25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-10 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Toplu iş sözleşmelerinin imzalanmamasını protesto eden işçiler bir günlük iş bıraktı • . v -. - eJş ten uyarı grevi• îstanbul'da 9 ilçe belediyesinde 27 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmelerinin imzalanamamasım protesto eden belediye çalışanlan dün Büyükşehir Belediyesi'ne yürûdü. tstanbul Haber Servisi • Türk-tş'e bağlı Belediye-Iş Sendikası, tstan- bul'da örgütlü bulunduğu 9 ilçe bele- diyesinde 27 bın işçıyı kapsayan top- lu iş sözleşmelenrun ımzalanamama- sını protesto etmek amacıyla bır gün- lük uyan grevi yapn. Belediye-lş Sen- dikası Genel Başkanı Nihat Yurda- kul, 15 Ağustos'ta sözleşme imzalan- mayan belediyelerde greve çıkacakla- nnı belırterek "Bu kent için cahsan belediye işçflerinin istediği, hükümetin açıkbûbğı 4 kişüik aiknin geçim en- dekskür. Belediye işçisi bugün, 190 milyon Bra ile geçinmek için savaş ve- riyor* diye konuştu. Belediye-lş Sendıkası'na üye yak- laşık 4 bin işçi dün saat 10.00'da, Ak- saray Metro tstasyonu önünde toplan- dı. Yoğun güvenlık önlemleri altında Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne doğru yürüyüşe geçen ışçıler, polis tarafindan engellendi. Polis, işçilerin, tramvay yolundan trafığı aksatmaya- Betediye-tj Sendikası Başkanı Yurdalnil, 15 Agn«*"s't» s!rfl*fnp in>7a»nnmayan hrigriiyeWri* greve çıkacaklannı hettrttL cak şekilde yürümesine izin verdi. Iş- çilenn Saraçhane'dekı Istanbul Bü- yükşehir Belediyesi'ne ulaşmasının ardından, açıklama yapan Belediye- lş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, Avcüar ve Şişli'de toplu- sözleşme imzaladıklannı söyledi. Yurdakul, belediye başkanlannın, ış- çıye "paramnyok" derken yandaşla- nna tnlyonlar aktardıklannı belırtri. Hükümetin, enflasyonu düşürmek için işçilerin önüne IMF reçeteleri koyduğunu vurgulayan Yurdakul, "Bu reçeteler, yandaslara miryariar hortıımUmak için kullanıhrken halk için hüsranolmuştur" dedi. 55 miryon insanın sefaletın altında yaşadığını belirten Yurdakul sözlerine şöyle de- vamettı: "Bogün.evimtzi, aşnruzı, eşnrtizi dû- şünme günüdür, bugün buük ve mfl- cadek günüdûr. Derdinüz, tstanbul halkının yaşamını zorlaşünnakdeğD, evimizi geçindirmek, çocuklanmıa okutmaktır. 1şcüere.yaşanabitir ücret verin, hemen anlaşma masasma otu- ratam. Elinizi vkdarunıza koyun, hak- kaniyetii olun. Busesimizi duymazsa- ruz, grev davuüannm sesi kulak zarla- nnızı patiatacaktnf KESK Şubeler Platformu, Türk-tş ve DİSK yöneticılen, çeşitli siyasi partiler ve demokratıkkitle örgütlen- nin destek verdiği uyan grevinde "tş- çi borada Gûrtuna nerede?", "Söz bftti, sıra eykmde", "Ekmek yoksa banş da yok" sloganlan atıldı. Islık- larla belediye yönetimlerini protesto eden işçiler, halay çekerek dağıldılar. Bu arada F tipi cezaevini protesto için slogan atmak isteyen iki kişı gö- zaltına alındı. Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanan ve grev ka- ran alınan başta Antalya Büyüksehir Belediyesi olmak üzere 3 alt kademe belediyesinde çalışan işçiler de, baş- kanlan protesto etmek amacıyla 1 günlük işe gitmeme eylemi yaptı. Türk-tş'e bağlı Belediye-tş Sendika- sı Antalya Şube Başkanı Tamer Ateş, Antalya Büyükşehir, alt kademe Mu- ratpaşa, Konyaalu ve Kepez beledıye- lerinde çalışan 2 bın 513 işçinin dün sabahtan itibaren işyerlerine gıtme- diklerini söyledi. İşçilerin eyleme katüımının yüzde 80 oranında gerçekleştığini belirten Ateş, "İşveren belediyeler, eyleme ka- tıhnifima<ıyönündeişçflere baskıyap»- yor. Bu eyiem, grev öncesi bir provay- dL Bir günlük iş bırakma eyteminde neter olabileceğiıri gösterdik. Amao ıruzaulaşnktşcikrinAntalyablance- zalandırrnalan gibi bir durum söz ko- nusu değiL Biz bakkımızı isthoruz" dedi. Uygulamadan vazgecilmesi istendi Eczacılar Odası'ndan F tipine tepki IstanbulHaberServisi - F tipi cezaevlenne tep- kıler sürüyor. Istanbul Eczacı^Odası Başkanı ErkanÖnseL Adalet Ba- kanlığı'nın F Upi cezaev- lenne karşı kamuoyunda oluşan tepkileri dıkkate alarak bu uygulamadan vazgeçmesı gerektiğini belırtti. önsel, yaptığı yazıh . açıklamada, toplumun F tipi cezaevlerine onay vermedığıni vurgulaya- rak, bu cezaevlennın tu- tuklu ve hükümlüleri bir- bırlennden tecrit etmek amacıyla yapıldığını kaydettı. Sağlık meslek odası olmanın sorumluluğu ile insanyaşamını Öncelıkle koruyan ve gözeten bir kuruluş olduklannı vur- gulayan önsel, "Soruna buboyutufleyaklasrnak gerekir. Tecrit ve yâhuz- hk, insanı dûşüncede 61- dürmektedir. Tutuklu ve hukümlülerin hayan dü- şünceyoğunluklu bir ha- yatnr" dedi. Demokratık Haklar Platformu (DHP) tara- fından İnsan Hakian Derneği'nde (İHD) dü- zenlenen toplantıda da Ulucanlar ve Burdur Ce- zaevi'ndekı saldınlarda ağır yaTalanan Cenud Çakmak ve Birsen Der- manh adlı tutuklu ve hu- kümlülerin tedavuerinin yapılmadığı belirtildi. Boğaziçı Köprüsü üzerinde F tıpı cezaevle- rini protesto etmek ıster- ken gözaltına alınan tu- tuklu ve hükümlü ailele- n ise gözaltı sırasında birçok keyfi uygulama- ya maruz kaldıklannı vurgulayarak coplu ve si- lahlı saldınya uğradıkla- nnı ifade ettiler. Gaziantep Beledive Başkanı 6 Yardımlar çok adaletsiz yapılıyor' GAZİANTEP (AA) - Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Cetal Doğan, büyüksehir bele- diyelerine yapılan yar- dımlann çok adaletsiz olduğunu savunarak bu soruna çözüm bulunma- srnı istedi. Belediye yardımlan konusunda Doğan, Tür- kiye'de 15 büyükşehir belediyesi bulunduğunu belirterek "Büyükşehir belediyelerinin 2 kalem gefiri var. Bunlar, genel İ bütçeden nüfus oranına göre düşen para ve o kentierde toplanan ver- ginin yüzde 5'inin bü- yükşehir belediyelerine bıraİalması" dedi. Kent- ierde toplanan verginin yüzde 5'inin büyükşehir belediyelerine bırakıl- ması konusunda çok bü- yük haksızlığın söz ko- nusu olduğunu ifade e- den Doğan, "Örneğin, tstanbul'un nüfusu 8.2 mihon, Gaziantep"inki 800 bin. Nüfusu 10 kaö- mız olan tstanbul'un ge- liri ise 151^ kaümızdır'' - diye konuştu. 1999 yüında tahakkuk eden verginin Istan- bul'da 283 trilyon 645 milyar 413 milyon, Ga- zıantep'te ise 3 trityon 481 milyar 371 milyon lira olduğunu vurgula- yan Doğan, şöyle devam etti: "Istanbul'dakigeür- de ülkenin her köşesinin, herkesin payı var. Örne- ğin, Gaziantep'teki şir- ketlerin çoğunun genel müdüıiükleri tstan- bul'da bulunuyor. Ban- kalar, böyük tnağa7alar ve süpermarketlerin ge- nel mödûriükleri de Is- tanbul'da ve vergDer de şirket merkezinin bolun- duğu yerde ödeniyor. Bu durumdaki şirketlerin kütfeti bizim gibi kenüe- re, nimederi de tstan- bul'a ohıvor. Bundan do- \a\\ da büyükşehirlerin vergi getirleri bir havuz- da toplanmah ve para, kenüerin nüfus oranına göre dağrtümah. Bu, geri kabnış yörderdeki bele- diyeJerin kalkmmasını da sağlar. Bu yapümryor ise Vergi Kanunu'nda pılabflir ve 'vergi, üretı- min yapıldığı yerde veri- lir' denilerek soruna kökiü çözüm bulunur." Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanhğı ve- rilerine göre, 15 büyük- şehir belediyesınin ge- çen yıl tahakkuk eden 511 trilyon 693 milyar 956milyon lira verginin, 372 triİyon 860 milyar 852 miryon lirası beledi- yelere aktanldı. 17 Ağustos'un izlerini taşıyan depremzedeler siyasetçilere sesleniyor Yaralar hâlâ sanbnadı HATÎCETUNCER GÖLCÜK - Asiye Ue Mehmet enkaz alunda ve- dalaştılar. "Çocuklanmai\i bak" dedi Mehmet. Asiye de Mehmet'ten çocuklanna iyi bakmasını istedi. tkısı de kızlan Ebru'nun duvann arkasında halasıyla birlikte olduğunubümıyordu. Meh- met Karataş yaşammı yitir- di. Emine Karataş 21, Ebru Karataş ve halası Emine Karataş 91 saat sonra en- kazdan canlı çıkabildi. Yaşam boyu unutamaya- caklan anlar oldu, enkazda geçirdıklen saatler. Dumlu- pınar Mahallesi'ndekı evle- rinde uykulanndan büyük birgürültüyle uyanıpkaran- lığa gömülmüşlerdi. Asiye ve Mehmet Kara- taş, deprem başlayınca ya- taktan kalkıp "Ebru" diye bagırmayabaşlamışlar. Asi- ye Karataş, şimdi bacaklan tutmayan ve konuşamayan Ebru'yla sürekli ilgilenirken anlattı öyküsünü: "Tam kapıda Mehmet'in üzerine büyük bir be- ton düştü. 'Ben ölüyorum, çocuk- larıma iyı bak' dedi. Ben de "Ço- cuklanmaıyibak'dedim.Elefctu- tuştuk. Artçısarsmtrylaryicesıkış- ük. Sonra yukandan seslendüer. ' Mehmetyaşıyor' dedim.Uzunz»- man sessizkahnca' Mehmet, elımı sık' dedim. Çok hafif sıkû. Emi- ne'ye seslendim. Sesi uzaktan get di Sonra akrabalanm beni gece 01.00'e doğru etraftan birüerinm yardumvia çıkardıiaıf Emine, çekyattan el ele uyudu- ğu yeğeninin üzerine düşmüştü. Enkaz alnndaki 91 saatinı Şirin- köy'deki prefabrike evlerinde an- btü Emine Karataş: *KorkunçbffseskWrtikteEb- ru'nun ağlarnası; eveknivor sankL 'Ne oluyor' dryorum. Her şey dev- Asiye ve Emine Karataş, enkaz attında havale geçiren ve be>ni hasar gören Ebru'nun tedavisi için çırpınıyor. ara uyumuşum. Ebru'nun kafası defige girmiş. Arbk çrt sesi çıkmı- yor.Oötürseneyapanm— İnsanın rikü Tavan oturdu, deprem bittL Nefesalamıyorum.'Yenge, abı ölü- yorum' dedim. Suaştik kaldık. O çaresiziiği anlatamam. Çok yakuı biryerdenhava azmüsıvardı. \en- anki uzakta gibi duydum.. Bir sester duyuyorum. bağınyo- rum, çıt yok. Dozer beni salkyor. 'ölûtnü çıkarmak için dozer getir- diler'dryorum. Kesici alet sesi du- yuyorum. 'Ebru korkma' diyorum. Çişini yapü sık sık. Sonra 'Çışım gekii' dijwdtt,yapamrjordu. 'Bur- dan gıdelım' dryordu. Yukandaki scsten göre gün saydım. Ebru'yu soydum. 'Taş battı' diyordu. Enm- le rüzgâr yapmaya cahştim. Ateşi çıkn. Taşlân ağzma almaya başla- dı. YemekistedL 'Sen ne bıçım ha- lasın' dedl Beni çimdikledi Ateş benidesardi.Taslanisiayordu.Isi- nan taşlan atıyordum. 'Ben artık ölüyorum' demeye başladım. Bir ölümü beklemesi çok kötü ve zor. Hiç hazır değOim diye düşünüyo- rum. Bir ses geldi, 'Bırisi varsa üç kez vunın' dedL Duyutamamak çok kötü. Canlı olduğumun bilin- mesiniistiyorum.Cevap yok. Ebru sohık ahp veriyor. Ne kadar bönü- yorum. Bir ses 'Duyduk, bır kere daha vur' dedL O zaman bir güç geldL Bagmyordum, ama hiç ağb- manuştun. Ağiamav'a başladım. Korkrna, ben Levent Burada ya- bancı bır ekip var. Seni kurtaraca- ğız' dedL Tam yedibuçuk saatsür- dü. Büyük agabeyim, daynnseslen- dL 'Işık tutacağız, görünce söyle' dedOer. Görmedim,körolduğumu zannetüm. O tşığı bir gördüm, var ya, insanı hayata bağlayan çizgL ' Sağ elini uzat' dedi biri,efimi tut- tu. Önce Ebru'yu aldılar. Üzerim- dekibetomıçektiler,bütünvücudu- ma nefes geldL Beni elden ek taşH düar. Ekiptekikrin boynuna sarü- dığımı anımsıyorum.'' Emine Karataş, dört günlük te- daviden sonra yeğeninin yanına koşmuş. Asiye Karataşbacağı ezil- diği için üç ay hastanede yatmış. Ayağı aksıyor, ama kızı Ebru'nun tedavi edilrnesi için mücadele edi- yor. Ebru enkaz altmda havale ge- çirmiş ve beyni hasar gÖTdüğü için istemdışı hareket ediyor, konuşa- mıyor. Haftada iki kere fızik teda- vi içinYeniköy'deki Alman Hasta- nesi'ne götürüyorlar. Ebru'nun tedavisi tamamlan- mazsa yürüyemeyeceğini öğren- mişler. Asiye Karataş'ın son sö- zü siyasetçilere: "Kavgayı bıra- km bize baksınlar. Gökûk'ü unutmasuılar." Eğitim-Sen Şube Başkanı Altun, tarihi dokunun yok edildiğini söyledi TarihiUse Yîmpaş'a satılmak isteniyor DtYARBAKHt (Cumhuri- yet Bürosu)- Yimpaş Hol- ding'ın, Diyarbakır'ın en eski eğitim kurumlanndan Endüst- ri Meslek Lisesi'nin faaliyet gösterdiği tarihi öneme sabip bina ve arazısıni, yeni bir lise binasıve lOOmilyarlirakarşı- lığında satınahnak istediği öğ- rerüldi. Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Hayrettin Atton ise kentteki liselerin gereksinimi karşılamadığmı vurgulayarak, irticaı faaliyetleri ile dikkat çe- kenYimpaş'a okul saülmasına karşı çıktı. Yimpaş Holding'in, Diyar- bakır'ın arsa bakımından en değerlı yerlennden biri olan Elazığ Caddesi üzenndeki Ad- • Yimpaş'm, tarihi önemi dışında maddi değeri trilyonlarla ölçülen liseyi, 100 milyar lira ve kent» dışında yapılacak bir lise binası karşüığında almak istediği öğrenildi. liye Sarayı, Migros, Dedeman hiçe sayarak ahşveriş merkezi Otel, Büyükşehir Belediye Bi- nasıve hastaneiere komşu olan tarihi Endüstri Meslek Lise- si'ni satın almak istediği öğre- nildi. Yimpaş'm, tarihi önemi dışında maddi değeri tnbyon- laria ölçülen liseyi, 100 milyar lira ve kent dışında yapılacak basit bir lise binası karşıhğın- ds almak istediği belirlendi. Yimpaş'm, satış işleminin ohnası halinde içınde yeşil alan dabulunan okul arazısıni yıka- cağı, dahaönce debirçok kent- te yaptığı gibi imar planlannı ve otel yapmayı planladığı id- dia edildi. Yimpaş, okulu al- mak için çalışmalannı sürdü- rürken Milli Eğitim Müdürlü- ğü yetkilileri okul binasınm ve arsasuun satılacağını kabul et- miyorlar. Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Hayrettin Altun, yak- laşık altı aydan bu yana tarihi bir bina olan sanat okulunun yerinin Yimpaş'a satılacagı du- yumlan aldıklarmı beurtti. Ancak aldıklan duyumlan birçok çevreden araştırmalan- na karşın sağhklı bir bilgiye ulaşaroadıklannı söyleyen Al- tun şöyle konuştu: "Bu tarihi binamn sanat okuiu otarak kalmas, hem bi- namn korunması yönûnden hem detopiumun tarihi değer- lerinin korunması açsmdan çok vvantajb bir durum. An- cakbu binanın Yimpaş'a saül- ması, Drvarbakır'daki tarihi dokunun yok edSmesi anlamı- na getiyor. Zaten son yularda devtet yeni Bse açmadığı gibi bö>1etarihi bir dokıı>Tiibtiva e- den bir nseninde Yimpaş gibi Töridye'nin her Urafina yayd- mışveirticai faaliyetleri ile dik- kaü çeken bir kuruluşa satü- ması tarihi dokunun yok edit- mesi anianuna geiryor." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Din Istismapı ve Şeriat Ödemleri Bugün; biri, yeni bir baskı yapmış olan ve ikisi, ye- ni yayımlanan üç kitap çerçevesinde, "Din istisma- n ve şeriat özlemleri" üzennde biraz tartışmak isti- yorum. Bu konu, Türkiye'nin son birkaç yüzyıl tari- hi boyunca hiç gündemden düşmediği gibi, "bu il- letlerie" mücadele konusundakı farklı yöntem ça- balan da, bir türlü ortak bir mücadele biçımine dö- nüştürülememiştir. ••• Değişik ortamlarda da olsa, sürekli dile getirdiğim bir konu vardır. Türkiye 1923'te Cumhuriyeti ilan et- tikten sonra, düşmanla işbiriiği yapmanın utancı içindeki kimi "şeriatçı" güçler, kendi başlanna hal- kın karşısına çıkacak cesareti bulamadıklanndan, kendileri dışındaki siyasal örgütlenmelerin içine sız- maya çabalamışlar ve Türkiye'de çok partili yaşa- ma geçilmesini, çok geciktirmişlerdir. 1946 sonrasında, biraz da dünya konjonktürünün zortamasıyla çok partili yaşama geçilmesiyle birlik- te; bu "d/n sömüriJsü"nün, CHP içınde de bir ölçü- de yaşandığını görmekteyiz. . - ••• Dr. önder Güngör'ün ikinci baskısını yapan *Ge- lasius'un Kılıçlan" başlıklı kitabında (*) şu satırlan okuyoruz. (AlıntılarTunaya, Serter ve Tunçay'dan) "...Gelişen ortam CHPiçinde tartışmalan başlat- mştır... Laikliğin, manevi değerlerieksık bir nesil ya- rattığı öne sürülmekte, ilk ve orta eğıtıme din ders- len konup ün/Vers/te/ere dini eğitimın eklenmesı öngörülmekte, bunun aynı zamanda komünizme karşı birpanzehir olacağı belirtilmektedir. Bu tartışmalar sonunda 10 Şubat 1948 tahhlı CHP Meclis Gmbu'nun karartan doğru/rusunc/a, aynı yıl (1951 'de 7 ytllık imam hatip okullanna dö- nüşecek olan) on ay süreli imam hatip kurslan açıl- mış, 1949yılında ilkokullara din derslerikonmuş ve 1933 ûniversite reformunda kapatılmış olanın ye- rine, Ankara Üniversitesı'ne bağlı bir Ilahiyat Fakûh- tesi açılmıştı. 1949 yılının başlannda eskı Islamcılardan tarih profesörü Şemsettin Günaltay Başbakanlık'a ge- tirilryor, uygulamalaronun hukümetıne yaptınlıyor ve Günaltay Meclis'te şöyle övûnüyordu: 'ilkokullarda din dersleri okutturmaya başlayan bir hükümetin başkanıyım. Bu ülkede Müslümanlara namazlannı oğretmek, ölülerini yıkamak için imam hatip kursla- n açan bir hükümetin başkanryım. Bu ülkede Müs- lümanlığın yüksek esaslannı oğretmek için llahiyat Fakültesi açan bir hükümetin başkanıyım. 1 ..." ••• Burhan Oğuz'un anılannın bir bölümü, Simurg Yayınlan arasından "Yaşadıklanm Dinlediklerim" başlığıylayayımlandı (**)• Bu anılann biryerinde, DP ve diğer partılerin din ıstismanna karşı, CHP'nin de "aynı s/7ah/a" karşılık verme çabası anlatılıyor: "...Inönü o akşam Tıcani tarikatının şeyhi Kemal Pilavcıoğlu'nu Çankaya 'ya yemeğe davet edıp 50 seçimleri için Ittifak aktediyor. Bunu öğrenen Ce- lal Bayar, Fnönü'ye telefon ederek 'Hani paşam di- nı ıstısmar etmemek konusunda anlaşmıştık' diyor. O da, 'Bunlar önemsizşeyler, dur böyieşeyler...' di- yerekişisavuştumyor. Savuşturuyoramaöbürünün eline sonuna kadar kullanacağı birkoz vermiş olu- yor. Arkasından hac yasağını deliyor, döviz tasar- rufu amacıyla hacca gıtmek yasaklanmışken buna belli bir kontenjan ayınyor. Yani Atatürk cumhuri- yetinin ikinci cumhurbaşkanı, CHP başkanı bu il- keyi, kendi seçim şansını arttırmak uğruna ağır şe- kilde yaralıyor. Bu yara sonradan kanserii şekilde büyüyecefctf'r." ••• Bu yaranın nasıl kanserleştigini Vural Savaş'ın Bilgi Yayınevi tarafindan yayımlanan "Militan De- mokrasi" başlıklı kitabından yapacağım alıntılaria göstermek istiyorum: (***) "... (İBDA-C'ninyayın organı Tarafdergisinde Sı- vas kattiamı ile ilgili olarak)... Dinsiz cumhuriyetiyık- ma yolunda en önde gelen Sıvas'ınyiğıtMüslüman- lanna teşekkürû birborç biliriz. Karar çıkmıştır. 'Is- lamda şıddet yoktur 1 diyen herkım olursa olsun, ay- nen Kemalist ve işgal yanlısı bir kâfîrdir. Yaşasın Anadolu halkının şeriat için silahlı mücadelesi. Sıvas'ta insanlanmız, yargılama ve cezalandırma hakkını kullanmıştır. Yargılama ve cezalandırma hakkıyalntz Müslümanlanndır. Bunun lamı dmiyok. Yasadışı TC'nin hiçbir hakkı yoktur..." ••• Işte yanm yüzyılda geldiğimiz nokta bu. Üç bu- çuk oy uğruna; bu işi, (inanmadıklan halde) körük- leyenlerin ve körüklemeye devam edenlerin, durup düşünmeleri gerekmez mi? 0 Önder Güngör; "Gelasius'un Kılıçlan", 2. bas- kı, Sarmal Yayınlan Istanbul, 2000 (**) Burhan Oğuz; "Yaşadıklanm DintedikJerim", Simurg, Istanbul 2000 ("^ Vural Savaş, "Militan Demokrasi", Bikji Yayı- nevi, Ankara 2000 Yahya Demirel tezkeresini alıyor Demirel yeğenini ziyaret etti HATİCEBİÇER SIVAS - Egebank'ın eski sahibi ve 9. Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel'ın yeğeni Yahya MuratDernireri. bedel- li askerlık yaptığı Sıvas 178. Piyade Er Eğitim Tugay'ında bıçaklayan Serdar Alptekin'ın bir dönem Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı özel Kuvvetler'de söz- leşmeli uzman çavuş olarak görev yaptığı be- lirlendi. Süleyman De- mirel dün yeğenini ziya- ret etmekamacıyla Cavit Çağlar'a ait özel uçakla Sıvas'a gitti. Egebank'ın eski sahı- bi Yahya Murat Derru- rel'i bedelli askerlik yaptığı 5. Er Eğitim Tu- gay Komutanlıgı'na bağh 178. Piyade Alayı 2.Taburl.Bölük'tekal- çasından bıçakla yarala- yan Serdar Alptekın'in, Genelkurmay Başkanh- ğı'na bağlı Özel Kuvvet- ler'de bir süre sözleşme- li uzman çavuş olarak görev yaptığı, sözleşme bitiminde aynldığı ve sa- bıkasının olmadığı öğre- nildi. Bu arada "korunması gerekenbedeffi askerter" arasında yer alan Murat Demirel'in 4 günden bu yana Sıvas Havaala- m'nda özel uçağını bek- lettiği ıleri süriildü. Be- delli asker olan Demi- rel'in, uçağını önceki gün sadece "canıehnais- tediği için" Ankara"ya gönderdiği ıddıa edildi. Sıvas'ta istediği elmayı bulamadığı için uçağını Ankara'ya gönderdiği öne sürülen Demirel'in yann tezkeresini alacagı bildirildı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear