Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1=3 N&AN 2002 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
_Y 13 Sinop PB 14 Adana PB 24
Y 12 Samsun PB 17 Mersin PB 21
Kcr>caeii Y 15 Trabzon PB 14 Dıyarbakır B 21
Ç^nakkale Y 14 Giresun PB 14 Şanlıurfa B 24
Y 18 Ankara Y 17 Mardin B 18
M-Eanişa Y 18 Eskişehir Y 17 Siirt B 21
A^cJın Y 19 Konya Y 15 Hakkân PB 14
Y 17 Sıvas Y 20 Van PB 12
Zongudak Y 13 Antalya PB 18 Kars PB
Maımara. Bati Karade-
nız, Orta Karadenız'ın ıç
kesımlen ıle iç Arıadolu
yağmur, yer yer sağanak
yağışlı. dığer yerier par-
çalı ve az bulutlu geçe-
cek Hava sıcakfığı 8a-
tı'da azaiacak. Doğu'da
bıraz artacak Ruzgâr.
guney ve batı Marma-
ra'da kuzsy ve doğu
yonlerden hafıf, ara sıra
orta, yağış anında kuv-
vetlı olarak esecek
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bnjksel
Parıs
Bonn
PB
Y
Y
B
B
B
PB
Y
8
11
12
11
12
13
16
10
Munih Y 11 Zurih
Berlin
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya^
Roma
Atına
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
1b
17
15
18
21
14
17
20
Y 11
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
Sam
B
Y
B
Y
Y
Y
B
B
B
1b
10
"7
i
25
12
8
3
31
?R
, buiut
|u "\ BuıutJu k
Çok bulutlu > Yağrnuriu C*_\ Ş SUJL KSf . Gok gürultulu
GrL 3YC E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Haştarafı 1. Sayfada
atamayacağına ınanıyor.
EZon habere göre DYP Genel Başkanı; ya insa-
fa <geldi ya da halka umut vermeyi yeğledi.
C>ünlere kadar yüzde 100'lere vuracağından
söz ettiği enflasyonun; bugün, 2002 sonunda
(hiikümet yüzde 35 bekliyor) yüzde 40'ın biraz
üz&rinde duracağını söylüyor. Şaşırtıcı bir geliş-
me> değil mi?
Aynı zamanda Türkıye limanlannı Avrupa Bırli-
ği ölçüleriyle uyumlu hale getirmek içın gönderi-
len; neki, Türkiye'yiKürdistan, Ermenistan, Pon-
tus gibi düşsel bölünmelerle resmeden harita kul-
lanan iki Fransız'dan derhal ülkeyi terk etmeleri-
ni kîm istedi, biliyormusunuz?
E-mailleriyle ünlenen AB Temsilcisi Karen
Fogg'
Harita gazetelerde yayımlanır yayımlanmaz Dı-
şişleri Bakanlığımız harekete geçeceği yerde, gö-
revi üstlenen Karen Fogg, "Türkiye'de üzerinde
büyük hassasiyet bulunan toprak bütünlüğü ko-
nusunda daha dikkatli davranmadıklan için" iki
Fransız'a kapıyı gösteriyor.
Değişim haberleri daha bırçok alanda da göz-
leniyor.
örneğin, 18 Nisan 1999 seçimlerinde 31.184.
496 geçerli oyun ancak binde 58'ini, yani toplam
179.871 oy alarak Guinnes rekorlar kıtabına gir-
meye hak kazanan DTP Genel Başkanı Ismet
Sezgin, bır ilke imza atmanın heyecanıyla de-
meçler veriyor.
Son olarak bır TV'deki konuşmasında 18 Nisan
seçımlerindeki üstün başansını anımsamadı ama;
bir konu var ki, o konuda bugün söyledikleri dün-
kü söz ve davranışlarıyla örtüşmüyor. Sözlerinin
ilgi çekmesindeki neden; "40yıllıkarkadaşı" De-
mirel'le ilgili içerikte olmasından.
Büyük bir özveriyle genel başkanlığı 40 yaşla-
nndaki Mehmet Ali Bayar'a bırakacağını açıkîar-
ken. "Yaşlılar çekilecek, gençlere kapı açılacak.
60'ın üzerindeki -kendisi gibi- partideki bütün yö-
neticiler çekilecek" dedi.
Bu söylemleri sık sık yınelemese; insan, bu
açıklamaya inanmakta zorluk çekecek. Hele 60
yaşın üzerinde kimsenin görev almayacağının al-
tını çizmesi yok mu?
Gel de şaşırma
Daha bir ay önceye kadar Türkiye'yi bugünkü
siyasal, ekonomik, sosyal açmazlardan, krizler-
den kurtaracak tek kişınin 77 yaşındaki eski Cum-
hurbaşkanı Demirel olduğunu, hatta siyasete dö-
neceğinden kuşku duymadığı "siyaset yoldaşı-
nın"DTP'yi yeğleyeceğıni inatla, ısrarla vurgula-
yan DU sözlerini şimdi ne yapacak?
"Dün dündür bugün bugündür" mü diyecek.
Yok, olmaz: 40 yılın siyasetçisi Ismet Sezgin'in
-kendisini konuşturan CNN Türk'le birlikte halkı-
mızaduyurduğuna göre- Demirel siyaset üstüy-
müş. siyasete girmeye "zorfuyortarmış!"
Haydaaaa: Gel de işin içinden çık.
Oysa Demirel, üç beş gün önce "siyasete gir-
mekıçinyanıp tutuştuğunu" söylemedi mi?
Demirel, biliyorsunuz göreve çağıran halkı göz
ardı jdemeyeceğini sık sık yineîiyor.
Heikın Demirel'i göreve çağırmasının yolu yön-
temi nedir? Ne kendisi ne de çevresindekiler
açıkfemıyor. Yoksa ayda bir açıklanan Kuleli So-
kak -aporlannda görüldüğü gibi iktidardayken,
fiili syasetteki Demirel'e kul kurban olanların zi-
yareierinde "düş önümüze" demelerinden mi ce-
sarealıyor, bu söylemleri halkın çağrısı olarak mı
kabu ediyor eski Cumhurbaşkanı?
Ayia 5 bin ziyaretçi, yılda eder 60 bin kişi. Bu
rakai65 milyonluk Türkiye'de "Baba"y\ siyase-
te çajırsa ne yazar?
Bir başka soru; 77 yaşındaki Demirel, artık
60'ınaşanların gençlere yol vermelerindeki zo-
runKğa değinen Ismet Sezgin'e neyi ve kimi
ama^ad/ğını soracak mı acaba? Sorması da ge-
rekiyy.
Zin Sezgin, 60 yaşın altındaki Mehmet Ali Ba-
yar'ı ucelteyim, siyasette koltuğunu kendi iste-
ğiyleoırakan ilk genel başkan olayım derken..
40/ıllık 77'lik arkadaşını harcıyor da...
Darbeci ve işkencecilerin okıılıı• Baştarafı 1. Sayfada
okulun yetiştirdiği, asken dar-
beyle yönetıme gelen 10 dikla-
törden sadece 4'ü. 23 savunma
bakanuun yanı sıra yakın tarihe
adlan kanlı harflerle yazılan çok
sayıda askeri ve yan askeri yöne-
tici de SOA mezunlan arasında
yer alıyor. Bölgedeki sendika
üyeleri, öğrenciler ve köylüleri
katleden ölüm tugaylan, ışkence
merkezleri de söz konusu SOA
mezunlannca yönetiliyordu.
SOA öğrencilerinden biri de EI
Salvadorlu Roberto D'Aubuis-
sondu. Yönetimindekı "Nişan"
adlı ölüm rugayı Başpiskopos
OscarRomero'yuöldürdü. SOA
öğrencisi bir ba$ka subay -daha
sonra GuatemaJa'ya devlet baş-
kanı oldu- General Jos6 Efrain
Rios Montt'tu. "ABD'nin ko-
münizmin kökünü kazıma
programı" adı altındaki üç ayn
projeye o önderlik ettı. "Pho-
enis", (Zümriidüanka) "Victo-
ria" ve "Guns and Beans" (Ta-
bancalar ve Fasulyeler) adlı bu üç
programın amacı yerlileri öldür-
mekti. Montt'un askerleri 10 bin
Maya yerlisini öldürdü. Guate-
mala'da 40 yıl süren iç savaş sı-
rasında 200 bin köylü, askerler
tarafından öldürüldü.
ABD'deki insan haklan örgütü
"School of Americas Watch"
(www.soaw.org) bu okulda eğiti-
len işkencecilerle ilgili belgeleri
kaluı birkitapta topladı. Bu kitap-
ta SOA'dan "Katiller Okulu " ve
"Işkence Okulu" olarak söz edi-
liyor.
1990"h yıllarla birlikte, SOA
mezunlanna yönelik suçlamala-
nn sayısı da arttı.
Özellıkle El Salvador'un Mo-
zote kentinde 900 kişinin öldü-
rülmesinden sorumlu tutulmala-
nnın ardından 1997'deAmerikan
Savunma Bakanlığı bır rapor ya-
yımlayarak "Eski SOA öğrenci-
İerinin bazı yanlış davranışla-
n"ru kabul etmek zorunda kaldı.
Aynı yıl Amenkan Kongresı'nin
ıstıhbarat servısı IOB tarafindan
Kongre'ye sunulan bir raporda
ise Amerikan subaylannın Latin
Amerikalı subaylara işkence ve
cinayet konusunda sistematik
olarak ders verdikleri kanıtlany-
la açıklandı. IOB'nin raporunda
şu ifade yer alıyordu:
"Ders kitaplannın bazı bö-
lümlerinde gerillaların infaz
edilmesi, işkence ve sabte ge-
rekçelerle hapse atma gibi uy-
gulamalann teşvik edildiği iz-
lenimi doğuyor."
Kongre'nin SOA'da okutulan
kitaplara yönelik ıncelemesi
1980'li yıllann sonunda yapılmış
olmasına rağmen 7 ders kitabına
konulangizlidamgası 1996yılın-
da kaldınldı.
Bunlar arasında, CIA'nın 1983
yılına ait Sorgulama Elkitabı,
Kontra Elkitabı ve Project Xde
bulunuyor. "Kubark" ve
CIA'nın "Suikast Dersi" (Study
of Assasination) da okutulan ki-
taplar arasında.
Kubark, aralannda Human
Rıghts Watch da olmak üzere 60
kadar örgüt tarafından kamu-
oyunca daha iyi bılinmesi için in-
ternet ortamında servıse konuldu.
Kubark, bir insana uygulana-
bilecek en agır fızıksel ve psıko-
lojik işkencenin kısa adı olarak
biliniyor. Amaç kurbanın en za-
yıf tarafinın bulunması. Kişinin
geçmişi araştuıhyor, fiziksel ve-
ya psikolojik bir sarsıntı geçirip
geçirmediği incelenıyor. Gözal-
tındakı kişiyi, kendisini suçlu ve
sorgulayıcısına bağımlı hısseder
hale getu"ecek işkencenin birçok
şekli vardır: Bazı mahkûmlar ses-
ten izole edilmiş hücrelere konu-
luyor, bazılan süreklı karanlık
olan hücrelere. Tutukluyu. soğu-
ğa, ışığa ve gürültüye maruz bı-
rakma da kullanılan yöntemler
arasında. Elkıtabında somut so-
nuçlara yer venliyor: Insanlann
çoğunun yemeksiz, susuz ve uy-
kusuz kaldıklan takdirde teslim
olduklanna. Elektrık şoku salık
veriliyor, kaba dayak da.
Vietnam'da kullanılmak üze-
ren hazırlanan söz konusu elkita-
bı Okinawa'da efitim gören
Amerikalı askerler tarafından
kullaruldı. 196O'lı yıllardan beri
de Ford Benning üssünde ders ki-
tabıydı.
"Suikast Dersi"nin tarihı
1950'li yıllara uzaruyor. Kore Sa-
vaşı sırasında Amerikalı komu-
tan JYD Vanderpool. Kuzey Ko-
reli komünist liderlenn ve Işçi
Partisı 'nin lıderinuı öldürühnesi
emrini verdı. Vanderpool o yıl şu
cümleyi yazmıştı:
"Düşman liderlenn ölümle-
rinin sıklığına dikkat çekilme-
sine yarayacak türde terör yön-
temleri teşvik edilmelidir."
Kitapta muhaliflerin nasıl öl-
dürülmesi gerektiği de aniatılı-
yor:
"Düzmece kazaJara öncelik
tanınmalıdır. Eğer bunlar ba-
şarıvla gerçekleştirilirse çok az
dikkat çeker ve ender olarak
araştırma konusu olur."
1995'te senatör Joseph Ken-
nedy SOA'ya aynlan fonun kai-
dınlmasını önerdi. 1 Ocak
2001 'de SOA'nin yerini Western
Hemisphere Institute for Secu-
rity Cooperation (Batı Yanmkü-
resi Güvenlik İşbirliği Enstitüsü)
aldı.
Yenı okulun eğifim programın-
da askeri eğıtimin karnufle edıl-
mesıne çalışılıyor: Liderlik eğitı-
mi, uyuşturucu operasyonlan.
banş operasyonlan ve felaket
yardımı gıbı dersler okutuluyor.
ABD'de eğitim görmüş olan
-ki bazılan çok yenı mezun- Ko-
lombiyalı ]25 askerden oluşan
lısteye birgöz atmak yenı okulun
eğitim sistemini anlamak için ye-
terli sayılabilır. Bu kişiler, halen
ülkede işkenceden cinayete ve
katliama, hertüriü insan hakkı ih-
laline katılmış olmakla suçlaru-
yorlar.
''21. Uluslararası tstanbul Film Festiva)i"nin açılışı dün gece düzen-
lenen bir törenle vapıldı. Gecede, Türk sinemasının gelişmesine
katkıda bulunan fsmail Kalkan, Hülya Koçyiğit. Tunç Başaran'a
'Sinema Onur Ödülü verildi. 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü' 'Kanlı
Düğün'/Carmen', 'KuzinAngelica'pbi filmleriyle tanının İspamol
yönetmen Carlos Saura'ya verildi. Odülünü Eczacıbaşı'ndan alan
Saura, sahneye kendisinden ayrılmayan küçük kızıyla birlikte çıktı.
Festival coşkusu dalga dalgaKültür Senisi - Istanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfi (ÖCSV) tara-
findan bu yıl 21 'incisi düzenle-
nen "Uluslararası tstanbul
Film Festivali"nin açılışı dün
gece saat 20.30'da Beyoğlu E-
mek Sineması'nda düzenlenen
bir törenle yapıldı.
Törende açıhş konuşmasını
yapan ÎKSV Başkanı Şakir Ec-
zacıbaşı, Hollywood'un tüm
dünyayı saran basmakalıp sine-
ma anlayışına karşı Avrupa sine-
MESELA DEDİK
masının gerek bağımsız gerek
ortak yapunlarla giderek güçlen-
diğini ve festivallerin de bunun
en önemli destekleyicisi olduğu-
nu söyledi.
Gecede, her yıl Türk sinema-
sının gelişmesine katkıda bulu-
nan sanatçılara verilen 'Sinema
Onur Ödülü'ne bu yıl üç usta
sanatçı değer görüldü. îlk ödül
kurgu alanındaki nitelikli çalış-
malanndan dolayı fsmail Kal-
kan'a verildi. lkinci ödül ise çiz-
diği başanlı kadm tiplemeleriy-
le yalnız ulusal alanda değil,
uluslararası alanda da en çok
ödül kazanan sanatçı Hülya
Koçyiğit'e verildi. Bu daldaki
son ödül, festivalin 'Ustalara
Saygı' bölümünde 5 fılmlik bir
gösterimi yapılacak olan yönet-
men 'Rmç Başaran'a verildi.
Bu yılki 'Yaşam Boyu Başan
Ödfilü' 'Kanü Düğûn', 'Car-
men', 'Kuzin Angelica' gibi
filmleriyle Ispanyol sinemasının
dev ismi Luis Bunuelden sonra-
ki en büyük isimlerinden biri
olan yönetmen Carlos Saura'ya
verildi.
Törende, festival sponsoru
Turkcell tletişim Hizmetleri AŞ
ve mekân sopnsorlan Efes Pil-
sen ile Max Factor temsilcüeri-
ne de ÎKSV taranndan birer te-
şekkürplaketi sunuldu. Festival,
28 Nisan'a kadar beş kıtadan se-
çilmiş 180'i aşkın fihni sine-
maseverlerle buluşturacak.
• •
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Yugoslavya'nın eski içişleri bakanı, savaş suçu
zanlısı Vlayko Stoyirykoviç in intihara girişmesi-
nin ardından Çalışma ve Sosyal llişkiler Bakanı
Miodrag Kovaç da ıntihar etti!
Intiharlar, Yugoslavya Parlamentosu'nun savaş
suçu zanlılarının BM Savaş Suçları Mahkeme-
si'ne teslim edilmesını öngören yasayı çıkarma-
sından sonra yaşandı.
20. yüzyılın başını, ortasını ve sonunu çok acı
yaşayan Balkanlar'ın nasıt biçimleneceği 21. yüz-
yılda da netlik kazanmadı.
Orta Asya'dan Ortadoğu'ya bugün yaşadıkla-
rımızın bir bakıma ön provası 199O'lı yıllarda Bal-
kanlar'da başlamıştı. Yeni dünya düzeninin labo-
ratuvarı haline getirilen Balkanlar'da dunyanın bü-
tün dengeleri denendi, kimın neyi ne kadar yapa-
bileceğı, uluslararası kuruluşların ışlevleri sorgu-
landı. ABD, öteki devletleri ve uluslararası kurum-
ları dıkkate almadan, "ben yaptım oldu" operas-
yonlannı bu bölgede gerçekleştirdi.
Bugun gündemın alt sıralarına düşmüş gibi gö-
rünen Balkan haberlerinı kazıyınca, altından de-
ğışik durumlar çıkıyor.
Karadağ'dan gelen haberler, Yugoslavya'nın,
küçük devletlere dağılmasının ardından bir kez
daha dağılmanın eşiğinde olduğunu gösteriyor.
Geçen ay yapılan anlaşmayla yetinmeyen Kara-
dağlılar, tam bağımsızlık istiyor. Bu gidışi yakında
Sancak izleyebilir.
Kosova'dan gelen haberler, Arnavutların ataca-
ğı adımların Balkanlar'ın geleceğinde önemli bir
faktör olacağını gösteriyor. öteki Balkan ülkeleri-
nin aksine, 3.5 milyon nüfuslu Arnavutluk'un yüz-
de 98'ı Arnavut. Et-kin bir azınlık yok. Ancak Ar-
navutların yüzde 70'i Müslüman, yüzde 30'u Hı-
ristıyan. Avrupa'nın bu dengeyle oynayabilecegi
işaretlen var! Buna karşılık Kosova'da 2 milyonun
üzerinde, Makedonya'da da 500 bin dolayında
Arnavut var. Hayal şu:
Büyük Arnavutluk!
Bu gelişmelerden rahatsız olan Yugoslavya'nın
Arnavutlara bakışı ise şöyle:
"Onlar mı? Onlar Balkan Apaçileri!"
Türkiye'nin Balkan politikası
Yugoslavya'nın dış yardım alması, savaş suç-
lusu ilan edilen kişılerı uluslararası mahkemeye
teslim etmesine bağlı. Kelle başı para alıyor.
Eski komutan 150 milyon dolar...
Eski üst düzey politikacı 200 milyon dolar...
Kelle başına hukuk! Ya da yeni dünya düzeni
hukuku...
Bugünkü Yugoslavya yönetimi, intiharlara ne-
den olan adımlarının uluslararası alanda yeniden
kabul için gerekli bir ıftihar olduğu görüşünde!
Konuyu Balkanlar gibi dağıtmadan Türkiye'nin
Balkanlar'daki Türkler politikasına değinelim. özü
şu:
Bulunduğunuz ülkede kimliğinizi ve kültürünü-
zü koruyarak o ülkenin hukuku içinde kalın!
Bu politika Bulgaristan'da olumlu meyve verdi.
80-90'h yıllardaki gerginlikler, yerini hükümet or-
taklığına bırakti. Bugün Bulgaristan hükümetinde
iki Türk bakan var. Türkiye'den Bulgaristan'aya-
tırım için giden Türkler de soydaşlarının yogun
olduğu yerleşim yerlerini tercih ediyor. Türkiye'nin
politikasını bilen Bulgaristan, bundan rahatsızlık
duymuyor.
Yugoslavya içindeki Türklerin durumu biraz da-
ha farklı. Kosova'daki Türkler, Arnavutlarla din
kardeşliğini paylaşıyor, ama Arnavut kardeşleri-
miz Türklerin ulusal değil, dinsel kimliklerinin öne
çıkmasını istiyor. Makedonya'da 100-150 bin do-
layındaki Türk ise iki parti kurdu, okları birbirine
çevirdi. Son gelen haberler, birleştikleri ve tek par-
ti haline geldikleri yönünde. Haber bize ulaşana
dek değişiklik olmamışsa, bundan böyle Türkle-
ri tek parti temsil edecek.
Türkiye'nin Orta Asya ve Balkanlar'a kafanın
tasıyla değil de, içindeki beyinle bakması halinde
yapabileceği çok şey var. 9O'lı yılların başında öne
çıkan olasılıkların son dönemde "sislendiği" dik-
kati çekiyor!
[email protected]
Iş güvencesine 5 vekil ilgi gösterdi Asgari ücretten verei ahnmasın
Çip 'in Neyse Osun...
• B&arafı Arka Sayfada
çoctiara 'akıllılık
uslUuk çlpl...
r > uünün çocuklan gerçekten hari-
Lf iî. ama biraz fazlaharika. Bir de-
dikle iki olmadığı halde bir türlü is-
teme:en vazgeçmedikleri görülüyor.
Biraaygı eksikliği de göze çarpıyor.
3nJaı da şöyle iyi düzenlenmiş
^AJci Uslu Çocuk Çipi" takılsa an-
ıeleırabalar pek rahat ederler. Evde
' a k u uslu çocuk", dur oturdan an-
ar, r yapacağını bilir, kimin elinin
»püJeeğini kestirir, her şeyin kendisi-
in omğunu sanmaz, ter ter tepinmez.
)lcuiada derslerine çalışu-, öğ^etmen-
;rin aygılı olur, anne babalannm
üzriJa güldürür, yani eski çocuklar
ibi mr. Biraz güdümJü gibi olurlar
tna..endi başlanna buyruk oldulda-
ndica durumu görüyorsunuz. Pim-
iriJkinneler "Aman ne olursa ol-
ır>,en öyle çip falan taktırmam"
:rs(K bir bölümünün "Takın şu çi-
i doiraz kendimize gelelim" de-
ele:)asıdır. Elbette yalnız "akıllı
i l u >cuk çipi" değil, "üstün yete-
;kJ:ocuk çipi", "iştahlı çocuk çi-
n
c.lacaktır. "Ne yapsam çocuğiı-
a jıek yediremiyorum" diyen
aerıçin "iştahlı çocuk çipi" ke-
olacaktır. Çocuğa takılan
yemekyemelisin" sinyali gönderiyor.
Ek bir çip de "Bunu isterim, bunu is-
temem deme yavnım, önune konanı
ye" diyerek yavruyu yönlendirir. Tek-
noloji bu, bakalım daha neler görece-
ç: i Ü saatte bir "Acıktın yavruın,
Bir de $lrket çlpl' takarlarsa...
Oirketler için de yeni bir dönem do-
y ğuyor. Artık "motivasyon" diye
"konsantrasyon" diye toplantılar ya-
pacaklanna, çalışanlanna bir "şirket
çipi" takacaklar, bitti gitti. Koluna çip
takılan çalışanın aklında şirketten ve
işinden başka hiçbir tasa kalmayacak,
her gün "Ben şirketim için daha ne-
ler yaparım?" diyen komutlarla işe
başlayacak. "Benim şirketim gibisi
yok" diyen programlarla da kendini
mutlu hissedecek. Aldığı para az da ol-
sa çip hemen de\Teye girecek, "Bunu
da bulamayanlar var, çok şükür eli-
me birkaç kuruş geçiyor" diye tesel-
li bulacak. Bu çip yalnız iş dünyasma
huzur getirmekJe kalmayacak, memle-
ketin genelinde de durumunu hoşnut-
lukla karşılayan genel bir sakinlik ola-
cak. Bu arada çipin ters işlediği durum-
lar olursa, burada "korsan çipler" bu-
lunduğu, virüslerin bulaştığı anlaşıla-
cak, bunlara karşı da "anti-virüs çip-
ler" devreye girecek. Teknoloji bu, so-
nu gehnez.
ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) -
Emek Platformu'nca, Iş Güvencesi Ya-
sa Tasansı tartışmalanna açıklık getir-
mek üzere düzenlenen bilgilendirme
toplanttsına yalnızca 5 milletvekili ka-
tıldı. DÎSK Genel Başkanı Süleyman
Çelebi, 5 milletvekiline teşekkür eder-
ken toplantının yapıldığı yerin Meclis'e
"2.5 daldka mesafede olduğunu" vur-
gulayarak siyasilere tepki gösterdi.
Emek Platformu'nun, Bdüzenlediği
bilgilendirme toplantısına DSP'li Er-
tuğrul Kumcuojlu, DSP'li Masutn
Tûrker DYP'li Utrahim Konukoğlu,
DYP'li Uyas Yılmazyıldız ve Bağımsız
Milletvekili Rıdvan Budak katıldı Çe-
lebi, hiç kimsenin iş güvenliği hakkın-
dan mahrum edilemeyeceğini belirterek
üretim sektörünün ayakta kalabilmesi
adına her türlü fedakârlığı yaptıklannı
bildirdi. Çelebi, "Bu yasa çıkıncaya ka-
dar bütün etkinlikleri ve eylemleri ya-
pacağız. İş güvencesi çıkmadan bizi
hiç kimse sosyal diyalog toplantıları-
na çağırmasın" diye konuştu.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nce
tş Güvencesi Yasa Tasansf nın yasalaş-
ması için başlatılan kampanyada topla-
nan imzalar da Genel Başkan Yardımcı-
sı Haydar Üker tarafindan dün Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Oku-
van'a sunuldu.
Terörün parasal desteği donduruldu
• Baştarafı 1. Sayfada
Maliye Bakanlığı 'run iznine bağlan-
dı. Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gaze-
te'nin dünkü sayısında yayımlanan ka-
rannda, BM Güvenlik Konseyi'nin te-
rör örgütlerini, terorizmi fınanse eden
kişi ve kuruluşlann malvarlıklannın
dondurulmasına ilişkin kararian doğ-
rultusunda bazı örgütlere parasal des-
tek sağlayanlann Türkiye'de bulunan
banka ve diğer maJi kurumlaria, kira-
lık kasa mevcutlan da dahil olmak
üzere tüm hak ve alacaklanyla malvar-
lıkJannın dondurulması kararlaşhnldı.
Bu mal varlıklan ile ilgili her türlü iş-
lem Maliye Bakanlığı'run iznine bağ-
lancü. Bakanlar Kurulu'nun 22 Aralık
2001 tarihli karannın ekindeki 86 ve
126. sırada yer alan kişilerin bu liste-
den çıkanlmasına da kararverildi. Ba-
kanlar Kurulu'nun karannda, söz ko-
nusu listeye şu kişi ve kuruluşJar ek-
lendi: "Afghan Support Conımittee
(ASC). Revival of Islamic Heritage
Society (RIHS), Abd al Muhsin Al-
Libi, Ebu Bekir El-Ceziri, Lmmah
Tameer E-Nau (UTN), Sultan Be-
şir-Ud-Din Vlaymud, Abdül Mecid,
Muhammed fufayil, Leşkeri El-
Tayyiba." Bakanlar Kurulu'nun daha
önce yayımlanan listesinden, Ali Ga-
bel Himmat ve Yusuf Nada (ak.aYu-
sufM. Nada, a.k.a Yusuf Mustafa Na-
da) çıkanlmıştı.
H Baştarafı 1. Sayfada
ramına konuk oldu ve ekonomiden med-
yaya kadar çeşitli konularla ilgili yönel-
tilen sorulan yanıtladı.
Doğan, "Herkes Türkiye'de inanır
ki, vergiyi vermezsek o para bizim ce-
bimize kaür" şeklindeki yoruma. "Ha-
vir, bence o yanlış bir görüştür. Vergi
vermeden kazandığınız parayı sakla-
yacak yer bulamazsınız" diye yanıtla-
dı. "Vergi rekortmeni ve bir işadamı
olarak. Türkiye'deki vergi sistemini
nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklinde-
ki bir soru üzerine Doğan şunlan söyle-
di: "Türkiye'de vergiyi 5 bin aileye ve
bordro mahkûmu dediğimiz sizlere...
Ben, halbuki 65 milyon ülkeyi,S bin ai-
lenin işletmeleriyle, bir de bordro
mahkûmlanna taşıttıramazsmız. Ver-
giyi kesin olarak yaygınlaştırmak la-
zımdır. Bizim, çok söylenen bir şey var,
kümese başka tavuk ko>nn. Vergi ta-
banı yaygınlaştınlmahdır. Ben, vergi
oranlanndan da şikâyetçiyim. Ama
eğer enflasyon muhasebesi uygulanır-
sa değilim. Bu oranlar bana göre nor-
mal.Ama enflasyon muhasebesi uygu-
lantnadığı için, yani enflasyon vergi-
lendirildiği için vergi oranlanndan da
şikâyetçiyim. Bana göre vergi tabanı
yaygınlaştınimalıdır. Asgari ücretten
kesinlikle vergi aunmamalıdır. Çün-
kü, götürü vergi dediğimiz sistem ye-
niden elden geçirilmelidir."
Doğan, "Sizin diişüncenize göre ver-
gi oranlan düşünmeden enflasyon mu-
hasebesi gelirse bugün topladığımız
vergiden daha fazla vergi toplayabilir
misiniz" şeklinde yöneltilen başka bir
soruyu ise "Eğer yaygmlaştınrsak top-
lanz. Zaten vergiyi indirdiğiniz oran-
da tabana da yayginlaşıvor.Vergi oran-
larını yükseltitikçe kaçağa teşvik etmiş
oluyorsunuz" diye yanıtladı. Aydın Do-
ğan, "Basın bu kadar kâr getiren bir
sektör mü" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Her sektör kâr getirir. Eğer o sektö-
rün hakkını verir, o sektörü iyi yöne-
tebilirseniz. Basın, çok kârfa bir sektör-
dür diyeiddiada bulunamam.Ama ba-
sın zarar eden, para kazanmaz, iddi-
asında da bulunamam. Burada ister-
seniz başka bir şeyi de söyleyeyim. Ba-
na göre, Türkiye'de basının bir başka
problemi var. Türkiye'de medyayla uğ-
raşanlar, onu birinci ana işlevi olarak
kabul etmeliler. Onu yan iş olarak gö-
rüyorlar. Yan iş olarak gördükleri için
de belki bir gün lazım olur diye tutu-
yorlar ellerinde. Bu hem sektörün ka-
litesinin bozulmasına sebep oluyor,
hem de birçoklannın bu işten para
kaybermesine sebep oluyor. Bağımsız
yayıncıüğın ana kaidesi o işten para
kazanmaktır. Eğer o işten para kazan-
mazsanız bağımsız yayıncı olamazsı-
nız. Ekonomik özgürlüğü olmayan hiç-
bir yayın organı bağımsız yayın orga-
nı değildir."
050851 - 050900
Bir cılt faturam çaJınmak suretiyle
kaybolmuştur. Hükümsüzdür.
M.ARİFDURAN