01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 OCAK 2002 CUMA HABERLER DİJNY4DA BUGUN ALt StRMEN ABD Gezisi Ne GetiPdi? Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez'in 15 Ocak günkü yazısındaki görüşler doğru çıktı. Sa- yın Eğilmez, "bu gibi gezJleri iyi kötü bilen biri olarak" neler olabileceğini o giinden yazmıştı. Mahfi Bey, ABD Eximbank'ının Türkiye'ye aça- cağı kredilerin artacağını, çünkü bunların bu ül- keden yapılacak ithalata kullanılacağını, askeri kre- dilerin yeniden yapılandırılmasının, yasa çıkanl- mas/yla çözülebileceği için, Amerikan yönetimi- nin "konuyu inceleyeceğiz " diyeceğini söylüyor ve konunun zaten yirmi yıldır incelemede oldu- ğunu ekllyordu. Tekstil kotalan konusunda da ABD'nin yine in- celeme sözü vereceğini söyieyen Eğilmez, ser- bestticaretanlaşması konusunda, yetkiyi Kong- re'den Başkan'a devredecek olan yasanın çık- mak uzere olduğunu, ama henüz çıkmadığını, VVashington'ın bunu da yasa çıkınca inceleyece- ğini söyleyip "Siz bir de AB'ye sorun bakalım, onlariçin birsakınca varrnı" sorusunu da ekle- yeceklerini ileri sürüyordu. "Bush 'un Türkiye'nin tenörilemücadelede ve ekonomik kriz ile başa çıkıp, reformlan gerçek- leştirmede göstereceği başanlan da övecektir" diyen Eğilmez, yazısını şöyie noktalıyordu: "Bu geziden herkes mutlu olarak dönecektir. Gazeteler Türkiye'nin istediğini aldığını yaza- caklardır. Neisteyip, ne ald/ğımız ise bir muam- ma olarak kalacaktır." ••• Mahfi Bey, haklı çıkmıştır. Durum aynen budur. Zaten başka türlü olması da beklenemezdi. Bu gibi gezilerde, birden bütün musluklann açılması olanağı yok. Pekâlâ da yukarıda verilen tablo dışında ABD gezisinden başka sonuçlar çıktı mı? Önce hemen belirtelim, son geziden Bülent Ecevit iç politikada güçlenmiş olarak çıktı. Türkiye'de sağlığı çok endişe, hatta eleştiri, ki- milerincede mizah konusu yapılan Ecevit'i, yük- sek düzey Amerikan yetkilileri, yaşlı, yorgun ama konulara hâkimıyeti ve olağanüstü Ingilizcesi ile "etkileyici" bulduklannı açıklamışlar. Türkiye'de yabancılartarafından övülmek çok önemli olduğuna göre, Bülent Bey'in ekibi bu övgüyü iyi kullanacaktır. Bülent Bey de bu övgüyü hak etmek için az şey yapmadı. Ihale Yasası, Tütün Yasası, bor madenlerinin özelleştirilmesi, Sanayi Bölgeleri Yasası gibi IMF, Dünya Bankası ve dolayısıyla da ABD'nin bütün isteklerini, Atlantik'i aşacak uça- ğa binmeden yaşama geçirmeye başladı. ••• Buraya kadar yazdıklanma bakarak "Bülent Ecevit Washington'dan eli boş döndü" demek istediğim sanılmasın. ABD ile Türkiye'nin, askeri ve politik alandaki stratejik işbirliğinin ekonomiyi de kapsayacak bi- çimde geliştirilmesi için, "Türk-Amenkan Ekono- mik Ortaklık Komisyonu" kurulmasına karar ve- rildi. Bu önemli, ama içi doldurulması gereken bir gelişme. Unutmayalım, bizim politikamızda birsöz var- dır: "Eğerbirişi, savsaklamak istiyorsan, komis- yona havale et" denir. Aslında, Türk kamuoyu, kendi devlet adamla- rının Amerika gezilerinden her zaman olabile- cekten çok daha fazla beklentiler içinde olmuş- lardır. İçinde bulunduğumuz sosyal ve ekonomik kriz- lerin nedenlerinden biri de budur. Artık anlamamız gerekir ki, Türkiye'nin sorun- lannı ne ABD, ne IMF ne de Dünya Bankası çö- zer. Onlar, Türkiye'ye kimi yardım ve kolaylıklan sağlarken temsilcisi oldukları çıkarların sepetine de bizim bir şeyler koymamızı beklerier. Küreselleşen dünyada ise ilişkiler önceye oran- la, daha fazla ekonomik olarak güçlü olana ya- rar olmuştur. Türkiye'deki sorunların çöziimü Türkiye'dedir ve o çözüm de her zaman dışardan kulağımıza fısıldananla çakışmayabilir. DCM görevsizlik kararı verdi Vurgun dovosı da ağır cezaya ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-Bayındır- lık Bakanhgı'ndaki yol- suzluk iddialanyla ügi- li açılan "Vurgun dava- a" da Ağır Ceza Mah- kemesi'nde görülecek. DGM, sanıklannın ey- lemlennın "çıkaramaç- h" değil, tt adjçete"kap- samına girdiğine hük- mederek görevsizlik ka- ran verdi. Vurgun davasının An- kara 1 No'lu DGM'de görülen dünkü oturumu- na, 13 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan sa- ruklardan 36'sı katıldı. Savcı Hakan Kızüars- lan, işkence iddialanyla ilgili verdiği mütalaada, insan haklanna saygılı bir sorgu süreci yaşandı- ğını kaydettı. Kızılars- lan, suçun 4422 sayıh suç kapsamına girdiğini belirterek, sanıklann gö- revsizlik isteminin red- dedilmesini istedi. Verilen aranın ardın- dan Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Kara- deniz, davada, görevsiz- lik karan verildiğini be- lirterek, dosyanın ağır ceza mahkemesine gön- derilmesınin kararlaştı- nldığını kaydetti. Kara- nn oybirliği ile alındı- ğını belirten Karadeniz, tahliye taleplerinin de reddedildigini söyledı. Alınan bilgiye göre, mahkeme heyeti, sanık- lann eylemlerinin 4422 sayüı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadeye Yasası kapsamındadeğil, Türk Ceza Yasası'nın "cürüm işlemek için te- şekkül ohışturmak, bu teşekküle yardıın ve ya- taldık etmek" suçlannı düzenleyen 313 ve 314. maddeleri kapsamında değerlendirdi. Ote yandan, MHP'li Koray Aydm'ın bakanh- ğı dönemini soruştur- mak üzere Kurulan TBMM komisyonunda, bürokratlar, ihale bedel- lerini 5 kat arttıran ek sözleşmeler ve ihale fi- yatlanndaki düşük kı- nmlarkonusunda, "dep- remingetirdiğioiağanüs- tü koşuT gerekçesini gösterdiler. MHP, uyum yasası paketindeki 312. madde değişikliğinin AKP liderini etkilemeyeceğini savunuyor SiyasetteTayyip tarüşmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uyum yasalan paketinin gelecek haf- ta TBMM Adalet Komisyonu'nda gündeme alınması beklenirken 312. madde değişikliğinin AKP Genel Baş- kanı Recep Tayyip Erdoğan ın sıya- si geieceğini etkileyıp etkilemeyece- ği siyası partilerde de tartışma konu- su oldu. MHP kurmaylan, Erdoğan"m 312. maddenın ikıncıfikrasındanhü- küm giydiğını. bu fıkranın özünde bir değişiklik yapılmadığını belirte- rek yeni düzenlemenın Erdoğan'ı et- kilemeyeceğini savundular. Türk Ceza Yasası (TCY). Terörle Mücadele Yasası (TMY), DGM Ya- sası ile Ceza Muhakemeleri Usul Ya- sası'nın bazı maddelerinin değiştiril- mesine ilişkın yasa tasansı ile ilgili • AKP Iideri Erdoğan, 312. madde değişikliğinde kendisini kaygılandıran ifadelere "AB bu şekli ile 312. maddenm değiştiğini kabul etmez. Fiili eylem olmadıkça insanlan potansiyel suçlu görmek yanlıştır" diye tepki gösterdi. takvim belli olmaya başladı. AB Ulu- sal Programı'nda kısa vadeli önce- lıkler arasında yer alan düzenlemele- rin mart ayına kadar çıkanlması ge- rekirken tasannın gelecek hafta TBMM Adalet Komisyonu"nda gö- rüşülmesi bekleniyor. Düzenlemeden genel olarak umut- lanan AKP Genel Başkanı Tayyip Er- doğan. kendisini kaygılandıran ifa- delere ise tepki gösterdi. "AB bu şek- B ile 312. maddenin değiştiğini kabul ennez* diyen Erdoğan, "FnBeyknıol- madıkça insanlan potansiyel suçlu görmek yanhştır*" görüşünü dile ge- tirdi. Erdoğan, koalisyon liderlerini zi- yaret edip etmeyeceği konusunda "Kimseden, gjdip de 'Ne olur bu işi çözün de bizim yolumuz açılsın' di- ye temennide bulunmam" dedı. Erdoğan. Cubuk ılçesınde halka da "Gün ola haıman ola. İnşaJlah şiir okuyacağımız günler de gefir*" diye seslendi. AKP'li hukukçular, tasanda kendi- lerini kaygılandıran bazı ifadelenn değiştirilmesi için önerge hazırlıyor- lar. AKP'liler, yeni 312 tammuıdakı "kamu düzenini bozma olasuığnu or- taya çıkaracak bir ştkilde" ıfadesin- deki "olasıhk" sözcüğünün belirsiz- lık taşıdığıru sa\r unarak bunun çıka- nlmasını önerecekler. AKP'deki ba- zı hukukçu mılletvekilleri, salt bu sözcük nedeniyle Tayyip Erdoğan'a getirilen kısıtlamalann sürebileceği- ne dikkat çekıyorlar. "Halkın bir kısmını aşağılavıcı ve in- san onurunu zedeleyecek bir şekilde tahkir eden künseye de 6 aydan 2 v> la kadar hapis cezası \erilir'" hükmü- ne de AKP ve SP'liler itiraz ediyor- lar. İkı parti, bu hükümle sının belir- siz yeni bir suç tanımı getirildiğini sa\Tinuvor. SP aynca, Türk Ceza Yasası'nın 159. maddesindeki değişikliği yeter- siz buluyor. "Devlet kırvTetleri aley- hinecürünüere" verilecek cezayı dü- zenleyen bu maddenin yeni tanımın- da "cumhuriyet" sözcüğü çıkanla- rak "Türklûğii. Türk milletini. Tür- kiye devletini, TBVIMyi Bakanlar Kurulu'nu, bakanlüdan, adlrnevi dev- letin askeri veya emniyet ve muhafa- za kuvvetlerini veva bunlan temsü eden bir kısmını aJenen tahkir ve tez- yif eden künseye 1 yddan3 yıla kadar hapis cezası verüir" deniliyor. SP yö- netıcileri. "veva bunlan temsü eden bir kısmını" ifadesinin smırsız bir suç tanımı içerdiği gerekçesiyle bu bölü- mün metinden çıkanlmasmı istiyor- lar. ÇHD'den Bakan Türk'e istifa çağrısı Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD)üv«sibir grup aMikat dün ölüm oruçlaruun durdunılması için önerikn "Üç Kapı l'ç Kffit" fonnulünü kabul eüneyen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ûn isüfasuu istedL Yaklaşık 30 avukat, Istanbul Barosu önünden Galatasarav' Postanesi'ne dek yürüyerek postaneden Adalet Bakanlığı'na faks çekti. Faks nırtninde ölüm oruçlannın ve ölümlerin devam ettiği anunsaülarak, "Tutumunuzun daha çok ölümlere yol açacağı anlaşümaktadır. Bu kadar ölümden sonra sorunun çözükbümesi için bir yol açmak üzere istifa etmenizin gerektiğine inanrv'oruz'' görüşüne yer verikh. (Fotoğraf ÖZKANGÜVEÎN") Adli Tıp'ın 'Ölüm orucu nedeniyle yaşamsal tehlikesi var' raporu kabul edilmedi DGM Yarar'ı ölüme terk ettiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 2 No'lu DGM, Adli Tıp Kurumu'nun, cezaevinde kahnasmm yaşamsal tehlike yarattığı yönündeki raporuna karşm tutuklu Kemal Yarar'ı, "kendi isteğıyie ölüm orucunu seçtiğT gerekçesiyle tahliye etmedi. F tipi cezaevlerindekı *tecrit" nedeniyle sürdürülen ölüm orucuna kahlan eylemcilerden hafizalanm yitiren ve cezae\r lerinde kalmalan yaşamsal tehlike oluşturan tutuklularla ilgili farklı DGM'lerden farklı kararlar çıkıyor. Hafizasmı yitirdi TKP/ML-TÎKKO da\-asından tutuklu Kemal Yarar, sürdürdüğü ölüm orucu eylemi nedeniyle hastaneye kaldınldı. Adli Tıp Kurumu'nun, sağlık durumuna ilişkin verdiği raporda, Kemal Yarar'm hafızasını yitirdiğini ve hastalığın cezaevi koşullarmda hayaö için kesin tehlike yaratacak nitelikte olduğu vurgulandı. Raporda, Yarar'ın cezasmm 5 ay süreyle ertelenmesi gerektiği belirtildi. Ankara 1 No'lu DGM, Yarar'ın avukatı FBiz Kalayanın. müvekkilinin tahliyesine ilişkin istemini reddederek tutukluluk halinin devamına karar verdi. Kalaycı'nın itirazını görüşen Ankara 2 No'lu DGM de, tahliye istemini reddederken çarpıcı değerlendirme yaptı. Gerekçe: Eylemi kendisi seçti 2 No'lu DGM, Kemal Yarar'ın halen Ankara Numune Hastanesi'nde tedavi altında bulunduğunu anımsattı. Mahkeme, CMUK'un hastalık nedeniyle infaz ertelemeye ilişkin hükmün, infaza yöneük olup cezası kesinleşen hükümlülerin durumunu düzenlediğini belirtti. Mahkeme karanndaki. "Kaldı ki, hükümlü tamamen kişisel gerekçeierle ve kendi isteği ile ölüm orucu olarak adlandırdığı bu eylem biçimini seçmiştir" değerlendirmesi dikkat çekti. Hayali ihracat ve naylon fatura yolsuzfuğu Balina davası da DGM'den alındı tZMtR(Cumhurh«t£geBü- rosu) - Kamuoyunda "Bauna" operasyonu olarak bilinen, 480 milyon dolar tutanndaki haya- li ihracat ve 300 trilyon liralık naylon fatura yolsuzluğu ile il- gili DGM'deki davarun dosya- sı, Izmir Ağır Ceza Mahkeme- si'negönderildi. Yolsuzluk iddialan ile ilgili olarak haklannda dava açılan 76 kişinin yargılanmasına Iz- mir DGM'de devam edildi. DGM'deki duruşmada, haklann- da 3 yıldan 6 yila kadar hapis cezası istenen ve aralannda Ha- kiki Koç fırmasının sahibi Meh- met Niyazoğtu'nun da bulundu- ğu 76 sanıktan 20'si hazır bulun- du. Savcı mütalaasında, görev- sizlikkaran verilerek dosyanın ağır ceza mahkemesine gönde- rihnesini talep etti. Mahkeme de savcının bu talebine uyarak yeni yasa gereği dosyanın îzmir Ağır Ceza Mahkemesi"ne gön- derilmesine karar verdi. Bağımsız Cumhuriyet Partisi Türkiye içeriden yönetilmeK • Prof. Mümtaz Soysal öncülüğünde yola çıkan Bağımsız Cumhuriyet Partisi'nin pfogram taslağı tamamlandı. Taslakta partinin ilkeleri _ "Cumhuriyeti yaşatmak, bağımsızhğı korumak, uluslaşmayı tamamlamak" olarak sıralandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Mümtaz Soysdl'ın öncülüğünde "çaresizük ve umutsuzluktan bunalanlann dertlerine, beklentiJerine ve özkmlerine vanıt verecek iktidan yaratma" hedefiyle yola çıkan Bağımsız Cumhuriyet Partisi'nin program taslağı tamamfandı. Taslakta, yıllardır dışandan zorlanan yanlış gelişme reçetelenne karşı "Türldye'nin Türldye'den yönetihnesi" gerektiği vurgiilanırken partinin ilkeleri, "CumhuriyeÖ yaşatmak, bağunsızbğı korumak, uhısiaşnıayı tamamlamak, hızfa kalkmmayı gerçekkştirmek, emeğnı değerine üıanmak, nitenM toplum yaratmak ve flerici değişime öncühlk etmek** olarak sıralandı. Bağunsız Cumhuriyet Partisi'nin Türkiye için program taslağmda ülke yönetmekte ulusalcı bir çizginin benimsenmesinin, "ilkesizük ortammda rasgele poütikalar peşinde sürüklenmek anlamına gelmeyeceğT belirtildi. Taslak programda yer alan temel hedefler özetle şöyle: - Küreselleşme, uluslarötesi büyük sermayenin ideolojısidir. Bu nedenle, dünyanm geniş kesimleri için banş, adalet ve zenginlik içinde bütünleşme değil, tam tersine savaş, adaletsizük ve yoksullaşma anlamına gelmektedir. Devletin küçühnesiyle ulus- devleti devreden çıkarmak, böylece uluslararası sermayenin işgücünü ve ekonomik kaynakları serbestçe sömürmesine olanak sağlamak istenmektedır. - Ekonomide dışalımın yerine geçecek iç üretim politikalan dışalnna bağımlılık politikalan olarak yozlaştmhnış, ülke gelişmiş kapitalist ülkelerin boyunduruğu altına sokuhnuştur. Ülkemizin gözü, dili, kulağı, 5 duyusu birden emperyalizmin avuçlan içinde yoğurulmaktadır. - IMF ve Dünya Bankası gibi örgütlerde üyelik sürdürülecek, ancak bu kuruluşlann Türkiye bürolan kapatılarak, stand-by anlaşmalan yürürlükten kaldınlacak, Dünya Bankası kredileri gözden geçirilecektir. - Ekonomik ve toplumsal kalkınma amaçlı, ulusal-merkezi içerikli, aşağıdan yukanya ve tüm sektör ve toplumsal kesim temsilcilerinin yer aldığı açık platformlarda hazırlanmış bir u Cumhuriyetçi Dönüşüm Planı" yürürlüğe konulacaktır. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Açık Radyo, çağdaş Amerikan ede- bıyatının en önemii isimlerinden Char- les Bukowski'nın biroyküsünü yayım- ladığı için 15 gün boyunca yayın ya- pamayacak. Açık Radyo, yayın dün- yamızın en seçkin yayın kuruluşlann- dan birisı. Şimdi boyle bir yayın kuru- luşu, dünyaca ünlü bir şair ve yaza- rın, çok ünlü bir öyküsünün bedelini 15 gün susarak odüyor. Bukovvski'nin "Kasabanın En Gü- zel Kızı" adli öyküsü Açık Radyo'da yayımlanmadan önce Metis Yayınla- n tarafından Türkçeye kazandınlmış- tı. Işte bu öykü, Radyo Televızyon Üst Kurulu'nun yetkin üyelennce "genelah- lak, toplumun huzuru, Türk aile yapı- sına" aykın bulunmuş ve bu nedenle Açık Radyo'nun 15 gün kapatılması- na karar verilmişti. Açık Radyo karara karşı idare mah- kemesinde dava açtı ve yürütmeyi durdurrna karan alarak yayınını surdür- dü. RTÜK, bir kere bu öyküdeki teh- likeli durumu sezmişti ve peşini bırak- Charles Bukowski ve Açık Radyo madı, bu cezayı ille de uygulatmak için bu kez Danıştay'a başvurdu. Da- nıştay ise ıdare mahkemesinin kara- nnı durdurarak kapatılmanın uygulan- masını uygun gördü. RTÜK henüz ya- sal süreç tamamlanmadan bir intikam mantığıyla ve aceleyle kapatma kara- nnı uyguladı. Bu kararia Açık Radyo 15 gün boyunca susacak. • • • Başbakan Bülent Ecevit ABD'de. Türkiye, demokraaadımlan atmayaça^ lıştığını anlatmaya^ayret ediyor. Denk- taş-Klerides görüşmeleri sürüyor. Türk tezlerı kabul ettirilmeye çalışılıyor Böyle bir manzara içinde Açık Rad- yo, bir ABD'Iİ yazarın bir öyküsünu okuduğu için kapatılıyor. Kazara, Baş- kan George W. Bush, Başbakan Bü- lent Ecevit'e, "Yahu bizim Charles Bu- kovvski'den ne istiyorsunuz" diye sor- sa Ecevit ne cevap verirdi.? Mesela şöyle diyebilir miydi? "Biz- de bağımsızbir RTÜK var, bunun gö- re vi Türk aile yapısını korumak. Sizin yazannız bizim aile yapımızı yıkmayı amaçlayan bir öykü yazmış, bunu da RTÜK'ün uzmanlan saptamış." Bush bunun üzerine nerhalde bir kahkaha atar ve "Buldum" diye bağırabılirdi. Biliyorsunuz, ABD dünya üzerinde egemenlik kurabilmek amacıyla mil- yarlarca dolarlık silah üretiyor. Bush, bu gerçegi görünce Charles Bukovvs- ki'nin kitaplarını dünyanın dört bir ya- nına yayar, özellikle de aile yapısını yı- kacak güçteki "Kasabanın En Güzel Kızı" öykusünü milyarlarca adet ba- sar ve böylece dünyayı birbinne ka- tardı. • • • RTÜK konusu bu ülkede yeteri ka- dar tartışılmadı. Yasakçılık ruhumuza işledıği için, biryasak kurumu gibi ça- lışan RTÜK de ne yazık ki ciddi şekil- de eleştirilmedi, bu kurulun demokra- tik bir kurula dönüşturülmesi sağlana- madı. Televizyonlan açtığımızda hemen her gün bir ulusal televızyon kanalının, RTÜKzabıtası tarafından kapatıldığı- na tanık oluyoruz. Dünyanın neresinde bu tür bir ek- ran karartması yapılıyor merak ediyo- rum. Yayın mesleğiyle hiç ilgisi olma- yan siyasi bir kurulun hangı uzmanlı- ğa dayanarak bu kapatma değerlen- dirmesini yaptığı da ayrı bir soru işa- reti. Bizlerulusal düzeydeki televizyon ve radyolann kapatıldığını görebiliyoruz, duyabıliyoruz. Bir de yerel TV ve rad- yolann çektıkleri var ki, tam bir fela- ket. Bir radyoyu veya birtelevizyon ka- nalını bu uzmanlanmız zaman zaman bıryıl kapatıyor. Yani açıkçası tam an- lamıyla susturuyor. Bir yıl kapatılan TV ve radyo nasıl ayakta kalabilir kı! Bun- lan görmezlikten geliyoruz, duymaz- lıktan geliyoruz. Sonra bütün dünya- nın Türkiye'yi kasıtlı olarak kötü gös- terdiğini söylüyoruz. ••• Hafta sonu Kuzey Kıbns'taydım. Avrupa gazetesinin sahibi Şener Levent'i ziyaret etmek istedim. Kıb- nslıarkadaşlanm, "Avrupakapatıldı ar- tık, şimdiki adı Afrika, bakalım telefonunu bulabilecek miyiz" dediler. Sonunda buldular. Şener Levent, "Burasını A vrupa yapmak ıstiyorduk, anlaşıldı ki kolay değil. Bunun üzerine Afrika olduğumuza karar verdik" dedi. Şaka biryana,. Denktaş açtırdığı taz- minat davalanyla Avrupa gazetesinin malına mülküne el koyduğu için Av- rupa kapatılmak zorunda kalınmıştı. Kıbrıs konusunda, insan hakları konusunda, basın özgürlüğü konusun- da, demokrasi konusunda dünya bize haksızlık mı yapıyor? Chaıies Bukovvs- kı'yi sorarlarsa ne cevap vereceğiz?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear