17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 AĞUSTOS 2000 SALJ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 URKI Edt rne Snop B 30 Adana PB 36 Samsun B 30 Mersın Kocaeli B 35 Trabzon Çanakkale B 33 Giresun Izmir " B 34 Ankara B 27 Diyarbakır B 28 Şanlıurfa B 35 Mardin Mamsa Aydın _B 38 Eskışehir B 36 Siirt B 38 Konya B 33 Hakkâri Denizli B 38 Sıvas B 32 Van Zonguldak B 27 Antalya A 35 Kars Trakya parçalı bu- luUu.ötekiyerteraz bıiutJu ve açık ge- çecek. Havaacak- lığı, tümyurtta1-3 derece artacak. Rüzgâr kuzey ve batyönlerdenhafif ara sıra orta kuv- vetteesecek. DIS MERKEZLER Oslo PB 20 Berlin PB 23 Moskova Y 20 Helsinki PB 21 Budapeşte PB24 Aşkabat Y 37 Stockholm PB 20 Madrid Londra PB 23 Vıyana A 33 Astana B 30 Amsterdam Y 20 Belgrad Brüksel Y 22 Sofya Paris PB 22 Taşkent Y 32 Y 28 Bakû B 34 Y 25 Roma Y 26 Bişkek Y 32 A 27 Tiflis B 35 Bonn PB 20 Atina A 34 Kahire B 36 Münih PB 20 Zürih PB 25 Şam B 39 Taşkent Parçalı bulutKı BukıtKı k Çokbuiutlu ı Yağmuriu °"**p Kartı , Gök guruttulü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜBEK • Baştarafı 1. Sayfada Ikincisi, Cumhurbaşkanı Sezer'in MGK'de KH K'nin ele alınışından sonra haftalık olağan gö- rüşmelerin dışında Başbakan'la son kez yaptığı konuşmadan sonra liderlerin bir araya gelerek "ka- rarnameyi geri çekmeyeceklerini" kamuoyuna açıklamalan. B u gelişmeler neyi gösterdi? Çankaya ile hükü- met arasında anayasa hukuku açısından aşılması zor görüş ayrılıklannın vartığını... Hükümetin KHK'nin anayasaya aykınlığını red- deden birdizi açıklaması, Köşk'le hükümet arasın- da hukuksal açıdan derin bir anlaşmazlık olduğu- nu zaten kanıtladı. Bu nedenle Köşk'ün, KHK'nin anayasaya aykı- rılığına özenle eğiîdiğini kanrtlamak uğruna hükü- mete koşut peşpeşe açıklamalar yapmasına da gerek kalmadı. Ne ki, konu öyle basite indirgenecek bir konu de- ğil. Herhangi bir konuda anayasaya aykınlığın ve- ya uygunluğun var olup olmadığı kanıtlanmaya ça- lışılmıyor. Laik ve demokratik cumhuriyet rejiminin geleceği söz konusu. Kavganın bu denli büyük olmasındaki gerçek iş- te bu: Ya laik devlet başa, ya da laik cumhuriyet yıkımcılan kuzgun leşe! Şimdi sorulara geçelim: Böylesine duyarlı bir ko- nuda hükümet; KHK özünde bir kararname hazır- larken o hükümetin başbakanı cumhurbaşkanıyla bu duyarlı konuda "önceden istişarede bulunmak gereğini" acaba neden duymadı? Ya da; hükümet, 28 Şubat kararianna koşut bir kararname hazırtığında hukuksal açıdan askerte- rin görüşlerine başvurdu mu? Veya hükümet KHK'nin anayasal durumunu TSK'ye bildirdi mi? Bir başvuru söz konusu ise askerterin saygılı olduk- lan hukuksal düzene uygun görüşlen acaba ney- di? TBMM'de çoğunluğu elinde tutan iktidann, KHK özündeki tasanları pariamentodan geçirmekteki aczini anlamak da olanaksız. Hükümet, kendi kim- yasal yapısına özgü kusurlan kamuoyuna itiraf et- mekten çekiniyor olabilir. Fakat askerlerin elbette destekleyecekleri karamamenin yaşama geçme- sinde bir başka kurumu, Köşk'ü sorumlu göster- mek ister gibi bir davranış içine neden giriyor? Başka kuşkular Günlerdir izlenen gelişmeler, devlet kurumlan arasında var olması gereken uyumlu çalışmanın ne yazık ki istenilen kıvamda olmadığını kanrtlıyor. Yanrt bekleyen sorulann başında şu önemli nok- ta geliyor. Hükümet, bu uyumu özellikle KHK'yi hazırlarken neden göstermedi? Kuşkusuz, akla değişik sorular da geliyor. örne- ğin Mesut Yılmaz'la Başbakan Ecevit'in geçen yıl 28 Şubat'la ilgili açıklamalan ndan kaynaklanan so- rular.. Birçok kez yazdık, anımsattık. ANAP liderinin yargısına göre partisi 18 Nisan seçimlerinde 28 Şubat karariannı uyguladığı için büyük oy yitme- sine uğradı. Ecevit ise, 28 Şubat "defterinin kapan- dığını" söylemekte beis görmedi. Şimdi iki soru gi- derek güçleniyor 28 Şubat'ın defterini kapatan Başbakan Ecevit, acaba hangi değişik, ola ki sert rüzgârlann etkisin- de kalarak birden bire KHK'nin 28 Şubat kararia- nnın doğal sonucu olduğunu içeren açıklamalar yaptı? Böylece 28 Şubat'ın süregeldiğini niçin kabul etmek zorunda kaldı? Başbakan yardımcısı olmadan önce hükümetin hazırladığı KHK'yi, Mesut Yılmaz, göreve başladı- ğı ilk gün savunan demeçler verdi. Bu, bir siyaset adamının dışa dönük gösterisi mi yoksa Mesut Yılmaz, kapalı toplantılarda (örneğin MGK'de) KHK'nin yaşama geçmeyeceği olasılı- ğından söz edildiğinde "Bu sonuçtan memnun kalacağt" beyanlannda bulundu mu? Bu soruyu gerektiren açıklamayı bizzat ANAP lideri yaptı. Üs- tü kapalı cümlelerie 28 Şubat karartanndan ulus adına memnun olmadığını ifade eden demeçler verdi. Siyaset adamlarında dünü yadsımak sık rastla- nan bir kural. Ne yazık ki, duyarlı aşamalardan geçen laik cum- huriyetin kaldıramayacağı bir kural. BRT- Birieşik Rehberier Turizm "KÜLTÜR GEZtLERİ" 01-10 Eylül: Prag, Viyana, Budapeşte. 02-09 Eylül: Oıta-Doğn Karadeniz Amasya, Tokat, Şebınkarahisar, Erzunım, Artvın. Çamlıhemşın, Rıze, Uzungöl, Sumela, Trabzon, Giresun, Sinop, Samsun. 03 Eylül : Tophane'den Galata'ya gezisi. Tophane-ı Amıre, Mevlevihane, Rus, Ortodoks, Ennenı Kiliselen, Arap Camii, Pierre ve Paul Kalisesı. Galata Kulesi, vs. 03-10 Eylöl: "Doğn AnadolıT ve Nahçıvan. Kars. Anı, Nahçıvan, D.Beyazıt, Patnos, Adılcevaz, Ahlat, Bitiis, Ahtamar, Van, Hoşap Kalesı. Erciş. 08-12 Eylül: KIRIM Yalta. Sivastapol, Khersenessos, Akmescit, Bahçesaray, Hanlık Sarayı, Livadia Sarayı. 10 Eylül : Özel tekne ile Boğaziçi Gezisi Anttk çağdan Bızans'a, Bizans'tan Osmanlı'ya; Osmanlı'dan Cumhunyet'e Boğazıçı semt lennde tarıh ve efsane 12-17 Eylül: GÜBeydoğa Urfa, Nemrut, Sogmatar, Harran, Viranşehir Yezidi Köylen, Mardin, Deyr-ül Zafaran, Midyat, Hasankeyf, Dıyarbakır 12-17 Eylül : Bir Doğa ve arkeoloji şöleoi: "BİNBİR KİLİSE" Konya. ICaraman, Sılle, Çatalböyük, Karadağ, 1001 Kılıse. Nığde, Eskıgumüş. Meşrotiyel Cad. 198/5 Şişhane/tSTANBUL. Tel: (212) 252 65 78 (3 h»t) Fax: (212) 293 98 44 Kirienen Dünyamızı Fidan Dikerek Antalım ORMAN BAKANUĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.5 katrflyon dolandırddar• Baştarafı 1. Sayfada etök. Içişleri Bakanhğı'nın bilgisi dahilinde sürdürülen operasyonlarda 20 kişi gözalüna ahndı" dedi. Izmir Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekip- leri tarafindan bir hafta önce başlatılan hayali ihracat operasyonunda bir önceki dönemin Iz- mir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterli- ği'ni yapan ve eski Izmir Defterdan GaHp Ha- ba'nın da aralannda bulunduğu 20 kişi gözal- tında tutuluyor. Operasyon kap- samında, Izmir Otogan'nı işleten ve Hakıkı Koç fumasımn sahibi İZOTAŞ Yönetim Kurulu Başka- nı Mefamet Niyazioğhı başta ol- mak üzere çok sayıda kişi aranı- yor. Eski Izmir Büyükşehir Bele- diye Başkanı Burhan Özfatura ise Hahcı 'nın dürüst bir insan ol- duğunu ileri sürerek kefıl olduğu- nu söylüyor. Yine kendi döne- mindeki Izmir Otogan'nın işlet- mesi için Niyazioğlu'yla yapılan anlaşmada ve Niyazioğlu'nun belediyeye ait otogar arazisini ipotek ederek bankalardan kredi almasmda usulsüz bir durum ol- madığını savunuyor. Niyazioğlu'nun yakalanması için yoğun çaba harcandığı, edinilen bilgiler arasında. Operas- yon kapsamında Galip Hahcı, emekli Sayıştay Denetçisi Dûriye Karalar, Gelirler Bölge Mü- dûrlüğü'nde görevli biruzman, üç yeminli ma- li müşavir ve emekli bir vergi hâkiminin sor- guya ahndığı öğrenildi. Bu arada Basmane'de bulunan Yeşer Tekstil'in sahibi Engin Yeşil- soy'un da gözaltına alınanlar arasmda bulun- duğu belirtildi. Yeşilsoy'un, Mehmet Niyazi- 'Yblsıduklasavaştyoruz' Yolsuzluk bûyük boyutta Operasyonlar sonucu ele ge- çirilen iki kamyon dolusu evrak, müfettişler tarafindan inceleni- yor. Yetkililer, hayali ihracat ya- pan 6 şirketin kumaş parçalannı tekstil ürünü beyanıyla yurtdı- şındaki hayali fîrmalara gönde- rerek hakstz kazanç elde ettikle- rinin belirlendiğini kaydettiler. Istanbul Emniyet Müdürlü- ğû'nün gerçekleştirdiği "P»ra- 5Ût" operasyonunda elde edilen bilgilerin IzmirEmniyet Mûdûr- lüğü'ne aktanlmasının ardından harekete geçen Izmir polisi, ilk olarak Mehmet Niyazioğlu'nun ismine ulaşo. Başbakan Yardım- cısı Mesut Yılmaz'la sıkı Uişki içinde olduğunu her firsatta dile getiren Niyazioğlu'nun yurtdı- şına çıkışını engellemek için sı- nır kapılanna yazı gönderildiği bildirildi. Niyazioğlu'nun işyerinde, evinde ve yazlığında aramalar yapılarak çok sayıda belgeye el konuldu. Operasyonun başlama- sıyla bırhkte kayıplara kanşan • Baştarafı 1. Sayfada bunlar gdecek nesilkr dan bûyûk bir tefaKke, bu dü- şünceoin yılahnası gerekiyor. Genç nesiBerin geleceğini ga- nuıti altma ahyoroz ve önkrini açryoruz" dedi. tçişleri Bakanı Sadettin Tan- tan, yılbaşuıdan bu yana eko- nomik yolsuzluklara ilişkin sürdürülen operasyonlan ve hedeflennı Comhuriyet'e de- ğerlendirdi. Tantan, operasyonlarda sağ- ladıklan başanlarm Maliye Bakanlığı, emniyet ve cumhu- riyet savcılığı olmak üzere üç ayağa dayandığını vurguladı. tçişleri Bakanı, Maliye Bakan- hğı'nın da naylon faturalaria il- gıli özel ekipler çluşturduğunu anımsattı. 'Yobuziuk ekonomisi bûyûk tehüke' Tüm yolsuzluklan ortaya çı- kanp adalete teslim etmeyi amaçladıklanru söyleyen Tan- tan, yolsuzlukla ekonomik gü- ce ulaşmak yerine, alm teriyle güce ulaşmanın öne çıkanlma- sı gerektiğiıü belirtti. Yolsuzluk ekonomisinin ge- lecek nesiller açısından büyük tehlike olduğuna işaret eden Tantan, sözlerini şöyle sürdür- dû: "Bu nedenle bu dûşüncenin yıkrimaa lazım. Yoismtuğa ka- nşanlann\v yolverenterinka- mu vicdanında mahlfflm etti- rSbmeagerekiyor. HaOoniçinde muteber birer insan gibi gezin- memelerinin saglanmag gere- kiyor. Halkm bu konuda bflmçfenip kendi bolgesindeki ber türiü oiumsuztuğa karşi dikOmesi ve bu işleri yapanlara karşı tek vû- cut obnası düşûncesini hâkim kdmayı hedefliyoruz. Birey doğduğu yerde büecek ki yol- suztukia bir yeregkkmez. Eko- nonukgûce uiaşabUmekiçin ki- şjsd gücüyie bir yere gideceği- ni bilmeti ve kendisini zihinsel olarak getiştirmeü." Operasyonlarla genç nesille- rin geleceğini güvence altına aldıklarını söyleyen Içişleri Bakanı Sadettin Tantan, ''Gde- cek nesiDerin de önûnü açnuş oiuyonız. GeJecek nesükrin, umutsuzhık, bıkkınük. vilgiD- hk içinde değU gclcceğe daha umutia bakmalannı sağlajaca- ğa" dedi. Gençlerin bilime yönelerek eUerindeki olanaklan en iyi şe- kildeki değerlendirebilecekleri ekonomik düşünceyi egemen kılmayı amaçladıklannı vurgu- layan Içişleri Bakanı Tantan, "Toplıunumuzda insanlann eğitfaninde ekonomik güce na- sıi uiaşabilir diye bir dûşünce hâkim kıhnamıynr. Bu eksiklik de insanlann giderek fakirieş- mesine sebebiyet veriyor. Onun için bflimin öne cıkanlınası ge- rekiyor. tnsanlar ekonomik gü- ce uiasırken manevi ve sosyoto- jik kûbûrünü bırakmamalı- diye konuştu. oğlu'nun muhasebecisi, Galip Halıcı'nın da Niyazioğlu'nun şirketlerinin mali müşaviri ol- duğu belirlendi. Elde edilen bilgilerin ardından tzmir'den Gaziantep'e giden özel bir ekip, işadamı Se- nm Kayhan'ın peşine düştü. Araştırmalara, üç maliye müfettişi de katılıyor. Hayali ihracat vurgununun 100 trilyon dolayında olduğu söy- leniyor. tzmir Mali Şube Müdürlüğü'nün bir hafta önce başlattığı hayali ihracat operasyonunda 50 trilyon liralık haksız kazanç elde eden kişile- rin, mahkeme karşısına çıkanl- ması için Emniyet Genel Mü- düriüğü ve Maliye Bakanlı- ğı'nın ilgili birimleriyle koordi- neli olarak çahştıklannı belirten Hasan Yücesan, sürdürülen ope- rasyonda önemli aşamalar sağ- ladıklannı söyledi. Yücesan, ge- linen noktada basının kendıleri- ne yardımcı olması gerektiğini vurguladı. Yücesan, "Söz konu- su olaym boyutian çok büyük. Büyûk bir gizüKk içinde sürdü- rülen operasyonlarda bazı isim- ler kamuoyuna yansıühvor. Bu, başarryia giden ve sona yaldaşb- ğımız bir olaym uzamasma ne- den olabilir. Son ana kadar tsün açıklanmamasuu btiyoruz" de- di. Türkiye genelinde sürdürülen hayali ihracat operasyonunda Ankara, Istanbul, Adana, Antal- ya, Gaziantep, Bursa ve Izmir emniyet müdürlüklerinin koor- dineli çahştığını söyleyen Yüce- san, "Izmir Emniyet Müdürhl- ğü olarak son operasyonda 20 ki- şiyi gözahmda tutuyoruz. 22 mD- yon dolarhk hayali ihracat yapıl- nuş. 35 rrilyonİuk na> lon fatura düzenlenmiş. 11 değişik ülkeye ihracat yapıbyormuş gibi hayali faturalar dözenlendiğini tespk ettik. Operasyon sürüyorve ola- ym boyutlan daha da büyüyebi- Kr" diye konuştu. Yücesan, ya- şanan olaylann ihracat mevzu- ahnda değişiklikler yapıbnası- nın gerekliliğini gösterdiğini de belirterek "YeminK maK müşa- virlerin mevzuaü yeniden ele ahnmahdır. İhracat kolayiığryia ilgili kanunun degişmesi gereki- yor''dedi. GüleııV tutuklaıııa istemiI Baştarafı 1. Sayfada lazım, açmalan laznn, hava boş- luğu gibL Yani siz hâkim değilsi- niz, başka kuvvetler var bu ülke- de. Değişik kuvveüeri hesap ede- rek, dengeü, dikkatli, tedbirti, temkinli yürümekte yarariar var. Bakanz İdokanmalarvar, bir de- fada npJanz, yerimizde zıplanz, hayır durmak yokbizde. Ve hazı- nz, gerüimdeyiz, tam bir metafi- zik gerUun içinde. Bir boşhık bu- lunca yeniden maratona geçeriz. Nabız tuttuk, kalp dmledik, bak- ok ki geriye admı atüracaklar, ben de o adımı hiç atmam. Bekle- rim, nrsat kouarnn yani." Fethullah Gülen, "Işıkevle- ri"ni "Ferman devletierden çık- madı, devietkr hukukundan çık- madı, sizi idareeden insanlardan çıkmadı.BuizniAllah verdi" di- ye anlatıyor. "Tedavi" gerekçesiyle gittiği ABD'den 1.5 yıldan beri dönme- yen Gülen, zor durumlarda yurt- dışma çıkmasmı şöyle anlatıyor "Ben şunu tercih etmişjmdir, bir an evvel dışanya çıkar ne ya- pacaksam bu-akbğun yerden de- vam ederim diye düşünmüşüm- dür. Baa arkadaşlanm cesaret- lendirmek için kahramanca ta- vuiara da ihtiyaç vanhr diye dü- şünebimier. Fakat yine ben kuv- vetdengesi olmadığı için onunye- rine böyle kendi düşüncemi yay- ma, kendi düşünce sistemim adı- na varhğı, her tarafiı fetnetme,ele geçirme yolunu şahsen tercih ederim." Fethullah Gülen'in 10 Ekim 1995 tarihinde ordudaki darbe hazırlığı ile ilgili yaptığı konuş- ma DGM tarafindan incelemeye alınmıştı. ifadesinin alınmasının ardından 18 Ekim 1995 tarihin- de konuşmasında suç unsuru bu- lunmadığı gerekçesiyle serbest buakıldı.Fethullah Gülen, çeşit- li kitaplanmn yayımı için şu tak- ma ısimleri kullandı: "M. Fethullah Gülen, ML Ab- dülfettah Şahin. M. Fethullah Dahbak, M. Abdülhay Nasih ve Enver Aydm." DGM savcısının son soruştur- maya ilişkin iddianamede almtı- lar yapıldığı belirtilen güvenlik birimlerinin raporlannda Fethul- lah Gülen ve örgütlenmesiyle il- gih şu saptamalar yer alıyor: • Türk aydınının halktan ko- pukluğunu çok iyi değerlendiren bu kişi, ılımlı bir görünüm içeri- sinde vatandaşm din ve vicdan hürriyetini istismar ederek cum- huriyete itirazını üstü örtülü ola- rak ortaya koymakta, milli men- faatlan, şahsi menfaatlanna dö- nüştürerek demokrasiyi tahrip etmektedir. • Gülen, görünüş ve kıyafet bakımından tutucu bir tavır ser- gileyen diğer Islamcı gruplann şekilci, ısrarh tutumlarmı des- teklememekte, bu konuda mo- dem bir anlayış sergilemektedir. • Gülen ve grubu yurtiçi ve yurtdışmda, hiç de küçümsen- meyecek dev bir organizasyon kurmayı başarmış ve bu organi- zasyon marifetiyle gelişmesini hızla sürdürmektedir. Gülen ve grubunun uygula- malan ve etkinlikleri hakkında elde yeterli sayılabilecek bilgi obnasma rağmen, böyle büyük bir organizasyonu gerçekleştiren teşkilat ve yapısı hakkmda ye- terli bilgi bulunmamaktadır. • trticai faaliyetlere karşı önemli engellerden biri olan TCK'nin 163. maddesinin kaldı- nhnasıyla dinci kesime hareket serbestisi sağlanmıştır. • Kısa vadede; Türkiye'de her- kesin dini yaşantı içinde olması- m, uzun vadede bir din devleti kurmayı hedeflemiştir. • 10 Kasım 1938 tarihinde doğmuş oknasma rağmen sade- ce 1938 yılıru söylemektedir. • Said-i Nursi'nin yazılı bir vasiyetiyle onun faaliyetlerini devraldığı söylenmektedir. • Gandi'nin davranışlanndan esinlendiği söylenebilir. • Yayınlanmış 24 kitabı ve ya- sal 130 kadar video kaseti, çok sayıda teyp kaseti ile kitlelere ra- hatça ulaşabihnektedir. • Devlet politikalan ile çeliş- memeye özen göstermesine rağ- men Yunan hükümetinin destek- lediği müftü ile işbirliği yapmış- tır. • Kravat takmayarak çevresi- ne belirli bir mesaj vermektedir. • Eylül 1997 ayında aniden şe- ker hastalığı nedeniyle sağlık kontrolünden geçmek üzere ABD'ye giden Gülen'in üç ayı aşkm bir süre bu ülkede kalma- sı ve bu arada Kardinal John O'Connor ile görüşmesi sağlık- tan ziyade lobi ve kulis faaliyet- lerine ağırlık verdiğini göster- mektedir. • Gülen'in ABD'deki lobiler tarafindan dünya Müslümanla- nnın lideri olarak kamuoyuna empoze edihne faaliyetlerinin il- kini oluşturmaktadır. Bu bağlamda; • Basında bu dönemde çıkan haberlerde "Gülen'in İslanı dün- > asından bu seviyede ilgi gören ilk kişi olduğu, Hırisn'yan ve Ya- hudi cemaatinin tideıîeriyle ya- km diyaloğunun bulunduğu- nun" belirtihnesi dikkat çek- mektedir. • Devletin kurumlanm tahrik etmeden onlara sızmayı, yavaş ama istikrarh, sağlam adırnlarla şeriat devleti hedefine üerleme- yi ilke edinen Fethullahçılann zamanı geldiğinde ağu-lıklannı koyacaklan devlet kurumlannı zirveden fethetme ve göz boya- ma oyunlannm birisi de her se- ne geleneksel olarak dağıttıkla- n "uzlaşma ödülü"dür. • Gülen'in ülke menfaatlan açısından ileride Türkiye Cum- huriyeti'ni zor durumda bıraka- cak ve demokratik, laik ilkeleri ile bağdaşmayacak dini liderlik şahsiyeti doğrultusunda haraket ettiği değerlendirilmektedir. • Tarikata girmiş olan askeri personele "çahşnvlngflizceöğre- nin, amirlerinizle iyi geçinin ve kendinizi saklaym" gibi dört öğüt vermesi gelecekteki niyet- lerini açıklamak bakımından çok dikkat çekici bulunmakta- du-. • Bu bakımdan her firsatta or- duyu ele geçirmek amacıyla sız- ma girişimlerini sessiz ve derin- den devam ettirmektedir. • Perşembe akşamlan iki sa- atlığıne kaybolarak ruh âlemine gittiğini ve burada peygamber, Hz. Omer, Hz. AB gibi tslam büyükleri ile birlikte olduğunu çevresinde yaydığı bilinmekte- dir. • "F. Gülen deyince genıflerin kalkmayacağı" şeklinde bir be- yanda bulunulduğunu, bunun gelecekte gemilerin emir komu- tasının F. Gülen yanlılanna geçe- ceği anlamuıda kullanıldığmı ifade etmiştir. • Fethullahçılar, örgütlenme ve faaliyetleri ile "devlet içinde devlet" özelliği göstermekte ve özellikle cemaatin okullan mil- li eğitime alternatif bir anlayışla yönetilmektedir. • Işıkevleri, Fethullah Gü- len'in hayal ettiği "alûn nesil''in ilk basamağmı oluşturmaktadu". Işıkevleri, misyoner faaliyetle- rinden esinlenilerek belirli he- deflere yönlendirebilecek genç nesillerin eğitildiği yasal hücre- ler görünümündedirler. • Cemaatin başı Gülen'in ya- pılanması; çeşitli konulardaki damşman kadrosu, şehir imam- lan, esnafı organize eden imam- lar, semtlerden sorumlu imam- lar, ev düzeyinde görevli imam- lar, bireyleri kontrol eden imam- lar, ilköğretim ve lise düzeyinde öğrencilerle ilgilenen sorum- lular, dershanelerden sorumlu rehberlerden oluşmaktadn". G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada rel protokollerde yeri olan 30 kişi aranıyor! Operasyonun adı, balina. Paraşütün ardından ba- lina iyi simetri... Gökyüzünün enginliklerinden denizin derinliklerine. Belki de, devlet malının deniz olduğunu en iyi böyle anlatınz diye düşündüler. Buna benzer her olayda olduğu gibi işin bir ucurv da Istanbul var. Ankara ayağı olup olmadığı çok net değil. Zaten hep böyledir; Ankara ayağı daha derin- de ya da yüksekte olduğundan mıdır bilinmez, pek açığa çıkmaz! Bu tür olaylarda sorumluluğu bulunan üst düzey yöneticilere de bir şey olmaz, hatta yükselirler. Kim bilir, belki de onlar "ramazan" ayında doğdular, bu yüzden de başlan "Uludağ" kadar yükseklerde! Izmir olayı Gaziantep'in ardından patladı. Her iki kentin ekonomisi inişli çıkışlı da olsa, belli bir düze- yin üzerinde. Hayali ihracat ve benzeri yolsuzluk olay- lan da bu tür ortamlarda daha çabuk gelişiyor, kısa sürede dal budak salıyor, yoğun bir dallama sürecı yaşanıyori Izmir ve Ege kıyılan sadece turizm bakımından de- ğii, hayali ihracat için de verimlidir. Bölgede bazen tu- rizm patlar bazen hayali ihracat olayı. 80'li yıllardaki hayali ihracat olaylan ilk kez Izmir'de "toplu kaçakçılık" olarak değerlendirilmişti. Birkaç yüz bin lira "vergi borcu" ödeyerek temize çıkmayı planlayanlar 10 yıla kadar varan ağır hapis cezalan- na çarptınlmıştı. Ardından TURBAN otellerinde yaşanan "fatura tu- rizmi" patlamasının merkezlerinden biri de Izmir ve çevresi olmuştu. Ancak ana merkez Istanbul. Bu ili- mizin hem kendi kapasitesi yüksek hem de öteki böl- gelerdeki olaylara yardım ve yataklık etmekte iistü- neyok! Yolsuzluk neden sistemli? GeieNm yazının başlığına... Neden işkence? Işkencenin bilinen yaygın anlamı şu: "Bir kişiye maddiya da manevi olarakyapılan aşı-' neşyet." Türkiye'nin bu konudaki sicili pek iyi değil. Dayak cennetten çıkmadır sözünü devam ettirip işkencenin cenneti Türkiye'dir demek, fazla abartma olmaz. As- lında işkence her ülkede yaşanan bir durum. Bunun, "sorun" oluşturma kriteri ise, sistemli yapılması. Ne yazık ki ülkemizde yolsuzluk da tıpkı işkence gj- bi sistemli hale geldi. Nasıl ki işkence, Türkiye'nin gö- rünümü, toplum-devlet ilişkilerinin sağlığı açısından olumsuz bir durumsa, yolsuzluk da benzer sonuçla- ra neden oluyor. Bu bağlamda şu soruya yanrt arayalım: - Türkiye'de yolsuzluk neden sistemli hale geldi? Pek çok neden sıralanabilir, ikisini öne çıkaralım: 1 - Siyasi iktidarlar, dönem zengini yarattılar. 2- Yargının gücü, sorumlulann tümünü açlğa çıka- np mahkûm etmeye yetmedi. 80'li 90'lı yıllarda aniden pariayan dönem zengin- lerinin çoğu kısa sürede ekonomi sahnesinden çekil- di. Onlann yerini yeni dönemin zenginleri aldı. 2000'li yıllarda da benzer bir "dönem zengini" furyası yaşa- yacakmıyız? Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın demeçlerine ba- kılırsa, yaşamayacağız. Tantan her büyük olayın ar- dından şu demeci veriyor: "Arkası getecek!" Izmir olayından sonra da böyle söyledi. Dileyelim arkası gelsın, hayali ihracatçılann arkası gelipTantan'ı erozyona uğratmasın! Zira bu ise girenlerin önce arkasını sağlama alma- sı gerekiyor, öyle de yapıyoriar! Konunun yargı boyutu ise çok daha büyük önem taşjyor. Hayali ihracatı sistemli hale getirenlerin bu ka- dar ileri gitmesinin önemli bir nedeni de bu. Bir üçüncü boyut daha ekleyelim: Ekonomi dünyası, üzerine düşen görevi yapmıyor! Bu alandaki dernekierin, kuruluşlann hayali ihracata bulaşmış, yasal olmayan yollaria yükselmiş kişileri ödün vermeksizin dışlaması gerekiyor. Paraşüt, balina operasyonlannın başanya ulaşma- sı yukandaki olumsuzluklann giderilmesine bağlı. Ak- si halde tekerieme devam eder Tann baba hayalcilere seslenmiş: Yürü ya kulum! Devlet baba arkasını getirmiş: Yürüt ya kulum! [email protected] Aydın Menderes 4 Yeni bir siyasi ohışum gereksiz' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Bağım- sız Istanbul Milletveki- li Aydm Menderes, 9. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel ile yeni bır siyasi oluşuma gireceği yönündeki iddialan ya- lanlayarak "Türkiye'de yeni bir siyasi oluşuma gerek yok" dedi. Büyük Ankara Ote- li'nde düzenledigi basın toplantısmda gazeteci- lerin sorulannı yanıtla- yan Menderes, yeni si- yasi oluşum konusunda "Siz onlan duyun da inanmayın" dedi. Men- deres, "Siyaset yeni çö- zümler buhnak zorun- dadır. Yeterli sayıda par- ti var zaten" dedi. Basm toplantısmda memurlarla ilgili kanun hükmünde kararname (KHK) ile getirilmek is- tenen uygulamayı da değerlendiren Mende- res, yargı karan olma- dan hiç kimseyi memu- riyetten atmamanın te- mel ilke olması gerekti- ğini söyledi. Metan gazı zehirledi: 3 işçi yaşaııuıu yitircli ÇİVRİL (AA) - De- nizli'nin Çivril ilçesi Özdemirci beldesinde şahsa ait maden ocağın- da, gaz zehirlenmesi so- nucu 3 işçi yaşamını yi- tirdi. Jandarma Ilçe Ko- mutanlığı'ndan alman bilgiye göre Arif Çal- dar'a ait maden ocağıri- da çalışan Alaattin Ça- par (35), Arif Karade- niz (31) ve Hasan Meşe. (38), havalandırmayı ça-, lıştırmadan ocağa inin-, ce, 200 metre derinlikte, metan gazı zehirlenme-, sinden öldü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear