25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2000 PAZAR 14 L J 1 \ kultur@cumhuriyet.com.tr Behiç Ak, 'Zelzele'dekikarikatürlerinde 17 Ağustos depreminden sonraki izlenimleriniyansıtıyor 'Yeteri kadar ders çıkardmadı' YEŞtMAKYÜZ Behiç Ak" ın deprem ile ilgili karika- türlennın yer aldığı 'Zelzete' adlı yeni kitabı fletişim YayınJan'ndan çıktı. 17 Ağustos depreminden sonra değişen sosyal yapıyı ve insan ilişkilerini konu alan karikatürler, Ak'ın çevresindeki olaylardan ve kişilerden edindiği izle- nimler sonucu oluştu.Kıtap kapağında- ki kankatüni de bunun ılgınç birörne- ğr "Değirmendere'dedepremden son- ra yıkılan iki büyfik bina arasmdaki sağlam kalan eski birevdeki kadm etin- de çaydanlıkla pencereninönündekiçi- çekleri suluyordu." Depremm mizahta yeteri kadar ele alınmadığını söyleyen Ak, mizahın ka- fadaki komikliğin herhangi bir nesne ya da olay üzerinde gerçekleşmesi ola- rak algılandığını, ama bunun değişti- rilmesi gerektiğini belirtiyor. " Mizah. ola>ın kendi içinden çıkan bir şev Eğer baştan ben bir komikük yapacağun diye düşünülüyorsa, zaten ortaya çıkan kötü birşeyohiyor. Ben bu- na mizah demivorurn. Ama baa köşe- lerde farkmda olarak ya da obnayarak da mizah yapdryor." Aynca depremin, sistemin çökmesi ve kaotık bir durum yaratması nedeniy- le mizah yapmaya olanaklı bir yanı ol- duğunu ıfade ediyor. Depremi Cihan- gır'dekı evinde geçiren Behiç Ak, as- lında böyle bir deprem bekliyor ama ts- tanbul'da olacağını tahmin etmiyor- muş. Bugün ıse geçen yıldan bu yana depremle ilgili olarak hiçbir değişik- lık yaptlmadığını ve çok az ders çıka- nldığını söylüyor. - Karikatürleri ohıştururken nere- lerden yararlandmız? BEHİÇ AK - Kitapta, depremdeki sosyal grubun davranışlanyla ilgili ka- rikatürler var. Deprem sonrasında in- sanlann davranışlan, planlama, mi- marlık, müteahhitler, depremle ilgili alınan önlemler, kuşkular, birtakım içe- riği boşalmış kavramlar kullanıhnası, ınsanlann depremle ilgili bilimsel kav- ramlan popülerleştirmesi ve onlarla il- gili kendme göre yorumlar yapması 'ehiç Ak, depremin, sistemin çökmesi ve kaotik bir durum yaratması nedeniyle mizah yapmaya olanaklı bir yanı olduğunu söylüyor. iyi malzemeleroldu. Bunlann birçoğu, deprem bölgesinde gördüğûm şeyler. Ve tabii orada gerçekleşen birtakım aksaklıklar da işin en trajık yanını oluş- tunıyor. 'Fek çok sûpermen var' - Bu aksakhklan hangi yönleriyle yansrtmuz? AK - Izmit bölgesi için uzmanlann yıllardır söyledığı şeyler vardı. Izmit hem turistik bir bölge hem de Türki- ye'run en önemli benzin, LPG depo- lannı banndınyordu. Öte yandan, sa- nayi ve konut alanıydı. Bu yüzden de milli geliri çok yüksek bir yerdi. Bir- çok açıdan böyle bir bölgenin, içinde- ki ınsanlarla birlikte yok olması çok tra- jik bir şey. Birçok insan "Bunlarla il- gili karikatür çjzüebOir 101?" diye so- ruyor. Aslmda kitapta yer alan karika- türlerin çoğu. deprem bölgesindeki iz- lenimlerden doğdu. Genellikle insanlar herkesin yapma eğiliminde olduğu şeylerin doğrulu- ğuna ınanıyor. Bu "cemaaten kopma- mak lazun" anlayışı da bireysel zekâ ve bireysel tercihlerin gelişmemesme neden oluyor. - O bölgeterdeki gözlemlerinizegöre, bu anlayışı neye bağbyorsunuz? AK - Ömeğin bir kankatürün öykü- sü şöyle: Kartal'da bir kapıcı ufak dep- remin ardından evine kaçmaya çalışı- yor. Çünkü "herkes ölecek, ben kala- cagnn" korkusunu yaşıyor. Cemaatten kopmanın depremden daha büyûk bir felaket olacağını sanıyor. Deprem yatay değil, düşey kuvvete göre hesaplanıyor. Aslında bunu sos- yal ilişkilere uygulamak da mümkün. Yatay ılışkıler olmadan, yanı kamusal bilinci olmayan bir toplumda yaşamak çoktehlikeli. Deprem, yatay ilişkilerin ne kadar gereksiz olduğunu ortaya çı- kardı birdenbire. Aynca, Türkiye'deki devlet, sosyal depremlere karşı önlem almakta usta, ama hakiki depremlere karşı neredeyse sıfir. Bunun yanı sıra birtakım STK'ler çok kısa sürede to- parlanmaya çalışıldı. Ülkemizde en güçlü STK'lerin aile ve akrabalar ol- duğunu düşünüyorum. En önemlisi de toplumu kurtarmak isteyen pek çok sûpermen var. Ama şimdiye dek ger- çekten birisıni bir yerden kurtarmadı bu toplum. Bu, depremde çok iyi an- laşıldı. Kurtancıhk edebiyatına bulaş- mamış kişiler ortaya çıktı. STK'lerin de bu şekilde organize olması gereki- yor. Bence, depremin getirdiği en bü- yük kazanım buydu. 'Doğnı analizler yapümadı' - Depremden sonra çevrenizde tanık oMuğunuz olaylan biraz anlaor mıa- nız_ AK - Alt katta oturanlar üst kata ta- şındılar, insanlar bırbirinden aynldı, hiç ummadığım insanlar birlikte çık- maya başladı. Evine köpek alanlar ol- du. Birisi arabasını yeniledi, bir arka- daşrm Ingilizce kurslanna kayıt oldu. Birisi de silah aldı. Neden aldığını sor- duğumda ise şu yanıtı verdi: "Enkaz ahmda kakrsam kendimi vTirmayı dü- şünüyorum." Aynca en çok rastlanan- lar arasmda da "hazır biz dışardaykea deprem ofca" diyenler vardı. - Bir mimarolarakdeprem sonrasry- la ilgiB olarak neJer düşünüyorsunuz? AK - Depremin analizi bence doğnı yapılmadı. Deprem nedeniyle yıkılan yapüar, bınalar, yapım hatası sonucu yı- kılan binalar var. Bir de bu sırada olu- şan kazalar da yer alıyor. Bunlan yö- netim aynşüramadı. Ama bu kazalar en- gellenebilır. Bazı konutların altında tüpgaz depolan vardı. Hâlâ da şehrin içinde bunlar. Bir diğer önemli konu da Avcılar ile Ambarlı hattı arasında denizden ge- çen doğalgaz hattı. Ne olacağını çok me- rak ediyorum. Çünkü çok geniş bir bo- ru hacmi var, büyük patlamalara neden olabilir. KENTLER VE KÜLTÜRLER / Baltık kentleri TURGAY FİŞEKÇİ ve çaresiz masal diyarlanBaltk kentleri üstüne söylenebilecek ilk söz, her üçünün de birer masal kentine benzedikleridir. Ortaçağdan kalma, güzel görünümlü, sevimli ya- pılar, kalcm gibi kuleler, daracık, parke taşı dö- şeli yollar, iki adımda bir ucundan ötekine ulaşı- lanyakınlıklar... Kartpostallardan bakınca sevmemek elde değil bu kentleri. Ama sokaklannda yürümeye başladığınızda, çağın sorunlan hemen yapışıyor yakanıza. Başta yoksulluk. Vllnlus 3.7 milyon nüfuslu Litvanya'nın başkenti. Av- rupa'nın en çok intihar edilen ülkesi (her 100.000 kişiden 49'u). Sovyet döneminde yapıldığı belli Hotel Litvan- ya'nın 15. katından kente bakmak güzel. Vilnıus'u dolaşmak için bir rehbere gerek yok ama, oldu bir kez. O kilise senin, bu kilise benım dolanıp durduk. Hem kilise yapılannın, hem için- deki heykellerin, resimlerin önünde dura dura, anlata anlata. Sanki Vihıius'ta kiliseden başka gö- recek bir şey yok. Yalnız kiliseleri dolaşsak iyi. Kilise önlerinde dilenen çaresiz, yaşlı insanlarla karşılaştık sürek- li. Bir yanda kent boyanıyor, yenileniyor, ötede in- sanlar dileniyor. ABD'li devlet başkanı ve özelleştlrmeleri Litvanya'da 1998 seçimlerinde devlet başkanı seçilen ValdasAdamkus, hayatının önemli bir bö- lümünü ABD'de geçirmiş. Litvanya dilini de pek iyi konuşamadığı söyleniyor. Seçılir seçıknez özelleştirme işlerine girişmiş. Petrol şirketıni özelleştirirken "Eğer alan şirket zarar ederse, zaran devtet karşuar" hükmü kon- muş anlaşmaya. Şimdi 0 kilise önlerinde dilenen yoksul halk, bir de petrol şirketinin zarannı ödüyormuş. Caz ve şllr Vilnius istasyonu onanmda. Bizi inşaatın orta- sında bir salonda caz ve şiir gösterisiyle karşıla- dılar. Salonun ortasında bir caz topluluğu müzik çaldı. Salonun dört köşesinde de dört ayn dilde şiir yazan dört şair, müzikle kendi şiirlerinı oku- dular. Şairlerden biri Amerikalıymış, adı KerryShavvn Keys. O gece belediye başkanının davetinde ta- nıştık. Ertesi gün de kentte dolaşırken -küçücük kent- yine karşılaştık. ABD'de yıllarca dağda ya- şamış. Şimdı de burada. Beni bir kahveye götürdü. Bir dere kenan. De- renin üstüne doğnı uzanmış tahta bir çıkıntısı var. Burası bizim Sunay Akm'ın Kızkulesi'nde yap- maya çahştığı bir şiir cumhuriyeri. Bana da bu cum- huriyetin bir çıkartmasrnı verdiler, arabama ya- pıştırayım diye. VUnius'un masal kentlerini ammsatan görünümü. Bir yanda boyanıp yenilenen kent, öte yanda çaresiz yoksul insanlar... Aynlırken, bir kıtabını imzalayıp verdi. Baktım, New Mexico'da, Santa Fe'de basıhnış. Kitap nerde, şair nerde? Davette paralı IçM Ilk kez bir davette, üstelik de belediye başka- nının, belediye binasında verdiği davette parayla içki satıldığını gördüm. Masalann üzeri yiyecek doluydu, içki olarak da şarap sunuluyordu. Bir köşede de daha sert içki- ler vardı. Oradan bir şey içmek istediğinİ2de pa- rasını ödemeniz gerekiyordu. Rlga Letonya, 2.6 milyon nüfuslu bir ülke. Bunun se- kiz yüz bin kadan başkent Riga'da yaşıyor. 1201 'de kurulan Riga, gelecek yıl 800. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanıyor. Riga da büyük ölçüde 17. yüzyıldan kalma, bo- zuhnamış eski kenti ile kartpostal kentlerden. Ya- nı sıra 19. yüzyılrn sonu ile 20. yüzyürn başında yapılmış Art Nouveau apartmanlar da etkileyici bir görünüm sunuyor. Bu yapılardan biri de bu- rada doğan ünlü fıbn yönetmeni Sergey Ayzenş- tayn'ın babası Mikhail Ayzen^ayn tarafından ta- sarlanmış. Riga, 1997'de UNESCO tarafından dünyanın korunması gerekli külrürel miras listesine alınmış. Kent, sahip olduğu miman varlığın öneminin bi- lincinde. Korumak için de büyük çaba gösteriyor- lar. Biz oradayken kentin ortasında, tarihi beledi- ye binasının karşısında Sovyet döneminde yapıl- mış büyük bir yapı yıkılıyordu. Yapıya bakınca yıkıcılara hak vermemek elde değil. Her yapısı geçmişin izlerini taşıyan kentin ortasına, her yerde görülebilecek bir toplu konut binası getirip oturtmuşlar. • • • Denize açılan ırmağuı kenannda olması Ri- ga'yı önemli bir lıman durumuna getirmış. Kent- ten denize dek ırmak boyu, neredeyse yirmi kilo- metrelik bir liman. Ancak tek tük gemiler görü- lüyor. Ticaretin canhlığına ilişkin bir işaret yok. Rıga'dan da denize dek gittik. Haziranın 29'u olmasına karşın kapalı, soğuk bir havaydı. Ceke- tim az geldi, pardosümü de giydim. Gök simsi- yahtı, deniz de öyle. İki Litvanyalı şair, herkesin içinde soyunup denize girdiler. Aynı yerde bir ti- yatro gösterisi sunan topluluğun oyunculan da çıplak ayakla toprağuı üzerinde bir saat oynadı- lar. Bızler ise yakılmış ateşlerin başında ısınmaya çahşarak onlan izledik. ••• Rigalılar şairlerini çok seviyorlar. En çok sev- dikleri de Edebiyat Ekspresi 'ne de katılan Aman- da Aizpuriete, Şiirlerimizi okuduğumuz, burada yaşayan ün- lü Türkolog Uldis Berzinş'in de Letonca'ya çevi- rip dinleyicilere okuduğu kitabevinın adı, şairle- rine saygı amacıyla "Amanda" konmuştu. Tallln Talün, 1.5 milyon nüfuslu Estonya'nın 400.000 nüfuslu başkenti. 14. ve 15. yüzyıldan kalma es- ki şehir çok küçük. Neredeyse iki sokak. Küçük balük ülkelerinin en küçüğü, en kuzey- deki. Tanıtım broşürlerinde topraklannın Hollan- da kadar büyük olduğunu yazmışlar ama nüfus- lan Hollanda'nın onda biri. Burada artık günler iyice uzun. Gece dört sa- ate dek indi. Akşam 23 'te karanyor, sabah 3'te gü- neş çıkıyor. Uyku düzeninin etkilenmemesi müm- kün değil. Istasyona indiğimizde aramızda birini bir sürp- riz bekliyordu. Estonyalı yazar Pteter Sauter'in (d. 1962) be- şinci çocuğu oknuştu. Eşi istasyonda kucağında çocuğuyla kocasını karşıladı. Estonya'da çocu- ğun adının uzunluğuna göre devlet para yardımı yapıyormuş. Bu yüzden çok uzun adlı bir çocu- ğu daha oldu arkadaşımızın. Tallin, öteki iki kent kadar yoksul değil. Hel- sinki'nin çok yakın ohnası, ikili ilişkilerin canlı- hğı burayı bir ölçüde kurtarmış. Yine de kentte- ki lokantalarda yalnızca yabancılara rastlanıyor. Yerli halkın harcayacak parası olmadığı ortada. Devlet başkanı, yazarlara sarayuıın bahçesin- de bir davet verdi. Yazarlık üstüne esaslı bir ko- nuşma yapıp bir de toplu anı fotoğrafı çektirtti. Burada gezgin otaıak güzel. Yürüyerek her ye- re gidilebiliyor. Göze hoş gelen, mutluluk, rahat- hk verici birkent. Ama sürekli yaşayanlar için zor. Estonyalı şair Kari Martin Smıjarv (d. 1971), altı haftalık yolculuk boyunca hiç ayık görünme- yerek herkesi bu konuda düşünmeye çağınr gibiy- di. Y AP L A R ? MichaelJackson, Edgar Allen Poe 'yu oynayacak • Gwyneth Paltrow müziğe olan aşkını tekrar keşfetmiş. Babası Bruce Paltrow'un yönettiği yeni filminde amatörler arası şarkı yanşmasına katılan birini canlandınyor. Fakat Paltrow, rol arkadaşı şarkıcı Huey Levvis'in ısrarlanna karşın albüm çırkarmayacağını açıkladı. • Tobey Magulre " Spiderman-Örümcek Adam" filminde başrol oynayacak. Sam Raimi'nin yönettiği fîlm, 1963'teSteve Dikto ve Stan Lee tarafından yaratılan çizgi-romandan uyarlanmış. • Davld Lynch. New York'ta açılan "Com Parade NY 2000" adlı galeride kendisi için yapılan bir yapıtı reddetti. Lynch, "sırtmda bir bıçak taşıyan inek" yapıtuu, "korkunç ve iğrenç" bulduğunu belirtti. • Elvls Presley 16 Ağustos'takı ölüm yıldönümünde Graceland'dekı evinin bahçesinde ve Memphis'te, tüm dünyada verdiği konserler gösterilerek anıldı. • Michael Jackson "The Nıghtmare's of Edgar Allen Poe" filminde 1849'daesrarhbir şekilde ölen Poe'yu canlandıracak ve yazdığı şiirlerden birini de besteleyecek. Fihnde, yazann son günlennde romanlanrun kahramanlan tarafından izlenmesi anlatılacak. • Ray Charles Sicilya'da ünlü Italyan sanatçı Lucio Dalla'yla bir düet yapacak. Tekran yapılmayacak olan gösteriye Messina Tiyatro Orkestrası eşlik edecek. • Marllyn Monroe'nun Juan Diego tarafından yapıhnış nü resmine, Guadalajara- Meksika'da iki genç tarafından üzerine asit dökülerek zarar verildi. • Brad Pltt, CoenKardeşler'in yeni projesi 'To The White Side'da (Beyaz Denize Doğru) rol alıyor. James Dickley'nin aynı adlı romanından uyarlanan fihnin konusu Ikinci Dünya Savaşı'nda geçiyor. Film, bir bombardıman uçağında görev yapan Alaskalı oduncu gencin paraşütle Japon topraklanna inmesinin ardmdan başına gelen ilginç olaylan konu alıyor. • Paul verhoeven, son filmi "Hollow Man" ile kazandığı başannın ardmdan, iki yeni proje için anavatam Hollanda'ya gidiyor. Almanca bir gerilim filmi için Guy De Maupassant'ın bir kitabmı uyarlamayı düşünen Verhoeven, Avnıpa'nın bu tarz filmlerin çekıminde daha uygun bir mekân olduğunu söylüyor. • Star Wars fihTiinin ikinci bölümünün adı belirlendi: "The Rise of Empire". Sydney'de çekilecek filmin konusuyla ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor. Film ekibi Avustralya'dakı çekımlenn ardından Italya ve Tunus'a geçecek. • Robert De Nlro 60 milyon dolarlık gerilim filmı 'Ciry By The Sea' filminde rol alıyor. Michael Caton- Jones tarafından tarafından yönetılen film, konusunu gerçek bir öyküden alıyor De . Niro'jıun önümüzdekî'' > projesi ise Ben Stiller'la rol alacağı "Meet The Parents". • Bill Murray "Press Luck" isimli gerçek bir öyküden yola çıkan Howard Franklin'in yönetmenliğini yaptığı fılmde rol alacak. Filmin yapımcıhğmı Nicholas Cage üstlendi. • Leonardo Dl CaprlO yeni filmı için kamera karşısında. "Catch Me If You Can" adlı fılmde FBI tarafından aranan bir kaçağı canlandıracak olan Caprio, yeni fihnin çalışmalanna, azılı bir gangsteri canlandırdığı Martin Scorsese yapımı "Gangs of New York"un bıtıminden sonra başlayacak. Filmin yönetmenliğini "Mouse Hart" ile tanınanGore Verbinski üstlenecek. • Madonna fihninde, Brezilya'nın futbol şarkılannı Ingilizce seslendirecek. "The Passion for Football" adını taşıyan füm, futbol tarihi ve Brezilya futbolunun tarihteki rolü üzerine, Brezilya ve Ingiltere arşıvlerinden alman görüntülerden yararlarularak çekilmiş ve röportajlarla da renklendirilmiş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear