Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 2000 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Türkleri Adam Etmek
Sayın Karen Fogg, Büyükelçi,
Ekselans, lütfen burada yazacaklanmı, satt şah-
sınıza yöneltilmiş bir eleştiri olarak kabul etmeyi-
niz.
Evinizde, kimi Alevi önderlerimizle düzenlediği-
niz son toplantı dolayısıyla kaleme aldığım bu sa-
tıriar, temsilcisi olduğunuz AB'nin, onun da öte-
sinde tüm Batı dünyasının, genelde kendi dışın-
daki âleme, özelde de Türkiye'ye bakışının doğal
bir sonucuydu.
Olayı bu biçimde ele aldığınızda, eleştirinin ki-
şisel hedefe yönelmediğini daha rahatlıkla görmek
olanağı olur sanıyorum.
Dilerseniz biraz geçmişe gidelim. Yıl 1918, gün-
lerden 14 Aralık. ABD'de 1851'de kuaılmuş olan
ve 1896'da Adolph Simon Ochs tarafından sa-
tın alındıktan sonra tirajı hızlı bir tırmanışa geçip
1920'lerde 500.000'i bulan, saygınlığını günümüz-
de de koruyan New York Times'da çıkmış olan bir
yazıda şu satırlar yer alıyordu:
"... Bize göre Türkiye'nin düzenli biryönetime
kavuşabilmesi için tek çare, ülkenin Avnıpa'nın
çeşitli ülkelerinden dertenmiş biryabancı yöneti-
ciler grubunun denetimi altında yönetilmesidir.
Kendikendileriniyönetmekten aciz olduklannı is-
patlayan Türklerin ÜSTÜN bir kuvvet tarafından
denetlenmesi kaçınılmaz birzorunluluktur.
... Londra çevrelerinde oldukçayaygınlaşan bir
söylentiye göre Türkleri devlet yönetimi konu-
sunda eğitme görevinin ABD'ye verilmesi isten-
mektedir."
• • •
1918'den Lozan'a kadar akan zaman içinde bu
ve benzeri görüşler, söz konusu gazetede oldu-
ğu kadar diğer yayın organlarında da o kadar çok
yinelendi ki, neredeyse leitmotiv haline geldi.
Tek tartışma konusu, üstün eğitmen ya da yö-
neticinin Ingiltere mi, Amerika mı olacağı nokta-
sında odaklanıyordu.
Itiraf etmeliyim ki, ayran budalası gibi, Batı hay-
ranı Tanzimat aydınlarından miras kalan kafa ya-
pısı yüzünden, bu görüşün Türkler arasında da
yandaşları yok değildi.
Bunların bir bölümü, kjmi çıkarlar karşılığında,
Ingiliz Muhipleri çatısı altında toplanmışlardı, bir
başka bölümü de, daha halisane niyetlerle Ame-
rikan mandacılığı'ndan yanaydılar, hatta bu de-
ğerli görüşlerini Sıvas Kongresi sırasında bile di-
le getirebildiler.
Aradan geçen 82 yılda, içerde ve dışarda pek
fazla bir şeyin değişmediği görülüyor. En önemli
değişiklik, ÛSTÜN eğitici ve denetici rolünün ar-
tık, tartışmasız olarak, Ankara'nın, kapısında üye-
lik adayı olarak beklediği, daha önemli bir süre de,
çok taraflı nedenler dolayısıyla bekleyeceginden
kimsenin kuşkusu bulunmayan AB'nin üstlenmiş
olmasıdır.
Elhak, AB bu işlevini yerine getiriyor. Istanbul'un
eski şeriatçı Belediye Başkanı Tayyip Erdo-
ğan'dan tutun, kimi Kürtlere ve Alevilere kadar bir-
çok konu, AB'nin ilgi alanına giriyor; kuruluş, na-
sihat ediyor, toplantılar yapıyor; yetkililere, taraf-
lara yol gösteriyor, akıl öğretiyor.
Kısacası Ekselans, Batı yıllardır, bıkmadan
usanmadan Türkiye'yi adam etmeye çalışıyor.
• • •
Ekselans,
Hemen bir noktayı belirtmek isterim: Türkiye'nin
insan hakları karnesi beni de hiç hoşnut etmiyor.
Siz olmasanız da bizler, ki sayımız hiç de az de-
ğil, mücadeleyi sonuna dek sürdürmeye kararlı-
yız.
Aynca, Türkiye'deki demokrasinin ayıbının kö-
tü sonuçlarının acısını şahsen çekmiş bir kişi ola-
rak, ülkemde Alevi kimliği karşısındaki olumsuz
tavrın, özellikle 1980'den başlayarak bu kimliği
yok etmeye dönüştüğünü, son zamanlarda görü-
nüşte meydana gelen değişikliğin yetersiz kaldı-
ğını da belirtmek isterim.
Ama Ekselans, bütün bu gerçeklere karşın yüz
yıldır Türkiye'yi adam etme çabalarınızın bir so-
nuç vermediği de ortadadır.
Bu Türkler, aralanndan çıkan, onlan adam et-
mek için bir ömür harcayan, çabasının odağına
eğitim ile aydınlanmayı yerleştiren Mustafa Ke-
mal'in önderliğinde, kendileri adam oldukları ka-
dar oldular. Hem de Batı'ya karşın. Üstelik elde
ettikleri sonuçlar hiç de öyle küçümsenecek tür-
den değil.
"Yeterince oldular mı" diye sormayın, ben de
onların, çağdaş uygarlık düzeyini hedef gösteren
liderleri gibi alınacak daha çok yolları olduğunu
düşünüyor, demokrasimizin bulunduğu yere, eği-
timimizin durumuna fena halde kızıyorum.
Onlan bu durumlarıyla aranıza almayın! Haklı-
sınız.
Ama bırakın kendi yanlışlannı kendileri düzelt-
sinler. Mustafa Kemal örnegi de gösterdi ki, ken-
di başlarına, bağımsız hareket edebildikleri za-
man daha iyi adam oluyorlar.
Siz boşuna nefes tüketmeyin.. sonuç vermiyor.
Bu vesileyle, sizi tanıdığımda, ülkemize duydu-
ğunuz gerçek sempati, sevgi ve içtenliğinizle zen-
ginleştirdiğinize tanık olduğum diplomatik mis-
yonunuzda başanlar dilerim efendim.
Çakıcı-Ergin kardeşler hesaplasması
Kartal'da sikıhh
saldm: 2yandı
Istanbul Haber Servi-
si - Ülkücü mafya lideri
Alaattin Çakıcı ve Ka-
ragümrük çetesi lideri
Nuri Ergin arasındaki
kanlı hesaplaşmalar sü-
rüyor. Onceki günkü
çatışmada 2 kişinın öl-
mesinin ardından dün
de Kartal'da bir otomo-
bile silahlı saldın dü-
zenlendi. Saldında
yaralanan 2 kişinin
"Alaattin Çakıcı'nın sağ
kohı" olarak bilinen Ad-
nan Çiçek'in arkadaşla-
n olduğu öğrenildi.
Kartal Köprüsü üze-
rinde seyreden 34 GLF
21 plakalı otomobilin
önünü kesen, kimlikle-
ri belirsiz 2 kişi, aracı
kurşun yağmunma rut-
tu. Olayda Esentepe'de
kahvehane işleten Yük-
sel Ydmaz ile Cemal
Sapçı, vücutlannın çe-
şitli yerlerinden yara-
landılar. Yılmaz, kaldı-
nldığı Kartal Devlet
Hastanesi'nde ameliyat
edilirken, Sapçı da Özel
Umut Hastanesi'nde te-
davi altına alındı. Saldı-
nnın. kamuoyunda Ka-
ragümrük çetesi olarak
bilinen organize suç ör-
gütü elebaşılan Vedat
ve Nuri Ergin ile Çakı-
cı arasında yaşanan ger-
ginliğin son halkası ol-
duğu belirtiliyor.
Alevi dernekleri, AB temsilcileriyle yaptıklan görüşmenin 'gizli' olarak yansıtılmasına tepki gösterdi
i sorunu iilkede çöziüür^ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'deki
bazı Alevi örgütleriyle önceki gün ger-
çekleştirdiği görüşmenin yankılan sü-
rüyor. Alevi dernekleri, görüşmenin
'gizli' gibi yansıtılmasına tepki göste-
rirlerken "AlevisorunuTürkiye'nin so-
runudur, Türkiye'de çözülecektir" gö-
rüşünü ilettiler. ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Bülent Akarcah, Dışişleri
Bakanlığı'nın kaygı duyduğu görüş-
meyle ılgılı olarak "Aleviyurttaşlanııın
olgunluğu nedeniyiebutoplanttdan ra-
hatsıziık duymadık" dedi.
Eski CHP milletvekili ve îş Başkası
Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tîmi-
siAleviler için AB'nin yanlış bir adım
olduğunu belirterek "Ateviinanchyurt-
taşlanmızın laik cumhuriyetimizin ek-
Eski CHP milletvekili Mustafa Timisi, Aleviler için AB'nin
yanlış bir adım olduğunu belirtti. ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Bülent Akarcah, AB'nin Kopenhag kriterleri
çerçevesinde Alevi sorununu gündeme almasının, Alevi
yurttaşlann 'olgunluğu' nedeniyle Türkiye'yi rahatsız
etmeyeceğini söyledi.
siksizw tam uygulanmamasından kay-
naklanan ciddi sorunlan ve rahatsız-
hklan bulunuvor"dedi.
AB Komisyonu Türkıye Masası uz-
manlanndan PatriekSimmonetnin ba-
zı Alevi dernekleriyle öncekj gün AB
Komisyonu'nun Türkiye Temsilcisi
Karen Fogg'un konutunda görüşme-
siyle başlayan tartışma sürüyor. Dışiş-
leri Bakanlığı'nın, 'duyarü bir konu
4
olması nedeniyle AB'nin Alevi örgüt-
leriyle görüşmesinden rahatsız olması,
görüşmeye katılan Pir Sultan Abdal
Kültür Derneği'nin (PSAKD) de tep-
kisine neden oldu. PSAKD Başkanı
Ali Balkız, dün düzenlediği basın top-
lantısında, Dışişleri Bakanlıgı'nm AB
temsilcisi ile gerçekleştirdikleri görüş-
meden rahatsız olduğu ve bu durumu
'Türkiye'niniçişlerine kanşma' olarak
yorumladığı şeklinde duyumlar aldık-
İannı belirterek "Dışişleri Bakanb-
ğı'nın bu konu ileflgfliolarak bizünle
herhangi bir teması olnıamışûr. Keşke
bu soruyu bize Dtşişleri Bakanhğı sor-
saydı, bizde beklentilerimizi kendileri-
nefletebflseydik"dedi.
Balkız, Simmonet ile yaptıklan gö-
rüşmenin kimi basın organlannda 'giz-
li' şeklinde yansıtılmasma da tepki gös-
tererek şunlan söyledi:
"Bu görüşmeninhiçbirgiztiyaıu yok-
tur. Biz sorunlanmızı >
r
alnızca AB Ue
Sıvas katliamımn yıldönümü
Temmuz'da
MadmıakOteH
önündeyiz'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Pir Sul-
tan Abdal Kültür Der-
neği'nin (PSAKD) dü-
zenlediği Demokrasi ve
Laiklik İçin Mücadele
Haftası etkinliğinin ta-
nıhm toplantısında ko-
nuşan Ali Balkız. Sıvas
katliamı gibi kıtle katli-
amlannda, legal ve yan
legal suç odaklannın ve
emperyalist örgütlerin
çok önemli rolü olduğu-
nu söyledi. Balkız, Sı-
vas katliamımn 7. yılın-
da aralannda CHP, ÎP,
ÖDP, SİP, EMEP, TSİP,
HADEP'in bulunduğu
siyasi partiler ile çeşitli
vakıfve Alevi dernekle-
rinin Ankara, Istanbul
ve Izmir'de alanlarda
olacağını söyledi.
On gün sürecek "De-
mokrasi ve Laiklik Haf-
tası" boyunca birçok sa-
lon toplantısı, sergi, pa-
nel, söyleşi ve dinleti
düzenlediklerini belir-
ten Balkız, her 2 Tem-
muz'da oldugu gibi bu
2 Temmuz'da da ellerin-
de karanfillerle Madı-
mak Oteli'nde toplana-
caklannı söyledi.
On gün sürecek etkın-
liklerin iki günlük prog-
ramı şöyle:
24 Haziran-1 Tem-
muz: Madımak'tan
Yükselen Çığlık isimli
fotoğraf sergisi. Sergi
saat 16.00'da Çağdaş
Sanatlar Merkezi'nde
açılacak.
25 Haziran Pazar:
YılmazErdoğan'ın yaz-
dığı, yönetmenliğini
Musa Aslanah''nin yap-
tığı "Kadınhk Bizde
KaJsın" adlı oyunun
gösterimi var. Oyun,
Devlet Tiyatrolan Yeni
Sahne'de saat 20.00'de
izlenebilecek.
görüşmeierimizde dile getirmedik. So-
runlanmızı dilegerirmek için Cumhur-
başkam'ndan, Meclis Başkanı'ndan
randevu talep ettik, a> nca sorunlan-
mızıkendiyayın organlanmcda sflrek-
ü gündemderurfuk. Bugörüşmenin giz-
B hiçbir yanı yoktur."
AB yetkilisiyle Alevi toplumunun
sorununun Türkiye'nin sorunu oldugu
mesajını verdiklerini anlatan Ali Bal-
kız, şöyle konuştu:
"Sayın Simmonet, bize AB'ye üydik
sürecinde nasıl bir Türkiye panorama-
sı gördüğumüzü sorunca kendisine şu
görüşlerimizi ilettik: AB'y egirecekolan
ülke laik bir karakterde olmalıdır. Bu
nedenle Diyanettşleri Başkanhğı kaldı-
nlmahdır."
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Bülent Akarcah, AB'nin
Kopenhag kriterleri çerçe-
vesinde Alevi sorununu
gündeme almasının, Alevi
yurttaşlann 'olgunluğu'
nedeniyle Türkiye'yi ra-
hatsız etmeyeceğini söy-
ledi.
Alevi sorununun AB
gündemine alınmasını 'iyi
niyetli biryaklasım" olarak
düşunmek ıstediğini belir-
ten Akarcah. "Alevi yurt-
taşlantruzınolgunluğu ne-
deniyle bu girişim bia ra-
hatsız ermez" dedi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin düzenlediği etkinliklerin tamüm toplanbsında konuşan AB Balkız, Sıvas katB-
amının yüdönümünde, çok sayida parri ve dernek üyesinin alanlarda olacağuu söyiedL Etkinliklerin 10 gün sürece-
ğini befirten Balkız, 2 Temmuz'da karanfillerle Madımak Oteli'nde toplanacakburmı kaydettL ( Fotoğraf: AA)
Öğrencilerden suç duyurusu
Gökçeksoku
gençleresaldınh
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-FP'li An-
kara Büyükşehir Bele-
diye Başkanı MeUh
GÖkçek ve korumalan,
afiş asmak için sokakta
yürüyen sol görüşlü
üniversite öğrencilerine
saldırarak yaraladılar.
Saldınya uğrayan öğ-
rencilerden biri Adli
Tıp Kurumu'ndan 5
günlük rapor alırken
dün Adliye'ye gelen
ögrenciler, Gökçek ve
korumalan hakkmda
suç duyurusunda bulun-
dular.
Sosyalist tktidar Par-
tili (SıP) birgrup öğren-
ci, 17 Haziran Cumar-
tesi günü Kolej Kavşa-
ğı'nda ellerinde afişler-
le yürüdükleri sırada
özel otomobili ve koru-
malan ile yoldan geç-
mekte olan Melih Gök-
çek ve korumalan tara-
fından durduruldu. Oto-
mobilden inen ko-
rumalar, silah göstere-
rek öğrencilerin elinde-
ki afişleri almak istedi-
ler. Oğrencilere önce
polis olduklannı iddia
eden korumalar, kimlik
gösteremeyince ortam
gerildi.
Ögrenciler ile koru-
malar arasında arbede
yaşanırken Gökçek,
otomobilden inerek
"Siz komünist misiniz,
nesiniz? Hâlâ anarşistli-
ğisürdürüyorsunuz" di-
yerek sataştı.
IĞIVELİ F1RÇA ZAFER TEMOÇtN
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Timisi: Tuzaklara
geünmemdi
Mustafa Timisi de yap-
tığı değerlendirmede, so-
runun çözümünün, laik
cumhuriyete bağlı çağdaş
ve demokratik bir iktidara
ka\oışmakla sağlanabile-
ceğini kaydederek şunlan
kaydctti:
"Ancak bUinnıeh'dir ki,
bütün bu geüşmekr veso-
runlar, Türkiyenıizde yıl-
lardır sürdürükn gerici,
çağdısı bir siyasetin sonu-
cudur.Çözüm, laik cum-
huriyete bağlı çağdaş ve
demokratik bir iktidara
kavuşmakla sağlanabile-
cektir. Bu bakımdan AB
yanhs bir adrestir. Ayrıca;
bu geüşme, t% de düşü-
nülmediğihalde,bazıçev-
relerce ülkemiz ve Alevi
inançlı yurttaşlannıız
aleyhine kullanılacak bir
geHşmedir. Oysa ki Alevi
inançlı yuttaşlannuz, ül-
ke bürünlüğünü, bağım-
sızhğuiL demokratik laik
cumhuriyeri, Atarürk ilke
ve de\Tİmlerini her şeyin
üstünde tutan sorumlu
yurttaşlanmızdır. Alevi-
ler adma hareket edenler
daha dikkatli ve uyanık
olmah, birtakım siyasi
oyumara vetuzaklara gel-
memelL"
Tartışmaya Istan-
bul'dan katılan Cem Vak-
fi Başkanı Prof. Dr. Izzet-
tin Doğan ise "AB bir de-
ğerler topluluğu. Bizülke-
mizin siyasetçilerinin bu
sorunu çözmesini istiyo-
ruz ama shil demokrasi
ve siyasilerin böy le bir so-
runu çözebihne kapasite-
leri yok. Adalet ve yargı
yolu kahyor.MGK'nin bu
konuda siyasi partilere
tavsiyede bulunmasmı
bekliyoruz. Askerden
yardım bekleriz. Böyie bir
talepte bulunmayızancak
askere bu konuda daha
umudu bakıvorum" dedi.
oralcalislar@yahoo.com
Mehmet Ali Ağca'nın Türki-
ye'ye iade edilmesinden sonra,
gazetelerde hemen her gün haber-
ler çıkıyor, öyküler anlatılıyor.
Olayınkaranlıkta kaldığı fikri he-
men herkesin kafasında yer edi-
yor.
Ağca'nın arkasında kimler oldu-
ğu bilinmiyormuş. Cinayetin ne-
den işlendiği de bilinmiyormuş.
Muş...muş...muş...
Papa suikastı için belki Italyan-
lar bir şeyler söyleyebilir, ama
Ipekçi cinayetinin bizim açımız-
dan karanlık olan bir yanı yok.
Ipekçi'yi öldüren belli, Mehmet
Ali Ağca. Yantndakilerin ismi de
belli: Oral Çelik, Yavuz Çaylan,
Mehmet Şener ve Abdullah Çat-
lı. Bunların hepsi ülkücü. Bunların
hepsi, daha sonra uyuşturucu işi-
ne kanşıp yurtdışında yakalandı.
Bunlann hepsine yeşil pasaport
verildi. Bunlaryalnızca ipekçi cina-
yetinin failleri değillerdi. Türkiye'yi
12 Eylül askeri darbesine götüren
birçok önemli cinayette bunlann
imzası vardı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı
îpekçi Cinayetinde Kanşık Şey Yok
Şevket Bülent Yahnici, Susurluk
kazasına da kanşan bu ekibin dev-
let tarafından kullanıldığını şüphe-
ye yervermeyecek şekilde dile ge-
tirdi. Susurluk kazasının aktörle-
rinden MİT'çi Yarbay Korkut
Eken, Abdullah Çatlı'yı 12 Eylül
öncesi kullandıklannı TBMM Su-
surluk Komisyonu'na verdiği ifa-
dede açıkladı. Şimdiye kadar ya-
lanlanmayan ve bu köşede defa-
larca dile getirdiğimiz gibi Korkut
Eken, 12 Eylül öncesi Özel Harp
Dairesi'nin özel Harekât Birlikle-
ri'nin komutanıydı.
Abdullah Çatlı'nın İpekçi cinaye-
tinde rol oynadığı biliniyor. Abdul-
lah Çatlı'ya yeşil pasaport verildi-
ğine ve kendisinin MİT tarafından
kullanıldığı, bu işi yapanlar tarafın-
dan itiraf edildiğinegöre, İpekçi ci-
nayetini sizce kim gerçekleştirmiş
olabilir?
Biraz daha netleştirelim. İpekçi
cinayeti, 12 Eylül askeri darbesini
hazırlayan bir dizi büyük suikastın
en çarpıcı olanlanndan birisiydi. Bu
cinayetin tetikçisi, doğru dürüst
sorgulanmadan zamanın Sıkıyö-
netim Komutanı ve askeri darbe-
nin Milli Güvenlik Konseyi Genel
Sekreteri Orgeneral Necdet Öruğ
tarafından içişleri Bakanı Hasan
Fehmi Güneş'ın elinden alındı.
Daha önce bir iddia olan bu konu
geçenlerde Necdet Üruğ tarafın-
dan da doğrulandı.
Necdet Uruğ, Ağca'yı sorgucu-
lann elinden aldıktan sonra ne yap-
tı? Kendi iddiasına göre polisler
doğru dürüst sorgu yapamıyoriar-
mış.
Bunun gerçek olmadığını biliyo-
ruz. Ağca'yı Hasan Fehmi Gü-
neş'in özel çabalanyla bir polis eki-
bi yakalamıştı. Ağca'nın sorgula-
ma sonrası, cinayeti ve suç ortak-
lannı itiraf ettiğini biliyoruz.
Bir sonraki aşama onlann arka-
sındaki güçlere uzanmaktı. Işte
Üruğ bu noktada devreye girdi.
Ağca'yı sorgucuların elinden çe-
kip aldı. Evet, sonra ne yaptı? Ağ-
ca'y' daha ciddi sorgulattı mı? Ağ-
ca'dan sıkıyönetim makamlannın
aldığı ve eski sorgulardan daha ile-
ri bir sorgu yapıldığını gösteren bir
kanrttan söz edilebilir mi? Belli ki
edilemez.
Ağca, Maltepe Askeri Ceza-
evi'ne sorgulanmadan konuldu.
Sonra da bu cezaevinden askeri
kıyafetlerie kaçınlıverdi. Üruğ aca-
ba bu süreci nasıl yorumluyor? Ağ-
ca'yı kaçıran ve Ipekçi'nin öldürül-
mesine kattlan Çatlı'nın 12 Eylül
öncesi MİT elemanı olmasını nasıl
açıklıyor?
İpekçi cinayetinde karanlık bir
yön kaldığı iddia edilemez. 12 Ey-
lül askeri darbecileri, "Kardeş kav-
gasını önlemek ve cinayetlere son
vermek" gerekçesiyle iktidara gel-
diler. Onlar arasında Necdet Üruğ
da vardı. Askeri darbenin ertesi gü-
nü cinayetler bıçakla kesilir gibi ke-
sildi. Kritik cinayetlerin faillerinin
çoğu yakalanamadı, yakalananlar
ise bir şekilde savcıların, polislerin
elinden kurtanldı. Kurtanlamayan-
lar mahkemelerde, orada kurtan-
lamayanlar Yargıtay'da kurtanldı-
lar. Merak edenler savcı Doğan Öz
cinayeti dosyasını incelesinler.
Mahkemenin kesin kanaatine rağ-
men Ibrahim Çiflçi'nin Yargıtay
Ceza Genel Kurulu karanyla nasıl
salıverildiğini görsünler.
İpekçi cinayetini ortaya çıkar-
mak beş dakikalık çabaya bakar.
Bunu yapabilmek için, darbecileri
de sorgulayacak bir siyasi irade
gerekir. Bir gün o noktaya da bel-
ki geleceğiz. Ne yazık ki bu ülke-
nin en değerii aydınlannı, savcıla-
nnı, polis müdürierini, Ipekçi'leri,
öz'leri, Yurdakul'lan geri getirmek
mümkün değil.
Ipekçi'yi kimin, neden öldürdü-
ğünü ve öldürttüğünü biliyoruz.
Bunu ortayaçıkaracak kanıtlara ve
tanıklara ulaşmak ise bizim gücü-
müzü aşar. Türkiye'yi şu anda yö-
netenlerin siyasi cinayetleri çöze-
bilecek gücü ve azmi yok. Iradeleri
deyok.
Bizi kimse kandırmasın.