01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1=3 N&AN 2002 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE _Y 13 Sinop PB 14 Adana PB 24 Y 12 Samsun PB 17 Mersin PB 21 Kcr>caeii Y 15 Trabzon PB 14 Dıyarbakır B 21 Ç^nakkale Y 14 Giresun PB 14 Şanlıurfa B 24 Y 18 Ankara Y 17 Mardin B 18 M-Eanişa Y 18 Eskişehir Y 17 Siirt B 21 A^cJın Y 19 Konya Y 15 Hakkân PB 14 Y 17 Sıvas Y 20 Van PB 12 Zongudak Y 13 Antalya PB 18 Kars PB Maımara. Bati Karade- nız, Orta Karadenız'ın ıç kesımlen ıle iç Arıadolu yağmur, yer yer sağanak yağışlı. dığer yerier par- çalı ve az bulutlu geçe- cek Hava sıcakfığı 8a- tı'da azaiacak. Doğu'da bıraz artacak Ruzgâr. guney ve batı Marma- ra'da kuzsy ve doğu yonlerden hafıf, ara sıra orta, yağış anında kuv- vetlı olarak esecek DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Bnjksel Parıs Bonn PB Y Y B B B PB Y 8 11 12 11 12 13 16 10 Munih Y 11 Zurih Berlin Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya^ Roma Atına Y Y Y Y Y Y Y Y 1b 17 15 18 21 14 17 20 Y 11 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre Sam B Y B Y Y Y B B B 1b 10 "7 i 25 12 8 3 31 ?R , buiut |u "\ BuıutJu k Çok bulutlu > Yağrnuriu C*_\ Ş SUJL KSf . Gok gürultulu GrL 3YC E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Haştarafı 1. Sayfada atamayacağına ınanıyor. EZon habere göre DYP Genel Başkanı; ya insa- fa <geldi ya da halka umut vermeyi yeğledi. C>ünlere kadar yüzde 100'lere vuracağından söz ettiği enflasyonun; bugün, 2002 sonunda (hiikümet yüzde 35 bekliyor) yüzde 40'ın biraz üz&rinde duracağını söylüyor. Şaşırtıcı bir geliş- me> değil mi? Aynı zamanda Türkıye limanlannı Avrupa Bırli- ği ölçüleriyle uyumlu hale getirmek içın gönderi- len; neki, Türkiye'yiKürdistan, Ermenistan, Pon- tus gibi düşsel bölünmelerle resmeden harita kul- lanan iki Fransız'dan derhal ülkeyi terk etmeleri- ni kîm istedi, biliyormusunuz? E-mailleriyle ünlenen AB Temsilcisi Karen Fogg' Harita gazetelerde yayımlanır yayımlanmaz Dı- şişleri Bakanlığımız harekete geçeceği yerde, gö- revi üstlenen Karen Fogg, "Türkiye'de üzerinde büyük hassasiyet bulunan toprak bütünlüğü ko- nusunda daha dikkatli davranmadıklan için" iki Fransız'a kapıyı gösteriyor. Değişim haberleri daha bırçok alanda da göz- leniyor. örneğin, 18 Nisan 1999 seçimlerinde 31.184. 496 geçerli oyun ancak binde 58'ini, yani toplam 179.871 oy alarak Guinnes rekorlar kıtabına gir- meye hak kazanan DTP Genel Başkanı Ismet Sezgin, bır ilke imza atmanın heyecanıyla de- meçler veriyor. Son olarak bır TV'deki konuşmasında 18 Nisan seçımlerindeki üstün başansını anımsamadı ama; bir konu var ki, o konuda bugün söyledikleri dün- kü söz ve davranışlarıyla örtüşmüyor. Sözlerinin ilgi çekmesindeki neden; "40yıllıkarkadaşı" De- mirel'le ilgili içerikte olmasından. Büyük bir özveriyle genel başkanlığı 40 yaşla- nndaki Mehmet Ali Bayar'a bırakacağını açıkîar- ken. "Yaşlılar çekilecek, gençlere kapı açılacak. 60'ın üzerindeki -kendisi gibi- partideki bütün yö- neticiler çekilecek" dedi. Bu söylemleri sık sık yınelemese; insan, bu açıklamaya inanmakta zorluk çekecek. Hele 60 yaşın üzerinde kimsenin görev almayacağının al- tını çizmesi yok mu? Gel de şaşırma Daha bir ay önceye kadar Türkiye'yi bugünkü siyasal, ekonomik, sosyal açmazlardan, krizler- den kurtaracak tek kişınin 77 yaşındaki eski Cum- hurbaşkanı Demirel olduğunu, hatta siyasete dö- neceğinden kuşku duymadığı "siyaset yoldaşı- nın"DTP'yi yeğleyeceğıni inatla, ısrarla vurgula- yan DU sözlerini şimdi ne yapacak? "Dün dündür bugün bugündür" mü diyecek. Yok, olmaz: 40 yılın siyasetçisi Ismet Sezgin'in -kendisini konuşturan CNN Türk'le birlikte halkı- mızaduyurduğuna göre- Demirel siyaset üstüy- müş. siyasete girmeye "zorfuyortarmış!" Haydaaaa: Gel de işin içinden çık. Oysa Demirel, üç beş gün önce "siyasete gir- mekıçinyanıp tutuştuğunu" söylemedi mi? Demirel, biliyorsunuz göreve çağıran halkı göz ardı jdemeyeceğini sık sık yineîiyor. Heikın Demirel'i göreve çağırmasının yolu yön- temi nedir? Ne kendisi ne de çevresindekiler açıkfemıyor. Yoksa ayda bir açıklanan Kuleli So- kak -aporlannda görüldüğü gibi iktidardayken, fiili syasetteki Demirel'e kul kurban olanların zi- yareierinde "düş önümüze" demelerinden mi ce- sarealıyor, bu söylemleri halkın çağrısı olarak mı kabu ediyor eski Cumhurbaşkanı? Ayia 5 bin ziyaretçi, yılda eder 60 bin kişi. Bu rakai65 milyonluk Türkiye'de "Baba"y\ siyase- te çajırsa ne yazar? Bir başka soru; 77 yaşındaki Demirel, artık 60'ınaşanların gençlere yol vermelerindeki zo- runKğa değinen Ismet Sezgin'e neyi ve kimi ama^ad/ğını soracak mı acaba? Sorması da ge- rekiyy. Zin Sezgin, 60 yaşın altındaki Mehmet Ali Ba- yar'ı ucelteyim, siyasette koltuğunu kendi iste- ğiyleoırakan ilk genel başkan olayım derken.. 40/ıllık 77'lik arkadaşını harcıyor da... Darbeci ve işkencecilerin okıılıı• Baştarafı 1. Sayfada okulun yetiştirdiği, asken dar- beyle yönetıme gelen 10 dikla- törden sadece 4'ü. 23 savunma bakanuun yanı sıra yakın tarihe adlan kanlı harflerle yazılan çok sayıda askeri ve yan askeri yöne- tici de SOA mezunlan arasında yer alıyor. Bölgedeki sendika üyeleri, öğrenciler ve köylüleri katleden ölüm tugaylan, ışkence merkezleri de söz konusu SOA mezunlannca yönetiliyordu. SOA öğrencilerinden biri de EI Salvadorlu Roberto D'Aubuis- sondu. Yönetimindekı "Nişan" adlı ölüm rugayı Başpiskopos OscarRomero'yuöldürdü. SOA öğrencisi bir ba$ka subay -daha sonra GuatemaJa'ya devlet baş- kanı oldu- General Jos6 Efrain Rios Montt'tu. "ABD'nin ko- münizmin kökünü kazıma programı" adı altındaki üç ayn projeye o önderlik ettı. "Pho- enis", (Zümriidüanka) "Victo- ria" ve "Guns and Beans" (Ta- bancalar ve Fasulyeler) adlı bu üç programın amacı yerlileri öldür- mekti. Montt'un askerleri 10 bin Maya yerlisini öldürdü. Guate- mala'da 40 yıl süren iç savaş sı- rasında 200 bin köylü, askerler tarafından öldürüldü. ABD'deki insan haklan örgütü "School of Americas Watch" (www.soaw.org) bu okulda eğiti- len işkencecilerle ilgili belgeleri kaluı birkitapta topladı. Bu kitap- ta SOA'dan "Katiller Okulu " ve "Işkence Okulu" olarak söz edi- liyor. 1990"h yıllarla birlikte, SOA mezunlanna yönelik suçlamala- nn sayısı da arttı. Özellıkle El Salvador'un Mo- zote kentinde 900 kişinin öldü- rülmesinden sorumlu tutulmala- nnın ardından 1997'deAmerikan Savunma Bakanlığı bır rapor ya- yımlayarak "Eski SOA öğrenci- İerinin bazı yanlış davranışla- n"ru kabul etmek zorunda kaldı. Aynı yıl Amenkan Kongresı'nin ıstıhbarat servısı IOB tarafindan Kongre'ye sunulan bir raporda ise Amerikan subaylannın Latin Amerikalı subaylara işkence ve cinayet konusunda sistematik olarak ders verdikleri kanıtlany- la açıklandı. IOB'nin raporunda şu ifade yer alıyordu: "Ders kitaplannın bazı bö- lümlerinde gerillaların infaz edilmesi, işkence ve sabte ge- rekçelerle hapse atma gibi uy- gulamalann teşvik edildiği iz- lenimi doğuyor." Kongre'nin SOA'da okutulan kitaplara yönelik ıncelemesi 1980'li yıllann sonunda yapılmış olmasına rağmen 7 ders kitabına konulangizlidamgası 1996yılın- da kaldınldı. Bunlar arasında, CIA'nın 1983 yılına ait Sorgulama Elkitabı, Kontra Elkitabı ve Project Xde bulunuyor. "Kubark" ve CIA'nın "Suikast Dersi" (Study of Assasination) da okutulan ki- taplar arasında. Kubark, aralannda Human Rıghts Watch da olmak üzere 60 kadar örgüt tarafından kamu- oyunca daha iyi bılinmesi için in- ternet ortamında servıse konuldu. Kubark, bir insana uygulana- bilecek en agır fızıksel ve psıko- lojik işkencenin kısa adı olarak biliniyor. Amaç kurbanın en za- yıf tarafinın bulunması. Kişinin geçmişi araştuıhyor, fiziksel ve- ya psikolojik bir sarsıntı geçirip geçirmediği incelenıyor. Gözal- tındakı kişiyi, kendisini suçlu ve sorgulayıcısına bağımlı hısseder hale getu"ecek işkencenin birçok şekli vardır: Bazı mahkûmlar ses- ten izole edilmiş hücrelere konu- luyor, bazılan süreklı karanlık olan hücrelere. Tutukluyu. soğu- ğa, ışığa ve gürültüye maruz bı- rakma da kullanılan yöntemler arasında. Elkıtabında somut so- nuçlara yer venliyor: Insanlann çoğunun yemeksiz, susuz ve uy- kusuz kaldıklan takdirde teslim olduklanna. Elektrık şoku salık veriliyor, kaba dayak da. Vietnam'da kullanılmak üze- ren hazırlanan söz konusu elkita- bı Okinawa'da efitim gören Amerikalı askerler tarafından kullaruldı. 196O'lı yıllardan beri de Ford Benning üssünde ders ki- tabıydı. "Suikast Dersi"nin tarihı 1950'li yıllara uzaruyor. Kore Sa- vaşı sırasında Amerikalı komu- tan JYD Vanderpool. Kuzey Ko- reli komünist liderlenn ve Işçi Partisı 'nin lıderinuı öldürühnesi emrini verdı. Vanderpool o yıl şu cümleyi yazmıştı: "Düşman liderlenn ölümle- rinin sıklığına dikkat çekilme- sine yarayacak türde terör yön- temleri teşvik edilmelidir." Kitapta muhaliflerin nasıl öl- dürülmesi gerektiği de aniatılı- yor: "Düzmece kazaJara öncelik tanınmalıdır. Eğer bunlar ba- şarıvla gerçekleştirilirse çok az dikkat çeker ve ender olarak araştırma konusu olur." 1995'te senatör Joseph Ken- nedy SOA'ya aynlan fonun kai- dınlmasını önerdi. 1 Ocak 2001 'de SOA'nin yerini Western Hemisphere Institute for Secu- rity Cooperation (Batı Yanmkü- resi Güvenlik İşbirliği Enstitüsü) aldı. Yenı okulun eğifim programın- da askeri eğıtimin karnufle edıl- mesıne çalışılıyor: Liderlik eğitı- mi, uyuşturucu operasyonlan. banş operasyonlan ve felaket yardımı gıbı dersler okutuluyor. ABD'de eğitim görmüş olan -ki bazılan çok yenı mezun- Ko- lombiyalı ]25 askerden oluşan lısteye birgöz atmak yenı okulun eğitim sistemini anlamak için ye- terli sayılabilır. Bu kişiler, halen ülkede işkenceden cinayete ve katliama, hertüriü insan hakkı ih- laline katılmış olmakla suçlaru- yorlar. ''21. Uluslararası tstanbul Film Festiva)i"nin açılışı dün gece düzen- lenen bir törenle vapıldı. Gecede, Türk sinemasının gelişmesine katkıda bulunan fsmail Kalkan, Hülya Koçyiğit. Tunç Başaran'a 'Sinema Onur Ödülü verildi. 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü' 'Kanlı Düğün'/Carmen', 'KuzinAngelica'pbi filmleriyle tanının İspamol yönetmen Carlos Saura'ya verildi. Odülünü Eczacıbaşı'ndan alan Saura, sahneye kendisinden ayrılmayan küçük kızıyla birlikte çıktı. Festival coşkusu dalga dalgaKültür Senisi - Istanbul Kül- tür ve Sanat Vakfi (ÖCSV) tara- findan bu yıl 21 'incisi düzenle- nen "Uluslararası tstanbul Film Festivali"nin açılışı dün gece saat 20.30'da Beyoğlu E- mek Sineması'nda düzenlenen bir törenle yapıldı. Törende açıhş konuşmasını yapan ÎKSV Başkanı Şakir Ec- zacıbaşı, Hollywood'un tüm dünyayı saran basmakalıp sine- ma anlayışına karşı Avrupa sine- MESELA DEDİK masının gerek bağımsız gerek ortak yapunlarla giderek güçlen- diğini ve festivallerin de bunun en önemli destekleyicisi olduğu- nu söyledi. Gecede, her yıl Türk sinema- sının gelişmesine katkıda bulu- nan sanatçılara verilen 'Sinema Onur Ödülü'ne bu yıl üç usta sanatçı değer görüldü. îlk ödül kurgu alanındaki nitelikli çalış- malanndan dolayı fsmail Kal- kan'a verildi. lkinci ödül ise çiz- diği başanlı kadm tiplemeleriy- le yalnız ulusal alanda değil, uluslararası alanda da en çok ödül kazanan sanatçı Hülya Koçyiğit'e verildi. Bu daldaki son ödül, festivalin 'Ustalara Saygı' bölümünde 5 fılmlik bir gösterimi yapılacak olan yönet- men 'Rmç Başaran'a verildi. Bu yılki 'Yaşam Boyu Başan Ödfilü' 'Kanü Düğûn', 'Car- men', 'Kuzin Angelica' gibi filmleriyle Ispanyol sinemasının dev ismi Luis Bunuelden sonra- ki en büyük isimlerinden biri olan yönetmen Carlos Saura'ya verildi. Törende, festival sponsoru Turkcell tletişim Hizmetleri AŞ ve mekân sopnsorlan Efes Pil- sen ile Max Factor temsilcüeri- ne de ÎKSV taranndan birer te- şekkürplaketi sunuldu. Festival, 28 Nisan'a kadar beş kıtadan se- çilmiş 180'i aşkın fihni sine- maseverlerle buluşturacak. • • G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Yugoslavya'nın eski içişleri bakanı, savaş suçu zanlısı Vlayko Stoyirykoviç in intihara girişmesi- nin ardından Çalışma ve Sosyal llişkiler Bakanı Miodrag Kovaç da ıntihar etti! Intiharlar, Yugoslavya Parlamentosu'nun savaş suçu zanlılarının BM Savaş Suçları Mahkeme- si'ne teslim edilmesını öngören yasayı çıkarma- sından sonra yaşandı. 20. yüzyılın başını, ortasını ve sonunu çok acı yaşayan Balkanlar'ın nasıt biçimleneceği 21. yüz- yılda da netlik kazanmadı. Orta Asya'dan Ortadoğu'ya bugün yaşadıkla- rımızın bir bakıma ön provası 199O'lı yıllarda Bal- kanlar'da başlamıştı. Yeni dünya düzeninin labo- ratuvarı haline getirilen Balkanlar'da dunyanın bü- tün dengeleri denendi, kimın neyi ne kadar yapa- bileceğı, uluslararası kuruluşların ışlevleri sorgu- landı. ABD, öteki devletleri ve uluslararası kurum- ları dıkkate almadan, "ben yaptım oldu" operas- yonlannı bu bölgede gerçekleştirdi. Bugun gündemın alt sıralarına düşmüş gibi gö- rünen Balkan haberlerinı kazıyınca, altından de- ğışik durumlar çıkıyor. Karadağ'dan gelen haberler, Yugoslavya'nın, küçük devletlere dağılmasının ardından bir kez daha dağılmanın eşiğinde olduğunu gösteriyor. Geçen ay yapılan anlaşmayla yetinmeyen Kara- dağlılar, tam bağımsızlık istiyor. Bu gidışi yakında Sancak izleyebilir. Kosova'dan gelen haberler, Arnavutların ataca- ğı adımların Balkanlar'ın geleceğinde önemli bir faktör olacağını gösteriyor. öteki Balkan ülkeleri- nin aksine, 3.5 milyon nüfuslu Arnavutluk'un yüz- de 98'ı Arnavut. Et-kin bir azınlık yok. Ancak Ar- navutların yüzde 70'i Müslüman, yüzde 30'u Hı- ristıyan. Avrupa'nın bu dengeyle oynayabilecegi işaretlen var! Buna karşılık Kosova'da 2 milyonun üzerinde, Makedonya'da da 500 bin dolayında Arnavut var. Hayal şu: Büyük Arnavutluk! Bu gelişmelerden rahatsız olan Yugoslavya'nın Arnavutlara bakışı ise şöyle: "Onlar mı? Onlar Balkan Apaçileri!" Türkiye'nin Balkan politikası Yugoslavya'nın dış yardım alması, savaş suç- lusu ilan edilen kişılerı uluslararası mahkemeye teslim etmesine bağlı. Kelle başı para alıyor. Eski komutan 150 milyon dolar... Eski üst düzey politikacı 200 milyon dolar... Kelle başına hukuk! Ya da yeni dünya düzeni hukuku... Bugünkü Yugoslavya yönetimi, intiharlara ne- den olan adımlarının uluslararası alanda yeniden kabul için gerekli bir ıftihar olduğu görüşünde! Konuyu Balkanlar gibi dağıtmadan Türkiye'nin Balkanlar'daki Türkler politikasına değinelim. özü şu: Bulunduğunuz ülkede kimliğinizi ve kültürünü- zü koruyarak o ülkenin hukuku içinde kalın! Bu politika Bulgaristan'da olumlu meyve verdi. 80-90'h yıllardaki gerginlikler, yerini hükümet or- taklığına bırakti. Bugün Bulgaristan hükümetinde iki Türk bakan var. Türkiye'den Bulgaristan'aya- tırım için giden Türkler de soydaşlarının yogun olduğu yerleşim yerlerini tercih ediyor. Türkiye'nin politikasını bilen Bulgaristan, bundan rahatsızlık duymuyor. Yugoslavya içindeki Türklerin durumu biraz da- ha farklı. Kosova'daki Türkler, Arnavutlarla din kardeşliğini paylaşıyor, ama Arnavut kardeşleri- miz Türklerin ulusal değil, dinsel kimliklerinin öne çıkmasını istiyor. Makedonya'da 100-150 bin do- layındaki Türk ise iki parti kurdu, okları birbirine çevirdi. Son gelen haberler, birleştikleri ve tek par- ti haline geldikleri yönünde. Haber bize ulaşana dek değişiklik olmamışsa, bundan böyle Türkle- ri tek parti temsil edecek. Türkiye'nin Orta Asya ve Balkanlar'a kafanın tasıyla değil de, içindeki beyinle bakması halinde yapabileceği çok şey var. 9O'lı yılların başında öne çıkan olasılıkların son dönemde "sislendiği" dik- kati çekiyor! [email protected] Iş güvencesine 5 vekil ilgi gösterdi Asgari ücretten verei ahnmasın Çip 'in Neyse Osun... • B&arafı Arka Sayfada çoctiara 'akıllılık uslUuk çlpl... r > uünün çocuklan gerçekten hari- Lf iî. ama biraz fazlaharika. Bir de- dikle iki olmadığı halde bir türlü is- teme:en vazgeçmedikleri görülüyor. Biraaygı eksikliği de göze çarpıyor. 3nJaı da şöyle iyi düzenlenmiş ^AJci Uslu Çocuk Çipi" takılsa an- ıeleırabalar pek rahat ederler. Evde ' a k u uslu çocuk", dur oturdan an- ar, r yapacağını bilir, kimin elinin »püJeeğini kestirir, her şeyin kendisi- in omğunu sanmaz, ter ter tepinmez. )lcuiada derslerine çalışu-, öğ^etmen- ;rin aygılı olur, anne babalannm üzriJa güldürür, yani eski çocuklar ibi mr. Biraz güdümJü gibi olurlar tna..endi başlanna buyruk oldulda- ndica durumu görüyorsunuz. Pim- iriJkinneler "Aman ne olursa ol- ır>,en öyle çip falan taktırmam" :rs(K bir bölümünün "Takın şu çi- i doiraz kendimize gelelim" de- ele:)asıdır. Elbette yalnız "akıllı i l u >cuk çipi" değil, "üstün yete- ;kJ:ocuk çipi", "iştahlı çocuk çi- n c.lacaktır. "Ne yapsam çocuğiı- a jıek yediremiyorum" diyen aerıçin "iştahlı çocuk çipi" ke- olacaktır. Çocuğa takılan yemekyemelisin" sinyali gönderiyor. Ek bir çip de "Bunu isterim, bunu is- temem deme yavnım, önune konanı ye" diyerek yavruyu yönlendirir. Tek- noloji bu, bakalım daha neler görece- ç: i Ü saatte bir "Acıktın yavruın, Bir de $lrket çlpl' takarlarsa... Oirketler için de yeni bir dönem do- y ğuyor. Artık "motivasyon" diye "konsantrasyon" diye toplantılar ya- pacaklanna, çalışanlanna bir "şirket çipi" takacaklar, bitti gitti. Koluna çip takılan çalışanın aklında şirketten ve işinden başka hiçbir tasa kalmayacak, her gün "Ben şirketim için daha ne- ler yaparım?" diyen komutlarla işe başlayacak. "Benim şirketim gibisi yok" diyen programlarla da kendini mutlu hissedecek. Aldığı para az da ol- sa çip hemen de\Teye girecek, "Bunu da bulamayanlar var, çok şükür eli- me birkaç kuruş geçiyor" diye tesel- li bulacak. Bu çip yalnız iş dünyasma huzur getirmekJe kalmayacak, memle- ketin genelinde de durumunu hoşnut- lukla karşılayan genel bir sakinlik ola- cak. Bu arada çipin ters işlediği durum- lar olursa, burada "korsan çipler" bu- lunduğu, virüslerin bulaştığı anlaşıla- cak, bunlara karşı da "anti-virüs çip- ler" devreye girecek. Teknoloji bu, so- nu gehnez. ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Emek Platformu'nca, Iş Güvencesi Ya- sa Tasansı tartışmalanna açıklık getir- mek üzere düzenlenen bilgilendirme toplanttsına yalnızca 5 milletvekili ka- tıldı. DÎSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 5 milletvekiline teşekkür eder- ken toplantının yapıldığı yerin Meclis'e "2.5 daldka mesafede olduğunu" vur- gulayarak siyasilere tepki gösterdi. Emek Platformu'nun, Bdüzenlediği bilgilendirme toplantısına DSP'li Er- tuğrul Kumcuojlu, DSP'li Masutn Tûrker DYP'li Utrahim Konukoğlu, DYP'li Uyas Yılmazyıldız ve Bağımsız Milletvekili Rıdvan Budak katıldı Çe- lebi, hiç kimsenin iş güvenliği hakkın- dan mahrum edilemeyeceğini belirterek üretim sektörünün ayakta kalabilmesi adına her türlü fedakârlığı yaptıklannı bildirdi. Çelebi, "Bu yasa çıkıncaya ka- dar bütün etkinlikleri ve eylemleri ya- pacağız. İş güvencesi çıkmadan bizi hiç kimse sosyal diyalog toplantıları- na çağırmasın" diye konuştu. Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nce tş Güvencesi Yasa Tasansf nın yasalaş- ması için başlatılan kampanyada topla- nan imzalar da Genel Başkan Yardımcı- sı Haydar Üker tarafindan dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Oku- van'a sunuldu. Terörün parasal desteği donduruldu • Baştarafı 1. Sayfada Maliye Bakanlığı 'run iznine bağlan- dı. Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gaze- te'nin dünkü sayısında yayımlanan ka- rannda, BM Güvenlik Konseyi'nin te- rör örgütlerini, terorizmi fınanse eden kişi ve kuruluşlann malvarlıklannın dondurulmasına ilişkin kararian doğ- rultusunda bazı örgütlere parasal des- tek sağlayanlann Türkiye'de bulunan banka ve diğer maJi kurumlaria, kira- lık kasa mevcutlan da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklanyla malvar- lıkJannın dondurulması kararlaşhnldı. Bu mal varlıklan ile ilgili her türlü iş- lem Maliye Bakanlığı'run iznine bağ- lancü. Bakanlar Kurulu'nun 22 Aralık 2001 tarihli karannın ekindeki 86 ve 126. sırada yer alan kişilerin bu liste- den çıkanlmasına da kararverildi. Ba- kanlar Kurulu'nun karannda, söz ko- nusu listeye şu kişi ve kuruluşJar ek- lendi: "Afghan Support Conımittee (ASC). Revival of Islamic Heritage Society (RIHS), Abd al Muhsin Al- Libi, Ebu Bekir El-Ceziri, Lmmah Tameer E-Nau (UTN), Sultan Be- şir-Ud-Din Vlaymud, Abdül Mecid, Muhammed fufayil, Leşkeri El- Tayyiba." Bakanlar Kurulu'nun daha önce yayımlanan listesinden, Ali Ga- bel Himmat ve Yusuf Nada (ak.aYu- sufM. Nada, a.k.a Yusuf Mustafa Na- da) çıkanlmıştı. H Baştarafı 1. Sayfada ramına konuk oldu ve ekonomiden med- yaya kadar çeşitli konularla ilgili yönel- tilen sorulan yanıtladı. Doğan, "Herkes Türkiye'de inanır ki, vergiyi vermezsek o para bizim ce- bimize kaür" şeklindeki yoruma. "Ha- vir, bence o yanlış bir görüştür. Vergi vermeden kazandığınız parayı sakla- yacak yer bulamazsınız" diye yanıtla- dı. "Vergi rekortmeni ve bir işadamı olarak. Türkiye'deki vergi sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklinde- ki bir soru üzerine Doğan şunlan söyle- di: "Türkiye'de vergiyi 5 bin aileye ve bordro mahkûmu dediğimiz sizlere... Ben, halbuki 65 milyon ülkeyi,S bin ai- lenin işletmeleriyle, bir de bordro mahkûmlanna taşıttıramazsmız. Ver- giyi kesin olarak yaygınlaştırmak la- zımdır. Bizim, çok söylenen bir şey var, kümese başka tavuk ko>nn. Vergi ta- banı yaygınlaştınlmahdır. Ben, vergi oranlanndan da şikâyetçiyim. Ama eğer enflasyon muhasebesi uygulanır- sa değilim. Bu oranlar bana göre nor- mal.Ama enflasyon muhasebesi uygu- lantnadığı için, yani enflasyon vergi- lendirildiği için vergi oranlanndan da şikâyetçiyim. Bana göre vergi tabanı yaygınlaştınimalıdır. Asgari ücretten kesinlikle vergi aunmamalıdır. Çün- kü, götürü vergi dediğimiz sistem ye- niden elden geçirilmelidir." Doğan, "Sizin diişüncenize göre ver- gi oranlan düşünmeden enflasyon mu- hasebesi gelirse bugün topladığımız vergiden daha fazla vergi toplayabilir misiniz" şeklinde yöneltilen başka bir soruyu ise "Eğer yaygmlaştınrsak top- lanz. Zaten vergiyi indirdiğiniz oran- da tabana da yayginlaşıvor.Vergi oran- larını yükseltitikçe kaçağa teşvik etmiş oluyorsunuz" diye yanıtladı. Aydın Do- ğan, "Basın bu kadar kâr getiren bir sektör mü" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Her sektör kâr getirir. Eğer o sektö- rün hakkını verir, o sektörü iyi yöne- tebilirseniz. Basın, çok kârfa bir sektör- dür diyeiddiada bulunamam.Ama ba- sın zarar eden, para kazanmaz, iddi- asında da bulunamam. Burada ister- seniz başka bir şeyi de söyleyeyim. Ba- na göre, Türkiye'de basının bir başka problemi var. Türkiye'de medyayla uğ- raşanlar, onu birinci ana işlevi olarak kabul etmeliler. Onu yan iş olarak gö- rüyorlar. Yan iş olarak gördükleri için de belki bir gün lazım olur diye tutu- yorlar ellerinde. Bu hem sektörün ka- litesinin bozulmasına sebep oluyor, hem de birçoklannın bu işten para kaybermesine sebep oluyor. Bağımsız yayıncıüğın ana kaidesi o işten para kazanmaktır. Eğer o işten para kazan- mazsanız bağımsız yayıncı olamazsı- nız. Ekonomik özgürlüğü olmayan hiç- bir yayın organı bağımsız yayın orga- nı değildir." 050851 - 050900 Bir cılt faturam çaJınmak suretiyle kaybolmuştur. Hükümsüzdür. M.ARİFDURAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear