01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 EYHJL 2002 PAZAR + CUMHURİYET SAYFA 17 s 3 E «0 M. AtBtyar: •çmriçtBndeğfL' Bünayto... - Tayyip, dünyadaki serseri dolaıian Türkiye'ye getirecekmiş... "Kasımoasalı raconu!" Tekirdağ TEKEL, piyasaya her ne kadar Tekirdağ adıreda bir rakı çıkarttıysa da Tekirdağ fabrikasında üretilen Yeni Rakı'nın ünü Türkiye sınırlarını aşm ıştır... Tekirdağ aynı zamanda yurtdışında çalışan işçilerin kullandığı bir güzergâhtadır... Tekirdağ'dan gelip geçen çok kişi Tekirdağ'dan rakı alır... Fakat TEKEL'in Tekirdağ'daki satış bürosundan rakı almak o kadar kolay değildir... Çünkü TEKEL, Tekirdağ'daki satış bürosunda rakıyı peşin parayla satar... Rakı tabii ki peşin parayla satılacak ama paranın yerini tutan kredi kartı Tekirdağ'da geçmez... Varsayalım ki TEKEL kredi kartını, komisyon ödememek için kullanmıyor... Haklı bir gerekçe sayılabilir... Ama döviz de geçmez... Euro ya da dolarla Tekirdağ'da TEKEL'den rakı almak mümkün değildir... llla Türk parası olacaktır... Böylece TEKEL kendi dalını daha hızlı kesecektir! eçım havası, Turkiye'nin havasını suyunu kirletmeye hazırianan mobil santrallar konu- sunu unutturmuşa benziyor...Güney Afri- ka'daki zirvede dünyaya sürdürülebilir kal- kınma söylevleri verilirken Türkiye'de yargı karanna karşın saman altından su yürütülmeye devam edi- yor... TMMOB Çevre Mühendisleri Odası: "29 Eylül 2000 tarihli Resmi Gazete'de yayımlana- rak yürürlüğe giren dört yönetmelik değişikliği ile Çev- resel Etki Değerlendirme Yönetmeliği'nin, Su Kiıiiliği Kontrolü Yönetmeliği'nin, Hava Kalitesinin Korun- ması Yönetmeliği'nin, Gayri Sıhhi Müesseseler Yö- netmeliği'nin öngördüğü bazı önlemler31 Aralık 2002 tarihine kadar kaldırılmıştı. Böylece elektrik üretmek amacıyla kurulacak mobil santrallarda enerji iletim hatlannın ulusal şebekeye bağlanması, santrallarda kullanılacak petrol, petrokimyasal ya da kimyasal ürün depolan ile limanlar, iskeleler ve nhtımlara iliş- Santrallar kin faaliyetlerde ilgili yönetmeliklerin çevrenin korun- ması yolunda aradığı koşullar geçerli olmayacaktı." Peki ne oldu? "Çevre Mühendisleri Odası, bilimsel birtemele da- yanmayan yönetmelik değişikliklerinin iptali için 28 Kasım 2000'de Danıştay'da dava açtı. Danıştay 10. Dairesi 27 •Şubat 2002'de Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği'ndeki değişikliği oy çokluğu ile ve Da- nıştay 6. Dairesi de 26 Haziran 2002'de Çevresel Et- ki Değeriendirme Yönetmeliği, Su Kiriiliği Kontrolü Yönetmeliği ve Hava Kalitesinin Korunması Yönet- meliği'ndeki değişiklikleri oybirliği ile iptal etti. Danış- tay Savcısı, 'Insan ve çevre sağlığı yanında santral- lerde kullanılacak yakıtın dışarıdan ithal edilmesi ne- deniyle maliyeti fazla olan enerji yatırımına yönelin- mesi de kamu yararı yönünden sakıncalıdır' dedi" Sonra ne oldu? "Danıştay'ın, iptal kararları ağustos ayı başında odamıza ulaştı. 14 Ağustos'ta Çevre Bakanlığı'na ve ilgili bakanlıklanna bireryazı yazarak, yargı kararı üze- rine ne yapacaklarını sorduk. Bildiğimiz kadanyla 30 gün içinde Danıştay karannın uygulanması gerekiyor. Burada en önemli nokta, mobil santrallann bundan böyle ÇED sürecine tabi olmasıdır. Ancak Çevre Bakanlığı, Danıştay karanndan önce yeni ÇED Yönetmeliği hazıriayarak mobil santrallan ÇED sürecinin dışında tuttu. Fakat Danıştay, yeni yö- netmeliği de dikkate alarak uygulamayı tamamen ip- tal etti." Bundan sonra ne olacak? "Tüm mobil santrallann inşaatı yörenin en büyük mülki amiri tarafından durdurulacak ve askıya alınan tüm çevre koruma kurullannın yerine getirilmesi sağ- lanacak." SESSİZSEDASIZ(İ) Yüksek Yerilim Hatt erdincutku» yahoo.com Sporu bırakın biz zihin jimnastiği bile yapmıyoruz! Aksu'nun ve siyasetçilerin muzJpHği Hürriyet gazetesinde Ertuğrul Öz- kök 4 Eylül'de yazıyor: "Dün öğle saatlerinde Sezen Aksu aradı. Efes konserinin yarattığı tartış- maonu şaşırtmıştı... O şimdiye kadar hiçbir siyasi bildiri- yeimzaatmadı... Bir siyasi partinin gölgesine girme- di... Şarkılannda siyaset yapmadı... Konserierine siyaset sokmadı... Hâ- lâ durduğu yerde duruyor... Izmir Kız Lisesi'nde okuyan o muzip kız, halaaynı kız..." Sabah gazetesinde 6 Eylül'de bir ha- ber: "Alınan bilgiye göre HADER EMER SDR ÖDP ve SHP seçime DEHAP ça- tısı aJtında girecekler... Partinin genel başkanlığını da Murat Karayalçın üstle- necek... Görüşmelerin isimler düze- yinde sürdüğü belirtilirken SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, birsürprize ha- zırlandıklannı söyledi... Sağlar, 30 Ağustos'ta verdiği kon- serde Kürtçe, Ermenice ve Rumca şar- kılar söylemesi nedeniyle Orgeneral Hurşit Tolon'un tepkisine hedef olan Aksu'ya milletvekili adaylığı önerecek- lerini açıkladı..." Sezen Aksu, siyasetten uzak duru- yor ama siyaset pazannın tellalları 30 Ağustos'taki Efes konserinden sonra Sezen Aksu'nun peşinden aynlmıyor... Bizim siyasetçiler de hâlâ aynı mu- zip siyasetçi! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCt 'Kapalıçarşı' dergisi... Bu konuyu, çahşkan dostu- muz Rıfat Dedeoğlu'yla da görüşerek yazacaktım... Bu- luşabileceğimiz güne karar vermek için telefonunu bek- lerken, "yitirdiğiıniz'' haberi geldi,.. 0nun te$viki ve coşku- suyla "Kapahçarşı" dergisini çıkaranlardan Güçlü Ozgan haklı olarak o kadar üzgündü ki; "Bilmem ki arük nasıl de- vam ederiz?.." diyordu... DedeoğhTnun bizleri bırak- tığı Haziran (2002) ayından bu yana neredeyse 3 ay geçe- cek... Çok önem verdiği ve adeta "yaşamını" adadığı "Kapabçarşı'yı koruma" ko- nusunu daha fazla ertelemeye ise "anılanmız" izin vermi- yor... Zaten, "bizfcri" bıraktığını söylemem de bu yüzden... Sag olsunlar. beni de ortak ettikleri bir "aydın dayanış- masıyla". sadece tstanbul'un ve ülkemizin değil, bir bakıma tüm dünyanın "mücevheri'' olan Kapalıçarşı'yı tarihine ve görkemıne yakışır bir "kültür, Rıfat Dedeoğlu, "dergimizde" yaşıyor. ticaret ve turizm merkezi'' yapmak için başlattıklan ça- balarda, kısa süren ama "de- rinfikli" duygularla gerçekle- şen birlikteliklerimiz oldu... Bunların en anlamlısı ise hiç kuşkusuz "Kapabçarşı dergjsi"ydı... Tarihsel imece Daha önce 3 yıl Aridtekt'i çıkaran, Tempove Radikal'de de kent ve kültür üzerine ya- zan Rıfat Dedeoğlu, önceki yılın başlannda yayıma geçen Kapahçarşı'nın ilk sayısında şunlan vurgulamış: "hk kez bir medya grubu- nun dışında. imeceyle bir kül- tür dergisi y arafjkh..." Bu "imecenin" hedefini ise şöyle özetlemiş: "Hâlâ soluk abp verebilen Kapalıçarşı'yı, esnafi ve sevenkriyle birlikte layik olduğu yerde yaşatabil- mek_." Peki bu nasıl olacak?.. Alışverişin "insan insana" değil, Taflarabakılarak" ya- pıldığı bir dünya başladı... Peynin "peynirciden", ciğeri •'cigerciden", eti "kasaptan", sebzeyi-meyveyi "manav- dan", altın-gümüş takılan bi- le "kuyumcu"dan konuşarak ve tanışarak almak varken "meçhul büyük patronun re- yonlanndan" aldığımız dev (mfiga) marketler artık "ma- baHe aralanna" bile girdıler. Bu salgın karşısında Istan- bul'un güzelim tarihsel çarşı- lan nasıl "bovDiı bükük" kal- dılarsa, Kapalıçarşımız da ay- nı "vefasızhguı" hüznünü ya- şıyor... Kıymetini 'turistfer' biliyor Örneğin, bir Beyoğlu Balık Pazan'na gitmek ya da Beşik- taş Pazan'nda dolaşmak veya Kadıköy Çarşısı'nın sokakla- nna dalmak, Üsküdar'da ge- zinmek yerine süpermarket- lerde "el arabalanyla" dola- şanlar nasıl çoğalıyorsa, Ka- palıçarşı'daki "binbir çeşit" giysi, hediyelik eşya, ziynet, mobilya, halı-kilim ve antika eşyalan da "Kapahçarşı'nın cefakâr esnafmdan" almak yerine aynı dev mağazalan dolduranlar hızla artıyor... Işte böylesi bir "insansız ahşveriş kültürü** ve her yönüyle tam bir "tüketimkoşullan- ması" toplumu sarmaladıkça da Kapahçarşfnın yegâne müşterile- rini artık "tnrist- ler" oluşturuyor... Yabancı konuk- lanmız, kendi ül- kelerinde olmayan bu "tarib- selçarşızengiıüiğıni" görmek için mutlaka zaman ayınrken bizler o yabancı ülkelerde bi- le giderek gözden düşen "sü- p€r-store"larda vakit öldür- meyi "çağdaşhk"(!) sanıyo- ruz. Çözüm: Sahiplenme Evet... Kapalıçarşı dergisi- nin "sorguladığı'' gerçekler bunlar... Rıfat Dedeoğlu da bu yozlaşmaya karşı "neyap- malıyız" sorusuyla başlamış- tı... Konuyu, gelecek yazılarda da sürdüreceğiz... Ancak, bi- tirmeden şunu da eklemeli- yim ki Kapalıçarşı dergisi, çözümü "sahiplenme" kam- panyasında buluyor: "Kapahçarşımıza sahip çı- kalun ve yaşatalım..." Bunun için neler yapabile- ceğimizi ise Kapalıçarşı der- gisiyle birlikte ÇED Köşesi de ele almayı sürdürecek... Rıfat Dedeoğlu'nun "özle- mi" sahipsiz kalmayacak... Oekinci ' cumhuriyet.com.tr. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK [email protected] HARBİ SEMtH POROY [email protected] TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 8 Eylül S£ATO KURÜLUYOR.. 1SS4 'ne SüGÜN, GİİNEYOOĞU ASYA AtJTLAŞMASt . PAK/£mN,TAYlANO, FiL/ppİNCfR, AVUSTjeALYA, YCNİ ZELANDA,A8D, İN6İLTEGE IfE FGANSA 'NtN OLUÇrvG&U&U ORGANiZASYOfiJUN TBMEL AMACf, KOLONf\ ST#TIJSÛNO£M YEMİ İCUGTVLAM GÜNEYDOSU ASYA ÜLK£LE£IM£, SCOMÜfi/fST ÇfM SINDA PESTBK VE GtiVEMCS YİNG D£, ÛYE ÜLKE TEMSrLC/LeGİAMn/lf- MA M£TN/A/D£N; ABP'MİN /S/&4GO4 KOYOU&U *ICOMÜNİSr SACOie/SI" /FAPestMM ÇtltA&L - MAS/A// İST&İAİŞ, AffP D/Ş/ŞLEG/ S"/t/C4M JOHN BUNU ONAYLAMIŞrt. KAYSERİ2. tCRA XE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTIRMAİLANI DosyaNo: 2001/807 Tal. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafi: Kayseri ili Melikgazi ılçesi Anbar Mah. Cilt: 4378, Parsel: 4314 kayıth 2941 m2 alanlı fabrika binalan mûştemilatı olan tarla olarak kayıtlı- dır. Bu taşınmazda borçlunıın 1/3 hissesi bulunmaktadır. Taşınmaz Kavseri - Ankara ana karayolunun güneyinde olup, içerisinde hissedarlan olan üç şırkete aıt yapılar ve bu yapılann haricınde boş alanlar mevcuttur. Borçlu taşınmazın net 5.000 m2'lik bölümünü kullanmaktadır. Borç- luya ait bölümler birbirine bitişik üç binadan oluşan daha önce lüks şekilde ınşa edilmış bir idare binası bulunmaktadır. Bu idare binası iki kat- lı olup, çeşıtli bölümlerden oluşmaktadır. Kalonferli olarak inşa edilmiş olup, üzeri çatıhdu-. lç ve dışı sıvalıdır. 1 ve 2 bölümler yaklaşık 500 m2'şer olup, üçüncü bölüm ise 440 m2 alanlıdır. Borçlunun hissesine takdir edilen kıymet 393.112.666.666 TL.'dir. SATIŞ ŞARTLARI: 1) Satış 15.10.2002 günü saat 15.00 - 15.30 arasıda Kayseri 2. tcra Müdürlüğû'nde açık arttuma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmüı edilen kıymetin %75'ini ve rüçhanlı alacaklar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 25.10.2002 günü saat: 15.00 - 15.30'da ikinci artırmaya çıkanlacaktır. Bu artır- mada da bu miktar elde edilmemişse gaynmenkul en çok artırana ihale edilecektır Şu kadar ki artırma bedelinın malın tahmin edilen kıymeti- nin 0 /o40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaş- tırma masraflannı geçmesı lazundır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir. 2) Artırmaya iştirak edenlerin. tahmin edilen kıymetin %20'si nıspetınde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektu- bunu vermeleri lazımdır. Satış peşm para iledir. Alıcı istedığinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttir. Birikmış vergiler satış bedelinden ödenir. 3) tpotek sahibi alacakhlaria (irtifak hakkı sahipleri) diğer ilgililerin bu gaynmenkul üzerindeki haklannı hususiyie faiz ve masrafa dair id- dialannı dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildırmeleri lazımdır. Aksi takdırde haklan tapu sicili ile sabit ohnadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4) Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelinı yatırmamak suretiyle ıhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faızi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark. varsa önceiikle teminat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname. ılan tarihınden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdırde isteyen alıcıya bir örneği gönde- rilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2001/807 TAL. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. Basın: 54640 PANO DENtZ KAVUKÇUOGLU Yağmur Genç adam bardaktan boşalırcasınayağan yağ- murun ardından balkona çıktı, nemli havayı derin derin soludu, sonra içerıde, kanepeye uzanmış, haftalık dergileri karıştıran eşini yanına çağırdı: "Haı^a yine mis gibi toprak kokuyor, gelsene " de- di. Kadın kalktı, kocasının yanına gitti, binbirlerine sanldılar, "mis gibi toprak kokan" havayı birlikte soludular... Istanbul'un dış semtlerinden birinde özel bek- çilerle korunan, üç yanı yemyeşil bir sitenin için- de yeni yapılmış bir apartmanın altıncı katında otu- ruyoriardı... Bir ay önce, yine böyle yağmurlu bir günde taşınmışlardı yeni evlerine... Daha önce kent içinde, dar bir sokakta, beton bir kütleyi an- dıran büyük bir blok apartmanda yaşamış olduk- lanndan, ıslak toprak kokusunun ilkgüden beritir- yakisi olmuşlardı... Ne zaman yağmur yağsa, cam- lara vuran damlalann sesini dinler, dinince de he- men balkona, pencerelere koşup doğanın o ben- zersiz kokusunu çekerlerdi ciğerterine... Kimi zaman yağmur sonralan ayaklarına uzun konçlu, bir örnek, sarı çizmelerini geçirirler, sırtla- rına da ince yaz yağmurluklannı alıp, sitelerinin sı- nınnda başlayan geniş tanm alanlannın ortasından geçen mucurlu yolda yürüyüşe çıkarlardı... Yağmur, bir mutluluktu onlar için... • • • Genç adam, gecekondulannın çatısından gelen patlama seslerini duyar duymaz kapının önüne çıkmış, kucağındaki bebeğini uyuturken kendisi deuyuyakalmışkarısınaseslenmişti... "Kalk, Emi- ne, kalk... Başladı gene..." Teneke çatıya düşen iri yağmur damlaları mermi gibi patlardı tepelerin- de. Kadın, uyku sersemi, bebeğini yatağa bırakıp, dışanya, kocasının yanına koştu... Üç yıldır yaşadıklan gecekondulannda en büyük korkulan yağmurdu... Her yıl birkaç kezsel, çamur basardı eski bir dere yatağına yapılmış iki göz ev- lerini... Şiddetli yağmuriar, birkaç yüz metre öte- lerindeki tepelikte yapımı bir süre önce biten bü- yük sitenin arkaduvarlannındışındakıtaze, henüz oturmamış toprağı balçıklaştırarak dere yatağına indirir, yataktaki tüm evler çamura gömülürdü... Paçavralar, çullar çaputlar, kum torbaları, hiçbir şey fayda etmez, çamurlu su mutlaka bir yank, bir çatlak bulup evin içine dolardı... Yağmur dinince adam küreğe yapışıp, evlerinin çevresini saran çamur yığınlannı kürelerken, kan- sı da yer döşemeleıini temızlemeye girişirdi... Ya- nm saat süren bir sağanak sonrasında gecekon- dulannı eski durumuna getinmeleri bazen iki, üç gün sürerdı... Lanet okurlardı çamura, sele... Yağmur, bir felaketti onlar için... • • • "Mutluluk" ile "felaket" çoğu zaman yan yana, iç içeydi yaşamda... Belirleyici olan yağmurun ne- reye düştüğü, insanın nerede durduğuydu... Du- rabildiğiydi... Eğer durdukları yerı seçebilmek el- lerindeyse, doğru yeri seçmeliydi ınsanlar... Ya da doğru yerin kavgasını vermeye hazır olmalıydılar, felaketler yerine mutluluklar yaşayabilmek için... Aynı yağmurun arbnda... Not: Çarşamba günkü yazımda TBMM'nin MHP'Iİ Başkan Vekili Sayın Murat Sökmenoğ- lu'nun adını babası eski Hatay Cumhurbaşkanı rahmetli Tayfur Sökmen'in adıyla kanştırmışım. Dalgınlığım için hem Sayın Sökmenoğlu'ndan, hem de siz okurlarımdan özür dilerim. D.K. dkavukcuogluc/ superonline.com Faks:0212-723 84 97 BULMACA SEDAT YAŞAYADI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDANSAĞA: 1/ Kum ya da çakıl döşenip buldozerle sı- kıştuılarak yapılan yol. 2/ Enerji... iki anlamı olan bir sözcüğün 6 akla en az ge- len anlamuun amaçlanarak kullanılması sanatı. 3/ Genellikle yakmak için kullanı- lan iri saman... Ipek- ten, sarımtırak dallı nakışlarla işlenmış bir tür beyaz kumaş. 4/ Küçük mağara... Yüksek oranda alü- minyum içeren bir toprak türü. 5/ XTX. 8 yüzyılda Fransa'da ^ ortaya çıkan sembolizm akımına öncülük etmiş sanatçılara verilen ad. 6/ Italya bisiklet turuna ve- rilen ad... Uğraş. 7/Üç kişiyle oynanan bir iskam- bil oyunu... Istenilen nitelikleri taşıyan. 8/ En kü- çük sosyolojik birim... Maksat. 9/Tıp dilinde " b - sırlık, dölsüzlük" anlamında kullanılan terim. YUKARBOAN AŞAĞIYA: 1/Evlerin önüne oturmak için taş ve çamurdan ya- pılan set... Bir oyuncunun topu arkadaşuıa verme- si. II Istatistikte uzun süreli eğilime verilen ad... Dinsel tören ve kurallan. 3/ Dingil... "Bir rekoru yineleme" anlamında kullanılan spor terimi. 4/ "Elif dedim — dedim / Kız ben sana ne dedim" (Türkü)... Yeraltı suyunu taşıyan geçirimli katman. 5/ Akdeniz Bölgesi'nde bir akarsu. 61 Cinsel dür- tününenerjisi... Yabancı. 7/Sarma, kuşatma... Oy- lumlu. 8/ Sanı... Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme. 9/Bir tembih sözü... Danışıklı dövüş. ACI KAYBIMIZ Türk sosyolojisinin yılmaz savunucusu BAYKAN SEZER vefat etmiştir. Merfıumun cenazesi 8 Eylül 2002 Pazar günü (bugün) Levent Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear