01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25NİSAN 2002 PERŞENiflBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Af Yasası Adalet Komisyonu'ndan geçti, bugün genel kurulda görüşülecek KırcıveAğca'yaafyolu m Hazine arazileri talan ediliyop' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TÜRKKONUT Genel Başkanı Yılmaz Odabaşı, Ankara Anakent Beledıyesi'ni "Hazıne arazilerini talan etmekJe" suçladı. Odabaşı. Anakent Beledıyesi'ni, Devlet Bakanı Faruk Bal'a şikâyet etti. Odabaşı, Tulumtaş-Koparan mevkiinde, metrekaresi 30-40 milyon lıra olan 3 milyon dönüm Hazıne arazisinin Anakent Belediyesi'ne metrekaresi 1 milyon liradan satıldığını belirterek belediyenin devletten 5 trilyon liraya aldığı arsayı, imara geçirdikten sonra 150 trilyon liraya satacağuıı savundu. Soysal ve Manisalı • ANKARA (Cumhuriyet) - Bağımsız Cumhuriyet Hareketi (BCH) lıderi Mümtaz Soysal, Izmir ve Ankara'dan sonra "Türkiye'yi Türkiye'den Yönetelim" konulu toplantısınj tstanbula taşıyacak. Gazetemiz yazan Prof. Dr. Erol Manısalı'nın da konuşmacı olarak katılacağı toplantı, 28 Nisan Pazar günü saat 13.00'te Dolmabahçe'deki 2 bin kışihk Levent Kırca Tıyatrosu'nda yapılacak. TİKKO Tunceli sopumlusu öldü | TUNCELİ lCumhuriyet) - Tunceli'de", TKP-ML TIKKO'nun bölge sorumlusu "Nasır" kod adh Erkan Hıroğlu nun. Munzur Daglan'nda kayadan düşerek öldüğü Dildirildi. Güvenlik önimleri, olayın ashnda irgüt içi infaz nlduğunu. bölgeyi iyi •jnıdığını belirttikleri Hıroğlu'nun kayadan Jüşerek ölme jlasılığının zayıf jlduğunu ileri sürdüler. Fogg'un mail'leri kftap oldu | Haber Merkezi - [bğu Perinçek, Karen FJgg'un e-posta ctaplaştırdı. Kaynak Yjyınlan tarafından vjyımlanan "Karen fcgg'un E-Postalan"nın î3-Türkiye ilişkilerinin rcntgenini verdiği Dclırtildı. Bağ-Kur aylıklarına zam |ANKARA ı Cumhuriyet Bürosu) - isğ-Kur'dan yaşhlık, rolullük ve ölüm aylığı aiin sıgortalılann Nisan 202 aylıklanna yüzde 12 oranında zam .şpıldı. ANK4RA (Cumhurij'etBürosu)- Şart- la Salıvenlme Yasası "nda Anayasa Mah- kemesi'nin iptal gerekçeleri doğrultu- sunda değişiklikler yapılmasını öngö- ren tasan dün TBMM Adalet Ko- misyonu'nda kabul edıldi. Genel kurulda bugün görüşülecek olan tasanrun kapsamına Mehmet Ali Ağca ve Haluk Kırcının da gi- receği bildirildı. Adalet Baka- nı HikmeCSami Türk, bu ko nudaki sorulara yanıt ver- mezken MHP, SP ve AKP'lı üyeler Ağca ve Kırcf nın da tasan kapsamına girdi- ğini söylediler. 23 Nisan 1999 tarihine dek işlenen suçlardan dolayı şart- la salıverilme yolunu açan yasanın bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi'nce ıp- tal edilmesi üzerine, konu yeniden TBMM'ye geldi. Anayasa Mahkeme- si'nin verdiği sürenin 27 Nisan'da dola- cağı, hukuki boşluk dolmaması gerekçe- siyie tasan apar topar dün komisyonda ele alındı. Muhalefet milletvekülen tasanrun alelacele getirilmesinden yakınırken Ada- let Komısyonu Başkanı Emin Karaa da kendilerine hak verdi. Önergelerinin dik- kate alınmadığıru bildıren DYP'li üyeler, durumu protesto ederek salonu terk etti. MHP'li Orhan Bıçakpoğhı, adını an- madan başta Haluk Kırcı olmak üzere bazı ülkücü mahkûmlann durumunu gün- deme getirdi. Bıçakçıoğlu, "105 yılahö- künılü bir arkadaşım ne kadar cezaevin- de kalacak" diye Türk'e sordu. 'Affin babası kim' tartişması 5-6 kışı öldürenlenn tahlıye olduğunu kaydeden Bıçakçıoğlu, "Bu kanunun anası Rahşan Ece\ it,babasmı da burada tespit edelinı. Bir genel başkan yardımcı- sı, "Bu benım affim değil' dedL BiziCem Karaca anladı ama bazı bakanlar De ge- nel başkan yarduncdan anlamad]" dedi. DSP'li ErolAlıse -Arkadaşmnzhevecan- fa bir üshıpla geritimi yükseltti. Af kanu- nunun anası da babası da bu Mecfis" de- di. Komisyon Başkanı Karaa ortamı sa- kinleştirmeye çalışırken Bıçakçıoğlu "Sen tşinebak, o benim arkadaşmT deyince üs- lubu konusunda uyanldı. MHP'li Meb- met Gül de "Kırcı'nın sembol haüne ge- tirfldiğinr Mjrgulayarak "Aman Kırcı'yı, Ağca'yı afTermeyeüm ama devtet men- suplaruıı, ülkücükri katledenleri taltif edelim. AB'ye niye lazıyoruz, o zaman çifte standart uyguluyordjye" şeklinde ko- nuştu. Bıçakçıoğlu'nun "105 yıla hükümlü arkadaş ne kadar cezaevinde kalacak" sorusuna Türk. "Isterse 205 yıl olsun, 36 yıhgeçemez.VatmasıgerekendenlOyıldü- şecek" karşılığını verdi. Türk, Bıçakçıoğ- lu'nun yeni sorulanna "Rireysel hesaba guTnem" karşılığını verdi. Tasan kabul edilirken SP'li Fahretrin Kukaracı Bı- çakçıoğlu'na "Tahliyekarannjaldm'' di- ye seslendi. Bıçakçıoğlu da yasadan Kır- cı ve Ağca'nın yararlanacağını söyledi. İcisleri Bakanı Yücelen: Hedefimiz yurttaş odaklı hizmet ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Içişleri Bakanlığı "vatandaş odaklı kamu hizmeti" programını başlattı. Içış- leri Bakanı Rüştü Kâ- znn Yücelen, mülki yö- netimın "yerinden yö- netileniT ılkesı doğruJ- tusunda yeniden yapı- landınlacağını söyledi. Içışlen Bakanı Yüce- len, bugün başlayacak olan "Mülki İdare Şûra- sı" ile ılgili düzenledi- ği basın toplanhsında, şûrada mülkı idare amir- lerinın mesleğe alımı, yetiştınlmesi ve statü- sü, mülki yönetımin ye- niden yapılandınlması ve toplumsal gelişme- nin ele alınacağını açık- iadı. îdari alanın yeniden ele alınması gerektiğini söyleyen Yücelen, şöy- lekonuştu: "İlkvapma- mız gereken, kamu per- sonelinin klasik kamu hizmeti anlayışını değiş- tirmektir. Bugün halkm yönetimden kaynakla- nan şikâyetJerinin çoğu uygulanıadan kaynak- lanmaktadırve uygula- maJar da tamamen bü- rokratikyönetim kültü- rii diye adlandırabilece- ğimiz aıüayişm bir uzan- dsıdu*. Bu anlayışın en önemM özeüikleri, var- lık sebebi olarak vatan- • Mülki yönetimin yeniden yapılandınlacağını belirten Yücelen, yeni programla bürokratik kültürden vatandaş odaklı hizmet kültürüne geçileceğini kaydetti. daşıdeğU de yinekendi- sini görmesi ve ürettiği hizmeti sunarkenvatan- daşın ihtiyaçlanru değil dekendihiyerarşikman- ögını ve ihtiyaçlannı te- mel abnasKur. tşte de- ğtştirmetnizgereken an- layış budur." Bakanlığın taşra yö- netiminde verilen hiz- metlerin kalitesini doğ- rudan etkileyecek çok somut bir program orta- ya koyduğunu aktaran Yücelen. "Bu program- la bakanüğımız birim- krininiş yapma anlayiş- lan, iş yapma biçimleri degişecek, hizmetierta- mamen halka ve onun ihtiyaçlanna göre şekil- lenecek" dedi. "Bürokratik kültür- den vatandaş odakn ka- mu hizmeti küftürüne geçişprogramrnı da ta- nıtan Yücelen, progra- mın temel hedeflerini şöyle sıraladı:"Kamu hizmederinin sunulma- smda,herkeseeşit\eada- letii davranılması, hiz- metlerinyürütütanesin- de taşra birimkrineyet- ki devTİ. hesapverme so- rumJuJuğunun güçlen- duümesi ve kamu hiz- metlerinin kalitesinhı îyi- leştiribnesi, kamu yöne- tkflerinin srrateji geliş- tirme kapasitesinn] güç- lendirilmesir." DTP'de siyaset vapmak amacı\1a Türkiye'nin VVashington Bü>ükelçiügi Müsteşartığı görevinden istifa edenMehmet AKBayar, aiiesiyle birtikte tstanbul'a geldi. (Fotoğraf: AA) Mehmet Ali Bayar'ı Istanbul'da DTP'nin il başkanlan karşıladı Koıııışıılaıı ishıı Tüı*kiye\le tstanbul Haber Servisi - Demokrat Türkıye Parti- si'nde (DTP) siyaset yapmak amacıyla Türldye'nin Washington Büyükelçiliği Müsteşarlığı görevinden is- tifa eden Mehmet Ali Bayar, aiiesiyle birlikte Istan- bul'a geldi. THY'ye ait bir uçakla New York'tan gelen Meh- met Ali Bayar, eşi Ayça ile çocuklan Ali Nuri ve Em- recan'ı Atatürk Hav'alimanı'nda DTP'nin il başkan- lan karşıladı. Bayar, havalimamnda yaphğı açıklama- da, yaklaşık 15 yıldır sürdürdüğü Dışişleri Bakanlı- gı'ndaki görevini Washington Büyükelçiliği Müste- şan sıfatıyla tamamlamış olduğunu belirterek "Genç bir insan olarak. kendisini yenileme ve Türkrye*ye aç- ma karan almış olan DTP'nin davetini büyük bir onuria kabul etrim, DTP büyük kongre deJegeleri te- veccüh buyurduklantakdirde genel başkanhga aday- hğnmkoyarakTürkiye'yesiyasetyoluyla hizmeterme- yekararnyım"dedi. Gazetecilerin sorulannı yanıtla- yan Bayar, "tthal genel başkara" sözlerine ilişkin ola- rak "Ben Türkrye Cumhuriyeti'nin \\ashington Bü- yükelçtt@'nde yapbğun görevden buraya geüyorum. Ö binanm önünde bir Türk bayrağı daİgalanrvordu. Bir Türk toprağmdan geküm" diye konuştu. Erdoğan'ın önünü kesecek DTP'nin başuıa geçiş yöntemi, DTP'den çok baş- ta diğer sağ partilerce tartışılan Bayar, DTP Büyük Kongresi'nde genel başkan olmak için çalışmalara baş- layacak. Kimi çevrelerde, "Tayyip Erdoğan'mönünü kesmek için ABD'den ithal edildiği" öne sürülen, kimilennın ise "Süleyman Demırerinyeni bir manev- rası" olarak nitelediİderi Bayar'ın, özellikle DYP ve ANAP'tan yapacağı transferlerle, TBMM'de grup kuracagı belırtiliyor. 'MHP'sizçözüm arayışkmyenibir koalisyonformülü oluşturur' Bahçeli ortaklannı yine uyardıANKAR\ (CumhuriyetBürosu) - MHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Devlet BahçeB. hü- kümet ortaklannın her konuda MHP'siz çözüm formülüne baş- vıınnalan dunımunda yeni bir ko- alisyon hükümetini gündeme ge- tireceğini belirterek "O zaman kimlerden destek abyoriarsa on- larla yeni bir ohışum meydana ge- tirebffirler" dedi. Önceki akşam TBMM'de dü- zenlenen 23 Nisan resepsiyonun- da gazetecilerin sorulannı yanıtla- yan Bahçeli, koalisyon ortaklan arasında uzlaşma sağlanamayan bazı konularda Meclis'te uzlaşma aranması konusunda şunlan söy- ledi: "Her konuyu 'Biz uzlaşamı- yoruz' diye MecKs'etasıdığınız za- man, Mecüste sağlayabildiğiniz uz- laşmazemini muhtemel ohışabile- cek bir koatisyon hükümetinin de simetriği ohır." Bahçeli, bu konuda kurmaylan- na yaptığı değerlendirmede de "Eğer bu abşkanhk hafine geürse işin ciddrveti bozuhır. O zaman bi- ze ihtivaçlan yok demektir" dedi. AB'nin broşüründe terör ör- gütlerinin parti olarak sunulduğu- nun anımsatılması üzerine, "AB'nin legal vefllegalsözcükle- rinin anlamımn farkında olması lazım" diyen Bahçeli, "Yeniden yapıJanma çerçevesinde başba- kanlık el değiştirebflır mi" soru- suna sinirlenerek "Çokyanhşbir soru" vanıtını verdi. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin<o doruk.net.tr Ekranlarda şaşkınlıktan mı, utançtan mı, korkudan mı bilın- mez, donakalmş Fransızlann gö- riJntüleri. Gazeîeterde Fransa'da- ki başkanlık seçımlerinde oyla- rın yüzde 17'sini alan ırkçı-faşist Le Pen üstüne yonjmlar, yorum- lar, yorumlar... Türkiye Büyük Mıllet Mecli- sı'nin 23 Nisan "reception "unda seçilmişlerin ve atanmışlann ağ- zından gazetecı mikrofonlarına, kameralarına akan değerlendir- meler, değerlendirmeler... Önce Türkiye'de 28 Şubat ön- cesi ile bugünün Fransa'sını kar- şılaştıran, eşleştırenlere bakalım. Köktendıncilığin, şeriat özle- miyle yanıp tutuşanların, Islam dinini siyasallaştırarak iktidara tırmanan ve orada yine Islamı kullanarak tutunmaya çalışanla- rın demokrasi için bir tehlıke ol- duğu su götürmez. Demokrasi, kendinı yok edeceklere karşı kendi savunmasını üretmek zo- runda. Tamam doğru. Ama demok- rasınin kendini savunmasının da demokratik olması gerektiği bir ilke. 28 Şubat'ın bu bağlamda demokratıkliğınden söz etmek zor. Demokrasılerde çözüm yön- temlerıyle ulaşılan sonuçları bir- Fransa'dakinin Adı Le Pen birlerinden ayrılarak ele alına- maz. "Tamam, pek demokratik değildi ama, sonuçta tehlıkeyi önledi ya" demek "bazan" de- mokrasiden vazgeçilebileceği, kısa da sürse demokrasinın as- kıya alınabileceği demektir. Ama bu yazı 28 Şubat'ı tartış- mıyor. Sadece 28 Şubat önce- si Türkiye ile bugünkü Fransa'yı eşleştiren akıl yürütmeye rtiraz et- mek istedim. Geçelim. Siyasal Islam ya da daha ge- niş birtanımlamayla "dininsiya- sallaştırılması" demokrasi için somut ve ciddi bir tehdittir. Tıpkı militarizmin demokrasi için somut ve ciddi bir tehdit oluşu; tıpkı ırkçı-faşist ideoloji- lerin demokrasi için somut ve ciddi bir tehdit oluşu gibi... Şimdi... Le Pen, Fransa'da dini siya- sallaştınlarak iktidara tırmanma- nın, yani Hristiyan kökten dinci- liğinin değil, ırkçı-faşist ideolo- jinin siyasal örgütünün adıdır (Le Pen'in partisinin adını anım- sayan var mı içinizde? Adam, Fransız ırkçlığını ve faşizmini kendı adıyla simgelemekte). Le Pen'in Türkiye'deki eşde- ğerini şeriatçı mollalann saflann- da aramak o yüzden yanlış. Ne- rede aranacağını ise en azından bu gazetenin okurlan pek iyi bi- lir. • • • Pekı Fransa'yı şaşkınlığa bo- ğan, Avrupa'yı Le Pen'in seçim zaferinın anlamı üstündeyoğun- laştıran bu olgu Fransa ile mi sı- nırlı? Avrupa Birfiği'nin sınırlan için- de ve adayları arasında Le Pen'lerın sayısı ıbadullah. Hür- riyet'teki meslektaşlanmızın dün yaptıklan başarılı derleme-ha- ber Avrupa'daki "öteki Le Pen'ler'l sergiliyordu. Danımarka'da ırkçı-yabancı düşmanı-aşırı sağcı Halk Parti- si bugun hükümetortağı. Lider- lerı Pia Kjaersgaard yüzde 12 oy alarak çıktığı seçimlerin he- men ardından ekranlardan seç- menlerine Nazi selamı yolladı. Avusturya faşistleri Ozgürlük Partisi saflarında buluşup Jörg Heider önderliğinde oylann yüz- de 27'sin/ toplamıştı ve şimdi hükümette. Italya'da Başbakan Berlus- coni'nin oturduğu koltuğun ayaklanndan biri "Mussolini'n/n çocuklan" olduklarını övünerek belirten Italyan faşistlerinın Ulu- sal Birlik Partisi; öteki bir başka ırkçı-yabancı düşmanı Umber- to Bossi. Beriusconi onlann des- teğiyle ıktıdarda. Hollanda'da, Belçika'da ırk- çı-yabancı düşmanı paıtiler tır- manışta. • • • Bunun bir açıklaması olmalı. Daha beş yıl öncesinde sosyal demokrat partilerin neredeyse silme sıvama ıktıdarda olduğu Avrupa'da sağın ve aşın sağın art arda seçim zaferieri kazanarak, geniş kitlelerin desteğini alarak öne fırtamalarının, milliyetçiliğin gitgide koyulaşarak ve saldır- ganlasarak yükselmesinin, sos- yal demokrat partilerin Avru- pa'nın hemen her yerınde şid- detli oy kaybına ve kıtle deste- ği yitimine uğramalannın neden- lerini bulup çıkarmalıyız. Yani gözlerimizi'le Pen ağa- cına" dikmekten kurtulup "Le Pen 'ler ormanma" bakmak zo- rundayız. Önumüzdekı günlerde defalar- cayazmak, üstündedurmakzo- runda kalacağımız anlaşılan bu konuya bir ilk yaklaşım olarak iki soruya ne dersiniz? Bin Avrupa Birliği'nin bir siya- sal yapıya, Avrupa Birleşik Dev- letleri'ne evrilmesınin son adım- lan atılıyor. Bu çok büyük, çok cesur bir proje ve ulus-devlet- lerin erkinin (uluslann renklerı- nin, özelliklerinin değil, ulus- dev- letlerin erkinin) silikleşmesine yönelen bir adım. Milliyetçiliğin yükselişı, bunun siyasal düzle- me (erk düzlemine) yansıması bu adıma birtepkinin adıdır. Di- yalektik düşünce yönteminin ve ancak diyalektik düşünce yön- teminin öngörebileceği birtep- ki. İki: Milliyetçilik ve ırkçılık, ya- bancı düşmanı tezler ve söy- lemler üstünde yoğunlaşıyor. Yoksul ülkelerden ge.'en göç dal- galan Avrupalılan tedirgin edı- yor. Avrupaflılar), sırtlanndan zen- gınleşerek ulaştıkları refahı, As- ya'nın. Kara Afrika'nın, Ortado- gu'nun yoksullan ile paylaşmak istemıyor. Çareyı mılliyetçı- ırk- çı-faşist partilerde anyor... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİZVKAYA Avrupa Solu... Avrupa'da aşın sağın yükselmesi önceden gö- rülmedi mi? Avrupa'da son on beş yıllık siyasi süreci ir- deleyen Ergin Yıldızoğlu önceki gün şu soru- yu yöneltiyordu: "Sosyal demokratlar yolun sonunda mı?" Ingıltere, Almanya, Fransa, Hollanda gibi ül- kelerde sosyal demokrat partilerin benimse- dikleri neoliberal politikalar emekçi ve yoksul kesimlerin ekonomik istemlerine yanıt verme- mişti: Avrupa'daki sosyal demokrat partiler iş dün- yasına yaklaştıkça aşın sağ partiler emek- çi ve yoksul kesimin umudu olmaya başlamış- tı... 1999 yılını anımsamakta yarar var!.. Almanya'da 16 yıl iktidarda kalan sağcı Hel- mut Kohl hükümetini yıkarak iktidara gelen Sosyal Demokrat Parti'nın lideri Oskar Lafon- taine, önce başbakanlık yarışmı kaybetmiş, ar- dından maliye bakanlığı görevinden istifa etmiş- ti... Pekı, Lafontaine en yakın çalışma arkadaşı Gerhard Schröder'le neden anlaşmazlığa düş- müştü? Çünkü, Başbakan Schröder işverenlere ver- gi ındırimi getirmiş, Lafontaine de buna karşı çıkmıştı... Lafontaine'in 1999'dayayımlanan 'KalpSol- da Atar' adlı kitabı Almanya'da merkez solun nasıl sağa kaydığını ve halktan koptuğunu açık bir biçimde anlatır... Lafontaine, SPD'nin gelenekçi sol kanadını, Schröder ise sağ kanadını temsil ediyordu... Bir bakıma Schröder, Ingiltere Başbakanı Tony Blair'in başını çektiği 'üçüncü yo/'a çok yakın birsıyasetçiydi... • • • Oskar Lafontaine, maliye bakanlığından isti- fa ettiği gün ne demişti: "Ben devlet harcamalarından tasarrufyapıl- ması gerektiğini savunuyorum. Ama işverenin sırtından 8 milyar marklık vergi yükü kaldırılır- ken emekli maaşlannın düşürülmesine de kar- şı çıkıyorum..." Lafontaine devam ediyordu: "Artık birülkede ızlenecekpolitikaların ulus- lararası finans çevrelerince belirlendiğini her- kesin bilmesiniistiyorum. Birülkede verilecek politik karaıian uluslararası finans çevreleh de- ğil, parlamentolar vermelidir." Almanya'da 30 yıl politika yapan Lafonta- ine böyledıyordu... Aslında durum Fransa'da da aynıydı!.. Küreselleşmenin yol açtığı ekonomik ve top- lumsal çöküşler Almanya ve Fransa gibi ülke- leri etkiliyor; savaşlar doğal olarak sığınmacı- ların da sayısını arttırıyordu... Kısaca sosyal devlet halka mutluluk ver- miyordu... Emekçiler ve yoksullar geçim sıkıntısına düş- tüklerınden aşın sağı kurtarıcı olarak görü- yorlardı... Le Pen de işte bundan yararlandı, tıpkı Jörg Haider gibi!.. 1999 yılında Avusturya seçimlerinde yüzde 33 oy alan Jörg Haider, işsizliğin ve yoksullu- ğun 'yabancı işçilerden' kaynaklandığını öne sürdü; ırkçılığı seçim aracı olarak kullandı... Özelleştirmeyle, tahkimle halktan kopan, uluslararası finans çevrelerinin etkisi altına giren sosyal demokratlar halkın ekonomik bek- lentilerine yanıt veremeyince güvenilirliklerini yitirdiler!.. • • • Fransa'da Le Pen'e oy verenler; işçiler, işsiz- ler, üreticiler, yani orta sınıf!.. Onlar giderek yoksullaşıyorlar!.. Onlara "Hayalkurun. mutlu olursunuz" diyen- ler ise giderek güçleniyor!.. Avrupa'da hem geleneksel sol hem de gele- neksel sağ şaşırtıcı ama tıpkı Türkiye'de ol- duğu gibi kan kaybediyor!.. IMF ve Dünya Bankası'na teslim Türkiye'de işçiler, işsizler, yoksullar, emekliler, üreticiler umudunu merkez soldan ve sağdan kesmedi mi? Çünkü Türkiye'de merkez sağ ve merkez sol aynı yolun yolcusu!.. Sanki uluslararası finans çevrelerinin söz- cüsü!.. hikmet.cetinkaya' cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlaryağmurvekuşiar t£)aâ(/i/nua/itaar ve umzi Y i Y ı n c ı Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear