26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 2001 CUMA 14 • •• LJJtl. kultur(acumhuriyet.com.tr Fethi Arda'mn desenleri, 17 Kasım'a kadarArda Sanat Galerisi'nde yer alıyor anatsalnesne olarakdesen• Fethi Arda'nın çizimleri, canlı modele bir sanat nesnesi gözüyle bakıldığmı kanıtlayacak birtakım şifreleri de içinde .gizlemekte, insan bedeninin biçimli ve oranlı güzelliğini açığa vuran nesnel yapısını değil, bir sanat yapıtma dönüştürücü yapısallığmı kâğıt üzerine dökmeyi amaçlamaktadır. KAYAÖZSEZGİN Deseni, salt boyadan aruıdınlmış ya da bo- ya kullanılmadan yapılmış sanatsal bir üre- tim olarak görmek, çızginin özerk bir ifade aracı olduğu gerçeğini yadsımak anlamına gelir. Boyanın lcatkısı olmaksızın oluşturul- muş. hatta boyadan kasıtlı olarak arındırılmış resimler yapmakta direnen sanatçılann var- lığı da göz önüne alınırsa, desenin, değerce boya resimden (penrür) daha alt düzeylerde bulunduğu varsayımından yola çıkarak, onu, sanatın bir hazırlık aşaması (eskiz) bağlamın- da görmek isteyenlerin yanılgısı daha da so- mutlaşır. Ama böyle bLr yanılgıya çanak tutanların arasında sanatçılann yer aldığını unutmaya- hm gene de. Sanatçılar bu tür ışlenni genel- likle gözden uzak tutarlar, sergilemeye pek ya- naşmazlar. Zarruan zaman bu bağnazlığı kır- ma cesaretini gösterenler ise daha çok, dışar- dan gelen baskılara, galericilerin ısrarlanna karşı koyamadıklan için atölyenin bir köşe- sine itilmiş, kendi yazgılarına terk edilmiş olan desenlerini gün ışığına çıkararak onla- nn "kötü talih"ini bir ölçüde kırmış olurlar. Ne \ ar ki burada sanatsal mantık temel alı- narak çizilmiş olan desenlerle sanat eğitimi- nin zorunlu kıldığı çizgi etütlerini -bunlar canlı modelden ya da "torso" gibi heykel ob- jelerinden aktarılmış çalışmalardır- aynı dü- zeyde düşünmemek gerektiğinin altı çizil- melidır. Ancak sanat kariyerinin belli aşama- lannı geride bırakmış ve kimlikselliğini ka- nıtlamış her sanatçının, iki gruptan hangisi- ne girmiş olursa olsun. çizimlenyle karşılaş- mak bizi hem heyecanlandınr hem de o sa- natçıya ilişkin değer yargılanmıza ve yorum- lanmıza yeni bir katkı niteliği anlamını taşır. Fethi Arda'nın (1934-1996), Ankara Arda Sanat Galerisi'nde ilk kez toplu halde sergi- lenen desenieri. onun 1952-1958 arasında Zeki Kocamemi Atölyesi'nde öğrenim gör- A DESENLERİNDEKÎ 'YORUM' P4YI- Sanatçının canhmodeflenknçahştığıdesenlerinde dikkati çeken ilk nokta anatonıik erüt kaygısını fazlasıyla aşan bir "yorum' payının egemen olması. düğii dönemdeki çalışmalannı kapsıyor. Bir bölümü antik heykellerden (sanat eğitimin- de kullanılan antik heykel kopyalanndan) ka- rakalemle, daha büyük bir bölümü ise çıplak modelden füzenle çizilmiş desenlerden olu- şuyor bu çalışmalar. Dikkati çeken ilk nokta, özellikle canlı mo- delden çahşılmış desenlerde, benzer örnek- lerin pek çoğunda tanık olduğumuz anatomik etüt kaygısını fazlasıyla aşan bir "yorum" payının, bu çalışmalara egemen olmasıdır. Atölye hocası Zeki Kocamemi'nin yapısallı- ğı öngören ve öğrencıleri bu yönde kanalize etmek amacını güden çahşma yöntemi, kuş- kusuz bu oluşumu hazırlayan temel etkendir. Canlı modelin bedensel yapısını, üçüncü bo- yutun vurgulandığı yerleşik bir bakış açısma göre değil, bu yapıyı biçimbozuma (deformas- yon) uğratacak bir konsept düzeyinde yorum- lama eğilimi olarak tanımlayabileceğimiz bu yöntemi, aynı atölyeden yetişmiş olan başka sanatçılann bu dönem çalışmalannda da gör- müş olmamız, Zeki Kocamemi'nin, erken yıllarda öğrencilerini, büinçli bir araşnrma doğ- rultusunda mesleğe hazırlama çabasına ta- nıklık etmektedir. Öyle ki Fethi Arda'nın, bu sergide yer almayan, ancak sanatçının ölümün- den bir yıl sonra yayımlanan "FethiArda" ki- tabında (Bilim Sanat Galerisi Y.) tanık oldu- ğumuz bir desen, öğrencinin çizgileriyle ho- canın müdahalesi arasmda sağlıklı bir ileti- şimin, daha 1950'li yıllann başında kurul- muş olduğunu belgeliyor. Olağanhk ön planda Gerek sanat eğitimi açısından gerekse sa- natsal üretimin vardığı aşama doğrultusunda bakıldığında, 1950'li yıllar, bir evrilmenin süreçsel akışı için önemli dönem noktalann- dan biri olarak karşımıza çıkar. Bu dönem- de, izlenimci ağtrlıklı anlayışın büyük ölçü- de aşılmakta olduğunu gösteren birtakım çı- kışlara tanık olabiliyoruz. Hocasının yönlen- dirici katkısı ışığında Fethi Arda da bu deği- şimin farkında olduğu gibi, ileride kat etme- si gereken yolun ilk temrinlerine de böylece girişmiş oluyordu. Nitekim akademi dönemi- nin arkasından gelen çalışmalarda Fethi Ar- da, hocasından aldığı esüilerle kişisel dene- yimlerini harmanlama yolunda ilk bilinçli gi- rişimlerini gerçekleştirir, çe\Tesini tarayan bakışlanna, plastik bir nitelik kazandıracak olan tercihlerini yönlendirir; bir yandan ayık- layıcı, bir yandan senteze götüriicü eleman- lar üzerinde yoğunlaştınr ilgisini. Canlı model de sonuçta bir sanat nesnesi- dir; onun "canlıhğı'', modelin duruşundaki statik (donuk) konumun irdelenmesi halinde ortaya çıkabilecek ifade seçenekleri yönün- den farklı çözümlere aracılık yapabildiği öl- çüde sanatçıya esin kapılan açabilecektir. Fet- hi Arda'nın çizimleri, canlı modele bir sanat nesnesi gözüyle bakıldığmı kanıtlayacak bir- takım şifreleri de içinde gizlemekte, insan bedeninin biçimli ve oranlı güzelliğini açığa vuran nesnel yapısını değil, bir sanat yapıtı- na dönüştürücü yapısallığmı kâğıt üzerine dökmeyi amaçlamaktadır. Öte yandan, kul- landığı kâğıtlar da bildiğimiz kasap kâğıtla- ndır; orada da seçkın ya da seçilmiş olanın estetik boyutlannı aşmaya yönelik olağanlık ön plandadır. Fethi Arda'nın canlı modelden çizimleri, çer- çevelenip sergilenmiş olsalar bile. alıcısmm duvara asmakla yetinebileceği sıradan bir sa- nat nesnesi olmayı göze almama yürekliliği- ni gösteriyor. Genç viyolonsel sanatçısı, Carneige Hall'de Isaac Stern anısına düzenlenen konserde Yo Yo Ma ile çalacak New York'ta bir Türk: EfeBaltacıgilKültür Servisi - New York Carnegie Hall'de geçen mayıs ayında verdiği solo konserle müzik dünyasında dikkatleri üzerine çeken genç viyolonsel sanatçısı Efe Baltacıgil, 30 Ekim'de meslektaşı Yo Yo Ma ile birlikte Carnegie Hall'de bir konser verecek. Konser, eylülde yaşama veda eden kemancı ve viyolacı Isaac Stern'in anısına düzenlenecek. Baltacıgil'in birlikte çalacağı diğer müzisyenler keman virtüözleri Itzak Perlmann ve Midori. Sanatçı. 2002 yılının Haziran ayında da Borusan Filarmoni Orkestrası ile birlikte bir konser verecek. 1979yılında doğan Baltacıgil, müzik öğrenimıne 4 yaşında başladı. Ilkokul üçüncü sınıfta viyolonsel çalmaya başlayan sanatçı, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvan'na Ihsan Kartal'ın öğrencisi olarak girdi. Baltacıgil, Beaux Art Trio'nun Istanbul konserinde, viyolonselci Peter VVUey tarafından dinlendikten sonra Ne\v York State Üniversitesi'ne davet edildi. Türk Eğitim Vakfı ve Eczacıbaşı Eğitim Vakfı'ndan kazandığı burslarla Wiley'in öğrencisi olarak Amerika'ya gitti. Birinci yılın sonunda hocasının önerisi üzerine Philadelphia Curtis Institute'e başN-urdu ve 48 çellist arasından birinci seçildi. Çalışmalannı VViley, David Soyer ve Aida Kavafian'la sürdüren Baltacıgil. Andre Previn, Otto VVerner Muller, Gary Grafinann, VVolfgang SwalHsch, Mistislav Rostopovich gibi orkestra şeflerinin yönettiği Curtis Senfoni Orkestrası'nın da solo viyolonselcisi... Geçen mart ayında Allentovra ÇeBo Yanşması'nda birincilik ödülü alan sanatçı, Amerika'nın prestijli festivallerinden Marlboro'ya da davet edilerek burada birçok oda müziği ve solo konsere katıldı. Genç kalemler Cumhuriyet'te... TESLİMİYET Teslim oluyorum dostlar, Bıraktım silahlan... Zaten öldürseniz de artık çok geç... Kalmadı içimde ne kuvvet, Ne de kavga hırsı... "El insaf!" dedim, dinlemediniz.. "Bir soluk ara dedim" ı Aman vermediniz. \4 Dayandım, direndim.. ! \ \ Önüme, yoluma engeller dizdiniz.. \ v \ Dert üstüne dert verdiniz... K. \ \ "Yorgunum, ben artık bittim" dedim *•* IK Dinlemediniz... Yenilgiyse, yenilgi.. Bu iş burada bitti.. Pes ettim işte! Buyrun, Sizlere bırakıyorum ringi... AYŞE DOĞAN UNUTULMASAM Çok uzaklarda bir ezgi olsam bir kuş bir bulut olsam Gelip kapını çalsam pencerene konsam baştnın üzerinde dolansam Bir masal anlatsam sana mavi bir masal Aş olsam, ekmek olsam, umut olsam Ve bahan getirsem sana Hani özlemek vardır ya türkü tadında Özlemlerini yensem öylesine umut olsam kuş olsam bulut olsam En güzel çiçekler kuytularda açarmtş ben de kuytularda solsam ama hiç unutulmasam MURAT ARMAĞAN ABD'nin îsteklerinin dış dünyaya tanıtılması sözü verildî Hollyvvood, Beyaz Saray'm suyuna gitmeye hazır ENGtS AŞKEN TORONTO - Afganıstan sava- şını kınayan ya da G. \V. Bush yö- netimini eleştirenlerin "istenmeyen adam" ilan edildığı ABD'de, Hollywood ve TV kurumlan yo- ğunlaşan şovenist eğilimin bir par- çası olmaya karar verdi. 2. Dünya Savaşı döneminde de benzeri izlenen bir dayanışma oluş- rurarak Amerikan bayrağı çevre- sinde toplanan eğlence sanayii yö- neticileri, "terörie savaş" teması- nın tartışıldığı bir özel toplantıda, Bush yönetimine "ABD'nin ileti- sinin dış dünyaya tanıühnası" sö-, zünü verdi. Var olan tüm kaynak- lannı, Bush yönetiminin "global tavrmı" sunmaya adayan Hollyw o- od patronlan ve TV şirketi başkan- lan, "Beyaz Saray"la çok yönlü bir bağlantı kuracaklannı belirti- yor. Eğlence sanayii yetkililerinin, Beyaz Saray'la yaptığı özel toplan- tıdan sonra konuşan Bush yöneti- mindenbirgörevli, "HoDyvvood'da- ki yaraücılık gücünün bir etki oda- ğı olarak yönetime bü>ük gereksi- ninı oluşturacağuu" açıklamakla birlikte, adını \ ermekten kaçındı. Ortak olarak derlenecek "Özel Gö- re\F Kurulu'nun", Hollyvvoodun bir propaganda aracına dönüşme- sinden kaçınacağı belirtiliyor. Beyaz Saray'ın Hollyvvood'la sıcak ilişkilere gireceğini belgele- yen özel toplantıda şu adlar bulu- nuyordu: Mel Gibson, Sall>' Field, HOB Fibn ve TV Kurumu baş- kanlan Colin Caflender, Chris Alb- recht, CBS TV Kurumu Başkanı Leslie Moonves, Shovstime TV Başkanı Jerry Ofifeay, Warnes Bros. Başkanı Peter Roth, TV Sanatla- n ve Bihmlen Akademısi Başka- nı Bryce Zabel, Greystone Film Firması Başkanı Craig Haffher, senarist-yönetmen Lionel Chetvvvnd. YAZIODASI SELtM tLERİ İstanbul Hayatına Kapak Resimleri (2) Münif Fehim'ın sanatı, 1920'den ölümüne dek, belki bir altmış yıl, belki daha uzun bir zaman dili- minde, şaşılacak bir tutarhlık göstermiştir. İfade ve çizgi incelmıştır. Yeni tekniklere pence- re açılmıştır. 6te yandan, 'öz', ressamın hayatımı- zı yorumlayışını daima korunaklı kılmıştır. Hüseyin Rahmi imzalı, 1947 basımı Utanmaz Adam'ın kapak resmınde henüzdramatik birduy- gusallık sezilir. Masada, ınce uzun vazoda gülü andınr pembe çiçekler durmaktadır. Gerisi karan- lık kapı aralığında, sabahlıklı bir genç kadın göre- mediğimiz biryere.. birşeye endişeyle bakar. Kom- pozısyonun adeta dışında bir erkek portresi. kay- nağı belirsiz alaca ışıkta ters yöne bakıyor... Önde bir başka adam, takım elbiselı, galiba kasayı aç- mış... Bu roman neredeyse yirmi yıl sonra bir kez da- ha okuruna kavuşabildiğinde, Münif Fehim'i, Hü- seyin Rahmi'nin ısırgan diline çok yaraşır alaycı- lıkla saptanz. Doğu-Batı ıkilemi tam bir karşıtlık içinde sunulur. Fonda, pembe, yangınlı gökyüzü al- tında, eski İstanbul mımarisi, ahşap evleri ve semt- teki camiyle belirir. Ortada, takım elbiseli, kravat- lı, şapkalı, ama külhanbeyı tavırlı genç adam, dört- bir yana paralar savuruyor. Bıze göre sağda, süs- lü püslü, üçü de şapkalı, 'asrî' genç hanımlar. Sol- da bir hokkabaz, ikilemli hayatımızla adeta alay edi- yor. Tam onde, nargıle içen yaşlı adam, geçmişten kalma... Münif Fehim'ın eserinde yainız alaturka-alafran- ga fırtınasına kapılmış ınsanlar değil, Istanbul'un yeni zamanlara evrilen mımarisi de kimileyin fon- da, kimileyin öne çıkartılarak belirir. Ya yıkık bir konak, ya Rum-ltalyan mimansi ka- rışımı birapartman, ya asmalı, koruklu, çınko kap- lı balkon... Semtlerden semtlere gezintıye çıkılmış; kim bilir kaç yılın, kaç dönemın, modanın eseri ör- nekler resımde canlandınlmıştır. Iç mekânlarda, dönemlen, modaları çarçabuk çağnştıracak nesneler, her biri sankı 'simge' de- ğen taşıyor: Aynalı konsol, oval çerçeve, kordon- lu kadife perde, kalpaklı lamba, art deco iskemle, vazolar, biblolar, möbleler... Güzide Sabri imzalı Hicran Geces/'nde, 1930'lar için ve 1930'larda tasarlanmış Valentino benzeri, saçları brıyantınlı, bakışları keskin, çakı gibi erkek- ler, aradan nıce yıllar geçince, Hüseyin Rahmi için tasarlanmış yeni çalışmalarda, aşın yakışıklı, ala- bıldiğıne 'Avrupaî' görunuşlerınden soyunmuş; şişman yüzleri, besıli gerdanları, hantal vücutlany- la, Valentıno'nun hepı topu brıyantinlı saçlannı ku- şanıvermış, 'özentilı' kimlıklere dönüşüvermiştir. Avrupaîlik ülküsünün tutmadığını, Münif Fehim sanki gün be gun gozlemış, gozlediğini bize yan- sıtmıştır. Onun eserinde, kısa bir dönem için hayatımıza karışabilmiş 'romantizm'ln usul usul nasıl silindi- ğini, nasıl gülunçleştiğinı, sonra da nostaljıye ka- nşıp solduğunu görebiliyoruz. Muare taftadan tuvaletler gıymiş, saçlan çoğu kez ondulelı genç hanımlar, ya da daha dün başörtü- lüyken şimdi başlanna ığreti bereler ilıştınmiş yeni zaman bayanları, düşle gerçeklığin, düşlenenle gerçeklikte yaşananın tam bir karşıtlığı olarak bu eserde göze birdenbire çarpıyor ve gönlümüzü hâ- lâ yakıyor. Avrupaîlik, İstanbul yaşantısında ancak belli bir kesimde diretebilecekken, gerıye kalanlar, büyük çoğunluk, sözüm ona geleneğe bağlı görünerek; fakat artık geleneksız, hatta büsbütün 'melez', ne o ne bu, sadece melez bir yaşama biçimine hızla sürüklenmekte; ressam da, yıldan yıla, bu büyük çalkantıyı eserinde işlemektedir. Handıyse böyle- dir... Takvimde İz Bırakan: "Kaçak yolcuyum hayatta I seyahat sayılma- malı şimdı tahayyül ettiğım" küçük Iskender, Çü- rük Et Deposu, Adam Yayınlan, 2001. Rotary Meslek Ödülü Erol üras'ın • Kültür Servisi - Fındıklı Rotary Kulübü tarafından Rotary Meslek Ödülü ne bu yıl ünlü opera sanatçısı Erol Uras değer görüldü. 'Rotary Meslek Ödülü' sağlık, eğitim, sanat, bilim ve teknoloji alanında her yıl ülkenin önde gelen isimlerine veriliyor. R Ü L T Ü R I Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear