22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 HAZİRAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Kıtdsi Erguner'inprojelerinde çıkış noktası, tarihi veya kültürel bir bağlantı kurabilmek 'Nâzım'ın kişiliğiYEŞtMAKYÜZ Kudsi Erguner, 28. Uluslararası Istanbul Mü- zik Festivali'nde Nâzını Hikmet'in yaşam ve ölüm üzerine şiirlerinden esinlenerek bestelediği eser- leri Nâznn Hikmet: *Yaşam ve Ölüme Dair" baş- lıklı konserinde seslendirdi. tzmir'de dünya prö- miyerinin de gerçekleştirildiği konsere, Fransız soprano Catherine Dubosc Hintli geleneksel şar- kıcı Sharmila Roy ile Recep Birgit ve Fransız ke- mancı Ami Flammer solıst olarak katıldı. Orkest- rada yaylı sazlar dörtlüsü, kontrbas, tuba ve trom- petin yanı sıra geleneksel Türk müziği enstrüman- lan da yer aldı. - Nâznn Hikmet'in yapıtlan arasmdan özellikle yaşam ve ölüm üzerine vazdığı şürieri neden seçti- niz? KUDSt ERGUNER- Uzun zamandır düşündü- ğüm bir projeydi. Yaşam ve ölüm ile ilgili şiirleri seçtim. Çünkü Nâzım Hikmet'in siyasal düşünce- lerini açıklayan şiirlerini herkes paylaşmayabilir. Aynı zamanda bugünün ortamında o devirdeki si- yasi yakınmalan tekrar dile getirmenin faydası ol- duğunu zannetmiyorum. Ama ölüm ve yaşam üze- rindekı felsefi düşünceler herkesin paylaştığı ko- nular, daha felsefi ve şairane. Seçtiklerim arasın- da, devamlı ölümle ilgili, fakat ölümü de yaşamın içinde gördüğü şiirler var. Hiçbıri şarkı formunda değil... Başından sonuna bir bütün olarak düşün- düm. Batı müziği içinde bir arya gibi. Ancak ge- leneksel formlarda değil. 'Bağlant kurulamaymca kitsch oluyor' - Yabancı topluluklaria da çalışıyorsunuz. Mü- ziğin evrenselleştirilmesi çahşmalan hakkmda ne düşünüyorsunuz? ERGUNER-Benim için projenin teması önem- li. Örneğin geçen yılki 'İac MahaT projesini yap- nğımızda kafamda bir tema vardı zaten. Türkiye'de- kı ınsanlann kültürel ufuklan dar. Kültürlerin sen- tez olduğu Istanbul gıbi bir şehirde yaşayan insa- nın ufkunun çok daha geniş olması lazım. Bura- da yaşayan insanın Hındıstan'daki, Amerika'daki insanla kültürel ilişkisi olabilir. Birleşme için esas şart, sanatçılann hangi ülkeden olduğu değil, or- taya atılan temalar önemli. Örneğin,flamenkove tasavvuf müziğiyle ilgili bir proje yapmıştım. Çı- kış noktam, 11. yüzyılda yaşamış, Konya'ya ka- dar gelmiş, Anadolu'da çoİc sevilen sayılan bir En- dülüs şairiydi. Ama Ispanya'da unutulmuş. Be- ir şeyin geçmişinde, temasında, konusunda bir birlik varsa sentez olabilir. Müzikal olarak güzel olsa bile hiç alakasız şeyleri bir araya getirdiğinizde saçma sapan şeyler çıkıyor ortaya. Mutlaka sentez r olacak diye o kanşımın elemanlannın kişiliğini kaybetmesine gerek . yok. îngiliz müziğiyle Türk müziğini birleştirmek gibi bir niyetim yok. Ilk çıkış noktam, tarihi veya kültürel bir bağlantı kurabilmek.' nim de, İspanya'nın da kültürünün bir parçası olan o projeyi, Ispanyol Kültür Bakanlığı'nın desteğı ile gerçekleştirdim. Bu tip konulan yakalamak hoşuma gidiyor. Yoksa salt îngiliz müziğiyle Türk müziğini birleştirmek gibi bır niyetim yok. Ilk çı- kış noktam, tarihi veya kültürel bir bağlantı kura- bilmek. Bu proje de böyle, çünkü Nâzım'ın kışi- liğinde de evrensel boyut var. - lld farkh küMrün müzikJerinin bir arada kul- lanılmasryla nasıl bir sentez ortaya çıkıyor? ERGUNER - Dünyada 'khsch'lik diye bir şey var. Mesela benim tasavvuf ve flamenko projemin aynısı yapılmış; flamenko dansının yanında bir Mevlevi dervişi dönmüş. Flamenko dansı ile Mev- levi semahının hiçbir alakası yok. O bağlanüyı kuramadığınız zaman ortaya çıkan hem kolaj hem de kitsch oluyor. Benim de belki böyle hatalanm olabilir. Ama bir şeylerin bir araya gelmesi, sen- tezi olabilmesi için zorlamaya gerek yok. Onun geç- mişinde, temasında, konusunda bir birlik varsa sentez olabilir. Müzikal olarak güzel olsa bile hıç alakasız şeyleri bir araya getirdiğinizde saçma sa- pan şeyler çıkıyor ortaya. Bundan 20-30 yıl önce- sine baktığınızda, herkes burada Türk müziğini Av- rupai çalarsak, halk müziğini çoksesli yaparsak ev- rensel oluyoruz gıbı çabalara girdi. Halbukı bir- birine benzemesinin bir mecburiyeti yoktur. Ne- yi alıp Avrupa flütü gibi çaldığımda, ney olmak- tan çıkıyor, piyanonun akordunu bozup da 'biraz alaturka ses çıksın' dcrsem o zaman da piyano ol- maktan çıkıyor. Bu tip zorlamalara da, senteze de lüzum yok. Mutlaka sentez olacak diye o kanşı- mın elemanlannın kişiliğini kaybetmesine gerek yok. Benim müzikte yapmak istediğim de bu. Içi- mize kapanmamıza gerek yok. Ama ben de, baş- ka insanlarla bir araya gelip, kişiliğimizi kaybet- meden birlikte müzik yapıyoruz. 'Fazd'la hikâyelerimizi anlatacağız' - Caz Festivali'nde Fazıl Say ile birlikte gerçek- leştireceğiniz konserden söz eder misiniz? ERGUNER- Fazıl Say usta bır müzısyen. Fakat klasik müzik yapıyor. Klasik müzik çerçevesinde bir araya gelmemiz teknık olarak zor, aralıklanmız uymaz... Ikimizin de içımizden gelen müziğin bir arada gerçekleşmesı zor bır iş. Ama caz ayn bir ko- nu, çatısı gayet açık. Adının caz konulması da bır noktada yanlış. Fransa'da yeni bir kelimc çıkarttı- lar; 'müzik aktüeT, yanı aktüalıte müziği... Caz bir altkültür müziği, Türk geleneksel müziği de bir alt- kültür müziği. Caz denilınce bütün altkültürler onun içine girmeye başlar. Caz yapmak gibi bır ça- ba yok içimde. Kendi kişiliğimizi kaybetmeden bir arada nasıl diyalog kurabiüriz, yazdığımız te- malan, anlatmak istediğimız hikâyelen nasıl ile- tebilınz diye düşündük ve böyle yola çıktık. - Yeni bir albüm ve kitap çahşmamz var mı? ERGUNER-Otobıyografimi yazmıştım, Fran- sa'da yayımlandı. Yeni bitirdiğim kıtabın Türkçe adı ıse 'Aynhk Çeşmesi'. Kadıköy'de, eskı devir- lerde Anadolu'ya gidenlenn uğurlandığı ve doğu- dan gelenlerin karşılandığı bir çeşme var. Sanki bir sınır noktası gibi... Kendi yaşamımdan örnek ve- rerek Doğu-Batı karşılaştırması yapıyorum kıtap- ta. Aynca, özellikle içinde yaşadığım tasavvuf ge- leneğinin Türkiye'nin bu son şartlannda nasıl de- jenere olduğunu ve polıtize edildiği konusunu iş- ledim. 'Osmanh Davullan' albümüm Türkıye'de yayımlanacak. Aynca. 'İslami Bhıes' adlı bır al- büm yaptım. Almanya'da eylül ayında piyasaya çı- kacak. Ekımde de Italya, Almanya ve Fransa'da kon- serlerimiz olacak. Bunlann yanı sıra Japon Zen Bu- distlerinin kullandıklan şakuaçin adlı, sesi neye çok yakın bir enstrüman ile kanuna çok benzeyen İco- tonun ney ve kanunla birlikte kullanıldığı bir pro- je yapmayı düşünüyorum. Dee Dee Bridgewater her şartada farkh bir tarz vetat sunuyor. ARZUHAKSUN Olağanüstü biryorumcu Dee Dee Bridgewater 16 Temmuz'da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda 16 Temmuz Pazar günü saat 21.30'da, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda kon- ser verecek olan Grammy Ödüllü caz- cı DeeDee Bridgevvater, sıradan şar- kılara bile olağanüstü yorumlar getirebilecek kadar yetenekli. "Scati" yani davul çalarcasına söylenen doğaçlama şarkı üslu- buna hâkim. Aynı zamanda ses efektlerini ve pop şarkılannı "fösion'', "souT ve tt funk"a taşıyabilen ender isimler ara- sında Dee Dee Bridgewater. EDa Fhzgerald, müzısye- nin en çok etkilendiği ve esinlendiği cazcüardan. Bu- nun bir nedeni de annesinin sürekli Fitzgerald'ın albüm- lerini dinletmesi. Babası Bo- oker Lrrtie, Cbarles Lloyd, GeorgeColemanve daha ni- ce sanatçıya ders veren usta bir trompetçiydi. Dee Dee, ilk gençlik çağındaki bir insanda, özellikle de tek başına ve daha sonra bir üçlü ile sahneye çıkan biri üzerinde derin izler bı- rakacak türde bir geçmişe sahipti. Dee Dee mesleğinin doruğuna son albümü Dear Ella ile ulaştı. Ama sanat yaşamının geç- mişini birçok ödülle desteklemiştir. Müzisye- nin 1970 yılında, New York'ta dönemin en ön- de gelen caz topluluklarından Ttaad Jones ve Mel Lewis önderliğindeki topluluğun New York'ta geçen bu ilk yıllanna, Sonny Rollins, Dizzy Gillespie, DesterGordon, Max Roach ve Roland Kirk gibi cazın gerçek devleriyle bir- likte verilen konserleri ve plak çalışmalannı sığ- dırdı. 1974 yılı ise Broadway'de oyuncu ve şarkı- cılık deneyimini kazanmasını sağladı. Ardın- dan Tokyo, Los Angeles, Paris ve Londra'da ça- hşma olanağı elde eden Dee Dee, Londra'da sah- nelenen Lady Day oyununda cazın efsanevi sanatçılanndan Billie Hoh'day'i olağanüstü bir beceriyle canlandırarak herkesin imrendiği La- urence Olivier Ödülü'ne "En İyiKadın Oyun- cu" dalında aday gösterildi. En az bunun den- li bir oyunculuk/şarkıcıhk yeteneği gerektiren Sophisticated Ladies, Cosmopolitan, Greetings, Black Ballad, Carmen ve Cabaret gibi müzik- li oyunlardaki başansıyla kusursuz bir gösteri sanatçısı olarak ününüpekiştirdi. 1987 yılı Dee Dee için klasik caza dönüş, Live in Paris adlı albümüyle gerçekleşti. Ray Charles ile birlikte yankı uyandıran bir düetin de yer aldığı Victims of Love albümü ise yeni bir genç izleyici kitlesinin ilgisini çek- meyi başardı. Bu ilgi 1990 yılında Montreux Caz Festivali sırasında canlı kaydı yapılan In Montreal albümüyle daha da güçlendi. Bunu izleyen kendi yapımı üç albümü, onun üstün yetenekli bir şarkıcı ve son derece özenli bir yapımcı olarak ününü pekiştirdi. 1995 yılında Fransız Caz Akademisi'nin Bil- lie Holiday Ödülü'nü kazandı. Dee Dee Brid- gewater'ı her şarkıda farklı tarz ve tatlarla, Açıkhava'nm serinliğinde, Yapı Kredi Sanat Fes- tivali 2000'de izleyeceksiniz. Nadia Berkani, dans gösterisiyle bedenin kınlganlığını araştınyor, duyguyu ise seyirciye bırakıyor 'Her dansçının bir öyküsü var' S.RAYANYtRMTBEŞ Dginç beden hareketleri yapan şarabi kısa el- bıseli bir kız,jaluzi gibi görünen san- yeşil fos- forlu ince lastik iplerin arka planı oluşturduğu sahnede belirir. Ardmdan elektronik müzik yap- mak üzere iki adam sahnenin sol tarafindaki alet- lerin başına geçer. Beyaz pantolon ve atletli di- ğer dansçı da sahnede elbisesini değiştıren ve sportif giysiler giyen ilk dansçıya katılır. Çağdaş sanatm tanınmış adlarından Nadia Berkani, kendi yaratımı olan çağdaş dans gös- terisini 19 Haziran'da Fransız Kültür Merkezi'nde sundu. BemdJestram ve Rooald L^pok'dan ku- rulu Tanvater. elektronik müzıkle, KimikoOt- haka ve Thi-MaiNguyen danslanyla mekân-be- den ilişkisini araştıran Berkani'nin yarattığı ev- rendeki yerlerini aldılar. - Yapbğmızın koreografîden farta nedir? " NADİA BERKANİ - Koreograf değilım. Be- denlerüzerinde çalışıyorum. Bedenin kınlgan- lığını araştınyorum. Bir plastik sanatçısıyım. Kendim de dansçıydım ve dans üzerine çalış- malanmı sürdürüyorum. - Bu gösteriyle neyi amaçladınız? BERKANİ -Daha çok dansçı-yorumcu ola- rak adlandırabileceğim insanlarla çalışıyorum ve peşinde olduğum düşünce aslında hareket, hareketle bağlantılı olan her şey. - Dansçüann yorumlanna yer verdiniz mi? BERKANİ -Thi-Mai ve Kimiko ile çalışma- mın en önemli nedeni sinemadaki bir oyuncu "Harekeflerin hepsine ben karar veriyonım. Duyguyu seyirci olarak siz alryorsunuz. Hareketi yaparken ortaya çıkan, dansçmm bireyselligiyle Dgili öyküleri venneyi amaçlamadım." gibi kendi karakterlerinin ohnası. Kendi kişi- likleriyle, varhklanyla aslında onlar bana bir şey- leri getiriyorlar ya da öneriyorlar. Dans üzeri- ne yoğunlaşmamın nedeni de çevremde bu tür dansçılann ya da yorumculann ohnası. Onlar- dan çok etkileniyorum ama doğaçlamadan söz edemeyiz. Sahne üzerinde yapılan hiçbir hare- ket doğaçlama değildi. Dansçılara sahne üze- rindeki tüm yapı önceden veriknışti. - Anlam ya da duyguyu amaçladınız mı bfl- miyoruz ama herkes kendine göre bir şeyler ç> karmıstir sanınm bu gösteriden— BERKAINI-Hiçbırcalışmadadansçılarapsi- kolojik bildiriler vermiyorum. Benim verdiğim tamamen geometrik şekiller ve yönlendirme- ler; gösteriyle ilgili olan yapı. Thi-Mai ve Ki- miko dans ederlerken duygular anlık olarak or- taya çıkıyor. Hareketlerin hepsine ben karar ve- riyorum. Duyguyu seyirci olarak siz aüyorsu- nuz. Her dansçının kendine ait bir öyküsü var. Hareketi yaparken ortaya çıkan, dansçının bi- reyselligiyle ilgili öyküleri vermeyi amaçla- madım. KIMIKO OTHAKA - O hareketi yaparken tamamen bana ait bir şeyler hissediyorum bı- linçaltımda. Her zaman için bu anlamda kendi öyküsü var. - Genelde dansçılarla mı çahşryorsunuz? BERKANİ - Evet. Geçen sonbaharda Istan- bul Bienali'ndeki işimde de Japon bir dansçı var- dı. Thi-Mai ve Kimiko'yla çalışırken çok etkı- lendim, çünkü bana korkunç bir özgürlük ver- diler. Ben de dansçıydım. Dansçılar, yaratırken bana büyük esin veriyor. - Elektronik müzik kuDanmamz çağm getiri- simi? BERKANİ - Günlük hayatta birçok elektro- nik alet kullamyoruz. Bu, hissettiklerinle ilgi- li. Hiç bir zaman için belli şeylen sınıflamıyor- sun. Aslında bir anda hissedilen, ortaya çıkan bir şey. -Yapogmaişlervaşarnnıızda çıkış sağiıjor mu? BERKANİ - Yaptıklanmın özel yaşamımla her zaman ilişkisi vardır ama sonrasında da böyle bir soruya cevap vermem çok zor. Berkani, "Kimiko Othaka \c Thi-Mai Nguyen dans ederlerken duygular anlıkolarakortayaçıkryor" diyor. Mayumana Açıkhava'da • Kültür Servm - III. Uluslararası Boğaziçi Festivali kapsamında, Israil Kültür Ateşeliği işbirliği ile ülkemize gelen Mayumana Dans Grubu, 27 Haziran 21.30'da Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda bir dans ve ritim gösterisi sunacak. Özgün bir topluluk olarak nitelenen ve Akdeniz kültürünün duyuş, algılayış ve hissedişlerini sahne üzerine taşıyan Mayumana, dansta insan bedeninin sınırlannı zorluyor. Sanatseverlere görsel efektler, ışıklar ve nabzı gittikçe artan dans ve ritim temposu içensinde bır gösteri sunuyor. Beat grubu Stomp'tan esinlenen dans grubu, Israil müziğine ritim. hareket, mizah ve neşe unsurlan katıyor. Bocelli ve Fabian Rotterdam'da • ROTTERDAM (AFP) - Italyan tenor Andrea Bocelli ve Belçika asıllı Italyan pop sanatçısı Lara Fabian, Euro 2000'nin kapanış konserini birlikte verecekler. Konser 2 Temmuz'daki fınal maçından önceki akşam Rotterdam'da gerçekleştirilecek. Can Göknirin resimleri Japonya'da • Kûhur Servisi - Can Göknil'in dört resmi 30 Haziran'a dek Tokyo Isetan Müzesi'nde, 3-20 Ağustos tarihleri arasmda ise Osaka, Daimaru Müzesi'nde düzenlenecek olan 'Geleceğin Cocuklanna Adanmış' başlıklı yaz sergilerinde yer alıyor. Dünyamn ünlü çocuk kitaplan resimleri müzesi Tokyo Chihiro Ivvasaki koleksiyonundan seçilen 150 resımden oluşan sergi, II. Dünya Savaşf ndan bu yana büyük bir gelişme gösteren ve sanat yapıtı niteliklerini taşıyan çocuk kitaplannı toplu olarak yırmıbirinci yüzyıl çocuklanna sunmayı amaçlıyor. Erdoğan Van'da film çevinecek H \AN (AA) - Tiyatro sanatçısı Yılmaz Erdoğan, Van'ın Gevaş ilçesinde 'Vizyontele' adlı bir film çevirecek. Erdoğan, ağustos ayında çekimine başlanacak olan ve yaklaşık 2 milyon dolara malolacak yapım için geldiği Gevaş'ta yer tespıtinde bulunarak filmde rol alacak kışılerin seçmelerine katıldı. Erdoğan, filmde kendisinin yanı sıra birçok ünlü sanatçının yer alacağını söyledi. Film, Erdoğan'm 1970'li yıllarda Hakkâri'de geçen çocukluğunu konu alacak. Giilsin Onay Münih'te • Kültür Servisi - Devlet Sanatçısı Gülsin Onay, Münih'te düzenlenen Avrupa Müzik Festivali 'Euromusicale 2000' programı çerçevesinde yann Max Joseph Konser Salonu'nda piyano resitali verecek. Sanatçının programında Mozart, Donizetti, Liszt gibi bestecilerin yanı sıra Ahmet Adnan Saygıın, Muhittm Dürrüoğlu- Demiriz, Hasan Uçarsu gibi Türk bestecilerin eserleri de yer alıyor. Gülsin Onay, 14 Haziran'da, da şef Erol Erdinç yönetimınde St. Petersburg Filarmoni Orkestrası eşliğinde Adnan Saygun'un 1. piyano konçertosunu seslendirdi; konserin ardından Kültür Bakanhğı'nca desteklenen proje kapsamında Chopin'in 1. ve 2. piyano konçertolannın CD kaydını gerçekleştirdi. Bach'ın tüm esenleri 172 CO'de • STUTTGART (AFP) - The Bach Academy, geçen salı günü, ölümünün 250. yıldönümünde (28 Temmuz) ünlü besteci Johann Sebastian Bach'ın tüm eserlerirun 172 CD'de toplanacağmı açıkladı. Helmuth Rılling'in sanat yönetmenliğini yapacağı proje kapsamında, Stuttgart'ta bestecinin anısına bir de konser gerçekleştirilecek. Koleksiyonda son üç yılda 92'si tamamıyla, 7'si ise kısmen yenilenmiş CD'ler yer alacak. BUGÜN • YAPI KREDİ YAYTNLARIGALATASARAY KİT.\BE\İ'nde 14.00-16.30 saatleri arasında Ferit Edgü'nün imza günü yer auyor. (252 47 00) • BABYLON'da Carlos De Nicaragua'nın konseri yer alıyor. (292 73 68) • ENKA KÜLTÜR PROGRAMI 2000 çerçevesinde saat 21.15 'te Oliver Stone'un 'Kazanma rüra' adh filmi gösteriliyor. (276 5 0 87) _ . . . . . . . BOfiAdÇİ FESTİVALhDE BUGÜW • CEMİL TOPUZLU AÇDOIAVA TTYATROSU, saat 21.30'da Dubhn'den gelen Irlandalı dans grubu Sound of Dance'in göstensine sahne olacak. (231 54 97) • YILDIZ SAR\YFnda 21.30'da CRR Opera Orkestrası ve Korosu'nun sunduğu 'Saraydan Kız Kaçırma' izlenebilir. (231 54 97) İSTUVUL MÜZİK FESTtaAÜHK BUfiÜN • AKM. Konser Salonu'nda 19.30'da gerçekleşecek konserde bariton Mesut tktu'ya piyanoda Sergei Gavrilov eşlik edecek. (251 56 00)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear