22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18TEMMUZ2000SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yıknaz Tarsus'ta • TARSUS (Cumhuriyet) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcisı Mesııt Yılmaz. Adana ve Tarsus'a yaptığı gezi sırasında, Türkiye'nin ekonomik anlamda önemli bir döneme girdiğini kaydederek, bu programdan dar gelirlinin etkilendiğinin bilincinde olduklannı ifade etti. Yılmaz, dar gelirliye hiçbir etkisi olmayan bir ekonomik istikrar programının dünyada henüz bulnnmadığını belirtti. Sezer Genelkupmay'da • ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvnkoğlu'na iadei ziyarette bulundu. Sezer, Kıvnkoğlu'yla bir süre göriiştü. Başlangıcında görüntü alınmasına izin verilen görüşme, daha sonra basına kapalı olarak gerçekleşti. Ifflroğlu'ndan suc duyurusu • DIYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'da I992'de uğradığı sılahlı saldında yaşamını yitiren Musa Anter cinayeti ile ilgili olarak, saldından yaralı olarak kurtulan Orhan Miroğlu, cinayetten sorumlu tuttuğu Yeşil kod adlı Mahmut Yıldınm ve General Zinnar kod adlı PKK itirafçısı Alaattin Kanat hakkında "cürûm işlemek için teşekkül oluşturmak ve adam öldürmeye tam teşebbüs" iddiasıyla, dönemın OHAL Valisi Ünal Erkan, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin ve Başbakan Süleyman Demirel hakkında da çete oluşumunda katkılan varsa bu suçtan, yoksa da "görevi kötüye kullanmak, görevi savsamak" iddiasıyla Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Trafik kazalan: 10kişiöWü • Yurt Haberieri Servisi - Kınkkale, Kaysen, Izmir, Afyon, Nevşehir ve Batman'da meydana gelen trafik kazalannda 10 kişi öldü, 40 kişi yaralandı. Batman'ın Sason ilçesinde, römorkunda yolcu taşıyan bir traktörün devrilmesi sonucu meydana gelen kazada ölen 6 kişiden 5'inin korucu olduğu belirlendi. Aydın'ın Nazilli ilçesinde, 15 yıldır tek bacakla araba kullanan Dursun Çalışkan (40) yapılan denetimler sırasında yakalandı. haleyasağı • ANKARA (AA) - Milli Savunma Bakanlığı, DevletfiıaleKanunu'nun 84'üncü maddesi uyarmca, Apex American Inc. fırmasma 6 ay süreyle ihale yasağı getirdi. Apex, Milli Savunma Bakanlığı'nın ita amirliği yetkisini devrettiği kuvvet komutanlıklan, askeri birlik ve kurumlar tarafından yapılan ihalelere katılamayacak. "thaleye fesat kanştırmak, ihale hükümlerinı yerine getirmeme ya da eksik getirme" gibi durumlan içeren 84'üncü madde, ilgililere değişik sürelerde ceza verilmesini öngörüyor. Tahran'dald6 derin devlet' Eski Erzurum Vali Yardımcısı, Termal Kaymakamı Kasım Esen, Uğur Mumcu cinayetinin arkasındaTahran ve Kum kentindeki 'İmam-ı Ali Askeri Okullan'nın olduğunu ileri sürdü FARUKKIKrAY YALOVA - Uğur Mumcu ve diğer siyasi cinayetlerin arkasın- da tran'ın Tahran ve Kum ken- tınde bulunan "Imam-iAB Aske- ri OkullarTnın olduğu, Pans'te yazılan ve sadece dıplomatlara gönderilen istihbarat mektubun- Dünü, Bugünfi ve Yannı" adlı ra- por hazırlayarak Hizbullahın örgütlenme yapısını deşıfre eden ve aynı yıl Yalova'nın Termal il- çesıne kaymakam olarak atanan Kasım Esen, fcışleri Bakanlığı bünyesinde yayımlanan Polisin Sesi Bülteni'ne "Uğur Mumcu ve DiğerSiyasiCinayetier" konu- da okulun faaliyetlerine yer lu bir ya/ı'yazdı. Esen verildiği öne sürüldü. Iran denn devleti ve Hizbullah'ın karargâ- hı olduğu öne sürülen okulun, tran'ın özel harp dairesi işlevmi gördüğü de vurgulandı. 1996 yılında Erzurum Vali Yardımcısıvken "Hizbullah'ın yazı yazdı. bseıı, yazısıu-' da. tran'm Tahran kentınin kuze- yinde bulunan ve Iran'ın özel harp dairesi işlevini gören "tmam-ı Ali Askeri Okulla- n"nın, tran derin devletinin ve Hizbullah'ın karargâhı oldugu- nun istihbarat çalışmalan sonu- cunda belirlendiğini, Çetin E- meç'in katil zanlısı trfan Çağn- cı'nın ifadelerınde de bu okulun admın geçtiğini vurguladı. Es- en, yazısında şu görüşlere yer verdi: "Siyasi cinayerJerin arka- suıda. global mafya, uluslarara- sı şirkerkr, yasadışı ekonominin emrindeki bankalar, bazı devtet- leı ve buıüaıııı bülıbaıat öfgüt- leri ile özel olarak eğitilerek dev- let örgütierinin içine sızrmş ajan provokatörler bulunmaktadır. Cumhuriyetin uhıs devlet anlayı- şını kendilerine engel olarak gö- ren ve kemalist çizginin kökleri- ni kemirerek kendilerine yol aç- mak isteyen örgütfcrin uzanbla- n deşifre olmamak için Mum- cu'yu öldürmeteri de doğaldır»" Kaplan ilişkisi 1992 yılında Almanya'nm Berlinkentinde gerçekleşen Sos- yalıst Entemasyonel Kongresi'ni izlemek için Berlin'e gelen tran Höirdistan Demokrat Partt lideri Sadık Şerefkendi ve arkadaşlan- nın öldürülmesi olayında Iran gizli servisi mensubu olduğu be- lirlenen Kâzım Darabi'nin bu- lunduğunun ortaya çıktığını, ola- ya kanşan tetikçilerin de Kreuz- berg'de bulunan camide Darabi ile defalarca buluştuğunu öne sü- ren Esen, şöyle devam etti: "Bu cami MüsJüman Cemaatler ve Cemrvetkr Birtiği'nin merkezi- dir. Aynı T^manrfa Tahran'la fle- tişimin sağlandığı merkezdir. Bu birtiğin başkanı da Cemalettin Kaplan'm oğhı Metm Kaplan'dır. Bu suikast ile eşzamanh olarak Törkiye'de siyasi cinaverter de basbnuşar.Ekim 1992deHalkm Mücahitleri Örgûtü Mderi Man- sur Amini, Arahk 1992'de tran şahmın komutanlanndan Abbas Golizedehkaçmlaraköldürüldû. 24Ocak 1993 günüiseMumcu «- dürükiü.* Mesut Yılmaz: Herkes elini taşın altına koymalı Hükümette öliiııı cezası tarbşması • Kabineye yeni giren ANAP lideri Yılmaz'ın verdiği ilk demeçler, gelecekte iktidarda işlerin kolay olmayacağını ortaya koydu. Yılmaz'ın 'Herkes elini taşın altına koyrnah' sözlerine Bahçeli, 'Hükümete girdiğimizden itibaren her türlü meselesinin altına elimizi sokmuşuzdur' karşılığını verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın, MHP'nin ölüm cezasının kaldınlması ko- nusundaki "bizsiz yapsınlar" tavnnı "Herkes elinitaşın alûna koymabdır" sözlenyle eleştir- mesi, ıki parti arasındakı ger- ginlıği arttırdı. Muhalefet parti- lerinin de MHP'yi hedef alma- sıyla bu partinin iktidardan uzaklaştırılmasına ilişkin senar- yolar yaygınlaşırken MHP Ge- nel Başkan Yardımcısı Şevket Bûlent Yahnici, "Canları isti- yorsa dışlasınlar, Anadolu'ya düşer, kendimizi anlaünz'" dedı. Yahnici, ölüm cezası konusun- daki anlaşmazlığın çözümü için gündeme getırilen "vatana iha- netleilgiliolaraköJûmcezasmm Askeri Ceza Yasası'na konma- sT formülüne de "lç hukuk açı- andan dognı değüdir. L luslara- rası hukuk açısından da sakm- calar doğurur" diye karşı çıktı. MHP'lilerin Yüce Divan'a gitmesi için oy kullandıklan ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın hükümete girmesi ve verdiği ilk demeçler. gelecek süreçte ikti- darda işlerin kolay olmayacağı- nı ortaya koydu. Yılmaz'ın r'OtOğftlflUliCl J\luf7S HüTCKCltl ted ErginKonuksever in arşhinden hazuianan "Fotoğraf "•* •* veObjelerieKıbnsBanşHarekâü"konuhısergiaçıIdLts- tiklal Caddesi'ndeki Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi'nde düzenknen serginin açıhşında konuşan Beyoğhı Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Türk miîlefinin "Yurtta sulh. cihanda sulh" anlayışryla hareket ettiğini söyledi. 31 Temmuz'a kadar açık kala- cak sergide Oranüral Güven Erkaya'nın eşvalaruun bulunduğu bir am köşesi de yer abyor. (Fotoğraf: SENEM ÖZTÜRK) 1 AB Cenel Sekreterliği'nin yetkileri sınırlıl Yılmaz, sorun devraldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB ile eşgüdümün sorumluğuna getirilen Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, birçok sorun ve tartışmayı da devraldı. AB Genel Sekreterliği'nin Dışişleri'nin ağırhğı altında olması. karar alnıa ve kararlannı uygulatma konusunda hiçbir icrai gücünün bulunmaması AB üyeliği sürecinde kamuoyunda öne çıkmayı amaçlayan Yıhnaz'ı rahatsız ediyor. AB Genel Sekreterliği içerisinde Dışişleri ve diğer kamu kuruluşlan arasında çekişmenin sürmesi bekleniyor. Yılmaz'a bağlı olarak görev yapacak AB Genel Sekreterliği'nin AB'ye uyum ve entegrasyon konusunda etkinliğinin yetersiz oldugu yorumlan yapıhyor. Dalaman'da olay çıktı SEKA işçileri coplandı ÖZCANÖZGÜR OALAMAN - Mopak'a 40 milyon dolara satılan Dalaman SEKA Kâğıt Fabrikası'nda işçiler, işyerini terk etmeme eylemine devam ediyor. Çalışanlara dcstek veren işçi aileleri de fabrika önüne gelerek oturma eylemi başlattılar. Dalaman SEKA Kâğıt Fabrikası ile birlikte Türkiye'deki 6 kâğıt fabnkasından dışanya mal çıkışınm engellenmeye başlandığı öğrenildi. Dalaman'da fabrika içinden dışanya yürüyüşe geçen işçilere polis copla saldırdı. Selüloz-İş Sendikası Dalaman Şube Başkanı Mehmet Madenti'nin de tartaklandığı olayda, işçiler coptan geçirildi. Yaralanan işçilerden Sinan Ozdemir, Fethiye Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. "Herkes elini taşın altına koy- malı'' sözlerine MHP lideri Devlet Bahçefi, "Biz hükümet oktuğumuz günden itibaren Türkiye'nin her türlü meseksi- nin albna elimizi sokmuşuzdur" karşılığını verdi. DYP scnaryosu MHP Genel Başkan Yardım- cısı Yahnici de partisinin hükü- metten dışlanarak yerine DYP'nin girmesi senaryo- lan konusunda "Böyle bir senaryoolduğunu sannnyo- ruz. Ama varsa, kendüeri bflirler'' dedi "MHP'nin ölüm cezasının kakünhna- sına onay vermesi duru- munda,vatanaihaneteden- lere ölüm cezası uygulan- maa için AskeriCeza Yasa- sı'udadeğişfldikyapıinıaa'' formülüne de karşı çıkan Yahnici, "Onuyapamazlar. tç hukuk actsmdan doğru olan bir uygulama değfldir. Uluslararası hukuk açBm- dan da sakuıcalar doğu- rur" dedı. TCY'nin 312. maddesinin değiştirihnesi konusundaki yaklaşımlan nedeniyle partilenni hedef alan FP'ye de çatan Yahni- ci, şunlan söyledi: "Ata- türk'ün Türkiye'sinde bir cumhuriyet kunümuş. ¥P, bu cumhuriyeti bötaneyi, yıkmayı tahrîk edecek dü- zenlemeyi istiyor. Sen Ata- türkçü,laik, demokratcep- he olarak bu FP'nin >unın- da yer alacaksın, 312. mad- de değişsin, diyeceksin. Bu ohır mu? AB'ye girmennı şarü Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmak mı? " FP-MHP kavgaa Muhalefet partileri de MHP'ye yönehk eleştirile- rinin dozunu arttırmaya başladılar. FP Genel Baş- kan Yardımcısı Mehmet Bekâroğta, MHP-FP ger- ginliğiyle ilgili olarak "MHPfle sadece FPdeğü, Türkive'de demokratikleş- meyi isteyen herkes anlaşa- ımyor. MHP herkesle kav- gao. Önömüzdekigünlenle MHP'nin bu tavn nedeniy- le hükümette de dddi so- runlar yaşanacağı anlaşıb- yor"dedi. IRMIKI AYDEV ENGİN aengin(f! doruk.nettr Gazetecinin en iyi müştensi gene gazetecidir. Meslek gere- ği günlük gazeteleri her gün di- dik didik okumak gerekir ve bu her zaman keyifli bir uğraş de- ğildir. Bazen meslektaş olmaktan bile utanacağınız birinin yavele- rini sonuna kadar okumak zo- runda kahrsınız (Bunlardan biri bugünlerde ünlü işkenceci Hortum Süleyman'ı aklamak- la meşgul ve bizler de ülserimi- zi azdırmak pahasına onun yaz- dıklannı okumaktayız). Bazen meslektaş olmakla övündüğünüz bir arkadaşıntzın yazdıklannı dostça bir kıskanç- lıkla okur; hem kıvanır, hem "tûh, bunu ben niye akıl ede- medim" deyip çaktırmadan ye- rinirsiniz. Bazen de okuduklannız sizi çileden çıkanr, çok eski bir mesiek tuzagına kapılır, "Dur şuna okkalı bir yanıt vereyim" diye bilgisayara çökersiniz. Ustalanmdan böyle öğren- dim: "Meslektaşlannla zorunlu olmadıkça polemiğe girme" dedilerveeklediler: "Okuyucu- nun çoğu tekgazete alır. Senin okuyucunsa, öteki gazetenin yazannı okumamıştır. Senin yazdığını anlamaz, yazma ne- Ne O Neo-Popülist, Ne de... denini kavramaz ve haklıdır. Açığa düşen sen olursun." Şu benim yoksul gazetemle omuzdaşlık edeyim derken her gün 250 bin papel bastınp ken- di yoksullaşan Cumhuriyet okurlan için bu kural iyiden iyi- ye geçerli olsa gerek. Ama gene de bugün bir "is- t/sna "ya izin venn. Hürriyet gazetesinden söz etmek istiyorum. • • • Hürriyet'te kavga var. Doğan grubu gazetelerinin (Hümyet, Milliyet, Radikal vb.) yazariarı arasında atışmaiara, şataşmalara alışkınız. Tuncay Özkan ve Haluk Şahin'le Fa- tih Altaylı'nın "Gazetecilik ve MİT ajanlığı" atışması; Çöla- şan-(rahmetiı) Yavuz Gökmen çekişmesi, Umur Talu-Ertuğ- rul Özkök polemiği filan henüz belleklerde taze. Ama bu kez durum farklı. Bu kez gerçek anlamda "ide- olojik" bir kavga patlak verdi. {jdeoloji terimini "dünya görü- şü, toplumsal olgulara bakış açısı, dünyada olup bitenleri bûtünsel olarak kavradığımız düşûnsel düzlem" anlamında kullanıyorum). Kavga Serdar Turgut'la Hür- riyet'teki "iktidar" arasında. Serdar Turgut'un seveni ka- dar sevmeyeni; begeneni ka- dar beğenmeyeni var. Ben beğenenlerdenim. Onun ince mizahının, çoğu kez kaba degertendirmelere kurban edil- diğini düşünürüm. Bugüne kadar Hürriyet'teki iktidarla arasında bir sürtüşme olmadı (gibi geliyor bana). "Penis" üstüne yazılar yazdı, kızmak ne söz sırtını sıvazladı- lar. Mizahını fazla inceltip "ırkçı mı bu adam" dedirtecek yazı- lar yazdı, güldüler ve destekle- diler. Bir doğruyu yanlış söyle- di, soldaki lümpen yönelimleri Yılmaz Güney ekseninde te- mellendirmeye kalktı; (bence) meslekı anlamda sendeledi; a- ma Hürriyetteki iktidann deste- ğini yitirmedi. Amaaaaa... Amaaa, ne zaman ki sağlam bir ekonomi egitimi gönmüş Serdar Turgut, 65 mityonluk Türkiye'de 6 milyon kişinin bü- tün servetleri, paralan, bütün rantlan, bütün iyi içkileri, bütün (o biçim) manken kızlan, yüksek yaşam standardının bütün ola- naklannı elinde tuttuğunu, geri kalan 59 milyonun ise açlık sı- nınnda yaşadığını yazdı ve bu- nu alkışlanası bir aydın inadıy- la yinelemeye başladı... Işte o zaman Hürriyet "ikti- dan" kaşlannı çattı. Önce satır arası tatlı-sert dokundurmala- ra tanık olduk. Ardından sık sık birlikte "pizzayiyip şarap içtiği" Genel Yayın Yönetmeni, köşe- sinde onu "neo-popûiist" ilan etti. Neo-popülist deyiminin günlük dildeki karşılığı "yeni moda halk dalkavukluğu"dur. Yani halkın yoksulluğundan, toplumsal sınıflar arasındaki gelir uçurumlanndan ve bunun bir haksızlık, sosyal bir ayıp ol- duğundan söz etmek, bu he- sapça, "yeni moda halk dalka- vukluğu" oluyonYnuş). Bu ağır sataşma yetmedi. Aynı gazetenin, ekonomi yazar- lanndan ve Özal prenstennden Ercan Kumcu ile bir röportaj yaptnldı (bir gazetenin yazan ile o gazetede röportaj yapmak da yeni bir icat galiba). Röpor- tajda Kumcu, kendisine Serdar Turgut'la ilgili olarak yöneltilen bir "çanak soru"yu şöyle yanıt- ladı: - Serdar Turgut'un köşesin- de dile getirdiği konulardaki görüşlerini tartışmaya bile de- ğer bulmuyorvm. Fakirfukara- nın yanındaymış gibi yazarak okur kitlesini genişletmek iste- diğini düşünüyorum... ••• Hürriyet'teki kavga, bir gaze- tenin birkaç yazan arasındaki karşılıklı laf çarptırmalar filan değil; Türkiyeyazılı medyasının lokomotifinin sınıfsal tercihinin actmasızlığının, gözü dönmüş- lüğünün bir göstergesi. Serdar Turgut, adeta çocuk- su bir şaşkınlıkla "Yahu bunlan ben bulup çıkanmadım. Bu ol- gu çıplak bir gerçek ve gözSer önûnde. Ben sadece gerçeği yazdım. Hepsi bundan ibaret" diye dursun, 6 milyonluk Türki- ye'nin sözcülerinin bu çıplak gerçeğin söyienmesine bile ta- hammülleri yok. Hürriyet'teki kavga, Türki- ye'deki kavganın bırebir yansı- ması... POLİTtKA GLONLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Devleöm Benim!.. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sayın bakanı, pantolonunun paçalannı sıvayıp ayaklannı Uzun- göl'ün şifalı sulanna sokmuş, kollannı yukanya kal- dınmış, Haldizen Yaylası'nda dinleniyor... Sayın Bakan Osman Durmuş eşi Ayfer Ha- nım'la yaylaya çıkmış; sabah yürüyüş yapan dev- letimin bakanı, kır çiçekleri toplamış, yaylada gü- zel bir gün yaşamış... Sayın bakanın yanında bir de Sayın MHP Miilet- vekili Orhan Bıçakçıoğlu var. Pantolonunu diz kapaklanna dek sıvamış, göm- leği, atleti fora edip buzul gölünde yüzüyor... —Aynt saatterde Beyoglu'nda F tipi cezaevlermi^ protesto eden tutuklu ve hükümlü yakınları, po- listen iyi bir dayak yiyor, yakıcı güneşin altında... Benim memleketimde insan manzaralan bol... Ne ararsan var... llkellik çağdaşlıkla yanşıyor... Devletin itibannı korumak için başhekimi ne- redeyse yumruklayacak hale gelen bakanlar dün de vardı, bugün de... Şaka değil, onlar devletin ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu, üniversite kampus- lannda Necdet Güçlü'yü öldürüp Orhan Yavuz'u katlederek kanıtladılar... Bakanım ve milletvekilim Uzungöl'de ayaklannı göle sokmuş dinleniyorlar... Yarasın!.. Onlar benim necip milletimin vekili, bakanı... Ne yaparsa haklandır!.. Döverler de severler de!.. Durmuş bakanım, hastane kapısında doktortan, hemşireleri sabah sabah esas duruşa sokmuştu. Başhekim Mehmet Usta, bakanımı karşılamak için kapı önüne inmemişti... Bakanım ona haddini bildirdi... Sonra Uzungöle gitti, stres attı... Bakanıma ve milletvekilime 'ayyıldız' mayolann- dan almak gerekir... Gelecek sefere!... ••• Benim devletimin bakanı, milletimin vekili deni- ze, havuza, göle, ırmağa pantolonunun paçalannı sıvayıp girer... Gelenek, görenek meselesi canım!.. Benim polisim Beyoglu'nda insan döverL F tipi cezaevi mi? Devletim toz kondurmaz!.. Cezaevinin iyisi olur mu? Benim ülkemde olur!.. Ulucanlar, Burduri.. Köpeğin ağzında kesik kol!.. Benim devletim 15-16 yaşlanndaki çocuklan işkenceden geçirip cezaevıne tıkar; benim halkım F tipi cezaevlerine karşı çıkari.. Ama benim devletim ve halkım nedense geniş kapsamlı af istemez!.. Cezaevleri Amerika'da da kötüdür, Fransa'da da!.. Bakıyorum, F tipi cezaevlerine karşı çıkan hal- kım, devlet istemiyor diye kapsamlı bir af için mey- danlan doldurmuyor... Erdal Atabek, Aydın Engin "iyi hapishane olma- dığım" vurgularken bizim medyanın romantikleri "F tipi cezaevlerine hayır" diyohar... Yahu hapishanenin iyisi olmadığını hâlâ öğren- mediniz mi? Hücre mi, oda mı tartışmasının sonu- cu değiştirmeyeceğini hâlâ anlamadınız mı? Intikamcılar bıyık burup bizi izliyoıi.. Devletim Ulucanlar'ın hesabını vermedi he- nüz!.. Vermez de!.. 12 Eytül 1980 sonrasrydı... Askeri Cezaevi'nde Afyonlu bir arkadaş vardı... Bir gün sormuştum: "Sen neden düştün buraya?.." Başını öne eğip yanıtlamıştı: "Bir deveyi kesip sucuk yaptığım için!" Ardından eklemişti: "Ama o deveyi ben Kenan Evren Afyon'a gel- diği için kesmiştim!.." Elimi omuzuna koymuştum Afyonlu kasabın, "Ûzûlme, yakında çıkarsın, biryanlışlık olmuş her- halde" demlştim. Kasabın yanıtı ilginçti: "Yok canım, devletim beni kolay kolay bağışla- maz..." ••• Bakanım ve milletvekilim pantolonlannın paçala- nnı sıvayıp gölün içine girmişler!... Halkım F tipi cezaevlerini protesto ediyor!.. Hava da sıcak mı sıcak!.. Devletimin canını sıkmayın!.. Ben ve Aydın Engin geçenlerde devletimin biraz canını sıkmışız, Basın İlan Kurumu'na başvur- muş... Demişki: "Cumhuriyet'in resmi ilanlarını kesin!" Devletim benim!.. Hem sever, hem de döver!.. Gerekirse işkencelerden geçirir, zindanlara atar, yargısız infazlarda katleder!.. Çeteleri sağ olsun, onlan başımızdan eksik et- mesin(!) hikmetcetinkaya(a cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Usta, Durmuş'la kavga etmişti Başhekim sürgününe soruşturma açıldı AHMET ŞEFİK TRABZON-Trabzon Valüiği, Sağhk Bakanı Osman Durmuş tarafından makamından kovulan Trabzon Numune Hastanesi Başhekimi Mehmet Usta'ya, Kocaeli'ne 2 ay geçici görevle gönderildiğine ilişkin bıldirimde bulunan II Sağlık Müdürü Fatih Niyazoğhı hakkında soruşturma başlattı. Başhekim Mehmet Usta, 6 ay önce görevden alınmış, ancak 1 ay önce idari mahkeme karanyla görevine iade ediknişti. Usta'ya, Sağlüc Bakanı Osman Durmuş'un hastane ziyaretinin hemen öncesinde Trabzom tl Sağhk Müdürü Fatih Niyazoğlu tarafından 2 ay süreyle Kocaeli Devlet Hastanesi'nde doktor olarak geçici görevle gönderilme bildirimi yapıknıştı. Durmuş da kendisini dışanda karşılamayan Usta'ya hakaret ederek makamından kovmuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear