10 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3» MSAN 2001 SALJ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 • • Ç r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Zaten ABD yönetiminden "para yerine moral ala- cağrnoı", Türkiye uzmanı Alan Makovsky de müj- d«tedi. Ama elinin altında her an kaynak yaratabileceği bir uhJS varken bu gelişmeler hükümetin umurunda mı? Öyle birhükümet ki; geçmiş halkın karşısına, iki bü- yûkknzı üreten sanki kendisinden önceki başka bir hükûmetmiş de ondan sonra işbaşı yaparak Türki- ye'yı ve halkı kurtaıma görevini 21 Şubat'ta üstlen- miş gibi davranıyor. Batılı demokrasilerde acaba dününü yadsıyan, bu- gOn halkın tam güvenini, desteğini kazanmış siyasal bir güç gibi kendini pazariayan bir hükümet var mıy- dı, bugün olabilir mi? Başbakan Ecevit'in; Ekonomik ve Sosyal Konsey toplantsında işçi konfederasyonlan ıle işveren kuru- luşlanna seslenen konuşmasının sonundaki bir cüm- le dikkat çekici. "Bir tek Türkiye ve bir tek hükümet var" dedi. Tek bir Türkiye, elbette yadsınamayan gerçek. A- ma Eceyit, "tek bir hükümetin" attını özenle çizer- ken neyi amaçladı acaba? Yeni programda bugüne kadar göz ardı edilen is- tekler yer atmazsa destekvermeyecekterini söyieme- lerine karşı işçilere böyle bir dayatmayla mı karşılık verdi? Bu hükümetin hazırladığı kriz programına -herhal- de- tam destek vermek zorundasınız demek istedi. "Tek hükümet" cümlesini başka türlü yorumlamak olanaksız. Ne dersiniz; "tek ulus, tek hükümet" sloganına "tek lider"\ de eklesek mi? Kuşkusuz testi ktnldıktan sonra akıl gösterenler çoöalıyor. ömeğin ünüj işadamlanndan Cem Boyner, her bi- rey yastık altında sakladığı dolariann sadece yüzde 10'unu bankaya Türk parası karşılığı yatınrsa krizden hızla çıkacağımızı savunuyor. Cem Boyner'e karşı öneri: Işadamlanmız, iç veya dış (örneğin uluslararası bankalardan kredi yoluyla) olanaklannı seferber ederek yeterli görünen 3.5 mil- yar dolan toplasalar... Krizden çıkmamıza hizmet etmiş olmazlar mı? Ecevit'in duymak istemediği... Siyasal reform ıstekleri giderek güçleniyor. Kişi- sellikten kurtuluyor, içeride ve dışımızda sistemi "ye- niyüzlerle yeni baştan kurmayı amaçlayan değişim" rüzgarian esiyor. Türk-lş Başkanı Bayram Meral, konsey toplantı- sında Ecevit'in değil, tartışmayı, bir iki sözcükle do- kunmayı istemediği bu konuya değinirken "halkı ka- rar mekanizmasına sokacak reformlar"dan söz açı- yor. Dediği şu: "Siyasi partiler ve seçim yasalannı de- ğiştirip demokratik hale getirin. Milletvekili dokunul- mazlıklannı stnıhayın. Sonra bızden uzlaşma ve des- tek isteyin". Kuşku yok; bugünkü Başbakan ve ortaklanyla bu istekler olmayacak duaya amin demek gibi bir şey! Iktidarçevreleri Meral'in ve benzeri önerilerin ken- di dünyalanna dönük popülizm olduğunu öne süre- bilirier. Ne ki; Dışişleri Bakanı Cem'le Devlet Bakanı Der- viş'e ABD'nin "siyasal reformlan" gerçekleştirmemi- zi salık verdiğini içeren söylemler yine gundemde. Anımsayacaksınız, ABD Hazine Bakanı Paul O'NeiH'ın Derviş'le görüşmesinde aynı konuyu ele al- dıgı bildirildi, yalanlanmadı. Ancak ekonomi bakanı- mız ilk basın toplantısında O'Neill'laTürkiye'nin iç si- yasası ile ilgiti konuşmalara girmekten özenle kaçın- dığını açıkladı. îçimizden yükselen bu yöndeki isteklerie dışımız- dan geten benzeri öneriler aynı kapıya çıkıyor Bu hükümetle ağır koşullann altından kalkmamız olanaksız. Halkın hükümete güven duymadığını anlamak için kahvehanelerde, çarşılarda, yollarda şöylesine yürü- mek yeterli.. Tabii anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurnaaz! Orhan Erinç TGC Başkanlığı'na seçildi İstanbul Haber Servisi -Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti (TGC) Başkanı NaJl GûreK, görevinden istıfa ettı. TGC Yönetim Kurulu, oybirliği ile Gü- reli'nin istifasıyla boşa- lan başkanhğa, gazete- miz yazan Orhan Erinç'i seçti. Erinç, TGC Baş- kanlığı'nın hem sorunlu hem de onurlu bir görev olduğunu söyledi. Gûreli, yaptığı açıkla- mada, TGC'de 6 yıl yö- netim kurulu üyeliği, 7 yıl da başkanlık olmak ûzere 13 yıl görev yaptı- gını belirterek görevin- den aynlma gerekçesini özete şöyle açıkladı: "Ben toplumlarda nö- bet teğişimiııi, kauhmcı- hğı, temokrasryi, yenfleş- mey, gençleşmeyi savu- Bagctdim. Kendi haya- tmka da bu kurumda da bonun uygulaıunasından yanaynn. O nedenle bı- rakma karan akfam. 2 Ni- san'da aynlacağmu söy- lemistim. Arkadaslanm da aytar öncesinden bib- yoriardL 2 Nisan geldi ve aynhyonım." Nail Güreli'nin istifa karan ûzerine bir araya gelen TGC Yönetim Ku- rulu, oybirliğiyle Orhan Erinç'i TGC Başkanlı- ğı'na seçti. Nail Gûreli, Orhan E- rinç, Seçkin Tûresay; Tur- gay Olcayto, Şaldr Süter, Leyia Tavşanoğlu, Umur Talu, Cengiz Erdil, Or- han Ayhan, Zafer Atay ve Necati Doğru'dan oluşan yönetim kurulu, Seçkin Tûresay'ın TGC başkan- vekilliğine, Umur Ta- lu'nun başkan yardımcı- lığına getirilmesinı ka- rarlaştırdı. Depoda yangın: 6 ölü İIMİT (Cumhuriyet) - Innit'in Gündoğdu bölşesindeki kalıcı ko- rnıtara doğalgaz hattı döşsyen şirketin işçileri- ninyemek yediği depo- Aa. akan yanguıda 6 işçi 5ldi, 3 işçi de yaralandı. Yaogının, işçilerin ısın- ma: için yaruk yağ yak- tıklrı sobaya benzin dö>lmeleri sonucu çıktı- Şı telirlendi. S>guk ve yağışlı hava neeniyle depoya girişte k&pngi kapayan ve öğ- Le «meği için toplanan ışçer, ısınmak amacıy- la sbadayanıkyağyak- tılar. Havanın soğuk ol- ması nedeniyle, işçiler- den biri alevi azalan so- baya bidonla benzin dökmek istedi. Ancak, bir anda parlayan alev- ler deponun içini sardı. Panık içinde dışanya kaçmak isteyen işçiler kepenk kapalı olduğu için içeride mahsur kal- dılar. Dışan çıkamayan işçilerden Durdu Ispir (40), Ramazan Çiğdem (18), Tevfık Bozknrt (19), Halfl TekeB (40), Hasan AHm (35) ve Cu- ma Tüğrul (23) yanarak öldü. Diııç Bilgin tutuldandıtstanbulHaber Senisi-Tasar- ruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen Etibank ile ilgili yü- rûtûlen soruşturma kapsamında gözaltına alınan bankanın eski sahibi ve Sabah gazetesi ile atv televizyonunun bağlı olduğu Medya Holding Yönetim Kuru- lu Başkanı Dinç Bflgm, İstanbul DGM Yedek Hâkimliği'nce tu- tuklanarak Kartal Özel Tip Ce- zaevi'ne konuldu. Bilgin'in oğ- lu Önay BUgin serbest bırakıhr- ken aynı soruşturma kapsamın- da aranan Interbank'ın eski sa- hibi ve eski milletvekili Cavit Çağjar ile Etibank'rn eski yöne- tim kurulu üyesi Zeld Cnal hak- kında da gıyabi tutuklama kara- n çıkartıldı. Etibank'rn eski Yönetim Ku- rulu Başkanı Dinç Bilgin, eski Yönetim Kurulu üyesi olan oğ- lu Önay Bilgin ve eski Genel Müdür îsmail Hakkı Karakaya, dün îstanbul Malı Şube Müdür- lüğü'ndeki sorgulannrn tamam- lanmasının ardından yoğun gü- venlik önlemleri altında dün is- tanbul DGM'ye getirildi. DGM'de mahkemelerin bulun- duğu bölümde yer alan ve giriş çıkışlan bahçeden gerçekleştiri- len Adli Tıp Kurumu DGM Şu- be Müdürlüğü de "Havanın so- ğuk olduğu" gerekçesiyle geçi- ci olarak savcılık bölümündeki müfettiş odasına taşındı. Böyle- ce gazetecilerin savcılık katuıa çıkartılan Bilgin'ler ve Karaka- ya'yı görüntülemesi engellendi. Savcı Ercan Cengiz tarafından sorgulanan Dinç Bilgin, tutuk- lanması istemiyle tstanbul 6 No'lu DGM Yedek Hâkimli- ği'ne gönderildi. DGM Yedek Hâkimliği'nin "Çete oluştura- rak bankanın içini boşattmak", "Dolandıncıhkr ve "Zimmer suçlanndan tutuklanmasını ka- rarlaştrrdığı Dinç Bilgin, gri renkli ve camlan siyah bir mini- büse bindirilerek Kartal Özel Tip Cezaevi'ne gönderildi. DGM Yedek Hâkimliği, aynı so- ruşturma kapsamında aranan tn- terbank'ın eski sahibi ve eski milletvekili Cavit Çaglar ile Eti- bank'rn eski yönetim kurulu üyesi Zeld Ünal hakkında da gı- yabi tutuklama karan çıkarttı. Savcı Cengiz, Bilgin'in oğlu Ö- nay Bilgin ve îsmail Hakkı Ka- rakaya'yı ise mahkemeye sevk- lerine gerek görmeden serbest bıraktı. Aynı soruşturma kapsa- mında Cavit Çağlar'ın oğlu Mustafa Çağlar'ın ise Mali Şu- be'deki sorgusu devam ediyor. Bilgin ile yönetim kurulu üyeleri, KKTC'de kurulan ve Etibank'rn kardeş bankası oldu- ğu iddia edilen Nevvyork Offs- hore Bank'tan 92 trilyon lirayı hortumlamakla suçlamyor. Bu paranın, Etibank'tan New York Off-Shore Bank'a gönderiliyor- muş gibi gösterilerek Bilgin'e ait şirketlere aktanldığı iddia edildi. Y e n i b i r s o r u ş t u r m a m ı ? DGM Savcısı Yüksel BDDK'de ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eski sahibi \ahya Miırat Demirri tarafından hortumlanan Egebank'a yönelık soruşturmayı yürüten Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'na (BDDK) giderek kurul üyesi Kemal Çevik ile görüştü. Eski BDDK Başkanı Zekeriya Temizd'in Yüksel'i ziyaretinin ardından Egebank operasyonu için "düğmeye* basılmışrı. Yüksel, görüşmeyi "nezaketrivareti" olarak nitelendirirken ziyaret "Bankaiara ywıefikyeni bir sonışturma çahşması mı yürütülüyar" sorusunu gündeme getirdi. Yüksel, görüşmenin Egebank sorusturmasıyla ilgisi bulunmadığını belirtti. Savcı Yükserin BDDK üyesi Kemal Çevik ile görüştüğü öğrenildi. Temizel, Egebank * sorusturması öncesinde Yüksel'i ziyaret etmiş, DGM'den de aynlırken gazetecilerin sorulanna "Nezaket ziyareti" yarutını vermekle yetinmişti. Bu görüşmeden çok kısa bir süre sonra operasyon başlatılrruş ve 9. Cumhurbaşkanı Sdkvman Demirel'in yeğeni Murat Demirel, sahibi olduğu Egebank'ı "nortumladığr gerekçesiyle tutuklanmıştı. Caripoglu duruşmaya getirilmedi Sümerbank davasında 3 tahliye tstanbul Haber Servisi - Fona devredilen Sümerbank'ın içini usulsüz kredilerle boşalttıklan öne sürülen bankarun eski sahibi Hayyam Garipoğlu ile kardeşlerinin de aralannda bulunduğu 38 sanığın yargılanmasma başlandı. %:eteoluşturarak bankanın içini boşalrrnaktan'' 2017 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılanan Hayyam Garipoğlu ve kardeşlen. tutuklu bulunduklan Kartal Cezaevi'nden personel yetersizliğı nedeniyle DGM'ye getirilemediler. Sanıklardan Ali Resul Ergeç, BüJent Gökhan Günay ile Osman Karabağ ise ilk duruşmada tahliye edildi. istanbul 3 No'lu DGM'deki duruşmaya, Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu olan Ali Resul Ergeç ile tutuksuz sanıklardan Burhan Taştan, Ali Aydın, Yaşar Kcçeü, Fahri Bahçrvanoğlu, Metin Berk. Tüğrul Hüseyin Mataraa ve Omer Caf katıldı. Mahkeme heyetı, dosya kapsamı ve delil durumuna göre Ali Resul Ergeç, Bülent Gökhan Günay ile Osman Karabağ'ın tutuksuz yargüanmak üzere tahliyesine karar vererek oturumu erteledi. Papandreu 9 dan Barış ıııesajı • Baştarafi 1. Sayfada Askeri alanlarda korku yarat- mak yerine işbuüğine gktetinT diye konuştu. Papandreu, 5-6 Nisan tarihle- rinde Ankara' ya yapacağı ziya- ret öncesı Türkiye'den bir grup gazeteciyi davet ettiği özel top- lantıda Ankara'ya ve Türk hal- krna mesajlar verdi. •Kriz blzl de etkHedl' Papandreu, Cumhuriyet, Hür- riyet, Sabah, Milliyet, Radikal gazeteleri ile NTV, Kanal D ve CNN Türk'ten yönetici ve ya- zarlann katıldığı toplantıda 2000 Kasım ayından bu yana Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin Yunanistan'a da zarar verdiğini söyledi. Bu tür krizle- rin değişim için bir firsat oldu- ğuna dikkat çeken Papandreu, şöyle konuştu: "Biz de olumsuz etkilendik. Türk ekononüsinin güçhı ve is- tikrarh olması bizim de çıkan- mıza. Kriz, Yunan pariamento- sunda da gündeme gekü Hiçbir parti buna sevinmediği gibi hep- si de kaygdanm ve iyi dilekkrj- ni ifade ettL Yunan işadamlan, Türkiye'de > aünm ve ortak üre- time ghmek istiyor. Eskiden bi- rimizin kaybı diğerinin kazana sayıhrdı; şündi kazanırsak bir- likte kazanacağunızı görüyo- ruz." Türkiye ile Yunanistan ara- srndaki ilişkilerin normaUeşme- ye başladığı son 1,5 yıl içinde "çok yol ahmfıgmı* vurgulayan Papandreu, "daha önce büyük bir olay olarak kabul edilen te- masiann şündi rutin hale geldi- ŞnF belirtti. Diyalog ve temas ile karşılıkh hassasiyetlerin be- lirlenebildiğini ve sorunlann üstesinden gelraenın kolay laştı- ğını vurgulayan Papandreu, bu çerçevede çok sayıda olumlu sonuç alındıgını söyledi. Türki- ye ile Yunanistan arasında ge- çen yıl imzalanan dokuz anlaş- madan yedisinin Yunan Parla- mentosu tarafindan onaylandı- ğım da anımsatan Papandreu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu anlaşmalar oybirtiğiyle onaylandı. Bu çok olumlu bir işaret Ankara ziyaretimde, bu anlaşmalann uygulanması ve öngördükleri işbiıüği alanlan- na Uişkin değerkndirmelerde bulunacağız. Aynca iküi iSşld- ler ve çok tarafh iBşküer de gün- demimizde olacak, Bunun dışm- da Ege'de güven artnncı önlem- ler, Kıbns, AB ve Balkanlar'da işbiıüği konulanm ele »laragry-" Tatblkat takviml Türkiye ile Yunanistan ara- sındaki "ryikomşuluk" ilişkile- rini geliştrrme sürecinde Ege'de güven arttmcı önlemleri konu alan diyoloğun devam ettiğine dikkat çeken Papandreu, Tüki- ye ve Yunanistan'ın NATO nez- dindeki daimi temsilcileri tara- fından yürütülen görüşmelerde olumlu sonuçlar ahndığını açık- ladı. Karşılıklı olarak iki ülkenin yapacaklan tatbikatlann takvi- mi konusunda birbirlerini bilgi- lendirmeye karar verdiklerini anlatan Papandreu, aynı bölge- de ve aynı zaman dilimi içinde tatbikat yapmama konusunda da anlaştıklannı ve bunun iyi bir gelişme olduğunu söyledi. "Sonuç elde etmek için acele edibnemesi ve sürecin zorian- maması gerektiği" görüşünde olduğunu kaydeden Papandreu, "yapıa ve çözüme dönük bir yaklasım" içinde bulunulması gerektiğini ifade etti. •sabretmellylz' , Papandreu, alınan sonuçlann kalıcı olması gerektiğini söyle- yerek "Acelejle alınan kararlar kahcı olmayabinyor. Kamuoyu- nu tatmine dönük bir vaklaşım yerine sağlam temeiler oluştur- mayı hedefleyen bir vaklaşım doğnı olamdır. Bu yol zaman alacak, aynca yol boyunca çeşit- h' zorhıklarla. iniş çıkışlarla kar- şüaşacağız. Ancak, de\ am ctme- Ihiz. Kahcı sonuçlar alabümek için sabretmetiyiz" dıye konuş- tu. Papandreu, iki ülke polisinin işbirliğinin olumlu sonuçlar verdiğine, ikili ticarette ve tu- rizmde büyük artış olduğuna da dikkatı çekti. Türkiye ile Yuna- nistan arasındaki yakınlaşma- nın geldiği noktamn, "Türk ve Yunan halklarmm eseri" oldu- ğunu belirten Papandreu, halk- lann dostluk ve işbirliği isteği- nin bugün yaşanan süreci getir- diğini söyledi. AB üyellfll fırsaf Yorgo Papandreu, AA'ya yaptığı açıklamada ise Kıbns Rum Kesimi'nin AB üyeliği- nin, "bazı çevrelerin yaklaşımı- nm aksine bir firsat oluşturdu- ğu kanısında olduğunu" söyle- di. Papandreu. Kıbns sorunu- nun "uluslararası bir konu" ol- duğunu ve buna ilişkin BM ve AB kararlan bulunduğunu be- lirtti. Bu kararlann olası bir çö- züm için bir çerçeve sunulduğu- nu savunan Papandreu, Kıbns konusunun AB için önceükli ol- duğunu, bir Türk-Yunan ikili sorunu olmamakla birlikte iki- li ilişkileri etkiledıgini ifade et- ti. "Kıbns sorununun Türid- ye'nin uhıslararası toplumlauiş- ldlerinde sürekh' önüne gelen bir konu olduğunu ve Arina'nın da her zaman gündeminde buhın- duğunu" kaydeden Papandreu, şunlan söyledi: "Kıbns'ı bir örnek olarak su- nabinriz. KıbnshTürkve Rum- lann iyi ifişkilerini dünyaya gös- terebüiriz. Kıbns'ı özgür bıra- karak kendimizi de özgür küa- biUriz. Kıbns'ın AB üyeliği ile Türkçe AB'nin resmi dili oldu- ğu gibi Kıbnsh Türkkr AB'nin karar mekanizmalannda yerle- rini alacaklar. Bu. Türkiye için de olumlu bir gelişme. Yapıcı ol- mahyız. GeUn, sorunlara eski- nin değil. geleceğin gözlükleriy- lebakahm." Türkiye'nin hazırladığı Ulu- sal Program'a da değinen Pa- pandreu, bunun Türkiye için, diğer AB adaylan açısmdan ol- duğu gibi bir başlangıç noktası olduğunu belirtti. Prograrmn Katıhm Ortaklığı Belgesi doğ- rultusunda ele almacağını ve AB mekanizmalannca değer- lendirileceğini belirten Papand- reu. "Bu karşıhkh bir ortakhk UiştdsL Karşıhkh sonımluluklar var ve hiçkimsenin hiçkimseye bir şey dikte etmesi söz konusu değil. Bu, adun adım Derieyen bh" süreçtir T ' dedi. Türkiye'nin Avrupa yolunda ılerlemesinin tüm bölge ülkele- ri ve Yunanistan için büyük önem taşıdığını vurgulayan Pa- pandreu, AB'nin Kıbns örneği tarihi problemleri aşmak için bir fırsat yarattığı görüşünde ol- duğunu bildirdi. Doğuş Grubu Başkanı Şahenk öldü tstanbul Haber Servisi- Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Şahenk, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak dün akşam istanbul'da yaşamını yitirdi. Osmanlı Bankası ve Garanti Bankası 'nın sahibi, NTV hissedarlanndan işadarm Ayhan Şahenk, dün sabah saatlerinde rahatsızlandı. Şahenk, Metropolitan Florence Nighringale Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde tedavi altma alındı. Şahenk, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen saat 22.20 sıralannda öldü. 72 yaşmda yaşama veda eden Şahenk, bir yıldır ABD'de düzenli aralıklarla tedavi% görüyordu. Ayhan Şahenk, 11 Haziran 1929 tarihinde Niğde'de doğdu. Şahenk, 13 Mart 1950 yılında Doğuş Grubu'nun ilk temellerinı artL Grup, Şahenk'in önderliğinde inşaat, bankacılık, turizm, iletişim, gıda, otomotiv alanlannda yatınmlarda bulundu. Şahenk, 5 Haziran 1992 yılında "Ayhan Şahenk Vakfi"nı kurdu. Vakıf birçok yerleşim merkezinde okullar inşa ettirdi, okullar ve öğrencilere de malzeme yardımında bulundu. 1997yılında uygulanmaya başlanan Halk Sağlığı Programı çerçevesinde mobil sağlık araçlanyla alt- sosyo ekonomik yörelerdeki ilköğretim öğrencileri ve bölge fertlerinin yararlandığı sağlık programlan sundu. Vakıf, spor, kültür, sanat alanlannda da birçok girişimin önderliğini yaptı. Şahenk. iki çocuk babasıydı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Ikinci aşama, olumsuzluktan çıkış için kısa süre- de bir yol bulunup bulunmayacağını anlama döne- miydi. Zarann büyük olduğunu gören her kesim, ya daha kötüsü olursa, hiperenflasyon yaşanırsa" kor- kusuyla ciddi bir çıkış yapmamayı yeğledi. İşçi sen- dikalanndan muhalefet partilerine kadar tüm taraf- jar, nefeslerini tutup hükümetin atamadığı adımlan iziediler. Bu, üç hafta kadar sürdü... Üçüncü aşama, hükümetin her şeyi Kemal Der- viş'e yüklediğini gören ekonominin ve sosyal yaşa- mın taraflannın koalisyon ortaklanna gidip kısa sü- rede bir şeyler yapılması için girişimlerde bulunma- sıyla başladı. Bu, bir hafta sürdü. Geçen haftayı üçüncü süreç olarak değerlendirebiliriz... Dünden itibaren dördüncü süreç başladı. Buna "krizden çıkış arayışlannı ararken aynşma" da diye- biliriz. Bizce bu dönem tehlikelerie ve fırsatlarla dolu. Tehlike yönü şu; öncelikie muhalefetin hükümete tanıdığı süre bitmiş görünüyor. Herhangi bir partinin belde başkanının konuşmasından etkilenen borsa- dan ürken siyasi partiler, çöküş sürecinde tuzunuz var, demesinlerdiye "temkinli" konuşuyoriardı. Kor- kanz, "tam- kinli" konuşma dönemine girmeye ha- zırlanıyorlar. Bunun nedeni, hükümetin krizden çıkış- için güven verici adımlar atamaması ve muhalefet partilerine tabanlanndan baskı gelmesi... Esnaftan tüccara her kesimin sokağa döküldüğü- nü gören muhalefet, "mikrofonu benden" deyip meydanlara çıkma karan aldı. Aynı şekilde işçi-memur sendikalan ve işveren ku- ruluşlannın da hükümete karşı takındıklan "beklen- tili tavır" değişme eğilimine girmiş bulunuyor. Hükü- metin kucaklayıcı, inandıncı tavır takınamaması ha- linde kitte örgütleri kendi içlerinde değişik tepki grup- lanna bölünecekler. Bir kısmının tepkisi sert olabilir, ötekiler bu sertliğe paralel olarak biçimlenecektir... Program arkadan gelsin Ikinci bölümde yukandaki değeriendirmeleri ta- mamlayan bir başka unsura deginelim: Bilım adamlanndan muhalefet partilerine kadar her kesimin iki elin parmaklannı dolduracak programı var. Ama hükümetin yok! Şubat sonunda, "bağımstz sosyal bilimciler-ıktisat- çılar" bir araya geldi. Çözüm önerilerini "ulusal eko- nomi" başlığı altında kamuoyuna sundu. önerilerin omurgasını, neo-liberal polrtikalann terk edilmesi ve planlı, üretime dayalı ekonomiye dönül- mesi oluşturuyordu. Sosyal bilimciler, kısa vadeli ya- bancı sermaye giriş-çıkışına da dikkat çektiler. Emek Platformu martın son haftası bir araya gel- di. Sosyal bilimcilerin önerilerine, yolsuzluk ve kayıt dışı ekonomi boyutunu da ekleyerek bir program oluşturdu. Siyasi partiler de benzer adımlar attılar. CHP, öne- rilerini kamuoyuna açıkladı. FR bugün bir basın top- lantısıyla partisinin çıkış programını açıklayacak. Hükümet cephesinde ise hâlâ, olmayan programa destek arayışı var. Bakanlar Kurulu'nun dünkü top- lantısından da somut, "programımızın ana hatlan şu- dur" biçiminde bir metin çıkmadı. Bunun yerine, programın unsurlan arasında yer aldığı söylenen ka- rarlar açıklandı. Biz yürüyelim, program arkadan gelsin... İçinde bulunduğumuz durumun gerçek gösterge- lerinden bıri de şu: s ^k Hükümet bütçe yapamıyor! ^ Bütçe Yasası'nda degişiklik yapılarak borç faizi ödemelerinin bütçe dışında tutulması planlanıyor. Yakın dönem için ek bütçe yapılsa bile yıl sonun- da bir ek bütçenin daha gerekeceği yorumlan var. Ya- ni hükümet, eke eke gidiyor... Ankara'daki görünümü şöyle özetleyebiliriz: Bir tüneldeyiz ve ileride ışık görünüyor. Işık, çıkış mı yoksa karşıdan gelen tren mi, henüz belli değil! ankcum@ttnetnettr Ağdoşh öldüren polislere beraot İstanbul Haber Servi- si - Alibeyköy'de 5 yıl önce Kurtuluş gazetesi satarken 17 yaşındaki li- se öğrencisi frfan Ağ- daş'ı sırtmdan vurarak öldüren sanık polisler beraat etti. Adli Tıp ra- poru ve polis telsizi ile Ağdaş'ın silahının ol- madığı ve polis ile Ağ- daş arasrnda çarışma ya- şanmadığı karutlanması- na karşm polislere, "meşru müdafaa (hakh savunma) sınırlan içeri- sinde suçu işledikleri" gerekçesiyle ceza veril- medi. Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki otu- ruma, 12 yıla kadar ha- pis istemiyle yargılanan tutuksuz sanık polisler Abdurrahman Yolcu, Birol Mıdık ile Aytekin Kavhan katılmadı. Mü- dahil avukatı Behiç Aşçı, davada toplanan tüm de- lillerin olayın yargısız infaz olduğunu kanıtla- dığını belirterek "Polis- ler, yaşanan çatişma sıra- sında Ağdaş'ı sırrından vurduklannı söylediler. Olay sırasmdaki polis tel- sizi çözümünden de po- hslerin, elindepoşet olan birinin kaçması üzerine ateş ederek bu kişiyi ya- raladıklan, silahh salduı anlanuna gelen '502 ko- numu' ndan ise sözetme- dikleri ortaya çıkb" di- ye konuştu. Mahkeme heyeti, sa- nık polislerin "meşru müdafaa" (haklı savun- ma) sınırlan içerisinde Ağdaş'm ölümüne ne- den olduklan gerekçe- siyle beraatlanna, polis- lerin suçta kullandıklan silahlann incelenmesine de gerek olmadığına ka- rar verdi. Şeriotçiya ölüm cezası • Baştarafi 1. Sayfada "IBDA/Cnin benimle il- gisi yoktur. İBDA/C diye bir örgüt yoktur. Olsa dahi İBDA Ue tBDA/C birbirinden ayndn*" de- di. Erdiş'in avukatı Ah- met Arslan da, müvekki- linin "tîkiradamı" oldu- ğunu savundu. Mahkeme heyeti, Salih Izzet Er- diş'i, TCK'nin 146/1. maddesi uyannca "Ana- yasal düzeni silah zoruy- la degiştirmeye kalkış- mak" suçundan ölüm ce- zasrnaçarpnrdı. Kararda, sanık hakkında indinmi öngören TCK'nin 59. maddesinin uygulanma- sma yer olmadığı ifade edildi. Mahkeme heyeti, Sadettin Ustaosmanoğlu ile Mehmet Fazıl Aslan- rürk'ün de, TCK'nin 168. maddesi uyannca "Yasadışı örgüt üyesi ol- mak" suçundan 18'eryıl ağır hapis cezasına çarp- tınlmalarını kararlaştırdı. Hüsnü Göktaş'ın dosya- smın Şartla Sahverilme- ye, Dava ve Cezalann Er- telenmesine Daır Kanun gereğince ertelenmesine karar verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear