22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2000 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI Istanbul Edime _Y 20 Sınop Y 21 Adana PB 18 Samsun PB 31 Kocaelı Çanakkale PB 21 Izmir PB 25 Y 21 Trabzon Y 22 Mersin PB 28 _Y 23 Diyarbakır B 31 Giresun Y 23 Şanlıurfa B 32 Ankara Y 21 Mardin B 30 Manisa Aydın PB 26 Eskışehir Y 19 Siirt B 32 Denızli PB 26 Konya PB 26 Sıvas PB 26 Hakkâri B 26 Y 22 Van B 21 Zonguldak Y 21 Antalya PB 30 Kars PB 22 Yurdun kuzey kesım- len parçalı çok bututlu Maımara'nın doğusu, Iç Ege, Iç Anadolu'nun kuzeyı ıle Karadenız az bulutiu ve açık ge- çecek. Hava sıcakhğı azalmaya devam ede- cek. Ruzgâr kuzey ve batı yönterden hafıf ara sıra orta, yağış anında yef yer kuvvet- lı olarak esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB Y Y Y PB Y 13 17 17 20 23 22 20 16 Berlin Y 16 Moskova PB 13 Budapeşte PB 15 Aşkabat B 29 Madrid B 28 Astana Viyana Y 23 Betgrad PB 16 Taşkent Y 23 PB 16 Bakû Sofya PB 15 Bişkek Y 22 Roma PB 26 Tiflis Y 21 Atina Y 27 Kahire PB 33 Münih Y 15 Zürih Y 17 Şam PB 33 0Aç,k Parçalı bulutiu B u l u t ) " , Çok bulutiu ı Yağmurtu Kartı Gök gürultûlû TEKEL VUTgunU Varhğı 1.3 katrilyon • Baştarafı 1. Sayfada ya çıkacak. Virginia tütü- nü ülkemizde belli miktar- larda ûretilebilıyor. Türki- ye'dftüretilen tütün orien- tal. Böylece yüzde 100 Tûrk tütünü kullanımının kalkmasıyla 500 bin tütün ekicisinin 450 bini yok olacak. 4 kişilik aile üze- rinden 1 milyon 800 bin kişinin işsiz, aşsız kalma- sı demektir. • Çiftçfleri karşılanna almamak için "Tütünü özelleştirmeyeceğim" di- yor. Işçileri de yumuşat- mak için yeni istihdam sağlayacaklannı söylüyor- lar. Bitiis Sigara Fabıika- sı'nı kapatülardheüm,gel Istanbul'da çahş diyecek- ler. istanbuTda nasıl geçi- mini sağlayacak? Tabii gel- meyecek, istifa edecek. Böylece kendiliğinden tas- fîye olacak. İşsizük alabtt- diğine baş gösterecek. • Ege dışında, Doğu, Güneydoğu ve Karade- niz'deki Türk tütünü tama- men gidecek. Satamaya- cağı tütünü üretmeyecek. Zaten kotayı her yıl daral- tıyorlar. Tütünün alterna- tifı yok ki. Tütünün alter- natifi pancardır. Pancarda da kota var. Bu kota zaten pancar ekicilerine yetmi- yor ki. Büyük bir kaos ya- şanacak. • Biam önerimiz, TE- KEL'in modernize edflme- si ve si>asilerin elini çek- mesi. Ö zaman TEKEL özel sektörie de rekabet edebüir. • Yabancı şirketlere peşkeş çekmek için ano- nim şirket haline getirme- ye çalışıyorlar. Ziraat Odalan Birliği, Tütün Eksperieri Demeği ve Tek Gıda-îş olarak mücadele edeceğiz. • B hissesryie çahşanla- ra, kooperatifkre, ekkfle- re pay verflmesinden söz edffîyor. Kardemir'de işçi hisseleri vanh. Kaç kişinin efinde kakh? Phifip Mor- ris, yüzde 20'sini aba, bir sernuye arttmmına gide- cek, siz arttmm yapama- yacaksunz, elinizdeki pay küçökcek. Ya da cazip bir şeyverip eDerinden tektek kapacak. • Philip Morris için Tür- kiye çok iyi bir pazar. Ço- kuluslu şırketler dünyaya hâkım olmuşlar. Sıra Tür- kiye'de. Reynolds, British American Tobacco var. KULTÜR • SANAT O.212 2 9 3 8 9 78 (3 HAT) HARBIYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESİ: 0212 240 77 20 EkrnnRejitRfY/CemalRejJtKY LÜKÜS HAYAT HildunTANBI Yöneten: HaMun DORMEN 1-4-5+7-8 EKİM W. SHAKESKAK ROMEO İLE JUUET Tûrkçesi: TuranORAZOĞlU Yöneten: BajarSABUNCU 18-19-20-21 EKİM SERSEM KOCANIN KURNAZ KARISI Yöneten: OrhanAUCAYA 11-12-13-14-15 EHM Y.KtMntŞK ^ ; AŞKHASTASI Yöneten: Y.KenınlŞK 25-26-27-28-29 £KİM /1-2-M-5 KASHH FATİH REŞAT NURI SAHNESI: 0212 526 53 80 H.2yaUŞAKU0İl AŞK-IMEMNU " Oyunlaçtırarv Tank GUNERSEL Yöneten. HakanAİJINER 1-4-5+7-8-11-12-13-14-15 EKİM ArthurMHlER HEPSİOĞLUMDU Tûrfcçesi: Ölkû TAMER Yöneten: BwpnORALOĞW 1-2-3-4-5 KASIM HaUunTANER SERSEM KOCANIN KURNAZ KARISI Yöneten: OrtıanAlKAYA 18-19-20-21-25-26-27-28-29 EKİM Aıncdcus Monrt StHİRÜ RÖT (Ç.0.) üyariayan: Stden EIX5Ü Yöneten: CanDOĞAIİ 2S-29EKİM/4-5KASIM USKUDAR MUSAHİPZADE CELAL SAHNESI: 0216 333 03 97 AMoNİKOLAİ KADINİLE MEMUR Türtysı: Muhittin Y1LMAZ Yûneten: Mazlum KJPER 1-4-5-6-7-8-11-12-13-14-15 EKİM tatanHHAHİHiaoV ARSLANABENZER Tûrkçesi: Huraman NEVRUZOVA Yöneten: Rustnn İBRAHİMKKOV 1M9-20-21-25-26-27-28-29EK1H HORREMSUUAN Yazan:OrhanASENA YdneteaEnginULUOAâ 1-2-3-4-5 KASİM KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİ: 0216 349 04 63 ArthurMIUER GübünShn HEPSİ OĞLUMDU Çeviren: Öftü TAMER Yöneten: BurçinORAI.OĞLU 1-4-5-6-7-8-11-12-13-14-15 EKİM RustefflİBRAHİMBEKOV ARSLANABENZER Tûrkçesi: Huraman NEVRUZAT Yöneten: Rustem İBRAHİMBEKOV I-2-H5OSIK PEMBE KONAĞIN GEÜNLBti Yöneten: EngiR6ÛnilEN 18-19-20-21-25-26-27-2S-29 EKHH TEMBELMEMİŞ(ÇO.) Yöneten: MustıfıAKU*! 21-28-29 B0M/+5KASM GAZİOSMANPAŞA SAHNESİ: 0212 S78 60 67 HURREM SULTAN Yazan:OrhanASENA Yöneten: Engin ULUDAĞ 1-4*6-7-8 EKİM AldoNİKOLAİ Rurtem İBRAHİMBttOV H.SyaUŞAJCUGİL ARSLANABENZER AŞK-IMEMNU Tûrkçesi: Huraman NEVRUZAT Yöneten: Rustem İBRAHİMBEKOV 11-12-13-14-15 EKİM OyunlajtffartTarkGÛNERSa Yöneten: HabnAfTKBI SevimAK KADIN İLE MEMUR Türkçesi: Muhittin YIIMAZ Yöneten: Maztum KİPER 1-2-3-4-5 KASIM DOŞLERE SOBE (ÇO.) Yöneten: ÖA»SOUJ2 14-15-21 -28-29 EKİM / 4-5 KASIM HARBİYE CEP TİYATROSU : 0 212 240 77 20 Yahya Kemal BEYATU BehçetMECATİGİL Knyntof CHOtoSKİ KENDİGÖKKUBBEMİZ KEDİ KAPIYIAÇ Yazan: Sönmez ATASOY Yöneten: Engin ULUDAĞ 3-5-6 EKİM Uyarlayan/Yöneten: MehmetATAK 10-12-13-17-19-20 EKİM TûrkÇe$ı: ZBmi irt^MEN Yöneten: Taner BAR1AS 24-26-27-31 EKİM / 2-3 KASIM CEP TtYATROSU0YUN6ÛNVE5AATlfB:SAU:15.«O-MJ0)PBtŞaiBE-CIJIIA 15.0* OYUN GÜN ve SAATLERİ: ÇARŞAMBA: 15.00-20.30 PERŞEMBE: 20.30/CUMA: 20.30 C.TESİ: ll.00(Ç.O.)-l5.00-20.30/PAZAR: Il.00(Ç.O.)-l5.00-19.00 I Baştarafı 1. Sayfada tekleme alımlan nedeniyle Hazi- ne'nin yapması gereken aktanmla- n alamadığı için vergi, fon gibi ak- tanmlannı geciktirerek bu destek- leme alımlannı karşılıyor. Destekleme alımlan kapsamında TEKEL, 2000 yılında üreticilere 201 triryon ira ödeme yaparken tü- tün alımlan için yapılan toplam ödeme tutan da 237 trilyon lira ol- du. Desteklemelerin TEKEL'le bağı hazırlanan yasa tasansıyla kopan- larak yaprak tütün kurumu adı altın- da ayn KİT bu görevi üstlenecek. Ancak IMF'yle uygulanan prog- ram kapsamında da desteklemeler kaldınlacak. TEKEL'in yüzde 100 hissesine sahip olduğu Isviçre'de TABACS- TURCS SA, Almanya'da TEKEL Gmbh iştiralderi bulunuyor. Bun- lann dışında TEKEL'in yüzde 99.36 hisseye sahip olduğu Kağız- man'da Kristal Tuz Rafıneri, yüzde 51 hisselerine sahip olduğu Kıb- ns'ta Türk Alkol lçki ve Şarap En- düstri, Kıbns Türk Tütün Endüstri, yüzde 48 hissesine sahip olduğu ts- tanbul'da Reytek Tütün Sanayi, yüzde 24 hissesine sahip olduğu Çankın Tuz Ürünleri, yüzde 20 his- sesine sahip olduğu Japan Tobacco Central Asia Kazakistan ortaklıkla- n var. TEKEL'in 82 pazarlama ve dağı- tım başmüdürlüğü, 190 depo ve mağazası, 914 il ve ilçede toptan satıcısı, 29 alkollü içki, bira, şarap, likör, kanyak, ispirto, suma ve sun- gipek işletmesi, 9 sigara, kibrit ve ambalaj işletmesi, 22 deniz, göl, ka- ya ve kaynak işletmesi, 106 yaprak tütün işletmesi, 1 jüt ipliği işletme- si, 1 tütün işleme fabrikası bulunu- yor. TEKEL, yılhk 80 milyon litre ra- kı, 10 milyon litre votka, 2.5 milyon Utre cin ve 3 milyon litre diğer yük- sek alkollü içki üretimini ve satışı- nı gerçekleştiriyor. TEKEL'in ürettiği şaraplann pa- zar payı yüzde 30, biralann pazar payı yüzde 2 dolayında olduğu be- lirtiliyor. TEKEL yılda yaklaşık 3 milyon litre rakı ve 8 milyon litre şa- rabı dışanya satıyor. Sigarada ise miktar olarak pazann yahıızca yüz- de 30'u özel sektöre aitken yüzde 70'i TEKEL'in elinde bulunuyor. Ancak değer olarak özel sektörün payı yüzde 43'e çıkıyor, TEKEL'in payı da yüzde 57'ye iniyor. TEKEL'in son 5 yılda dışsatımın gerilemesi ve içeride kullanımın azalması, buna karşılık üretimin artması sonucunda yaprak tütün stoklannın arttığı ve 1999 yıl sonu itibanyla 454 bin 802 ton stok bu- lunduğubelirtiliyor. TEKEL 1990- 1999 yıllan arasında toplam 175 milyon dolar değerinde 124 bin 936 ton tütünü imha etti. Türkiye'ııin ABD'ye karşı kozu îhaleler • Baştarafı 1. Sayfada etmeyi amaçlıyor. TSK'nin 150 miryardolarhk yeni- den yapılanma projesı çerçevesinde açılan ihalelere ABD'li silah şirket- leri büyük ilgi gösteriyorlar. Bu pro- jelerden 4 milyar dolarhk saldın he- lıkopteri ihalesinde birinci önceliklı firma olarak seçilen Amerikan Bell şirketi ile masaya oturuhnası, sözde soykmm tasansının yarattığı gergin- lik nedeniyle gecikiyor. Tasannın, 7 milyar dolarhk tank ihalesinde en şanslı iki fırma olarak görülen ABD'li ABRAMS ve Ahnan Le- opardlan'nın rekabetini de etkıleye- ceği belirtiliyor. Ermeni soykınmı iddialan içeren tasannın ABD Tem- silciler Meclisi'nin alt komitesınde kabul edihnesinden sonra ABD'ye karşı ekonomik yaptınm konusu tar- tışma gündemine gelirken diploma- tik kaynaklar, Türkiye'nin son yıl- larda benzer olaylarda ticari degil si- yasi misillemeyi tercih ettiğine dik- kat çekiyorlar. Türkiye'de işlenen si- yasi cinayetler nedeniyle tran'a yö- nelik yaptınmlar gündeme geldigin- de, ekonomik ılişkilerin farklı bir alan olduğu vurgulanmış, tartışmala- nn en yoğun olduğu dönemde bile Dış Ticaret Müsteşan Kürşad Tüz- men, İran'a gıderek ekonomik te- maslarda bulunmuştu. Yunanistan ile KKTC ve Ege konulannda yaşa- nan görüş aynlıklanna karşın Türk- Yunan diyaloğu çerçevesinde eko- nomiye özel bir önem veriliyor. İki ülke işadamlan arasındakı görüşme- ler ve ihşkiler yoğunlaşarak devam ediyor. Türkiye'nin ticari ilişkilerin- de yaptınm uygulaması isteği, yo- ğun olarak Abdullah Öcalan'ı koru- yucu tavırlan nedeniyle Italya'ya karşı gündeme gehnişti. O zaman bi- le, Türkiye resmi bir kısıtlama ya da ambargo açıklamamış, buna karşın kamuoyunda, ttalyan mallan aleyhi- ne gösteriler ve boykot yapılmışh. Kamuoyunda FehriyeErdal'ı iade etmeyen Belçika'ya ticari yaptınm- lar uygulanması da zaman zaman tartışıhyor. Ancak Türkiye, ticareti siyasetten ayn tutma eğilimi içinde, açık bir yaptınm ya da misülime ey- lemi açıklamaktan kaçmıyor. Türki- ye, ekonomik ilişkilerin güçlendiri- lerek baskı unsuru olarak kuUanıl- ma siyaseti izliyor. ABD sermayesi, Türkiye'ye giriş izni verilen toplam 26 milyar 754.7 milyon dolarhk yabancı sermayenin 3 milyar 41.2 milyon dolannı oluş- turuyor. ABD, Türkiye'ye giriş izni verilen yabancı sermaye içinde, 5.3 milyar dolarhk pay alan Fransa, 3.5 milyar dolarhk pay alan Alman- ya'dan sonra üçüncü sırada bulunu- yor. ABD ile yapılan ticaret de ol- dukça önemli rakamlara ulaşıyor. Bu yıl haziran sonu itibanyla ABD, en fazla ihracat ve ithalat yapılan 2'nci ülke konumunda bulunuyor. Haziran sonu itibanyla Türkiye'de toplam 5 bin 129 yabancı sermayeli firma faaİiyet gösterirken bunlann 318'ini ABD kökenliler oluşturuyor. ABD fırmalan ile ortaklık kuran Türk firmalannın toplam seraıayesi ise 264 triryon 460.3 milyar lira ola- rak belirlendi. Bu sermayenin yüzde 57.36'sı, 151 trilyon 685.6 milyar li- ralık bölümü ABD şirketlerine ait. Yabancı fırmalann toplam sermaye- si içinde ABD Fırmalannın payı yüz- de 12.87 düzeyinde. Dış ticaret verilerine göre, bu yı- lın ilk yansında 13 milyar 353.4 mil- yon dolar olan ihracatın 1 mih/ar489 milyon dolarlık bölümü, yani ihraca- tın yüzde 11.2'si ABD'ye gerçekleş- tirildi. Yılm ilk yansında, toplam 25 milyar 24.2 milyon dolar olan toplam ithalatın yüzde 7.8'i, 1 miJyar 962 milyon dolan da ABD'den yapıldı. ABD, bu tutardaki ithalat ile Türki- ye'nin ithalatında da Almanya'dan sonra ıkinci sırada bulunuyor. Geçen yılın ilk yansına göre ABD'den itha- lat, yüzde 40.22 düzeyinde arttı. Ge- çen yıhn ilk yansında, toplam itha- latın yüzde 7.6'sı ABD'den yapılmış- n. ABD Türkiye'yi en hızlı gelişen 10 büyük pazar arasında görürken Türkiye de ABD ile dış ticarete, çok gelişkin bir pazar olması ve alım gü- cünün yüksekliği nedeniyle büyük önem veriyor. 'Avrupa'da ayduılar artık yeraltında' • Baştarafı 1. Sayfada Yaşadığı Isviçre'den örnekler ve- rerek Avrupa aydınlannın durumu- nu anlatan Ziegler, Isviçre'de her kuşaktan ve her iki cüısten yetenek- U ve iyi sanatçılann, yazarlann ve aydınlann çıktığma, ama bunlann hiçbirinin güçlüler tarafindan dik- kate alınmadığına, toplumsal olu- şumlan somut ve görünür şekilde etkileyemediğine dikkat çekti. Zi- egler, aydının görevinin aydınlanma devrinde belirlendiğini açıklayarak bu görevi, "Onlar abiaki kuraJlann bekçisL Aydm kadın ve erkekkrin si- lahı deştirel akddır, sanat eserlerin- de somntiaşmışfikirlerincanlanmış resimleridir n şeklinde niteledı. Is- viçre'de neden aydın ohnadığı soru- sunu ise Prof. Jean Ziegler şöyle ya- mtladı: "Biztadrlercumhurij'etijiz. Zûrih'teki parababalan tsviçre'ye hükroediyoriar. Yöksekn kâr eğri- lerine ve dolgun bilançolara karşı ekştirel mantığın hiç şansı yok. Ge- çeıîiolan, kân cogaltan elle tutukbi- Kr pragmatizm. miçre bir ujus de- ğü, bir savumna topluluğu. İsviçre yüzyıDar içinde vadOerin, şehirlerin ve ada cumhurivetkrin bhieşmesh- le otuştu. Dört ayn ve dolu dolu küi- türierin dar bir bötgede beraber ya- şamlan federasyonsnz oimaz, Kor- kutucu çatışmalar yaö>or İs\içre konfederasyonunda. Bütün kamu- oyu tarüşmalan ve gûncei siyasi ya- şanünın tek bir hedefi var: Çaüşma- lann açıkça ortaya çıkmasını önle- mek. Ve eieştirel akiın pratiği, ki bu her yazar ve sanatçının eyleminin özüdür,birtehlikeolarak görülüyoıf Yazarlann modern çağda, salt an- lam verici, insanlan yapıtlanyla ka- ranlıktan uzattığı ışık ile somut doğ- ruya yöneltenler olmadığını behrten Jean Ziegler. sözlerine şöyle devam etti: "Kitap ürûn olarak ölü bir nesne- dir. Bir kişi eüne alır. kapağını acar ve okumaya başlar» Bilinci hareke- te geçer, kendi yaraücı gücünfi keş- feder, aolar, yaşar. Immaouei Kant 'Aydınlanma insamn bizzat sorum- lusu olduğu bir reşit olmama halini aşmasıdır' diyor. Edebiyatın görevi kurbanlardan, eylemcüer, bilinçü ta- rihsel özneler ortaya çıkarmakür. Kamuoyu yokedilmiş. Kamuoyunda 'bilinci paylaşmak' olgusu gerçek- leşmiyor. Medyanın dayatmalan, gerçek vatandaşlanmız için tek algı- lanabilen gerçek. Televizyon ve mülk rasyonalitesi kolektif biluıcimizi yok ediyor. Yazann görevi ne peki bu du- rumda? İdeolojinin zehirii sisini ve yüceltilen rüketim toplumunun terö- rünü kırmak; dün>ayı olduğu gibi göstermek. Gezegenin 6 milyar insa- mnrian 3 milyaruun insan gibi yaşa- madığını ve bu dununun bir an ön- ce değiştirilmesi gerektiğini. somut gerçeği anlatmak. Ahlaken sorumlu olan yazar,bütün edebi yetenekleriy- le, diğerierinin binncinde kaybolan anlamı ortava çıkarmakzorundadır. Okurun hunharca kısıtlanmış birey- sel yaşamının uyandıncısı olmaL Doğruyu söylemek gerekrv'orsa mak- sat gerçek değiL özgürhlk!" Modern Avrupa ülkelerinde gaze- tecilenn gücünün, yazarlardan daha fazla olduğunu belirten Jean Ziegler, medya toplumu ve edebiyatla ilgili belirlemelerde de bulundu "Eski- den özgûr insanlann hayat dolu tar- bşnudarla birkolektifbuinç yarat&k- lan yerde, şimdi bügi akışı, pazara uygun üeöşun, lasaca bugünkü med- ya gerçeği egemen. Medya, toplumu karmaşık somut konularda grupla- ra ayuıyor. Bütünselliğin ve neden- seDiğin kanıtlannı isteyerek boğuyor. Daha da kötûsü: Medya, aktüaüteye kendi yasalannı dikte ediyor. Neyin medyaya uygun olup olmadığuıa o karar veriyor. Yazarlar çoğu zaman yıllardan beri, hemen hemen kün ol- duklan bilinmeksizin acımasız bir yalnızhk içinde dklinip duruyorlar. Her kitap, yaşanmamış. bir hayatın gûnleri geceleri ve yıllanyla ödeni- yor. Bu insanlar, özel bir sınıfın nıa- ratonculandır. Ancak 42 km ve beş saat değiL yıllar ve on yıllarca devam eder bu insanlann ter içindeki yahnz- nğL Pierre Bourdieu ünlü "Actes de la recherche' çahşmasına, 1995 ile 1998 yıDan arasında yay ımlanan ki- taplan içeren bir özel cilt adadı. Bu raman diMmiiMİp ymimlanan SflO hin roman \t yazuun yûzde 97'sinin or- talama baskı sayısı 2 bin 300'ün al- tmda. Yaklaşık 80 milyon potansiyel okur mevcut olan Fransızca dil böl- gesindeki gerçek budur. Edebiyat ar- nk dehnzkre aittir. Çok azinsan oku- yor, daha aa ise satm ahyor. Sonuç sessiz çaresizük." Gazetecilerin yazarlardan çok da- ha güçlü olduğuna dikkat çeken ün- lü araştırmacı, onlann yazdıklan ile kitlelere daha çabuk ve hızla ulaşa- bildiğini belirtti. Yeşifler'de îsyan bayrağı • Baştarafı 1. Sayfada çevreci tutumundan uzaklaştığım savunuyor. Yaklaşık 100 üyeye sahip olduğu belirtilen derne- ğin 1000 dolayında sempatizanı olduğu ve yalmz Ye- şiller'e değil, sol politikalan savunan herkese açık olacağı bildirildi. Partinin son dönemde inandıncılı- ğmı yitirdiğini savunan denıek yöneticileri, kuruluşu, Yeşiller ve Demokratik Sosyalizm Partisi'nin (PDS) tamnmış isimlennın katıldığı bir toplantı ile açüdadı- lar. 15 Eylül'de 68 Hareketi önderlerinin buluşma ye- ri olarak bilinen Club Voltaire'de yapılan toplantıya yaklaşık 150 kişi katıldı. Yeşiller'in sol kanat millet- vekillerinden ve kuruculanndan Christian Ströbe- le'nin de katıldığı toplantıda, PDS federal milletveki- li Pletra Pau, IG Metal Yönetün Kurulu üyesi Horst Schmittbenner ve eski Kuzey Ren Vestfalya milletve- kili Daniel Kreutz konuştular. Basis Grün sözcülerin- den Feücitas (Fee) VVeck'in yönettiği toplantıda ko- nuşmacılar, Yeşiller'i ve koalisyon hükümetini eleş- tirdiler. Derneğin 22-23 Eylül'de Berlin'de "Kırmızı- Yeşil koalisyonunun yan yıl bilançosu" konulu daha geniş kapsamlı bir toplantı düzenleyeceği belirtiliyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada - AB Genel Sekreterliği'nin teknik çalışması... Geçen haftaki Bakanlar Kurulu'nun başlıca ko- nusu, AB'ye uyumdu. Toplantı sonrasında gaze- tecilere sızdınlan haberier, AB'ye uyumda koalis- yon içinde sızıntıların olduğunu ortaya koyuyor- du. AB'den sorumlu Başbakan Yardımcısı Me- sut Yılmaz, yeri geldikçe-gelmedikçe söyleniyor: "AB'ye girmek için yapmamız gerekenlerden kaçamayız..." Kendisini koalisyonun Anadolu yakasından so- rumlu hisseden Oevlet Bahçeli ise yaylada, dağda, bayırda, çayırda, kürsüde sesleniyor: "Asılolan bizim hassasiyetlerimizdir, bunlardan ödün verilmez. Aksi halde bugüne kadar AB'siz nasıl yürüdüysek, bundan sonra da yürûrüz." Bu iki çıkışın ortasını bulmak da Başbakan Bü- lent Ecevit'e düşüyor. Bakanlar Kurulu bunun ti- pik bir örnegiydi. Yılmaz, Bakanlar Kurulu'nda görüşülen Başbakanlık İnsan Haklan Koordina- tör Üst Kurulu raporunun "resmi belge" olmasm- dan yanaydı. Ecevit de hazırlığını buna göre yap- mıştı. Bahçeli "hayır" dedi, "resmi belge olma- sın". Bunun üzerine başka bir ad bulundu: Referans belge... Belgenin içine girip-çıkan maddelerie ilgili kar- maşa da devam ediyor. DSR MHR ANAP cep- hesinden bu maddeler konusunda farklı yakla- şımlar gekji. Bu durumda şöyle bir yorum yap- sak sanınm ileri gitmiş olmayız: önce hükümetin kendi içinde uyum, sonra AB'ye uyum! Sözünü ettiğimiz 31 sayfalık raporun birinci sayfasındaki sunuşun ardından, üçüncü sayfa- sında "Kopenhag Kıstaslan" başlıklı bir paragraf yer alıyor. Dördüncü sayfasındaki başlık şöyle: "Kopenhag Siyasi Kriterleri Işığında Türid- ye'nin Alması Gereken önlemler." önlemler de anayasal, yasal, idari olmak üze- re üç bölüme aynlmış. Bunlar tek tek incelendi- ginde, genel özgürlükleri biraz daha geniştetmek- ten piyasa ekonomisini daha sağlam bir zemine otuıimaya, olağanüstü hali normale dönüştür- mekten siyasete yeniden çeki düzen.. affedersi- niz çekidüzen vermeye, Medeni Yasa'dan rTTÜK'e kadar geniş bir yelpaze dikkati çekiyor... Hükümetin "referans" dediği bu belgeyi AB'nin ciddiye aldığı ve "resmi belge" gözüyle baktığı anlaşılıyor. önümüzdeki dönem bu referans üzerine çok konferans olur. Diplomatik iyimseriik Konunun teknik yarunı AB Genel Sekrete- ri Volkan Vural'la konuştuk. Vural, Bakanlar Ku- rulu'ndan çıkan metni ciddiye alıyor. "En azından" diyor, "Elimizde Kopenhag khterleri, diye başla- yan kabul görmüş birmetin var. Bu başlangıcı kü- çümsememek gerekiyor. Adım adım ilerieyece- ğiz." Vural'ın verdiği bilgiye göre, genel sekreteriik 10 Ekim'de kendi binasına taşınıyor. Yerieşme- nin ardından önce kamu kurumlanndan sınavla uzman aktanlacak, sonra ayn sınavla uzman yar- dımcılan alınacak. Vural'ın ilginç biryaklaşımı da- ha var: "Pek çok kuruluşta sessiz sedasız, reklama gir- meden işiniyapan, kurumunu AB standartlanna yaklaştıran kamu çalışanı var..." AB mevzuatı 118 bin sayfadan oluşuyor. Sa- dece çevirmek yıllar sürer, ama bu mevzuatla uğ- raşmak yerine, "Ortaya günlük mevzu atalım, onunla uğraşalım" dersek işin içinden çıkama- Bugün konuyu sadece iki yanıyla ele alacağı- mızı söylemiştik, yaymayalım. Zira, AB pencere- sinden bakış, oradan gelen haberier, olumlu- olumsuz farklı yönleri ortaya koyuyor. Gönül isterdi ki gerek hükümetin yürüttüğü ça- lışmalan gerekse teknik çalışmalan AB istiyor di- ye değil de, iç dinamizmimizle yapalım... "AB is- tiyor" yanı öne geçtiği için özelliklereferansbel- gesinde yer alan konularda atılacak adımlar sık sık tartışma konusu olacak. Bütün bunlann önünde 21. yüzyıla girerken bi- zi iyimseriiğe iten durumumuz şu: Kimliğimiz barışa, yönümüz uygariığadönük... balbay@cumhuriyetcom.tr Unîversite adaylarına 6 yeni tercih' şansı ANKARA (AA) - Öğ- renci Seçme Sınavı'nı ka- zandığı halde herhangi bir yükseköğretim programı- na yerleşemeyen veya Açıkögretim Fakültesi'ni kazanan üniversite adayla- n, şanslannı "ek yerleştir- me"de deneyebilecekler. Öğrenci Seçme ve Yer- leştirme Merkezi (ÖSYM), geçen ay yapı- lan merkezi yerleştirme sonucunda boş kalan kon- tenjanlar ile kayıt yapnr- mama nedeniyle üniversi- telerde açık kalan konten- janlara "ek yerieştinne'' yapacak. Adaylar, ek yer- leştirme için "Ek Yerieş- tinne Kılavuzu ve Başvur- ma Belgesi"ni 9-16 Ekim 2000 tarihleri arasında ÖSYM Smav Merkezi yöneticiliklerinden ala- caklar ve doldurduklan başvurma belgesini yine bu merkezlere teslim ede- cekler. Adaylar, 8 yükse- köğretim programı tercihi yapabilecek. Ek yerleştir- me sonuçlan, Ekmı ayının son haftasında adaylara duyurulacak. Ek yerleştinnede yükse- köğretim programlanna yerleştirilen adaylar, üni- versitelere kayıtlannı 6-10 Kasım 2000 tarihleri ara- sında yaptıracaklar. Ek- yerleştirme için Ağustos 2000'de yapılan merkezi yerleştirme so- nunda açücöğretim prog- ramlan dışında bir yükse- köğretim programına yer- leştirilen adaylar başvura- mayacak. SATHJK 301m 2 sahibinden müstakil ev Tel: (0.212) 563 82 67 / GAZİOSMANPAŞA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear