22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EYLÜL 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Havaya yazılan öneri ANAP, son 20 yıldır bu ülkenin yöne- timinde pay sahibi olan partilerden. Hem de ülke ve toplum gereksinimlerine dö- nük plan yapılmasını rafa kaldıran parti- lerden. Bugün Türkiye'de bir enerji sıkın- tısından söz ediliyorsa eğer, ANAP'ın sa- yesindedir. Aynı ANAP'ın önde gelenleri, bugün de, bir kamu hizmeti olan enerji sektörünün özel ellere devredilmesi, bir avuç şirke- te "uygun koşullarda" enerji alım, satım ve dağıtım garantileri, imtiyazlan verilme- si peşinde. Aynı ANAP'tan Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanı olan Cumhur Ersümer, ge- çen hafta Bakanlar Kurulu'na enerji ta- saraıfu sağlamak amacıyla öneri sun- muş: "Zarareden Seydişehir Alüminyum ile Iskendenın Demir Çelik fabrikalannı ka- patalım ya da üretimlerini durduralım." Iki kamu tesisinin kapatılmasının ya- ratacağı tüm sakıncaJar bir yana, Seydi- şehir Alüminyum'da 2 bin 800, lskende- run Demir Çelik'te de 11 bin işçi çalışı- yor. Bu iki tesis kapatılırsa bu insanlar ne yer, ne içer? Sayın Ersümer işin bu ya- nını hiç düşünmüyor. Kaldı ki, geliştirdi- ği öneri gerçekleri de yansıtmıyor. Bir kere Seydişehir Alüminyum tesis- leri, Ersümer'in ileri sürdüğü gibizararet- miyor. Bu yılın son 8 ayında kân 4.2 tril- yon liraya ulaşmiş. Yıl sonunda 7 trilyon lira kâr bekleniyor. Iskenderun Demir Çelik'e gelince... Özçelik-iş Sendikası Başkanı Recai Baş- kan'a göre tesis, bu yılın ilk 8 ayında 677 milyon kilovatsaat elektrik enerjisi kut- lanmış. Ancak, küçük bir aynntı: 677 mil- yon kilovatsaatlikenerjinin 602 milyon ki- lovatsaatini fabrika "kendisi" üretmiş. Var mısınız hep beraber tempo tutma- ya: "Havaya, havaya, Ersümer'in öneri- si havaya!" İSIK KANSU Cumhupiyetin kazanımları film şeridi gibi Yaratılmak istenen sanal dün- yaya karşılıkTürk-lş, kendi görüş- lerini tabanına ve topluma aktara- bilmek için çareyi video kaseti ha- zırlamakta buldu. Sosyal güvenlik, iş güvencesi, özelleştirme gibi ko- nularda yaklaşık yanmşar saattik filmlerçekildi. Ülke çapındaki sen- dika şubelerı aracılığıyla işçilere de gösterilmeye başlandı kasetler. Hatta kımi yerel televizyon kanal- ları da filmleri yayımlama karan al- dılar. Türk-lş'in "özelleştirme" kase- tindeki saptamalara birgöz atalım: "Atatürk, anayasaya devletçilik ilkesini ekletti. Günümüzde ana- yasaya özelleştirme anlayışı kon- du. Atatürk döneminde devlet el'ıy- le sürdürülen eğitimde büyük ba- şanlar sağlandı. Bugün devletokul- lan çökertilmiş, eğitim özelleştiril- miş durumda. Atatürk dönemin- de fr&ngiyle, veremle, srtmayla mü- cadele edildi; temel sağlık altyapı- sı kunuldu, koruyucu hekımlik an- layışıyeıieştirildi. Günümüzde sağ- lık özelleştiriliyor. Atatürk, kendi çiftiiklenni bağışlayarak bugünün 77- GEM'ini kurdu. Bugün flGEM ki- ralama adı a/fında özelleştiriliyor. Atatürk, ormanlan milliieştirdi ve devletleştirdi. Bugün ormanlanmı- zın özelleştirilmesiisteniyor. Atatürk Zonguldak Kömür Havzası'nı ve kömür işçisini Fransız şirketlerin- den ve diğer özel şirketlerden kur- tardı. Bugün bu madenteröze/teş- tirilmeye ve kapatılmaya çalışılıyor. Atatürk Etibank'ı kurdu. Günümûz- dekiler Etibank'ı özelleştirdi. Ata- türk Ergani bakır madenini milli- ieştirdi ve devletleştirdi. özelleştir- meciler bu madeni özel sektöre devretti. Atatürk Sümerbank'ı kur- du, özelleştirdiler. Atatürk Izmit'te kâğıt fabrikası kurdu. SEKA bugün özelleştiriliyor. Atatürk Karabük De- mir Çelik Fabrikası'nı kurdu. Fab- rika birsüre önce özelleştirildi. Os- manlı döneminde ve Cumhuriye- tin ilk yıllannda elektrik üretim ve dağıtımını yabancı şirketleryapar- dı. Atatürk bu şirketleri milliieştir- di ve devletleştirdi. Bugün bu iş- letmeler özelleştiriliyor. Osmanlı döneminde tramvaylaryabancı şir- ketlerin elindeydi. Atatürk bunlan milliieştirdi ve devletleştirdi. Şim- di halk otobüsleri aracılığıyla özel- leştirme yaşıyoruz. Osmanlı döne- minde Istanbul ve Izmir'in su da- ğıtımını yabancı şirketler üstlen- mişti. Atatürk bunlan devletleştir- di. Şimdi yabancı şirketler kentle- rin su dağıtım işine yeniden el at- maya çalışıyoriar." Tam bu sırada arka fondaki ses soluklanıyor ve yorumu yapıştın- yor: "Birileri Atatürk'ten sanki inti- kam alıyor." Doç. Dr. Şengül Habtemrtoğlu, Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTO) kadın işgücünü nasıl - - tehdrt ettiğini araştırmış. "DTÖ'nün ticaretpolitikalan gündeme geldiğinde kadınlar sessizdir. Kadın bakış açısı hiç yoktur ve ticaretin liberalize edilmesine ilişkin DTÖ çalışmalannda belirgin bir kadın politikasına rastlanmaz" diyor ve ekliyor "Çünkü kadınlar unutulmuştur." Uıtutulan kadm Hablemitoğlu, kadın işgücünün durumundan da söz ediyor: "Bütün dünyada kadınlar, hâlâ temel eğitime, çalışmaya, arazi ve kredi olanaklanna eşit olarak erişememeyi içeren, yaşamın her alanına yayılmış bir dizi aynmcılıkla karşı karşıyadıriar. Ihraç ürünleri üretimi alanında 27 milyon çalışanın yüzde 19'u kadındtr - - - ve erkeklerden yüzde 20-50 oranında daha az ücret almaktadıriar. Hükümetler, buralarda yatınmlan çekici kılmak amacıyla düşük işgücü standartlannı benimsemek için yanşıriarken ücretler ve çalışma koşullan kadınlar açısından katlanılmaz olmuştur." İş çıkara gelince, kadtn unutulmuyormuş meğer... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL SSK, 51 Yılın Tavan Ucretleri Nisan 1950'de o günkü adıyla İşçi Sigortalan Kurumu olan Sosyal Sigortalar Kurumu'nca "malullülc, yaşhlık ve ölüm si- gortalan" uygulamasına başlandı. 2000 yılı Nisan ayında 50. yılını dolduran bu uygulama 51. yaşına basmıştır. 1950 yılı Nisan ayında prime esas taban ücret 60 (altmış), ta- van ücret ise ayda 600 (altıyüz) liraydı. 50 yıl içinde SSK. tavan ücreti milyon kat artarak, 600 liradan 600 milyon liraya ulaşmış- tır. Bu elli yıllık sürenin SSK primine esas ucretleri, Türkiye'de- ki ekonomik darboğazlann ve enflasyonunda bir göstergesi gi- Bu yazımızla, SSK'nin 2000 yılmı da içine alan 51 yıllık pri- me esas tavan ücretlerini karşılaştırarak enflasyonun 50 yıllık geçmişini de gösteren bir ışık tutmayı amaçladık. Bunu yapar- ken sözcükler yerine sayılann dilini kullanmayı yeğledik. SSK 1950-2000 Dönemi 51 Yıllık Tavan Ucretleri Yıl 1950 1951 1952 1953 1954 1955 1956 1957 1958 1959 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 Toplam 5.400 7.200 7.200 7.200 15.300 18.000 18.000 18.000 18.000 18.000 18.000 18.000 18.000 18.000 18.000 33.000 36.000 36.000 36.000 42.000 43.200 47.250 59.400 59.400 59.400 Artş% %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %112.50 % 17.65 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %83.33 %9.09 %0.00 %0.00 %16.67 %2.86 %9.38 -%25.71 %0.00 %0.00 Yri 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 Toptam 65.700 72.000 86.400 107.940 135.480 211.500 238.500 293.250 427.320 571.140 790.020 1.023.300 3.302.248 7.065.720 12.787.380 22.080.060 31.564.980 46.842.660 64.937.430 85.386.240 109.891.080 278.247.960 630.952.740 1.150.143.840 1.993.941.000 Artş% %10.61 %9.59 %28.75 %24.93 %25.51 %56.11 %12.77 %22.96 %45.72 %33.66 %38.32 %29.53 %222.71 %113.97 %80.98 %72.67 %42.96 %48.40 %38.63 %31.49 %28.70 %153.20 %126.76 %82.29 %73.36 2000 Yılr Tavan Ucret Toplamı 5.880.000.000 %194.89 51 Yıllık Tavan Ucret Toplamı 10.321.839.838 50+1= 51 Yıllık SSK Tavan Ucret Oranlan Oönem 1950-1954 1955-1959 1960-1964 1965-1969 1970-1974 1975-1979 1980-1984 1985-1989 1990-1994 1995-1999 2000 Yılı Toplam Yıl 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 1 51 5 Yıl Toplamı 42.300 90.000 90.000 183.000 268.650 467.520 1.741.710 24.968.668 250.811.370 4.163.176.620 5.880.000.000 10.321.839.838 %Oranı %0.0004 %0.0009 %0.0009 %0.0018 %0.0026 %0.0045 %0.0169 %0.2419 %2.4299 %40.3337 %56.9666 %100.0000 Medyaya duyuru "Muteber işadamlanmız" ile ek- ran kuşu "san-at-çılanmız"m açılış, saçılış ve kapanışlanna düşkün "medyamız"a duyuru: Değerli eğitimci ve dilbilimci Be- şir Göğüş, Ankara Namık Kemal İlk ve Ortaokulu'nun kurucusudur. Mil- li Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'ndaraportör, Türk Ansiklo- pedişi'nde danışman olarak çalış- mış; Öğretmen Okulları Genel Mü- dür Yardımcılığı, bakanlık müfet- tişliği yapmıştır. Uzun yıllar Ata- türk'ün Türk Dil Kurumu'nda gö- rev üstlenmiştir. Bugün "medya"da çatışanlann çoğunluğunun yetişmelerine katkı- da bulunan dilbilgisi kitaplannı, Türk- çe sözlükleri, Türkçe öğretimi kıla- vuzlannı hazıriamıştır. Beşir Göğüş'ü, eşi Cemile Gö- ğüş ve kızı Sezen Göğüş ile bir- likte geçen yıl 17 Ağustos depre- minde yitirdik. Hayatta kalan tek kı- a DiteK Göğüş Ülgüray, kardeşi Se- zen Göğüş'ün avukatlık bürosunu "Beşir Göğüş Türk Dili Araştırma Merkezi" haline dönüştürdü. Dil Der- neği ile Göğüş ailesinin biriikte ger- çekleştirdikleri merkez, 3 binin üze- rindeki kitabıyla birlikte "ŞehitAdem Yavuz Sokak Şahin Işhanı No:16/6 Kızılay/ANKARA" adresinde yann- dan başlayarak Türk dili konusun- da araştırma yapmak isteyenlerin hizmetine açılıyor. Dil Derneğı Başkanı Prof. Dr.Şe- rafettin Turan'ın, merkezin açılışı- na ilişkin düzenledığı basın toplan- tısına ilgi göstermeyenleredir sö- zümüz... Türkiye'de yalnızca ucuz ve sulu sıradanlıklar yok elbette. Onur ve mutluluk duyutacak bilime ve bilgi- ye dönük sıradışılıklar da yaşanıyor. Beşir Göğüş'ün uğraşısını binlerce kitap ileyaşatacak küçücük, ama ay- dınlık merkez bunun bir kanrtı. HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ lgulgec@yahoo.com KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(qtun\.net - =>.? HARBt SEMİH POROY semihporoy@yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 25Eylül ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/316 Davacı: Ankara Büyûkşehir Belediye Başkan- lığı Vekili: Av. A. Faruk Erol Davalı: Yusüf Alptekin Dava: Tescil Dava Tarihr. 12.5.2000 Davacı Ankara Büy. Beld. Başk. taranndan davalı Yusuf Alptekin aleyhine açılan tescil davası- nın verilen ara karan gereğince, Davalı Yusuf Alptekin'e çıkanlan tebligat bila ikmal iade edilmış. zabıta tahkikatında da adresi meçhul olarak bildirildiğinden, dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup bu dava ile ügiH ibraz etmek istediği bel- geleri duruşmanın bırakıldığı 17.10.2000 günü saat 09.45'e kadar göndermeniz veya bir vekil tarafından kendinizi temsil ettirmeniz, et- tırmediğiniz takdirde 7201 sayılı TY'nin 23-29 ve devamı maddeleri ile HUMK'nin 213-377. maddeleri gereğince yargılamanın yokluğu- nuzda yapüacağı ve hüküm verileceği tebliğ yerine kaim olmak üze- re ilan olunur. 15.9.2000 Basın: 52470 PASİFİK'/GOR£N GÖZLER.. 1SQ'TB BU6ÛN, PASİtiK(BÜYÜK OKWNUS)il KB2BİRAVRUPAU TM&fMMM ĞÖttkCÜf VASCO NUNE2 D£ BALBOA, eÛN£YAMggİI* ADU KOLDNtYİ KUttAN BtRSEIİİİiı'ENCİYOİ. ANCAK, İSPANYA KH&UNtN &ÖMOej?&Sİ YALİYİ TANtMAMAlOA İSMNCl OURuAMJNA GİÜMSTİ- KIRAUN 6UVENİNİ KA2ANMAIÇ İ^H, &İR YERU ŞE&'H/N SâZUHU ETTİâi eÛVUK DGNİ2I SULAMK ISTEOÎ. PANAMA'NtN fiV DAR YE8İND£,BArırA OOİAU, 19OAOAMI VE 600 YBRLİ İLE YOtA ÇltCTl. KOKAUJMÇ Bifl TROPİKORMANOA İLERLİyE£EK,2S GÜNDB ÖBÛROVtM ULAÇrilAR.Bi* 7EPE- D£N PASİÜK'İ fUC ĞÖftSN DE 8AI&OA OU>U. ANKARA 12. ASLÎYE HUKUK . HÂKİMLİĞl'NDEN EsasNo: 1998/415 Davacı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili taranndan davalı Ramazan Tükel aleyhine açılan tescil davasının mahkememizde yapılan muhakemesi sonunda, Davalı Ramazan Tükel'e çıkanlan tebligatlar bila ikmal iade edilmiş, zabıta tahkikatında da adresi meçhul olduğundan, mahkeme- mizden verilen 15.4.1999 tarihve 1998/415esas, 1999/196 karar sayılı ilamı ile Mamak ilçesi Mutlu-Kutlu Mahallesi, 36180 ada, 4 par- seldekı 56/1035 olan davalı hissesinin 2942 sayılı kanunun 17'nci maddesi uyannca bu hissesinin tapu sicilinden iptali ile davacı An- kara Büyûkşehir Belediyesi adına tapuya tesciline karar verilmiş olmakla işbu ilanın karar tebliği yerine geçerli olmakla 15 gün okuma, 15 gün tebliğ süresi, toplam 1 ay içerisinde kendisini bir vekille ya da kendisi taranndan temyiz etmesi, temyiz etmediği takdirde kesin- leşeceği hususu karar tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 11.9.2000 Basın: 52471 GÖRÜŞ SONMEZ TARGAN Kurultay! CHP 30 Eylül'de olağanüstü kururtaya gidiyor. özel- likle aydın kesim, içinde yer yer küçümseme duygu- lannın da bulunduğu ironik bir tutum içinde. Nedeni, bu partinin çok sık kuruttay yapıyor olması. Demokratlığı ve çağdaş hukuk ilkelerini dilinden düşürmeyen aydınımızın bu tutumuna şaşmamak el- de değil. Çünkü, kuruluşu, yapısı ve ışleyişi demok- ratik ilkelere göre biçimlenmiş tüm örgütlerde kuruJ- taya gitmekten değil, gidilmemekten şikâyetçi olun- ması gerekmez mi?. Gerek sendikalarda, gerek demokratik kitle örgüt- lerinde, gerekse siyasal partilerde kurultay (Genel Ku- rul) en büyük organdır. Bu organı sağlıklı ve düzenli çalışmayan bir toplum kuruluşunun (dikkat edilirse salt sivil demiyoruz) demokratik ve katılımcı bir yapr- ya sahip olduğu ileri sürülemez. Her ne nedenle olursa olsun, bir toplum kuruluşu- nun kurultayını çalıştırıyor olması, diğer organlannın da sağlıklı çalışıyor olmasının ya da sağlıklı çalışma araytşı içinde olduğunun kanıtıdır. Ozellikle siyasal partiler için kurultayın ne anlama geldiğini biraz daha açmamız gerekecek. Kurultay, bir partide stratejik önem taşıyan tüm siyasal konu- lann görüşülerek karara bağlandığı en yüce organoV. Başka bir deyişle, partiler, temsil ettikleri kitlelerin ya- şama ilişkin tüm istemlerini siyasal bir izlenceye dö- nüşmesinin son noktasını kurultayda koyariar. Kurul- tayda alınan siyasal karariara alt organlann uymama- sı ya da bozması yetkisı olmadığı gibi, kurultay bu yet- kisini hiçbir organa devredemez. Bu yetki devredile- bilıyor ya da önemli siyasal karaıiar öncesi bu yetki- ye gidilmiyorsa, o partide demokratik ilkelerin varlj- ğından söz etmeye de olanak yoktur. Bunu bir örnekle açalım. Geçen genel seçimlerde sağlı-sollu bırçok parti umduklannın tamamen dışın- da büyük bir seçim yenilgisi aldılar. Bunlann içinden kaçı seçim yenilgilerini değeriendirmek ve sorumlu- lannı sorgulamak için kurultay topladı?.. Gerekçesi ne olursa olsun, partileri siyasal erke taşıyacak nihai ça- lışma alanı olan seçimlerde büyük bir yenilgiye uğra- yan bir parti, siyasal niteliği ne olursa olsun, bunun sonuçlannı en azından değeriendirmek için bir genel kurul toplama gereği duymuyorsa, söyleminin de- mokrat olrt.ası biryana, kendi içinde ve işleyişınde de- mokratik kurallara uyulduğunu beklemek safdillik olur. Türkiye'nin siyasal yaşamında yer almış bütün par- tiler için yapılan ortak bir şikâyet vardır. Partilerin yö- netim kadrolarının değişmediğinden yakınınz. Bu ya- kınma haklı olsa bile tek başına doğru değildir. Her parti, son belirlemede bir sınıf istencinin örgütlenmiş en yüksek biçimidir. Ve bu örgütlenme, sahibi olduğu sınüf adına verilen savaşımlann içinden pişerek gelmiş kadrolann bir izlence etrafında buluşmasıyla parti olu- yorsa, partinin hem kendi sınrfının tamamının, hem de kitlelerin gözünde "meşrulaşma "sının ana dayanağı- nı da kuruttay oluşturur. Bu anlamda Türkiye'de birçok partinin, yasal ge- reklilik olmanın dışında cıddi bir kurultay yaptığına ta- nık olmadım. Bizdeki demokratikleşmemenin, daha geniş anlamıyla katılımcı demokratik yaprya ulaşa- mamanın temel çelişkisi de burada yatıyor: Kendi içinde beceremediği demokrasiyi tüm toplum adına isteme ciddiyetsizliği... Kurultaylann değişik işlevleri var. Tüzük değişiklik- lerinin yapılması, organlann seçimi vs.. Ben daha çok siyasal boyutu üzerinde durdum. Şimdi yine aynı bo- yut üzerinden CHP kurultaylannı irdelemek istiyorum. Kantmca, CHP'nin sık sık kurultay yapıyor olması- nı deği), kuıultay yaptjğını sanıyor oimasıru eleştirm«- miz gerekir. Çünkü CHP kurultay yapmıyor, toplanıp topluca dedikodu yapıyor. Şayet gerçekten kurultay yapmak istiyorsa, öncelikle hangi sınıfa, hangi öğre- ti (ideoloji) ile önderiik edeceğine artık bir karar ver- melidir. Sıkıntısı, üyelerin yazılımdaki sahtecilikten kaynaklanmıyor, tersine kendisine kesin ve doğru bir siyasal rota çizemediği için her aklına gelenin bu par- tiye üye yazılabileceğine davetiye çıkanyor olmasın- da yatıyor. İşçi sınıfıyla, kırsal kesimdeki üreticilerle, demokra- tik kitle örgütleri ile organik bağının olmaması bir ya- na, siyasal bağı bile olmayan, olması için de çabası bulunmayan bir sosyal demokrat parti olabilir mi? Vazgeçtik bunlardan, uluslararası sermaye kuruluşla- rı ve fınans odaklannın öğretisi olan yeni dünya dü- zeni ve küreselleşmeye sağdan çok daha teşne bir sos- yal demokrasi olabilir mi?.. Bizde, CHP'de maalesef bunlar oluyor ve bunlara karşı ciddi bir ideolojik tavır gelişmedigi için de kurultay sandıklan toplantılara sık sık tanık olunuyor. CHP'deki gelişmelere bu açıdan baktığımızda, par- ti önderiiği konusunda kopartılan fırtınayı da pek cid- diye almaya olanak yok. Bir partiye, CHP'de olduğu gibi, televizyon dizisine baş oyuncu arar gibi genel baş- kan aranmaz. Önce öğretini netleştir, siyasal hattını belirle, parti izlenceni sade ve anlaşılır duruma getir, genel başkan bunlann doğal bir ürünü olarak kendi- liğinden belirir. Üyelik için de öyle. Parti tutumu net- leşince üyelerin yazımı ya da silimi yeni duruma göre kendiliğinden netleşir. CHP'yi herkesin kendine göre siyasal rant aradığı bir ortak pazar konumundan adına yaraşır bir duru- ma taşıyacak bir kurultaya asıl gereksinme var. Yeter ki bu işlevi görsün.. isterse her gün kurultay olsun... B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Yelkenlı bir yarış teknesi. 2/ Buyurucu- 2 lar, âmirler... Itici neden, gü- dü. 3/ Asaf Halet Çele- 5 bi'nin bir şiir kitabı. 4/ Uganda'nın başkenti. 5/ 8 Memelilerde g protein meta- bolizmasının son ürü- nü olan ve idrarla dı- 1 şan atılanmadde... Bir 2 soru sözü... En kısa 3 zaman süresi. 6/ Uzak- 4 doğu'da yetişen bazı 5 ağaçlardan elde edi- len ve eşyalan süsle- meyeyarayanreçine... o Afrika'da bir ülke. 7/ ° tlaç... Bir nota... Yaz 9 yağmuru. 8/ lç sıkıntısı. 9/ Bir şeyin özünü oluştu- ran ana öğe... Lokmanruhu. \TJKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kalınca kabuklu, iri ve uzun taneli bir üzüm cin- si. 2/Parola... Üç Silahşörler'denbiri. 3/Türkmü- ziğinin en eski makamlanndan biri... Bir nota. 4/ Havaya fırlatılan bir plakanın vurulması ilkesine da- yah atıcıhkdalı... Gümüşbahğımnküçüğü. 5/Yur- dumuzda birpetrol bölgesi... Iki tarla arasındaki sı- nır. 6/ Dert, keder... Bir cetvel türü. II Leylak ren- gi, açık mor... Bağıt. 8/ Boru sesi... Kanşık renkli. 9/ Çekmecelerine çamaşır konulan dolap.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear