17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
^ 6 EKİM 2001 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Ç r U N C E L CÜIVEYTARCAYÜREK J | Baştarafı 1. Sayfada Kuzey Ittifakı liderleri ad vermedi ama herhalde <3eneral Dostum ve çevresi. yıllardır Roma'da oturan, .Arnenkan senaryosuyla Afganistan'a dönerek kurula- cak yenı devletin ve hükümetın başına geçnnesi iste- niten sürgündekı Kral ZahirŞah'a karşılar! Üç. Haksız da sayılmazlar. Gerekçeleri de basit: Yıllar- öırTaleban'akarşı savaşırken surgündeki kralın nere- d e olduğunu soruyorlar. Afganıstan sadece asken açıdan bir bataklık değıl. /^fganistan siyasal açıdan, geleceğini düzenlemeye yönelen polıtikalar ve politikacılar açısından da tam bir bataklık. Afganıstan'da Bin Ladin yakalansa veya öldürülse, Taleban'a karşı savaş sona erse sular durulmayacak. Ara sıra parlayan haberlere göre, "11 Eyiûl'den sonra (tabii işlenne geldiği için) değeri birden artan Türki- ye'nin " ya barış gücünde ya da yeni Afgan siyasal sis- teminin kuruluşunda ya da korunmasında önemli rol üstlenmesi isteniliyor. Oysa, asıl savaş. savaşın bitmesinden sonra baş- layacağabenziyor. Iç siyasal kargaşanın daha da boyutlanması, hatta Taleban'dan arta kalanlann (Müslüman-Hıristiyan ayırt etmeksizin) Banş Gücü'ne karşı gerilla harekâtını sür- dürmesi olası. Iç siyasal çekişmeler, kabileler arasın- d a süregelen derin anlaşmazlıklar kurulacak devletin işler hale gelmesini engelleyecek önemli engeller... Silahlı çatışmanın sona ermeyeceği böylesi çarpık sosyal bir bünyede Türkıye nasıl olacak da "aktıf rol üstlenecek veya Batı'nın ısranylafiilirol alacak?" Üstelik; ABD'nın Türk askeri üzerine kurguladığı plan henüz ortaya çıkmadı. ABD'nın resmi sözcülerinin yanı sıra; bir zamanlar Türkiye'de görev yapan bugün "gayrı resmi kışiler"'m dilınin altında "bataklıkta" alacağımız askersel ve yö- netsel görevler de yer alıyor. Parlatılan Derviş Medyamıza konuşuyorlar. Kimileri Ankara'ya gelip gidiyor. Örneğin eskı büyükelçi Mark Parris. Emekli oldu, ama eşiyle başkentimızde -Başbakan ile de gö- rüştü- kabul görüyor. Son demecinde Parris, "Türkiye'nin Afgan savaşı- na kara-hava operasyonlanyla katılmasını ve lojistik destek vermeslni" öneriyor. Bu, Afgan savaşı haariıkları başladığından beri sı- nırlanmıza dalga dalga yansıyan -bugüne dek resmi- yet kazanmayan- bir ABD isteğı. Ama her kezınde; "Amerika'nın ekonomik olarak çökmemize izin vermeyeceği" yardımcı bir tez olarak herrten öne sürüldü. Önemi artan Türkiye için Batı'nın "-kendilerince- makul istekleri" içeren nasıl bir plan hazırladığı henüz bilinmiyor. Derviş, IMF'den aldığı bilgilerle "bu hafta güzelha- berier" müjdesi verdi. Örneğin müjdenin 10 milyar do- lardolayında "yenibirkaynağı" içermesi uzakbirola- sılık mı? Türkiye iki arada bir derede bocalarken uzun bir suskunluk dönemi geçıren Derviş'ın birden ve yeni- den görkemli biçimde TV ekranlarına dönüşünde de acaba bir anlam yok mu? Derviş'in birdenbire kimi kastettiği belli olmayan cümlelerle "Ihale Yasası'nın 2004 yılına kalmasını is- teyenlerden" söz etmesindeki nedenler de aydınlığa çıkmadı. Bayındırtık Bakanı Abdülkadir Akcan'ı mı (MHP'yi mi) amaçladı, yoksa Malıye Bakanı'nı mı, bi- linemiyor! Ne var ki, gitti gidecek Derviş'in yenıden partaması (pariatılması) Amerika'nın Türkiye'de "yö- netim içindeki oyunlannın sahnesiymiş" gibı bir izle- nim veriyor. Biz Ihale Yasası, maaş maddesiyle uğraşırken.. ABD ve Batı, Türkiye'yi nereye götüreceği bilinmeyen senaryolar hazırlıyor. Anayasa pazarkğı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - SP ve AKP, milletvekillerinin özlük haklanyla ilgili tek maddelik anayasa değişikliği yerine, Nec- mettin Erbakan ve Tayyip Erdoğan ın si- yasi yasaklannı kaldıra- cak ya da sürelerini kı- saltacak maddelerin de yer alacağı ikinci bir pa- ket getirilmesi pazarlı- ğına girdi. SP ve AKP liderleri- nin "86. maddeyle Hgi- li tek maddelik anaya- sa değişikliğine destek vereceğiz" açıklaması yapmalanna karşın ko- misyonda pazarlık yap- maya çahşmalan, ikti- dar partilerinin tepkisi- ne yol açtı. îktidar grup- KULTÜR • SANAT lan tek maddelik anaya- sa değişikliği önerisini dün imzaya açtı. Bu maddede "Türkiye Bü- yük Millet Meclisi üye- leri ile bunlann emek- lilik işlemleri kanunla düzenlenir. TBMM üyeleri ile bunlann emeklileri T.C. Emek- li Sandığı ile Uişkilen- dirilirler ve üyeliği so- na erenlerin istekleri halinde ilgUeri devam eder" düzenlemesi yer alıyor. MHP Grup Başkanve- kili Ismail Köse, öneri- nin bugün TBMM Baş- kanlığı'na sunulabilece- ğini, gelecek hafta da Anayasa Komisyo- nu'nda göriişülebilece- ğini söyledi. Çapan: Çete değil çağdaş kent kurduk • Baştarafı 1. Sayfada memek için Almanya'dan Tür- kiye'ye geldiğini belirtti. Bu da\ anın tarihi bir da\ a oldu- ğunu ifade eden Çapan, davanın muhatabının kendisi olduğunu, diğer sanıklann "bu işin salçası, sosu durumunda bulundukla- nnı" söyledi. Esenyurt'ta kurduğu çağdaş kent projesi nedeniyle cumhur- başkanlan, başbakanlarca kutlan- dığını, HABÎTAT'tan ödül aldığı- nı vurgulayan Çapan, "Istan- bul'un bir yöresinin altyapı hizmetlerinin, en gelişkin bir biçimde, hayalleri bile aşan bir düzeyde ve maliyetsiz olarak yerine getirilme çabası suç ola- rak adlandırüdı. Ancak mah- kemeden, Esenyurt belediyeci- liği ve Çapan aklannuş olarak çıkacak. Bu çürüyen Türki- ye'de neden buradayım, neden çeteden yargüanıyorum, bunun hesaplaşması burada yapıla- cak" dedi. 'Çağdaş yaşam, herkesin hakkıdır' düşüncesiyle Esen- kent projesine başladığını anla- tan Çapan, "Sosyal projelerle yönetimin düze çıkacağına ina- nıyorum. Esenyurfta ırk, gö- rüş ayrımı yapmadan herkes daire sahibi olsun. Yol, su, te- nıel alt yapı hizmetleri, hasta- nesi, tiyatrosu, parkları. kütüp- hanesiyle çağdaş bir şekilde ya- şasın istedik. tşin ehli olan mi- marlardan. bilimadamlann- dan yararlanarak projeyi yaşa- ma geçirdik" diye konuştu. Memleketi Cülen'e bırakmayalım Esenyurt'a ilkokul, bale, tiyat- ro okulu yaptırdığını, karikatür kurslan açtırdığını belirten Ça- pan, "Bizlerin de bu tür şeyleri yapnıamız gerekiyor. Memle- keti Fethullah Gülen gibilerine bırakmayacağız" dedi. Çapan, bütçesinin yüzde 94'ünü yatınma harcayan tek be- lediye başkanının kendisi oldu- ğunu söyledi. "Istanbul'da yapı- laşma savaş yeri gibi alıp başı- nı giderken,Türkiye'deki diğer belediyelerin aksine Esenyurt Belediyesi'nde ilk olarak plan- lama yapıldığını" vurgulayan Çapan, "O zaman hızlı göç ya- şanıyor. herkes birbirinin yeri- ne ev yapıyordu. 50 bin tapu dağıttım. Benden önceki bele- diyeler hazine arazilerini peş- keş çekerken, ben yasal yollar- ia gecekondulaşmayı önledim. partideki lümpen gruba beledi- veyi yağmalatmadım. Sultan- beyli ile Esenyurt eş zamanlı belediye oldu. İki belediyede yapılanlan kıyaslarsanız. bana yönelik hıncın, kinin nedenini anlarsınız" diye konuştu. Çapan, ihalelere girmek iste- yen hıç kimseyi engellemediğini, müfettiş raporlannda bile kendi- sine yöneltilen "ihaleye fesat ka- nştırmak" suçlamasıyla ılgilı hiçbir şey olmadığını savundu. Vakıflar aracılığıyla para akladı- ğı iddialannuı da doğru olmadı- ğını savunan Çapan, mal varlığı- nın da söylendiği kadar yüklü meblağlar olmadığuıa dikkat çekti. Medya abaıttı' Çapan, "Bir daire ile 2 parça taşınmazım var. 14 milyar lira değerinde hisse senedim bile medyaya 14 trüyon olarak yan- sıdı" diye konuştu. Belediyede yogunluk arttınmı yaptığı iddi- alannı da kabul etmeyen Çapan, şunları söyledi: "Esenyurt'ta bi- nalan 3.5 kata düşürdük. O za- manlar bize kızdüar. 3 ay son- ra 17 Ağustos depremi oldu, o zaman bizi anladılar. Durum böyleyken yogunluk arttırdı- 'Öldürtmefiistediler, m beceremediler' ™ Esem urt halkının kendisinden şikâvetçi olmadığını savunan Çapan. bazı çıkar çevrelerinin suçlamaları üzerine hakkında dava açıldığını ifade etti. Bu kişilerin oluşturdukları asılsız, delilsiz senaryolarla savcn ı etkilediklerini ve iddianameye dedikoduların taşındığını sö\lt\en Çapan, "Beni öldürtmek istediler, beceremediler. Şimdi çürürmeye çalışıyorlar. Ancak çürüyecek bir yanım yok. Çünkü Esen\urtta yapılan her şe> \asalara uygundur. Bu iddialann asılsı/lığını ispat etmek zorunda bırakıldık" dedi. Afgan zirvesi Ankara'da A3VKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Afganistan'daki Tale- ban yönetimine muhalif grupla- ruı Hderlerinin, îstanbul yerine Ankara'da bir araya geleceği öğ- renildi. Diplomatik kaynaklardan edi- nilen bilgiye göre, muhalif Af- gan gruplann liderlerinin Tale- ban sonrası Afganıstan'ın gele- ceğini ele alacaklan toplantının, güvenlik nedenleriyle Anka- ra'da yapılmasına karar verildi. Toplantının bu hafta sonu yapıl- ması bekleniyor. Toplantıya, Af- ganistan'ın devrik Devlet Baş- kanı Burhaneddin Rabba- ni'nin sözcüsü ve Kuzey îttifa- kı Heyeti Başkanı Muhammed Yunus Kanuni ile Kral Zahir Şan'ı temsüen Suudi Arabis- tan'da üniversite öğretim üyesi olan Settar Siret katılacak. Kanuni ve beraberindeki he- yetin Özbekistan üzerinden, Si- ret ve beraberindeki heyetin de Roma'dan geleceği bildirüdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan ön- ceki gün yapılan açıklamada, Ankara"nın Afgan gruplarından gelen öneriyi memnuniyetle karşıladığı belirtilmiş, "Türki- ye söz konusu toplantıya mü- dahil değildir. Huzur ve gü- venlik içinde yapılması için tedbir ahnacaktır" denilmişti. (O 212| 293 » 7 1 Çete suçları DGM kapsamından çıkarılıyor ANKARA HİLTONSA 26, 27Ekım20OI Saac 19 30 Bılet satış- 12 Ekjm 2001 anhınden robaren • Dost Musrc Center (0-312) 425 24 64 • Polo Karum (0-312) 426 82 34 •D&RMıgros (0-312) 541 15 52 • Bıletıx satış noktası: Vıkkonma Kmlay (0-312) 425 22 85 İZMİR HİLTON 29, 30Ekım200l Sıac (9 30 Bılet saDş. 12 Etum 2001 tarıhınden ıtıbaren • D&R. Mavi5ehır (0-232) 324 21 60 * B*!etjx saDş noktabn: Vakkorama Alsancak (0-232) 421 65 90, Vakkorama Mavışehır (0-232) 324 48 70, D&R Alsancîk (0-232) 464 10 15 Kaptlar konserden 1 saat once açıiacaknr YeHer numarasızdır Oturma kapasıtesı smıriıdır E F E S P i l s e n ' i n k ü l t ü r v e s a n a t a k a t k ı l a r ı a r t a r a k s ü r < efespılîen com tr ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türk CezaYasası'nın çete kur- mak ve çeteye yardım etmek suçla- nnı düzenleyen 313 ve 314. madde- leri, DGM görev alanından çıkan- lıyor. Adalet Bakanlığı'ncahazırlanan, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri hak- kındaYasa, CMUK ile Çıkar Amaç- lı Suç Ûrgütleriyle Mücadele Kanu- nu'nda DeğişiklikYapılmasına Da- ir Yasa Tasansı, TBMM Başkanlı- ğı'na sunuldu. Tasan, TCY'nin 313 ve 314. maddelerinde düzenlenen suçların soruşturma ve kovuşturma- sının da CMUK hükümleri doğrul- tusunda yapılmasını öngörüyor. Tasarıyla getirilen bir başka dü- zenlemeyle de Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası'nda, "çıkar amaçlı suç örgütü" hak- kındaki tanımda yer alan "zor ve- ya tehdit" ibaresi, "tehdit, baskı, cebir veya şiddet" biçiminde de- ğiştiriliyor. Aynı tanımda yer alan, "veya kişileri kendilerine tabi kıl- maya zorlamak veya mensuplan arasında her ne suretle olursa ol- sun açık veya gizli işbiıüği yap- mak" ibaresi de yasa metninden çı- kanhyor. Tasan, yasadaki "şüphe- ler ve şüphe" sözcüklerini de "be- lirtiler" şeklinde değiştiriyor. Çete suçlannı kapsayan Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası'nın 1 l'inci maddesini de de- ğiştiren tasan, çıkar amaçlı suçlar- da 1 No'lu DGM'ler yerine, birden fazla DGM bulunan yerlerde bütün DGM'lerinyetkili olmasını öngörü- yor. Tasan yasalaştığında, TCY'nin 313 ve 314. madde kapsamına giren dosyalar, cumhuriyet başsavcılıkla- nna gönderilecek. Temyiz incelemesi için Yargı- tay'da bulunan dava dosyalan, kara- ra bağlandıktan sonra bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte davaya bakmaya yetkili DGM'nin bulun- duğu yerin yargı çevresindeki gö- revli ve yetkili yargı mercilerine gönderilecek. ğım söyleniyor. tspat etsinler, beni asmazsamz ya da ben ken- dimi asmazsam nanıerdim." Bir ilaç fabrikasından para ıs- tediği iddiasunn doğru olduğunu belirten Çapan, bölgedeki tüm fabrikalardan hizmetlerin devam- lıhgını sağlayabilmek için yar- dım istediklerini ancak bunun korkutarak yapılmadığını savun- du. Kendilerinin "mafv'a" gibi gösterildiğini anlatan Çapan, "Merhamet edin. Merhametin kulağı sağır mı? Niye mafyayız, neyin mafyasıyız?" diye sordu. Vakıf arazilerini yakınlannın üzerine yaptığı ve daha sonra baş- kalanna de\Tederek çıkar sağla- dığı iddialannı da reddeden Ça- pan, "Allah aşkına bende aptal görüntüsü var mı? Yakınımın üzerindeki araziyi bir daha be- lediyenin kayıtlarına geçirip, ondan sonra kendime çıkar sağlamaya çahşacak kadar ap- tal mıyım?" dedi. 'Kaçmayacağım' Türkiye'de partılenn tembel- leştiğini söyleyen Çapan, şöyle devam etti: "Doğruyum, çaüş- kanım, Türk'üm. Türkiye'nin iktidarında olmayı düşünüyo- rum. Benim için çoban diyor- lar, bu ülkenin çobanıyım, hep eşitliği savundum. Elhamdülil- lah solcuyum, ülkenin namusu, yüzakıyım. Bizim özgürlüğü- müzü verin. Kaçmayacağım. Sonuna kadar yargılanaca- ğım." İhalelerde fesat yok 1 Çapan, mahkemeye sunduğu yazılı savunmasında da kardeş- lerinin ortak olduğu Doğa Hol- ding AŞ ve Erdem Inşaat'ın, be- lediyenin hiçbir ihalesine katıl- madığını, belediyeden kazandığı tek kuruş bulunmadığım söyle- di. Çapan, şöyle devam etti: "Bu ülkede doğayı kirletmeden, arazi mafyasıyla işbirliği yap- madan, irticaya taviz verme- den, gecekondusuz bir kenti Anadolu'dan gelen köylüler ve kentli aydınlarla birlikte el ele yaratmanın büyük suç oluştu- racağını düşünmemiştim. Evet suçum büyük. Çıkar amaçlı bir çete değil, çağdaş bir kent kur- duk.' 1 Duruşmada Zeki Çapan, ortak olduğu şirketlerin hiçbirinin Esenyurt Belediyesi'ndeki imar ihalelerine katıhnadığını belirte- rek, hiçbir mal varlığının da Esenyurt sınırlan içinde ornıadı- ğını söyledi. Çetin Çapan da hak- kındaki tüm iddialan reddederek, bunlann gerçek dışı olduğunu söyledi. 15 Rlşl tahllye edlldt 13 saat süren duruşmada ifade işlemlerinin ardından mahkeme heyeti, I2'si Esenyurt Belediye Meclisi üyesi, 3 'ü de belediye ça- lışanıolmaküzere I5kişinintah- liyesini kararlaştırdı. Gürbüz Çapan ile kardeşleri Zeki ve Çetin Çapan'ın da arala- nnda bulunduğu 9 sanığuı tutuk- luluk halinin devamına karar ver- erek duruşmayı erteledi. KopyayazAmbaskn • tstanbul Haber Servisi - Kopya yazıhmla mücadele eden Business Sofbvare Alliance Türkiye'nin başvurusu üzerine, polis tarafından Bakırköy'deki Anadolu Havacılık AŞ'de yapılan aramada, kopya programlara rastlanan 24 bilgisayara el konuldu. Inceleme sonucunda, bilgisayarlarda lisanssız olarak "Windows"ve"Ofiice" bilgisayar programlannın kullamldığının tespit edildiği bildirildi. üçuşyasağı • ANKARA (AA) - 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalan dolayısıyla, 29 Ekim Pazartesi günü Anıtkabir ile Atatürk Kültür Merkezi Tören Alanı üzerinde uçuş yasağı uygulanacak. Pazartesi günü Amtkabir üzerinde 08.00-11.00, AKM Tören Alam üzerinde ise 08.00- 13.00 saatleri arasında uçuşa izin verilmeyecek. G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafı l. Sayfada üzere Türkiye'ye değil para vermek, selam veren herkes bu yasanın bir an önce çıkmasını istiyor! önce mevcut durumun değerlendirmesini ya- palım, ardından düşünülen değişikliği sütuna yatıralım... Yılda ortalama 30-35 bin dolayında kamu iha- lesi yapılıyor. Devlet, eldivenden merdivene, otoyol yapımından hurda satımına kadar her şeyi ama her şeyi ihale yoluyla gerçekleştiriyor. Bu yol ne yazık ki yolsuzluğa giden en geniş yol! Siyasi partiler dönem zenginlerini bu yolla ya- rattılar. Yakın geçmişte, ortalama her 5 yıllık dö- nemde iktidara gelenler bu tür ihaleleri öncelik- le kendilerine omuz verecek kişilere dağıttılar... Bu yolla ihale alanlar, işin maliyetine bakmak- sızın sıkıştıkça devletten yeni keşif bedelleri is- tediler. örneğin otoyol yapımında ihaleler dolar üzerinden verildiği halde, 3 dolara başlayan iş yolun devamında 10 dolara kadar çıktı! Zamanla işin suyu çıktı, ihale almak için ihate konusuna değil siyasete yakın olmak yeterli ha- le geldi. Hiç bilmedikleri alanlarda ihale kapan- lar, belli bir yüzdeyle bunu gerçekten hak eden kişilere sattılar. Bir başka deyimle, devletin ihalesini satarak zenginleşenler türedi! Siyasiler de bu zenginlikleri paylaşmanın de- mokrasinin doğal sonucu olduğunu düşündü- ler, değişik yöntemler geliştirdiler. Nedense, ik- tidara gelince genel merkez binası birden yük- selen partiler oldu! Nedense, iktidar koltuğuna oturuncaya kadar kötü giden işleri birden düze- len bakanlar oldu! Sözün kısası kamu ihalelerinde mevcut uygu- lamanın savunulur yanı yok... Değişiklik kimin için? Gelelim yapılması düşünülen değişikliğe... Yaz başından bu yana 4 yasa taslağı hazırlandı. An- cak hükümetteki tüm tarafların evet dediği bir metne ulaşılamadı. Değişikliğin özü şu: Kamu ihaleleri bundan böyle tek tek bakan- lıklarca değil, yeni oluşturulacak Kamu İhalele- ri Üst Kurulu'nca yapılacak. ihalelere yabancı- ların katılımının önündeki engeller kaldırılacak. Kemal Derviş'le, Bayındırlık Bakanı Abdülka- dir Akcan başta olmak üzere hükümet üyeleri- ni karşı karşıya getiren anlaşmazlıklar ise şun- lar: - Üst kurul hangi bakana bağlı olacak? - Yeni Ihale Yasası'nın yürürlük tarihi 2002 mi ' olacak, 2004 mü? - Üst kurul nasıl belirlenecek? Görüldüğü gibi anlaşmazlık konusu yine iha- le nevalesinin dağıtımının hangi ellerde olaca- ğına ilişkin pazarlığa dönük. Gerek siyasiler gerekse medya krizin yukan- da sıraladığımız yönüyle ilgili. Oysa asıl tartışıl- ması gereken değişikliklerin özü. Birinci bölüm- de mevcut sistemin olumsuzluklannı tek tek vur- guladık. Ancak bunlann giderilmesi için düşü- nülen değişikliklerin de pek çok olumsuz yanı var. Her ülke kamu ihalelerini aynı zamanda "si- lah" olarak kullanır. örneğin, ilişkilerin iyi olduğu bir ülkeyle kötü olduğu bir ülkenin iki şirketi kafa kafaya gelmiş- se, hatta ıkincisi biraz önde görünüyorsa, işin içine siyasi tercih girer ve ihale ona göre dağı- tılır. Sistemi rayına oturmuş her ülkeden bunun değişik örnekleri verilebilir. Türkiye, yeni değişikliği kabul ederse bu gü- cünü büyük ölçüde yitirebilir. Iç ihalelere girecek olan yabancı şirketler, içerdeki rakiplerini çö- kertmek için her türlü yönteme başvurup pek çok pazarı ele geçirebilir. Üst kurullar ayrıca ele alınması gereken bir durum. Demokrasinin bu kurullar aracılığıyla da- ha iyi işleyebileceği görüşü var. Daha önce oluş- turulan kurulların bu işlevlerini ne ölçüde yerine getirdiği tartışmalı... Üstelik Kamu İhaleleri Kurulu, öncekilerden farklı olarak çok daha büyük olanakları elinde bulunduracak. Düşünülen değişiklik, işlevini yerine getirirken zorlanan, ağrıyan bir organın tedavi edilmesi ye- rine, kesilip protez takılmasına benziyor. [email protected] SÖYLE$/ATTIIÂ ILHAN Lamartine de, Nereden Çıktı? B Baştarafı Arka Sayfada de Lehistan vardı. Eskı dönemlerin imparatorluklan Is- tanbul çevresinde öyle bir biçimde toplanmışlardı ki, Osmanlı Imparatorluğu'nun yüz ölçümü, iklim, nüfus ve zenginlik bakımından, Roma Imparatortuğu'nu çok çokaşıyordu..." "...savaşmasını ve fethetmesini bildiği gibi, yönetme- sini ve egemen o/mas/nı da bilen bir millet için, ne gör- kemli bir mirasl..." (A. de Lamartine, 'Osmanlı Tarihi' cilt, 2.S.551.) 'Çapanoğlu' nerede çıkıyor? ' K / l ' r a s ı n heybetine de, 'görkemine' de diyecek I V l yok ama, bilmem dikkat ettiniz mi? Alphonse de Lamartine, Osmanlı Mülkü'ne, hiç de hoş olma- yan bir zamanda, yani 'Fetret Devri'nde geliyor: 1836 ne demek? II. Mahmud, Abdülmecid. ne anlama ge- lir? Bu tarih ve isimlerin yaratacağı çağrışımlar zinci- ri, Kınm Savaşı'nı, Tanzimat-ı Hayriyye yı. 1838 In- giliz Ticaret Anlaşmasını, aklımıza düşürmez mi? Ya- ni o uçsuz bucaksız imparatorluk, ciddi bir şekilde kan kaybetmekte, hemen her tarafı dökülmektedir. Fütu- hat Devri' çoktan kapanmış; Osmanlı'da garip bir 'asrileşme hevesi' herkesi, hassaten yönetici çevrele- ri sarmıştr. Abdülmecid, handiyse Fransız; Koca Re- şit Paşa, handiyse Ingilizdi. Keçecizade Fuat Paşa gibi, Tanzimat-ı Hayriyye sadrazamları, Ingiltere devlet-i fehimesiyle aramızın bozulduğunu görmek- ten ise Osmanlı'dan bir vilayeti kaybetmeye 'mühey- yâ' idiler. Acaba yazdığı 'Osmanlı Tarihi'nde, Alphonse de Lamartine bu değişikliği ve yozlaşmayı, hangi sebe- be bağlamış; 'yedi düveli' dize getirmiş bu 'cihan im- paratoriuğu'nun neden böyle gerilediğini nasıl anlat- mıştı? (Çapanoğlu, işte tam da burada, 'hazret'in altını çizdiği 'neden'in altından çıkıyor; üstelik, 'kefere- de' geçen yüzyılla bu yüzyıl arasında, herhangi bir düşünce farkı olmadığını kanıtlıyor. Merak etmez misiniz, Allah aşkına?)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear