Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2-4 HAZİRAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI / ekonomi(â cumhuriyet.com.tr 13
Cfinton'ın petrol
fiyatı kaygısı
• VVASHINGTON (AA)
Petrol Ihraç Eden
Ülkeler Örgütü'nün
(OPEC) fiyatlan aşağıy'a
çekmek ıçin aldığı
üretuni arttırma karan,
piyasalan etkilemedi ve
petrol fiyatlan
tırmanmaya devam etti.
Petrol fiyatlarındaki
yükseliş, piyasanın,
OPEC'in Viyana'da
yapılan bakanlar
toplantısında alınan
gûnde 708 vanllik
üretim artışını yetersiz
bulmasından
kaynaklanıyor. ABD
Başkanı Bill Clinton,
ham petrolün varil
fiyatının 30 dolan
aşması ve olumsuz
etkilerinin
dizginlenememesi
halinde bunun
ekonomının genelinde
hissedileceğini söyledi.
rtndistan'da
özelleştirmefer
•I YENİDELHİ(AA)-
Hindistan'da sağ kanat
koalisyonunun lideri
Başbakan Atal Bihari
Vajpayee, ışçi
sendikalan ve solcu
gruplann direnışine
rağmen devlete ait
işletmelerin
özelleştirilmesini
hızlandırmayı
hedefliyor. Hindistan
hûkümeti, sigortacıhk
sektörünü özel sektöre
açıp yabancı sermayeli
şirketleVin yüzde 26'ya ' " ' '
varan oranda hisse
payına sahip olmasına
izin verdi. Bütçede gıda
ve gübre sübvansiyonlan
azaltıhp elektronik
ticaretin (e-ticaret)
temellerini atan yeni bir
enformasyon teknolojisi
yasasını parlamentoya
onaylattı.
Romanya'da
kraJilere
düzenleme
• BÜKREŞ(AA)-
Romanya'da tasarruf
mevduatı toplama
yetkisine sahip kredi
birlikleri sisteminde son
zamanlarda yaşanan
sorunlann mali sektörü
zorlaması karşısında.
hükümet, bu
kuruluşlann
çalışmalarına yeni yasal
düzenlemeler getirdi.
Bakanlar Kurulu'nun
önceki gûnkü
olağanûstû
toplantısmdaki karar
uyannca, bir kredi
birliği hiçbir şekilde
'banka' unvanını
kullanamayacak.
Böylece, kredi
birlıklerinın topladıklan
mevduatın Merkez
Bankası'nın
güvencesinde olduğu
gibi bir yanlış
bilgilendirmeden
kaçmılacak.
TÜPk işadamları
Kanada'da
• tSTANBUL(AA)-
Türk-Kanada Iş Konseyi
ve Alliance of
Manufacturers &
Exporters of Canada
işbırliğı ıle
gerçekleştirilen ortak
toplantı, Toronto'da
yapıldı. DEtK'ten
yapılan açıklamaya göre,
Dış Ticaret Müsteşan
Kürşad Tüzmen, iki ülke
arasındakı 350 milyon
dolar düzeyinde bulunan
dış tıcaret hacminin
potansiyelin çok altmda
olduğuna işaret ederek
bu rakamm
yiikseltilmesi ve ikili
ekonomik ılişkilerin
gelıştirilmesi için iki
tarafın da daha fazla
çaba harcaması
gerektığinı söyledi.
General Electric şirketinin tüm dünyadaki çalışanlan ortak istemlerle harekete geçti
'Küresel tophısözleşme'• General Elektrik
çalışanlan, toplusözleşme
de dahil olmak üzere
isteklerini kabul
ettirebilmek için dün tüm
dünyada ortak eylemlere
başladılar. Eyleme
Türkiye'deki sendikalar
da destek veriyor.
Ekonomi Servisi-Gelirleri ba-
kımından dünyanın en büyük
beşinci şırketi konumımda bulu-
nan Amerikan kökenli çokulus-
lu General Electric (GE) firma-
sınm yeryüzündeki bütün çalı-
şanlan, "şirketinyıllardıruygu-
ladığı baski. yoksuUaştırma ve
kuralsızlaştırma" polıtıkaları
karşısında birlıkte hareket ede-
rek tüm çalışanlannı kapsayan
'küresel bir toplusözleşme' iste-
miyle harekete geçti.
Bu amaçla GE şirketi çalışan-
lan, toplusözleşme de dahil ol-
mak üzere ışverenlerine istek-
lerini kabul ettirebilmek için dün
tüm dünyada ortak eylemlere
başladılar. Eylemlere Türkiye'de-
ki sendikalardan da destek veril-
diği bıldırildı. Birleşik Metal-lş
Sendikası Genel Yönetim Kuru-
lu adına açıklama yapan Genel
Başkan Kamfl Kinkır, Uluslara-
rası Metal Işçileri Konfederas-
yonu'nun 22-23 Mart tarihinde
Washington'da yapılan ve Birle-
şik Metal- lş'in de temsil edil-
diği toplantıda, yaşanan hak ih-
lalleri göz özünde bulundurula-
rak GE çalışanlannın AFL-CIO
sendikası önderliğinde şirketle
toplusözleşme masasına otura-
caklan tarih olan 23 Haziran'uı
'GE işçileri De dayanışma ve ey-
letn gûnü' olarak kabul edıldi-
ğini ifade etti.
Genel Başkan Kinkır, GE'nin
ülkemizde de işletme ve ortak-
lıklan bulunduğunu belirterek,
dünyadaki GE çalışanlan ile
dayanışma içinde olduklannı
ifade etti.
Birleşik Metal-îş Sendika-
sı'nın açıklamasında, GE'nin
daha ucuz ışçilik nedeniyle Mart
2000'de Türkiye'deki ampul fab-
rikasını kapatarak Macaristan'a
taşınma karan aldığı anımsatüdı.
Açıklamada, sermayenin kü-
resel saldın ve hak ihlallerine
karşı 'ancak ve sadece' emeğin
küresel ölçekte mücadelesi ile
sonuç alınabileceği vurgulana-
rak, "Seattfc, Washington veDa-
vos'tan sonra, GE toptu iş sözfcş-
mesi ileemekçilertepldlerini kü-
resel ölçekte dayamşma ile yeni
ve somut biraşamaya ulaşbrmış
olacaklardır" denildi.
General Electrik işçilerinin sa-
dece Amerika'daki çalışanlar,
için tüm dünyadaki çalışanlar
istedikleri düzenlemeler ıse şöy-
le sıralandı:
• tnsanca çalışma ve yaşama
hakkı,
• Hakça ve insana yaraşır bir
emeklilik,
• îş güvencesı,
• Taşeronlaşmanın ortadan
kaldınlması,
• Şirketin 3. dünya ülkelerin-
deki insanlık dışı çalışma koşul-
lan dayatmalanna son verilmesi.
Işçi, işveren, hükümet, Avrupa Birliği 'nin sosyal modelini masaya yatırdı
AB, aynmcılığı kabul ediyorEkonomi Servisi - Avrupa Birliği Ko-
misyonu Sosyal Işler ve Istihdam Ko-
nulanndan Sorumlu Komiser Anna Di-
amantopoulou da, Türkiye de dahil ol-
mak üzere üye ülkeler dışındaki vatan-
daşlara eşit hak ve yükümlülüklerle ser-
best dolaşım hakkı verilmemesinin "ay-
runcıbk" olduğunu kabul etti. Dıaman-
topoulou,
u
Üye olmayan ülkeiere ser-
best dolaşım hakkı verilmesi konusun-
da AB ülkeleri arasuıda konsensus yok"
dedi.
Sosyal model masaya yaünldı
Iktısadi Kalkınma Vakfı (IKV) tara-
fından düzenlenen "Avrupa Birliği Sos-
yal ModeB ve Genişleme Süred" konu-
tn panerde "Âvrupa sosyal modeB" hü-
kûrnet, işçi ve işveren kesiminin temsil-
cileri tarafindan masaya yatınldı.
AB Komisyonu Sosyal Işler ve Istih-
dam Konulanndan Sorumlu Komiser
Diamantopoulou, aday ülke olarak Tür-
• ÎKV'nin düzenlediği "Avrupa Birliği Sosyal Modeli ve
Genişleme Süreci" panelinde konuşan Avrupa Birliği
Komisyonu Sosyal Işler ve Istihdam Konulanndan
Sorumlu Komiser Diamantopoulou, birliğe üye olmayan
ülkelere serbest dolaşım hakkı verilmesi konusunda
konsensus bulunmadığını belirtti.
'Sosyalpotitika
uyumlu olmalı'
Iktısadi Kalkınma Vakfı Başkanı Me-
ral Gezgin Eriş, AB'nin asgari sosyal
standartlann yerleştirilmesi yaklaşımını
benımsedığıni belirterek, "AB'ye tam
üyelik sürecinde Türkrye'nin pek çok
alanda olduğugibisosyalpotitikaalanın-
da da AB'ye uyum için önemH bir mesa-
fakatetmesigerekir'' dıye konuştu. Ulus-
lararası Çalışma Orgütü'nün (ILO) üye-
si olan Türkiye'nin bu çerçevede birçok
önemli sözleşmeyi imzaladığını anım-
satan Eriş, buna karşın Türkiye'de istih-
dam alamnda ciddi sorunlar yaşandığı-
na işaret etti. Eriş, devlet, işçi ve işve-
ren kesiminin sosyal politika üretimine
katılımının önem taşıdığını kaydetti.
kiye'ye önem verdiklerini belirterek,
AB sosyal modelinin temel unsurunun,
üye ülkelerdeki toplumsal standardı yük-
seltmek olduğunu kaydetti.
Sosyal güvenlik ve çalışma yasalan-
nın modemleşmesi gerektiğini kaydeden
Diamantopoulou, iş güvenliği ve sağlık
konusunda belırli standartlann getiril-
mesinin zorunlu olduğunu söyledi.
'Sosyal eşftfik en önemli konu'
Istihdam stratejilerinın de belirlen-
mesı gerektiğini, sosyal eşitliğin en
önemli konu olduğunu anlatan Diaman-
İşveren
AB modeline
sıcakdeğil
Türkiye fşveren Sendikalan
Konfederasyonu(TlSK) Yönetim
Kurulu Başkanı Refik Baydur,
işverenler adına AB sosyal modeline
karşı çıktı. TtSK Başkanı Refık
Baydur, Avrupa sosyal modeline
sıcak bakmadıklannı belirterek, "Bn
model Avrupa'daki işsizliğin temel
nedenlerİDden biri. Avrupa'nm
gkkrek ABD ve Japonya gibi ülkeler
araanda rekabet gûcûnü
kaybetmesine yot açti" görüşünü dile
getirdi.
Baydur, Avrupa sosyal modelinin
AB'ye aday ülkelere olduğu gibi
ihraç etmeye çalışmamn yanlış
olacağını söyleyerek, "AB'de işsiz
«yıomn rtaha ıfa »rHwynH»fi h»tlta
sonuç doğurmaz" görüşünü dile
getirdi.
Baydur, Türkiye'deki mevzuatla
AB'deki düzenlemelerin büyük
ölçüde birbirine uyduğunu
savunarak, "Türkive de AB'ye tye
ülkeler gibi LTuslararası Çahşma
Orgûtü'nûn DormlarBU benimsemiş
durumda"dedi.
topoulou şöyle konuştu:
"AB'de yabancı vatandaşlann serbest
dolaşunı konusunda ayruncıhk var. Bu
sadece Türkiye'ye özgû değiL Mevzuaü
degtştirmekistiyonız. Ancak şimdiyeka-
dar sosyal poötikalar ulusaldL Bu ne-
denle üye ülkeler arasuıda konsensus
yok."
Komiser Diamantopoulou TlSKBaş-
kanı Refik Baydur'un Avrupa sosyal
modeli için dile getırdıği eleştirilere kar-
şı çıkarak, "Bu model ekonomik amaç-
lara aykm değUdir, açık bir pazar eko-
nomisine de engel değOdir" dedi.
'Türkiye 'nin
eksiğiyok'
Türkiye'nin de tüm dünya ülkele-
rinde olduğu gibi sorunlan bulunduğu-
nu belirten Türk-lş Başkanı Bayram Me-
ral, Türkiye'nin Avrupa BırliğTnden hiç-
bir eksik tarafinın bulunmadığını be-
lirtti. Meral, AB'nin Türkiye'yi itmek-
le sorunlan çözümleyemeyeceğini ifa-
de ederek, "AB'nin birparçasryız. Tür-
kiye ancak Avrupa'ya dahil edilerek
problemler çözülür" diye konuştu.
AB'de çalışan Türk işçilerinin birço-
ğunun Türkiye'ye dönmeye zorlandı-
ğını söyleyen Meral, "Wırtdışmdaça-
hşan işçilerin çoğunun serbest dolaşım
hakkı yokken, Türkiye'de 1 milyona
yakın kaçak işçi çahşmaktadır" dedi.
Bu arada AB'nin Türkiye'ye bugüne
kadar vaat ettiği 4 milyar eurodan sade-
ce 1.9 milyar euroyu farklı yollarla ak-
tardığı belirtilirken, bu yıl için de 180
milyon euronun verilmesi öngörülüyor.
Aynca, Gümrük Birliği 'nden, Avrupa
Yatınm Bankası'ndan kalan 750 milyor
dolardan 450 milyon dolann yakın bir
zamanda verileceği bildiriliyor.
'Irk unsuru yanhş kriter'
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Yaşar Okuyan, bazı ülkelerin Türki-
ye'nin Avrupa'ya aidiyetini sorgulama-
sını eleştirdi. Okuyan, Birliğin Türki-
ye'nin sosyal dokusunu irdelerken ırk un-
suruna dayah kriterlerden hareket ede-
rek yanlış sonuçlara ulaşmamalan ge-
rektiğini kaydetti. Okuyan, birlik smır-
lan dahilinde yaşayan 3.5 milyon Türk
vatandaşının, diğer üye devlet vatandaş-
lan ile eşit haklardan yararlanmalan
gerektiğini söyledi.
Rakamlarla
Türkiye ve
ABişgucu
• 1999 yıh Nisan ayı verflerine
göre Türkiye'de işgücü geçen yüa
göre yüzde 33 oramnda artarak
B J mılvona ulaşü. tstihdam ise
yüzde 2.2 oramnda yüksekrek
2\S milyon oldu. Aynca
işsizlik oranı yüzde 63tea
yüzde 73'e cıkü.
• 1998 yılında tanmsal
istihdamın AB'deki toplam
istihdam içerisindeki payı yüzde
4.8 iken, Türkiye'de bu oran
yüzde 43 oldu.
• Türkiye'de erkekierin
işgücüne kabhm oranı yüzde
735'ken, kadmlarda bu oran
yüzde 31.1 'de kakü. tstibdam
edikn kadmlann yüzde 62.6^ı
öcretsiz aifc işçisi, vüzde 27.8'i
ücretli, yüzde 9.6'sı işveren otarak
çahşryor.
• Istihdamı yüzde 70'ler
düzeyine çıkarmayı hedefleyen
AB, bugün gelinen noktada,
istihdam oranını yüzde 62.1 'e
yükselterek işsizlik oranını yüzde
9.4'e düşürdü.
Dünya Ekonomik Forumu'nun Güney Afrika zirvesinde kara kıtanın geleceği tartışıldı
'Afiika
9
nm kaderi çokuluslu devlerde'
DURBAN(AA)-Dünya Eko-
nomikForumu'nun Güney Af-
rika zirvesinde konuşan Gü-
ney Afrika Maliye Bakanı TVe-
vor Manuel. çokuluslu şirket-
lerin yoksul ülkelerden zengin
ülkelere refah transfer edip Af-
rika'nin yoksulluğunu daha da
derinleştirdikleri görüşünü sa-
vundu. Manuel, "Dünyada ben-
cfltik olduğu sürece,Afrika yok-
sul kalacaknr; çokuluslu şir-
ketler gerçekten aldırmadığı
sürece, şansumz olmayacak"
dedi.
Birçok Afrika ülkesinin ana
gelir kaynaklannı özelleştirin-
ce bunun kıtadan zengin ülke-
lere para akışına neden oldu-
ğunu belirten Manuel, Afrika
ülkelerinin, yoksul ülkelerin
dış borçlarmm silinmesi için
çokuluslu şirketlerde lobici-
lik yapmalan gerektiğini kay-
detti.
GeBrin çoğu krta dışına
Ingiltere'nin dışişlerinden
sorumlu devlet bakanı Peter
Hain de, Afrika'nın gelirleri-
nin yüzde 40'ımn kıta dışında-
ki ülkelere kaydığuu, oysa Af-
rika'nın zengin ülkeler için dev
bir ek pazar oluşturabileceği-
ni söyledi. Haın, "Bu sadece ab-
laki bir mesele değfl, Afrika'yı
desteklemek zengin dünyanın
çıkanna, birinci dünyanın ül-
keleri, pazarlanm Âfrika'ya
açmaya çahşmaklar" dedi.
Zimbabve'dekı huzursuzlu-
ğun bölgenin tümünün ekono-
mik perförmansına zarar ve-
receğini de belirten Hain, "Gü-
ney Afrika modern bir ekono-
mi veişyapmak için harika bir
yer. Fakat, yabnmcılar Güney
Afrika, Zimbabve ya da Zam-
biya arasmda ayrım yapmıyor,
dolayısıyla Zimbabve'nin istik-
rara kavuşması çok önenıli"
diye konuştu.
Toplantıda. Türkiye'nin de
üyesi bulunduğu Dünya Tka-
retÖrgürü(DTÖ) Başkanı Mi-
ke Moore ise Afrika ülkeleri
ekonomilerinin sadece ticaret-
te liberalizasyonla yoksulluk-
tan kurtulamayacaklanm, bu-
nun yeterli olmayacağını söy-
ledi.
'Ticaret her şey değil'
DTÖ Başkanı Moore basına
yaptığı açıklamada, "Tfcaret,
bir kokteyUn sadece bir unsu-
rudur. yoksul ülkelerde hayat
standartlanrun ve ekonomik
büyüme mzımn yüksettilmesi-
ne cevap değfldir'' dedi.
Afrika'nın dış ticaret hacmi-
nin, daha azgelişmiş ülkelerin
dış ticaret hacminin sadece yüz-
de 1 'i kadar altında olduğunu
hatrrlatan Moore, Afrika ülke-
lerinin ithalata açılarak kendi-
lerine yardım edebileceklerini
de belirtti.
Moore, dışa açılmamn kısa
vadede istihdam kaybma ne-
den olsa da ihracata dönük sa-
nayiler ile tüketiciler için ma-
liyetleri aşağı çekerek uzun va-
dede daha çok istihdam imkâ-
m yaratacağını söyledi.
İŞÇİMN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
YüzüneGözüieBdaştrma
Siyasetin, Meclis'in olmayan saygınlığını biraz da-
ha dibe batırmak için olsa olsa ancak bunlar yapı-
labilirdi. Yüce Divan yolunun oylama ile kapanma-
sı, Bahçeli'nin oy kullanmaması, Yılmaz'ın MHP'li
bakanlann karşı oy kullanmalanna söyleyecek sö-
zünün olmaması neyi kurtanyor?
Birbirlerinin yüzüne nasıl bakacaklan, 'istikrar' (!)
ve 'uyum'u (!) nasıl sürdürecekleri onlann sorunu. Asıl
düşündürücü olanı, bence, oylamaya bir-iki saat ka-
la, iş dünyasının en büyüklerinin sesi TÜSlAD'ın, ne-
rede ise ültimatom niteliğinde, 'istikrar' için hüküme-
tin, koalisyonun devam etmesini istemesi. Hükü-
met bunalımının, erken seçimin Türkiye için felaket
ilan edilmesi. Bugüne kadar enflasyonu önlemek
üzere alınmış ekonomik kararlann tümünün geri te-
peceğinı açıklaması.
Pokeri hiç bilmem, ama galiba herkes açık kartla
poker oynuyor. Siyasi partilerin, Meclis'in, hele de
hükümetin işlevi, IMF, Dünya Bankası reçetelerinin
uygulanmasını sağlamakla sınıhı. Gerçi bu işi de bü-
rokratlar kotanyor. Ne de olsa bürokratlara talimat
verecek, imza atacak bakanlar, başbakanlar gerek.
Üstüne üstlük, yasa çıkması gereken durumlar da
oluyor.
Bizim anlayacağımız, bu ülkede 'uyum' ve 'istik-
rar'dan, içeriden ve dışandan dünya tekellerinin çı-
karlan adına dikte ettirilenleri aksaksız uygulayacak
bir hükümetin varlığı anlaşılıyor. Siyasal Islama, ırk-
çılığa, merkez sağa, merkez sola yakınlık hiç fark et-
miyor. Herkes dikte ettirilenleri sorunsuz uygulaya-
bildiği ölçülerde iktidarda kalıyor.
iş dünyası kızgın ve huzursuz. Türkiye'de siyasi
partiler, koalisyonlar uzun süreli iktidarda kalamıyor.
Tam da 'istenilenleri uzun vadeli programlaria ya-
pacak bir iktidar oluştu, denge kurvldu' derken, si-
yasetçi bir çuval inciri berbat edecek bir gaf yapı-
yor.
Çiller, haddini bilmezliği ile liderliğindeki hüküme-
tin yıkılışını getirıyor. Erbakan, iktidar olmanın sınır-
lannı unutarak şeriata oynamanın dozunu kaçınp
askerierie de karşı karşıya geliyor. Bir zamanlar TÜ-
SlAD'ın 'iflah olmaz' yargısı ile siyasetin dışına atma
karan verdiği Ecevit, beklenmeyen bir performans-
la tam da istenilenleri eksiksiz uygulayacak bir baş-
bakan, siyasi lider olarak karşılanna çıkmışken, MHP,
Bahçeli haddini bilmiyor.
Dogrusu sermayenin istediklerini yapmada MHP
ve Bahçeli'den yakınan yok. Ama tıpkı Erbakan ve
Refah'ın olduğu gibi, MHP'nin de dayandığı taban,
görünmeye çalıştığı kimlik ile sorunlan var. Bahçeli
fürbanda, Apo'nun kellesinde verdiği ödünlerden
zorlanıyor. En çok da taban fıyatı, ücretlerin aşağı çe-
kilmesi, sınırsız özelleştirmelerle oluşan tabanının
tepkisinden çıkış yolu ararken her şeyi yüzüne gö-
züne bulaştınyor.
Sonuç olarak, koalisyon adına 'yıkılmadık ayak-
taya' olarak ilan edilen bir oylama sonucu sağlan-
sa da, hükümet, dış görüntüsü ile durup dururken,
MHP'nin hem sınırsız iktidar nimetlerinden yarar-
lanma, hem iktidarda büyüme hırsı yüzünden sal-
lanmış bulunuyor. Bu hükümetin uzun süreli iktida-
n üzerinden yapılmış ekonomik hesaplann yeniden
gözden geçirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmış okı-
yor.
TÜSlAD'ın açıklamalanndan anlaşılacağı üzere
erken seçim olasılığı sermaye kesiminin, yatınmcı-
nın tüylerini diken diken etmeye yetiyor. Herkesin ka-
tıldığı bir boyut, seçimlerin Türkiye'de hiç kimse için
bir beklenti, umut olamaması. TÜSlAD'ın seçimle-
re şiddetle karşı çıkış gerekçesi ise, seçim ekono-
misi ile yürütülen programdan sapılması. Sanki her
şey çok iyi gidiyor ve seçim karan ile bozulacakmış,
tersyüz olacakmış gibi.
Her ne kadar medyamız, yıldız ekonomi yorum-
culan, istikrar programını öve öve oturtacak yer bu-
lamıyortarsa da, biraz daha uzun dönemli düşünme-
ye çalışan sermayenin ekonomistleri bile gidişin iyi
olmadığının sürekli altını çizıyoriar. Ucretleri ile ge-
çinenlerin çok ağır yoksullaşması, köylünün tek ke-
lime ile açlığa, göçe mahkûm edilmesi, reçetelerin
çok acı ve insandan yana olmaması... Aklı başında
olan en koyu küreselİeştirmecileri bile sürekli uyan-
lar yapmaya itiyordu. Örgütsüz, tepkisiz, umutsuz
kitlelerin nereden patlayacaklannın belli olmayaca-
ğı sosyal patlama risklerinden söz ediliyordu.
Laf aramızda, bir yandan reçeteleri dikte ettiren
taraflar da yeri geldikçe ipin ucunun kaçmasından,
aşın yoksullaşmanın doöurabileceği sosyal patlama-
lardan hep söz ettiler. tşte galiba da iş dünyası en
çok böylesi bir ortamda bir erken seçim olasılığın-
dan, sonuçlanndan haklı olarak korkuyor.
Gerçi dünyada yeri olduğu ile pek övünülen Tür-
kiye ekonomisinin ayakta kalması veya yok olması-
nın bir koalisyon hükümetinin sürmesine bağlı oldu-
ğunun ilan edilmesi, her şeyin ne kadar da pamuk
ipliğine bağlı olduğunun itirafı. Erken seçim olasılı-
ğının bir karabasan gibi görülmesinın nedenleri, el-
bette ki seçim ekonomisi ile sermayenin, IMF'nin is-
tediği programlann tersyüz olacağı ile de sınıriı de-
ğil. Asıl korfcu, bu iktidar uygulamalan ile de çok da-
ha fazla şeyler kaybetmiş kitlelerin birikmiş öfkesi-
nin nasıl ters yönlenebileceği, kullanılabileceği üze-
rine.
Yüze göze bulaşmış bir iktidar, ne yapılıp edilip ayak-
ta tutulmaya çalışılıyor.
sukransoner'S yahoo.com
ESKscdı günü
toplanıyor
Ekonomi Servisi-Ça-
lışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanı Yaşar Oku-
yan, Ekonomik Sosyal
Konsey'e (ESK) ilişkin
tasanyı görüşmek üzere
Başbakan BUlent Ece-
vit'in başkanlığında işçi,
işveren kesırru ıle salı gü-
nü bir araya gelecekleri-
ni söyledi.
Okuyan, ESK tasan-
sının en kısa zamanda
Meclis'e getirileceğini
kaydederek gelecek haf-
ta konuya ilişkin değer-
lendinnelerin yapılaca-
ğını söyledi. TISK Baş-
kanı Refik Baydur, bunun
geç kalınmış bir toplan-
tı olduğunu kaydederek
"Arük her kesimin eüni
taşmaHma koyma zama-
nı gekü" diye konuştu.
DİSK,ESK'nin yeter-
li düzeyde sivil örgütle-
ri temsil etmemesini eleş-
tirerek konsey içinde yer
alan sivil inisiyatiften çe-
kilmişti.
Bu arada, ESK'nin bir
an önce kuruhnası ıçin
hükümete sık sık uyan-
larda bulunan iş dünya-
sı da konsey içinde tem-
sil edılmek istiyor.