Yılmaz Dikbaş, kitabını "Türkiye teslim alındı" di- yerek bitiriyor: Satılık Vatan "Amerika ve Avrupa Birliği, tek kurşun atmadan Türkiye'yi teslim aldılar... Sözde bir tarım ülkesi olan Türkiye bugün; ABD, Almanya, Fransa, Romanya ve Rusya Federasyo- nu'ndan buğday; Kanada'dan kırmızı mercimek, Güney Amerika'dan elma; Bulgaristan, Brezilya, Fransa'dan şeker; Bulgaristan'dan kiraz; Iran'dan kavun, karpuz, üzüm, fıstık; Arjantin, Iran, Kırgızis- tan, Çin ve Kanada'dan kuru fasulye; Meksika'dan nohut ithal eder duruma düşmüştür... Tek kurşun atılmadan teslim alınan Türkiye'de önümüzdeki günlerde açlığın boyutlarının çok da- ha büyüyeceği, eldeki raporlarla apaçık ortaya ko- nuluyor. Türkiye 2010 yılına gelindiğinde yıllık 200 bin ton buğday, 1.5 milyon tondan fazla mısır, 356 bin ton soya, 150 bin ton şeker, 86 bin ton tütün, 341 bin ton sığır eti, yaklaşık 1 milyon ton kırmızı et ithal ede- cek. Geçmişte, yoksulluk çekmiş atalanmız, 'Allah kim- seyi açlıkla terbiye etmesin' derlerdi. Tek kurşun atmadan Türkiye'yi teslim almış olan sömürgeciler, Türk halkını açlıkla terbiye etmeye ka- rarlıdırlar. Aç kalan Türk halkı, sonunda her dayatmayı ka- bul edecek, sonuçta Batı'nın uşağı olacaktır. Ame- rika ve Avrupa Birliği'nin uygulamakta olduğu ve hedefe çok yaklaştığı planı işte budur. Planın ikinci etabı ise Türk ekonomisinin kaleleri olan Petkim, Tekel, Tüpraş, Seka, Telekom, Sümer- bank, Şeker Fabrikaları, Türk Hava Yollan'nın birer birerTürk halkının elinden alınmasıdır... 80 yıl boyunca halkın alın teri, beyin gücü ve bi- rikimiyle ne yaratılabilmişse hepsi gidiyor." Aşk Akif Kökçe: "Aşk kazık çakmaz, göçmen kuş f misali uçar j f gder. Siz ya onunla beraber yeni ülkelere kanat ajarsınız ya da e/lenip başınıza iş açarsınız." u SESSİZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku " yahoo.com AKP Cumhuriyet trenını karşılamamış: Ortaçağ istasyonunda durmadığı içindir! Alanya Kalesi ve Erkan Mumcu • Alanya'nın turistik yatak kapasitesi 100 bini aşıyor... Turizmin normal koşul- larında Alanya'ya yılda yaklaşık 1 mil- yon turist geliyor... Yine turizmin normal koşullarında Alanya Kalesi'ni yılda 500 bin kişi ziyaret ediyor... Rakamlar bü- yük... 13. yüzyılda Anadolu Selçuklu devletine kışlan başkentlik yapan Alan- ya'nın; kalesi, kızıl kulesi vetersanesi ile UNESCO'dan Dünya Kültür Mirası Kent belgesi alabilmesi için adaylık sü- reci tamamlanmaya çalışılıyor. Kalenin koruma amaçlı imar planı yürürlükte bulunuyor; tarihi tersanenin denizcilik müzesine dönüştürülmesi planlanıyor; kale içindeki eski kiliselerden birinin onanlarak kentte yerleşik 10 bin Al- man'ın ibadetine açılması isteniyor... Hedeflerbüyük... Fakat Alanya, devletten ne- dense hakkı olan yatınmlan ala- mıyor... Antalya yolu bile yıllardır bitiri- lemiyor... Alanya, hep kendi yağı ile kav- ruluyor. Şimdılerde Alanya'da yeni bir heye- can yaşanıyor... Kültür veTurizm Baka- nı Erkan Mumcu, Alanya Kalesi'nın ge- lirinin yüzde 30'unu devlete alıp, yüzde 70'ini Alanya Turizm ve Çevre Hizmet Birliği'ne aktarma sözü vermiş. Alanya Kaymakamı Günhan Sarıkaya'nın başkanlığındaki ve Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'nun baş- kan yardımcılığmdakı birlik, bu parayı yine Alanya Kalesi ıçin harcayacak... Olursa, Türkiye'ye ömek bir proje ola- cak... Haydi bakalım Bakan Mumcu; uygulamanı görelim, şapka çıkaralım.. ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCt 'Kent Kültürü' ve îstanbul'un kitap fuarı Eskiden "İstanbutâşıkian* için bu kentin sonbahan demek, Şekip AyhanOaşık'ın şarkısındaki "ha- zan mevsimi" demektı... Şimdi ise belki de yeni bır tanım doğacak; "Kitap fuarlan mevsimT... Gerçi, aynı ağaçlann sararmış yapraklan hâlâ "rüzgâriann peşi ara" gidiyor... Ne var kı dallann- dan aynlıp. kaldınmlara sığınma- lannı seyreden "sevdah kentBJe- ri" artık ara kı bulasın... Çünkü onlann da "fiıardan fu- ara koşuşmaktan". şöyle ağaçla- nn altında yürüyerek yapraklann hüznünü paylaşmaya bile zaman- lan kalmıyor... Galiba Doğan Hızlan da aynı sevdah günlennı anımsayarak, 3 kitap fuannın birden "ardı ardı- na" tstanbul'a yüklenmesine ıs- yan ediyor: "Okurun ahm gücü- nü bölrnenin, oradan oraya koş- turmanm bir anlamı yok(~) Hep- si de ekinı ayında mı olmata? Fu- arlann da birtak\iıniohır_" (Hür- rivet l4Ekım2003) îstanbul'daki kitap fuan katı- lımcılannın "otelderdi" olmadığı kesın... Ancak böylesı bir de\ r metropolün, kent merkezlennden böylesine uzak yerlerindekı kitap fuarlannda. "ulaşım masrafi" ve "yolda geçen zamanın" sorun ol- duğunu sanınm kimse inkâr ede- mez... Genç. yaşlı herkesin kolayca buluşabıldıklen: "saatlerce gidi- len" değıl, tıpkı "Tepebaşı yıDan- nuz" gibı saatlerce uğranabılen bır kıtap ruan ancak "toplumsal ay- dmlanmaya" da hizmet verebilır... Beşiktaş'takını bu konuda ayır- sak bile. "Yeşilköy kırsah" ve "BeyHkdüzü" gibı yerler, TÜ- YAFın da bu yıl konu olarak seç- tığı "kent kültürü" ıçın bile aca- ba ne kadar uygundur?.. Bu nedenle. Doğan Hızlan'ın, "takvim" serzenışıne, "kentplan- lamasını" da ekJemek gerek... Her yönüyle "plansız" gelışen İstan- bul'da, bu çağdışılığa hıç değilse "kitabın ortakoJmanıasr ıçin çö- Imza kuyruğuna girenler, bari 'yollarda' ezilmesinler... Önce Beşiktaş'takı Dolmabah- çe Kültür Merkezı'nde bu yıl 4.'sü düzenlenen "Kitap Dünyası Fu- an".. Ardından. Yeşilköy'dekı hava- alanı karşısmda CNR alanında "lstanbul Uluslararas Kitap Fu- an".. Sonra da geçen yıldan beri Bey- Hkdüzü'nde gerçekleşen, bu alan- dakı en eskı alışkanhğımız "TÜ- YAP Kitap Fuan" 'Aaıüığa' duyarsızfak... Doğan Hızlan. tek güvencesi. kıtaba zaman ve para ayırabilen "aydın azuıhğunızın" militan öz- verisine bile duyarh olmayan bu "dayatma" ıçın, yennde bır ben- zetmeyle "kitap fuarian enflasyo- nu" dedı... ÖzellıkJe TÜYAP'ı lstanbul'a ve tüm ülkeye kazandırarak, he- pimızın görilünde taht kuranlar- dan Deniz Kavukçuoğlu da yine geçen günlerdeki "Frankfurt Ki- tap Fuan" için şu ilgınç gözlemı- nı yazmıştı: "İki yddır kanlımcı sayısının azalmasuun bir nedeni de kentteki otel fı> atiannda görü- len artışlar..." (İ5 Ekım 2003- Cumhunyet) züm bulmalan gerekenlenn hâlâ "seyirci" kalmalanna ise ne deme- lı, bılemiyorum... 'Kitap'ada Şer' buhınmah Dedığım gıbi. böylesi bir kültür hizmetinin \nllardır öncüsü \ e öz- verilı sahibı olan TİA'AP'a ne ka- dar teşekkür etsek azdır... Ancak. aynı hızmetın gerçekten çağdaş ve uygarca sürebılmesındeki en önemli koşul olan "kent içi kitap fuan" konusunda yine TİA'AP'ı bu denlı "yalnız" bırakmak doğru mudur?.. De\ "süpermarketJer" artık mahalle aralanna bile gırerken, tüm kentin \e toplumun "başu- cunda" olması gereken "kitap" ıçin yer bulunamıyor olması nasıl kabul edilebilir?..' Başta. tnlyonluk bütçelenyle Büyükşehir Belediyesi ve elbette ki Kültür Bakanhğv İstanbul'a ve kitaba karşı bu \r efasızlığı gıder- mek ıçın hemen harekete geçmek zorundalar... Bızler de a\Tiı konunun ısrarlı takıpçısi ve destekçısı olmalıyız... Oekinci" cumhuriyet.coni.tr. KİM KİME DLHVI DUMA BEHÎÇAK behicakıı turk.net ÇİZGlLÎK KÂMİL MÂSARACI kamilmasaraci ı mynet.com H A R B İ SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGE^Ç /nscıftcı ya\{a.lctrcfct s k_urgenc(â yahoo.com h al/p, b f TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 26Ekim ıcwtc,mumtaz-arikan.com Ş/IU TAÇ GİY/YOR.. 1S67'D£ 8U6ÜN, İRAN ŞAUI MUHAMMET RIZA PEHLSVİ, TftHRAN'M TAÇ GİYDİ. 194-f'Pe İKAM TAHTINA G£Ç£N AfZA PBHLE- Vİ, 19SO'LEfZDE, PETROUJN MİULJLBÇriRİL.- MESİMİ SAVUMAN GÜÇLÜ BAÇ8AKAN MU- HAMMET MUSADDttC TARAFIK1DAN ÜUCEYI TERKE ZORLANMIçn-ANCAK,KJSA SÜIZE SONRA, YENIDEU TAffTtAII ELE GEÇlgEN P£H, LEVİ, BU KE2 ÜUCE ÜZEGİŞ1DE TAM Bİ8 Bfğ KI yÖUETİMl KURMUfUJ. İŞTE,r/IÇ GiyMBSÎ 8U SlRALAM f&)ST/.AAtAtaXD/R. ŞAH'lfJ Yö- NETİSAİ, İ37CLİ Y/LLARM SOL EĞİÜMÜ GÜÇLER VE DİNf ÜDERLERCe SARSILACAK, 3ÜYÜY£AI OLA/LA/?, OfJUfJ, TAHT1 SON KE TBRiCErMESİNE YOL ACACAKTI&.. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU 'Cumhuriyet Erdemdir' 1965yılıydı...Öğrenimlerinibıryandandaça- lışarak sürdüren beş delikanlı Heidelberg'de, gece vardiyasındataş zemıninı paspasladığımız işyerinde verdiğimiz molada aramızda söyleşi- yorduk. Arkadaşlarımın dördü de çeşitli Arap ülkelerinden gelmiş öğrencılerdi. Söz, dönüp dolaşıp Ortadoğu'daki güncel gelişmelere gel- diği sırada içlerinden biri -sanınm Sudanlıydı- bana dönüp, "Sana ımrenıyorum, çokşanslıbir insansın..." deyince şaşırmış, sözlerine bir an- lam verememiştim. Bunu fark edince, "Insanın gözlerini dünyaya laik bir cumhuriyette açma- sı gerçekten büyük bir şans..." diye eklemişti. Sonra Türkiye'den konuşmuştuk. Kurtuluş savaşımızdan, cumhuriyet devrimlerınden, dev- rimlerimizden. Türkiye'den söz ederlerken kral- lıklarda, sultanlıklarda, emiriiklerde, diktatörlük- lerde doğup büyümüş bu arkadaşlarımın göz- leri parlamıştı. Benden daha iyi tanıyorlar, ben- den daha iyi biliyorlar, demeyeyim ama Türki- ye'ye benden daha fazla hayranlık duyuyorlar- dı. Benim için "gerçek" olan, "doğal" olan, "başkasını düşünemediğim" şeyler onlar için duyulan özlemler, kurulan hayallerdi. Dahason- raki günlerde de bir araya geldiğimizde bu ko- nuşmaları sürdürmüştük. Onlarla konuştukça benim daha önce üzerinde durmadığım, uzun boylu düşünmediğim gerçeklikler, doğallıklar farklı boyutlar kazanarak bilincime oturmaya başlamıştı. • • • Insanlar, o koşulları yaratabilmek, o değerle- re sahip olabilmek için büyük savaşımlar vermiş olan kendilerinden önceki kuşakların tersine kendilerine altın tepsi içinde sunulmuş koşulla- rın, değerlerin önemini gerektiğince kavrayamı- yorlardı. Bu, başka birçok insanların, başka bir- çok toplumların kurmak isteyip de kuramadık- ları "laik cumhuriyet" düzeni ve yapmak isteyip de yapamadıklan "cumhuriyet devrimleri" ıçin de geçerliydi. Yüz milyonlarca insanın yaşadığı, onlarca ül- kenin var olduğu koca bir "Islam coğrafyası "nda bunları bir tek biz başarmıştık, başarabilmiştik. Bu coğrafyada bir tek bızim ülkemizde, bir tek Türkiye'de annelerimiz, babalarımızla yasalar önünde eşitti. Hiç kimse bizim ülkemizde anne- lerimizi, kız kardeşferımizi salt "kadındır" diye- rek onları yaşamın biryanından yoksun bıraka- mıyordu. Biz, Islam coğrafyasındaki tüm ülke- lerden farklı olarak özgür annelerin çocukları olarak dünyaya gelme şansına sahiptik. Bunun ne kadar büyük bir şans olduğunu bu şansa sahip olamayan, olamamış başkalarını tanıyınca, onlarla konuşunca, onlann özlemle- rini, hayallerini öğrenınce daha iyi anlayabiliyor- du insan. • • • Geçen perşembe günü sevgili dostlarım Tür- kel Minibaş ve Ali Sirmen'le "Cumhuriyet"\ konuşmak için Edirne'deydik. Üniversite Rek- törlüğü, Çağdaş Yaşamı Destekieme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneğı'nin düzenlediği "Cumhuriyet Erdemdir" başlıklı bir açık otu- rumda yukarıda sizlerle paylaştığım düşünce- lerimi Edirneli izleyicilere anlatmaya çalıştım. Kuruluşundan 80 yıl sonra cumhuriyetimizin bir "erdem" olduğunu konuşmak için bir araya gelmek gereksinimi duyuyorsak bunun salt coş- kulu bir "kutlama" olmasının ötesinde, içimizi acıtan bir yanı da olduğunu kabul etmemiz ge- rekir, diye düşünüyorum. Eğer aramızda, içimizde laik cumhuriyeti bir türlü içine sindiremeyen, bizi 80 yıl öncesinin "köhne" koşullarına götürmek isteyen birtakım insanlar, birtakım güçler olmasa, cumhuriyetin "erdem" olduğunu anlatmak, bunu bir daha bir daha yinelemek gereksinimi duyar mıydık? San- mıyorum. Ama ne yapalım? Onlar var olduğu sürece biz, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne ınananlar, on- lardan daha güçlü olarak var olacağız. (e-posta: dkavukcuoglu<<ı superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) BULMACA SED\TYAŞAYA\ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDANSAĞA: 1/ Bir çeşit tath. 2/Binek hayvanlan- nın sırtmdaki oturmalık... Asya'da bir göl. 3/ Bulu- 5 nuian yen» "- — kapdı bir handa/ Gidi- yorum gün- düz gece" (Âşık \e\ sel). 4/ Yanağın alt kıs- mı... Eii işe yatkın. becerikli. 5/Bezden biçilmiş elbise. ça- maşır... Sanat öğre- 4 ticisi. 6/ Tuzağa dü- şürülen şey... Özel- likle süt çocuklann- da kullanılan bir pudra. II Ekolojide 9 bir canlının varlığını sürdürebildıği yaşama orta- mının en küçük birimi... Küçük bayrak. 8/Halo- jenler grubunun dördüncü ametali olan yalın ci- sim... Hastalıkh, sakat. 9/Bir çeşit hamur tatlısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Zehir... Uzun tüylü bir süs köpeği cinsi. 2/Bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri... Bula- şık yıkanan musluk teknesı. 3/ Elisıkı. cimri... Birdenbire ortaya çıkan ruhsal darbe. 4/Çok sert bir kayaç... Bircervel türü. 5/Birsoru sözü... Ba- ğışlama. 6/EskiMısır'dagüneştannsı... lpliküze- nne sırma sarmaya yarar bir dolap. II Olağanı aşan büyüklüğü olan... Müzikte gam. 8/Koyu kır- mızı renkte, değerlı bır süs taşı... Bey. 9/ Vücut- taki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test... Ingiltere'de çok sevılen bir cins bira.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear