Catalog

2A KASIM 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZtK Kış ortasında gelen bir bahar misafîri Metin ve Kemal Kahraman, Zazacada misafir anlamına gelen 'Meyman' adlı yeni albümlerinde sevdayı, kederi, güneşi, rüzgârı, dostluğu Munzur'un dilinde anlatıyorlar. HATİCE TUNCER Metin ve KemaJ Kahraman yıllardır Munzur'da bir kazı ya- pıyorlar. Efsanelere, masallara doğru bir kazı bu. Kazarken Munzur'un sesini duyuyorlar. Doruklardan kopup gelen hır- çın sulara "haüniz nedir" diye soruyorlar. Kimi zaman bir ezgi çıkıyor karşılarına, kimi zaman Âdem'le Havva'ya kadar uza- nan bir efsane. Munzur kadar bilge görünen bir ihtıyar, uzun uzun anlatıyor yaradılışı. Bir kadın türkû söylüyor, bepuk kuşu kadar acılı. Munzur'un sesı, Metin ve Kemal Kahraman kardeşlenn süzgecınde yeni şarkılara dönüşüyor. Zazacada misafir anlamına gelen "Meyman" adlı yeni al- bümlerinde Kahraman kardeş- ler sevdayı, kederi, güneşi, dos- tu Munzur'un dilinde anlatı- yorlar. Metin Kahraman, Grup Yo- rum'dan aynldıktan sonra bir- lıkte çahştîklan Serdar Keskin. son albümde enstrümanlanyla yer alan Umut Kahraman ve Ahmet Tirgıl'le yaptığımız soh- betımıze, Kemal Kahraman Al- manya'dan yazılı olarak katıl- dı. Rock yapmıyoruz Metin Kahraman, Grup Yo- rum'dan aynldıktan sonra Gülba- har'la bir albüm yaptı. Daha sonra yurtdışına gitmek zo- runda kalan kardeşı Kemal Kahra- man'la birlikte çıkardıklan "Deniz Koydum Adını" albümü Kürtçe rock müzik olarak tanıtıldı ve bü- yük ilgı gördü: "Doğrusu biz rock müzik yapmı- yoruz. Yıllar önceilk kezbir televiz- yon programına çıküğımızda böyle lanse edildi Gazetede 'Kürtçe rock yapan grup' diye görünce biz de şa- şırdık. Galiba gazeteciler 'biraz yu- muşatarak nasıl haber yapanz" di- ye düşünüp böyle bir aıüayışla taıut- ölar. Müziğuııiz bu coğrafya kay- nakbdır. Bir çerçeveye koymak zor- dur. ama Anadolu foDcdiyebfliriz. Bi- zim yapüğımız, bu topraklara yas- bnan, buradan bestenenfolkkaynak- b yeni müziktir." Blzlm köyün etrafı Denız Koydum Adını albümü Me- tin ve Kemal Kahraman'ın daha sonrakı çalışmalannın habercisi gi- bıydi. Munzur'un Erzincan'a ba- kan yamaçlanndaki Göbürge Kö- yü'nden An" Baba'dan dinledıkleri "Gulezar" türküsüne sözler yazıp yeniden yorumladılar: Munzur'un sesi, Metin (soMa) ve Kemal Kahraman kardeşlerin süzgecinde yeni şarkılara dönüşüyor. | r 'Deniz Koydum Adını' albümü Metin ve Kemal Kahraman kardeşlerin sonraki çalışmalannın habercisi gibiydi. Munzur'un Erzincan'a bakan yamaçlanndaki Göbürge Köyü'nden Ali Baba'dan dinledıkleri "Gulezar" türküsüne sözler yazıp yeniden yorumladılar. Ir "Önce şu bizim köyün etrafindaki köyleri gezelim, yaşlılarla görüşelim dedik. Bu çok bilinçli bir süreç değildi. Kaydettiğimiz birkaç türküyü evde dinlediğimizde bambaşka bir şeyle karşılaşük. Anadilimizden de şarkılar söylemeye başladık. O tarihten itibaren şimdiye kadar hiç bırakmadık." gil, keman, kabak kemane, Umut Kahraman klayve ve vi- yola çalıyor. Renklerde Yaşamak albü- münden beri grupla çalışan DorotheaMarien'in kemanıy- la katıldığı Meyman albümü yedi Zazaca, üç Türkçe beste- den oluşuyor. Albüm, tam bir Kahraman kardeşler şarkısı olan ve ba- har misafiri anlamına gelen "Meymane Usari" ile başlı- yor. Söz ve müziklerini kendı- lerine ait olan şarkılar dışında otantik türkü formunda Meh- metÇapan'aait "Munzur Ba- va"yı yeniden yorum luyorlar. 70'lerden bu yana Dersim'in sözlü halk kültürü üzerine araş- tırmalar yapan Mehmet Ça- pan. "Düzgın Bava", "Mun- zur Bava", "Daye" gıbı popü- ler olan birçok halk türküsünü ortaya çıkarmıştı. Kahraman kardeşler, Mun- zur Bava'yı, Munzur Vadisi'ne yapılması planlanan ve doğa- yı tehdit eden baraj projesine dikkat çekmek amacıyla albü- me almışlar. Şarkı, Munzur ba- ba diye başhyor ve şöyle de- vam ediyor: "Yukanlardan dalgalanarak iniyor/Hele bir kulakverin kardeşler nelersöy- lüyorLMunzur baba sen ateş- "Önce şu bizim köyün etrafinda- ki köyleri gezenm, yaşhlarla görüşe- lim dedik. Bu çok bilinçli bir süreç değildi. Kaydettiğimiz birkaç tür- küyü evde dinlediğünizde bambaş- ka bir şeyle karşılaşnk. Anadilimiz- den de şarkılar söylemeye başladık ve böyle bir yönetime girdik. O ta- rihten itibaren şimdiye kadar hiç bı- rakmadık." Erzincan'ın. Tunceli'nın köyle- rinde dolaştılar, ama Istanbul'un çevre mahallelerinde de pek çok yerel türkü buldular: "Son 15 yıkhr yaşananlar nede- niyle İstabuİ'un çevTesi Dersim'den, Erzincan'dan gelen yaşhlarla dolu. 1997'de yapnğunız İkinci albümü- müz 'Renklerde Yaşamak" bizim özlenümizdL O albümde yerel tür- küler de, Türkçe şarkılar da yer al- dı. Türkçe de bizim anadüımiz, bu dilde de kendimizi ifade ermevi se- viyoruz, ama Zazaca da hayatımız- da yer alsın istedik." Perslm türkülerl Kahraman kardeşler, Almanya'ya götürdükleri Zeynel Kahraman ve YusufYıkbz'la birlikte Köln ve Ber- lın de konserler verdiler. tki ay bo- yunca kaydettikleri türkülerden, sohbetlerden bırproje albümü olan "SürebT ortaya çıktı. "Yaşhlar Dersim Türkükri Söy- lüyor"da köylerde kendı kayıtlan- nm yanı sıra yıllar önce Alman- ya'daki yakınlara gönderilen anı ka- yıtlannı kullandılar: " Dersim'in inanç sstemini. o kül- türün doğayla olan Dişldsüü, zi} aret- lerini, aşiret olaylanıu, sevdalan iş- leyen türkülere yer verdik. Dağ ba- şında yaşryor, ama bir albümde or- taya çıköğında olağanüstü bir kül- türii olduğunun farknıa vanyoruz. Bu bölgelerden daha önceleri der- lemeleryapıkh, ama farkhhklan yok edertk. Bir köyden başka bir köye yorum farkhhklan, ağı/ farkhhkla- n vardır. Gırtlak nağmesi yazdma- yuıca ortayacoşkusu oonayan bir şey çıkryor. Oysa hangi bölgeye giderse- niz gıdin başka bir çahm tekniğü başka birtmı, söyleme bkimiyle kar- şılaşr orsunuz." Bahar mlsaflrl Meyman albümünde 1987'den beri Kahraman kardeşlerle çalışan Serdar Keskin; bas, akustik gitar ve geri vokalle yer alıyor. Metin Kahraman sık sık Alman- ya'ya giderek Kemal Kahraman'la albüm için birlikte çalışmafirsatıya- rarmış. Marmara Ûniversıtesi Mü- zik Bölümü öğrencileri Ahmet Tir- 'Zazaname'de rap Izlerl Rap izleri taşıyan "Zazaname" ise Berlin'de doğup büyüyen YusufEr- gün'ün Almanya'da yaşanan kim- lik sorununa ilişkin bir yakuıma. "Fadima", pop nitelikli, Akdeniz müziği havasında bir aşk şarkısı: "Gittin gideK karanhidarda dün- yam/Kunsesizinı, \alnizim, darda- yunişte." Metin Kahraman, Anadolu'yu dolaşmış, hallerini sormuş, köyler- de konuk olmuş. Mazgirt'üı Kupik Köyü'nden Seyit Süleyman Şahin' in anlattığı yaradıhş oykusünun aynı- sına Toroslar'daki Tahtacılar'da da rastlamış. Derlemeler, masallar, ef- saneler, albümlerinin arka planını oluşturuyor: "Bugünlerde 'dünya müziği, et- nik müzik' deniyor. 'Anadolu enst- rümanları. Batı enstrümanlarına açık olmak' gibi laflar şûndDcrde mo- da. Okay Temiz albümlerimizde çal- dı. Biz bu müziği hep yapıyorduk, Esasuıda Anadolu müziği gitgide anlaşıhr oldu. Çünkü bu kadar ri- tim zengnüıği olan başka bir coğraf- ya yok. Ege, Karadeniz, Doğu böl- geleri hepsi birbirinden çok farkh zengin ka>naklarla dolu. Biz her di- Kn yeni bir şey sö\1e> eceğine ve in- sanhk kültür havuzuna katkısı ola- cağuıa inanrvoruz." Klasik müziği popülarize ediyorlar Çeviri Servisi - Bond kızlan, Çaykovdd'nin 1812 Uvertürü'nü pop nnısı ve elektronik ekipman- la yorumlayarak tüm dünyada 2 mılyon albüm satan yaylı çalgı dörtlüsü. Ellerinde keman, üzer- lerinde kot pantolon ve dar bluz- larla hazırladıklan video khp- lerde Bulgaristan'dan Tayland'a tüm dünya televızyonlannda gö- rünen grup "klasik müziğe iha- netediyortar'' suçlamasıyla kar- şı karşıya. Sunday Times gazetesinın kül- tür ekinde yayımlanan yazıya göre bu sefer de Borodm ve Al- binoni'nin yapıtlannı uyarlayan grup bugünlerde Mozart'ın kim olduğunu bilmeyen, bir klasik müzik bestecisi sorulduğunda "EKis" karşılığını veren ükokul öğrencilerine konser veriyor. Çocuklar, çok sevdikleri Bond Grubu sayesinde en azından bes- teci adı öğreniyor. Klasik yoru- mu olmasa da yapıtlannın bazı- lannı tanıyor. Ancak, klasik müzik icra eden %/ Klasik müzik sanatçılan tarafindan 'Klasik müziği ünlü olmak için kullamyorlar' diye sert eleştirilen Bond Grubu'nun kızlan ise, bunun bir avantaj sağlayacağını ancak böyle bir niyetleri olmadığını söylüyorlar. bazı müzisyenler ve bu alanda- kı kritikler onlan "klasik müzi- ği popülarize ediyorlar'' diyerek eleştınyorlar. Grubun binnci kemancısı Hay- Me Eckerve çellisri Gay-Yee Wes- terhoff. "Biz klasik müziği po- pülarize etmiyoruz. Albümleri- mizdeki müziğinbüyük bölümü- nü kendimiz bestelrvoruz. Ya da uyarbyoruz'' diyerek kendileri- ni savTmuyorlar. Klasik müzik sanatçılannın; Bond Grubu'nun adını bu tarz- la duyurup sonra klasiğe döne- ceklerini, böylece önceden ün kazanmış olup avantaj sağlaya- caklannı düşünebileceklerini söyleyen Bond kızlan, "Kesüı- Kkle böyle bir niyetimizyok" di- yorlar. Özellikle klasik müziğin, ço- cuklann performansuıı arttırdığına yönelik araştırmalann olduğu- na dikkat çekilen ya- zıda, bazı çevreler ta- rafmdan klasiği diskolaştırdıkla- n, para kazan- mak için göz- lerini hırs büriidüğü konusun- da eleşti- rilseler de Bond Gru- bu üyeleri- nin ükokul konserleri- ninyararlı olduğu sa- vunuluyor. Country müziğin borsacısıÇeviri Servisi - Laura Cantrefl, "When ] the Roses Btoom" adlı ikinci albümünü birkaç hafta önce piyasaya sürmuş olan ( ve country müziğin emektarlanndan j geçer not alan bir şarkıcı. Sunday Times gazetesinin kültür ekinde yayımlanan ! yazıya göre bir îskoç plak şirketiyle j anlaşma yapan tek Nashville doğumlu sanatçı. Eleştirmenlerin, sesinin rengini çok begendiği, albümlerinin "kendine > has bir tara" olduğu söylenen •. Cantrell'in belki de en ilginç yanı | borsacı olması. Daha doğrusu New York > Borsası Wall Street'e bağh çalışan bir I firmada -Bank of America Securiries- tam gün işi olan tek country şarkıcısı j olması. Hafta sonlan New York'taki WMFU radyo kanalında DJ'lik de yapan Cantrell çalıştığı firmanın hisse senedı araştırma bölümünde görevli. Albüm alma çılgınlığuıa para yetiştirmek için kapitalizmin kalbınde çalıştığın anlatan sanatçı iş ortamını şöyle anlatıyor: "tyi j bir atmosfer. Çahşan herkes > düşünüktüğü gibi burnu havada, poz i atan insanlar değJl. Çok zeki, entelektüel • insanlar da var aralannda." Anlaşılan o | ki "country'nuı krafiçea" unvanı verilen • Laura Cantrell hem borsacı hem şarkıcı ! olmaktan memnun. Birçok country t şarkıcısının ortaklaşa hazırladığı yeni bir I albüm çalışmasına da katılan Cantrell, ( ABD dışındaki konserlerinde önceliği i Ingiltere'ye veriyor. Tabii, işini fazla ' aksatmamaya özen göstererek. f Müzik diinyasından haberler Ashcpoffun atoüımj çıktı ş • Kültür Servisi - Önceleri Verve grubu ile tanınan Richard Ashcroft'un merakla beklenen yeni albümü "Human Conditions", EMI plak şirketüıden çıktı. , Albümden çıkan ilk single ise "Check the \ Meaning". Yeni albüm, 2000 yazında tngiltere listelerinde bir numarayı yükselen "Alone Everbody"den sonra çıkan ikinci solo Ashcroft çahşması. "Human Conditions"da on yeni Richard Ashcroft şarkısı var. Albüme katkıda bulunanlar arasında Beach Boyys'un kurucusu müzikal dâhi Brian VVilson, Aretha Franklin ve Rolling Stones gibi isimlerle çalışmış kla\-yeci Chuck Leavell, eski Verve davulcusu Pete Salisbury ve tablalarda Mercury ödüllü Talvin Singh var.' Müzisyen Avni Anıl'a vefa • ÎZMtR (AA) - îzmir'de Narlıdere Belediyesi, Türk sanat müziğine çok sayıda eser kazandıran ünlü bestekâr Avni Anıl'ın 60. sanat yılı dolayısıyla bir konser düzenledi. Belediyeye ait Atatürk Kültür Merkezi'ndeki konsere, bestekânn yam sıra Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, sanatçının eşi Mine Anıl ve kızı Eser Tunar ile sevenleri katıldı. 60. sanat yılı etkinliklerinin îzmir'de başladığını belirten Avni Anıl. konuşmasında, "21 kentteki kutlamalara katılacağım. Çok gururhı ve mutluyum" dedi. Kan ve Güraıen ENKA'da • Kültür Servisi - Enka Vakfı Kültür programı kapsamında 26 Kasım Sah günü saat 20.00'de Suna Kan (keman) - Cana Gürmen (piyano) konseri izlenebilir. Resital'in birinci bölümünde W.A. Mozart'ın 'Sonat Si MajorNo 10', L.YBeethoven'in 'Sonat Si Major Op. 3 No 3' ikinci bölümde ise E.Grieg 'Sonat Do Minör Op. 45', M. De Falls'ın 'tspanyol Suiti'ni seslendirecekler.