14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 2000 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Atatürk'ün Savcılara Genelgesi Kemal KIUÇDAROGLU - ^ ^ ğf ustafa Kemal ^ ^ ^ 1 Atatürk, tüm ya- I ^ L gW şamı boyunca I % / • "hak ve adaleti" I ^ # I korumaya özen A • . . A - göstertniştir. Kur- tuluş Savaşı'na başlarken bile, müca- delesine hukukihk kazandınnış ve yetkiyi halktan almıştır. Erzurum ve Sıvas kongreleri, Ulusal Kurtuluş Sa- vaşı sürecınde, bu açıdan büyük önem taşunaktadır. Çünkü adalet duygusu- nun egemen olmadığı bir toplumda, "ulusal vergj buyruklan"nı çıkara- mazsınız ve ulusal kurtuluş savaşını vermek için milyonlan etrafınızda toplayamazsınız. Atatürk bu gerçeği gördüğü içindirki, 19 Ocak 1923'te Izmit'te yapuğı bır konuşmada,"_ top- hımu yöneten devtette ve hükümette adaletinnuıdak egemen olması_n ge- rektiğini vurgularnıştır. Kuşkusuz her devrim kendi kural- lannı koyar ve yasalannı çıkanr. Çün- kü, ancak devrim yasalanyla, gerici unsurlar denetlenebüirve devrimin ka- hcıhğı sağlanır. Büyük önder Ata- tûrk, devrimleriyle aydınlanma ate- şini yakmış ve karanlıkta bıraktınl- mış bir topluma aydınlık ufuklan aç- mıştır. Aydınlanma ateşinin sönme- mesi için de "devrim yasalan" çıka- nhnışör. Devrim yasalarına sahip çık- mak hepimizin ortak görevidir. An- cak bir hukuk sistemi ıçınde devrim yasalannı korumak ve uygulamak görevi, öncelikle cumhuriyet savcıla- nnındır. Fethullah GüJenin kendi yandaşlanna hâkimlık, savcılık mes- İeğını öğütlemesinın ardındakı gerçe- ği hepimız bılıyoruz. Ve bilmemiz gereken bir diğer gerçek de, günümüz- de artık gerici unsurlann, daha bi- linçli hareket ettikleridır. Atatürk, devrimin ilk yıllannda, 9 Ekim 1925'te cumhunyet savcılan- na şöyle seslenmektedır: "Her uygar ve çağdaş devlette olduğu gjbi, Türk Cumhuriyeti Adlrvesi'nde de, cum- huriyet savcılanm yüksek ve son de- Eski SSK Genel Müdürü rece önemK bir görev ve makamın temsilcileri ohnaküzeretanınm. Dev- rim savalannm, kendflerine verflen bu bûyük görevin önemine uygun ola- rak gayretli ve çahşkan obnalan ko- nusunu, adlryemizin başan ve üstün- lüğünün en önemH etkenlerinden sa- yanm. Laik TürkDevrimi, çağımızın uluslara yaşama ve yûkselme yetene- ğiniverenen son veen uygar ilkelerin bir ifadesi ve Türk ulusunun büyük fedakârlıklanyla sürdürülen ve ka- zanılan büyük mücadelesinin eseri- dir. Devrimlerin gerçekleşmesi, ka- rarian ve kanunlanyla, ulusal iradeve ulusal egemenliğin bir görünümü; bü- tünü itibanyia da Türk ulusunun bü- tün haklandır. Devrimlerin her biri, ulusun emeği ve hakkı üe gerçekleş- miştir. Cumhuriyet savcüaninızın, devrimin gerekleri etrafinda, en kıs- kanç ve uzaklan gören hassas nöbet- çüer olmalanm, asıl görevierinden sa- yanm." "Türk Cumhuriyeti, ulusun kade- rini yülarca hastahkh ve korkunç ge- lenekkriyle,zulüm vebaskmm kanve yangmlan içinde sürükleyen sahanat ve hüafet tanhini yıkü. Bu mücadele- sinin asıl amaçlarmdan birisi de, za- yıfolanlanzorbalann baskısuHİan ve entrikacılann aleti ofanaktan kurtar- makve ulusu kendi kaderinesahip kü- makbr. Çağdaş ve uygar bir ulusuz. Ulusumuz Ban uygariığını kayıtsız şartsız kabul etmiştir. Hayatta başa- nhotmanın tekyohı budur. Yümazve kesmkararfadevrimlerimiz, Türkulu- sunun yaranhştan gelen büyük yete- neğinin gelismesi ve artünlması için gereken zeminihazıriavarakhızlaUer- lemektedir. Yüksek amaca yönelik herhangi bir suikastfainnin durmak- sızuıkovıısturulmasıvekovuşturma- nın, ulusun bütün haklan tatmin ve tazmin edflinceye kadar, hâkim önün- de de kaygı ve ısrarla sürdürülmesini ve sonuçlandınlmasını isterim." "_ Yakın tarihimizde ve eski za- manlarda, dinlerin; zorba hüküm- dariann, rahipler ve çıkar sağlayan- lann elinde bir baskı araa olması gi- bL çağunızda kesinUkle izin verilemez ve hoş görülemez. Devrime karşı ko- yan muhalefetin özgürlükten ve yasa- dan yararianmaya hakkı voktur. Bi- reyin değil, bireylerin tamamını ifade eden toptumun ve devletin yaran her düşünce ve kaygtdan önce gelmelknr. Smırsızbireysel özgürtük ve kişisel ç> kar peşindc olanlar, kendi emeUerini, çıkarlannı ulusun yüksek çıkarianve özgüriüğünden üstün tutanlantar. St- rursız kişisel özgüriükler, kişisel çıkar- lar, uygar ve düzenli tophımlan, dev- letleri yıkarak anarşiyi ve çoğunluk- la da zorbalığı yaranr-J" "Savcılarumzm, kovuşturmak ve açmak zorunda olduklan ceza dava- lan, mahkeme huzurunda, her türiü delille ay duılanlacaknr. Cumhuriyet savcüannm bu konuda yapacaklan açıklamalan, kamu hukuku aduıa is- tenen ceza, suç ve sanık hakkında ka- muoyunun aydmlabJması için ve ve- rflecek hükmün nhengine inşkin açık bir fikir edinUmesini sağlamak için gerekli bulurum. Davalann Yargı- tay 'ca incelenmesi sırasmda da bu ko- nunun büyük kolayuk sağlayacağı açıknrJ" "Savcıhk, karar değfl, dava maka- mıdır. Yargdama snasmda ve duruş- mada, sa\cılanmızm kendilerini her- hangi bir davanuı taraflanndan saya- rak ısrarla açıklamalan ve görüşleri- nin kabul edflmesini ve desteklenme- sini sağlamak için, tüm tarihsel ve ya- sal araçlardan yararlanmayı ihmal etmemeteri gerekir." "Türkrye Cumhuriyeti'nde Idmse- Politikacı derken, ünlü yazar Ab- met Rasim'ın (1864-1932) bir sap- taması geldı aklıma. Yazar, günlük gazete yazılanndan oluşan "Ciddi- yet ve Mizah" adlı yapıtında yer alan "Eski Yeni Pbütika" başlıklı yazısın- da Tanzimat döneminden 1913'e kadarki politikacıhğı şöyle tanım- lıyor: Eski PbHtika: Yalan Söylemek. Yeni Potitika: Yalanı gerçek kıt- mak. Bu saptamada, güncelliğini ko- ruyan, yeteneksiz kişilerin oluştur- duğu politıka arenasında sürüp gi- Politikacı den şu gerçek yaöyor: Türk insanı- nın oldum bittim çektiği acılann kaynağında Ahmet Rasim'ın bu sap- taması var. Son zamanlarda, politikaya bu- laşmış, ikiyüzlülüğü dile getıren ta- kiye diye bir sözcük çıktı ortaya. Kişinin bağlı olduğu düşünceyi, ya- şam felsefesını gızli tutup, halka hoş görünmeye çalışan, başka dü- şünüp başka konuşan insanı dile ge- tıriyor takiye. Bunu, ne pahasına olursa olsun, iktidara gelip, düşün- ce özgürlüğünün, laıkliğın köküne kibrit suyu dökmeye çalışan din sö- mürücüsü politikacılar kullanıyor. Takiye, bir bakıma, örtülülük, yani her işi gız (sır) perdesi altından yü- rütmek anlamına geliyor. Bir atasözümüz, "Sır venne dos- tuna saman doMurur postuna" di- yor. Hangı rejimde olursa olsun, halk- tan saklanan gerçekler, ona karşı iş- lenen korkunç bır suçtur; tıpkı son zamanlarda, Almanya'da da su yü- züne çıkan takiyeye dayalı örtülü ödenek rezaleti gibi. VedatGÜNYOL siz bir birey voktur. Cumhuriyet, böy- le bir kavramı asla kabul edemez. tn- san haklan, yasalannuzm güvencesi amndadu-. En güçsüz ve en kimsesiz- lerin yarduncısı devlet ve onun kamu hukuku temsilcileri olan cumhuriyet savcılandır. Kendilerini kimsesiz gö- renlerin, yanlannda her an haklannı aramakla görevB cumhuriyet savcı- lan buhınduğunu asla unutmamala- n vebundan emin ohnalan gerekir. Za- yıf ama hakh olanlann en güçlü du- rumdaolmalaru adlrvemizin en belir- gin özeDiği ve ülküsüdür. Cumhuriyet Adhjesi'nin yükselmesini bir onur meselesi saydıklanndan hiç kuşku duymadığun çalışma arkadaşlanma bu onuriu görev alanında mutlak ve muhakkak olan başanlaruu coşkuy- la dilerim efendim." (*) Yukanda genış bir özetıni sundu- ğumuz, 9 Ekım 1925 tarihli bu genel- ge (tamım) güncellığuıi yıtırmemış- tir. Çünkü aradan uzun bu- süre geç- mesine karşın, devrun yasalarına sal- dırılann arkası kesılmemiştır. Asker- lerin Ankara Adlıyesi'ndekı hâkim ve savcılara vermek ıstedikleri ırtica konulu bnfıngin, o dönemın Adalet Bakanı'nca nasıl engellenmek ısten- diği de unutulmadı. Yoksul aile çocuk- lannın, tarikatlarca birer cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olarak yetiştıril- mek üzere eğıtildiğinı de bilmeyen yok. Ancak bugün çoğu savcımızm, Atatürk'ün bu genelgesınden bilgıle- ri olduğunu sanmıyorum. Bilimi, do- layısıyla aydınlanmayı ilke edınen bir devrimcinin, savcılık kurumuna ver- diğı önemi ve nedenlennı bu genel- gede açıkça görüyoruz. Bu genelge- nin bır dığer özelliği de, Atatürk gi- bi bir devrimcinin alçakgönüllülüğü ve yargıya verdiğı önemi gösterme- sidir. Bir yurttaş olarak, Adalet Ba- kanlığı'ndan ya da Barolar Birli- ği'nden, bu genelgenin tam metni- nin çoğaltılarak savcılanmıza gön- derilrnesıni istemek, acaba hakkımız değil mi? (*) Atatürk ve Hukuk - Yargıtay YayınlanNo. Î7Ankara-1999s. 130. PENCERE Eniştem Beni Niye Optü?.. Dostlareksik olmasınlar, Fethullah Hoca'nın çoğun- lukla bedava dağıtılan meşhur gazetesınden bana atı- lan pahada ve ağıriıkta hafrf taş; Hümyet, Sabah, Milli- yet gazetelerinde ortak bir saldın kampanyasına dönüş- türüldü. Konu nedir?.. Özetle: llhan Selçuk tu kaka!.. Olabılır canım... Ancak medya pıyasasında geçerli yeni koşullara gö- re bir yazann artık cırmı kadar bile yer yakmadığı döne- me girilirken, bana göstenlen bu büyük ilgiyi nasıl yo- rumlamalıyım, bılemıyorum. Bir "yazı eme/cç/s;"yim ben, bu kadar büyümsenıp önemsenmekten koltuklanm mı kabarmalı?.. • 100 bin liraya ındikten sonra toplam satışlan 1.5 mil- yonu aşan "refıklerimiz''\n canlan sağolsun, Cumhuri- yet'ın satışı ortalama 50 bin. TV'dekı reyting hesabını tutar gibi gazeteler kesimin- de de piyasayı izleyen Ingıliz-Türk ortaklığı bır kuruluş var; kısaltılmış adı BİAK (Basın izleme ve Araştırma Ku- rulu) olan kuruluşun verdiğı yeni bılgılere göre bır "Cum- huriyeti 6.5 kışi okuyor, toplam okur sayısı 350 bını aşı- yor, okuriar arasında bilgisayar kullanma oranı ortalama yüzde 20... Bildiğiniz gibi Cumhuriyet Türkiye'nin en pahalı gaze- tesı, 20 sayfa 250 bin lıra; çok satışlı, çok sayfalı gaze- telerin fiyatı 100 bin lira. Şaka değil, bir Cumhuriyet yerine 2.5 gazete alınabi- lir. • Cumhunyet bu olguya dayanarak bır atılım yapmak istoyor, önce çalışanlannı ortak ettı, şımdı okurlanyla bü- tünleşmek için gınşime geçtı, hazırlıklar hızla ilerliyor, daha şimdıden somut sonuçlar alınıyor... Ama tam bu sırada eniştem beni niye öptü?.. Çünkü medya enıştemız olur. Hürriyet, Millıyet, Sabah gazetelerinin söz biriiği etmiş- ler gıbı üstümüze gelmeterine doğrusu bir anlam vermek- te zorianıyorum. • Kimbilir, belki de ben yanlış düşünüyorum; Hürriyet, Mılliyet, Sabah gazetelennde böyle bir amaç yoktur da "reyting" ayağına dolaylı yoldan bana ıltifat edıyorlar. Dostlann bılmesınde yarar var: Bır gazete bir kişiyle olmaz; Cumhunyet fişek gıbı gençlerle donandı; yoksa tnlyonlann bozuk para gıbı harcandığı bu medya fırtına- sında parasız pulsuz ayakta kalabilir mıydi?.. T Sınırsız Veezy İnternet erişimi . günde 1 Dolar*a, 800 MHz Veezy PC 800 MHz AMD fzzı / . / , . . •' //J 36 a* VIDEO ne 1000 MHz Veezy PC AMD DenîzBank 1000 MHz VeezyGo Türkiye'de yaklaşık 100.000 kişiyi İnternet'e bağladı. Bunun için, on binlerce bedava PC dağıtı a f /0\f Ve dağıtmaya devam ediyor... Üstelik de dünyanın en iyilerini! Şu anda, VeezyGo dünyasına //*!"'- yeni adım atmak isteyenlere dünyanın en hızlı iki PC'si arasmda seçme olanağı sunuyor. (jsfplik jS bu PC'lerden birini bedava veriyor. Ayda 29.95 S'dan 36 ay VeezyGo abonesi olan &$f^.?- " . 0 herkese 800 MHz hızında, DVD'ti PC bedava! Yanında da Veezy İnternet Kartı ve VeezyGo ^ " T « j j ^ dünyasının tüm diğer avantajları. 800 yerine dünyanın en hızlı PC'si olan A/£« jf ^ \ 1000 MHz'lik DVD'li PC'yi isterseniz tüm koşullar aynı, sadece aylık abonelik ücreti 49.95 S. f C nüTmayın, VeezyGo alarak sadece sınırsız İnternet erisimi ve bedava bilgisayar elde etmiyorsunu/. unun yanında Veezy İnternet Kartı ile indirimlerden, özel avantajlardan yararlanıyorsunuz... VeezyGo topluluğunun fc, bir parçası olarak özel web siteleri ve Vee-mail dergisine bedava ulaşıyor, teknolojik gelişmeleri takip MSM ediyorsunuz. En önemlisi de, hiçbir zaman teknolojinin gerisinde kalmayacağınızı bitiyorsu^j/ " ~ " a ^ j n k ü VeezyGo en son yenilikleri herkesten önce VeezyGo'culara sunuyor. PI Bu kez fırsatı kaçırmayın. İnternet'e girmekle kalmayın, orada dünyanın en hızlı PC'leriyle ucu t Teknoloji nereye, VeezyGo'cular oraya! ET/D www.veezygo.com Ve%telnet Mustcn llelnıni Mcrkezi: 0 800 219 01 20 Nasıl katılacaksım?? M A D E
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear