Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 8 JtĞUSTOS 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JCJJVOIN O 3 1 İ / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Alman inşaat devi Philipp Holzmann, Amerika'da ihale yolsuzluğu suçundan mahkûm oldu
Rüşvetçi şirkete caydıncı ceza• Almanya'nın önde gelen
gruplan arasında yer alan ve
bir süre önce iflasın eşiğinden
dönen Holzmann, Mısır'daki
bir ihaleye fesat kanştırma
suçundan 30 milyon dolar para
cezasına çarptınldı.
GÜRSELKÖKSAL
FRANKFURT - Yolsuzluk ve rüş-
vet skandallan, Almanya için de sıra-
dan hale geldi. Ülkenin "rüşvef ve
"bahşiş" konusunda mutlak "doğru-
culuk" imajını sarsan son gelişme, iki
ayağı Amerika ve Ortadoğu'da olan bir
ihaleyle ilgili. ABD Maliye Bakanlı-
ğı'ndan yapılan açıklamaya göre, Al-
manya'nın inşaat sektöründe önde ge-
len gruplan arasında yer alan "Phîlipp
Holzmann'", ihaledc yolsuzluk suçun-
A r t ı k r ü s v e t v e r m e l i s t e s i d e v a r
5 yüdır incelediği ülkeleri "rüşvet alma" temelinde
elde edilen endeksle yolsuzluk sıralamasına sokarak
yayımlayan Transparency Intenıational (TI), geçen
ekım ayında bunun yanında ilk kez "rüşvet veme"
endeksine göre bir liste yayımladı. Transparency
International'rn rûşvet almanın temel akndığı "1999
Yoisuztuk listea"nde Tûrkiye, 10 üzerinden 3.6
alarak 99 ülke arasında 55'inci oldu.
Bu alanda en "temiz" ülke ise Danimarka. Örgûtün,
dünyanın önde gelen 19 ihracat ülkesinin
değerlendirildiği ve geçen yıl ilk kez yayımlanan
"Rüşvrt Verenler listes"ne göre ise yurtdışmda iş
yaparken rüsvet dağıtmaya en az yatkın şirketler
Isveç'te bulunuyor.
dan 30 milyon dolar (64 milyon mark
ya da 33 milyon Euro) para cezasına
çarptınldı. Frankfurt'taki şirket mer-
kezinden yapılan açıklamadan, Alman
holdinginin bu suçunu kabul ettiği ve
cezasına razı olduğu ögrenildi.
Edinilen bilgilere göre, son bir yıldır
ekonomik kriz içinde bulunan Alman
holdingi, ABD Kalkınma Yardımlan
Kurumu'nun Mısır'daki altyapı yatı-
nmlan için açûğı ihalede yolsuzluk yap-
makla suçlanıyordu. Iddiaya göre, Phi-
lipp Holzmann ın Amerika'daki şirke-
ti Jones, bu ülkenin Mısır'a dış yardım-
lan çerçevesinde yer alan su antma te-
sisleri için 1995 ve 1998 yıllannda açı-
lanihaleler sırasında rakıp firmalarla an-
laştı, onlann ya ihaleden çekilmelerini
ya da sunı olarak yüksek teklif verme-
İerini sağladı. Holzmann sonuçta 150 mil-
yon dolan aşan ihaleyi üstlendi ve al-
dığı paradan mılyonlarca dolan söz ko-
nusu rakıp fırmalara dagıttı.
Yolsuzlukla mûcadele çağna
Uluslararası alandakı yolsuzluklan iz-
leyen ve bu konudaki gelişmeleri ya-
yımladığı yıllık endekslerle tüm dün-
yaya duyuran "Transparency Interna-
tionaT (TI) (Uluslararası Saydamlık
örgütü) 1999 Ekim ayında Güney Af-
rika'da gerçekleştirilenkongrede özel-
likle zengin ülkeleri rüşvetin yaygınlaş-
masındakı sorumluluklan üzerine uyar-
mış ve caydıncı tedbirler almaya çağır-
mıştı.
TI, boyutlan sürekli büyüyen ulus-
lararası yolsuzluklarda, asıl sorumlulu-
ğun gelişmekte olan ya da azgelışmiş
ülkelerdeki "yoksul" rüsvet alanlardan
çok, bu ülkelerdeki ihaleleri alabılmek
için yasalan çiğneyen, rüsvet veren, iş-
lerini yürütebilmek için tt
hediyen
ler
dagıtan "zedgjn"riişvetverenlerde ol-
duguna dikkat çekiyor.
Yolsuzluk konusunda Almanya'nın
da "tanzoknadg", yurtdışmdaki iş hac-
mini arttırmayı hedefleyen Alman fir-
malanrnn verdiği rüsvet, komısyon ya
da "hedıyew
lerin bedelinin yılda 5.5
milyar markı buldugu tahmin ediliyor.
D Ü N Y A E K O N O M I S İ N E B A K I Ş / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRAergin@ergin.demon.co.uk
Fantezi: Teknolojik devrim bılgi çağının kapı-
anı araladı. önümüzde, kafa ve kol emeğinin ara-
sındaki farklann kalkacağı, devletlerin sınırlan
ve vatandaşlan üzerindeki denetimlerinin zayrf-
layacağı bir dönem, daha özgür, demokratik bir
yaşam uzanıyor... Kâbus: Bilginin metalaşması-
na bağlı olarak, üretimi ve denetimi merkezileşi-
yor. Yeni teknoloji, devletlere ses,fizyonomita-
nıma sistemleri aracılığıyla yalnızca kendi ülke-
lerinin sınırlan içindeki değil, başka ülkelerdeki va-
tandaşlann ve bilginin de izlenmesinin, çalınma-
sının olanaklannı sağlıyor. Böylece ülkeler, vatan-
daşlannın özgürlük ve mahremiyet alanlannı hız-
la işgal ederken bılgi teknolojisinde üstünlük ulus-
lararası rekabet ve hegemonya mücadelesinde
belirleyici silahlardan biri haline geliyor (genetik
alanındaki gelişmelere bu yazıda deginmiyorum).
Bu kâbusun karanlık koridorlanndaysa "DevKu-
lak", "Etobur" gibi yaratıklar dolaşıyor.
Bu iyimser fantezinin dışanda bıraktığı kâbu-
sun arkasında şu gerçeklik var: Yeni teknoloji her
zaman dogdugu toplumun ekonomik, siyasi ik-
tidar ilişkilerine tabi olarak işler, desteklenir, ge-
lişme olanağı bulur. Teknolojinin varolan toplum-
sal ilişkiler üzerindeki dönüştürücü etkisi, tekno-
lojiyle toplumsal ilişkiler arasındaki uyumsuzlu-
ğun kesinleştiği noktalarda başlar. Ne ki bu de-
ğişikliğin, daha özgür bir dünyaya doğru olaca-
ğının ise hiçbir garantisi yok. Nitekim yeni tek-
nolojinin kimi özellikleri, var olan demokratik uy-
gulamalarta ve eğilimlerie çelişiyor.
Bilgi meta olunca
Bilginin para karşılığındael degiştirmesine ta-
rihin her döneminde rastlanır. Kapitalizmin bu-
nu sistemli bir haJe getirdiği, bılgi üretimiyle ti-
caretinde de uzmanlaşma eğilimini giderek güç-
lendirdiğini biliyoruz. Ancak bilginin dijital olarak
ifade edılmesı, saklanması, işlenmeye ve taşın-
maya başlanmasıyla biriikte, metalaşması süre-
cinde de niteliksel bir değişiklik yaşandı. Bilgi-
nin üretiminin yanı sıratoplanması, depolanma-
sı, işlenmesi, paketlenmesi ve ticareti hem baş-
lı başına bağımsız bir sektör oluşturdu hem de
bu sektörün üretim araçlannı (bilgisayar, aksam-
lan ve yazılımlan, telekomünikasyon gereçleri),
altyapısını (intemet, fiber optik kablo, uydu vb.)
üreten sanayiler hızla büyümeye başladı.
Bu gelişmenin coğrafyası internet, başlangıç-
ta anarşik-özgür bir ortam sağladığı için gele-
ceğe dönük büyük bir umut kaynağı oldu. Ne ki
kısazamandabucoğrafya, adeta "VahşiBatı'nm,
Afrika'nın, Avustralya'nın sömürgeci yerieşimci-
lere açılması gibi, hızla devlet tarafından destek-
lenen ticari girişimciler tarafından sömürgeleş-
tirilmeye, (denetimli kullanım alanlanna) çevril-
meye başlandı. Daha önce de aktarmıştım; .cx>m
adresli ticari noktalann tüm intemet içindeki pa-
yı 1993'te yalnızca yüzde 3'ten 1996'da yüzde
50'ye yükselmiş. ABD gazetelerinde, 1995 yılın-
da, internetin bilgi dolaşımında kullanımına iliş-
kin (bilgi otoyolu) 4562, intemetin ticari kullanım
olanaklanna ilişkin ise 842 yorum ve haber ya-
yımlanmış. 1999 yılına geldiğimizde bu rakam-
lar sırasıyla 950 ve 20.641. Görüldügü gibi in-
temet hızla ticarileşirken ilgı de ticari kullanım üze-
rinde yoğunlaşmış.
Diğertaraftan, bilgi teknolojisinin bir meta ola-
rak -bilginin üretimindeki gelişmelere bakınca-,
hegemonik devlet olarak ABD'nin bu alanda da
egemenliğini koruduğunu ve bu durumu pekiş-
tirmeye çalıştığını görüyoruz. ABD tüm ulusla-
rarası ekonomik siyasi kurumlan (DTÖ, IMF vb.),
azgelişmiş ülkelerin pazarlannı bu sanayinin mal-
lanna açmak (bilginin mülkiyetini merkez ülke-
lerde saklamaya devam etmek koşuluyla) için kul-
lanıyor. Yeni teknolojinin gelmesiyle birlikte, oto-
matik olarak çağ atlayacağına inananlann duru-
muysa, yağmur ormanının ortasından geçen
otoyol, köylerine ulaşınca, çağ atladığını sanan-
lannkinden farklı değil: Otoyol (fiber yol) köyde-
kilere hizmet venmek için değil, ellerindekini (or-
manı, ürünlerini ve emeklerini) talan etmeye, on-
lan pazar haline getirmeye geliyor... Bundan son-
rası köydekilerin siyasi gücüne kalmış bir şey...
Yeni teknolojinin var olan egemenlik-bağım-
lılık ilişkilerinin tutsağı olduğuna ilişkin en iyi ör-
nekleri, bu ilişkilerin kristalleştiği kurumlar olan
devletlerin, özellikle de hegemonik devletin giz-
li, bazen de yasadışı uygulamalan arasında bul-
mak mümkün. Bundan 250 yıl önce yeni ulaşım
yollan, krtalar ve alanlar ticarete açılırken kapi-
tafet devtetterarasındaki rekabetJn en önemli araç-
lanndan biri korsanlıktı. Hegemonya için müca-
dele eden Fransa, Ingiltere, Ispanya gibi devlet-
ler korsanlığı mali ve askeri olarak destekler,
ama bunu asla kabul etmek istemezlerdi.
Dev Kulak, Etobur ve diğer canavariar
Bugün de yeni ulaşım haberieşme yollan (in-
temet), yeni ticari alanlar (bilgi ticareti), e-ticaret
vb. açılırken en azından bir devletin, ABD'nin (ha-
len rakipsiz hegemonik güç olduğundan olsa
gerek) bilgi dolaşımı ve ticareti alanında korsan-
lık faaliyetlerini desteklediği, diğer bir deyişle
bilgiyi yasadışı yollardan elde ettiği, çaldığı gö-
rûlüyor. NATO'da üst düzey bilgisayar uzmanlı-
Teknolojik Devrim, Fantezi ve Kâbus
CIA'nın 'Dev Kulak' adlı küresel casusluk ağı benzeri ticari hırsızlıklar çoğalıyor.
ğı yapmış, Dr. Brian Gladvvell'e göre, "ABDgi-
bi ülkeler, ticari bilgi alanında hükümet destek-
li hırsızlığı desteklemekten vazgeçmedikleri tak-
dirde e-ticaretin küreselleşmesıgerçekleşeme-
yecek" (The Independent, 2.7.2000). Glad-
vvell'in görmediği gerçek şu; bu küresel e-tica-
rette serbest rekabetin egemen olması gerek-
miyor ki... ABD egemenliği altında da gerçek-
leşmesi pekâlâ mümkün. Haien olan da bu.
NBC televizyon kanalı, biri 14 Nisan, diğeri de
7 Mayıs'ta olmak üzere iki araştırma/haber ya-
yımladı. Araştırma, CIA'nın "Dev Kulak" (Echa-
lon) kod adlı küresel uydu casusluk ağını kulla-
narak başka ülkelerdeki, özellikle de ABD ve Ja-
ponya'daki şirketlerin haberieşmelerini izlediği-
ni (dolayısıyla ticari bilgi çaldığı), bu bilgileri ABD
şirketterine verdiğini belgeliyor, bu yolla elde edi-
len milyariarca dolarlık kontrattardan örnekler
veriyordu.
CIA bu tür etkinlikleri daha önce de yapıyor-
muş, ama bu alanda yoğunlaşmaya Bush
döneminde (küreselleşmenin hızlanmasıyla bir-
likte) başlamış; Clinton yönetiminin, ABD şirket-
lerine "akîifdestek" karan almasından sonra da
etkinliğini yoğunlaştırmış. Martta Avrupa Par-
lamentosu, Duncan CampbeJI'a hazırlatılan bir
rapor bağlamında konuyu görüştü, haziranda
da Echalon'un soruşturulmasına karar verdi.
Temmuz ayında, ilk anda, yalnızca ABD vatan-
daşlannı ilgilendiriyormuş gibi görünen bir seri
başka haber okuduk (VVashington Post, Wall
Street Journal, Intemational Herald Tribune). FBI
bir süredir Etobur (Camrvore) adını verdiği bir bil-
gisayar programıyia intemet üzerinden yapılan
haberieşmeleri izliyormuş. Çok gelişkin bir bil-
gisayar programı dan Etobur, bir intemet hizmet
sunucusunun sitesine bağlanınca, saniyede mil-
yonlarca elektronik postayı, önceden saptanan
parametrelere göre tarayabiliyor. Mesajlann en
"effi" yerterini hemen bularak çekmesinden dolayı
Etobur kod adı veriten sistem, birçok sivil top-
lum örgütünün şiddettevurguladığı gibi, istjsmara
Çok açık ve e-mail alanında hemen hiçbir giz-
lilik, mahremiyet bırakmayacak (Electronic Privacy
Information Centre (EPIC), 13.7.2000). Bu sis-
temin kolaylıkla başka ülkelerdeki intemet hiz-
met sunuculanna gizlice ya da işbiriiği yoluyla
bağlanabileceğini bilmem aynca vurgulamaya
gerek var mı?
KAMUOYUNA DUYURU
Son günlerde değerli basınımızda içinde ihracatçılanmız, sanayicilerimiz, kamu görevlile-
rimiz ve görevine "Mesleğinin bir kamugöreviolduğunu büerek, Türkiye Cumhuriyetikanun-
larına, meslekikurallara vemeslekahlakına uyacağına" yemin ederek başlamış olan Yemin-
li Mali Müşavirlerimizin de adının geçtiği, bazı haberlerin yayınlandığı kamuoyumuzun bilgi-
si dahilindedir.
Bu tür haberlerde adı geçenlerden ne ihracatçılanmızın, ne sanayicilerimizin, ne kamu gö-
revlilerimizin ve ne de Yeminli Mali Müşavirlerimizin hayali ihracat gibi yasadışı bir işlemi
kurumsalolarak kabullendiğini, ona arka çıktığını, onu hoş gördüğünü iddia ya da kabul etmek
-bazı beklentili ve abartılı tavırlar dışında- mümkün değildir.
Konuya taraf olan tüm kurumlar gibi Yeminli Mali Müşavir meslek odalan da, bu konuda
kendi disiplin kurullannı hareketi geçirmiş ve olayda kastı, ihmali ya da kusuru ile meslek ku-
rallanna aykın davranışı bulunan kişiler hakkında disiplin soruşturaıası başlatmıştır. Yapılan
disiplin soruşturması sonucunda, sorumlular hakkında mevzuatın öngördüğü yaptınmlar, bun-
dan önce olduğu gibi, bu olaylarda da mutlaka uygulanacaktır.
Ancak, şunu tüm kamuoyumuz bilmelidir ki; sanayicisinden ihracatçısına, kamu görevlisin-
den Yeminli Mali Müşavirine kadar geniş ve milli ekonomimizin temel kurumlannı oluşturan
bu kesimleri zan altında bırakacak ve onlann itibannı düşürecek hükümlerin, sadece f>olisiye
operasyonlara ilişkin duyumlara ya da sansasyona dayalı bazı haberlere itibar ederek verilme-
si doğru olmayacak, onlann bu şekilde yıpratılmasıyla milli ekonomimiz ve kamu yönetimi-
miz yara alacaktır.
Sonuç olarak: Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerve Yeminli Mali Müşavirler Oda-
lan Birliği (TURMOB) ve Yeminli Mali Müşavir Odalan suç kaynaklı tüm ekonomik faaliyet-
lere karşıdır. TÜRMOB ve Meslek Odalanmız kayıt dışı ekonominin daraltılması için yıllardır
mûcadele etmekte ve bu konu ile ilgili olarak çeşitli önerilerini yayınlar ve toplantılar şeklinde
kamuoyuna sunmaktadır. Örgütümüzün çatısı altında faaliyet gösteren tüm meslek mensupla-
nnın ortak amacı da budur. Vergi kaçakçılarının, kara para aklayıcılannın sağlıklı bir toplum-
sal dengenin kurulması için, yasalarla öngörülen cezalara çarptınlmasını TÜRMOB ve Mes-
lek Odalanmız da istemektedir. Ancak, yürütülen operasyonlarda kişilik haklan ve kurumsal
kimliklere tecavüz edecek nitelikteki çalışma yöntemlerini anlayışla karşılayamamaktayız.
Kamuoyumuzun da bu tür ham, beklentili, abartılı ve kurumlara zarar verecek, haber ve de-
ğerlendirmeleri ihtiyatla karşılamasını dileriz.
TÜRMOB
İstanbuL Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Eskişehir, Antaha, Gaziantep
Yeminli Mali Müşavirler Odalan
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Çiftçiler Tekliyop'
Sonbaharyaklaşıyor. Sonbahar, çiftçiler için he-
sap-kitap mevsimidir. Çiftçinin yıllık gelirinin ne ka-
dar olacağı aşağı yukarı bellidir. Giderieri de önce-
den bilindiğine göre, kâr ve zarar hesaplannı çıkar-
mak kolaylaşır. Hesabın sonucu çok önemlidir.
Çünkü kışıyla, bahanyla ve yazıyla gelecek biryı-
lın nasılgeçeceği bu sonuçla belirlenir. Çiftçinin baş-
ka bir geliri de yoksa, koca bir yılın ekonomisi salt
çiftçilik gelir-gideriyle biçimlenecek demektir. Çift-
çinin hesabının sonuçlannın etkileri bununla da
kalmaz; gelecek yıl çiftçi olarak neler yapabilece-
ğini, neleri üretip üretmeyeceğini de biçimlendirir.
Çiftçinin sattığı ürünlerin fiyatlanna ilişkin veriler
bir sepette toplanıyor. Buna çiftçinin eline geçen
/ryatfa/-(kısaca ÇEF) denir. ÇEF değişik yerierde olu-
şan fıyatlann ortalamasıdır: Pazaryerlerinde, bor-
salarda, biriik ve kurumlarda ve Toprak Mahsulle-
ri Ofisi'nde. Fiyatlann saptanmasında, tanmın tüm
alt dallan göz önüne alınır. Tahıllar, sebzeler, mey-
veler, süt hayvancılığı ve besicilik başlıca alt dal-
lardır.
Yılın ilk altı ayına ilişkin ÇEF sonuçlan ağustos
başındayayımlandı. Buradayersının nedeniylealt
sektöre gidilmeyecek, genel ortalamaya dayalı bir
karşılaştırma yapılacaktır.
Aşağıdaki tablo, 2000 yılının ilk altı ayında tüke-
tici fiyatlan olarak, enflasyon oranıyla (TÜFE) çift-
çinin eline geçen fiyatlan (ÇEF) veriyor. Birinci sü-
tunda tüketici fryatlannın on iki aylık ortalama ar-
tış oranı, ikincisinde de çiftçinin sattığı ürünlerin fi-
yatının yine on iki aylık ortalama artış oranı görül-
mektedir. Bu ikisi arasındaki fark, yani çiftçilerin ürün-
lerinin satış fiyatıyla tüketici olarak satın aldıklan mal
ve hizmetlerin alım fiyatı arasındaki açıklık, bura-
da çiftçinin kaybı ya da enflasyona yenik düşme
oranı olarak alınıyor.
2000 YIU
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
TUFE
65,2
65,8
66,1
66,0
65,9
65,2
ÇEF
44,9
44,0
40,5
42,0
44,6
39,4
TUFE-ÇEF
Çiftçinin Kaybı
20,3
21,8
25,6
24,0
21,3
25,8
Kaynak: DtE, Agustos 2000 Haber Bültenleri
Veriler, bu yılın ilk altı ayında çiftçilerin enflasyo-
na nasıl yenik düştüklerini bir kez daha kanıtlıyor.
TÜFE-ÇEF farkı ya da fıyat makası, ocakta 20.3'ten
haziranda 25.8 puan ile dönemin en yüksek düze-
yine çıkıyor. Çiftçilerin kaybı, aylık ortalama olarak
23.1 puandır. öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki ay-
larda da çiftçilerin nyatfarklılaşmasından doğan kay-
bı artarak sürecektir.
• • •
Çiftçilerin kaybının yalnızca bu sayılaria görün-
mediği çok açıktır. Çiftçilerin salt fıyatlama yoluy-
la nasıl yoksullaştınldıklarını anlamak için başka
verilere de bakılmalıdır.
öncelikle bakılması gereken, çiftçinin ödediği fi-
yatlann durumudur. llaç, gübre ve özellikle mazot
gibi üretim girdilerinin fıyatlanyla yapılacak bir kar-
şılaştırma, yoksullaşma oranının çok daha yüksek
olduğunu kanrtlayacaktır.
Bakılması gereken bir başka nokta, çiftçilere ya-
pılan ödemelerdeki gecikmedir. Yukanda ÇEF ile
verilen, çiftçinin ürûnünü sattığı günün fiyatlandır.
Satış günü fıyatlanyla kendisine ödeme yapılan
gün arasında geçen süre, çiftçi için iki yönlü kayıp
demektir. Bunlardan birincisi, enflasyon nedeniy-
le çiftçinin eline geçecek paranın alım gücönün azal-
masıdır. Ikincisi de ödemelerde gecikme nedeniy-
le doğacak faiz kaybıdır. Faizlerin yüzde yüzleri
bulduğu günlerde bile çiftçi alacaklan için faiz öde-
mesi yapılmamıştır. Alacağı için anında faiz isteyen
devlet, sıra çiftçiye olan borcuna gelince elini ce-
bine atmıyor. Gecikmeli ödemelerin kimi zaman ay-
lar aldıgı, giderek bir yılı aştığı göz önüne alınırsa
çiftçinin kaybının boyırtu açıklık kazanır.
• • •
Halkın yüzde 40'tan fazlası geçimini doğrudan
tanmdan sağlıyor. "Halkı enflasyona ezdirmeyece-
ğiz" sözünü dillerinden eksik etmeyen yöneticile-
re duyurulur. Onlann, eski deyişle, hükümet etme-
si beklenir. Oysa ne oluyor? Dünya Bankası ve
IMF, yıllann birikimi oian, ancak siyasetçiler tara-
fından kötüye kullanılan Tanm Satış Kooperatifle-
ri'nin kapatılmasını önerebiliyor. Türkiye tanmı yok
ediliyor. Bu sırada, Dünya Bankası ve IMF hükü-
met ediyor.
• • •
Bu ülkenin kimi iktısatçılan Dünya Bankası ve
IMF'de çalışıyor. Bu tutumlan kendi seçimleridir;
doğal karşılanabilir. Ancak bunlann bir bölümü-
nün, yaz tatillerinde Türkiye'den geçerken IMFve
Dünya Bankası'nı övmeteri, deyim yerindeyse o ku-
rumlara yağ çekmeleri, -üstelik bu iki kurum dün-
ya kamuoyunda en bağnaz destekçileri tarafından
bile yerden yere vurulurken bunu yapmalan- hiç de
doğal değil; en azından bu topluma saygısızlıktır
ve de ayıptır.
yakup@metu.edu.tr
Vaillant ödül dagıttı
• Ekonomi Servisi - Türkiye'de 8 yıldan beri hizmet
veren Alman fırması Vaillant'ın 1994 yılında
kurduğu Vaillant Tüketici Club üyeleri arasında
düzenlenen yazı yanşmasının Istanbul ve tzmit
bölgelerinin kazananlan belli oldu. "Vallıant
Exzellenz Modeliyle Aile Yaşamında Kalite" konulu
yanşmanın ödül töreninde konuşan Vaillant Genel
Müdür Yarduncısı Levent Taşkın Vaillant'ın pazar
payının yüzde yirmi beşıni elinde tutan bir firma
olduğunu ve tüketicilerinin desteğiyle daha da
büyüyeceklerini söyledi.Vaillant Tüketici Club
Müdürü Handan Yunusoğlu ise Tüketici Club'ın
eticinliklerinden bahsederek yeni gelişraelerle ilgili
bilgi verdi. tstanbul, Bursa, Ankara, Izmit ve
Eskişehir bölgelerinde gerçekleşen yanşmada bölge
birincilerinin ardından seçilecek Türkiye birincileri
yurtiçi ve yurtdışı tatilleri kazanacaklar.
hracatçriann fuar maratonu
• ANKARA (ANKA) - Dış Ticaret Müsteşarhğı'ndan
edinilen bilgiye göre Türk ihracat firmalan, eylül
ayında çeşitli ülkelerde yapılacak olan uluslararası
nitelikteki 17 fuara ulusal düzeyde katılacak. Eylül
ayındaki fuar takviminde, Ukrayna ve Malezya'da
yapılacak "Türk îhraç Ürünleri Fuan" ile çeşitli
ülkelerdeki fuarlar yer alıyor.