Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 EYLÜL 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
MHP lideri Bahçeli: Ayrancılık tohumlan ekmek yasal hale getirilemez
4
312'de tavrmnz değişıneclfANKARA (Cumhurivet Bû-
nosu) - MHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Devlet
Babçdi, Türk Ceza Yasası'nın
312. maddesi üzenndeki görüş-
lerinin değişmediğinı behrterek
topluma ve siyasete ayrancılık
tohumlan ekmeyi yasal hale ge-
tirmenin yanlış olduğunu söyîe-
di. Parhsının HADEP ıle dirsek
teması içinde olduğu yönünde-
ki iddiaîara da tepki gösteren
Bahçeli, «Diyarbakır, Tûridye
Cumhuriyetf nin bir iBdfir. Ana-
yasa ve yasalara saygıh her ku-
n u n ve kuruluş bükumetimizm
w hirim mnhatahnnırrtır" dedl.
Bahçeli, hiçbır parlamentonun
başka bir ûlkenın tarihini çar-
• MHP'ye "nasyonal sosyalist" eleştirisi getiren FP'yi "seviyesizlikle" suçlayan
Bahçeli, demokrasiyi ağızlarına sakız yapanlann sürekli demokrasi tüketicisi
olmaktan vazgeçmelerinin ülkeye yarar getireceğini söyledi.
pıtmak gibi bir misyonunun
olamayacağını vurgulayarak
sözde Ermeni soykınmı tasan-
sının yasama sürecınde kat ede-
ceği her aşamanın Türkiye-
ABD ilişkilerinin ağır yara al-
ması anlamına geleceğıni söy-
ledi.
Başbakan Yardımcısı Bahçe-
li, dün partısinin il başkanlan
toplantısına katıldı. Bahçeli,
toplantı öncesinde yaptığı açık-
lamada son gelişmelen değer-
lendirirken partisine yönelik
eleştirilere de yanıt verdi.
MHP'ye karşı "tesHmiyetçi,
nasyonal sosyalist, devleti de ge-
prmek isteyenler, gölgeâe ka-
ınlar, bölüriUerte dirsek tema-
aidndekr" gibi yakıştırmalann
kulanıldığını, "kadrobtşıyorlar,
kadrofaçamıyoriar'' gibipapat-
ya falına bakanlann oile çıktı-
ğını kaydeden Bahçeli, bu ifa-
delerin MHP karşıtı koronun
hazin durumunu göstermek için
yeterli olduğunu söyledi. 8. Beş
Yıllık Kalkınma Planı çerceve-
sinde bölgede toplantılar dü-
zenlendiğıni anımsatan Bahçe-
li şu görüşlen dile getırdi:
"IMyarbakır, Tûrkiye Cum-
huriyeti'nin ilkrinden biridirve
orada da TürkmDetine mensup
vatandaşlannıız yaşaınaktadır.
Anayasamıza ve yasalara sayş-
h her kurum ve kuruluş da hu-
kûmetinıizin ve bizim muhata-
bunızdır. MHP, bölgekre, iDere
ya da koşullara göre söyiem ve
poiitikalanyla oynayan isasmar-
a ve cıkarcı bir parti değüdü-."
MEB Müstesarı
'657 sayılı
yasa,
sorunlan
çözmüyor'
EBRUTOKTAR
ANKARA - Milli Egitim Ba-
kanlığı Müsteşan Bener Cordan,
657 sayılı Devlet Memurlan Ya-
sası'nın (DMY) kamu personeli
sonmunu çözmekte yetersiz kal-
dığını, egıtım sorunlanıu çözmek
için Milli Egitim Bakanüğı Per-
sonel Yasası'na gereksinim oldu-
ğunu savundu. Cordan, "öğret-
menlik meskg içinde terfi anfe-
yqı getiröerek rekabet ve rooti-
vasyon arttınlmak Daimi, part
time, sözfcşmeti memurtuk geti-
rfimeli" dcdı.
Cordan, ukanan egitim sorun-
lannın çözümûne ilişkin görüşle-
rini Cumhuriyet'e açıkladı. Cor-
dan, sağlık, egitim, genel idare
gibi alanlann farklı özelliklere
sahip olduğunu, ancak hepsinin
de Devlet Memurlan Yasası'nın
çerçevesine sokulduğunu vurgu-
layarak, "Öncdikk MiUi Eğitinı
Baknnhğı'nm kendi persond ya-
sasuuçdurmasgerekiyor
n
dedi.
Hizmete uygun personel reji-
mine gereksinim olduğunu savu-
nan Cordan, dünyanın kamu per-
soneli anlayışından insan kay-
naklan anlayışına geçiş yaptığı-
na işaret ederek "tnsan kaynak-
bnnı ne kadar iyi kuBanırsanız,
o kadar başanh oluyorsunuz.
Türkiye'dedebusistemegeçane-
•"dedi.
Bakanhğın personel yasasınm
"sözkşmefi personei, dahni me-
mor, part timc statûleri" getirebi-
leceğini söyleyen Cordan, "Ör-
neğin bizmette kahteyi artürmak
içia rekabet gethibne& Oysa öğ-
ıctmen, 30 vri hizmet yaprpoı; yt-
ne öfretmen otarak emekM ohı-
vor. Oğretnjenler için de derece-
tendirme, terfi aıuaytşı,ceşjtl sta-
tükr getirirsek, bem eğtthnm ka-
Etesiartarheındebirhedefeki-
Itfeneceköğretınenlerm motivas-
yooo artar" görüşlerini savundu.
Cordan, 657 sayılı yasanın ha-
zırlandığı dönem için çok önem-
h olduğunun, çok önetnli işlevler
sağladığuun, ancak bu yasa ile
bugûn kamu personeli sorunlan-
nı çözmenin mümkün olmadığı-
nın aidnı çizdi.
Paraanin il başkanlan toplantısiDda son olaylan değerlendiren Devlet Bahçeli, Ermeni tasansuun
etnik oytan kapma yanşı olduğunu söyledL Bahçeli, HADEP'le dirsek temasında olduklan yöoûn-
deld iddialar için de "Anayasaya saygıh her kurum bizim muhatabımızdır" dedi (Fotoğraf: AA)
20. yüzyüdan kalaıı dava
DtYARBAKIR(ANKA)- Baa mahkemeler
ISO 9001 standardı almaya başlarken 50 yrt
önce açılmış bir dava ise henûz sonuçlandın-
lamadı. Bismil'e baglı Karahan Köyû'ndeki
arazi anlaşmazlığıyla ilgili dava yanm asırdır
sürûyor ve bugûne Hadar41 hâkım, 17 avukat,
3 kuşak eskitti. Davacı avukaü MehmetKaya,
"makul süre"nin çoktan aşıldığıru belırterek
davayı Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne
taşıyacağını bildirdi.
Karahan Köyü'nde 1950 yıhnda, 5 bin dö-
nûmlük arazi için Abdullah Aktaş ve Mehmet
Yaaa arasında başlayan anlaşmazhk mahke-
meye yansıdı. Babalannın yaşamını yitirme-
siyle davayı sürdüren AbdûlkadirAktaşve Ha-
mitYaaa'nın ömrü de davanın sonuçlanması-
nı görmeye yetmedi. Dava halen Fehmi Aktaş
ve Hanifi Yazıa arasında devam ediyor. Dava-
cı Fehmı Aktaş'ın avukatı olan Mehmet Kaya,
davanın bu kadar uzun sürmesinin hukukun
ayıbı olduğunu söyledi Kaya, "Bu dava41 hâ-
Idm, 17 avukat ve ûç kuşak esJdtti. Buna rağ-
men50 yıkurKsmil KadastroMahkemesi'nde
sûren davanın keşfi yapuamamış. Hâkim, kesif
yapmamanın gerekçesini havalann aşın sıcak-
bğ^na ya da soğulduğuna bağlanıış
n
dedı. Söz
konusu arazının tapusunun Fehmi Aktaş'ın de-
desinin babasına ait olduğunu anlatö.
312. madde tartışmalanna da
degmen Bahçeli, yenı demokra-
si havarilerinın etnik ve mezhep
aynmcıhğını yasaklayan bu
maddeyi demokrasinin önûnde-
ki en büyük engel olarak sun-
makta hiçbır beıs görmedikleri-
ni söyledi. Bahçeli, "Partimiz,
tophuna ve siyasete aynmahk
tohumlan ekmeyi yasal hale ge-
tirme ph»»"', demokratildeş-
me ve insan haklan adına sa-
vııniTmniTi y»"*»^ nirtngnıııı rfflp
getirmiştk Bugûn debu görûsû-
nü korumaktadır. Çnnkû, hem
ülkemizin bizüği ve dnüği hem
de demokrasimidn sağhğı açı-
smdan bunun doğruluğuna ve
önemine inanmaktadırn
dedi.
MHP'ye "nasyonalsosya-
Kst" eleştirisi getiren
FP'yi 'seviyesizlikle'' suç-
layan Bahçeli, demokra-
siyi ağızlanna sakız ya-
panlann sürekli demokra-
si tüketicisi olmaktan
vazgeçmelennin ülkeye
yarar getireceğini söyle-
di. MHP'nin doğru ve
hak bildiğı yolda ilerle-
meye devam edeceğıni
kaydeden Bahçeli, "Kz-
ler, bu ûlkede mifli bsrfiği-
miziktophımsal dayamş-
ma ruhubozubnadan de-
mokratik hukuk devleti-
nin geöşip yerleşeceğine,
famn haklan standartla-
rmm yûkseleceğme yü-
rekten inanıyonız" dedi.
Etnik o^br'
ABD Temsilciler Mec-
lisi Uluslararası Operas-
yonlar ve İnsan Haklan
Alt Komisyonu'nda söz-
de Ermeni soykınmı tasa-
nsının kabul edılmesıne
de değinen Bahçeli, ko-
nunun sıcak tutulmasuun
nedenlerinden birinin et-
nik oylan kapma yanşı
olduğunu söyledi. Hiçbir
parlamentonun başka bir
ülkenin tarihini çarpıt-
mak ve tarihçilik yapmak
gibi bir iddiası ve misyo-
nunun olamayacağını
vurgulayan Bahçeli, tasa-
nnın yasama sürecinde
kat edeceği her aşamanın
iki ülke ilişkilerinin ağır
yara alması anlamına ge-
leceğini bildirdi.
Bahçeli, il başkanlann-
dan partiye yönelik eleş-
tiriler karşısında polemi-
ğe girmemelerini, yalnız-
ca partı polıtıkalannı an-
latmalannı istedi. İl baş-
kanlan toplantısında, ye-
ni tüzük ve parn programı
için il yönetimlerinın kı-
sa sürede görüşlerini bil-
dinneleri istenırken il
başkanlannın 2 ayda bir
partide eğitıme alınmala-
n da kararlaştınldı.
Bakan Yalova, iptal karannı ancak Ecevit'in vereceğini söyledi
'Dalaman'tngeleceğiBaşbakan'/// etinde
9
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - SEKA Dala-
man tesislerine talip olan iş-
çiler, özelleştirmeden sorum-
lu Devlet Bakanı Yûksd Ya-
lova ıle görüştüler. Ihalenin
sadece başbakan tarafından
iptal edilebileceğıni belirten
Yalova, işçılere "Başbakana
gjdin" önerisinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Hûsa-
mettin Özkan hastalandığı
ıçın randevu alamayan SE-
KA işçilerinin hazırladığı
mektup, bugün DSP mıllet-
vekıh Rıdvan Budak tarafın-
dan Başbakan Bûlent Ece-
vit'e verilecek.
SEKA Dalaman Tesisle-
ri'nin 40 mih/on dolara MO-
PAK'a ihale ediknesine kar-
şı çıkarak kendilerine veril-
mesini isteyen selüloz işçile-
rinin öncülüğünde kurulan
Selüloz Kâğıt Fabrikalan AŞ
(SELKA) kuruculan, hafta
sonunda özelleştirmeden so-
rumlu Devlet Bakanı Yüksel
Yalova ile görüştü. Selüloz-lş
Sendikası Dalaman Şube
Başkanı Mehmet Madenci,
görüşmelerini şöyle değer-
lendirdi:
"Sayın Yalova biri önce
ohımsuz bir havada karşdadL
'Ben bu fabnkayı sıze ver-
mem. Geç kaldmız. Size ne
destek olurum ne de köstek'
dedL Kendisine şirketimizin
kuruluş betgelerini sunduk.
Ne yapmaya çahşüğımızı an-
lattik. Bunun üzerine başlan-
gıçtakitavn değtşti. Ancak ar-
nk olayın kendisinin eünden
çıknğınıbenrterek'Busaatte
bu ihaleyi sadece başbakan
iptal edebilir. Onagidin' öne-
risinde bulundu. Durumu da-
ha sonra SaymRıdvan Budak
bir mektupla Başbakan Ece-
vit'e kendisinin iletebfleceğini
söyledi'' Bu göriişmenin ar-
dından SEKA kuruculann-
dan Selüloz-lş Sendikası Da-
laman Şube Başkanı Mehmet
Madenci'nin hazırladığı
mektup, bugün Rıdvan Bu-
dak tarafından Başbakan
Ecevit'e iletilecek.
IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@doruk.noLtr
Onuncu Cumhurbaşkanı,
Muğla Üniversitesj'nin açılış tö-
renine katıldı. Orada bir konuş-
ma yaptı. TV'lerin ana haber
büttenlenni birbirine ekleyip bir-
kaç kez ızledik. Laikliği tanım-
ladığında, hukukun üstünlüğü-
nü vurguladığında, kaba milli-
yetçiliğe yüz vermeksizin ev-
rensel bartşı savunduğunda...
Kıvandık.
Onuncu Cumhurbaşkanı, ay-
nı gezide Armutalan'a gitti. Ar-
mut almaya değil. Emekli gene-
ral Kenan Evren'ın evine gitti.
Utandık.
•••
Çankaya'daki yargtç bir hu-
kukçu. Adı üstünde yargıç. Taa
Anayasa Mahkemesi Başkan-
lığı yaptığı günlerden bu yana
hukuku savunmaktan hiç geri
kalmadı. Hukukun üstünlüğü-
nü vurgulamaktan hiç cayma-
dı. Devietin tepelerinde dizgin
tutan kimilerinın onca baskısı-
na, onca itirazına, hatta tehdi-
dine, hatta şantajına; medya-
nıntepeterinde dizgintutan on-
ca akıldanenin, "Hukuktamam
da biraz da siyasi davranmak
gerek" yollu ilkesizlik çağnlan-
na hiç kulak asmadı.
Cağdaş bir hukuk devtetin-
Çankaya - Armutalan
de, birpartamenterdemokrasi-
de "doğal" say\\an bu nitelikler,
Türkiye gibi "hukuka aç" bir ül-
kede yürekler ısrttı, umutlar ye-
şertti.
Gencecik bir kadın, KHK bu-
naiımı(!) sırasında çok uzaklar-
dan telefon edip, sevinci sesin-
de çınlayarak konuştu:
- Aydın abi, devletın başında
böyle birinin bulunması beni
mutlu ediyor. Size tuhaf ge/e-
cek ama, ilk kez böyle bir duy-
gu besliyorum. Yadırgıyorum
ama muthjyum. Sevincimi si-
zinle bölöşmek istedim. Yaz-
dıkiannızı okuyorum; bana hak
vereceğinizi düşündûğüm için
telefon ettim.
Yıllar boyu "devlet" tarafın-
dan itilip kakılmış, hapislere tı-
kılmış saygın ve aydın bir aile-
nin son kuşağından bir genç
kadının atışmadığı için "yadır-
gadığı" ama onu mırtiu kıtdığı-
nı saklamadığı bu izlenimini
pek çok arkadaşıma, yakınıma
aktardım.
Bir arkadaşım genç kadına
hak verdi ve ekledi:
- Ga/iba bu ûlkenin aydınla-
nnınönemli birkesimi, Musta-
fa Kemal'den bu yana ilk kez
benzer duygulan taşıyor...
• • •
Cumhurbaşkanlanndan se-
kizincisi, kimilerinin "pragma-
tizm" dedikleri bir ükesizlikle
kusuriuydu. Siyasal yaşamının
yükseliş dönemi zaten kanlı bir
cuntanın ekonomi kurmaylığıy-
la başlamıştı. Seçim kazanıp
Başbakanlığı almak için Çan-
kaya'ya, Cuntabaşı Evren'in
huzuruna çıktığında, elense çe-
kip onu şapur şupur öpmesini
yadırgamamıştık. Yanlış olan
küs gibi görünmeleriydi. Aslın-
da ikisi de bir bütünün iki yü-
züydü. BHi Türkiye'nin üstüne
karanlık bir örtü çekip kültürel,
siyasal ve sosyal bir çöl yarat-
ma operasyonunun elebaşısıy-
dı. öteki ekonomiyi hırsızlann,
talancılann, vurgunculann cen-
netine çevirecek, üretmeden
kazanmayı suç olmaktan çıka-
np erdemleştirecek bir karanlı-
ğın miman.
Sanlıp öpüşmeleri doğaldı.
SankJılar ve öpüştüler.
Dokuzuncu; alay konusu
olan, alaya konu olduğu için de
ardında yatan korkunç ilkesiz-
liğin gözardı edildiği ünlü "Dûn
dündür" deyişinin sahibi. Bu
sözün, onun için gerçek birya-
şam felsefesi ve siyaset ilkesi
olduğuna kaç kez tanık olduk.
Kendisini Başbakanlık kottu-
ğundan bir postal tekmesiyle
kaldınp, "seçilmiş milletvekili"
niteliğini hoyratça silip Hamza-
koy'a tıkan güçle el sıkıştığın-
da, onu onur konuğu edip
Cankaya'daağırladığında, da-
ha önce onun hakkında yağıp
gürieyişlerinin, demokrasi kah-
ramanlığına soyunup meydan-
larda boy gösterişinin utanç
verici bir siyaset bezirgânlığın-
dan ibaret olduğunu görmüş
ve öfkelenmiştik. "Devletin te-
pes/nde kavga olmaz" dedi-
ğinde, bu sözlerin "Devletin te-
pesinde ilke olmaz" anlamına
geldiğini hemen kavrayıver-
miştik ve yanılmamıştık.
Onuncu...
• • •
Armutalan'da "çağdaş hu-
kuk"\a "12 Eylül hukuku" bu-
luştu.
"Içimizden birine bir şey
olursa içerdeki taraftaıiannın
hepsini öldürün" buyruğu ve-
ren biriyle, daha birkaç saat
önce Muğla Üniversitesi'nin
açilışında hukukun üstünlüğü-
nü, hukuk devtetini ve demok-
rasiyi savunan "onuncu" bu-
luştu.
Bizim payımıza, kolay onanl-
maz bir yürek kırgınlığı düştü.
Bizim payımıza, bir kez daha
Şilili demokratlan kıskanmak
düştü.
Bizim payımıza, Şili'nin Ar-
mutalan beldesinde, utanç ve
korku içindekı bir diktatör eski-
sinin kulağına kadar ulaşan so-
kağın sesini düşünüp, kendi ül-
kemizin sokaklanndaki umur-
samaz sessizliği gorüp keder-
lenmek düştü...
Sekizinci elense çekip, şapur
şupur öptüydü.
Dokuzuncu onur konuğu
edip Çankaya'da ağırladıydı.
Onuncu ayağına kadar gidip,
evine konuk olup, okul temeli
atmak için birlikte düğmeye
bastı.
Oysa öteki el, bundan 20 yıl
önce demokrasiyi ve hukuku
yok etmek için de düğmeye
basmıştı.
MHP'liler niye kafa tokuşturur?
MHP, iktkjar ortağı olunca imajını
yenilemek için bir dizi önlem
aldı. Partililerin beyaz çorap ve
yumurta topuk ayakkabı giymesi
yasaklandı, hatta "bıyıksa
MHP'li" görüntüsü
yaygınlaştnlmaya çalışıldı. Bu
önlemlerde bir ölçüde başanlı
olundu, ancak ülkücülerin
öpüşmek yerine "kafa
tokuşturmalan" önü
alınamayan bir alışkanlık olarak
kakJı...MHP'li bir milletvekili,
bir grup gazeteci ile sohbet
ederken kafa tokuşturma
konusu gündeme geldi.
Gazeteciler, "Seyaz çorap ve
yumurta topuk ayakkabı giymeyi
bıraktınız. Ama şu kafa
* tokuşturmayı nıye
btrakmıyorsunuz" diye sorunca
milletvekilinden ilginç bir
açıklama geldi. Kafa
tokuştumnanın bir gelenek, daha
da önemlisi bir sağlık önlemi
olduğunu söyleyince
gazetecilerin merakı arttı.
MHP milletvekili, "Nasıl bir
sağlık önlemi" diye soran
gazetecilerin merakını şu
sözlerie giderdi:
"Bakın hep hastalıklar yüz yüze
öpüşmeyle, yani temastan
geçiyor. Ama biz kafalanmoı
tokuşturarak bunu tersine
çeviriyoruz. Ne mikrop
veriyoruz, ne de mikrop alıyoruz.
Böylece kimse hasta olmuyor.
Niye kafa tokuşturmayı
bırakalım ki?"
Okuyan'ın 'korsan eylem'
planı...
Çalışmave
Sosyal Güvenlik
Bakam Yaşar
Okuyan, son
günlerde sosyal
güvenlik
sistemini tümüyle
değiştiren yasa
tasanlanyta sık
sık gündeme
getiyor. Bireysel
emeklilik ve
sosyal güvenlik kuruluşlannın
tek çat aitında toplanmasına
ilişkin Kanun Hükmünde
Karamame Çankaya
Köşkü'nün onayinı beklerken,
"Iş Gûvenliği Yasa
Tasans/"nın da ilerleyen
günlerde TBMM'ye
sunulması bekleniyor.
Okuyan, bu tasanntn işçilerin
sendikalı olduklan
gerekçesiyie işten atılrnalanrH
Önleyeceğini savunuyor.
Okuyan'ın bu gorüşünü
paylaşmayan .
Türk-fş ile
bakanlık
arasında stk sık
atışmalar
yaşanıyor.
Okuyan, Türk-
Iş'in tavnna
sinirienmiş
olacak ki,
gazetecitere
şakayla kanşık
ilgtnç bir planından söz ettj:
"Birpankart hazırtatacağım.
Pankartta 'iş Güvenlıği
Yasası'nı istiyoruz' denecek
ve altına da Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı
diye yazılacak."
Okuyan, gazetecilerin
kendisini şaşkınlıkla
dinlediğini görünce güterek
ekledi:
"Sonra da dağctlaria anlaşıp
pankarb Türk-lş binasının
tepesine astracağım."
Demirel DSl'de kalsaydı...
Nezahat Ban, emekli Ziraat
Mühendisi... Aynı zamanda Aktif
Emekli Kadınlar Demeği
Başkanı. Yani öyle emeklilik
sonrası köşesine çekilip
oturanlardan değil. Türkiye'yi
dolaşıyor, okulsuz yeriere okul,
"sağlıksız" yeriere sağlık ocağı
için çırpınıyor.
Ban'yaANAP Genel
Merkezi'nde rasrJadık. Derneğin
Onursal Başkanı GünseJ Toral
ile birlikte, Çamlıdere'nin bir
köyüne, okul açılabilmesi için
siyasetçiierden destek arayışına
çıkmışlardı. Siyasi partileri,
bakanlan, valiyi ziyaret eden iki
kadın, "ilgisizlikten, dertlerini
anlatamamaktan ve seslerini
duyuramamaktan" yakındılar.
Konu döndü dolaştı, siyasete,
siyasetçilere geldi. Siyasetin
insanlan nasıl "bozduğu"
konuşuldu. Nezahat Hanım
uzun yıllar DSl'de çalışmış. Eski
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'i DSİ Genel Müdüriüğü
günlerinden tanıyor. Hatta,
Demirel'in önerisiyle DSl'ye
girmiş. O günlerin Demirel'ini
"öz/em/e" anlatıyor Nezahat
Ban: "Nasıl çalışkan bir insandı
Süleyman Bey... DSİ, çokseçkin
bir kurumdu. O zamanlar, bizim
düzeyimizdeki memuriar 200 lira
maaş alırken, biz 1000 lira
dolayında alırdık. Çalışanlar,
hediyelerle ödüllendirilirdi. Eğer
Süleyman Bey DSl'de kalsaydı,
bugün Türkiye'nin ne su, ne
elektrik problemi, ne de sulama
sorunu kalırdı. GAP, 20-30 yıl
önce devreye girerdi."
Nezahat Hanım, sözü bugünkü
Demirel'e getirdi:
"Sonra Süleyman Bey politikaya
girdi. Sanki DSl'deki elbisesini,
tamamen tersine giydi..."
'Al birini...'
Ankara
kulisterinde,
günterrJrCHP
kuruttayı
konuşuluyor.
Kulisler, parti
genel
merkezinden
bürolara,
akşarrrian da içkj
masaianna
taşıntyor.
Bürolarda,
iokantalarda, genel merkezde
herkes "CHP'nin halini"
konuşuyor. Konuşmalar
sırasında geçen sezon ligde
varitk gösteremeyen, Avrupa
kupaianna katılamayan, son
olarak da
Beşiktaş
karşısında
yenilen
"Fenerbahçe'nin
gündeme geliyor.
Geçen yıllarda
Fenerbahçe
yönetiminde de
görev almış olan
inal Batu'ya
"Fenerbahçe'nin
hali mi daha kötü,
CHP'nin hali mi"
diye sorduk. Batu'nun yanrtı
iki taraf için de pek umut
verici değıldi:
-Albirini, vurötekine...
TfireyKöse,AvşeSavuı,SebahatKanuwvun,Enu^Kaplan,BükntSanoğlu
tbmm@cunihuriyetcom.tr