13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 KASIM 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIZI ÜNÜGÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK U'fâETCi crift APAMiAR CTÎF?/ KARAKTERI KARAKTERSİZLJK OLAN GÖZLÜKLU HARIKULADE KIVIRTMALARI 1EKMILI BİRDEN BinLadin Bush,Şaron terörü New York'a yapılan saldından sonra Mısırlı aydınlar saldınyı desteklemekle suçlandı. Aydınlar ise bir taraf tutmadıklarını belirterek dünyanın tek kutupluluğun hegemonyasından kurtanlması gerektiğini söylüyorlar New York sonrası Arap dünyası FAİK BULUT • Mısır'da halk devlet adamlannın koltuk derdinde olduğunu iddia ederek islam dünyasımn aşağılandığını düşünüyor. Türkiye'nin Amerikan uçaklanna hava sahasını açmasını ve asker göndermesini, "Bir Islam ülkesine yakışmaz. Çok ayıpediyorsunuz!" diyerek eleştiriyorlar. New York'takı faciadan sonra Beyaz Saray yetkililerinin İslam dünyasını suçlayıcı ta\irlar içine girmeleri, Arap âlemınde geniş yankı uyandırdı. Poli- tikacılardan sivil toplum kuruluşu tem- sılcilerine kadar herkes, Bush'un şah- sında ABD ve Bah'ya tepkisini dile ge- tirdi. Gazete başlıklan buna göre ayar- landı. Sokaktakı ınsanlar, bir kez da- ha "aşağdandıklaruu, Baü'nın ideolo- jik ve askeri saldınsına uğrayan maz- lumlar olduklannT yürekten hissettı- ler. Başta şoförler olmak üzere, aralann- da kahve sahiplerinin, Tolunoğullan Camisi'ndeki restorasyon işçilerinin, kitabevi çahşanlannın ve basın men- suplannın olduğu çok sayıda insan, birkaç cûmleyle özetlenebilecek gö- rüşler belirtriler: "İslam dünyası aşa- ğılanmışür. Amerika'run derdi başka; çıkarlan için Ortadoğu'yu, zavalb Af- ganistan halkını yerlebir edecektir. Biz- deki devlet adamlan, koltukderdinde- ler. Bu yüzden açık tavır alamıyoriar. Basın ABD karşıüyayın yapmakla bir- likte. sopayı ortasından tutuyor, denge- leri koüuyor." "Peki, ne vapmalı?ABD kazanır mı" sorusuna, özellikle halk tabakasından insanlar: "CManak verseler önce FîKs- tin'e gider savaşmm, Sonra da Ameri- ka'ya karşı her yerde. Zira, başınuzda- ki bütün belalann sebebi ABD'dir. Fi- listinlikri kaüeden İsraili destekleyen deodur. Bin Ladin,işin bahanesL" söz- leriyle yarutlıyorlar. Bu arada Türki- ye'nin Amerikan uçaklanna hava sa- hasını açmasını ve asker göndermesi- ni, "Bir İslam ülkesine yakışmaz. Çok ayıp ediyorsunuz!" diyerek eleştiriyor- lar. Sheraton'dakl dln adamlan Rastlantı bu ya, Kahire'deki üç She- raton otelinden havaalanına yakın ola- nında "Dinlerarası Diyalog Konferan- H" vardı. Konferans, Suudi Arabıs- tan'daki dini bir kuruluş tarafından or- ganize edilmişti. Katılımcılar arasın- da Islam dünyasının en büyük dini üni- versitesı olan El Ezher'in başkanı Mu- hammed Se»id Tantavi, Suudili ilgi- liler, Sunyelı öğretim görevlileri, mer- r^f W d Başkan Bush, 11 Eylül'de Dünya Tıcaret Merkezi'ne Bin Ladin'in gerçekleştirdiği iddia edilen saldından sonra enkazı gezmişti Bush'un bir açıklmasuıda "Haçh Seferi" ifadesini kullanması ise islam dünyasımn tepki göstermesine neden olmuştu. kezi Lübnan'da bulunan ve 300 küsur kilisenin temsilcisi, Vatikan temsüci- si, ABD'deki kiliselen temsilen bir din adamı, Mısırlı Hıristiyanlann ve Kıp- ri Kilisesi temsilcisi Papa III. Şınoda, Arap Birliği Genel Sekreterliği Sözcü- sü, İslam dünyasında fervalanyla ün- lü Wısuf Karda»i (ki Afganistan'daki Buda heykellerının yıkımını önlemek için bırkaç ay önce Taleban yetkilile- riyle görüşmüştü), Crdün ve Filistin'de- ki kilise temsilcileri bulunuyordu. tki gün süren ve basının hayli ilgi gös- terdiği konferanstaki konuşmalan özet- lemek gerekirse; 1) ABD, kaba kuv- vet mantığıyla hareket ediyor ve çifte standart uyguluyor. Filistin"de günlük katliamlar yapan Israil'i desteklediği sürece, 'teröre karşı mücadeJesi*' inan- dıncı değildir. 2) Uluslararası terör konusu, BM'de yeniden ele alınıp bütün boyutlanyla tartışümalıdır. Amerikan keyfıne gö- re "terör" olmaz. Filistinli örgütlerle Lübnan'daki Hizbullah'ın eylemleri terör değil; Israıl'in ışgal ettiği toprak- larda bir kurtuluş mücadelesidir, bir direnıştir. 3) Bin Ladin ve Taleban'ın yaptık- lannı desteklemiyoruz. Ama ABD, Af- ganistan halkını topluca cezalandınyor. Bu mantıksızlıktır, haksızlıkrır. İslam ıle terörü özdeşleştirmek mümkün de- ğildir. 4) Artık uluslararası bir nitelik taşı- yan "terör" ü, sırf askeri bir mantıkla yok etmek mümkün değildir. Batı'da- ki yozlaşmış ahlakı, bıze ihraç edilen kültür dejenarasyonunu, yoksul ülke- lere dayatılan ağır borçlar sonucu ya- rarılan sefaleti, yine Batı icadı olan mafya ve çeteleri de terör kapsamın- da ele alıp mücadele etmek gerekir. Dünya çapında eşitlik, hak ve adalet sağ- lanmadan; süper devlet mantığı orta- dan kalkmadan terörle başa çüalamaz. Mısırlı aydınlar konuşuyor... 30 Ekim 2001 tarihli El Kahire ga- zetesi, Mısırlı aydınlann son olaylara ilişkin görüşlerini derledi. Başlık şöy- leydi: "MısutAydınlar Bin Ladin,Bin Bush ve Bin Şaron Terörü Arasmda Sı- kışülar." Özetleyelim; Eleştirmen Ramazan Bastavvisi: "Ça- tışan taraflar, terör tanımmı yaparken fikirsel terör ile siyasi şiddet arasın- da ayrım gözetmeme gibi bir hatanın içindeler. New York'taki olay karşısın- da tutum almadan önce, bunun bir te- rör eylemi olup olmadığına ve Afga- nistan'daki bombalamamn neyin nesı olduğuna bakmak lazım. Batı'nın kül- türlerarası diyaloğa yan çizmesi, glo- balleşmeyi alın yazısıymış gibi bize da- yatması \e bunu reddedenleri terörist olmakla suçlaması; Batı patentli terör tanımına kuşkuyla bakmamıza yol açı- yor. Olagelenlen ve ileride olabıle- cekleri, dünya halklannın kültürel ve siyasal bakımdan marjinalleşmeye ve hıçleşmeye karşı duyduklan bir ısyan olarak algılamak gerekir." Eleştirmen MustafaelDab'ı: "Sıra- dan bir insan bile, terörle mücadele adı altında büyük bir çıkar sa\aşı verildi- ğinı ve bunun Afganistan'da somutlaş- tığım biliyor artık. Bu bakımdan kim- senin. köktendinci terörden çok çek- miş Mısırla müzayadeye girme ve bu konuda ona akıl verme hakkı yok. He- le hele, bizzat terörü yaratıp icat eden Amerika'run, "teröre karşı değilsiniz' gerekçesiyle başımıza kakmaya hiç hakkı bulunmuyor." Terör mlrası Şair Muhammed Sülevman: "Te- rörü sevmiyoruz, ABD müttefikleri- ni de desteklemiyoruz. Mısırlı ay- dınlar, ilk kez bir tarafi turmuyorlar. ABD, terörist diye tanımladığı ör- gütlere karşı, devlet terörünü kulla- nıyor. 'YeşilKuşak" siyasetine daya- nan Amerika, köktendinci terörü, biz- zat Afganistan laboratm'annda icat et- tı. Çıkarlan sona erince, başıbozuk bir terör ordusunu bizlere miras buakıp gitti." Dr. Mer'i Medkur: "Mısır basuıı, sanld kovboylar topluluğuymuşuz gi- bi bize, Amerikan söylemini kulla- myor. Halbuki, kendimize has bir söyleminüz olmalı; dünyayı tek ku- tupluluğun hegemonyasından, Ame- rikan modelinin tasallutundan kurtar- ma yolunda daha yaratıcı olmalıyız. Sokaktaki insanın Bin Ladin, Tale- ban ve özellikle mazlıun Afganistan halkıyla duygudaş olması, en azından bunlan mazurgönnesi; ABD'nin son elli yıldır birçok yerdeki rezalet ve da- yatrnalanna bir tepkinin ifadesidir." Öykücü Yusuf Ebu Riye: "Mısırlı aydının teröre karşı çıkması, bizzat ABD'ye karşı çıkışı sayıln*. Zira, sos- yalistler ve Nasırcılar gibi Arap mil- İiyetçüerini de yok etmek için terö- re başvuran ve tslamcı köktencıleri bu uğurda kullanan bizzat Ameri- ka'dır. New York'taki olay, kendi zıd- dını ortaya çıkarmıştır. ABD'nin Is- lamı eleştirir gibi görünmesi. yeni bir köktendincilik oyunu olup; güya uygarhklar çatışmasmda şimdiki düş- manlanna karşı 'San Medeniyet'i yanma çekme>i amaçlamaktadır. " Şair Şaban Yusuf: "Amerikan öl- çütleriyle düşünmeyi reddetmek, üs- tün kültür safsatasına karşı çıkmak ge- rek. Bin Ladin, Amerikan yapımı bir mücahit ve şeyhtir. Amerikanm terör- le mücadele yolundakı çağnsına uy- mak, bizzat bu de\letin terör ve dik- tatörlüğünü kabullenmektir. ABD, İslama değıl; Doğu halldannm kade- rme büyük darbe \Tirmak niyetinde. Bu oyunda susmak, kurbanlık ko- yunlar gibi mezbahaya sürüklenmek anlamına gelir. Unutmayalım ki ABD'nin sonsuzmuş gibi görünen kuvveti, kendisinin en zayıf halkası- dn". Günün birinde tersine dönüp sa- hibini Miracaktır." SÜRECEK DUZYAZI ORHAN BİRGİT Şu Bizim Sendikacılığımız! Turk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, onceki gün- kü basın toplantısında, hükümete sormuş: "Bu ülkeyi kim yönetıyor? Eğer siz yönetiyorsanız, kimlenn çıkarlannı koruyorsunuz?" Başkanın sözleri doğru. Ama fazlası ile de eksık. Gerçi aynı toplantıda, ülkemizin ilk ışçı konfederasyo- nunun bugünku genel başkanı, yaşanan sorunlardan sermaye kesiminı de sorumlu tutarak, onlara da "Ban- ka batıracaksınız, vergi vermeyeceksiniz, SSK'ye olan prim borcunuzu ödemeyeceksinız, krizi bahane ede- rek devletten aldığınız kredilerin üzerine yatacaksınız. Doğu'da ve Güneydoğu"da gen kalmış bölgelere en ufak bir vatınm yapmayacaksınız.."diye zehir zembelek sözlerle yüklenmiyor değıl. Ama ışte o kadar.. Türk-lş Genel Başkanı'nın "Sizin vatanınız çıkannız- dır" diye suçladığı sennaye kesimi için elbette tam bir genelleme yapmak sadece haksızlık olur. Ama, ne za- mandan beri kıyım üstüne kıyımın eklendiği özel sek- tör için sadece demeçlerle yağıp gürlemek de, işçi sı- nıfını örgütleme ıddiası ile yola çıkmış olanlara hiç mi hiç yakışmıyor. Yakışmıyor diye töhmet altında tuttuğum sadece Sa- yın Meral değil kı. Sadece Türk-lş'e bağlı sendikaların yönetıcilerı ile de sınırlı değıl, bu suçlamalar. Taba- nı.Türk-lş'ten daha çok özel kesimde çalışan emekçi- lereyönelmış olan DİSK de, Hak-lş de gözlerinı ve iliş- kilerini, ne zamandan beri kamu işvereni olarak gördük- leri devlete odaklamakta. Bu yüzden, kamu kesimınde çalışan emekçiler, özel sektördekilere göre fazlası ıle güvence altındalar. Siya- sal iktidar, şu ya da bu nedenle, dilersenız buna son günlenn çok konuşulan sozcüklen ıle "devleti küçült- meamacıile" dediyelim, özelleştirmeyemıyöneliyor- lar, ya da çahşanlann kadrolarında kısıntıya mı gidiyor- lar? Konfederasyonlann başkanları, kol kola vermiş, baş- kent sokaklannda siyasal ıktidara karşı duzenlenen yü- rüyüşlerde en öndeler... Elbette olsunlar... Ama Türk-lş'in yeni kurulduğu yıllarda, Ankara'da asker- lik yapıyordum. Hersabah, kaldığım evden görevyap- tığım Genelkurmay Başkanlığı'na giderken Küçükesat yokuşunu ağır adımlarla tırmanan, o günkü konfede- rasyon başkanı Ismail Inan ıle karşılaşırdım. Bir elin- de evrak çantasını, ötekınde de o günkü öğle yemeğı- nın bulunduğu teklı sefertasını taşırdı. Konfederasyon merkezı. bugun Dedeman Otelı'nin bulunduâu cadde- de kuçük bir apartman daıresindeydi. Türk^lş sabırla, o kuçuk burodaorgütlendi. büyudu. Uzun bırsüreSey- fi Demirsoy'lu, Bahir Ersoy'lu, Halil Tunç'lu yönetım- lerle. savurganlıktan uzak. emekçılerın örgütlenmesı için adım adım yol aldı. Her ışyenndekı orgutlenme, aslında kayıt dışı eko- nominin bir kalesini daha düşürmek anlamı taşır. Sen- dıkalı ışçı, ışveren bordrosunda kımlıği yazılı olan kim- se demektır. Vergısı ıle, SSK prımı ile, ışverenle devlet arasındakı sağlam köprü demektır. 12 Eylul sonrası ve o sonranın uputulması mümkün olmayan resmi temsilcisi Turgut Özal donemı, ulkeyi kayıt dışı ekonomiyı ozendırecek bir statukoyla ortüş- ledi. Bayram Meral'ın öncekı günkü basın toplantısın- da "Sizın vatanınız yoktur. Sizin vatanınız çıkannızdır" diye suçladığı kesim, en kestirme yöntem olarak sen- dıkalı ışçıyı, bir gece ıçerısınde örgütünden kopartma olarak gordu ve bunu kolaylıkla gerçekleştırdı. Emekçi kesım, bir gece içerisinde sahipsiz kalmıştı, ama sendıkalar yine ayakta ıdı; konfederasyonlar da öyle. Çünkü ya devlette, ya belediyelerde çahşanlann toplusözleşmelennı tıkırtıkır yapmak ıçın bırkaç politik sloganla yola çıkmak, ışı bıtırmek demekti. Her toplu- sozleşme, sendıka ıçın belırti bir kaynağı aktardığı tçın, işçı sınıfı çokse de, sendıkalar ayakta kalmayı sürdür- düler. özel kesımin neden olduğu boşluğu, kamu iş- verenlerinden. yanı devletten ve beledıyelerden sağla- dılar. Hep Böyle mi Gidecek?.. Sayın Meral'ın onceki gün hukumete yönelik ağır suçlamalannı okuyunca, kendısıne ve oteki konfede- rasyonlann başkanlanna sormak ıstedim. Turk sendi- kacılığı bundan böyle hep, kamuda çahşanlann şem- siyesi olarak mı yapılacak? Tüm dunyada kamu kesiminın ışverenliği hızla da- ralır ve onların yerinı sermayenın gerçek sahipleri olan- lar ahrken, ıkı arada bir derede kaian emekçilerın hali ne olacak? Tek kelıme ıle Sayın Meral, Sayın Çetebı ve Sayın Us- lu, başbakanlık merdıvenleri kadar olmasa bile, arada bir de bizım mahallelere uğramayacak mısınız? Hanı buralarda çalışanlar da bu ulkenın çocuklan da... Bir Dost Okura Yanrt Iskenderun'dan okurum Emekli DenizAstsubay Sa- yın Fıkret Aydınlı, dunkü yazımda "O günlehyaşayan- lar, tam bir başçavuşlar sansürünün egemen olduğu basınımızın,ucundan kenanndan bile bu türhabehe- rin yanma yaklaşmaktan korktuğunu anımsar" cümle- sıne açıklık getırmemı istıyor. Sıkıyonetim karargâhları. her allahın günü, gazete- lere ya telefon ile ya da gönderılen bildirilerle yayın ya- saklarını o kadar sık uyguluyordu kı. bu telefon mesaj- lannı ve bıldırilen çoğunlukla astsubaylanmız iletiyor- du. Okurlar, bu konuda Cumhurıyet yazıişlerinde çalı- şan arkadaşım Sevgılı Mehmet Sucu'nun "Halk Bunu Bilmesin" ısımli Ütay Yayınlan'ndan çıkmış olan 12 Ey- lül yasaklan kitabına baş vurabılirler Faks:0212-677 07 62 obirgrt@ e-kolay. net Türk kadın büyükelçi Hüal Başkal Arap basınında ANKARA (AJNKA) - Tür- kiye'nin bir Arap ülkesine gönderdiği "ilk kadın büyükel- çi" olan Hilal Başkal, Gulf News'ünsayfa- sına konuk ola- rak Körfez ülkelerinden Türkiye'ye turist çekme- ye çalışacağını söyledi. Guh^News 'e bir röpor- taj veren BahreynBüyü- kelçisi Başkal, Türki- ye'nin zenginta- nhi, Islami ve kültürel mirası, coğrafı alanlarla çevrilimanzara- sı ile Körfez ül- kelerineçokşey vaatettiğini söy- ledi. Başkal, "Tûrkiye, evle- rinden uzakta. İslami çev- re, helal >i\ecek ve zevk- lerine uyan daha birçok şeyi arayan bu bölgenin Müshıman ailderiiçin ev olacaknr" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear