Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2002 CUMA
HABERLER
DİJTVYAPA BUGÜN
ALİ SİRıMEN
Irak Savaşına Doğru - 1
İşine Gelince Terörist
Birleşmiş Milletle-r Silah Denetçileri'nin Irak'ta-
kı inceemeleririn sürnesine karşın, VVashing-
ton daha sonucu öeklemeden savaş planlarını
geliştiryor.
ABDsavaş planındaTürkiye önemli köşe taş-
iarındarı biri.
VVashington TürKiyeden, üsleri kullandırma-
sını, üsstatüsürde olmayan limanlardan yarar-
lanabilrne hakknı, Türkiye toprakları üzerinde
asker konuşlandıımayı ve de, 35 Mehmetçik is-
tiyor.
Türkiye, bu savaşın kendisine çok pahalıya mal
olacağını ilk Kö'fez Savaşı deneyiminden bili-
yor.
Üstelik, Türkiye bir bölge ülkesi olduğu için,
konumu ABD'den farklı. Bu yüzden Irak'a mü-
dahalenin BM Güvenlik Konseyi kararına bağ-
lı olmasını istiyc.
ABD'nin elinde ise Türkiye'yi şu ya da bu bi-
çimde az ya da çok ölçûde savaşa çekmek için
önemli bir koz var: Kuzey Irak'ta bir Kürt Dev-
leti'nin kurulması olasılığı. VVashington, Türki-
ye'nin, bu olasılğın gerçekleşmemesi için her
şeyi yapacağını ve bu nedenle Ankara'nın, sa-
vaşın dışmda kaarnayacağını biliyor.
Kısacası, politkçıkarlarımıza, ekonomik ya-
rarlarımıza aykırı da olsa istemediğimiz bir sa-
vaşa doğru sürükleniyoruz.
Bu savaşın nedenlerini iyi bilmek, Sam Am-
ca'nın şahinlerin n ileri sürdükleri savları doğru
irdelemek zorundayız.
• • •
ABD'nin savaş savlarından birincisi Irak'ın
"teröre destek veren ülke" olmasıdır.
ABD Irak'ı işine getdiğinde "teröre destek ve-
ren ülke" ilan etmiş, işine gelmediğinde ise kiım-
yasal silahlar kullanan Irak'a arka çıkmış, onu
teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarmış-
tır.
Irak'ın ilk defa olarak teröre destek veren ül-
keler listesine alınması, 1972 yılında, General Ha-
san Bekr'in Irak petrollerini millileştirmesi son-
rasında olmuştur.
Petrol millileştirmek ile teröre destek vermek
arasında ne bağlantı bulunduğunu haklı olarak
sorabilirsiniz.
Ama unutmayınız ki, ABD için en büyük iha-
net petrolün millileştirilmesidir. Nitekim o olay-
dan 20-21 yıl önce, 1951 'de, Iran petrollerini mil-
lileştiren Musaddıkda, bir Amerikan darbesi ile
devrilmişti.
1980-88 arasındaki savaşta ise VVashington,
Tahran'a karşı Bağdat'a destek vermiştir.
Reagan 1982'de Bağdat'a tam destek kara-
rı almış ve Irak'ı terörü destekleyen ülkeler lis-
tesinden çıkarmıştı. Iki yıl sonra ise Bağdat ve
VVashington arasında tam diplomatik ilişkiler
kurulmuştu. Bu sekiz yıl boyunca ABD yalnız-
ca Irak'ın kinjyasal silah kullanmasınagözyum-
makla kalmamış, ama aynı zamanda, onunla as-
keri istihbaratı paylaşmış, Irak'a silah yardımı yap-
mış, Irak'a hava saldırılannda fıili destek vermiş-
ti.
O sırada ABD, Irak'ı teröre destek veren ül-
keler arasında saymıyordu.
Bu gerçekler, New York Times'ta 20 Ağustos
2002 de, Jonnathan Right imzasıyla yayımlan-
mıştır.
•••
Saddam Hüse/in'in El Kaide ile Usame bin
Ladin'e yardım ettiği savı da koca bir yalandır.
Saddam'ın temsilcisi Muhammed Ata ile El
Kaide temsilcisi arasında Prag'da bir görüşme
yapıldığına dair en ufak bir delil bulunamadı.
Kaldı ki, Usame bin Ladin'in en büyük ideolo-
jik düşmanlarından biri, belki de birincisi mür-
ted (yani dine karşı) lan ettiği ve katlinin vacip
olduğunu söylediği Saddam Hüseyin'dir.
Saddam Hüseyin 30 yıl süreyle köktenci Is-
lami akımlarla mücsdele etmiş ve hele hele,
Usame bin Ladin'in nensubu olduğu Vehhabi
mezhebinden olanlaı ise idam ettirmiştir.
Bu durumda, Saddam'ın El Kaide veya Usa-
me bin Ladin'e destek vermesi intihar etmesi
ile eşanlamlıdır.
Görülüyor ki, George W. Bush'un Irak'ı işgal
etmek için ileri sürdüğü, terörü destekleyen ül-
ke olmak ve D Kaide .eıoı üı le yarüırn ettneksa-
vı tümüyle geçersiz \e ikiyüzlüdür.
Bu savaşla ilgili yalanları irdelemeyi sürdü-
receğiz.
KESK Müzik crubu
Kürtçe şarkı
öğretmenlikten etti
ÎBRAHİM KARAASLAN
DtYARBAJOR-Di
yarbakır Eğitim-Sen Şu-
besi'nin 5. Olağrar
Kongresi'nde Kürtçt
şarkı söyledikleri gerek-
çesiyle haklannda Di-
yarbakır DGM' ce
"PKK'ye yanhm ve ya-
takhk" suçlamasıyla da-
va açılan 5 öğretmenir
görevlerine son veril«ü
Dava sonuçlanmadar
görevden ahnmalarma
bir anlam veremedikle-
rini belirten öğretmem-
ler, Bölge Idare Mahkze-
mesi'ne başvuracakLa-
nnı söylediler.
Eğitim-Sen Diyarb»a-
kır Şube Kongresi'ncie
KESK Müzik Grubu atdı
altında Kürtçe şarkı stry-
leyen Eğitim-Sen üyebe-
ri Sedat BaGbey, Rama-
zan Demir, Sertaç I>e-
mireLZahidePetekba^L
Bendivelat Eminoğlu,
Medeni Alpkaya, Hay-
rettin Altun ve Haber-
Sen üyesi Neşet Göç-
men, SES üyesi Cengiz
Doğan hakkında Diyar-
bakır 4 No'lu DGM'de
"PKK'yeyardnnveya-
taklık ettiİderi" gerek-
çesiyle 3 yıl 9 ay hapis
istemiyle dava açıldı.
Milli Eğitim Bakanlı-
ğı Yüksek Disiplin Ku-
rulu'nun görevlerine son
verdiğine ilişkin tebli-
gatlar ise sanık öğret-
menlere 24 Kasım Öğ-
retmenler Günü'nde
ulaştı.
Öğrencilerinin arma-
ğanlannın ellerinde kal-
dığını anlatan öğretmen-
ler. bir yandan da 10
Aralık Insan Haklan Gü-
nü'nde sahne alacakla-
n için sendika binasın-
da çalışmalaruıı sürdü-
rüyor.
İstihbarat birimlerine göre örgüt, güvenlik güçlerine saldırı amacıyla bilgi topluyor
HİzbullaheylemhazırlığındaANKARA(CumhuriyetBürosu)-
Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'ın,
güçlü olduğu imajını vermek ve mi-
litanlannı motive etmek amacıyla
özellikle istihbarat birimleri ve diğer
güvenlik güçlerine yönelik eylem
yapma arayışında olduğu belirlendi.
Faalıyetleri büyük oranda duran ör-
güt üyelerinin. alınan sıkı önlemler
nedeniyle yurtdışına kaçış için deniz
yoluna yöneldikleri bildirildi. Ha-
pisteki Hizbullahçılann kendi ko-
ğuşlan arasında sağladıklan bağlan-
tının son dönemde kesilmesinden
büyük rahatsızlık duyduklan da sap-
tandı.
17 Ocak 2000 tarihinden sonra
başlatılan operasyonlann ardından
sıkı takip altına alınan Hizbullah'ın
• Yapılan operasyonlar sonucu faaliyetleri büyük ölçüde duran terör örgütü Hİzbullah,
militanlarını motive etmek amacıyla ses getirici büyük bir eylem hazırlığında.
îstihbarat raporlarna göre, Hİzbullah bu amaçla, istihbarat birimlerinde çalışan
görevliler ile güvenlik güçlerine saldırmak için fırsat kolluyor.
yeni arayışlara yöneldiği tespit edil-
di. Örgütü yakından izleyen istihba-
rat birimleri, Hİzbullah üyelennin
eski gücüne kavuşabilmek amacıy-
la faaliyete geçmek için çahşmalara
başladığını, bir kısım örgüt üyesinin
de şiddet yöntemlerinden vazgeçil-
mesi yönünde tavır takındığını belir-
ledi.
istihbarat birimlerince hazırlanan
raporda, uzun süreden beri ses geti-
rici bir eylem yapamayan şeriatçı te-
rör örgütünün, güçlü olduğu imajı-
nı vermek, üyelerini motive etmek için
büyük eylem arayışında olduğu dile
getirildi. Raporda, Hizbullah'ın bu
amaçla, istihbarat birimlerinde çalı-
şan görevliler ile güvenlik güçlerine
saldırmak için fırsat kolladığı vurgu-
landı. Raporda. "Orgütünbutürfa-
aHyederinin tespit edilmesi amacr\ la
sürdürülen çabşmalarda, militanla-
nn HizbuDah'a ağır darbeJerin vurul-
duğu iDerin güvenlik birimleri hak-
kmda bflgi toplama çabalannı sürdür-
düğü anlaşıhnıştır" denildi.
Raporda. bazı örgüt mensuplannın
silahlı eylem yönteminden vazgeçil-
mesi yönünde tavir takmdıklannın be-
lirlendiği de anlatıldı. Bazı örgüt üye-
lerinin, bu tür faaliyetleri tasvip et-
medıklen. "bu kanaatte buhınanla-
ruısUahlannıbırakarakeylemselak-
ti\iteden vazgeçmeleri gerektiğine
inandıklarT kaydedildi.
Raporda, örgütun maddi kaynak
yaratmak amacıyla içeriğinde marş
ve vaazlann bulunduğu CD'leri ya-
sadışı yollardan satmaya çalıştığı,
büyük oranda engellenen cami faali-
yetlerini yeniden başlatmayı hedef-
lediği de dile getirildi.
Operasyonlar sonucu tutuklanan
örgüt üyelerinin kaldıklan hapisha-
nelerde, kendi koğuşlan arasında
kurduklan bağlantımn da güvenlik
güçlerinin müdahalesiyle engellen-
diği anlatılan raporda şöyle denildi:
"Söz konusu uygulamalan protes-
to etmek amacıyla, örgüt mensupla-
nnın eşleri tarafindan anılan hustıs,
cumhuriyet başsavcıhklanna toplu
olarak şikâyet konusu yapılmışar. Ko-
ğuşlar arası irubatın kesilmesiyle ce-
zaevindeki örgüt içi Oetişimin dur-
masının, örgüt mensuplan arasında
büvük rahatsızlık nıe> dana getirdiği
anlaşılmaktadır.'*
Toplam 25 trilyon tazminat ödendi
AİHM'ye Türkiye
aleyhine 4570
başvuruyapıldı
• Dr. Esin Akgün'ün, Adalet Bakanhğı
verilerinden derlediği bilgilere göre, 4 bin
570 dava içinde, halen 269 başvuru
Türkiye'nin aleyhine sonuçlarurken 130
davada ise dostane çözüme gidildi.
Türkiye'nin aleyhine sonuçlanan davalar için
yaklaşık 25 trilyon tazminat ödendi.
ÎSTANBUL(AA)-Av-
rupa Insan Haklan Mah-
kemesi'ne (AlHM) bi-
reysel başvuru yapılma-
sı hükmünün kabul edil-
diği 1987 yıhndan bu
yana, Türkiye aleyhine
4 bin 570 kişisel başvu-
ruda bulunulduğu bildi-
rildi.
Adalet Bakanlığı'na
bağlı Adli Tıp Kuru-
mu'nda görevli Dr. Esin
Akgün, hazırladığı uz-
manlık tezinde, "Avnı-
patnsan Haklan Mahke-
mesi Türkiye Kararlann-
da Yaşam Hakkı ve İş-
kence Yasagı İhlali Olgu-
larının Adli Tıp Boyu-
tu"nu irdeledi.
Tezde, Adalet Bakan-
lığı'ndan alındığı belirti-
len bilgilere göre, 1987
yıhile 15 Nısan 2002 ta-
rihleri arasında AlHM'ye,
Kıbns Rum kesiminden
mülkiyet haklannın ihlal
edildiğine dair 2 bin 250,
Güneydoğu Anadolu Böl-
gesi'nden bin 500, Yük-
sek Askeri Şûra karany-
la TSK'den uzaklaştınlan
60, devlet başvurulan için
2, parti kapatma davala-
nyla ilgili 8. mülteci baş-
vurulanyla ilgili 23, ka-
mulaştırmayla ilgili 701,
12 Eylül dönemi davala-
nyla ilgili 26 kişisel baş-
vuru yapıldı. Duıılaı aıa-
sında yaşam hakkının ih-
lalıne ilişkin 148, işken-
ce iddialanyla ilgili de
330 kişisel dava var.
Toplam 4 bin 570 da-
va içinde, halen 269 baş-
vuru Türkiye'nin aleyhi-
ne sonuçlanırken 130 da-
vada ise dostane çözüme
gidildi. Türkiye'nin aley-
hine sonuçlanan davalar
için 9 milyon 274 bin 905,
dostane yolla çözüme
ulaşılanlar için ise 6 mil-
yon 671 bin 998 dolar
tazminat ödenmek zo-
runda kalındı. Toplam
tazminat tutan Türk Li-
rası karşıhğı yaklaşık 25
trilyon oldu.
Danışmanlığını Adli
Tıp Kurumu Başkanı
Prof. OğuzPolat'ın yap-
tığı tezin sonuç kısmın-
da ise AlHM'de bekleyen
dava sayısı açısmdan bi-
rinci olan Türkiye'yi
Rusya, Polonya, ukray-
na, Romanya ve Fran-
sa'mn izlediği belirtili-
yor.
Başvuru azaldı
Yasalarda yakalama ve
gözaltı koşullan hakkın-
da yapılan değişikliklerin
ardından, son birkaç yıl-
da Türkiye ile ilgili yaşa-
ma hakkı ve işkenceye
ilişkin kişisel başvurula-
nn azaldığına dikkat çe-
kilen tezde, AtHM'in in-
san haklan ihlaline iliş-
kin Türkiye aleyhine yap-
tığı eleştirileri ortadan
kaldırmak için olayın ad-
li tıp boyutunun ihmal
edilmemesi gerektiği
üzerinde duruldu.
Tezde, işkence iddiası
bulunan olgulann dene-
yimli uzmanlarca değer-
lendirilmesı gerektiginin
Minnesota ve Istanbul
Protokolü'nde açıkça be-
lirtildiğine dikkat çeki-
lerek bunun dışındaki uy-
gulamalann, "olgulann
atlanması, yüksek mik-
tarda tazminatlar öden-
nıesi, ülkenin prestij ka>-
bı gibi olası sonuçlann
kurumsal sorumlulukla-
n gündeme getireceği''
vurgulandı.
oğuve
Güneydoğu
Anadolu
Bölgesi'nde sayılan
70binibulanvel9
yüdırPKK'yle
mücadele eden
geçidköy
koruculan
OlağanüstüHal'in
sona ermesiyle
devietin kendDeri
hakkında vereceği
karan bekkmeye
başladu
(Fotoğraf: AA)
Savcılık, Uğrak köyünde 3 kişinin ölümüyle ilgili soruşturmayı tamamladı
Korucıdar için 24 yıl hapis istemi
MAKVIUTORAL
Dh'ARBAKIR - Diyarba-
kır'ın Bismil ilçesine bağlı Uğ-
rak köyüne geri dönerken, ara-
zilerine el koyan koruculann
saldınsı sonucu 3 kişinin ölümü,
4 kişinin de yaralanmasıyla il-
gili soruşturma tamamlandı.
Toplam 10 korucu hakkında,
24'er yüa kadar ağır hapis ce-
zası istendi.
Soruşturma sonucunda Di-
yarbakır Cumhuriyet Savcısı
Aodi Cengiz tarafuıdan hazırla-
nan iddianamede, saldırının es-
kiye dayanan kan da\
r
asının de-
vamı olduğu savunuldu. Köyle-
rine dönmek için Bismil Kay-
makamlığı'ndan izin alan Tan-
günerve Tekin aileleriyle birlik-
te aralannda sorun olan Güçlü
aüesinin önceden jandarma ta-
rafindan uyanldığı belirtildi.
Ancakjandarmanın köyden ay-
nlmasının ardından korucuba-
şı muhtar Mehmet Emin Güç-
lü ile diğer koruculann olayı
planladıklan ifade edildi. Emin
ve Hanifi GücKinün, küiûr ede-
rek "Buköyonlanımıkalacak*
dediği ve diğer korucularla bir-
likte Kalaşnikof silahlarla köy-
lülere saldırdıklan behrtilirken,
sanıklarherkese "öldürme ama-
cıyla ateş ennekle" suçlandı.
Ateş sonucu Tekin aüesinin
aracının yanması üzerine sa-
nıklann patlama tehlikesine
karşı köyden kaçtıklan iddia
edildi. Sanıklann ifadelerinde
iki silah kullandıklannı söyle-
melerine karşın olay yerinde
248 boş kovan bulunduğuna
dikkat çekildi.
Aralannda muhtar Mehmet
Emin Güçlü'nün de bulunduğu
biri firar, 9'u tutuklu toplam 10
korucunun, tkram, MehmetNe-
zirve AghTekuı'i "faüîbeffiol-
mayacak şekilde öldürmek",
\%%kMazhım,Erban ve Güzri'i
de "öMürmeye teşebbüs etmek",
olaydan y ara almadan kurtulan
24 kişiyi de "öMürmeye eksik
teşebbüs" suçlannı işledikleri
gerekçesiyle TCY'nin 448 ve
463. maddeleri uyannca 24'er
yıla kadar ağır hapis cezasıyla
yargılanmalan istendi.
YÖK tarafindan daha önce hazırlanan aday listesi Sezer tarafından iade edilmişti
MU'nün yeni rektörü Şener Oktik
• Cumhurbaşkanı
Sezer Muğla
Üniversitesi
Rektörlüğü'ne Prof. Dr.
ÖZCANÖZGÜR
Oktık'i atadı.
Cniversitede yapılan
seçimden birinci çıkan
Prof. Mansur
Harmandar'ın adı YÖK
tarafindan
Cumhurbaşkanı'na
sunulmamış, bu nedenle
Sezer listeyi YÖK'e
iade etmiş ve seçimler
yenilenmişti.
MUĞLA - Muğla Üniversite-
si'nün (MÜ)rektOTİüğüneProf. Şe-
ner Oktik getirildi. Cumhıırhaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer,
YÖK'ün kendisine sunduğu üç
isim arasında yer alan Prof. Ok-
tik'i MÜ'nün yeni rektörü olarak
belirledi.
Üniversitenin kurucu Rektörü
Prof. Etfaem Ruhi Fığlafa'nın gö-
rev süresinin dolmasının ardından
19 Ekim 2002 tarihinde yapılan
seçimde en çok oyu alan Prof.
Mansur Harmandar'ın adı YÖK
tarafından Cumhurbaşkanı'na su-
nulmadı. Bunun üzerine üniver-
sitede kanşıklık yaşandı ve pro-
testo sesleri duyuldu. Cumhur-
başkanı Sezer de, kendisine sunu-
lan listeyi YÖK'e iade etti ve 10
Kasım da yapılması gcrekcn ata-
ma gerçekleştirilemedi. Bu aşa-
mada Prof. Harmandar adaylık-
tan çekildi. Prof. Harmandar'ın
yerine ismi belirlenen Prof. Mus-
tafa Kemal Alünkılıç da adaylık-
tan çekildi. Bu nedenle aday lis-
tesinin Cumhurbaşkanı'na sunu-
mu gecikti. YÖK listeye son şek-
lini Prof. Şener Oktik, Prof. Re-
cep Şener ve Prof. Mustafa Bar-
las olarak verdi.
Cumhurbaşkanı Sezer de, mev-
cut durumda Prof. Oktik'i MÜ
Röktörü olarak belirledi.
Prof. Oktik, 11 Aralık Çarşam-
ba günü yapılacak devir teslim
töreninin ardından göreve başla-
yacağını beliıteıek şunlan söyle-
di: "Demokrasinin gereklerinden
birisi seçim. Bilnıediğimiz konula-
n bu süreçte yaşadık ve öğrendik.
Bu aşamada kimin atandığı çok
önemli değiL Üniversite herkesin.
Bundan sonra bir sorun olacağı-
nı sanmıyorum. £1 ele verir yoia
devam ederiz. Seçim bildirgemi
açıklarken insan kaynaklannın
temel hedefim olduğunu vurgu-
lamıştım, o çizgide çalışacağım.
Başan için Muğlahlann destegini
beküjorum."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yal-
çınbayır'ın hukuk devleti konusunda-
ki titizlİğini, insan haklan duyartılığını bi-
lirim. Ölüm oruçlan sırasında, cezala-
n erteleme yasası hazırlanırken sık sık
konuşmuştuk. AB'ye uyum yasaları
adı verilen yasalar hazırlanırken onun
bu hazııiıklann başında olduğu görü-
lüyor.
Bu hazıriıklar sırasında, dikkatimi çe-
ken bazı noktalan kendisine kısa not-
lar halinde iletmek istiyorum. Birinci
Not: AKP Genel Başkanı Recep Tay-
yip Erdoğan'ın milletvekili seçilebil-
mesi için anayasanın 76. maddesinde
yapılmak istenen değişiklikte gözden
kaçan ciddi sorunlar var. 76. madde-
de milletvekili seçilme yeterliği olma-
yanlar sıralanırken "Ideolojik ve anar-
şik eylemlere katılma ve bu gibieylenn-
leri tahrik ve teşvik suçlanndan biriy-
le hüküm giymiş olanlar, affa uğramış
olsalarbile milletvekiliseçilemezler" de-
nıyor. Yeni değişiklikte, "ideolojik ve
anarşik eylemler" yerine "terör eylem-
Ertuğrul Yalçmbayır'a Kısa Notlar
te/v"nin konmasından söz ediliyor.
"Teröreylemi" nedir? Kimlerterör ey-
lemi yapmış sayılıyor, kimler bu gibi
eylemleri tahrik ve teşvik etmiş kabul
ediliyor. Bunu anlayabilmek için en an-
laşılır yol, Terörle Mücadele Yasası
(TMY). TMY'nin terör eylemi saydığı o
kadar çok madde var ki! Üstelik neyin
terör olup neyin olmadığı da son de-
rece geniş kapsamlı. Ömeğin, birga-
zeteci yazdığı biryazı nedeniyle "terör
eylemini tahrik ve teşvik etmiş" sayı-
labilir. Ben iki söyleşi nedeniyle TMY'nin
8/1. maddesi gereği mahkûm olmuş-
tum. Cezam kesinleşmeden erteleme
yaâası çıktı. Eğer bu yasa çıkmasaydı
ben "terör eylemi" yapmış sayılacak-
tım ve milletvekili olma hakkım elimden
alınmış olacaktı. Yeni duzenleme, bu
durumda olanlar için bir yenilik getır-
miyor. Tayyip Erdoğan bu değışiklikle
milletvekili olabilir, ama bırçok başka
düşünce suçlusu olamaz. Düşünce
özgürlüğüne engel olan maddelerin
temizlenmesi amacıyla daha ciddi bir
çalışma yapılması gerekıyor.
•••
Ikinci nokta, işkence suçlannın za-
manaşımına uğramaması konusun-
daki tartışma. flk hazırlanan yasa ta-
sanlan içinde yer aldığı söylenen bu de-
ğişikliğin "askerlerin isteği üzerine"
ertelendiği gazetetere yansıdı. Bir baş-
ka değişiklikten dönüşün de Avrupa
Insan Haklan Mahkemesi'nin (AlHM)
yeniden yargılanma istenmesi halinde
bu yargılamanın yenilenmesi. Bu de-
ğişikliğe de askerlerin karşı çıktığı, bu
yüzden geri çekildiği söyleniyor.
Gerçekten, askerler istedıği için mı
işkencecilerın zamanaşımından ya-
rarlanamaması yasası ertelendi? Ger-
çekten askerler istediği için mi,
ÂİHM'den dönen mahkemelerin yeni-
den yargılanma konusu yapılmasın-
dan vazgeçildi? Yoksa asker bahane
mi ediliyor? Askerler neden işkence-
cileri korumak ıstesinler ki! Askerler
bazı kritik konularda açıklama yap-
mayı çok önemsiyoriar. Onlardan "Iş-
kencecileri konımuyoruz" dıye açık-
lama yapmalarını istemek gereksiz
mi?
•••
Türkiye, ciddi bir demokratikleşme
atılımının eşiğinde. Kıbrıs'ta çözüm
umudu herzamankinden fazla. Gönül
istiyor ki, bu konularda toplumun bü-
tün siyasi güçleri ve sivil güçieri ortak
hareket etsin. Ne yazık ki, bazı çevre-
ler, statükonun sürmesinden yana.
Çözüm ve demokratikleşme yönünde
atılması düşünülen her adımın önüne
dikiliyorlar. Onlara kalsak, her şey ol-
duğu gibi duracak. Işin acı yanı, bu ül-
kede yıllarca değışım ve özgürlük için
mücadeleler vermiş, sıkıntılar çekmiş
birçok insanın da kafası karışık; deği-
şımden korkanlarla aynı tavrı sergili-
yorlar.
Ortada bir yanlışlık olduğu kesin.
Benim inancım, Türkiye'de solda sa-
yılan birçok gücün tutuculaştığı yö-
nünde. Dünya solu da benzer bir sı-
kıntı içinde. Demokrasi, insan hakla-
n. özgürlükler bizim sorunumuz değil
mi? Leyla Zana'ların çok olağanüstü
koşullarda, olağanüstü şekilde yargı-
landıklarını bizler yazıp söylemedik
mi? Işkencecı polislerin sürekli korun-
duğundan bizler şikâyet etmedik mi?
Kıbrıs'ta banşçı çözüm, solun en te-
mel sloganlarından birisi değil mıydi?
Sonuç olarak önemli değişiklikler
gündemde. Bizlerin bu değişikliklerin
daha da ileri gitmesi için çalışmamız,
AKP'yi bu konularda geri davrandığı
için eleştirmemiz gerekmez mi?
Birçok şeyın bırbirine karıştığı, sağ-
lasolun bırbirine kanştığı, garip bir dö-
nemden geçiyoruz... Acı ama gerçek.