01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
125 NİSAN 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA JvlJ.lj.1 U J \ [email protected] 15 HAYATIN ÖTE YAKASI FERtDUN ANDAÇ Yodi kapının sırlıdünyasıKentlerdir bize hayatm şaşırtıcı renklerini gösteren; aşkın, bağlan- manın. aynlığın. sılanın, özlemin, lcadım dostluklann dilini anlatan. Sevince ve kedere bannak, acılara siper, derinden yaşamalara yurt olan krentler. Tarihın ışığını yansıtan, bel- legin sırnnı sunan, anımsadıkça bi- z e bizi anlatan kentler... Yerin anJamı, mekân duygusunun tözü, dille beslenen kültürün kat- manlanna oradan ulaşınz. Kent bir aynadır bu anJamda: gören. göste- ren. Siz ona baktıkça sırb olanın bü- yîisüne kapılarak yol alırsınız. Bu anlamda, her kentin birdili, bir alfabesi olduğuna ınananlardanım. Her birkenti benzersiz kılan biraz da bu değil midir? O dilin ezberi gerekmez. BeJJek yeter. Aslında, anımsamalara da ku- İak asmayın! Günün deyimiyle, "nostaljPyle de ilgilenmeyin hiç. Eğerki. çocukluk belleğinizde bir kent yer edebilmişse; siz onun abe- cesini öğrenmeye daha o ilk adım- lannızda başlamışsınızdır. Sonrası, gelen renkler, sesler, kokular, görün- tülerdir. Öğreten, gösterip baktıran, besleyici olan; bellekte yeredenler- dir o kentin kimliğınden size yansı- yanlar. Ne haritalaradıl, ne sözlere ses, ne de mekânlara suret gerekir. Siz bak- tıkça görür, gördükçe ardam verir; dile gelene. görünüp yansıyana ka- tılırsınız. Kentin ruhu sinmiştirteni- nize: bir bir yaşanılan yerler. adım- lanılan sokaklar. dinlenilen masallar, tutkuyla ardından gidilen aşklar, bağlanılan anJar teninizin altındaki sese ve renge dönüşür zamanla. O sözünü ettığim renkler, kokular, ses- Jer, görünrüler size ait olma duygu- sunu en çok hıssettirenlerdir. Yeryü- zünün herhangi bir yerine de gitse- niz, sizdeki yurtsama duygusunu yudum yudum yaşatanlardır bunlar. • • • Anadolu'da zamanı anlayabilmek için kentlere yüzünüzü dönmeniz gerekir. Onlann tarihine, mekânlan- nın diline. yaşanılanlann izlenne. Yaşanmışhk duygusunu veren yapı- lardır biraz da Anadolu kentlerini bi- IUi Mücadele' rzuru tid bin rakıınb Palandöken Dağı'nın kıyısındaid bu kadim kentin yedi kapısı bana sırlı bir dünyayı anlatmjşnr hep. Kent içeridir, içeride olandır. Kapriann simgelediği de budur biraz. ÖKUMA ÖNERİLERİ Dergâh Yaymlan "Erzurum Kitaphğı" dizisiyle bir kent kitaphğı oluşturmayolunda. Bu kenti anlatan 14 kitap, okumamız için bizlere sunuldu. îşte bunlardan birkaçı: 1. Erzurum 'un Manevi MimaHan, M. Sıtkı Aras; 3. Erzurum Efsaneleri, Bilge Seyidoğlu; 4. Erzurum Kitabı, Muammer Çelik; 5. Mil/i Mücadelede Erzurum, Cevat Dursunoğlu; 7. Erzurum Şairleri, Hasan AHKasır; 8. Türkülerde Yaşayan Şehir, İsmail Bingöl; 11. Erzurum Masallan, Bilge Seyidoğlu. BELLEKKUTUSU "Oysa kentgeçmişini dile vurmaz, çizik, çentik, oyma ve kakmalannda zamanın izini taştyan her parçasına, sokak köşelerine, pencereparmaklıklanna, merdiven tırabzanlarına, paratoner antenlerine, bayrakdireklerineyazılı geçmişini bir elin çizgileri gibi barmdınr içinde." Italo Calvino ze anlatan. Sokaklan, çarşılan, ka- leleri, hanlan, hamamlan, camileri, bedestenleri ve medreseleriyle ken- tin bilincini, belleğini sunarlar bize. Benim çocukluk kentim de öyle- si kentlerden biridir. Iki bin rakımlı Palandöken Dağı'nın kıyısındaki bu kadim kentin yedi kapısı bana sırlı bir dünyayı anlatmıştır hep. Kent içeridir, içeride olandır. Ka- pıların simgelediği de budur biraz. 0 içeridekılerin kuruluşu/yapılandı- nlışı da çocukluğumuzun düş yo- rumcusu kılmıştır bizi. ÖyJe ya; her sabah kapınızı açtı- ğınızda karşınıza çıkan Üç Kümbet- ler'in görkemliliği... birkaç adım ötede, bir kızak kayımı yolun ucun- daki Çifte Minareler Medresesi, az ilerideki Ulu Cami, onun karşısında yer alan Saat Kulesi ve kale, Cum- huriyet Caddesi'nin en şenlikli ye- rinde birbınne bakan Yakutiye Med- resesi ve Lâlâ Paşa Camii... Hele o kapılara ulaştıkça karşınıza çıkan hayatın renkleri... Dışla iç'in buluş- tuğu yerlerdir buralar... Yolumu yeni bir yol uğrağına dü- şürmeden, bu kenti bize anlatan "Erzurum Kitaphğı'' ile yol alıyo- rum günlerdır. Bir tür bellek yolcu- Iuğu oluyor o gidişin öncesinde. Ba- na bunlan anlatan, Doğu'nun rüz- gânnı getiren sesin kederine dönü- yorum yüzümü. Kalıcı olandır bu diyen şairle, Furuğ'la yüz yüzeyim. Rüzgânn alıp götürdüğü bir trene bindiriyor beni, yeniden doğuşun şarkısı gibi geliyor her birsözü. Do- gu'ya dönüyorum yüzümü bunlarla. Çocukluk kentimin sokaklannı be- zeyecek sözlerle düşüyorum yola. Cahino el ediyor oradan: "Engefle- ri aş, iki gökvuzü arasından geç, bir yolu seç; dönüşsüzolanını anla. Kar- şılaşacaklanna ne öfkden, ne de ke- derien; anılannda kaianlayüzieştiği- ni ne kıyasla, ne de değjştir~" O ki, görünmeyen yanlannı yazmıştı kentlerin; imgelenn dılıyle konuş- muştu. Şündi, "birkalpadamı"olan Tanpınar'uı Beş Şehir'ini de ahyo- rum bu kitapliğm sunduklannın ya- nına; bıze hayahn şaşırtıcı renkleri- ni sunan çocukluk kentime doğru yola düşüyorum. Hüzünlübir özyaşam öyküsü ısrmuı 21.ULUSIARARASI «""J" İSTANBUl wîn FİLM FESTİIMÜ Arpad Sopsits, kendiyaşanundan yola çıkarak oluşturduğu 'Terkedümiş'te bir grup çocuğun iç dünyalanru ve yaşadıklan zoriukJan işhyor. ASU SELÇLfK Iranlı usta yönetmen AbbasKiarostami "ABCAfrika" belgeselinde Afrikada AIDS'e yakaJanan anne-babala- nnı yitirerek öksüz kalan 1.6 milyon çocuğun acılı, ça- resizlik dolu öykülerini vurucu bir biçimde aktanyor. Ugandalı Kadınlann Öksüzleri Kurtarma Çabalan Der- neği, UWESO'nun çağnsıyla Uganda'ya giden Kiaros- tami, tüm dünyayı buradaki trajedinin yıkıcı boyutlann- dan haberdar etmek istiyor; "Çeldm süresinee tüm yok- suihığuna karşuı her yerde olağanüsrü bir ruh zenginti- ğiyle karşdaşam" diye konuşuyor Iranlı yönetmen. Çocuklarla, onlann acı dolu yaşamlan ve yazgılany- la ilintili bir başka çalışma da Macaristan'dan. Arpad Sopsits, "Terkedilmiş T> i kendi çocukluğundan yola çıka- rak oluşturmuş. Bu hüzünlü özyaşam öyküsünde 6-11 yaş arası birgrup çocuğun iç dünyalannı, cinsel uyanış- lannı, büyümenin getirdiği kimi zaman başa çıkılama- yan zorluklan anlatıyor filminde. Bir devlet kurumun- da, temel sosyal haklanndan, aile ortamındanyoksun bü- yüyen bir grup genç insanın yetersizlıklerle dolu gün- delik yaşamlannı gözlemliyoruz. Se\'giden yoksun, ken- dilerini dışlanmış gören, yalnızlık içindeki bu çocukJa- nn düştüğü durum, 1960'lardaki Macanstan'da başgös- teren karşı koymalardan oluşan sosyal belirsizliğin, da- ralan yaşam koşullannın sonuçlandır. Uzakdoğu'dan, Hong Kong ve Japonya'dan üç yetkin çalışma ızliyoruz: Lan Yıı,Yılan Bahgu Kızıl Köprünün AlandanAkanDıkSuiar. Hong Kongiu yönetmen Stan- le>' Kwan, "Lan Yu"\ r u 1996'da internetteyayımlanan ve Çınli eşcinsellerin sonunda kült romaruna dönüşen "Pe- kin Tarihi" öyküsünden sinemaya uyarlamış. Kwan; "Çin'de eşcinsellik gerçekten tabu demektir. Eşcinsel üd ÇinHyi odakladığını gerçekçi bir öykü çektim" diyor. Ja- pon usta Shohei Imamura, Narayama Türküsü'nden (1983) sonra Cannes'da ikinci kez Altın Palmiye aldığı "Yılan Bahgj"nda (1997) suç işlemenin ardından bir in- sanın yenı yaşamına nasıl hazırlandığını irdeier. Kıs- kançlık, paranoya. suç, aşk. saplantıh ilişldler üzerine yetkin bir çalışma oluşturmuş yine Imamura usta... ARtFDAMAR 2002 Nisan ayında çıkan edebiyat dergilerinden: Adam Sanat, Akatalpa, Ay,Berfin Bahar,Çıkm, Da- mar, Dergâh, Dize, E, Esld, Evrensel KüJtür, Gösteri, Kum, Kûl, Üç Nokta, Var- bk,VVesvese,Yaba Edebi>at, Yeni Bin Yıl'da yayımlanan şiırleri Metnet Fuat ve Or- han Koçak'la birlikte oku- duk, inceledik. Ve oybirliğiyle Özdemir tnce'nin Adam Sanat dergi- sinde yer alan "DALGIÇ" adlı şiirinin 1. bölümünü Ayın Şiiri olarak seçtik. Özdemir Ince bu şiirinde yoğunlıık ve akıcıhğı ustaca bağdaştırarak, yaygın şiir tavrına karşı çıkmaktan çe- kinmeden, özgün bir yapı ve söyleyişi incelikle biçimlen- diriyor. DALGIÇ 1 Kendime bir ölü srfat kazısam eşik taşına kendime ölümsüz bir fiil oysam paslı suya kendimle kor ateşe bensiz bir cümle yazsam kendime kendimle vahiysiz bir kitap olsam. Sahi, çok kendimi az kendimle bir toplasam | ah, krsa kendimi uzun kendimden bir çıkartsam hele, ağır kendimi hafrf kendimle bir çarpsam, ben, ters-yüz edilmiş o yaşlı hücre, acemi dalgıç. ! ÖZDEMİR INCE I f MKİMDİR? /ÖZDEMtR tNCE 1936da Mersin'de doğ- du. Ankara Gazi Eğitim Ensritüsü Fransızca Bölü- mü'nü bitirdi. Paris Üni- versitesı'nin Fransızca Öğretmenliği ve Fonetik Enstitülerinden sertifika aldı. Liselerde Fransızca öğretmenliği, TRT'de çe- vırmenlik, metin yazarlığı ve çeşitli kademelerde yö- neticilik; yayınevlerinde editörlük yaptı. PEN Yazarlar Derneği, Mallarme Akademisi (Pa- ris), Centre Internatıonal d'Etudes Poetiques (Briik- sel) ve kuruculanndan ol- duğu Reseau Üniversitaire Euro-Mediterraneen Pour la Poesie (Strasbourg) üyesı. Istanburdayaşıyor, Hürriyet gazetesüıin pazar ekinde ve sanat dergilerin- de yazıyor. Şiir,çe\iri veyazılannı; 1954'te ılk şiirinin çıktığı Yağmur (Adana), Kay- nak, Türk SanatL,Değişim, Pazar Postası, a, Dost, Pa- pirüs,So>nt,TürkDiB, Ye- ni Düşûn, Adam Sanat, GÖsteri ve Varük dergile- rinde yayımladı. Şiirleri- nin yanı sıra Yunan ve Fransız edebiyatından yaphğı şiirçevirileriyle de tanındı. Şiirlerinde ikinci Yeni akımının getirdiği olanak- lan değerlendirerek öznel- le nesnelin uyumunu gö- zeten toplumcu bir şiirge- liştirdiği kabul edildi. Son >illarda siyaset, edebiyat ve estetik sorunlannı irde- leyen yazılannda toplum- sal ve kültürel değişimin izlerini yakalamaya çalış- tı; özellikle "moda kav- ramlar"a ve "yükseten de- ğerler''e ironık bir dille eleştiri getirdi. 1968'de Kiraz Zamanı ile May Edebiyat; 1978'de Taşlar, Yinelemeler, Par- maklıklar ile TDK Çeviri ödüllerini; I990'da Fran- sız hükümetinin sanat ve edebiyat alanında "Offi- cerNJşanı"nı aldı. 2000'de Abdi Ipekçi Özel Ödü- lü'nü CevatÇapan ile pay- laştı. ODAK NOKTASI AHMETCEMAL YİPhii Yıllık TOBAV Serüveni (2) Geçen haftakı yazımda, 28 Araiık 1981'de kurulan Devlet Tıyatrolan Opera ve Balesı Çalışanlan Vakfı'nın (TOBAV) kuruluşundan bu yana geçen yırmi yılı aşkın süre boyunca, Türk tıyatrosunun nereyevardığını -ya da varamadığını- anlatmaya çalışmıştım. TOBAV gibi bir kuruluşa yöneJtiteöılecek en önemli sorulardan bin, sanata değgın olarak nasıl bir tavır al- dığıdır; daha doğrusu, böyle bir tavır alıp almadığıdır. TOBAV'ın kuruluşundan bu yana izledıği çızgıye bak- tığımızda, bu soruya olumlu yanıt verebıldiğimizı sevi- nerekgörüyonjz. Orneğin 1997 Kasım'ında, Mersin'de toplanan Türk Tiyatro Kurultayi'nı açış konuşmasında, TOBAV Genel Başkanı Tamer Levent şu göruşlere y- ervermiş:"... tiyatro sanatıtoplumaaynalıkyapar. Top- lumsalyaşamın gelişmesine, bineyin kendikendini ta- nımasına ve gelişmesine doğnıdan katkılarda bubnw. Sanki tüm sanat kavramının özelliklerini temsil eden bir da) gibidir. Insanla olan ilişkilerı ve insanın kendini tanımasındaki önemı ile evrensel bir kültünjn temsil- cis/dir. Bu temsilgörevinin yerine getırilmesinde dev- let-özel aynmı yapılamaz. önemli olan, bu sanatın in- sanla buluşmasını sağlamak, kültürûnü geliştirmek ve yaygınlaştırmaktır." 1994 Eylül'ünde, Devlet Tiyatrolan tarafından başla- tılan "Sanata Evet" kampanyasının birinct derecedeki sözcülüğünü üstlenmiş olması, TOBAV'ın ülkemiz açı- sından taşıdığı önemin bir başka göstergesidir. Çünkü bu kampanya, belki de "Sanata evetde ne demek?Za- ten olan bir şeye evet demenin anlamı nedir" gibi, ilk bakışta haklı gorülebılecek sorulann tuzağına düşmek- sızın, bu iklimde sanattan ne anlaşıldığı, buna karşılık ne anlaşılması gerektiğı gibi yaşamsal sorunlara köklü biçimde el atılmasının bir aracı oldu. Sanat ile sanat ol- mayanın, gerçek sanatçı ile bir şarlatanlar grubunun iyi- ce birbınne kanştığı günümuz ortamında 'Sanata Evet", geçertiliğini daha uzun süre koruyacağa benzerbir/Vte- nın adıdır; bu dogru/tuda, "Sanata Evet", "Sanatadım taşıyan, ama sanat olmayana hayııi" diye yorumlanma- sı gereken bir slogandır. TOBAV, bir süredir mesajlannı süreli bir yayın orga- nıyla da yaymaya başladı. Kuruluşun, Sayın Nihat Ha- kan Güney'ın yayın yönetmenliğinde ıkı ayda bir çık- makta olan ve 4. sayısına ulaşan "Oynayan Insan" ad- lı dergısı, Tüfkiye'de sanatın guncellığıni köklü bir biçim- de yakalayan veyorumlayan endergirişırnlerden bın ni- teliğınde. Geçen yazımda, kuruluş aşamas/nda vakfın temel amaçlan arasında yer verilen bir işlevın, "Profesyonel ve amatörçalışmalan desteklemek, kurvlmuşya da ku- rulacak gnjplan desteklemek" işlevinin ülkemiz açısın- dan özel bir önem taşıdığını belirtmiştim. Dünyanın ti- yatro sanatını bırey ve toplum açısından yeterince önemseyen butün uygar toplumlannda tiyatro sanatı- nın gerek eğitimine gerekse bu alanda yeni çalışmaya başlamış olanlara yatınm yapmak, doğrudan tiyatro sa- natına yatınm yapmakla eşanlamlıdır. Ülkemızde yeni kurulan tiyatro topluluklannın, başka deyişle bu alanda- ki genç gırişimlerin bugün tek güç kaynağı, turiü güç- lukler pahasına ayakta tutmaya çalıştıklan kendi ide- alizmleridir. Böyle girişimler ne devletten ne de yerel yö- net/mlerden, özel kesimlerden vb. yeterli destek göre- bilmektedir. O/an'a sahıp çıkmak, tek başına sanata destek verme iradesinin varlığını kanıtlayamaz. Sanata gerçek anlamda evet demenın, sanatı sevdiğıni soyle- yebılmenin en etkın yollanndan biri, yolun henuz başın- da olanlan da onemsemekten ve desteklemekten ge- çer. Ben, böyle bir desteğı artan ölçüde vermenin, başa- nlı bir geçmişe sahıp olmanın haklı gururunu yaşayan TOBAV'ın gelecekteki en önemli görevi ve ışlevi oldu- ğuna ınanıyorum. e-posta: ahmetcemalto superonline.com acem20 ' hotmail.com BüGUN • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZÎ'nde 18.30'da Edvin GaKp'in 'Hamparsun N'ota Sistemi' konulu söyleşi. (0 212 292 0655) • ÖZEL IŞIK LlSESt'nde 20.30'da Işık L nrversrtesj Miizikal Topluluğu ve ÎÜ Deviet Konservatuvan Müzikal Topluluğu nun 'Musical - la Turca' adlı konseri. (0 212 286 29 60) • TAXEVfSHAFT'ta 22.00'de Soundtrack Parry. (0212252 53 76) M ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ nde 21.00'de Nazh Eray'm 'Aşk' konulu söyleşisi. (0212 234 2912) • AKM BÜYÜK SALON'da 20.00'de 'tüşkikr' balesüıin galası. (0 212 251 56 00) • ANKARA OPERA BİNASI'nda 20.00'de 'mdt@akdeniz' Modern Dans Topluluğu nun gösterisi. (0 312 324 22 10/2010) • BOĞAZtÇİ ÜNtVERSİTESt nde Tanhuri Cemil Bey'i Anma Günleri' kapsamında Derya Türkan ve Özer Özel konseri. (0 212 26315 40) • BABYLON'da 19.00'da 'Babjion Juke BCK- Bab>1on 3. Yaş Partisi'. (0 212 292 73 68) M CEMAL REŞİT REY'de 19.30'da 1Ü Devlet Konservaftrvan Türk \fusikisi İcra Heyeti'nin 'Münir Nurettin Selçuk'u Anma Konseri'. (0 212 232 9830) • tFSAK'ta 19.30 ve 20.15'te Fehmi İçyer'in 'Türk Mimarisinde Kapüar, Kapı Süsleri, Kapı Tokmaklan' konulu saydam gösterisi. (0212 29242 01) (STANBUL FİLM FESTÎVAÜ'NDE BUfiüN • EMEK'te 10.30'da 'Harry Nasal Ağaç Oldu', 13 30'da'YüanBabğj', 16.00'da 'Amerika Mektubu', 19.00'da 'Ydan BaugV ve 21.30'da 'Magonya'. (212 293 84 39) • ATLAS'ta 10.30'da 'Banka', 13.30'da 'Lan YH', 16.00'da 'GizHOy', 19.00'da'Lan Yiı've 21.30'da 'Don Giovaniü'. (212 252 85 76) • SİNEPOP'ta 10.30'da 'Aç Göderini', 13.30da 'JanDara', 16.00'da 'Snur + A. B. C. Afrika', 19.00'da 'Zorhı Aşk' ve 21.30'da 'Tatft Rita'. (21225111 76) • BEYOGLU'nda 10.30'da 'Şellale', 13.30'da 'FotograT, 16.00'da 'Sen de Gitme', 19.00'da 'ttiraT ve 21 30'da 'Terk Edflraiş' (212 251 32 40) • REXX"te 10.30'da 'Ctaico', 13.30'da Kadınlann Bekleyişi', 16.00'da 'Günün tçinden', 19.00'da 'Kızıl Köprünün AlündaıuJ ve 21.30'da 'Üç Adam Ölecek'. (216 336 0112)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear