Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
f 3 AĞUSTOS 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tütün kontrol yasalan yetersiz ülkelere yönelenABD'li şirketlerÜçüncü dünyaya zehir saçıyor
EmperyaKzmin sigara çıkamıası
Üçüncü Dünya ülkelerine, ölüm,
hastalık, verim İcaybı ve yangınlar da
dahil edıldiğinde her yıl milyarlarca
dolar zarar getıren sigara kullanımı,
büyük bölümü ABD kökenli olan ço-
kuİuslu sıgara şırketlerine sağladığı
'göz kamaşana' kâr nedenıyle artma-
yade\amedıyor.
Gelişmiş ülkelerde sıgara kullanı-
mının zararlanna karşı oluşan bilinç
ve sıgara şırketlerine karşı açılan taz-
minat davalannm çapı ve başansın-
dan ötürü pazar ve para kaybına uğ-
rayan çokuluslu tütün şirketleri, göz-
lerinı azgelişmiş ülkelere çevirdiler.
Ikı hafta önce ABD'nin Miami Eya-
let Mahkemesi jürisinin 5 büyük si-
gara şırketıne verdiği 91 katrilyon
Türk Lirası tutanndaki tazminat ço-
kuluslu tütün devlerine vurulan en
i Dünyadaki
Sigara Tıızağı
M U T L U D E M I R K Â N 1
büyük darbe oldu. Bunun sonucun-
da Batı'da sıgara bağımlılannın ora-
nı giderek düşerken ve sigara içmek
'yere çöp atmak ya da tükürmek gı-
bi' ayıplanan bır davranış haline ge-
lirken Doğu'da ya da Üçüncü Dünya
ülkelerinde özellikle de gençlenn ara-
sında sigara kullanımı inanılması güç
oranlardaarüşgösterdi. 1970'le 1990
arasında, kışi başına tütün kullanımı
P " * ^ - ^ ^ ^ t ü k e t i r k e n b u oran 2000 yılıiti-
arasal hacim bakımından 1991-2000 arasında dünya f «VT»nyia yüzde 71 "e ulaşmış. Çoku-
..... « i • » j A A L- •• ı A iı •• J ^^**s \V\ fusluşirketlerintahmınleri, 1991-
tutunpazanndakı yüzde 4.4 buyurneyekarşmAsyada yüzde J İ / ' 2000 arasında parasal hacim ba-
33Tük bir genişleme hesaplanıyor 19701e 1990 arasında, kişi //7ç kımındandünyatütünpazanndayüz-
başma tütün kullanımı gelişmiş ülkelerde yüzde 10 gerileıken, ^ s j > de 4.4 büyümeye karşın Asya'da
T"T •• •• !-«_•• -11 ı • j •• j /-^ -_ ı-v. •• • • J • tJ yüzde 33 lukbır genişleme beklen-
Uçuncu Dunya ulkelennde yüzde 64 artü. Bu suıe ıçinde sıgara /Tdiğini ortaya koyuyor.
kullanımı Kamerun ve Çin'de ise üç kaüna çıktı. , İC~7 T\ Dünyanm en büyük tü-
miş ülkelerde tütün kullarumının kal-
kınmış ülkelere oranla çok daha hız-
Iı artmasında sigara şirketlerinin bu
ülkeleri hedef almasının rolüne dik-
kat çekiyor.
gelişmiş ülkelerde yüzde 10 geriler-
ken, Üçüncü Dünya ülkelerinde yüz-
de 64 artış gösterdi. Bu süre içinde Ka-
merun ve Çin'de üç kat artan sigara kul-
lanımı Haiti, Endonezya, Nepal, Se-
negal ve Suriye'de ise 2 katına çıktı.
Türkiye Sigara ve Sağlık Ulusal
Komitesi ve Marmara Üniversite Has-
tanesi Akciğer Pediyatrisi Bölümü
Başkanı Prof. Dr. EHfDağfa. azgelış-
Azgelişmişterde tüketim coştu
Dağlı'nın verdiği bilgilere göre,
düşük gelirli ülkeler 1974 Ue 1976 ara-
sında dünya tütününün yüzde 49'unu
Sigaıa tiıyakilerinin ağtz tadını Arnerikantütününenasılalıştııdı?
Tütünpazpnnda ABDişgaURotalannı Üçüncü Dünya-
ya çeviren çokuluslu sigara
şirketleri, gelişmiş ülkelerde
tütün kontrol yasalannm sı-
krfîgtnedeniyle uygulayama-
dıklan reklam ve pazarlama
stratejilerini azgelişmiş ül-
kelerde yürütüyorlar.
Reklam yasağının hiç uy-
gulanmadığı baza Latin Ame-
rika ülkelerinde Philip Mor-
ris'in sembolü Marlboro
Man, Amerikan gönencinin
ve sert erkekliğin idolü ola-
rak her zaman ve her yerde
7'den 70'e ınsanlann karşı-
sına çıkıyor. ABD kökenli Philip
Morris, R.J. Reynolds üe ABD-în-
giliz fînnası British-Amerikan To-
bacco (BAT) başta olmak üzere,
50 ülkeyi aşkın ülkede faaliyet
gösteren çokuluslu sigara şirket-
leri, girdikleri her ülkede önce hal-
kın ağız tadını Amerikan tütünü-
ne ahştınp, tütün sektöründeki
yerlerini genişletiyorlar. Bu alan-
Türkiye de sigara üretiminde kullanılan
tütün miktarı (bin tonj
\^\ Tör* tütünü
^ 1 Amerikan tütünü
60
1987 1996
-• • • - * . •
^•44
'ı.ı.^BB^^Kıı.ı.ı -ı.ı.ıı l
2000
daki yasal engelleri aşmak, yatı-
nm teşviği alabilmek için lobi fa-
aliyetleri yürütüyorlar.
Wall Street Journal Gazetesi'nin
sigara-tütün konulannda uzman-
laşmış muhabirlerinden biri olan
Suein L. Hvrang (adı Al Pacino'nun
da oynadığı ve sigara şirketleriyle
ılgili bir olayı konu alan Köstebek
füminde de geçiyordu), 14 Eylüi
Wall Street Journal,
Philip Morris'in Türk
pazanna nasıl hakim
olduğunun öyküsünü
•anlatmıştı. ÂBD'de her yıl
tüketim oranımn yüzde 0.5
gerilemesine karşın
Türkiye'nin yüzde 4.76'lık
tüketim artışıyla dünyanın
en hızlı büyüyen sigara
pazan oldıığu gerçeğinin
altını çizerek...
1998 yılında gazetesinin Avrupa
baskısında yayımlanan makalesin-
de Philip Morris'in 'TSrk gibi çok
sfeara içîyM^ sözüne kaynakhk eden
bir ülkede Amerikan tütünü tadı-
ntn nasıl yerleştütiğinin ve ABD'li
bu dev sigara şirketinin Türk paza-
nna nasıl hakim olduğunun öykü-
sünü anlatmıştı. Türkiye'ye gele-
rek araştırmalar yapan gazeteci,
TurgutOzal döneminde baş-
layan yabancı sigaralann ye-
rel piyasalara girmesine de
olanak tanıyan serbestleştır-
me dönemine kadar uzanan
bir 'adını adını vükselme'
hikayesi kaleme alıyordu.
ABD'li gazeteci, 1994'ten
1997'ye kadar yabancı ül-
kelerdeki kânnı yüzde 60
arttıran Philip Morris'in en
kazançh çıkügı üDcenin Tür-
kiye olduğunu belirtiyor. Nü-
fusun yüzde 43'ünün siga-
ra tiryakisi olduğu bir ülke-
de (ABD'deki yüzde 25'lik oranla
karşılaştınldığında) bu başannın
kaçınılmazlığmın altını çiziyor
Hwang:
"ÖzeffikledeABD'deheryüttt-
ketimoramnnıyüzdeO^ gerüeme-
tüketim aroşı\1a dünv^nın en hnh
bûyöyen sjgara pazan olduğn dü-
şûnühlrse»"
tün şirketi sayılan Philip
Morris'in 1990'dan beri ABD'deki
satışlan sadece yüzde 4.7 arttırması-
na karşın yurtdişında bu oran yüzde
80'i buldu. Şirket yönetim kurulu
başkanı Geoffrey BiMe'ın artan siga-
ra satışlanndan kaynaklanan ikrami-
ye tutan 30 milyon dolardı.Bu geliş-
melerle birlikte, sigaraya bağlı has-
talıklardan ölüm oranında belirgin
biryükselişyaşanıyor. 1990'da 3 mil-
yon, 1998'de ise 3.5 milyon olan si-
garaya bağlı ölüm sayısının 2020 yı-
lında lOmiIyonaçıkması bekleniyor.
Bu kaybın 7 milyonu da azgelişmiş
ülkelerde gerçekleşecek. Kadınlann
sigara içmesi ile ilgili tabunun gide-
rek kaybolmasının ve çokuluslu şir-
ketlerin gençleri hedef alan pazarla-
ma politikalannın tütün kontrol ya-
salannın olmadığı ya da gevşek oldu-
ğu geri kalmış ülkelerde sigara tirya-
kisi oranının giderek artmasınayol aç-
tığı belirtiliyor.
Serbest ticaret maskesi
Tütün sektörünün dünya çapında
isim yapmış ve 50'den fazla ülkede
kendilerine aıt ya da ortaklık paylan
olan fabnkalara sahip üç dev şirketi,
Philip Morris, R J. Reynolds ve Bri-
tısh-American Tobacco (BAT).
Bu şirketler Üçüncü Dünya ülkele-
rinde, ABD'de uzun süre önce yasak-
lanan pazarlama ve reklamcılık tek-
nikleri kullanabiliyorlar. Şirketler 'ser-
besttkaret' maskesi alnnda, kamu sağ-
lığı ile ilgili yasalan değiştirmek ya da
atlatabilmek için ekonomik ve politik
baskı uyguluyorlar. Bu stratejilerin ba-
şanlı olmadığı durumlarda ise kaçak-
çılık yöntemine başvurabihyorlar.
1964 yılında, ABD Genel Cerra-
hi Kurumu, sigaramn kanser ve ölü-
mün başlıca etkenlerinden biri oldu-
ğuna dair ilk raporunu yayımladı.
Bu bilgiye karşın ABD hükümeti,
1980'lerde Asya'ya ABD'li tütün
şirketlerinin rahatça girebilmesini
sağlamak için 'acık pazar' strateji-
sini kullanıyordu. Buna karşılık Ja-
ponya, Kore, Tayvan ve Tayland ken-
di tütün endüstrilerini kurdular. An-
cak ABD 'Super 301' adlı (ticaret
partnerlerine karşı tek taraflı ticari
eylem geliştirmeyi olanaklı kılan)
ticaret yasasını kullandı ve tütün şir-
ketleri gençlere yönelik hileli satış
ve kurnaz reklam yöntemleri kul-
lanmaya başladılar.
Marlboro Man ve diğer Ameri-
kan sıgaralannın ortaya çıkışından
sonra gençler arasında sigara kulla-
nımı belirgin biçimde artış gösterdi:
Tayvan'da yüzde 19.5'ten yüzde
32.2'ye, Japonya'da yüzde 16'nın,
Tayland'daki gençler arasında da
yüzde 24'ün üzerine firladı.
Paketlerde çifte
standart
Araştırmalar. sigaralar üzerindeki sağlık uyanlannın,
kullanım oranının azalmasmda önemli bir rol oynadığını
ortaya koyuyor. Gelişmiş ülkelerin yüzde 89'unda uyan ya-
zılannm dönüşümlü olarak kullanıhnası yasalara bağlı iken
gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 26'da kalıyor.
Bugün Arjantin ya da Türkiye'deki bir sigara tiryakisi,
Amerikan sigara paketlerinin üzerinde kullandığı ürünün
kalp ya da akciğer hastahklanna yol açtığı yönünde her han-
gi bir uyanyla karşılaşmıyor. Kenya'daki tiryakiler ise bu-
nun da ötesinde hiçbir sağlık uyansı göremiyorlar.
ABD'deki bir sigara tiryakisi ise paket üzennde şu uya-
nlardan biriyle mutlaka karşılaşıyor: 'Sigara akciğer kan-
serine, kalp rahatsızhklanna yol açabüir, hamilelikte kulla-
nımı ciddi kabcı sakathklara, prematüre doğumlara neden
oiabilir, sigara karbon monoksit içerir.' Italya'daki sigara pa-
ketlennin üzerinde 'Sigara her yıl trafik kazalanndan da-
ha çok insan ökhırür' uyansı yer alıyor Singapur'da yer alan
uyanlardan biri de şöyle: 'Sigara aiknize zarar verir.'
Araştırmalar ve veriler, gelişmiş ülkelerde on yılı aşkın
süredir uygulanan, reklam yasağı ve smırlamalan, sigara-
dan alınan vergilerin arttıruması, paketler üzerine daha cid-
dı uyanlar basılması ve halka açık yerlerde sigara içilmesi-
nin yasaklanması gibi uygulamalann tüketimi önemli ölçü-
de azalttığını ortaya koyuyor. A\Tistralya'da yapılan bir ça-
lışma. paketler üzerindeki uyanlann sertleştirilmesi sonucun-
da 'bu uyanlan görerek' sigarayı bırakmaya karar verenle-
rin oranının 2 katına çıktığını gösteriyor. G.Afrika'da paket-
lere yeni uyan yazılannın basıhnası, vergilerin arttıruması
sonucu tüketim 1994'le 1997 arasında yüzde 15 azaltıldı
Türkiye'de Amerikan sigarası
Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başka-
nı Prof. Dr. EKf Dağh da Türkiye'de sigara
tüketimindeki artışa karşın sigaralarda kul-
lanılan Türk tütünü oranında önemli bir dü-
şüş olduğuna dikkat çekiyor. 1990sonrası
süreçte Türkiye'de üretilen sigaralarda
Amerikan tütünü oranının giderek art-
tığmı vurgulayan Dağh, 2000 yılına
gelindiğinde, dünya tütün pazannda
ABD'ninpayı yüzde 10'dan yüzde 24. l'e
çıkarken Türkiye'nin payının yüzde
8den yüzde 2.5'e genlediğinin de altını
çiziyor:
"Türkiye'nin sigara ithalau. tütün
kontrol yasalannın değiştirilmeye baş-
landığı 1980 sonrasında belirgin biçim-
de artü. İtnal edüen sigara için ödenen
para (döviz kuru ûzerinden) 1984 yıhn-
da 100 kabul edilirse 1987 yınna gelindiğin-
de 687'ye çtkmışn. AynıdönemdeTürkiv^'nm
tütün ihracaü da gerflemiştL Ihracat yapan
şirkeflerin sayısı 1970'te 59 iken 1996'da
16'ya düşmüştü ve bu şirketlerin yansı da
çokuluslu şirkeüere aittL"
Wall Street Journal muhabiri Hvvang,
"PhiBp Morris Türkiye'ye Amerikan tütü-
nü tadını nasıl yerleştirdi?
w
başlıklı maka-
lesinde, bu dev şirketin dünyanın en hızh bü-
yüyen pazanndaki yükselişinin, en ince ay-
nntüanna kadar düşünülmüş, programlan-
mış bır stratejinin izlerini taşıdığını belirti-
yor:
"Ortaköy'deki barve kafelerde şirketin üc-
retsfa dağttbğıtarmızı-sivahMarlboro logo-
hı tepsileri taşıvan garsonlar, yine Marlbo-
ro yaası taşıyan promosyon şemsiyeierin al-
tmda oturan müşterüerine hizmet sunuyor-
du. 'Marlboro Man' giysfleri içindeki siga-
ra sancısı, 100 dolar ödedikleri son moda
hakj renkü Marlboro Oassic pantolonlan-
m giyen genç sigara tiryakileri arasında do-
lanıyordu."
Hwang, yabancı sigara satışına izin veril-
dikten sonra geçen süre içinde Philip Mor-
ris'in milyonlarca Türk sigara tiryakisinin
Marlboro, Parliament ve LM tadına nasıl
ahştınldığını anlanrken Istanbul varoşlannın
önünde çekilen afış fotoğrafındaki 19 yaşın-
daki gencin, "Arkadaşlanmm hicbiriyerfi si-
gara içmiyor" sözlenru önıek venneden ge-
çemiyor.
YARIN: Philip MOITlS'ln
Türkiyeyeglrişl, kaçakçılık
GÖRÜŞ
KEMAL KIUÇDAROGLU (*)
Hayali İhracatla :
Mücadele... \
Kamuoyu "hayali ihracat" olayını ilk kez 1970'li
yıllarda, Yahya Demirel adı ile birlikte duydu ve
öğrendi. Uğur Mumcu, Örsan Öymen ve Altan
Oymen gibi kalemter olayı tüm boyutlanyla orta-
ya koyuyor ve kamuoyuna mal ediyorlardı. Ama o •
yıllarda hiç kimse, hayali ihracatın, daha sonraki •
yıllarda birdevlet politikası olacağını düşünemiyor- -'
du. :
Gerçekten de 12 Eylül darbesiyle birlikte, haya-!
li ihracatın önü açıldı ve hayali ihracat örtülü birşe- r
kilde devlet politikası haline dönüştüruldü. Çünkü,
Türkiye'nin dövize ihtiyacı vardı. Bunun yanında yurt- *
dışında Türklere art çok büyük paralann olduğu da
biliniyordu. O yıllardaki kambiyo mevzuatı, bu pa-
ralann Türkiye'ye getirilmesinin önündeki en bü- -
yük engeldi. 1980 sonrasında bu paralann Türki-"
ye'ye getirilmesi için bir dizi sistemli yasal ve yö- H
netsel değişiklik yürüriüğe konuldu. örnegin "ser-'
vet beyanı" kaldınldı, kambiyo mevzuatı değişti-"
rildi, bankalarda isimsiz hesaplann açılmasına ola-'
nak sağlandı, hayali ihracatın rahat gerçekleşme-
si için olur olmaz yerlere gümrük kapılan açıldı
vb... Özal hükümeti, Türklere ait ve büyük ölçüde
kara paradan oluşan bu birikimleri Türkiye'ye ge- M
tirip aklamakta karariıydı. <•
Bunun kara paracılar için en uygun yolu hayali"
ihracattı. Çünkü hayali ihracatla, bir yandan kara
para aklanırken, öte yandan kara paracılara ek pa-
rasal avantajlardasunuluyordu. Böylece "eskika-
çakçılann yeni işadamı" olmasının yolu açılıyordu.
O kadar ki "hayali ihracat" incelemesini yapan de-
netim elemanlan hakkında, soruşturma açma teh-
didi içeren bir Başbakanlık Genelgesi bile yayım-
landı. Çünkü dönemin hükümeti, kara parayı Tür-
kiye'ye getirerek ekonomiyi ayakta tutmaya çalış-
maktaydı ve bunda da karariıydı. Kuşkusuz bu
oluşum, devlet kadrolannda ciddi bir ahlak bozul-
masına yol açtı. Çünkü bir yandan kaçakçının, öte
yandan da "işinibilen memurun" önü açılıyordu.
•••
Bugün yaşadığımız tablo işte bu politikanın ürü-
nüdür. Bu tabloyu Emre Kongar hocamız, şu çar-
pıcı satırlarla anlatmaktadır: "Herkesın rüşvet al-
dığı bir yapı içinde, birey ile sistem arasında bir
kısırdöngü oluşmakta, bireylersistemi, sistem de
bireyieri beslerhale gelmektedir. Sonuç olarak, bu-
gün Türkiye, başta politikacılar olmak üzere, her-
kesin rüşvet aldığı, rüşvetin günlükyaşamda 'nor-
mal' bir uygulama olduğu, insanlann politikaya
'köşeyi dönmek
1
için girdiği ve rüşvet alarak 'kö-
şeyi döndüğü' ve rüşvef alanlann, aldıklan nışve-
tin yanlanna kâr kaldığı bir ülke halini almıştır."
(Kamuda Rüşvetin Toplumsal Nedenleri konulu
bildiri, s.7) Sayın hocamızın bu gözlemini, sokak-
taki sade yurttaşa aktardığınızda, size aynen ka-
tıldığını söyleyecektir. Çünkü birdevleti, kâramaç-
lı bir şirket gibi yönetmenin faturası budur. Ve biz
bugün bu ağır faturanın bedelini toplum olarak
ödüyoruz.
Yukanda da değindiğimiz gibi, hayali ihracat sa-
dece kara paranın aklanması amacıylayapılmıyor.
Aynı zamanda, bu yasadışı işlem sonucu devletin
hazinesi de soyuluyor. Çünkü ödenmeyen katma
deger vergileri, sanki ödenmiş gibi, fatura oyunla-
nyla (naylon faturalarla) maliyeden geri alınıyor. Bu
süreçte, rüşvetin önemli bir işlevi var. Çünkü rüş-
vet bu aşamada, hayali ihracat yoluyla kara para-
nın aklanmasını ve devletten haksız yere vergi ia-
desi alınmasını sağlayan bir işleve sahip. Hayali ih-
racat olayının, maliyeden gümrüğe kadar değişik
bürokratik alanlarda işlemi zorunlu kılması, rüşve-
ti de yaygınlaştırmakta ve bürokrasideki yozlaşma-
yı hızlandırmaktadır. Nitekim Maliye Bakanı Sayın
Sümer Oral, 9.7.1999 tarihinde bir soru önerge-
sine verdiği yanrtta, rüşvetin "...giderek yaygın-
laştığı, kullanılan bedellerin boyutlannın alabildi-
ğince büyüdüğü ve hatta kurumsallaştığı görülmek-
tedir" açıklamasını yapmaktadır. Bu bağlamda bu-
gün gelinen noktanın hiç de iç açıcı olmadığı or-
tadadır. Daha da önemlisi, derinleşen ve yaygın-
laşan rüşvet ve yolsuzluk olgusu, bu alanda yapı-
lacak mücadelenin de önündeki en büyük engel-;
dir. Çünkü sistem artık kendi kendini besleyen bir'
yapı oluşturmuştur. .
* * •
Ancak hükümetin çıkaramaçlı suç örgütleri, rüş-
vet ve yolsuzlukla ciddi bir mücadeleyi başlattığı-
nı da kabul etmek gerekiyor. Hükümet bu konuda
tutarlı davranmış, suç kaynaklı ekonomiyie müca-
dele için -bazı eksiklikleri de olsa- öncelikle yeni
yasalar, yönetmeliklerçıkarmıştır. Böylece yasadı-
şı organize ekonomik suçlarla mücadele için ge-
rekli hukuki altyapı oluşturulmuştur. Kuşkusuz bu
mücadelede Içişleri Bakanı Sayın Sadettin Tan-
tan'ın karariı tutumunun da büyük rol oynadığı
açıktır. (Ancak emniyet müdürlerinin yaptıklan ope-
rasyonlan şova dönüştürmelerini anlayamadığı-
mızı da belirtmek isteriz. Soruşturmanın giziiliği il-
kesini gözardı ederek, hertürlü bilgi ve bukjuyu açık-
lamamalan gerektiğini, herhalde öncelikle polisle-
rin bilmesi gerekir.) Sayın Tantan, hükümetin de des-
teğiyle bu gidişe dur diyebilecek.mi? Yıllann biri-
kiminin bir hükümet döneminde düzeltilmesini bek-
lemek elbette mümkün değil. Yapılması gereken,
bu kararlı tutumun bir devlet politikası olarak be-
nimsenmesidir. Kuşkusuz bunun temel koşulu da
politikanın ve politikacılann kiriilikten annmasıdır.
O Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği
VAVEKO Başkanı
TÜRK SİLAHLIKUVVETLERİNİ
CÜÇLENDJRME VAKFI
RAMAZAN BAYRAMM2I EN lYl DtLEKLERLE
KUTLAR, SAĞLK VE ESENLÎKLER DtLER.
MADDİVI M.VVEVİ KATKIL\RIND.V> D0LAY1 \İCl
TİKK MtLLETtME ŞİKRAN \T S4VC1LARIM SlüfAR.
VAKFCV BANKA BAĞIŞ HESAP MMARALARI
TÜRKÜRASI
TC Zıraat Bankası Yenışehır \nkara Şubesı 440 465 No'hı hesap
T IşBankasıYenışehır ,\nkaraŞubesı66606Noluhesap
VahHar Bankası Kavaklıdere Ankara Şubesı 2028491
YURTİÇİ-YURTDIŞI
AUMNMARM
T Iş Bankası Frankfiın Şubesı 2376700" No'lu hesap
T C Zıraat Bankası Yenışehır Ankara Şubesı 646947 \o'lu besap
Vakıflar Bankası Kavaklıdere Ankaıa Şubesı 4028489 No'lu besap
AMERİKAN DOLAH
T C Zuaat Bankası V enısehır Ankara Şubesı 647303 No'lu hesap
H0UANDA HOeîNİ
T C Zıraat Bankası Yenışelur/ Ankara Şubesı 646959