01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 2002 ÇARŞAMBA 12 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr Utku Varlık'm 'Metafor - Kozmik' başlıklı tematik sergisi Bebek Sanat Galerisi'nde Metafor sağanağındabellekÖZLEM ALTTNOK Pans'te yaşayan Türk resminin genç kuşak ustalanndan Utku Varhk, daha önce Sanat Fu- an'nda bır b-ölümünü sergiledığı 'Metafor - Kozmik' başlıklı tematik sergisını Bebek Sa- nat Galerisi'ode de sürdürüyor. JorgeLoisBor- ges'ın "Metaforik bfleşim bir düşüncedir. tm- gelerin içeriğiııiıı bütünJeşmesinden oluşur..." düşüncesınden hareketle kurduğu yeni yapıtla- n, ona dokunanı, ondan yansıyanlarla sunan bir 'bellek' tanımlaması gıbı. Bir bütün, bütünün tek tek var olabılen parçalan, bütünün görünen kısmı ve sonrasında belkı de belleğin tara da merkezınde düşlediklerimiz, tasarladıklanmız Utku Varhk'ın 'aysberg'ıne ışık tutuyor. - Metinlerle kurduğunuz sda bağ, Borges ve son çauşmalannız nasıl bir îlişki içinde? UTKU VARLIK - Tematik anlamda beni en fazla düşündüren kendi varoluşumun e\Tenle, düzenle, uzayla, kaosla olan ilişkisi. Beni hep ışık şaşırttı, ilgilendirdı. Bir yerden gelip bir ye- re giden ışık, o gizem, varoluş.. Ölüme dair en güzel yanıtlan ise Rüke'de buldum. Borges'te ise ganp bır bulmaca var, Borges bulmacayı ye- ni şeyler ılen sürerek her zaman zorlaştınyor. Probİem yaratan, düşünüp açıklayamadığım birtakım sorulan Borges'te ve onun sırtını da- yadığı kütüphanede buldum. Borges'in meta- forlanndan yola çıkan ufak tablolar, hem tek tek hem de bütünde bir ilişki kuruyorlar birbirle- nyle. Bence aslnıda bütün bu resimler, sergi- ler hepsi bir metafor, bunlar birleştiği zaman tüm bu imgeler, ımajlar birleşıyor. - Son olarak 'llahi Komedya' başhkh sergi- nizdedemetinden yola çıküğınız tematikbir ser- gi gördük, ama bir yandan da yaşanarak öğre- nflen şeyler var dryorsunnz» VARLJK - Dante'nin llahi Komedya'sından hareket etsem de bana gelen, daha sonra ben- den başka bır şekılde çıkar. Borges, usta ve çı- raklık, beni etkıleyıp benden çıkan... Bütün bunlar süreklilik taşıyan şeyler. Yaratabilmek, bir şey söyleyebılmeİc, uzun süreli işler, söyle- nen sözün ne zaman ortaya çıkacağı, oluşaca- ğı bellı olmaz. Empoze edilenin, kabullendiri- lenin dışrndakilen görmek gerekir. Ben her za- man tepkı toplasa da 'Benim kendi müzelerim var' denm. Dünya müzelerini gezdığiniz zaman her şeyi daha iyi anlıyorsunuz. - Borges 'Imgelerin içeriği bızleri metafonk bileşıme götürür' diyor. Sizm bugüne kadar re- simlerinizde rastladığunız da o bireysel dilin içinde yakaladığınız evrenseDik. Bu sergi sanki daha bireysel bir dil taşıyor? VARLIK-Aslında oluşumunda birtakım he- saplar var. Resimleri tek tek tablolar olarak de- ğil de bir süreklilik olarak düşündüm. Küçük tablolar yapıp daha sonra onlan birleştirip ya- kınlaştınyorum, aynldıklan zamansa metafor- lar oluşuyor. Serginin bütünü bir metafor. Re- simde varmak istediğim olay da, beni etkileyen debu. 'Objeler, masklar işin çıkış noktası' - Bu parçalama, böime ve ashnda neyin bü- tün. neyin bütünün parçası olduğu özeUikle bu sergiyle ortaya çıkan bir durum gibi görünüyor- VARLBK - Ekimde Sanat Fuan'nda bu seri- nin bır bölümünü sergiledım. Aslrnda benım amacım tümüyle böyle bır sergı yapmaktı. Sü- reklı olarak kullandığım objeler, masklar ışin çıkış noktası. Bır resım ya da sergıleme süre- cinı düşündüğüm zaman somut hıçbır şey yok ortada, sadece kafamda bıriken notlar var, bu notlar kendi durumlannda metaforlar aslında. Bunlar tek tek de ayn ayn da birer oluşumlar. Bütünde dağılıp birleşseler de belleğin izleri- ni ortaya koyuyorlar. Onlann içinden herhan- gi bir tanesini alıp gittiğinizde de bütün bozul- muyor. - Bellek sizin için çok önemli, "Resımlenmle belleğin ta kendısım ortaya koymaya çalışıyo- rum' diyorsunuz, Imaj bombardnnanmatutul- muş bir yüzyılda imge, metafor oluşturmak ne kadar mümkün? VARLJK - Ne yaparsanız yapın, sürekli ta- şıdığınız, beraber dolaştığınız bir peyzajmız vardır, o sızı hiçbir zaman bırakmaz, benım metaforlanm da onlar aslında. Yine aynı şekıl- de büyük değişim, metafor yağmuru içinde bi- le kendi imgelerimizi, bılgilerimizi saklıyoruz. Yani Borges' in o büyük labirentlerinden bir çı- kış yolu var. Labirentler, bizim içinde olduğu- muzu ve kannaşık bir yerde yaşadığımızı gös- teren bir semboldür Borges'te. Benim tasarla- dığım renkler, ışıklann hepsi birden bır peyzaj oluşturuyor ve o peyzajın aysberg gibi bır kıs- <R.esimleri tek tek tablolar olarak değil de bir süreklilik olarak düşündüm. Küçük tablolar yapıp daha sonra onlan birleştirip yakınlaştınyorum, aynldıklan zamansa metaforlar oluşuyor. Serginin bütünü bir metafor. Resimde varmak istediğim olay da, beni etkileyen de bu.' mını görüyoruz, yine bütününü değil. Metafor ve imge göndermeleriyle ben bu bütüne varma- ya çalışıyorum. -Biranlamda 'bellek retrospektıfi' olduğu- nu söyleyebüir miyiz bu serginin? VARLIK - Henüz o kadar yaşlanmadım her- halde. Abidin Dinohiçbir şeyi unutmazdı. Ona, çocukluğuma daır çok az şeyın akhmda kaldı- ğım söyledığımde, 'Bir gün hepsi su yüzûne çı- kar' demişti. Henüz pek çıktığını söyleyemem. Bence bellek açık bir kutu, montajlar sonrasın- da ortaya bir şeyler çıkıyor. Belleğimden anı- lara, eskiye daır şeyler çıkmıyor, yaşanmışlık yüzde yirmiyse yüzde kırk imajinel şeyler var ortada. Babamı dokuz yaşında kaybettim, ba- bam var ya da yok, ben onu tasarlıyorum. In- sanı tanımak mı yoksa düşlemek mi, daha ger- çek? Beraber yaşadığınız bir kadını uzaktan daha iyi tanıyabılirsiniz gibi geliyor bana, as- lında düşün güzellığı burada. Bu evren aslında beynm sann bahçesi. Bir imgeyi yakalayabil- mek amacım. sonrasında bağlar oluşuyor, ama bütün bunlann içinde aradığım şey derinliğüıe bır kapı açmak. Bır resime nasıl ginlebilir, re- sım ne olmalıdır? (Bebek Sanat Galerisi 'ndeki sergi 5 Şubat 'a dekgörülebilir. Tel: 287 88 52) Hüzünlü şehir manzaralan Kültür Servisi - ÎFSAK 12 Ocak'ta S. Hatak Uygur'un tskflipSiyahBeyaz başlıklı sergısine ev sahipliği yapacak. Sergi Uygur'un 'Bir Başka Bakış' adlı saydam gösterisi- nin ardından saat 17.30'da açılacak. Sanatçı dia gösteri- sinin amacım şu sözlerle anlatıyor: "Fotoğrafin sadece dek- lanşöre dokunularak elde edihnediğini anlatmaya çalışan bır çahşma olan gösteri, 'çekümiş' değil, 'oiuşturubnuş' fotoğraflardan oluşuyor. Ve bu gösteri deklanşör dokunu- şunun, fotoğrafın oluşmasının sadece bir aşaması olduğu savını doğnılamaya çahşıyor. Uygur LsidUp Siyah Beyaz başlıklı sergisinde Çorum'un küçük ve otantik bir kasabası olan Isküıp'i çok farkh açı- larla ele alıyor. Siyah beyaz resimlerden oluşan sergide kasabanın günlük yaşamı, el sanatının icra edildiği çarşı, tarihi sokaklar ve evler tüm yalmhğı ve hüznü ile anlatı- hyor. Uygur'un ikisi fotoğraf ohnak üzere 4 baskılı kita- bı var. Aynca tarihi fotoğraf koleksiyoneri olan sanatçı, aynı zamanda Adana Sanat Konseyi'nde fotoğraf dersi ve- riyor. İFSAK'ta 24 Ocak'ta yapılacak bir diğer etkinlik de Arzu Şenyurt'un 'Nevv York Sokaklarmda' adlı dia gösterisi. Şenyurt, Nevv York Sokaklan'nda günün her saatinde. her anında çektiği fotoğraflarmı şöyle tanımlı- yor: "Kendinden kurtulmanın en iyi yolu gezmektir. Vur- dmn kendimi yollara... Orası en uzak yer ohnabydı! Ro- tam Amerika'ydLNewVbrk Sokaklan'ndakemfimden kaç- üm. Ama o beni adnn adtan takip edryordu." Genç kalemler Cumhuriyet'te ÖNERME Madem kavak ağacının Altındayız Eğri konuşmak olmaz Gel gelelim Bu insanlara Doğruyu söylemek Hiç mi hiç olmaz. İBRAHİM ENGİN ÖTEKİ DÜNYA Tanrı, ölümü verdi Her uyuduğumuzda Ufak ufak öldüğümüz yetmezmiş gibi Ölümden sonra belli olacakmış sonumuz Halbuki yaşıyoruz uyandığımızda Kimimiz cehennemi Kimimiz cenneti... GÜLHAYATAYTEKİN Everest ve Alfa'dan yeniler Kültür Servisi - Arruro Perez Reverte'in 'Kıhç Üstadı', Simon Reeve'in 'Yeni ÇakaDar-Remzi Yiısuf, Usame Bin Ladin ve Terörizmin Geleceği' adlı kitaplar Everest Yaymcılık'tan, Fatima Mernissi'nin 'Harem'den Kaçan Şehrazat' adlı kıtabı ise Alfa Yaymcıhk'tan çıktı. Arturo Perez Peverte, 'Kıbç Üstadı' kitabmda, karşısındakı kişinın hamlesini önceden göremeyen bir âşık olan kılıç ustasımn öyküsünü anlatıyor. Ispanyol ulusal televizyonu için Bosna ve dığer pek çok savaş alanmda savaş muhabirliği yapan Perez'in 'The Flanders Panel' adlı kıtabı 1994'te The New York Times Book Re\iew'de en iyi polisiye romanlar kategorisinde değerlendirildi ve Fransa PoBsiye Edebiyab Büyük Ödühlnü kazandı. Simon Reeve, 'Yeni ÇakaHar' kitabmda Remzi Yusuf ile Usame bin Ladin'in birbiriyle ilişkilerıne ve düzenledikleri eylemlere detaylı bir açıklık getiriyor ve uyanyor. Aynca Reeve, Bin Ladin'in örgütünün çoktandır elınde kimyasal ve nükleer silahlar bulundurduğuna dikkati çekiyor. Feminist sosyolog Fatima Mernissi, 'Harem'den Kaçan Şehrazat' kitabmda nükte ve zekâ yoluyla kadın ve erkek arasındaki korku ve cinsellikte gidip gelen hassas ilişkiyi, Batı ile Doğu arasındaki karşılıklı önyargılan, MarJsse ve Degas'dan Kant'a uzanan bir 'kadm' serüvenını anlatıyor. DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Kar Sessizliği Cuma sabahını karla ve onun getirdiği ses- sizlikle karşıladım. Yollar karla kaplı. Cadde ve sokakları insanlara dar eden araçlar yok. Evden işe yarım saatte yürünüyor. Yürü- düm. Yol boyu alışılmadık sessizlık büyüleyi- ci geldi bana. Ne motor gürültüsü, ne egzoz zehirlerini solumak. Doğa kentimize bir günlük sessizlik arma- ğan etmişti. O sessizliğin içinde Çaykovs- ki'nin Kış Hülyaları adlı Birinci Senfonisi, Si- belius'un Finlandiya doğasını, Anton Bruck- ner'in Alp Dağlan'nı yücelttiği ezgileri gelip dol- du kulaklarıma. Demek onlann da anımsan- mak için sessizliğe, dinginliğe gereksinimleri varmış. Işyerine ilk gelen ben oldum. Daha sonra ev- leri metro hattına yakın olanlar gelebildi, mo- torlu araçlara hükümlü olanlar ise yollarda pe- rişan oldular. Yayın organlarında bir gürültüdür sürdü grt- ti, osuçlu, bu suçlu... Oysa ilk düşünülecek olgu, koskoca bır ken- tin bütün ulaşımının motorlu araçların tekeli- ne bırakılmış olması değil mı? Raylı sistemler, yeraltında ve yerüstünde tı- kırtıkırçalıştı. Sessizce, doğayı kirletmeden, insanı zehiıiemeden ve daha ucuz olarak... Insanlanmız inandırılmış bir kez, dört teker- lekli teneke kutulann uygarlık ve mutluluk öl- çüsü olduğuna. Motor sesı duymazsa, egzoz gazı solumazsa sanki ölümcül bir eksiklık için- de duyacak kendinı. Ne yerel, ne de merkezi yönetimler, onlann bu inançlarını sarsacak hiçbir etkinlik içinde değiller. fnsanlarımızın kafalannın bunca karışık ol- ması, kendileri için iyi ve kötüyü ayıramaya- cak denli sersemlemeleri; gündüzlerinı tene- ke kutuların, gecelerini elektronik kutulann yaydığı gürültü kirliliği içinde yaşamalarından değil mi? Oysa uygarlık gürültü değil, sessizliktir. Bü- yük kentler, uygarlık nimetlerinin en bol oldu- ğu, bunlardan en kolay yararlantlan alanlardır. Büyük kentlerin ulaşımı uygardünyada, elekt- rikle çalışan, sessiz, çevreyi kirletmeyen ray- lı sistemlerle sağlanır. Raylı sistem ille pahalı bir yatırım olan metro demek değil, yerüstün- de, otomobillerin kullandığı cadde ve bulvar- ların bir şeridine ray döşeyip, tramvaylan oto- mobillerin geçtıği her yere dek yaygınlaştıra- bilirsiniz. Alman kentlerı bu uygulamanın başarıyla yürüdüğü tıpik örneklerdir. Kent merkezinden en dış mahallelere, harta çevre köylere dek tramvayla gidebilirsiniz. Her durakta hangı tramvayın kaçta oradan geçeceğinin listeleri asılıdır. Orada yazılı dakikada da gelirler. In- sanlar ne duraklarda beklemekten yorulur, ne de gidecekleri yere zamanında varıp varama- yacaklarını düşünmekten. Neyağmurdurdu- rabilir tramvayları, ne kar. Otomobillerin gır- mesine izin verilmeyen, yayalara ayrılmış kent merkezindeki cadde ve sokaklara da yalnız- ca tramvaylar girebilir. Raylı sistemler yalnızca büyük kentler için değil, nüfusu yüz bini bulmuş her kent için ge- reklidir. Bunca nüfusumuz, bunca kentimiz varken raylı sistem yapmaya girişmiş yerel yönetim sayısının bırkaçı geçmemesi neyin göstergesidir? Uygar mı olamıyoruz, dünya- daki deneyimler bizı ilgilendırmiyor mu, ın- sanlanmız zorluklardan tat mı alıyor, anlamak zor. Sessiz bir yaşam çevresi, insan için gerek- sinimdir. Kar bana bunu anımsattı. Rgen Ünüvar'm sergisi • Kültür Servisi - Fıgen Ünüvar'm "Bir Sergi, îki Proje" adlı resim sergisi, 16-26 Ocak tarihleri arasmda Nelli Sanatevi'nde yer alacak. Ünüvar'tn üç boyutluluğa işaret eden çahşmalannda, öncelikle sürekli hareket, değişik elemanlar ve iddialı renk tercihleri dikkat çekiyor. Sergi pazar ve pazartesi haricinde, her gün saat 12.00-18.00 arasında gezilebilir. Nelli Sanat Galerisi: Atiye Sok. Uzay Apt. No: 3/2 Teşvikiye. (0 212 227 73 75) K Ü L T Ü R » Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear