02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Enayi Yerine Konmak Bizim uğraşın garip yanlanndan biri de dinlen- celerdir. Her gün yazmaktan bezıp başka bir diyarda dinlenmeye çıktığınızda, birdenbire çekici konu- lar birbirferini izlerleyip size "Şimdi tatilin de sı- rası mıydr dedirtiverifier. Ardından, dönüşten sonra, "Hangi konuyla başlamalı" sorusu kurcalar kafanızı. Ispanya'da patlayan bombalar, Korsika'dadö- nen dolaplar, Fransa'nın çeşitli bötgelerinden yükselen feryatlar, Paris'in politika kulislerinde- ki çekişme ve uzlaşmalar kafamın içinde döne- nip dururken karım, - Elektnkleri söndürmeyi unutma, öyle her ta- rafı birden yakma! dedi. Elektriğe zam gelmişti. Artık ayda 150 kilovat- tan fazla harcayan, yüzde 50 zamlı fiyat ödeye- cekti. Başbakan, halkın yüzde 90'ının 120 kilovatın altında elektrik kullandığını, bu yüzden uygula- manın hakça olduğunu söylüyordu. Bülent Bey zammı içine sindirmişti. Ben bir kez daha enayi yerine konduğumuz- dan öfkeliydim. Dünkü Cumhuriyet'in manşet haberinden de anlaşılabileceği gibi, Türkiye'de devletin temel hizmetlere, elektriğe, suya, doğalgaza, akarya- krta, telefona zam yaparak açığını gidermesi kla- sik politikasıydı. • • • Şaşıımamak gerekirdi, ama aynı anda, enayi yerine konduğumuz için öfkelenmemek elde de- ğildi. Devlet, bir kez daha elini cebimize atmıştı. Uyguiamayı ise nasıl yapacağı bile belli değil- di. Çünkü kuaım zaten her ay sayaçlan okumu- yor ya da okuyamıyordu. Bu durumda, kimin her ay ne kadar elektrik kullandığını nasıl saptaya- caktıki? Ama önemi yoktu, çünkü işin aslı başkaydı. Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Abdullah To- sun'un da belirttiği gibi, enerjide kayıplar ve ka- çaklardı çözülmesi gereken sorun. Tosun, ener- ji nakil ve dağrtım hatlanndaki kaybın, genel üre- timin yüzde 25'i mesabesinde olduğunu söylü- yordu Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. Işte sizin benim, ceremesini çektiğimiz buydu. Aslında haksız bir vergi ile kapatılmaya çalışı- lıyordu durum. Ve Türkiye'de verginin haklısı yoktu. Çünkü veren veriyor, vermeyen vermiyordu. Veren veya vermek zorunda kalan enayi yeri- ne konmuş oluyordu, eşrMik ilkesi olmadığından. Eğer ruhsatlı eviniz varsa ruhsatsıza oranla enayisiniz, çünkü siz veriyorsunuz verginizi ama, o vermek zorunda değil. ••• Türk politikası ile sosyal yaşamının gırtiagına kadar gömülmüş olduğu popülizm çamuru, olaylan çarpıtmaya, talanı ve avantayı sosyal adalet diye sunmaya elverişli olduğundan, ger- çek durum dayanışma masallanyla örtülüyor hep. Kimi yerierde yerel yönetimler, çoğu ruhsatsız olan yapılann yanı sıra, ruhsatlılardan da, oy av- cılığıyla kucak kucağa popülizmin itîsiyle kendi- sine bırakılan emlak vergisini toplamıyor. Aynı yerel yönetim, vergi toplamadığı insanla- ra hizmet götürmek için devlete el açıyor. Dev- letin verdiği para, enayilerden topladıklan tabii ki... Düşünceye karşı ceberrut olan sistem, taiana, avanta ve lavantaya karşı cart curt. Düğmeyi çevirirken insanın aklına gelenler bunlar işte. Zamlı elektriğin aydınlığı odamızı aydınlatır- ken çarpıklıklann üstüne de ışık saçmış saçma- mış ne önemi var? Çünkü gün yüzüne çıkan çarpıklık, yine öyle olduğu gibi orada durup sıntıyor. Hadi bakaJım! Kısa bir aynlıktan sonra yeniden merhaba! Ölümünün 8. yıldönümu Aytekin Kotil anıldı Eski Istanbul Büyûkşehir Belediyesi başkanlanndan Aytekin Kotil, ölümünün 8. yıldönümünde. Zincirlikuyu MezarhğTndaki kabri başmda törenle anıldı. Törene kaülan CHP Kderi Altan Oymen, DenizBaykaTın politikaya dönme sinyalleri vermesiyle ilgili olarak "Adaynğı söz konusu ise kurultay var, geür adayhğını koyar. Daha önce bir kurultay mücadelesinin başlaması bence yanhş" dedi. Altan Öymen. Kotil'in iyi vasıflannm yanında, çok düriist bir pothikacı olduğunu ifade ederek "Poutikacdıkhalka hizmet uğraşıdır. Özveriister, kendisinden başkalannı düşünmek ister, halkm mutluluğunu daha i> iye götürmedni sağlamak için eünden geleni yapmaya hazır olmayı ister, Aytekin Kotü'de bu vasıflar vardı" diye konuştu. Öymen, CHP'nin 1992de yeniden açıhnası gûndeme gekliği zaman Kotil'in "Partimiz açüsın, ben orada herhangi bir hizmete tahbim" dediğini anımsatarak partinin kurulusunu görmediğini, ama son seçim yenilgLsini de görmemesinin bir teseUi olduğunu belirtti. Yeni yönetmeliğe göre hac seferleriyle ilgili çalışmalan 5 kişiden oluşan komisyon yürütecek Hacda EM Vakfi devre chşıMUTLUSERELİ ANKARA-Diyanet Vakfı'nın, 1979 yılından beri elinde bulundurduğu önemli gelir kaynakJanndan "hac se- feıierine ilişkin her türiü parasal işleri yürûtnıegörevine'' son verildi. Son hac sezonuna kadar, hac organizasyonu için yapılan harcamalardan kalan para- nın yüzde 70'i doğrudan, yüzde 30'u da "Diyanet tşleri Başkaniığı hizmetk- rindekuDanıbnaküzere" Diyanet Vak- fı biitçesıne aktanlıyordu. Diyanet Vakfı'nın buralardan, yapürdığı cami- leıde topladığı bağışlardan elde ettıği gelin "ticariamaçlarla' 1 değerlendırdi- ğı, kurduğu şirketlerle doğrulanırken vakfın thlas Finans ıle Kuveyt Türk Evkaf Fınans Kunımu AŞ'ye de ortak olduğu ortaya çıktı. Diyanet Işleri Başkaniığı'ndan so- rumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Hüsamettin Ozkan tarafından 18 Mayıs 2000 tarihinde yayımlanan yönetmelikle, hac seferlerinin her tür- lü parasal işlerini yürütme görevi Di- yanet Vakfı'ndan alındı. Yönetmelik değişikiiğine, son yıllarda Diyanet Vakfı'nın ticari ilişkilerine yönelik id- dialann yoğunlaşmasının neden oldu- ğu belirtildi. Yeni yönetmelikte, hac işlehnin Diyanet Vakfi yerine Diyanet tşleri Başkan Yardımcısı. Hac Dairesi Baş- kanı, 1. Hukuk Müşaviri ve iki daire başkanından oluşan 5 kişılik Hac ve Umre Komisyonu'nca yürütühnesi öngörüldü. Diyanet Vakfi, çeşitli yollardan el- de ettiği gelirlerini ticari amaçlarla de- ğerlendiriyor. Vakıf, sahip olduğu şır- ketlerin yanında, pek çok Islami ser- mayeli şirkete de ortak bulunuyor. Vak- fın sahibi ya da ortağı olduğu şirketler- den bazılan, sermayeleri ve hisse pay- lan şöyle: • Türkiye Diyanet Vakfi Vakıf Ya- yınlanlşletmesi: 1988yıhndakuruldu. 1997 yılındaki sermayesi 8 milyar lira. Tamamı Diyanet Vakfi'na ait. • Türkiye Diyanet Vakfi Yayın Mat- baacılık ve Ticaret tşletmesi: 1982 yı- hnda kuruldu. 1997'deki sermayesi 97 milyar 260 milyon lira. Tamamı Diya- net Vakfi'na ait. • Türkiye Diyanet Vakfi 29 Mayıs Tıp Merkezi: 100 milyar lira sermaye ile kuruldu. Tamamı vakfin. • Vakıfözel Eğitim ve öğretim Te- sisleri Ticaret ve Sanayi AŞ: 150 mil- yar lira sermaye ile kuruldu. Vakfın yüzde 96'sına sahip olduğu şırkette, KOMAŞ, GtNTAŞ, DtVANTAŞ ve TEMSAŞ'uı birer hissesi bulunuyor. • GtNTAŞ: 1983 yılında kuruldu. 1997'de sermayesi 20 milyardı. Yüzde 99.76'sı Diyanet Vakfi'na ait. • KOMAŞ: 1990'da kuruldu. 1997'de 300 milyar lira sermayeye sa- hip. Yüzde 93.83 'ü Diyanet Vakfi 'nın. Ülker Gıda'mn da yüzde 0.5 hissesi bulunuyor. • DtVANTAŞ: 1993'te kuruldu. 1997'de 50 milyar lira sermayeye sa- hip. Yüzde 96.875'i vakfin, GtNTAŞ, KOMAŞ ve TEMSAŞ'ın yüzde 1, VE- TAŞ'ın yüzde 0.125 hissesi var. • TEMSAŞ: 1989'da kuruldu. 1997'de 60 milyar lira sermayeye sa- hip. Yüzde 98.2'si vakfin. • KOMAŞ Sigorta: 1995'te 2 mil- yar lira sermaye ile kuruldu. Diyanet Vakfi yüzde 45'ine, KOMAŞ yüzde • 55!ine sahip. - ., $ . • thlas Sigorta: 1995 yılında 500 milyar lira sermaye ile kurulan şirket- te, Diyanet Vakfi yüzde 10 hisseyle temsil ediliyor. • Süt Endüstrisi Kunımu Sanayi ve Ticaret AŞ: 1997'de 5 trilyon 249 mil- yar lira sermayesi bulunan şirkette, Di- yanet Vakfi'mn hissesi yüzde 0.387. • Saf Süt Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ: 1997'de 100 milyar lira sermaye- si bulunan şirkette, Diyanet Vakfi yüz- de 25 oranıyla temsil ediliyor. • thlas Finans Kurumu AŞ: 1995'te kurulan şirketin 1997'deki sermayesi 2 trilyon lira. Diyanet Vakfi yüzde 8 hisseye sahip. • Kuveyt Türk Evkaf Finans Ku- rumu AŞ: 1988'de kurulan şirketin sermayesi 1997'de 2 trilyon 10 mil- yar lira. Diyanet Vakfi'mn yüzde 1 hissesi var. Araştırmacı-yazar Nacar'a göre, dağınıklık görüntüsü vermelerinin nedeni taktiksel 'Gülen Türkiye'ye dönmeyecek' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) • Islaraı konular ve tarikatlarla ilgili çalışmalar yapan araştırmacı- yazar lsmail Nacar, Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksei'ın Fethullah Gülen hakkındaki tutuklama istemi reddedilse bile Türkiye'ye dönmeyeceğini söyledi. Gülen grubunun parçalanmasının söz konusu olmadığını kaydeden Nacar, dağılmışlık görüntüsünü, birkaç yıldır olaniar karşısında gelıştirdikJeri taktik olarak yorumladı. Nacar, devletin "gerçekçi" çözüm geliştirmemesi nedeniyle Gülen grubunun irtıcayla mücadeledekı eksiklik karşısında güçlendiklerini savundu. lsmail Nacar, Gülen grubunun son birkaç yıldır karşılaştığı gelışmeler nedeniyle farklı yöntemler geliştirdiğini belirterek, düşünceleri doğrultusunda çalışmalarmı tek parça halinde sürdurdüklerini kaydetti. > • • • <-& ? - • Gülen grubunun güçlenmesinde devletin rolüne ışaret eden Nacar, şunlan söyledi: "Türkiye'de demokrasi gerçek tslam konusunda inanahm inanmayahm, laikük konusunda devletin net, rasyonel ve gerçekçi, mazlum halkı da yanma alacak tarzda yaklaşımı yok. Zaman zaman da ûsluplanndan kaynaklanan hatalardan dolayı yüz tane doğru söylesen, bunlar bemen 1 tanesini ahyorlarve 'Bakın işte bunlar zaten din düşmanlığı yapıyor' diyoriar. Bunlar, Türkiye'de yaşayan insanların düşünce atmosferini çok iyi büryoriar. Devietin gerçekçi bir yaklaşımı yok." Türkiye'de ırticaya karşı verilen mücadelenin Gülen'i daha da güçlendirdiğini savunan Nacar, "Sistem bunlara karşı 1970'ten beri mücadele veriyor, bir adnn gerilemeleri bir yana tam tersine çok daha güçleniyorlar. Devlet akü, bilgi ve temiz ponkalar geliştinneu. Ülke bir taraftan soyuhıyor, diğer yandan ülkenin kaymağmı yiyen bir avuç kesim var. Bunlar haDan önünde sürüyor" diye konuştu. Nacar, Gülen'in ABD'deki çalışmalan konusunda "Başbakan da dahil iktidar partilerinin temaslan \ an Dışardan birtakım güçleri aktif şekilde devreye soktular. Bunlann başında ABD geiiyor. ABD bu coğrafyada kendi isteğine ve çıkarianna uygun bir geoşmeyi şimdiden oluşturuyor. Buna Türk cumhuriyeüeri de dedi. tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN DGM Gülen dosyasını inceliyor • DGM heyeti, Fethullah Gülen'in tutuklanma istemine ilişkin başvuruyu sonuçlandırmak için 12 klasörü inceliyor. ANKARA (Cumhurhçt Bürosu) - Ankara 2 No'lu DGM, Fethullah Gü- len hakkmdaki soruşturmayı tamam- layarak tutuklanmasını isteyen savcı Nuh MeteYüksel'in itirazmı inceliyor. Yükserin itıraz başvTiru dilekçesine ekleyerek gönderdiği 12 klasör içinde MTT, emniyet, Genelkurmay, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim ve Maliye Bakanlığı'nca Gülen hakkında hazırlanan belgeler de yer alıyor. Sav- cı Yüksel 'in hazırladığı dosyayla dev- let arşivindeki Fethullah Gülen rapor- lan bir araya getirilmiş oldu. Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, hakkında soruştur- ma yürüttüğü Fethullah Gülen'in Türk Ceza Yasası'nın 312 ve 313. maddele- ri uyannca "bölücüKıkveçetekunnak'' suçlamasıyla tutuklanması istemiyle 3 Ağustos Çarşamba günü 2 No 'lu DGM Yedek Hâikimliği'ne başvurdu. 2 No'lu DGM yedek hâkimj Ramazan Aksan, savcuun başMirusunu "istemi yerinde görmeyerek" reddetti. Bunun üzenne savcı Yüksel, önceki gün aynı mahke- menin heyetine itirazda bulundu. Mah- keme heyetinin başvuruyu hafta sonu- na kadar karara bağlaması bekleniyor. Yüksel, Fethullah Gülen'in "tedbir" amacıyla tutuklanmasını istiyor. Aluıan bilgiye göre Yüksel'in gele- cek hafta açması beklenen davaya iliş- kin iddianamede, güvenlik birimleri- nin Fethullah Gülen hakkında bugüne değin hazırladığı raporlann yanı sua Gülen'in propaganda içerikli ses ve göriintü kayıtlanna da yer verecek. Savcı, Fethullah Gülen'ın "genç insan- lan devlet aleyhine kışjartacak biçim- de eğitim verdiğine'' işaret ettıği "I51- kevteri" örgütlenmesini iddianamede aynntıh olarak değerlendiriyor. Yük- sel, Gülen'in yurtdışındaki okullann- da "cumhuriyete bağlı bir görüntü" çizmesine karşm Işıkevlerindeki pro- paganda faaliyetinın bunun tersi oldu- ğuna dikkat çekecek. Zamanoşımı sınırımkıki davada ikisamk daha Istanbul Haber Servisi - Istanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 21 yıl önce sorgulamrken komaya giren ve işkence sonucu öldüğü otopsi raporuyla belgelenen 20 yaşındaki Fanık Tuna'mn davasının zamanaşunına uğrayacağı gün 2 samk daha ortaya çıktı. Tuna'mn babası Baran Tuna ile avukatı Ergm Cinmen Istanbul Adliyesi'ne gelerek, Faruk Tuna'yı sorgulayan ekibin diğer iki elemanı HaBs Yefanen ile Mustafa Yıldmm hakkında suç duyurusunda bulundular. Suç duyurusu, Yenibinyıl gazetesinde Tuna davasmı yazı dizisi olarak işleyen gazeteci Doğan Demir'in, davanın tek samğı olan ve 5 yıl 4 ay hapis cezası alan, Tuna'yı sorgulayan ekibin şef yardımcısı Sinan Yalçın'la yaptığı röportaja dayandınlıyor. Beşiktaş Köyiçi'nde pankart asma eylemine katıldığı gerekçesiyle 2 Ağustos 1980 tarihinde gözaltma alman, llerici Gençler Derneği (tGD) üyesi ve tTÜ öğrencisi Faruk Tuna'mn ölümünden 8 yıl sonra ancak zanlılardan biri belirlenebilmiş, 11 yılın ardından da 1 samk mahkûm olabilmişti. Davada 5 yıl 4 ay hapis cezası alan, Tuna'yı sorgulayan ekibin şef yardımcısı Sinan Yalçın, davanın 1990 yılmdaki oturumunda, suçu işleyen diğer 5 kişinin ismini verince bu kişiler hakkında tstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. tstanbul Adliyesi'nde dün Istanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunan avukat Cinmen, Yalçın'ın ifadeleri doğrultusunda, Hahs Yelmen ile Mustafa Yıldınm'ın cinayetle ilgisi olduğunun ortaya çıktığmı söyledi. 20 yılhk savaşım Gazeteci Demir'in röportajında Yalçın'ın. "Tuna'yı Hafis Yefanen öMurdü" dediğini belirten Cinmen, hem bu sözler hem de Yalçm'm konuyla ilgili açıklamalan üzerine suç duyurusunda bulunduklannı ifade etti. Cinmen, "Bu dava bugûn (dün) zamanaşmuna uğrayacaktL 20 yıldır Tuna'mn katülerinin peşinde koşuyoruz. Oysa hukuk devletinde yetkili birimlerin katillerm peşinde obnası gerekirken bu işi avukatlar, gazeteciler yapıyor'' dedi. Bu olayla ilgili takipsizlik karan verilirse Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne başvuracaklannı belirten Cinmen, şöyle devam etti: "Bu soruşturmayı örtbas eönek isteyenlerin maaşlanm hâlâ bizler ödüyoruz. Bu olayla ilgili tüm birimlerin akhnı başına ahnası gerek. Olayın bugüne dek üzeri örtühneye çahşıkh, ancak biz davamıza sahip çıknk, bundan sonra da pesini bu-akmay acagE." Tuna'mn babası Baran Tuna da "Bu olaydan sonra eşimi beyin kanamasuıdan kaybettim. Geç kaimış adalede yerine getiribnemiş adalet arasmda fark yoktur. Bugün suçhılar mezarükta mahkûm olacak hale gekMler. Böyle adalet obnaz. Benim çocuğum tngiiiz ya da Yunan obaydı bugûn hayattaydı, ne yazık ld Türk olma şanssuuğma uğradı'* diye konuştu. Cörüşler farklı FP kendi içinde 'kimlikte din'i tartışıyor • Nüfiıs cüzdanlanndan din bölümünün çıkarılması konusu FP'de görüş p .,, aynlıklanna neden oldu. ? > FP'li Bekâroğlu, Müslümanlığa devletin karar veremeyeceğini söyledi. Veysel Candan'a göre ise din temel bir kirnlik. SEBAHATKARAKOYUN ANKARA - Nüfiıs cüzdanlanndan din bölümünün çıkanlmasma yönelik proje, FP yönetiminde de görüş aynlıklanna neden oldu. FP Genel Başkanı Recai Kırtan'ın ardından genel başkan yardımcısı Veysel Candan da nüfus cüzdanlannda "tslam" sözcüğünün yer alması gerektiğini •savundu. Candan, "Din temel bir knnfiktir ve nfifus cüzdanlaruıda yer almahdır. Hükûmet ülkenin gerçek sorunlaruu çözeceğhıe btrtüam fantezüerie uğraşryor" dedi. FP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekâroğhı ise nüfus cüzdanlannda din bölümünün yer ahnasımn "saçmahk" olduğunu belirterek "tnsanlann Mûshunantağı konusunda devlet karar veremez" diye konuştu. Kutan: ppflal hak Bakanlar Kurulu gündeminde bulunan Merkezi Nüfus Idaresi (MERNİS) Projesi çerçevesinde nüfiıs cüzdanlanndan din hanesinin kaldınlmasına yönelik çalışma FP'den farklı seslerin yüksehnesine neden oldu. FP Genel Başkanı Recai Kutan, insanlann dinlerinin kimliklerinde beürtilmesinin en doğal insan hakkı olduğunu belirterek "İsteyen vazdırmasın ama normal şartlarda yazdsın. Ben kimnğimin net olarak ortada olmasuu arzu ediyonun. Bunu engelkmeye ldmsenin hakkı yok" sözleriy le projeye karşı çıktı. FP Genel Başkan Yardımcısı Veysel Candan da Kutan'a destek vererek bu yöndeki çalışmalan "fantezi'' olarak yorumladı. Candan, "Nüfus cüzdanlannda tslam sözcüğünün yazmasuun Idme zaran var. tstemeyen yazdmnasm. Din temel bir kimliktir. Ben şahsen diniT"»" tsiam oktuğunun kimagime yazıhnasını istiyorum" dedi. Cazetecileri tehdit davası Alaattin Çakıcı ifade verdi '"" Istanbul Haber Servisi - Fransa'dan Türkiye'ye iade edilen ülkücü mafya lideri Alaattin Çakıa, gazeteci Fatih Attayh ve Tuncay Ozkan'ı tehdit etmesiyle ilgili soruşturma kapsamında Pendik Adliyesi'nde ifade verdi. Alaattin Çakıcı tutuklu bulunduğu Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'nden saat 14.10'da yoğun güvenlik önlemleri aitmda Pendik Adliyesi'ne götürüldü. Çakıcı, burada gazeteci Fatih Altayh ve Tuncay özkan'ı tehdit etmesiyle ilgili olarak açılan soruşturma kapsammda Pendik Cumhuriyet Savcısı Suat Güle ifade verdi. tddialan reddettığı öğrenilen Çakıcı, ifadesinin ahnmasuun ardından Kartal Cezaevi'ne götürüldü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear