25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 2000 ÇARŞAMBA 8 HABERLER Lisede başl•^»•^^ eniz, Sahaflar'dan bir kitap alırken, Hikmet m ^ ^ Kıvılcımlı'nm, Tarih/Devrim/Sosyalizm' adlı m I kitabına rastlar. Kitabın arka kapağında, yazann m m adresi vardır. Aynca, "Kitap hakkında eleştirileriniz M ^ J varsayazm, gelin görüşelim" diye bir not yazılıdır. « J l ^ ^ ^ ^ Arkadaşlanyla Cağaloğlu'nda bulunan Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nm adresine gider. Kendüerini tanıtırlar. Kıvılcımlı, kendisinden, geçmiş deneylerinden, hapisliğinden, örgütlenmeden, partiden bahseder. Böylece, Kıvılcımlı ile diyalog kurulur. Deniz Gezmiş'in Öyküsü eylemler G enel-îş Sendikası'na üye işçiler, Çorum Belediye Başkam'mn Danıştay'ın karanm uygulamamasmı protesto etmek amacıyla, 15 Ağustos'ta Ankara'dan Istanbul'a yalmayak bir yürüyüş başlatır. Işçilerin bu yürüyüşünü, başta TÎP olmak üzere Türkiye'deki ilerici, devrimci bütün kamuoyu sahiplenir. Deniz, işçileri Otosan Fabrikası önünde karşılar. Işçilerle birlikte yürüyen Deniz, Taksim'e giderek Cumhuriyet Anıtı önünde gösteri yapar. Bunun sonunda polis, Deniz'le birlikte birkaç kişiyi gözaltma alır. eniz'in siyasi eylemlerle iliş- kisi. duygusaî da olsa ilk gençlik dönemıne rastlar. Bu sürecin nasıl oluştuğunu ve nasıl geliş- tiğini yakından izleyen Nurettin Demir- dövea, şunlan anlatmıştır: " 1964 yazından itibaren kurulan ma- halle arkadaşlığımızdan sonra sürekli birlikte olduk. Onunla daha çok sosyal ve bilimsel diyebileceğimiz konularda konuşmalar ve tartışmalar yapardık. Sadece bununla da kalmaz, bu konula- ra ilişkin olarak etkınlikler nelerdir, top- lantılar, dernekler var mıdır? Onlan da araştınrdtk. Böylece TtP dıye bir par- tinin olduğunu ilk önce duyduk, sonra da yerine gidip gördük. O arayışlar içın- de 1964 yazında esas olarak TtP'e git- meye başladık. Deniz, lise ikinci sınıf öğrencisiydi. İlk başlarda sempatizan olarak çalışma- ya başladık. Üniversitelerdeki kantınler faal durumdaydılar. Deniz'i, benim ta- nıdığım ve daha önceden kurmuş oldu- ğum arkadaş çevresiyle tanıştırdım. Bi- zim bu gıdip gelmeler ve var olan etkm- liklere katılmamız sonucu, Deniz'in ar- kadaş toplulugu gelişti. Sonra Deniz. bu çevreyi genışletip sempatisini kazandı. MTTB, TMTF, TMGT ve 27 Mayıs Fi- kir Kulübü vardı. Başkanı Memduh Eren, Deniz'in akrabasıdır. Bu örgütle- rin düzenlediği toplantılara. açıkotu- rumlara gider, çalışmalanna katılırdık. Bu derneklerin hepsi. o dönem, ilerici bir hava içındeydiler. Deniz'in, bu örgüt- lerin etkinliklenne katılması, üniversite çevresıne girmesi lise son smıfta iken başlamıştır. MTTB'ye gittiğimiz sıra- larda VükselÇengeL başkan idı. Benim katıldığım ilk kongrede, kongreyi hü- Jcûmetin desteğıyle sagcılar kazandı. MTTB sağcılann yönetımıne geçınce, TMTF'ye gitmeye başladık. TMTF ile TMGT'de bazı faalıyetlerde bulunahm, dedik. TMCT çalışmaları " J İ Oraya da gitmeye başladık. O sıralar, TMGT Başkanı Alp Kuran'dı. Nitekim o sıralar TMGT'de bazı komisyonlar kurulmuş, bunlara eleman anvorlar. Ben ve Deniz, bir komisyonda yer alalım diye TMGT'ye gittik. Mahir Kaynak, o zaman, TMGT'de faal durumda ve Iktisat Fakûltesi'nde asistandı. Mahir Kaynak'ın TMGT'de- ki görevi, başvuran öğrencilere, komis- yonlarda görev vermekmış. Beni Basın Komisyonu için, Deniz'i de îşçi Ko- misyonu için uygun gördü. Bu Işçi Ko- misyonu'nun içinde Şükran Sooer de vardı. Deniz de, ben de, CHP'ye hiç gitmemiştik. Düşünce olarak sosyalist düşünceye daha yatkındık. 1964 yazın- dan itibaren TlP'e gitmeye başladık. ilk başlarda sempatizan olarak gıdiyorduk. Kongre vardı o zaman. Ilişkı kurduğu- muz ekip, ilçe yönetimini ele geçirmek istiyordu. O ekip, beni, doğrudan üye yaptı. Deniz, bir yıl sonra üye oldu." Kivılcımlı'yla tanışma ~r\ u dönem, Eminönü Türk l-£ Devrim Ocağı üyesı de olan JLJ ÖmerErimSöerkan,Dr Hik- met Kıvtfcımh ile nasıl tanıştıklarını şöyle anlatmıştır: 1965 yıandaydı. Nu- rettin Demirdöven, bir gün, Sahaf- lar'dan bir kitap alırken, Hikmet Kıvıl- cımlı'nın, 'Tarih/Devriın/Sosyaliznı' adlı kitabına rastlıyor. Bakıyor, bir Türk sosyalıstinin kitabı. Çeviri değil. Öz- gün bir eser. llgisini çekiyor ve kitabı alıyor. Okuyup bakmamız için bize ge- tirdi. Bızım de ilgimizi çekti. Kitabın arka kapağında, kitabı yazanın adresi var. Aynca, "Kitap hakkmda eleştirile- riniz varsa yazın, gelin görüşelim " dıye de bir not var. Diyalog kuruluyor Tk T'urettin, Deniz ve ben kalktık, / \ / Cağaloğlu'nda bulunan Dr. J. V Hikmet Kıvılcımlı'nm adre- sine gittik. Kendımizi tanıttık. Işte böy- le böyle, dedik. Kitabınızı okuduk, il- gimizi çekti. Neyse, sohbetimizde, ken- dınden, geçmiş deneylerinden, hapish- ginden, örgütlenmeden, partiden bah- setti. Bu arada, bizim Üsküdar'da otur- duğumuzu öğrenınce, kendisinin de Sa- lacak'ta oturduğunu söyledi. Böylece, Kıvılcımlı ile diyaloğumuz kurulmuş Deniz, TtP'e üye olmak için 16 Eylül 1965'te başvurdu. 2 \isan 1966'da asil üye oidu. oldu. Bu arada yine, Salacak'ta oturan Kenan Uhığ'un devamlı müdavimlerin- dendik. Büyük ve değerli bir kütüpha- nesi vardı. Okumak için ödünç kıtaplar alırdık. Kenan Uluğ'la özel sohbetleri- miz olurdu. Eski bir TKP'li idi. Yaşa- dığı olaylan,deneylerini bıze aktanrdı. " Deniz, TtP'e üye olmak için 16 Ey- lül 1965 Perşembe günü. başvurur. Üçe yönetimi, 11 Ekim 1965 Pazartesi günü, üyelik başvıu-usunu uygun bulur. 2 Ni- san 1966 Cumartesi günü ise aday üye- Ukten. asıl üjeliğe alınır. Bö>lece Deniz, ÜsküdarT#örgütünün 35 NohUstan- bul örgütünün 208 Nohıfiyesiolur. TtP Üskûdar (içeKongresi30Temmuz 1966 Cumartesi günü >apılır. V önctime seçi- len kişiler ve >aptıklan görevler şunlar- dır: tlhan Ataöz (Başkan) - Serigrafçı, Deniz Gezmiş (Sekreter), Ahat Yegâne (öldü), SezaiZeren(Maden-îş Sendıka- sı Kartal temsilcisi - öldü), tsmail Tan- nverdi (Balıkçı). Deniz'in TlP Üsküdar ilçe yönetici- si olarak ilk eylemi Çorum Belediye- si'nde çalışan temizlik ışçilerinin yürü- yüşünü destekJemek olur. çorum'da başlayan yürüyüş G enel-lş Sendikası'na üye 54 temizlik işçisi, Çorum Bele- diye Başkanı Kemal Denü- rer'in 72 ışçinin işine son vermesı ve iş- çileri başka bir statüye tabi tutarak, üc- retlerini 350 liradan 250 liraya ındir- mek istemesi üzerine, 27 Temmuz 1966 Çarşambagünü, Çorum'dan Ankara'ya kadar sürecek bir yürüyüş başlatır. 3 Ağustos Çarşamba günü, Anıtkabir'e gelen işçiler yürüyüşü bitirir. 5 Ağus- tos'ta ise Danıştay'da açtıklan davayı kazanmalan üzenne işçiler, 8 Ağus- tos'ta işbaşı yapar. Fakat, Belediye Baş- kanı, belediyenin gelin olmadığını öne sürerek, 10 Ağustos'ta Danıştay'ın ka- ranna uymaz. Beledıyeye maddı yar- dım yapması için ABD Cumhurbaşka- m Johnson'a mektup yazdığı için halk, Belediye başkanına, Johnson Kemal" lakabını takmıştır. Abdullah Baş- türk'ün başkanı olduğu Genel-lş Sen- dikası'na üye işçiler, Çorum Belediye Başkanı'run Danıştay'ın karannı uygu- lamamasını protesto etmek amacıyla, 15 Ağustos'ta Ankara'dan tstanbul'a yalınayak bir yürüyüş başlatır. tşçilenn bu yürüyüşünü, başta TÎP olmak üzere Türkiye'deki ilerici, devrimci bütün ka- muoyu sahiplenir. Yürüyü? gazetelerde 7 ürüyüşün her anı gazetelerde haber konusu olur. Uluslarara- sı düzeyde işçi sendikalan ta- rafından desteklenir. FKF Genel Başka- nı Huseyin Ergün ve MYK üyesi Ah- met AM Arta, yürüyüşe Ankara'dan ka- tılarak işçılerle birlikte Istanbul'a kadar yürür. Deniz Gezmiş'in, TİP Üsküdar İlçe Sekreten olduktan sonraki ilk siya- si faaliyeti, Çorum işçılerinin bu yürü- yüşü sırasındadır. Nurettin Demirdö- ven bu olayı şöyle anlatmıştır' "Çorum ışçilerinin Istanbul'a yaklaştığını öğren- dik Deniz'le birfikte işçileri, Otosan fab- rikasının önünde karşîlamaya gittik. Iş- çileriorada karşıladık, Çiçekyaptmnış- ok, onu işcilere verdik. Oradan, işçfler- le büiikte vüriiverek, Csküdar-Harem yol ka\ şağına kadar gekük Üsküdar'da, partililer de katıldı. Daha sonra vapur- larla karşı yakaya geçüdi. Gümüşsu- yu'nda Türk-İş Birinci Bölge Temsilci- liği'nin önüne getindi. Türk-İş, Ameri- kan sendikacılığını benimse>r en bir tu- tumda idi o zaman. Halen ö\ le ya. Deniz gözaltına alınıyor f ğ TİP'in kuruculan da a>uı fede- / rasyondaamadiğerteri.bunla- ^M. nn tutumunu benimsemiyor. TİP'i destekleyid bir sendika kurmaça- bası içindevdiler. Daha sonra, DtSK'i kurdular. \ ürüyüşe kaolanlarm çoğun- luğu da bu düşüncede olduğu için ora- da, Türk-İş aieyhinde gösteriler oldu. Bu gösteriler. Taksim'deki Cumhuriyet Anrtı'run orada da devam etti. Ismail Topkar. konuşuyordu. Deniz, ajrtasyon yaptj. Bu ajhasyon üzerine diğer arka- daşlar da Türk-İş ale\hine gösteriye başladılar. GösterUerin sonunda polis, Deniz'le birlikte birkaç kişiyi gözalnna aldı. Deniz, uzun bo>lu olduğu için he- men dikkati çekiyordu. Gözaltına ah- nanlara yhecek-içecek götürdük. Ben, partinin merkezinc gittim. Durumu Ay- bar'a anlatnm. Partiü milktvekiDerin- den Kemal Nebıoğlu ve Rıza Kuas, he- men ilgilendiler. Beraberce, Taksün Ka- rakoluna gittik. Komiserle konuşuldu. Gecebaktım,eveiki Idşı geldL Deniz, ad- res olarak bizim evin adresini verirdi. Babasından çekinirdi bu konularda. O zamanki \asalara göre polis, bazı forma- liteler yerine getirildikten ve kefil bul- duktan sonra, karakolda gözaltında olan birisini serbest bırakabiliyordu. Deniz de Taksim Karakolu'ndan Seü- miye Karakoluna de\Tedüiyor. Ora- dan, bir polis nezaretinde ikametgâh ad- resi olarak kullandığı bizim eve getiril- dL Böylece, Deniz, serbest bırakıku." SÜRECEK Cinsellikle alay eden genç: DenizGezmişDeniz'in ya tamamen yok sayıldığı ya da ta- mamen çarpıtılarak yansıtıldığı biryönü de kar- şı cinsle olan ilişkısıdır. SBF ögrencısı Saffet Rüştü Tekin, 1968 dö- neminde kadın-erkek ilişkilerinde devrimci gençler arasında hâkim olan bakış açısı hakkın- da şunlan söylemıştır: "Devrimcilerimücadele- den abkoyuyor, engelliyor. pasif duruma getiri- yorsunuz. Sizler empenaüzmin aifıncı kolusu- nuz, diyerek kızlara espriyle taküırdık." Deniz, THKO hareketı kurulduktan sonra, üniversitede yaşanan ilışkılerle alay ediyordu. Hatta, Dev-Genç Marşı'nı değiştirmiş, şöyle söylemeye başlamıştır: Hey Dev-Genç'li Dev-Genç'K Forum vakti yaklaştı Al kızını tak koluna Haydi koş gel foruma. Kadınlara laf atmazdı' D eniz'in tstanbul'daki ilk gençlik yıl- larıru arkadaşı Nurettin Demirdöven şöyle aalatmıştır: u Bizim kadma ba- laş açımız o zamanki entelcktüel anlayışa denk düşerdi. Kısmen de olsa erkek egemenliğinden detikanlı olarak hoşlanırdık. Sosyal çevreden et- kilenerek kadınlar hakkında konuşurduk. Bili- nen zamparalık hikâveleri, fikralar anlaürdık. Güzel kadınlar hakkında konuşulurdu. Deniz, kesinlikk kadınlara laf atmazdı. Ö> le bir huyu yoktu. Genelevegjttiğini bflmiyorum. Ghseydi bi- firdhn. Yalnız, mahaflede buişiparayla yapan bir kadın vardı. Bir arkadaşın odasının anahtannı aldı, kadınla oradayatn. Ben bunu eleştirdim,' U- lan nasıl miden aldı bu kanyı" dedim. Deniz de, 'Ne olacak. Mekanık bır iş" dedL Deniz, kızlaruı peşine düşüp arkadaş olalım fa- lan dememiştir. Bu öneri devamü karşı taraftan Deniz'e gelmiştjr. Kendi apartmanlannda otu-^ ~ ran, kendisi gibi uzun boyhı bir kızvann. Onun^ la birkaç defa çıkh. Sonra ilişkisirıikesti. Yine ma- baDeden Tıp Fakültesi'ne giden bir kız vaıtü. Bu kız Deniz'e ilgi du>muş. Deniz de buna yakınhk göstermiş. Beraber birkaç defa gezmişler. Bir gün Deniz, bana, 'Nun gardaş, bu kız bana ta- kılmaya başladı. Bu düşünceleri bırak, bunlar tehlikeli ışler' dedL Ondan sonra, Deniz bu kız- dan da aynldı. Bir de öğrenci hareketine hice gjrdikten sonra bir kız, Deniz'e eğilim duymuş. Kız grvimine. kuşanuna dikkat etti diye arka- genç kız ve erkekler de vanfa. Bunlar, zaman za- man eğhim kamplanna da katüırlardı. Eğitim yaparken bir kız bizi se> rediyordu. Deniz, bu kt- za bakavim derken, İtalyan çukuruna düştü ve ayağını incitti. Bundan sonra da eğitime kaüla- madı.n «uz'in fiziki özeüikieri, 1971 'de yakalandığı zaman üzerinde çıkan Fifistm Demokratik HaOc ; " Merkezi'nden verilen hüviyete göre şöyle sıralanmıştır: "Boy: 1.91, Göz: Siy^h, Saç: Siyah, Renk: Buğday, Bunın: Arabi, ÖzelMği: Tam." Deniz de sağjbkh her genç erkek gibi. karşı cinse ilgi duymanın yanı sıra daha çok karşı cinsin ilgisini çeken birisi ohnuştur. Dönemin genç devrimci eylemcilerine ilgi her kesim tarafindan değişik ohnuştur. Deniz'in genç kızlar üzerindeki etkisi farkh ohnuştur. İktisadi Kalkınma Vakfi'nın Başkanı olan Meral Gezgin Eriş, Avusturya Lisesi'nde öğrenci iken Deniz Gezmiş'e duyduğu hayranhğı şöyle anlatmıştır: "Deniz Gezmiş'in fîkirterine mutabık ohnasam da mücadelesi beni etkiledL Çok yakıykh biriydi,fizikselçekkifiğinden de etkilendim dogrus».Çok beğentrdint o zamanlan 0 — ~ ~~~~ OPTÜ macerası eniz'in 1970 yılı sonunda, ODTÜ'de kaçak olarak kaldığı dönem, ŞuleAl- bavraktaroğhı adlı birgenç kızla olan arkadaşhğı ise yan şaka, yan cıddi şöyledir: ODTÜ'de bır kitaplık kurulmuştur. O dönem, yönetimini Şule Albayraktaroğlu adlı bir koz öğ- renci yapmaktadır Dersten çıktıktan sonra Al- bayraktaroğlu. kitaplığı açar. Bunu öğrenen De- niz, kitaplığa gider ve bazı kitaplar seçer. Kitap- lan aldıktan sonra kapıdan çıkarken, Şule Al- bayraktaroğlu, ODTÜ'ye yeni gelmiş olan tanı- madığı Deniz'in yolunu keser ve "Kitabı dışa- nya vermiyoruz.Ancak burada oku> abilirsiniz" der. Deniz, "Vurttakaüyorum. Okuduktan son- ra getireceğim" der. "Hayır. Khaphğm işleyişku- rallan böyie. Kitap burada okunur. Dışarrya gö- türmenize izin veremem».'' Genç kızm sorumlu davranmasından hoşla- nan Deniz, kendmı tanıttıktan sonra seçtiği ki- taplan alır ve odaya gider. Arkadaşlanna, "Ya- hu! Sizoraya 'Kitaplık Sorumlusu' diyeyniıa bir kaplan koymuşsunuz. Az daha parçahyordu beni. Ama. ona ne oyıınlar o>Tia>acağırn" der. Bır gün, Yusuf ile Deniz, birlikte kitaplığa in- er. Albayraktaroğlu"na yaklaşan Deniz, "Hanı- mefendi! İkinıiz de sizi beğendik. Evlenmek isti- yoruz, Acaba hangimizi beğeniyorsunuz?" der. Yusuf'la 201 -202'ye gelen Denız, oynadığı oyu- nu arkadaşlanna anlatır: "Ondan öcümü aldım, ama henüz bitmedL." Kiı fcaçırmaya atla geldl daşlan dalga geçmişler. Kızbiraz şişman olduğu için,'Volkswagen" adını takmişlardL" Erim Sü- erkan, bu konuda şunlan söylemiştir: " Deniz, atak, girişken, yak^üdı bir adamdL O, lüztarla değil, iazJar onunlaflgUenirdiÇok gös- terişK, manken gibi derler ya öyle bir kız vann. Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan 'Dışi Bond' çizgi romanmın kadın kahramanına ben- zediği için Modesti adını takmıştık. Kız, Deniz'e ilgi duyuyordu. Deniz de buna karşılık verip pat diye yanaşınca, kız da zaten hazırdı, buna bayıl- dı. Fakat, kızm ailesi buna karşı çıkınca birkaç ay içinde bu ilişki bhtL" Deniz'in önem verdiği kız arkadaşlarından birisi Hukuk Fakûltesi'nde okuyan ve TMGT'de çalışan Avniye Anadol'dur. Eyüp Neşat Yıldı- nm, bu konuda şunlan anlatmıştır: "Avniye ad- lı arkadaş, Mustafa Kemal Yürüyüşü'ne katü- tnak için çok ısrar etti. Deniz, gelsin, kaulsm di- ye bir hava içindeydi. Ama kabul edUmedL" De- niz'in, karşı cinse olan ilgisi Filistin kamplann- da da devam etmiştir. Selahattin Okur. tanık ol- duğu bir olayı şöyle anlatmıştır "Filistin kamp- lannda Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelmiş ırkaç gün sonra Deniz, ODTÜ arazi- siade dolaşırken, bir ata rastlar. Binip yurtlann önüne gelir. Albayraktaroğ- lu'nun kaldığı odanm penceresinin önüne giden Denız, orada, tüm muzipliğiyle bağınr: "Hadi kız, bohçanı hazıria... Seîıi kaçırmaya geldmu." Albayraktaroğlu. pencereyı açınca, Deniz, atı süriip oradan uzaklaşır. Bu olayı, yurtlann önün- de bulunan herkes, kahkahalarla gülerek izler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear