24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2000 PAZAR 14 I \JMX kultur@cumhuriyet.com.tr KENTLER VE KÜLTÜRLER / Llzbon TLKGAY PtŞEKÇt Sömüıgecilikten AvrupalılığaBaşlarken Edebiyat Ekspresi, Avrupa 2000 etkinliği içinde on sekiz ayn kentte durarak bu kentle- rin hayatlanna kan§tık. Gerek geziylegerekse etkinliklere iliş- jdnanı ve izlenimler, sanırım bü- yük bir kitap hacmini bulacak. Gazetemiz için hazırladığım bu yazı dizisinde Avrupa 'nın batıdan doğuyafarklı kentîeri- ne ilişkin genel izlenimkrimisu- nacağım. Lizbon, Rönesans'la birlikte başlayan Yeni Çağ'ın coğrafi keşiflerle birlikte büyüyen sö- mürgeci imparatorluklanndan birinin başkentiydi. Brezılya'dan Afrika kıyılan- na dek tûrlü ûlkelerin varlıkla- n yıllar boyu Lizbon'a akü. Kentte bu görkemli geçmişi arumsatan tûrlü kaleler, tapı- naklar, saraylar, anıtlar var. Lizbon, bizim Boğaz'ı andı- ran Tajo umağı, iki asma köp- rüsü, tepeler ûstûnde kurulu ol- ması ve bakımsız yapılanyla bir parça Istanbul'a benziyor. Kent merkezinde sermaye ve is. dünyasmın, bizim Karaköy'de, Bankalar Caddesi'ndekilere benzeyen yapılann yer aldığı Baixa; onun doğu yamacında yi- ne bizim Tarlabaşı'nın evlerine benzeyen eski, çogu onanlma- mış, dar ve kıvnmlı sokakla- nyla Alfama ile bansında göre- ce olarak daha bakımh Bairro Alto. Kuzeye doğru ise çok kat- lı yapılann, genış ağaçlı bul- ua Garret'deki A Brasileira adlı kahvehane, çağdaş Portekiz şiirinin önde gelen şairlerinden Fernando Pessoa'nın her gün uğrayıp oturduğu yerlerden biri. Şair kent kültürü içinde o denli yer etmiş ki onun anısuıı yaşatmak için kahvehanenin masalanndan birine onun orada oturan bir heykelini yapıp koymuşlar. varlann bulunduğu yeni ve çağ- daş yerleşimler uzanıyor. Portekiz 1986'da Avrupa Bir- liği'ne girdiğinde birliğin en yoksul üyesiydi. Bugün de öy- le. Ancak 1986'da 2230 dolar olan kışi başına düşen ulusal gelir bugün neredeyse üç katı- na çıkarak Yunanıstan'a yak- laşmış. Bütünüyle eski yapılann oluş- turduğu kent dokusu içinde, ki- mi yenileme çahşmalan göze çarpıyor. Yenilenen yapılann görûntüsü gözalıyor. Yine ye- nilerde tamamlanan Lizbon met- rosu da pınl pınl. Avrupa Birliği'ne girişin ken- te ekonomik bir akış sağladığı ortada. Dikkatimi çeken, bu ge- lirlerin kent yapüannın onanl- ması ve güzelleştirümesi için yeterince değerlendirilmeme- si. Son yıllarda kentteki bayın- dırlık yannmlanna bakıldığın- da anıtsal yapılar dikkati çeki- yor. Tajo ırmağının geniş bölü- müûzerinde kurulan ikinci köp- rö (on kilometre uzunluğunda, bir bölûmü ayaklar ûzerinde, ortası asma köprü biçiminde yapılan Vasco de Gama köprü- sü de bunlardan.) Gumhurbaşkanlığı sarayının ve tarihsel bir katedralin bulun- duğu Belem semtinde, ırmak kıyısına yapılmış Kişifler Anı- tı da görİcemli yapıtlardan biri. Bu anıtı yakından görmeye gittiğimde gözlerime inanama- dım. Anıtın tam altından ırma- ğa bir kirli su kanalı boşalıyor- du. Yûzlerce iri kefal balığı bu- radan ırmağa boşalan artıklan paylaşabilmek için kanahn ağ- zında oynaşıp duruyorlardı. Şaşırdun kaldım. Altyapısı bu denli güç durumda olan bir ülkenin dev anıtlar, köprüler yapmak için varsıl ûlkelerle ya- nşırcasına yatırımlar yapması- na. Dahası kent merkezinde bir- çok eski ev artık çökme nokta- sına geldiğinden sahiplerince terk edilmiş ve kendiliğinden yıkıma bırakılmış ve bu halle- riyle birer kirlilik merkezi oluş- tururken... Sonra şunu düşündüm. Geç- mişi görkemli başanlarla dolu uluslar, ne denli güçten düşse- ler de gözleri hep yukanlarda oluyor. Varsın evlerimiz bakım- sız, sokaklanmız kirli olsun, büyûk köprüler, anıtlar yetiyor, gururu ayakta tutmaya. Kentteki en eski kitabevi Bertrand'ın kuruluş tarihi 1732 Şairin birgününüyaşamak... \ Kâsifkr Anıo Lizbon'un ülke kül- tür yaşamının da merkezi olduğu , rahatlıkla söyle- nebilir. Sokaklar- da, alanlarda rast- ladığınız şair ve yazar heykelleri, çok sayıdaki kitapçı ve yazar kulüpleri si- ze bunu gösterecektir. Kentın en güzel sokak- lanndan biri olan Rua Gar- ret'de yürürken gördüğum Bertrand Kitabevi, bu kentin sanınm en güzel kitapçısı. Es- ki bir yapının giriş katında. Kü- çük birvitrini var dışan bakan. Ku- ruluş tarihi 1732 'yi görünce içeriye giriyorum. Temiz, düzenli, etkileyici bir görünümü var. Kitabevi odalar bi- çiminde birbirine açılan tam on galeri- den oluşuyor. Her bölüm ayn türde kitap- lara aynlmış. Girişte çok satanlar, sonra tür- lere göre gidiyor. Hem bu sokakta hem de çevrede daha pek çok kitapçı göreceğim. Kimi ye- ni, bakımlı, kimi eski, vitrinleri tozlu, kimi kullanıhmş kitaplar satıyor, ama hep- si canlı, yaşıyor ve kentin kitapla ilişkili olduğu- nu gösteriyor herkese. Bertrand Kitabevi'nden çıkarken tezgâhta gö- züme Portekiz Sinematek'inin haziran programı ilişti. Bir tane alıp göz attım. Bir ay süresinde es- ki yeni, önceden duyduğum ya da duymadığım onlarca film görebilecek Lizbonlu sinemasever- ler. Dansı Sinematek'siz on milyonluk tstan- bulumuza. Turizm broşürleri ise, kentin en renkli kişisi olarak bu kentte doğup ölen şair Fernando Pes- soa'nın(1888- 1935) kentteki bir gününü anlatan yazılara yer veriyorlar. Çünkü kent Pessoa'nın yaşadığı dönemden bu yana hiç değişmediği için şairin bir gününü siz de kendinizce yaşayabilir- siniz diyorlar. lşte Rua Garret'deki A Brasileira adlı kahveha- ne, şairin her gün uğrayıp oturduğu yerlerden bi- ri. Şair kent kültürü içinde o denli yer etmiş ki onun anısuıı yaşatmak için kahvehanenin masalanndan birine onun orada oturan bir heykelini yapıp koy- muşlar. Size de, "Gidip Pessoa'nın masasında onunla karşıhkh bir kahve içebifirsiniz" diyorlar. Konuşmak yerine de belki bir şiirini okursunuz. Sonra tıpkı Pessoa'nın yaptığı gibi Chiado ala- nından geçen 28 numaralı tramvaya binip Cam- po de Ourique semtindeki evine de gidebilirsiniz. Güzel sokaklar, yorgun9 eski insanlar Anıtlan ve köprüleri bir yana bırakıp ken- tin sokaklanna daldığuuzda, her köşesinden bir güzellik sizi sanp sarmalıyor, bir sokaktan ötekine dolaşıp duruyorsunuz. Bir kenti sev- mek belki de budur, sokaklarından alamamak kendinizi. Ben de öyle yaptım. Tam altı gün arşınla- dun sokaklanm Lizbon'un. Alçakgönüllü, sı- radan insanlannm ara- sında, nohut ve soğan- lı haşlanmış bahklan- nı yerken, şaraplarmı içerken, kek kokulan- nın yayıldığı mahalle fınnlannın önünden geçerken bakton hepi- miz insanız işte. On- larAvrupa'nın ban kı- yısında, biz doğu. OnlarAvrupa Birli- ği içinde bir parça kendilerine çeki dü- zen verme olanağı bu- labilmişler, bizimki gibi yerlerde sürünen eğitim sistemleri Av- rupa'nm baskısrylabir Müzik çalarak köpeğiyle birlikte dOenen çocuk. parça düzelmiş. \follannı yapabilsinler diye bir parça para geçmiş ellerine. Ama kadınlar yine tuhafiyeci dükkânlannı dolduruyorlar. Bu hazır giyim çağında, örüle- cek yün, dikilecek düğme, dantel işlenecek örtüler, fır fir yapılacak kurdeleler peşindeler. Küçük bir çocuk, akordeon çalarak dilenir- ken, yanmdaki yavru köpeği de onun para atı- lan plastik tasını ağzında tutuyor. Biraz ilerde kör bir kadın yanık sesiyle fa- dolar söylüyerek para bekliyor. Lizbon'un ünlü tramvaylarımn hiçbir şey umrunda değil. Duraklarda yazılan saatlerde cam isterse geliyor, istemezse gelmiyor. Kimi zaman bir saat bekliyorsunuz, kimi zaman üçü birden peş peşe geliyorlar. Vatmanlar, ister esmer, yağız delikanlılar olsun, ister mini etekli, sivri topuklu genç kız- lar, o daracık dolambaçh sokaklarda, otomo- billerin arasında dans ettire ettire, orasından burasından olmadık sesler çıkarta çıkarta, açık pencerelerinden okyanustanburalara ulaşan rüz- gârlan savura savura dolaştınyorlar o tahta, oyuncak kutulan. Almeda Lizbon'un karşı ya- kası ayn bir belediye. Almeda Belediyesi komünistlerin eünde. Köprüyü geçip gidi- yoruz. Garipsiyorum. Çünkü yerleşim kıyı- da değil de karaya ba- kanyamaçlara kurul- muş. Kıyılar boş. öy- le güzelliğinden, ko- nınmuşluğundan de- ğil. Hatta kıyıda bir petrol rafinerisi var. Belediyede yaptıklan külrür hizmetlerini anlatıyor bir görevli. Sonra belediye kütüpha- nesini dolaştınyorlar. Belediyece satn alınıp yeniden düzenlenmiş eski bir çiftlık evinde Portekizlilerin bizimki- ni aratmayan konukseverhğine bir kez daha ta- mk oluyoruz. Orada, Istanbul'da Goethe Enstıtüsü'nün müdürlüğünü yapmış, şimdi de Lizbon'da gö- revli Knrt Scharf a rastlıyoruz. "Şa köprû- den her geçişte kendimi lstanbul'da samyo- rum.Amaaşağıdaneredeosaraybu-,oiDavisu- lar" diyor. Lizbon'un eski mahaflelerinden Alfama'da bir sokak_ Onu evde bulamasanız da Coelho da Rocha So- kağı'ndaki evi güzel bir müzedır. EşyaJannı, ki- taplarmı, onunla ilgili türlü belgelen görebilir, evinin bahçesinde bir de çay içebilirsuuz. Hem o da üst katın penceresinden sokağa bakıp duruyor. Lizbon'da hemen her mahallede rastladığımız Portekiz Komünist Partisi'nin temsilcilikleri ve pencereden sarkan orak çekiçli kızıl bayrak bu- rada da karşımıza çıkacak. Yazarlann hayatlanna meraklıysanız, onlar bu kentte nasıl yaşamışlar, öğrenmek istiyorsanız peşine takılabileceğiniz çok yazar var Lizbon'da. lşte Eça de Queiros (1845-1900). Onun da kent merkezinde bir heykeli var. Kendisi geçen yüz- yılın giysileri içinde. Kucağında da yan baygın, çıplak bir kadın. Kadm, yazann hayatı boyunca uğruna çaba gösterdiği doğruluğun ve adaletin sım- gesiymiş. Eça de Queiros'la birükte, kentte bugün de var- lıklanm sürdüren çok sayıda yazar kulüplerini dolaşabilirsiniz. Çünkü üstadın bütün hayatı bu- ralarda geçmiş. Bu kulüplerin birinci işlevleri lo- kanta olmalan. Orada, istediğiniz sürece kalabi- lirsiniz, istediğiniz kadaryer içer, arkadaşlannız- la masa başında sabahlar, edebiyat konuşur tartı- şabilirsiniz. Aynı zamanda kütüphane işlevi de gö- rüyorlar. Duvarlar, kitaplar, dergi koleksiyonlan, tablolar, anı eşyalanyla dolu. Bu yazar kulüpleri, faşizm dö- nemlerinde yöneticilerin başına bela olmuşlar. Polis buralara gi- rememiş. Girmek istediğinde her seferinde yazarlar olay çıkarmış- lar ve yönetim güç durumda kal- mış. ••• Lizbon'daki en önemli müze Gülbenkyan Müzesi. Aym adı ta- şıyan geniş bir parkın içinde çe- şitli yapılardan oluşan müzede bir kütüphane, bir çağdaş Porte- kiz Sanatçılan Müzesi, bir de asıl Gülbenkyan koleksiyonunu içeren ana müze var. Ermeni kökenli Gülbenkyan 1869'da îstanbul'da doğmuş. Pet- rol ticaretiyle sağladığı büyük servetinin önemli bir bölümünü bu müzeyi oluşturan yapıtlara ya- tırmış. 1942'delkinci Dünya Sa- vaşı'nın getirdiği zorluklar nede- niyle Lizbon'a göç etmiş ve 1955'teki ölümüne dek burada yaşamış. Müze varlığının dışında Gül- benkyan Vakfi, ülkenin kültür ha- yatına da önemli katkılarda bulu- nuyor. Bir orkestra, koro ve bale topluluğunu destekhyor. Genç sa- natçılar için olanaklar sağhyor. ••• Haziran başı, aynı zamanda Liz- bon Kitap Fuan'nın da açıldığı dö- nem. Fuar alanı büyük bir parkın içine kurulmuş sıra sıra standlar- dan oluşuyor. Yayınevi sayısının çokluğu, ülkede yaym etkinliğin- deki canlılığı da gösteriyor. Sı- cağa karşın standlann önleri ka- labalık. Bir de merkezde büyük birçadırkurulmuş. Orada da top- lantılar, söyleşiler, törenler yapı- hyor. Y A P I Y O R L A R ? Steven Spielberg'den yeni bir film projesi • Steven Splelberg. Daniel Wallace* ın romanından John August tarafindan sinemaya uyarlanan 'Big Fish'adlı yeni bir film projesi ûzerinde çalışıyor. Oyunculan henüz belli olmayan film, William Bloom'un, annesiyle aynlmasından sonra kendisini ihmaJ eden babasımn kanserden öhnek üzere olduğunu öğrenmesiyle gelişen olaylan konu ediniyor. • Charllze Theron. yönetmenliğini Stephen Eliott'un yaptığı filmde, mimar kocasının yaptığı bir binada görevli işçilerin kaza sonucu ölmeleriyle, mutlu evlilikleri sarsılan bir kadını canlandınyor. Theron'a Vincent Perez eşlik ediyor. • Tom Hanksin eşi Rita Wilson ve çocuklanyla yaz tatillerini geçirmek üzere îtalya' mn Siena şehri yakınlannda havuzlu bir şato kiraladığı söyleniyor. Arthur Miiler' ın romanından uyarlanan 'Plain Girl' isimli bir fıhn çekti. Filmde ikinci Dünya Savaşı sonrası Amerika'ya göç etmiş Yahudi bir ailenin, mutsuz evliliğinden kurtulmaya uğraşan kızlanmn hikâyesi anlatılıyor. • Luchlno VlSCOntl'nin başyapıtı, Claudia Cardinale ve Jean Sorel'in başrolleri paylaştığı, 'Vaghe stelle dell'Orsa'nın setinde çekilen fotoğraflar ve belgeler Volterra'mn 'BirBaşyapıtın Hikâyesi' adlı sergisinde 30 EylüT e dek yer alacak. • Ceorge ClOOney, Steven Sodenbergh'in yönetmenliğini yaptığı 'Ocean's Eleven' adlı fîlmde Brad Pitt ve Julia Roberts'la başrolleri paylaşıyor. Frank Sinatra'nın 1960 yıhndarol aldığı bir filmin tekrar çevrimi olan yapımm çekimleri sürüyor. • Vera Chytllova son filminin çekimleri sırasında gözaltına almdı. Almanya'nın Rostcok bölgesinde, deniz kenannda geçen bir sahnede çıplak görünen torunu yüzünden bir balıkçı tarafindan polise şikâyet edilen Çek yönetmen ve kameramanının serbest bırakılması için Prag diplomasisinden kişilerin olaya müdahele etmeleri gerekti. • Helen Hunt yapımcılığını Dreamworks'ün üstlendiği ve Woody Allen'ın yönettiği filmde, başrolü Allen'la paylaşacak. Çekimleri önümüzdeki eylül aymda, New York'ta başlayacak filmle ilgili tüm bilgiler gizli tutuluyor. • Amoscital • Cattierine Deneuve. başrollerini Gary Oldman ve Mena Suvari'yle paylaşacağı, PeterHyams'ın yönetmenliğini yaptığı 'P'Arjagnau/ fiJrnffllSo oynamak için anlaşma t yapmak üzere. Film, D'Artagnan'm ve ünlü Oç Silahşörler'in hikâyesini anlatıyor. • Nicholas cape, Angelina Joiic ve Giovanni Ribisi'nin başrollerini paylaştığı 'Gone in 60 Seconds' adlı filmin bir kaç ay içinde Türkiye'de gösterime girmesi bekleniyor. Hızlı bir araba hırsızının başından geçenleri anlatan filmin yönetmeni Dominic Sena. • REM 1998'de çıkardığı 'Up' albümünden sonra onikinci albümü için stüdyoyagirdi. Mayıs ayının bir bölümünü, hazırlık çalışmalan için Vancouver'de stüdyoda geçiren grup elemanlan, Pat McCarthy'nin prodüktörlüğünü yaptığı yeni albümlerinin2001 yılının ilkbahannda piyasaya sürüleceğini açıkladı. • Bruce Springsteen m tribüt albümü 7 Kasun'da piyasaya sürülecek. 'Badlands: a Tribute to Bruce Sprigsteen's Nebraska' adını taşıyan albüm, Amerikalı sanatçının 1982'de tekno- punk tarzında doldurduğu Nebraska albümünün şarkılanndan oluşacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear