Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE
10 LJİŞ [email protected]
Meksika'da
^tddetJi depran
• MEMCO CTTY (AA)
- Meksıka'da dün Ulusal
Sismoloji Merkezi'ne
göre 7.1, Strasbourg
Gozlemevi'ne göre 6
büyüklüğunde bir deprem
yaşandı. TSl 14.42'de
meydana gelen dq>remde
camlann kınldığı,
duvarlarda çatlaklar
oluştuğu öğrenildi.
Depremde can kaybı
olduğuna dair herhangi
bir bilgi edinilemedi.
sayısı artıyor
• YENİDELHt(AA)-
Hindistan, Bangladeş,
Butan ve Nepal'de ıkı
haftadır etkili olan,
milyonlarca kişiyi evsiz
bırakan sellerde ölü
sayısının 300'ü
bulmasından endışe
ediliyor. Bölgeden gelen
haberlerde Hindistan'ın
kuzeydoğusunda önceki
gece muson
yağmurlannın sel sulannı
daha yükselttiği belirtildi.
EsMbombae
çocugu öMurdü
• HANOİ(AA)-
Vıetnam'da savaştan
kalan bombanın
patlamasıyla 6 çocuk
öldü. Polis açıklamasına
göre, dram Binh Dinh
bölgesmde yaşandı.
Futbol oynayan çocuklar
top sahasının
yakınlannda bomba
buldular. Yaşlan 11-13
olan çocuklar, bombanın
patlamasıyla can verdiler.
Kanada
Belgrad'ı kmadı
• OTTÖVVA-Kanada
yönetımi, Yugoslav askeri
yetkililerin, Karadağ'da
tutuklanan 2 Kanadah ile
2 îngilizi terör eylemi
hazırlığıyla suçlamasını
kınayarak, bunun
uluslararası yasalann
"açıkihlafi''olduğunu
bildirdi.
Suharto'ya Icent
hapsf cezası
• CAKARTA(AA)-
Endonezya'da
yolsuzlukla suçlanan eski
Devlet Başkanı
Suharto'nun ev hapsi
cezası kaldınlarak ceza,
"kenti terk etmemeye"
çevrildi. Suharto'nun
avukatlanndan Denny
Kaılimang, Gûney
Cakarta Bölge
Mahkemesi'nin gelecek
. bir ay için Suharto'nun ev
hapsini kaldırdığuu
-söyledi.
işten çıkardsiî'
• BERÜN(AA)-
Almanya'da aşın
sağcılara tepkiler sûrûyor.
Hıristıyan Demokrat
Birük (CDU) Partisi
Genel Başkanı Angele
Merkel, aşın sağcılann
kamu kuruluşlannda yeri
olmadığını belirterek,
aşın sağcı memurlann
işten çıkanlması
önerisinde bulundu.
Alman Memurlar Birlği
(DBB) Başkanı Erhard
Geyer de Merkel'in
önensinı destekledığını
kaydetti.
Pinochet'nin dokunulmazlığının kaldınlması karan cunta kurbanlannı sevindirdi
ŞiB yeni lar sayfa açıyor• Yüksek
mahkemenin karannı
açıklamasının
ardından, kuvvet
komutanlan destek
için Pinochet'nin
evine doluşurken
Santiago sokaklanna
çıkan binlerce kişi de
karan kutladı.
SANTtAGO (Ajanslar) - Şı-
li'de yüksek mahkemenin, eski
cunta lıderi General Augusto
Pinochet'nin parlamenter do-
kunulmazlığının kaldınlması
yönûnde önceki akşam aldığı
karar, insan haklan örgütleri ve
Şili'de cunta yönetiminın kur-
banlan tarafindan sevinçle kar-
şılandı. Diktatörü adım adun
yargılanmaya doğru taşıyan bu
karar, Şili'deki Pinochet yan-
daşlannın tepkisine neden olur-
ken bütûn dûnyada diktatörlere de uy-
kusuz bir gece geçirtti. Pinochet hak-
kmda açılan 157 davayı soruşturmak-
la görevli yargıç Juan Guzman Tapia,
ailesinin itırazına rağmen Pinochet'nin
mahkeme önüne çıkıp çıkamayacağına
karar verilmesi için sağlık kontrolünden
geçirileceğini bildirdi.
Guzman, "Bu zorunlu. Yasa uygulan-
mah, kiınse yasanın ûstûnde değüdir"
dedi. Pinochet'yi kışısel olarak sorgula-
ma isteğını de dile getiren Guzman, ka-
rann ardından yaptığı açıklamada, "Şi-
li tarihinde yeni bir sayfa açıyor oiabfli-
riz" demıştı Pınochet'run aılesı, yük-
Karann ardmdan başkent Santiago sokaklanna akm eden Pinocbet kurbanlan
"Adalet yerini bukfo" şektinde slogan atarken (üstte) Pinochet yandaşlan da
(sağda) cunta Hderinm evinin önünde toplandılar. (Fotoğraflar: REUTERS)
sek mahkeme karannın açıklanmasın-
dan önce, dokunulmazlığı kaldınhrsa 84
yaşındakı generalın muayeneden geçınl-
mesini kabul etmeyeceğinı büdırmışü. Aı-
lesi, akıl sağlığınin bozuk olduğu teşhi-
si konulursa, Pinochet'nin "kendhıi ak-
lamafirsabekk edemeyeceğini'' ıleri sü-
rerek muayeneye karşı çıkıyor.
Yüksek mahkemenin karannı açık-
lamasından sonra Santiago sokaklan
Pinochet yandaşlan ve karşıtlanyla dol-
du. Şilıli kuvvet komutanJan destek
için Pinochet'nin evine gitti. Pinoc-
het'ye ilk destek. Kara Kuvvetlen Ko-
mutanı General Rkardo Izurieta'dan
geldi. General, ziyaretten sonra "Ken-
disİDebu zor anda desteğimizi betirtök"
dedı. General tzuneta, "General Pinoc-
het, 1973ten 1998'edekbaşkomutanve
cumhurbaşkanı olarak memleket ya-
ranna nice Lşler yapnuşbr. Hak ettiği
onura kavuşacaknr" diye konuştu.
Komutanlar: Cesur bir şahsiyet
Pinochet'yi daha sonra Deniz Kuvvet-
leri Komutanı Amiral Jorge Arandbia
ve Hava Kuvvetlen Komutanı General
Patricio Rios ayn ayn zıyaret ettı. Amı-
ral Arancıbıa, Pinochet'yi "namusiu ve
cesurşahsjyet" olarak nitelendihrken Ge-
neral Rios basına açıklama yapmadı.
Arancibia, yüksek mahkemenin karany-
la ilgili yorumda bulunmadı ve "Karan
değertendirmek bize düşmez" dedi.
Ote yandan, mahkeme karannın açık-
lanmasından sonra Puıochet karşıtlan
başkent sokaklannda sevinç gösterilen
yaparken yüzlerce kişi de evinin önüne
giderek Pinochet'ye destek verdi. Yük-
sek mahkeme binasının önünde topla-
nan Pinochet karşıtlan, Pinochet'nin
1973'te devirdiği Başbakan Salvador
ADende'nın anıtına yürüdüler. Olay çık-
mayan yürüyüş sırasında göstericiler Pi-
nochet aleyhinde sloganlar attılar.
Kum'da Hamaney yanlısı gosteri
'Reformcuları
meclisten atın'
TAHRAN(AA)-Iran'ın
Kum kentinde bir grup din
adamı, medrese öğrencisi
ve halktan bazı kişiler, Iran
dini liderine hakaret ettık-
lerini iddıa ettıkleri bazı
milletvekillerinın yargılan-
masmı ve Meclis'ten atıl-
masını istedi.
iRNA'nın haberine göre,
Hz. Masume Türbesi'nde
önceki gece düzenlenen
gösteriye katılanlar, dini li-
der Ayetullah Ah' Hama-
ney'e, basın kanununu dü-
zeltme yasa tasansının gö-
rüşülmesını engelledığı ıçın
teşekkür ettiler ve yargı er-
kinden, dini lıdenn kutsal-
lığuıa hakaret eden millet-
vekilleri hakkında kanuni
takibat açmasını istediler.
Gösteride konuşan ba-
ğmısız Imam Cafer Sadık
Tugayı Komutanı Hüccetü-
lislam Müçteba Zofaıur ise
meclise girenlerin, "müna-
fildann amaçlarıııı savun-
duktannT ıddia ettı. Iran'da
rejime karşı süahlı mücade-
le yürüten Irak destekli Hal-
km Mücahıtlen örgüfü "mü-
nafikbr'" diye adlandırüıyor.
Gazetecfler ifade venü
Bu arada iki reformcu ga-
zetecinın daha dün Devnm
Mahkemesı'nde ıfade ver-
meye çağnldığı bildirildi.
iRNA'nın haberine gö-
re, kapattlan Camee gaze-
tesinin idan müdürü Ha-
midnza Celayipur ve yıne
kapatılan Sobh-u Emruz
gazetesinin yayın kurulu
üyesi AM Rıza Aleviteber,
Devrim Mahkemesi-3. Şu-
be'de ıfade verdı. Sorgula-
manın nisan ayında Ber-
lin'de düzenlenen Iran ko-
nulu bir konferansla ilgili
olduğu belirtildi.
om bombası
kurbanlannı
onbfnler andı
ABD Hava Knvvetleri'nİB
Japonya'nm Nagazaki
kentme atom bombası
atmasmın55.yıl
dönûmfinde, NagazakFde
anma töreni yapıidL
Yaklaşık30bmkişi,9
Ağustos 1945te padatıian
atom bombasmda can
veren 70 bin kişinin aıusma
DH* dakikaJık saygı
duruşunda bulundu.
Nagazaki Banş Kkfansi'ni
okuvan Bdediye Başkam
Iço İto, atom bombaram
anısmm insanlann
olduğunu belirterek
Japonya'nm geçmişteki
hatalanm kabul etmesmi ve
atom bombasuun yeniden
kullanılmasırun önknmesi
için elinden geieni
vapmasmıistedL
(Fotoğraf: REUTERS)
Mali kaynak bulunamadı
KKTC'ninderdi
60 bin bankazede
• Ankara'nın önerdiği ekonomik önlemlerin
önemli bir kısmını uygulama karan alan
KKTC hükümeti, bankazedeleri tatmin
edecek 200 milyon dolarhk kaynağı bulamadı.
REŞATAKAR
LEFKOŞA-KuzeyKıb-
ns Türk Cumhuriyeti'nde
devam eden ekonomik
krizden çıkış yollan ara-
yan koalisyon hükümeti,
Ankara'nın üzerinde ısrar-
la durduğu ekonomik ön-
lemlerin önemli bir kısmı-
m uygulama karan aldı.
Başbakan Derviş Eroğ-
hı'nun başkanlığında top-
lanan KKTC bakanlar ku-
rulu, iki ülke teknokratla-
nnca son şekh' verilen eko-
nomik paketi değerlendır-
di. Toplantı öncesınde
"Ekonomiyi düzelrmek
için baa önkmkr abnak
zorundayTz" dıyen Eroğ-
lu, gündemı ağırhklı ola-
rak ekonomik paketle, ban-
kazedelenn oluşturduğu-
nu söyledi.
Bakanlarkurulunun top-
lantısı sürerken kamu gö-
revlilennin örgütlü bulun-
duğu Kamu-Sen tarafin-
dan Eroğlu'na bir uyan
mektubu gönderildi. Hü-
kümeti uyaran sendika,
benimsemeyecekleri ka-
rarlann ahnması hahnde
süresız greve gidileceğini
bildirdi.
Mudiler öfkeli
Faalıyetlen durdurulan
6 yerel bankada toplam
200 milyon dolarlık mev-
duatı 18 eşit taksitle kar-
şılama sözü veren, ancak
3. taksıtte pes eden KKTC
hükümeti, çeşitlı altema-
tif arayışlanna girdi. An-
kara'dan talep edilen 200
milyon dolarlık krediye
"yeşil ı^k" yakılmaması
üzerine KKTC Ekonomi
ve Maliye Bakanı yeni bir
ödeme planı yaparak, bu-
nu dünkü bakanlar kuru-
lu toplantısına götürdü.
Bu arada, Başbakan
Derviş Eroğlu ıle yaptık-
lan gönlşmenin sonucu-
nu değerlendıren ve tat-
min ohnayan bankazede-
ler, yasalar çerçevesinde
hak arayışlannı sürdüre-
ceklerinı, bu çercevede ye-
ni eylemlerin gündeme ge-
leceğini açıkladılar.
KKTC 14 maddeyi kabul etmedi
Kuzey Kıbns'a 76
maddelik program
BANUSALMAN
A>fKARA-KKTC'nm
hazırladığı ekonomik
programı kabul etmeyen
Türkiye, 76 maddelik ye-
ni bir program hazırladı.
Bu programın 14 madde-
sini KKTC'nin kabul et-
mediği öğrenildi. Hazıne
ise bu 14 madde üzerinde
ozlaşma sağlamaya dönük
orta yol hazırladı. Türki-
ye'de IMF ile uygulanan
stand-by anlaşmasının ben-
zeri ohnası beklenen prog-
ramın temel ayaklannı sos-
yal güvenlik, özelleştırme
ve kamu harcamalannın
kısılması oluşturacak.
Ecevit'e sunulacak
Programın Başbakan
Bûlent Ecevit'e sunulma-
sının ardmdan taraflar ara-
smda görüşüleceği belir-
tiliyor. Türkiye'den gön-
derilenparalann seçımler
sırasında "ekonomik öo-
lemkr için kuUarulmadı-
ğı"nuı ortaya çıkmasuun
ardmdan, KKTC 'de yaşa-
nan bunalımm çözümü
için aktanlacak kaynaklar
sağlama alınmaya çalışı-
lıyor. Türkiye, kaynağın
kullanılacağı yerleri bir
programla bildirecek. Ha-
zine, Merkez Bankası ve
DPT yetkililerinin
KKTC'de yaptığı çalışma-
lann ardından bir prog-
ram hazırlandığı öğrenü-
dı. KKTC'nin ıstedığı eko-
nomik programı "yumu-
şak" bulan Türkiye, 76
maddelik yeni bir prog-
ram hazırladı.
Bu prograrrun 14 mad-
desine KKTC'nin itiraz
ettiği, bu maddelerle ilgi-
li çalışmalann sûrdürül-
düğü öğrenildi.
Devlet Bakanı Recep
Önal, Kıbns'taki sorun-
larla ılgıh üst düzey bürok-
ratlardan oluşan teknik
ekibin KKTC'de durum
saptamasında bulunduğu-
nu, KKTC'li yetkililerle
birlikte yapılan çahşma-
dan sonra teknik heyetle-
rin bu- kez daha bu- araya
geleceğini bildirdi.
ÖRÜŞ/Vrot Dr. 1. REŞAT ÖZKAN (E. Mûsteşar)
Bir sistem ne denli
karmaşıksa değişken-
leri de o kadar çoktur.
Çözümlenme sürecini zorlaştıran
da sistemdeki değişkendir. Bunlar
arttıkça, o sayıda ve bırbınnden ba-
ğımsız ipucuna gereksinim olacak-
tır. Pekâlâ, bu kurala uymayan sis-
tem ler yokmu?
Elbette var ancak böyle durum-
larda ya bölük pörçük çözümleri
birbirteriyle birteşfrefek yaklaşık çö-
zümler elde edilecek ya da ipuçla-
nnın birbirinden bağımsız olma ko-
şutuna yeterince dikkat edilmemiş
olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır.
Ele almaya çalıştığımız konu, d -
dukça karmaşık bir sıstemle karşı
karşıya olduğumuz ızlenimini veri-
yor. Bu yazmm başlığını şöytece aç-
mak da mümkün ve de gerçekçi
olabilirdi. Türkiye ile AB ilişkileri-
nin değeriendirilmesi, AB, Türkiye
konusunda ne ölçüde samimi?",
"Türkiye ile Yunanistan arasındaki
ikili ilişkiler", "Türkiye'nin bir AB
üyesi olan Yunanistan ile HişkHeri",
"AB ile Yunanistan arasındaki iliş-
kiler", "AB açısından Türkiye ve
Yunanistan; uzun vadeli bir çıkar
kıyaslaması" ve "AB için Kıbns ve
Doğu Akdeniz ne anlama geliyor"
gibi. Bu tanımı daha da genişlet-
mek mümkün ancak bu kadan bi-
le konunun birçok boyutu olduğu-
nu ortaya koyuyor. Bununla birlik-
te, bu tanımlama hiç kimseyi ya-
nıftmasın. Bu genel tanımlama, bi-
ze karmaşık bir sistemle karşı kar-
şıya olduğumuz izlenimini veriyor-
sa bu izlenim yanıltıcıdır; bu siste-
min çok sayıda boyutu vardır ancak
bunlardan bir tanesi dışında, geri
kalanların hiçbiri sistemin değiş-
kenlerinden, bilinmeyenlerinden bi-
ri değıl. Söytemeye çalıştığımız şu:
Bu karmaşık görüntüsüne karşın
sistemin, aslında hiç de öyte karma-
şık bir yapısı yok. Çünkü bu sistem
Türkiye, Avrupa Birliği, Yunanistan ve Kıbns; Bir Sistem Yaklaşımı (i) ŞSH5,
içinde tek bir degişken var ve o de-
ğişken de Türkiye'ntn izteyeceği po-
litıkadır. Diğer unsurlar en çok birer
parametre -ya da birer sabit- nite-
îiğindedirve bu yuzden sistem üze-
rinde bazı zorlayıcı etkileri var.
AB'nin gerçek hedefleri
Bir degişkenlik özellikleri olduğu-
nu söylemek mümkün ancak bu
özetlik, sistemin asıl değişkeninden
farklı bir yapıya sahip. Uygulama-
ya ilişkin aynntılar, karmaşık birya-
pıyı ortaya koyacaktır ancak uygu-
lama, çözüm aşamasının ardından
gelir ve bir çözüm varsa, o çözüm,
yalnızca genel ilkeler ve hedeflerin
açıklığa kavuşturulmast ile elde edi-
lebilir. Tüm bunlar yoğun bir
karanlığın içindeyken, Türki-
ye'de bir kesimin yaptığı gi-
bi, aynntılan ömekleme yo-
luyla, bir özekjen genele ulaş-
mayaçalışmanın, insanm ken-
disini aldatması ya da birile-
rinin gözünü boyamaya kalk-
masının ötesinde bir anlamı
olamaz. Peki bu sistemin paramet-
releri neler? AB'nin ve Vlınanistan'ın
gerek tek başlanna ve gerek birlik-
te, Türkiye ile ilişkilerindeki kendi
amaçlan ve bu doğrultudaki polrB-
kalandır. Pekâlâ, bunlar biliniyor
mu? Bize göre biliniyor; AB'nin ve
Yunanistan'ın asıl istedikleri ya da
istemedikleri beili ve bu istekterTür-
kiye'nin beklenti ve hedefleri ile ta-
ban tabana zrttır. Ne AB ve ne de
Yunanistan'ın, Türkiye lehine ola-
bilecek herhangi bir değişiklik yap-
maya niyeti yoktur çünkü çıkarlan
öyle gerektirmektedir. Türkiye için
asıl sorun da, bu gerçeği olduğu
gibi algılama konusunda istek ve
anlayışımızdaki köklü ve birbirleriy-
le çeJişen degerlendirrneterimizden
lecek kadar niyetlerini pervasızca
açığa vurmuşlar ve bunu 97'deki
'Lüksemburg Kararian" ile tescilet-
mişlerdir. Türkiye, 'Kopenhag Öfçüt-
len" dahil olmak ûzere, ûstüne dü-
şenleri yerine getirse bile bu AB'yi
tatmin etmeyecek ve Türkiye, yeni
yeni isteklerie karşı karşıya bırakı-
lacaktır. Ege ve Kıbns konulannın
Helsinki Bildirgesi'nde yer alması-
nın ardındaki asıl amaç da budur."
Bunu söylemekle, Türkiye'nin de-
mokrasi, hukuk ve insan haklan ko-
nulannda kendi ulusu için, zaten
yapmak durumunda olduğu iyileş-
tirmeleri yerine getirmemesini kast
ediyor değiliz. Tüm bu konulardaki
eksikliklerini gidermesinin kendi ulu-
y , görnıûk birliğinden doğan
yükümlülûklerinin hemen hepsini yerine getirirken AB
zaman zaman Yunan vetosuna sığınmış, zaman zaman
da kendi iç bönyesindeki ekonomik ve toplumsal
sorunlan bahane olarak ileri sürmüştür.
kaynaklanmaktadır. Kimilerine gö-
re; "AB Türkiye'ye karşı iyi niyetli,
en azından tarafsızdır. Türkiye'yi
üye yapıp yapmamak gibi herhan-
gi bir önyargılanyoktur, Türkiye üs-
tüne dûşenlen yerine getirdiğinde,
AB, en azından önyargısız tutumu-
nu netleştirecek, ömeğin, Aralık
1999 tarihli Helsinki Doruk Bildir-
gesi'ne koymuş olduğu 'Ege' ve
'Kıbns'gibikonulan Türkiye'ye kar-
şı birkoz olarak kullanmayacaktır."
AB'nin durumu, sistemin bir de-
ğişkeni değil, yalnızca bir paramet-
residir, öyle ki, Türkiye'nin üzerin-
de yapacağı zorlayıcı etkilerle Tür-
kiye'nin tavnnın, sistemin yegâne
değişkeninin biçimlenmesinde kat-
hemen tamamını yerine getirmiş ol-
makla birlikte, AB, bir iki önemsiz
kalemin dışında Ortaklık Konseyi
Karan'nda yer alan hiçbir sorumlu-
luğunu yerine getirmemiştir
''Mandacı" zihnjyrt
kılar sağlayacaktır. Bizim açımız-
dan ise, bu görüş bütünüyle uydur-
ma, en azından bir hayal ürünüdür.
Bize göre; "AB, Türkiye'ye karşı bü-
tünüyle samimıyetsiz ve önyargılı-
dır. Türkiye'yiABûyesi yapmak gi-
bi bir niyetleri yoktur. Aksine tüm
planlan bunun karşıtını sağlamlaş-
tırmak amacına yöneliktir. Bu ni-
yetlerini, Türkiye'nin çağnlmadığı,
tüm Orta ve Doğu Avrupa ülkele-
rinin katılmış olduğu 9-10 Aralık
1994 tarihli Essen Zirvesi'nde be-
lirledilderiAB haritası ile ortaya koy-
muşlardır. Türkiye'yi, AB'nin içine
almamakta karariı olduklannı çe-
şitli vesilelerle dile getirmişler, hat-
ta AB'yi, bir 'değerier' değil de, bir
'kültür* projesi olarak tanımlayabi-
sunun gönenci için Türkiye açısın-
dan yaşamsal zorunluluklar olduğu-
nu savunuyoruz. Sorun aslında bir
tatmin sorunu değil, çünkü AB'nin
böyle bir tatmin olmaarayışı yok. AB,
dayatmalann biçimlendirebileceği-
ni umduğu bir "Türkiye Projesi'nm
peşindedir. Batı, alışkanlıklan ile,
Mustafa Kemal öncesi ayncalıkla-
nnın ve çöp sepetine atılmasını bir
türlü hazmedemedikleri "Sevr" ha-
yalinin içindedir. Konuyu, AB'nin is-
teklenni yenne getirmek sorunu ola-
rak değeriendinrseniz, bu isteklerin
ardı kesilmeyecektir. Verilen sözte-
ri tutmamak gibi bir alışkanlıklan
var. 1 Ağustos 1996'da işlerlik ka-
zanan gümrük biriiği (GB) kapsamı
içinde Türkiye, üstüne düşenlerin
YunanJstan'ı AB*ye üyeyaparken
Türfdye ile sorunlannı AB'ye taşı-
mayacaksın" önkoşulunun yerine
getirilmesini izlemek bir yana, biz-
zat planlan doğrultusunda taraf ol-
muştur. 12 Eylül 1963 tarihli Anka-
ra Antlaşması ve 1973 Katma Pro-
tokolü çerçevesindeki mali hüküm-
lere ve işgücünün serbest dolaşımt-
na ilişkin yükümlülüklerini yerine ge-
tirmerniş, bazen "Yunan vetosu'nun
ardına saklanmış, bazen de
İÇ sorunlannı bahane olarak ile-
ri sürmüştür. AB'nin sistem
ıçındeki durumunun bir de-
ğişken değil, bir parametre
olarak bulunduğu açıktır, an-
cak ararruzdatemeJ bir farkvar.
Onlann savunduklan, bu
parametrenin, sistemin, so-
runlann Türkiye'nin yaranna çözüm-
lenmesini sağlayacak bir içeriğe sa-
hip olduğudur. "Türkiye AB'nin is-
temlerini yerine getirdikçe de so-
run çözülecektir" demektedirier.
Gerçek, bunun tam tersidir. Bizim
anlayışımıza göre atalan olan yüz-
yılın başındaki "mandacı"lar gibi
yanılmaktaya da kendi ikballerini ka-
muoyunu yanıltmakta aramaktadır-
lar. Ister yanılsınlar, isterse yurtse-
veriikten zenıece nasibini almamış
bir yanlışın içinde olsunlar, savun-
dukiarının bu ülkenin çıkarlan ve
halkının gönenci ile hiçbir ilgisi yok-
tur. Bizim gorüşümüzün koşutunda
bir bakış açısı ile, AB'nin sistem
içindeki durumunun bir parametre
olma özelliğini korumakta olduğu
görülecektir ancak tek
bu parametre,
sistemin Türkiye'nin lehi-
ne kurulmasına ve sorunlann Tür-
kiye'nin de lehine olacak adil bir bi-
çimde çözümlenmesine engeldir.
Burada asıl olan, sistemin içinde-
ki tek degişken durumunda olup da
Türkiye tarafindan özenle, kararlılık-
la ve ısraria geliştirilecek olan poli-
tikalann özünde var olması gere-
ken degişkenlik özelliğinin, AB'yi
bugünkünün tam tersi olan bir pa-
rametre aşamasına getirebilmesi-
dir ki, bunu da yapacak olan, yal-
nızveyalnızca biziz. Türkiye'nin bu-
nu gerçekleştirmek için elinde çok
ciddi kozlan var. Türkiye ya bu koz-
lannın farkında değil ya bunlan ge-
rektiği gıbı kullanacak bir çalışma an-
layışından yoksun.
Bu son söytedikierimiz bizi mut-
lu etmiyor, ama geçmişte ve bu-
gün, bunun gerek AB ile GB ve öte-
ki ilişkiler bağlamında ve öteki dış
politika konulannda öyle ömekleri-
ni yaşadık (1-2) ve ülkede siyaset
yapma hırsının, hizmet amacını bü-
tünüyle devre dışı bırakıp kişisel ik-
bal arayışlannı ön plana çıkardığı o
denli acımasız öğütmelere tanık ol-
duk ki (3-4), bizi hiç mutlu etmeyen
ve de üstelik acı vennekte olan bu
büyük gerçeğimizi açıkça dile ge-
tirrnek, yalın biryurttaşlık görevi ola-
rak karşımıza çıkıyor. Ele aldığımız
sistemi irdelemeyi sürdürelim.
Kayttakça: l) Özkan, 1 Reşat, Dış
Politika, Dış Kapuun Dış Mandalı', Çınar
Yayınlan, Şubat 1997, 2 Basım
2) Özkan, t Reşat, 'KüreselÇıkarOyunlan
İçinde Türhye 'nin Dış Politika Sorunlan',
Vmıl Yayıncılık, Mayıs 1999
3) özkan, 1 Reşat, 'İnsan ve Siyaset
UzenneDenemeler'.BoyutKıtaplan-Düşün
Yazılan Dızısı, Eylül 1999.
4) Özkan, 1. Reşat. Uzun tnce Bir
Duşûnce', Çınar Yayınlan, Kasım 1997
SÜRECEK