Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 AĞUSTOS 2000 SALJ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
URKI
Edt rne
Snop B 30 Adana
PB 36 Samsun B 30 Mersın
Kocaeli B 35 Trabzon
Çanakkale B 33 Giresun
Izmir " B 34 Ankara
B 27 Diyarbakır
B 28 Şanlıurfa
B 35 Mardin
Mamsa
Aydın
_B 38 Eskışehir B 36 Siirt
B 38 Konya B 33 Hakkâri
Denizli B 38 Sıvas B 32 Van
Zonguldak B 27 Antalya A 35 Kars
Trakya parçalı bu-
luUu.ötekiyerteraz
bıiutJu ve açık ge-
çecek. Havaacak-
lığı, tümyurtta1-3
derece artacak.
Rüzgâr kuzey ve
batyönlerdenhafif
ara sıra orta kuv-
vetteesecek.
DIS MERKEZLER
Oslo PB 20 Berlin PB 23 Moskova Y 20
Helsinki PB 21 Budapeşte PB24 Aşkabat Y 37
Stockholm PB 20 Madrid
Londra PB 23 Vıyana
A 33 Astana B 30
Amsterdam Y 20 Belgrad
Brüksel Y 22 Sofya
Paris
PB 22 Taşkent Y 32
Y 28 Bakû B 34
Y 25 Roma
Y 26 Bişkek Y 32
A 27 Tiflis B 35
Bonn PB 20 Atina A 34 Kahire B 36
Münih PB 20 Zürih PB 25 Şam B 39
Taşkent
Parçalı bulutKı BukıtKı k
Çokbuiutlu ı Yağmuriu
°"**p
Kartı , Gök guruttulü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜBEK
• Baştarafı 1. Sayfada
Ikincisi, Cumhurbaşkanı Sezer'in MGK'de
KH K'nin ele alınışından sonra haftalık olağan gö-
rüşmelerin dışında Başbakan'la son kez yaptığı
konuşmadan sonra liderlerin bir araya gelerek "ka-
rarnameyi geri çekmeyeceklerini" kamuoyuna
açıklamalan.
B u gelişmeler neyi gösterdi? Çankaya ile hükü-
met arasında anayasa hukuku açısından aşılması
zor görüş ayrılıklannın vartığını...
Hükümetin KHK'nin anayasaya aykınlığını red-
deden birdizi açıklaması, Köşk'le hükümet arasın-
da hukuksal açıdan derin bir anlaşmazlık olduğu-
nu zaten kanıtladı.
Bu nedenle Köşk'ün, KHK'nin anayasaya aykı-
rılığına özenle eğiîdiğini kanrtlamak uğruna hükü-
mete koşut peşpeşe açıklamalar yapmasına da
gerek kalmadı.
Ne ki, konu öyle basite indirgenecek bir konu de-
ğil. Herhangi bir konuda anayasaya aykınlığın ve-
ya uygunluğun var olup olmadığı kanıtlanmaya ça-
lışılmıyor. Laik ve demokratik cumhuriyet rejiminin
geleceği söz konusu.
Kavganın bu denli büyük olmasındaki gerçek iş-
te bu: Ya laik devlet başa, ya da laik cumhuriyet
yıkımcılan kuzgun leşe!
Şimdi sorulara geçelim: Böylesine duyarlı bir ko-
nuda hükümet; KHK özünde bir kararname hazır-
larken o hükümetin başbakanı cumhurbaşkanıyla
bu duyarlı konuda "önceden istişarede bulunmak
gereğini" acaba neden duymadı?
Ya da; hükümet, 28 Şubat kararianna koşut bir
kararname hazırtığında hukuksal açıdan askerte-
rin görüşlerine başvurdu mu? Veya hükümet
KHK'nin anayasal durumunu TSK'ye bildirdi mi?
Bir başvuru söz konusu ise askerterin saygılı olduk-
lan hukuksal düzene uygun görüşlen acaba ney-
di?
TBMM'de çoğunluğu elinde tutan iktidann, KHK
özündeki tasanları pariamentodan geçirmekteki
aczini anlamak da olanaksız. Hükümet, kendi kim-
yasal yapısına özgü kusurlan kamuoyuna itiraf et-
mekten çekiniyor olabilir. Fakat askerlerin elbette
destekleyecekleri karamamenin yaşama geçme-
sinde bir başka kurumu, Köşk'ü sorumlu göster-
mek ister gibi bir davranış içine neden giriyor?
Başka kuşkular
Günlerdir izlenen gelişmeler, devlet kurumlan
arasında var olması gereken uyumlu çalışmanın ne
yazık ki istenilen kıvamda olmadığını kanrtlıyor.
Yanrt bekleyen sorulann başında şu önemli nok-
ta geliyor. Hükümet, bu uyumu özellikle KHK'yi
hazırlarken neden göstermedi?
Kuşkusuz, akla değişik sorular da geliyor. örne-
ğin Mesut Yılmaz'la Başbakan Ecevit'in geçen yıl
28 Şubat'la ilgili açıklamalan ndan kaynaklanan so-
rular..
Birçok kez yazdık, anımsattık. ANAP liderinin
yargısına göre partisi 18 Nisan seçimlerinde 28
Şubat karariannı uyguladığı için büyük oy yitme-
sine uğradı. Ecevit ise, 28 Şubat "defterinin kapan-
dığını" söylemekte beis görmedi. Şimdi iki soru gi-
derek güçleniyor
28 Şubat'ın defterini kapatan Başbakan Ecevit,
acaba hangi değişik, ola ki sert rüzgârlann etkisin-
de kalarak birden bire KHK'nin 28 Şubat kararia-
nnın doğal sonucu olduğunu içeren açıklamalar
yaptı?
Böylece 28 Şubat'ın süregeldiğini niçin kabul
etmek zorunda kaldı?
Başbakan yardımcısı olmadan önce hükümetin
hazırladığı KHK'yi, Mesut Yılmaz, göreve başladı-
ğı ilk gün savunan demeçler verdi.
Bu, bir siyaset adamının dışa dönük gösterisi mi
yoksa Mesut Yılmaz, kapalı toplantılarda (örneğin
MGK'de) KHK'nin yaşama geçmeyeceği olasılı-
ğından söz edildiğinde "Bu sonuçtan memnun
kalacağt" beyanlannda bulundu mu? Bu soruyu
gerektiren açıklamayı bizzat ANAP lideri yaptı. Üs-
tü kapalı cümlelerie 28 Şubat karartanndan ulus
adına memnun olmadığını ifade eden demeçler
verdi.
Siyaset adamlarında dünü yadsımak sık rastla-
nan bir kural.
Ne yazık ki, duyarlı aşamalardan geçen laik cum-
huriyetin kaldıramayacağı bir kural.
BRT- Birieşik Rehberier Turizm
"KÜLTÜR GEZtLERİ"
01-10 Eylül: Prag, Viyana, Budapeşte.
02-09 Eylül: Oıta-Doğn Karadeniz
Amasya, Tokat, Şebınkarahisar, Erzunım,
Artvın. Çamlıhemşın, Rıze, Uzungöl, Sumela,
Trabzon, Giresun, Sinop, Samsun.
03 Eylül : Tophane'den Galata'ya gezisi.
Tophane-ı Amıre, Mevlevihane, Rus, Ortodoks,
Ennenı Kiliselen, Arap Camii, Pierre ve Paul
Kalisesı. Galata Kulesi, vs.
03-10 Eylöl: "Doğn AnadolıT ve Nahçıvan.
Kars. Anı, Nahçıvan, D.Beyazıt, Patnos,
Adılcevaz, Ahlat, Bitiis, Ahtamar, Van,
Hoşap Kalesı. Erciş.
08-12 Eylül: KIRIM
Yalta. Sivastapol, Khersenessos, Akmescit,
Bahçesaray, Hanlık Sarayı, Livadia Sarayı.
10 Eylül : Özel tekne ile Boğaziçi Gezisi
Anttk çağdan Bızans'a, Bizans'tan Osmanlı'ya;
Osmanlı'dan Cumhunyet'e Boğazıçı semt
lennde tarıh ve efsane
12-17 Eylül: GÜBeydoğa
Urfa, Nemrut, Sogmatar, Harran, Viranşehir
Yezidi Köylen, Mardin, Deyr-ül Zafaran, Midyat,
Hasankeyf, Dıyarbakır
12-17 Eylül : Bir Doğa ve arkeoloji şöleoi: "BİNBİR KİLİSE"
Konya. ICaraman, Sılle, Çatalböyük, Karadağ,
1001 Kılıse. Nığde, Eskıgumüş.
Meşrotiyel Cad. 198/5 Şişhane/tSTANBUL.
Tel: (212) 252 65 78 (3 h»t) Fax: (212) 293 98 44
Kirienen Dünyamızı
Fidan Dikerek Antalım
ORMAN BAKANUĞI
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1.5 katrflyon dolandırddar• Baştarafı 1. Sayfada
etök. Içişleri Bakanhğı'nın bilgisi dahilinde
sürdürülen operasyonlarda 20 kişi gözalüna
ahndı" dedi.
Izmir Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekip-
leri tarafindan bir hafta önce başlatılan hayali
ihracat operasyonunda bir önceki dönemin Iz-
mir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterli-
ği'ni yapan ve eski Izmir Defterdan GaHp Ha-
ba'nın da aralannda bulunduğu 20 kişi gözal-
tında tutuluyor. Operasyon kap-
samında, Izmir Otogan'nı işleten
ve Hakıkı Koç fumasımn sahibi
İZOTAŞ Yönetim Kurulu Başka-
nı Mefamet Niyazioğhı başta ol-
mak üzere çok sayıda kişi aranı-
yor. Eski Izmir Büyükşehir Bele-
diye Başkanı Burhan Özfatura
ise Hahcı 'nın dürüst bir insan ol-
duğunu ileri sürerek kefıl olduğu-
nu söylüyor. Yine kendi döne-
mindeki Izmir Otogan'nın işlet-
mesi için Niyazioğlu'yla yapılan
anlaşmada ve Niyazioğlu'nun
belediyeye ait otogar arazisini
ipotek ederek bankalardan kredi
almasmda usulsüz bir durum ol-
madığını savunuyor.
Niyazioğlu'nun yakalanması için yoğun çaba
harcandığı, edinilen bilgiler arasında. Operas-
yon kapsamında Galip Hahcı, emekli Sayıştay
Denetçisi Dûriye Karalar, Gelirler Bölge Mü-
dûrlüğü'nde görevli biruzman, üç yeminli ma-
li müşavir ve emekli bir vergi hâkiminin sor-
guya ahndığı öğrenildi. Bu arada Basmane'de
bulunan Yeşer Tekstil'in sahibi Engin Yeşil-
soy'un da gözaltına alınanlar arasmda bulun-
duğu belirtildi. Yeşilsoy'un, Mehmet Niyazi-
'Yblsıduklasavaştyoruz'
Yolsuzluk bûyük boyutta
Operasyonlar sonucu ele ge-
çirilen iki kamyon dolusu evrak,
müfettişler tarafindan inceleni-
yor. Yetkililer, hayali ihracat ya-
pan 6 şirketin kumaş parçalannı
tekstil ürünü beyanıyla yurtdı-
şındaki hayali fîrmalara gönde-
rerek hakstz kazanç elde ettikle-
rinin belirlendiğini kaydettiler.
Istanbul Emniyet Müdürlü-
ğû'nün gerçekleştirdiği "P»ra-
5Ût" operasyonunda elde edilen
bilgilerin IzmirEmniyet Mûdûr-
lüğü'ne aktanlmasının ardından
harekete geçen Izmir polisi, ilk
olarak Mehmet Niyazioğlu'nun
ismine ulaşo. Başbakan Yardım-
cısı Mesut Yılmaz'la sıkı Uişki
içinde olduğunu her firsatta dile
getiren Niyazioğlu'nun yurtdı-
şına çıkışını engellemek için sı-
nır kapılanna yazı gönderildiği
bildirildi.
Niyazioğlu'nun işyerinde,
evinde ve yazlığında aramalar
yapılarak çok sayıda belgeye el
konuldu. Operasyonun başlama-
sıyla bırhkte kayıplara kanşan
• Baştarafı 1. Sayfada
bunlar gdecek nesilkr
dan bûyûk bir tefaKke, bu dü-
şünceoin yılahnası gerekiyor.
Genç nesiBerin geleceğini ga-
nuıti altma ahyoroz ve önkrini
açryoruz" dedi.
tçişleri Bakanı Sadettin Tan-
tan, yılbaşuıdan bu yana eko-
nomik yolsuzluklara ilişkin
sürdürülen operasyonlan ve
hedeflennı Comhuriyet'e de-
ğerlendirdi.
Tantan, operasyonlarda sağ-
ladıklan başanlarm Maliye
Bakanlığı, emniyet ve cumhu-
riyet savcılığı olmak üzere üç
ayağa dayandığını vurguladı.
tçişleri Bakanı, Maliye Bakan-
hğı'nın da naylon faturalaria il-
gıli özel ekipler çluşturduğunu
anımsattı.
'Yobuziuk ekonomisi
bûyûk tehüke'
Tüm yolsuzluklan ortaya çı-
kanp adalete teslim etmeyi
amaçladıklanru söyleyen Tan-
tan, yolsuzlukla ekonomik gü-
ce ulaşmak yerine, alm teriyle
güce ulaşmanın öne çıkanlma-
sı gerektiğiıü belirtti.
Yolsuzluk ekonomisinin ge-
lecek nesiller açısından büyük
tehlike olduğuna işaret eden
Tantan, sözlerini şöyle sürdür-
dû:
"Bu nedenle bu dûşüncenin
yıkrimaa lazım. Yoismtuğa ka-
nşanlann\v yolverenterinka-
mu vicdanında mahlfflm etti-
rSbmeagerekiyor. HaOoniçinde
muteber birer insan gibi gezin-
memelerinin saglanmag gere-
kiyor.
Halkm bu konuda bflmçfenip
kendi bolgesindeki ber türiü
oiumsuztuğa karşi dikOmesi ve
bu işleri yapanlara karşı tek vû-
cut obnası düşûncesini hâkim
kdmayı hedefliyoruz. Birey
doğduğu yerde büecek ki yol-
suztukia bir yeregkkmez. Eko-
nonukgûce uiaşabUmekiçin ki-
şjsd gücüyie bir yere gideceği-
ni bilmeti ve kendisini zihinsel
olarak getiştirmeü."
Operasyonlarla genç nesille-
rin geleceğini güvence altına
aldıklarını söyleyen Içişleri
Bakanı Sadettin Tantan, ''Gde-
cek nesiDerin de önûnü açnuş
oiuyonız. GeJecek nesükrin,
umutsuzhık, bıkkınük. vilgiD-
hk içinde değU gclcceğe daha
umutia bakmalannı sağlajaca-
ğa" dedi.
Gençlerin bilime yönelerek
eUerindeki olanaklan en iyi şe-
kildeki değerlendirebilecekleri
ekonomik düşünceyi egemen
kılmayı amaçladıklannı vurgu-
layan Içişleri Bakanı Tantan,
"Toplıunumuzda insanlann
eğitfaninde ekonomik güce na-
sıi uiaşabilir diye bir dûşünce
hâkim kıhnamıynr. Bu eksiklik
de insanlann giderek fakirieş-
mesine sebebiyet veriyor. Onun
için bflimin öne cıkanlınası ge-
rekiyor. tnsanlar ekonomik gü-
ce uiasırken manevi ve sosyoto-
jik kûbûrünü bırakmamalı-
diye konuştu.
oğlu'nun muhasebecisi, Galip Halıcı'nın da
Niyazioğlu'nun şirketlerinin mali müşaviri ol-
duğu belirlendi.
Elde edilen bilgilerin ardından tzmir'den
Gaziantep'e giden özel bir ekip, işadamı Se-
nm Kayhan'ın peşine düştü. Araştırmalara, üç
maliye müfettişi de katılıyor. Hayali ihracat
vurgununun 100 trilyon dolayında olduğu söy-
leniyor.
tzmir Mali Şube Müdürlüğü'nün bir hafta
önce başlattığı hayali ihracat
operasyonunda 50 trilyon liralık
haksız kazanç elde eden kişile-
rin, mahkeme karşısına çıkanl-
ması için Emniyet Genel Mü-
düriüğü ve Maliye Bakanlı-
ğı'nın ilgili birimleriyle koordi-
neli olarak çahştıklannı belirten
Hasan Yücesan, sürdürülen ope-
rasyonda önemli aşamalar sağ-
ladıklannı söyledi. Yücesan, ge-
linen noktada basının kendıleri-
ne yardımcı olması gerektiğini
vurguladı. Yücesan, "Söz konu-
su olaym boyutian çok büyük.
Büyûk bir gizüKk içinde sürdü-
rülen operasyonlarda bazı isim-
ler kamuoyuna yansıühvor. Bu,
başarryia giden ve sona yaldaşb-
ğımız bir olaym uzamasma ne-
den olabilir. Son ana kadar tsün
açıklanmamasuu btiyoruz" de-
di.
Türkiye genelinde sürdürülen
hayali ihracat operasyonunda
Ankara, Istanbul, Adana, Antal-
ya, Gaziantep, Bursa ve Izmir
emniyet müdürlüklerinin koor-
dineli çahştığını söyleyen Yüce-
san, "Izmir Emniyet Müdürhl-
ğü olarak son operasyonda 20 ki-
şiyi gözahmda tutuyoruz. 22 mD-
yon dolarhk hayali ihracat yapıl-
nuş. 35 rrilyonİuk na> lon fatura
düzenlenmiş. 11 değişik ülkeye
ihracat yapıbyormuş gibi hayali
faturalar dözenlendiğini tespk
ettik. Operasyon sürüyorve ola-
ym boyutlan daha da büyüyebi-
Kr" diye konuştu. Yücesan, ya-
şanan olaylann ihracat mevzu-
ahnda değişiklikler yapıbnası-
nın gerekliliğini gösterdiğini de
belirterek "YeminK maK müşa-
virlerin mevzuaü yeniden ele
ahnmahdır. İhracat kolayiığryia
ilgili kanunun degişmesi gereki-
yor''dedi.
GüleııV tutuklaıııa istemiI Baştarafı 1. Sayfada
lazım, açmalan laznn, hava boş-
luğu gibL Yani siz hâkim değilsi-
niz, başka kuvvetler var bu ülke-
de. Değişik kuvveüeri hesap ede-
rek, dengeü, dikkatli, tedbirti,
temkinli yürümekte yarariar var.
Bakanz İdokanmalarvar, bir de-
fada npJanz, yerimizde zıplanz,
hayır durmak yokbizde. Ve hazı-
nz, gerüimdeyiz, tam bir metafi-
zik gerUun içinde. Bir boşhık bu-
lunca yeniden maratona geçeriz.
Nabız tuttuk, kalp dmledik, bak-
ok ki geriye admı atüracaklar,
ben de o adımı hiç atmam. Bekle-
rim, nrsat kouarnn yani."
Fethullah Gülen, "Işıkevle-
ri"ni "Ferman devletierden çık-
madı, devietkr hukukundan çık-
madı, sizi idareeden insanlardan
çıkmadı.BuizniAllah verdi" di-
ye anlatıyor.
"Tedavi" gerekçesiyle gittiği
ABD'den 1.5 yıldan beri dönme-
yen Gülen, zor durumlarda yurt-
dışma çıkmasmı şöyle anlatıyor
"Ben şunu tercih etmişjmdir,
bir an evvel dışanya çıkar ne ya-
pacaksam bu-akbğun yerden de-
vam ederim diye düşünmüşüm-
dür. Baa arkadaşlanm cesaret-
lendirmek için kahramanca ta-
vuiara da ihtiyaç vanhr diye dü-
şünebimier. Fakat yine ben kuv-
vetdengesi olmadığı için onunye-
rine böyle kendi düşüncemi yay-
ma, kendi düşünce sistemim adı-
na varhğı, her tarafiı fetnetme,ele
geçirme yolunu şahsen tercih
ederim."
Fethullah Gülen'in 10 Ekim
1995 tarihinde ordudaki darbe
hazırlığı ile ilgili yaptığı konuş-
ma DGM tarafindan incelemeye
alınmıştı. ifadesinin alınmasının
ardından 18 Ekim 1995 tarihin-
de konuşmasında suç unsuru bu-
lunmadığı gerekçesiyle serbest
buakıldı.Fethullah Gülen, çeşit-
li kitaplanmn yayımı için şu tak-
ma ısimleri kullandı:
"M. Fethullah Gülen, ML Ab-
dülfettah Şahin. M. Fethullah
Dahbak, M. Abdülhay Nasih ve
Enver Aydm."
DGM savcısının son soruştur-
maya ilişkin iddianamede almtı-
lar yapıldığı belirtilen güvenlik
birimlerinin raporlannda Fethul-
lah Gülen ve örgütlenmesiyle il-
gih şu saptamalar yer alıyor:
• Türk aydınının halktan ko-
pukluğunu çok iyi değerlendiren
bu kişi, ılımlı bir görünüm içeri-
sinde vatandaşm din ve vicdan
hürriyetini istismar ederek cum-
huriyete itirazını üstü örtülü ola-
rak ortaya koymakta, milli men-
faatlan, şahsi menfaatlanna dö-
nüştürerek demokrasiyi tahrip
etmektedir.
• Gülen, görünüş ve kıyafet
bakımından tutucu bir tavır ser-
gileyen diğer Islamcı gruplann
şekilci, ısrarh tutumlarmı des-
teklememekte, bu konuda mo-
dem bir anlayış sergilemektedir.
• Gülen ve grubu yurtiçi ve
yurtdışmda, hiç de küçümsen-
meyecek dev bir organizasyon
kurmayı başarmış ve bu organi-
zasyon marifetiyle gelişmesini
hızla sürdürmektedir.
Gülen ve grubunun uygula-
malan ve etkinlikleri hakkında
elde yeterli sayılabilecek bilgi
obnasma rağmen, böyle büyük
bir organizasyonu gerçekleştiren
teşkilat ve yapısı hakkmda ye-
terli bilgi bulunmamaktadır.
• trticai faaliyetlere karşı
önemli engellerden biri olan
TCK'nin 163. maddesinin kaldı-
nhnasıyla dinci kesime hareket
serbestisi sağlanmıştır.
• Kısa vadede; Türkiye'de her-
kesin dini yaşantı içinde olması-
m, uzun vadede bir din devleti
kurmayı hedeflemiştir.
• 10 Kasım 1938 tarihinde
doğmuş oknasma rağmen sade-
ce 1938 yılıru söylemektedir.
• Said-i Nursi'nin yazılı bir
vasiyetiyle onun faaliyetlerini
devraldığı söylenmektedir.
• Gandi'nin davranışlanndan
esinlendiği söylenebilir.
• Yayınlanmış 24 kitabı ve ya-
sal 130 kadar video kaseti, çok
sayıda teyp kaseti ile kitlelere ra-
hatça ulaşabihnektedir.
• Devlet politikalan ile çeliş-
memeye özen göstermesine rağ-
men Yunan hükümetinin destek-
lediği müftü ile işbirliği yapmış-
tır.
• Kravat takmayarak çevresi-
ne belirli bir mesaj vermektedir.
• Eylül 1997 ayında aniden şe-
ker hastalığı nedeniyle sağlık
kontrolünden geçmek üzere
ABD'ye giden Gülen'in üç ayı
aşkm bir süre bu ülkede kalma-
sı ve bu arada Kardinal John
O'Connor ile görüşmesi sağlık-
tan ziyade lobi ve kulis faaliyet-
lerine ağırlık verdiğini göster-
mektedir.
• Gülen'in ABD'deki lobiler
tarafindan dünya Müslümanla-
nnın lideri olarak kamuoyuna
empoze edihne faaliyetlerinin il-
kini oluşturmaktadır.
Bu bağlamda;
• Basında bu dönemde çıkan
haberlerde "Gülen'in İslanı dün-
> asından bu seviyede ilgi gören
ilk kişi olduğu, Hırisn'yan ve Ya-
hudi cemaatinin tideıîeriyle ya-
km diyaloğunun bulunduğu-
nun" belirtihnesi dikkat çek-
mektedir.
• Devletin kurumlanm tahrik
etmeden onlara sızmayı, yavaş
ama istikrarh, sağlam adırnlarla
şeriat devleti hedefine üerleme-
yi ilke edinen Fethullahçılann
zamanı geldiğinde ağu-lıklannı
koyacaklan devlet kurumlannı
zirveden fethetme ve göz boya-
ma oyunlannm birisi de her se-
ne geleneksel olarak dağıttıkla-
n "uzlaşma ödülü"dür.
• Gülen'in ülke menfaatlan
açısından ileride Türkiye Cum-
huriyeti'ni zor durumda bıraka-
cak ve demokratik, laik ilkeleri
ile bağdaşmayacak dini liderlik
şahsiyeti doğrultusunda haraket
ettiği değerlendirilmektedir.
• Tarikata girmiş olan askeri
personele "çahşnvlngflizceöğre-
nin, amirlerinizle iyi geçinin ve
kendinizi saklaym" gibi dört
öğüt vermesi gelecekteki niyet-
lerini açıklamak bakımından
çok dikkat çekici bulunmakta-
du-.
• Bu bakımdan her firsatta or-
duyu ele geçirmek amacıyla sız-
ma girişimlerini sessiz ve derin-
den devam ettirmektedir.
• Perşembe akşamlan iki sa-
atlığıne kaybolarak ruh âlemine
gittiğini ve burada peygamber,
Hz. Omer, Hz. AB gibi tslam
büyükleri ile birlikte olduğunu
çevresinde yaydığı bilinmekte-
dir.
• "F. Gülen deyince genıflerin
kalkmayacağı" şeklinde bir be-
yanda bulunulduğunu, bunun
gelecekte gemilerin emir komu-
tasının F. Gülen yanlılanna geçe-
ceği anlamuıda kullanıldığmı
ifade etmiştir.
• Fethullahçılar, örgütlenme
ve faaliyetleri ile "devlet içinde
devlet" özelliği göstermekte ve
özellikle cemaatin okullan mil-
li eğitime alternatif bir anlayışla
yönetilmektedir.
• Işıkevleri, Fethullah Gü-
len'in hayal ettiği "alûn nesil''in
ilk basamağmı oluşturmaktadu".
Işıkevleri, misyoner faaliyetle-
rinden esinlenilerek belirli he-
deflere yönlendirebilecek genç
nesillerin eğitildiği yasal hücre-
ler görünümündedirler.
• Cemaatin başı Gülen'in ya-
pılanması; çeşitli konulardaki
damşman kadrosu, şehir imam-
lan, esnafı organize eden imam-
lar, semtlerden sorumlu imam-
lar, ev düzeyinde görevli imam-
lar, bireyleri kontrol eden imam-
lar, ilköğretim ve lise düzeyinde
öğrencilerle ilgilenen sorum-
lular, dershanelerden sorumlu
rehberlerden oluşmaktadn".
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
rel protokollerde yeri olan 30 kişi aranıyor!
Operasyonun adı, balina. Paraşütün ardından ba-
lina iyi simetri...
Gökyüzünün enginliklerinden denizin derinliklerine.
Belki de, devlet malının deniz olduğunu en iyi böyle
anlatınz diye düşündüler.
Buna benzer her olayda olduğu gibi işin bir ucurv
da Istanbul var. Ankara ayağı olup olmadığı çok net
değil. Zaten hep böyledir; Ankara ayağı daha derin-
de ya da yüksekte olduğundan mıdır bilinmez, pek
açığa çıkmaz!
Bu tür olaylarda sorumluluğu bulunan üst düzey
yöneticilere de bir şey olmaz, hatta yükselirler. Kim
bilir, belki de onlar "ramazan" ayında doğdular, bu
yüzden de başlan "Uludağ" kadar yükseklerde!
Izmir olayı Gaziantep'in ardından patladı. Her iki
kentin ekonomisi inişli çıkışlı da olsa, belli bir düze-
yin üzerinde. Hayali ihracat ve benzeri yolsuzluk olay-
lan da bu tür ortamlarda daha çabuk gelişiyor, kısa
sürede dal budak salıyor, yoğun bir dallama sürecı
yaşanıyori
Izmir ve Ege kıyılan sadece turizm bakımından de-
ğii, hayali ihracat için de verimlidir. Bölgede bazen tu-
rizm patlar bazen hayali ihracat olayı.
80'li yıllardaki hayali ihracat olaylan ilk kez Izmir'de
"toplu kaçakçılık" olarak değerlendirilmişti. Birkaç
yüz bin lira "vergi borcu" ödeyerek temize çıkmayı
planlayanlar 10 yıla kadar varan ağır hapis cezalan-
na çarptınlmıştı.
Ardından TURBAN otellerinde yaşanan "fatura tu-
rizmi" patlamasının merkezlerinden biri de Izmir ve
çevresi olmuştu. Ancak ana merkez Istanbul. Bu ili-
mizin hem kendi kapasitesi yüksek hem de öteki böl-
gelerdeki olaylara yardım ve yataklık etmekte iistü-
neyok!
Yolsuzluk neden sistemli?
GeieNm yazının başlığına... Neden işkence?
Işkencenin bilinen yaygın anlamı şu:
"Bir kişiye maddiya da manevi olarakyapılan aşı-'
neşyet."
Türkiye'nin bu konudaki sicili pek iyi değil. Dayak
cennetten çıkmadır sözünü devam ettirip işkencenin
cenneti Türkiye'dir demek, fazla abartma olmaz. As-
lında işkence her ülkede yaşanan bir durum. Bunun,
"sorun" oluşturma kriteri ise, sistemli yapılması.
Ne yazık ki ülkemizde yolsuzluk da tıpkı işkence gj-
bi sistemli hale geldi. Nasıl ki işkence, Türkiye'nin gö-
rünümü, toplum-devlet ilişkilerinin sağlığı açısından
olumsuz bir durumsa, yolsuzluk da benzer sonuçla-
ra neden oluyor.
Bu bağlamda şu soruya yanrt arayalım:
- Türkiye'de yolsuzluk neden sistemli hale geldi?
Pek çok neden sıralanabilir, ikisini öne çıkaralım:
1 - Siyasi iktidarlar, dönem zengini yarattılar.
2- Yargının gücü, sorumlulann tümünü açlğa çıka-
np mahkûm etmeye yetmedi.
80'li 90'lı yıllarda aniden pariayan dönem zengin-
lerinin çoğu kısa sürede ekonomi sahnesinden çekil-
di. Onlann yerini yeni dönemin zenginleri aldı. 2000'li
yıllarda da benzer bir "dönem zengini" furyası yaşa-
yacakmıyız?
Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın demeçlerine ba-
kılırsa, yaşamayacağız. Tantan her büyük olayın ar-
dından şu demeci veriyor:
"Arkası getecek!"
Izmir olayından sonra da böyle söyledi. Dileyelim
arkası gelsın, hayali ihracatçılann arkası gelipTantan'ı
erozyona uğratmasın!
Zira bu ise girenlerin önce arkasını sağlama alma-
sı gerekiyor, öyle de yapıyoriar!
Konunun yargı boyutu ise çok daha büyük önem
taşjyor. Hayali ihracatı sistemli hale getirenlerin bu ka-
dar ileri gitmesinin önemli bir nedeni de bu.
Bir üçüncü boyut daha ekleyelim:
Ekonomi dünyası, üzerine düşen görevi yapmıyor!
Bu alandaki dernekierin, kuruluşlann hayali ihracata
bulaşmış, yasal olmayan yollaria yükselmiş kişileri
ödün vermeksizin dışlaması gerekiyor.
Paraşüt, balina operasyonlannın başanya ulaşma-
sı yukandaki olumsuzluklann giderilmesine bağlı. Ak-
si halde tekerieme devam eder
Tann baba hayalcilere seslenmiş:
Yürü ya kulum!
Devlet baba arkasını getirmiş:
Yürüt ya kulum!
[email protected]
Aydın Menderes
4
Yeni bir siyasi
ohışum gereksiz'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Bağım-
sız Istanbul Milletveki-
li Aydm Menderes, 9.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel ile yeni bır
siyasi oluşuma gireceği
yönündeki iddialan ya-
lanlayarak "Türkiye'de
yeni bir siyasi oluşuma
gerek yok" dedi.
Büyük Ankara Ote-
li'nde düzenledigi basın
toplantısmda gazeteci-
lerin sorulannı yanıtla-
yan Menderes, yeni si-
yasi oluşum konusunda
"Siz onlan duyun da
inanmayın" dedi. Men-
deres, "Siyaset yeni çö-
zümler buhnak zorun-
dadır. Yeterli sayıda par-
ti var zaten" dedi.
Basm toplantısmda
memurlarla ilgili kanun
hükmünde kararname
(KHK) ile getirilmek is-
tenen uygulamayı da
değerlendiren Mende-
res, yargı karan olma-
dan hiç kimseyi memu-
riyetten atmamanın te-
mel ilke olması gerekti-
ğini söyledi.
Metan gazı zehirledi:
3 işçi yaşaııuıu yitircli
ÇİVRİL (AA) - De-
nizli'nin Çivril ilçesi
Özdemirci beldesinde
şahsa ait maden ocağın-
da, gaz zehirlenmesi so-
nucu 3 işçi yaşamını yi-
tirdi. Jandarma Ilçe Ko-
mutanlığı'ndan alman
bilgiye göre Arif Çal-
dar'a ait maden ocağıri-
da çalışan Alaattin Ça-
par (35), Arif Karade-
niz (31) ve Hasan Meşe.
(38), havalandırmayı ça-,
lıştırmadan ocağa inin-,
ce, 200 metre derinlikte,
metan gazı zehirlenme-,
sinden öldü.