25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KASIM20O2PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 - AKP'nin ilk hedefi anayasaymış... "Birkaç verinden delmekle bakalım ne olacak?" Kuru kafa Ayşın Bingöl, 10 yıl önceyrtirdiği 1905 doğumlu babası- nın "Osmanlı'nın son dönemlerini tekrar yaşıyoruz" dediğini söylüyor ve bir dörtlü- ğünü paylaşıyor: "Ela- lem göklerde yaşarken/ Bu uzay çağında sen ne yöndesin?/ Örümcek /uvası kuru kafanı/ lyi- ce sarmala da kimse görmesin." Bulamamak «Akif Kökçe diyor ki: "Bu iktidar da öteki iktidarların yaptığı gibi 'nere- den buldun yasası'nı çı- karmıyor. Buna da şü- kü r, biz garip vatandaş- lara 'niye bulamadın kardeşim yasası'nı da çıkarabilirlerdi!" A dalet ve Kalkınma Partisi'nin kökleriyle bes- lenip büyüyen türban olayının nasıl çözülece- ğı sonunda bellı oldu. Başbakan Abdullah Gül, türban olayının zaman geçtikçe kendi doğal hali içinde çözüleceğini söyledi. Bu önemli bir açıklamadır. Açıklamadan iktidann, kamusal alanlarda türbanı serbest bırakmak için yasalarla, yönetmelikler- le oynamayacağı anlaşılmaktadır. İktidann amacı, "do- ğal bir ortam" yaratmaktır. Yaratılmak istenen "doğal ortam"a ilk örnek Meclis Başkanı Bülent Annç'ın Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'i uğurlamaya giderken yanına türbanlı eşi- nı de almasıdır. Başbakan Gül'ün, "Cumhurbaşkanı ve eşinin, Annç ve eşıyle tokalaşırken tebessümüne dikkat ettim. Son derece doğaldı. Sorun yok" şeklindeki açıklaması, ik- tidann gizli amacmı ortaya koymaya yetmektedir. Inadına Meclis Başkanı olan Annç tarafından türba- nın, devlet protokolüne sokulmasını Adalet ve Kalkın- Şırınga ma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "spesifik bir konu" olarak nitelemesi ve ülkenin şekil- cilikle meşgul edilmemesini istemesi aynı planın bir parçasıdır. Planın önemli bir halkası da Annç'ın, "Cumhurbaş- kanı ve eşleri nezaket gösterdiler, samimiyet gösterdi- ler ve bizleri tebrik ettiler. Ben ve eşim devletimin ba- na yüklediği görevin bilinci içindeyiz" yolundaki açık- lamasıdır. Bu plan, önceki yıllarda ağızlardan kaçan bir planla benzeriik göstermektedir. Planın adı "şınnga yöntemi"dir. Anımsanacağı gibi şeriatın acıtmadan, yavaş yavaş enjekte edileceği söyleniyordu. "Şınnga yöntemi"ne göre yarın Başbakan Gül de türbaniı eşiyle devletin protokolünde yerini alacaktır. Ardından bakanların türbanlı eşleri devlet katında boy gösterecektir. Bunlan, üst düzey kamu görevlilerinin türbanlı eşleri izleyecektir. Hiç kuşkunuz olmasın, yaratılan ortam o kadar "do- ğal"laşacaktır ki, türbansız kadınlar yadırganmaya baş- lanacaktır! "Şınnga yöntemi"nin en büyük özelliği budur: Küçük doziar enjekte ederek alıştırmak; zaman içinde alışkan- lık yaratmak! Dikkat edin bu iktidar, kamusal alanlarda giyim ku- şamla ilgili öteki sınırlamaları da kaldırmak isteyecek- tir. özgürlükler adına devlet daırelerinde bayanların in- ce askılı ya da kolsuz bluz giymesine, etek boyunun diz üstüne çıkmasına, dar pantolona taraftar olacak- tır. Kamuoyuna bir-iki örnek gösterilecek, "Herkes is- tediği gibi giyiniyor" denilecek ve şaşkın demokratla- nn alkışı ahnacaktır. Amaca ulaşmak için heryol mubahtır. Hangisi? Ankara'dan gelen vatandaşa, arkadaşlan sormuş: - Başbakan nasıl, iyi mi? Vatandaş, "Hangi başbakan?" demiş ve arkasından da eklemiş: - Simitçi mi, gazozcu mu? Can Ozan Yüksek Yerilim Hattı erdincutku ı; yahoo.com Hormonlara müdahale sayesinde yakında gen mühendisliği, pireyi deve yapacak! Apartmanlarda yangın denetimleri Istanbul Valiliği'nce oluşturulan ekip- ler apartmanlan geziyor... Bir polis memuru, bir itfaiye memu- ru ve bir zabrta memurundan kurulan ekipler ilginç bir denetim yapıyor. Iskân amacıyla kullanılan apartman- larda, yangın merdiveni olup olmadı- ğı, yangın çıkışları bulunup bulunma- dığı, birden fazla acil çıkış kapısı olup olmadığı, yangın musluklannın çalışıp çalışmadığı saptanıyor, tutanağageçi- riliyor. Güzel birçalışma... Ancak akıllara bazı sorulartakılmıyor değil... Bu denetimler IstanbuPun ruhsatlı apartmanlannın çoğunlukta olduğu semtlerde yapılıyor. Apartman 20 yıl önce yürürlükteki f mevzuata göre inşaat ruhsatı alınarak yapılmış, iskân ruh- satı alınmış... Her şeyi kurala uygun... Zaman içinde mevzuat değişmiş; apartmanda acil durumda çıkış için birden fazla kapı isteniyor. Apartman brtişik nizam; yangın mer- diveni aranıyor. Oysa apartmanın konumu yeni kapı açmaya, dışandan merdiven yapma- ya uygun değil. öte yandan Istanbul'un yandan faz- lası kaçak inşaat... Denetim ekipleri, kaçak inşaat cenneti semtlere uğra- mıyor... Ekipler, kentin en gözdesemt- lerinde dolaşıyor... Amaç bir süre son- ra ceza tutanaklanyla bağcıyı dövmek olmasın! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKÎNCİ Siirt'i 'farkedebilmek'... Her seçimden sonra, özellik- le umduklanru bulamayanlar. kendilerini bir kenara bırakıp "kentteri" de sorguluyorlar... Is- tenmeyen sonuca bakarak, "yo- baz" ya da "komünist" damga- sııu vurup halkıyla birlikte mah- kûmediyorlar... Oysa aynı kent ve ora halkı, tarihte nice uygarlıklann miras- çılan olduklan gibi. bugün de aynı geçmişin yaşam değerleri- ni ve geleneklerini banndınrlar. Hatta çoğu kez seçim sonu- cuna bakarak kendilerine kızan nice okumuş yazmıştan çok da- ha "aydın", nice yobazdan da çok daha "derin" kültürleri ya- şatmaya çalışırlar... Ne var ki oylann matematik sonuçlan, bütün bunlan silip atar: kentler listesi "ûzerleri çi- zUenkrie" dolup taşar... Bu sorunun yanıtını. geçen hafta Diyarbakır'da birlikte ol- du ğumuz ve Siirt'in 40 yaşın- daki "Mücadete" gazetesinin hem sahibi hem de başyazan olan Cumhur Kıbççıoğlunun deneyimli ve birikimli "yerel gözlemlerinden" öğrenmeye çalı>tım. "Başka türlü Siirt'in adını bile anımsayabüen var mıydı?.." diyen Cumhur Kılıççı- oğlu'nun verdiği Mücadele ga- zetesindeki yazı ve yorumlann özetini ise o akşam defterime şöyle not aldım: "Sürt öteden beri çağdaşhğın ve Cumhuriyet ilkelerinin erdemferini hep öz- lemlerinde yaşafh... Ancak. ne kendilerine 'çağdaş" diyen hü- kümetler, ne de Cumhuriyet'in 'bekçisi' olduklarınısöyleyenler Siirt'in bu özlemlerineyanıt ver- diler... Vıllar yıü hep unutulan Yakın geçmişte Siirt_. Bu kültürü varatanlan "anlamak"' gerek™ Şimdi de işte bu "sığhğm" en üst düzeydeki son örneğini Sört için gözlüyoruz... Jet Fadıl'ı TBMM'ye gönderince, açıkça söylemeseler de neredeyse hari- tamızdan çıkartılmasım bile •'düşleyenler" var... Önce Recep Tayyip Erdoğan, kendisine siya- si yasak getiren "şiiri'' bu ken- timizde okudu... O gün aynı za- manda "eşinin memleketinde 1 ' bulunmasının getirdiği rahatlık. belli kı diline de vurmuştu... Derken Jet Fadıl'ın da bu kentle olan bağlan 3 Kasım 2002 günü "ojyağmuruyla" su- lantnca, artık Siirt için "ipin çe- kilmea" kaçınılmazdı... Nıtekim şımdi bu sonucun "gerçtknedenini" değil de sade- ce "kenti" suçlayarak 3 Kasım şokunu atlatmaya çalışanlar. yolda tanıdık bir Siirtliye bile rastlasalar, selam yerine kızgın bakışlarla adeta küfrediyorlar... Oysa asıl Siirtlilerin, belki ken- dilerine de artık "fazarak" bu seçim bir "kmama mesajı" ola- rak kullandıklannı akıllanna bi- le getınniyorlar... Auadolu nun Mezopotamya ve As)» kültürleriyle "dağ da- ğa" taaışhğı bir tarihsel bölge- de. Göneydoğu Toroslar'uı Hakkiri Dağları'yla buluştuğu ve Dide Nehri havzasının Bat- man Ç»ı vadisiyle beslendiği çok özel bir coğrafyada ^'aşa- m2Kir çalışan Siirt. acaba ne- den bcjlesi bir "tercüüe" gün- Jeme Siirtiiler, kendilerini yok sayan- lann arasına şimdi Jed Fadıl'ı armağan etmiş oluyoriar." Siirîteki "ajdınlanma'' coş- kusunun 40 yıllık emektan ve tanığı Mücadele gazetesini keş- ke şu "dalkavukmedyaya" kar- şı tıpkıbasımla çoğaltıp Türki- ye'ye de yayabılsek... 10 Kasım 2002'yi de Ata- tûrk"ün 64. "kayıp yıh" olarak anan gazetedeki, "AKP ve CHP en kötü sonucu Tûrkiye'de Si- irt'te aldılar" şeklinde atılan manşet, her şeyi açıklamaya yet- miyor mu?.. Bu "ders verid" sonucu önce- den "tahmin" ettiği için bile Mücadele gazetesini kutlamak yerine tutup bir de "soruştur- ma"açmışlar!.. Cumhur Kıhççıoğlu da yıl- lardır vazgeçilmeyen bu anla- vışsız ve yürek burkan tutumla- ra, "Ölü Şehrin Türküsü" adlı şiirinde; "Ha çıktu ha çıkacak trenkr raydan..." dedikten son- ra bakın nasıl yamt veriyor: "başka diyariann rürküleri dilinde. vefasızüğa razıyım... dünden, yeter ki™ sen oİ, sen ol Siirtlim.-'' Evet, Siirt'i anlamak ve ku- caklamak için artık Jet Fadıl bi- le yetmezse: "ha çıkü, ha çıka- cak trenler raydsouJ Sorumlusu acaba kimler ola- cak?.. Oekinci(5 cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK bebicakCa turk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl HARBI SEMİHPOROY O t ıV semihporoytqyahoo.com KEDİ LEVO APTÜÜKA t-UhlDA E e-posta: aptulikaggo.com. TARİHTE BUGÜN MÛMTAZARIKAN 24 Kasım BESTECİ ZEKÂİ DEDE.. 189?'0e BUGÜAJ, ÜNUJ SSSTECİ ZE/eÂİ •yAÇtNOA İSjytfJBUL 'PA ÖLMÛŞTÜ. TÜ&K MÜZİĞrNDE, *UÂS-//C DâU£MffJ SOAJ 8ÜYÜK- ZEKÂ) OeOE, 'Ğr l'ÇİM, MÜ2'ĞE BAŞLAMIŞT7. BÜYÜIC SESTEC /SEAJCİSİ OtA/SAK &li SAAIAT77Q iLERl£MİŞTİ. UZUN YILLAR, MlSflSU MUS7HFÎ4 F&ZJL PA- ALTTNDA 8ULUKIAKI 2E- ' PEDE, İO Y/LI AÇKfA/ Süse OE t<AHi- >HŞAMf?rr. "oeoE" sxw/y/ so v/tş- *1Y£EM 4LAAJ BGSTECİA/tN SOO'Ü YAPITtNDAU ANÇAK 2£4-'Ü MtMIZA PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU 'Doğrusu Pek Şaşırdım../ Durumları AKP iktidanyla birlikte başlayan "yeni dönem "e özgü görüntüler karşısında insanlar hayrete dü- şüp, "Doğrusu pek şaşırdım..." diyortar. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Bülent Annç'ın Cumhurbaşkanı'nı uğurlamaya tesettür- lü eşini de götürmesi, Hilton Oteli salonlarında toplu namaz kılınması, Içişleri Bakanlığı koridor- lannın mescide, bakanlık merdivenlerinin de ayak- kabıhğa dönmesi şaşırtıyor bu insanları. Kamuoyu, "Ne varbunda?" diyen olağan bulu- cular ıle "Doğrusu pek şaşırdım..." diyen şaşkın- tar olmak üzere ikiye ayrılmış. Birinci gruptakiler yeni döneme özgü görüntüleri olağan bulmalannı "bireylerin inanç özgüriüğü", ikinci gruptakiler ise şaşkınlıklarını "laikanayasaldüzen" ile açıklama- ya çalışıyoıiar. Bu aynşma, kendisine önemli gö- revler düşen medyaya da yansıyor doğal olarak. Kimi kalemler, yorumcular yeni döneme özgü gö- rüntüleri, başlayan "Müslüman demokrası" süre- cinin ilk işaretleri olarak değeriendiriyorlar. öbür- lerı ise "Bu kadan da olmaz!" diyerek tepki gös- teriyorlar tanık olduklanna... Benim de kendimi ait hissettiğim bir grup ise en çok bu "Doğrusu pek şaşırdım..." durumlarına hayret ediyor. Sayın Annç'ın eşinin türbanı, duvar- lanna, halılanna alkol kokusu sinmiş beş yıldızlı o- tel salonlannda toplu namazlar kılınması, mesci- de dönen bakanlık koridorian bizim için kesinlikle bir sürpriz değil... Iktidann yeni sahipleri geldikle- ri yere kendilerini gizleyerek, saklayarak gelmedi- ler çünkü. Sayın Annç'ın başındaki türban gibi top- lu namazlarda da, o bakanlık koridorlarında da "yen/"olan, "sürpnz"olan hiçbiryan yok! AKP Ge- nel Başkanı'nın, "Değiştim, değişiyorum..." söz- lerinden bu görüntülerin olmayacağı gibi anlam- lar çıkartanlar şımdi çok şaşırabilirier, ama biz hiç şaşırmıyoruz. • • • AKP'nin 3 Kasım'ın galibi olacağı çok önceden belli olmuştu. Cumhuriyet Halk Partisi dışındaki partilerin hiçbirinin pariamentoya giremeyeceği de belliydi. Nitekim hayat, öngörülenleri doğruladı ve öbür "so/" partilerin tümü dışanda kaldı. Gelece- ğimizi doğrudan doğruya etkilemesi söz konusu olan bu "kritik" dönemeçte bile yenilgiye uğraya- cağı kesin olan "sol" partilerden bir teki bile se- çimlerden çekilmeyi, 3 Kasım sonrası pariamen- todaki muhalefeti biraz daha güçlendirmeyi aklı- nın ucuna getirmedi. Oysa özendiğimiz, öykündü- ğümüz Batı demokrasilerinde benzer "kritik" du- rumlarda sıkça başvurulan bir davranıştı bu, ama bir, bir daha iki aritmetiğinin ötesinde var olan bir potansiyeli harekete geçirebilecek tek bir rasyo- nel "feragat" örneği sergilenmedi. Sergileneme- di. Bunlan, Cumhuriyet Halk Partisi'nde bana da "itici" gelen, olmaması arzu edilen, eleştirilecek "binbir şey" olduğunu bilerek yazıyorum. Deyim yerindeyse, "Bağnmıza taş basarak" Cumhuriyet Halk Partisi'nin sandalye sayısını arttırabHirdfk. Bence, AKP'ye dört bağımsız desteğiyle anaya- sayı değiştırme olanağı sağlayıp sağlamamak, Deniz Baykal'ı, Kemal Derviş'i sevip sevmeme- mizden, CHP'yi "yetehnce sol" bulup bulmama- mızdan çok daha belirieyiciydi o dönemeçte. Şimdi bakıyorum, yeni döneme özgü o görün- tülere en çok parlamento dışında kalmış partileri desteklemış dostlarımız tepki gösteriyoriar. • • • Yeni iktidar sahiplerinin bizim birleşmeyerek, fe- ragat etmeyerek, sandıktan uzak durarak ya da "yanlış" seçerek sağladığımız koşullarda, bize, kendi seçimleri olan ve yıllardır savaşımını verdik- leri "başka" bir yaşam biçimini dayatacaklannı, bizi uzlaşmalara zoriamak isteyeceklerini söyle- mek bir kehanet değil kuşkusuz. Yapmadıklanmızı, yapamadıklarımızı belki de bundan böyle yapmaya çaba gösteririz, diye dü- şünüyorum. Benimkisı yalnızca bir umut... lleride bir gün, "Doğrusu pek şaşırdım..." durumlarına düşmemek için... (Faks:0212-234 68 73) (e-posta: dkavukcuoglur' superonline.com) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Muğla'nın Fethiye ilçe- sinde antik bir kent... Leylak 3 rengi, açık mor. 2/Avru- pa Birliği'nin ortak para bi- 6 rimi... Ishal. 7 3/ Bir sayı... g Ekvatorkuşa- ğındaki geniş 9 çayırlara verilen ad. 4/ Çölden esen rüz- gâr...FıratIrmağı'nın „ iki kolundan biri. 5/ Eski dilde taht. 6/ Woody ADen'in, hem yönettiği hem de oy- nadığı bir filmi... Lezzet.7/Tıp dilinde "bere" anlamında kullanılan terim... Uzaklık işareti. 8/ Kjsa bacaklı bir köpek cinsi... tranlılara verilen bir ad. 9/Asya ile Avrupa'yı ayı- ran dağ sırası... Baykuşgillerden birkuş. YLTCARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Izmir'in Seferihisar ilçesinde antik bir kent... Asya'nın tropik bölgelerinde yaşayan bir sığır tü- rü. 2/Resim yapunında kullanılan bir boya... Bor- sada, vadeli değerlerin kuru ile primli değerlerin kuru arasındaki farka verilen ad. 3/ Müstahkem yer... "Oğulotu" da denilen, keskin kokulu bir bitki. 4/Domates, baharat gibi şeylerle yapüarak kimi yemeklerin üzerine dökülen terbiye... Kir- pik boyası. 5/ Spor karşılaşmalannda seyircileri coşturan kimse. 6/ "Adam, herif anlammda argo sözcük... Doğu Anadolu'da bir ırmak. 7/Yoksul- lara yiyecek dağıtan hayır kurumu... Bakınn sim- gesi. 8/ Asya'da bir ırmak... Bunama. 9/ Bez do- kuma tezgâhı... Cehennem.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear