25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 MAY1S 2000 ÇARŞAMBA 14 Â L J J A kultur@cumhuriyet.com.tr 55 sanatçının yapıtlanndan oluşan sergi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde 'Avusturya'dan Çağdaş Sanat'Kültûr Servisi -Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 10-28 Mayıs ta- rihleri arasında izlenebilecek '1(H-1 Sergi- leri' kapsamında, Avusturya Federal Cum- hunyetı Başbakanlık Sanat Bölümü Artot- hek'in 1998'den 2000'e dek koleksıyonu- na dahıl ettığı seçme yapıtlardan oluşan 'Avusturya'dan Çağdaş Sanat - New Aust- rian Spottight' adlı sergıye ev sahiplıgı ya- pıyor. Aviısturyalı ve Avusturya'da yaşayan dı|er mılletlerden 55 sanatçının birçok ya- pıtını ıçeren sergının odak noktasını resim, grafik, fotoğraf, yenı medyalar. yerleştir- me ve heykeltıraşlık dallan oluşturuyor. Daha önce aynı adla Brüksel'dekı Cent- re Borchette'te açılan serginin güncelleş- tınlmiş uzantısı, Marmara Üniversitesi Gü- zel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hü- samettin Koçan' ın daveti ve Avusturya Kül- tür Ofisi Müdürü Dr. Envin Luchıs'un gi- nşımiyle fakültenın Sergi Salonu'nda izle- nebilecek. NotfourgaCoronabiess'in kura- törlüğünü yaptığı serginın basın toplantı- sına Koçan ve Coronabless'in yanı sıra A\ usturya Hükümetı Başbakanlık Görev- lısi Dr. AndreasMailath-Pokorny, Artothek direktörü Marion Pkhler, Avusturya Kül- tür Ofisı göre\lılennden Dr. Manuela Frommwald ve Günay Develi katıldılar. 'Üniversiteyi topluma ve dünyaya açmak gerekir' düşüncesıyle yola çıktıklannı be- lırten Koçan, 'Avusturya'dan Çağdaş Sa- nat'ın. öğrencınin çok boyutlu beslenebi- leceği kaynaklar yaratmak adına açılan ser- gılerden bıri olduğunu söyledi. Avusturya'da kültürel ve sanatsal etkin- likJenn desteklenmesinin geniş ölçüde dev- letin ışı olduğunu ve yılda 22 milyar Türk Lirası'na denk düşen bir harcamayı bu ala- na ayırdıklannı belirten Pokorny, Artot- hek'ı devletın sanat kurumu olarak tanım- ladı: "Savunma ve güvenlikten daha fazla maddi pay aynldığı için ülkemde sanat umut vaat ediyor. Geleneğimizden geten bir oi- guyla teş/vik edilen sanaüann başuıda mü- zik ve th atro geliyor. Mimari, edebiyat, fo- toğraf, film ve medva, çocuk edebiyan gibi alaniar bunlantaidp ediyor. Sanatsaletkin- likleri topluma ulaşünnayı istiyoruz. Bu serginin tüm yapıüan devletin sanatsal teş- viki çerçevesinde uzman birjüri tarafindan sistematik ve devamlı satın alma politikası tte garanti edilmiş kapsamü Başbakanlık Koleksiyonu'nda toplandı. Avusturya'da başbakan bir anlamda sanat bakam, dev- letin sanat işlerini yürüten kurum da Artot- hek." Istanbul 'daki gösterimiy le serginin ulus- lararası düzeyde sanatsal diyaloğunu sür- dürdüğünü belirten Coronabless, Artot- hek'le ilişkili Artist Residence adlı daire- nin uluslararası sanatçılara tanıdığı sergi açma gibı olanaklardan söz ederek Türk sa- natçılann da bundan yararlanması için gı- rişünler başlatacaklannı ve yapıtlann fıkir alışverişinin canlı şekilde yapüdığı üniver- site ortamında sergilenmesinden hoşnut ol- duğunu söyledi: "Sergi, hem resim, grafik, heykeltıraşlık gibi geleneksel alanlardan hem de önem kazanmaya başlayan yeni medyalarve sürece yönelikyaratıa hareket- ierden yapıtlan içeriyor. Artothek'in asü görevi genç sanatçdann yoJunu açmak. Ya- pıtlan bu bağlamda seçmeyi uygun gör- düm. Sanatçüarm görüşlerinin odak nok- tasında sanaün kurumlaşması, gücün sor- gulanmasL, etkileşimierin ve manipülasyon- laruı kritik aynmı bulunuyor." (Fotograf KAAN SAĞANAK) ' otburga Coronabless'in küratörlüğünü üstlendiği 'Avusturya'dan Çağdaş Sanat' sergisinin odak noktasını resim, grafik, fotograf, yeni medyalar, yerleştirme ve heykeltraşlık dallan oluşturuyor. Istanbul'daki gösterimiyle serginin uluslararası düzeyde sanatsal diyaloğunu sürdürdüğünü belirten Coronables, yapıtlann üniversite ortamında sergilenmesinden hoşnut olduğunu söylüyor. 'On yedi yaş yaşamda çok önemli' Teoman üçüncü albümünün soıındu için özellikle eskigitarlar ve köhne anfi kullanmış BARIŞ BEHRAMOĞLU Adını taşıyan ilk çalışması ve 'O'dan sonra Teoman'ın ,'Paramparça\'Onyedi\'Rüzgâr Gülü', Şebnem Fe- rah'la düet yaptığı'İki YabancT, 'GündüzTarifesiVZam- paranın Ölümü'/Sürpriz'adlı şarkılan içeren 'On ye- di' ısımlı üçüncü albümü pıyasaya çıktı. 'Onyedi'de, Teoman'ın beste ve sözlerinin yanmda, FikretŞenes'in sözlerini yazdığı 'UykusuzHer Gece', Bora Ayanoğhı'nun bcstcsı 'O Yaz've Rıza Erekli nın 'Yanndan Bana Ne' de bulunuyor. Hâlâ nasıl bu kadar başanlı sayıldığını ve listelenn üst sıralann- da dolaştığını anlaya- madığım söyleyen Te- oman'la yenı çalışma- sı hakkında konuştuk. - 'Onyedi'nin hazır- hk serü\eniyle başla- yalun... " TEOMAN-Bir al- bümüm biterken, he- men diğerine başlıyo- rum. Kafamda şeİcil- lendiriyorum ve de- taylan sonradan ekli- yorum. 98 yılından be- ri 'On yedi'nın üze- rindeyim. Fikir anla- mında ara vermiyo- rum. belki beste yap- mıyorum ama insamn fikirleri bır albümle beraber bıtmıyor. Ne zaman bır albüm biter- se ondan genye kalan posa bir diğerini etki- lıyor. - Sürekli beste üre- temiyor nıusunuz? TEOMAN- Beste yapmıyordum fakat şarkı sözleri yazma- ya devam ediyordum. Yazıyla, sözcüklerle olan ilişkim, müzikle olandan daha kesintı- sız. Yazdıklanmı de- vamlı bır yere kayde- diyorum Notlar alı- yorum. aklıma ne ge- lirse. Ufacık bir dize- yi. bir iki kelimeden oluşturduğum ken- dimce metaforları, göndermeleri. • - Fekîyi, albürnü oluşturma sürecinde neler oluyor? TEOIVİAN-Birşar- kı yazma süreci, bir de albüm yazmanın süreci var. Albüm da- ha genış bir şey oldu- ğu ıçm'oriü bır rornan gîrJTduşûnmek gereiciyor. Bah- seftigin dizelerden, gûzel meîodiîerden ve ortaya çıkan bir şarkıdan öte, on tane şarkının insanda bırakmasını istediğin o tortuyu düşünüp öyle tasarlıyorsun bir albü- ^itıü.TCâfanda oluşrlrmalc fstediklefînTeIlgîlî daimabir pazarlık söz konusu. -'Onyedi'nin diğer albümlerinizden ne gibi bir farkı = var? Düüeyiciye iletmekistediğiniz yeni neleryer alryor? TEOMAN-Farkı, 'O'dan sonra daha da büyümüş ol- mam. Daha iyı şarkı yazanyım, daha tecrübeliyim. Yok- sa aynı kışiyim. İletmek istediklerimde de büyük deği- şiklikler yok aslında, hep aynı çizgide ilerledim. -Bir programda, albümünüzûn adının 'Onyedi' ol- masını, o yaş dönemini anlatmakiçin koyduğunuzu söy- lediniz. 'Onyedi'nin özelliği nedir? TEOMAN- On yedi yaşm, şu an ve on iki yaşında ya- şadıkJanmdan çok farkı bulunuyor. Ergenliği bitirmek üzeresıniz, bunun tüm sıkıntılannı yaşıyorsunuz. On se- kize bir kala, daha legal değilsiniz, yapmak istedikleri- niz belli değıl, ama siz kendinizi büyük hissediyorsu- nuz. Normal liseden mezun olunca, üniversiteye 17 ya- şında giriyorsunuz. Bir sürü açıdan insan yaşamım çok etkıledığinı düşünüyo- rum. Kafamz çok ka- nşık oluyor, kendinize hem bir güven hem bir güvensizlik duyuyor- sunuz. Yeni bir haya- ta atılmak istiyorsu- nuz, olgun olduğunu- zu zannediyorsunuz ama kimse sizi öyle görmüyor. Henüz ça- lışmıyorsunuz , cebi- nizde beş kuruş para- mz yok. -Bu albümde Şeb- nem FerahTa düetyap- TEOMAN- Düet projesi ilk albümüm- den beri geçerliydi. Türkiye'de çok güzel şarkı söyleyen insanlar bulunuyor ama benım aklımda Özkm Teldn ve Şebnem Ferah var- dı. Özellikle Şebnem- le bir düet yapmayı çok istiyordum. Düet sa- yesinde iki kişi arasın- daki o çok özel ilişki- yı anlatabiliyorsunuz. Ama bazen gerçek kontekst ortada ohna- dığı için saçma sapan şeyleryazdır. Konteks- ti oturtînakta gerçekten zorlandığım anlar ol- du. -Bestelerin çoğu si- ze ait Sözlerde soyn- ta, imgelere kaçmak- tansa, gerçekJeri yan- sıtmayı mı seçijorsu- nuz? TEOMAN-İnsanlar dinlediklerinde,'hald-. katen böyie oluyor' de- sinler istiyorum. Anla- şılabilecek, küçük bir gizem de katmak için kendimle ilgili bilin- meyen ufacık ufacık şeyler katıyorum. On- larla gerçeklikduygu- su daha da güçleniyor. _§arkı sözü insanlann duygulannı uyardırmak için ya- ılır zaten. Ben 'Aa, çok hoş, çok orijinal şeyler bulrnnş' yapmıyordum fakat şarkı sözleri yazmaya devam ediyordum. Yazıyla, sözcüklerle olan ilişkim, müzikle olandan —daha kesintisiz. Yazdıklanraı devamlı bir yere kaydediyorum. Notlar ahyorum, aklıma ne gelirse. Ufacık bir dizeyi, bir iki kelimeden oluşturduğum kendimce metaforlan, göndermeleri...' demelerinı istemiyorum. Şarkılarda kendıme özel bir şey- ler de istiyorum. Mesela iki parça yanyana koyulduğun- da, üângîsini benim yazdığım anlaşılsm. - 'Onyedi'nin sounduyla ilgili neler söyleyeceksiniz ? TEOMAN- Bu albümün eskiden yazılmış gibi olma- sını ıstedım. O soundu çıkartmak için de özellikle eski gitarlar, anfiler bulduk. Kötü müzik aletleri bunlar. Şar- kınuı ruhunu, armosferini yansıtılabilmekti amacım. Gerçeğe yakın olabilmesi için ufak hatalan bıraktım. Faz- la kesip biçmedım şarkılan. 53. Cannes Film Festlvall Vatel 1 lle başlıyor Kuzeyden doğuya yolculuk Gerard Depanöeu ve Uma Thurman açıhş töreninin özel konuklanndan. Kültür Servisi - 53. Cannes Film FestivaH başrollerini Gerard Depar- dieu ve Uma Thurman ın paylaştığı ve yönetmenliğinı Roland Joffe'nın üstlendiği 'Vatel' filminın göstenmı ile bugün açılıyor. Yaşanan ekonomik krizden etkilenmemiş gözüken As- ya sineması ve Kuzey Avrupa film- lerinin ağırlıkta olduğu festivalde Güney Kore'den Çin'e, Japonya'dan Tavyan'a, Isveç'ten Danimarka'ya kadar bir çok önemli yönetmenin ya- pıtlan ön planda. 21 filmin yanştığı 'UlusalYanşma'bölü- ^ ^ - ^ ^ münde Asya kıtasından beş füm, Kuzey Avru- pa sinemasından dört film 'Atan Pahniye' için yanşıyor. Italyan, İs- panyol, Alman, Porte- kiz, Afrika filmlerinin yer almaması göze çar- parken festıval yetkılı- len yanşma veya dışı olarak daha çok Fran- sâ ile gerçekleştirilen ortak yapımlara yer ver- mekle suçlanıyor. Başkanlığım Luc • Robert Bresson ve Louis Bunuel için özel gösterimlerin düzenlendiği festivalin onur konuklan Gregory Peck, Philip Noiret. a'un üstlendiğijün oyuncuağır- lıklı. 'Karatahta' filmi ile festivalin en genç yıldızlanndan olan Samira Makhmalbaf, 'Kippur' ile AmosGi- tal, 'Fast Food Fast VVomen* iie At- mos KoDek'in arasında bulunduğu meyen festival, bazılan içinse yeni bir yaşamın başlangıcı sayılıyor. Özel- likle açılış fılminin öncesi, sinema- nın 'keşfedilmemişyıldızları' için bır 'gösterimekânına' dönüşüyor. Üzer- lerine smokin alacak parası olmayan yönetmenler, yaşamı boyunca kaybet- miş oyuncular, lolitalar ve genç se- naristler gala öncesinde kendilerini göstermek ve ünlenmek için birbir- leri ile adeta savaşıyor. Açılış töreninin özel konuklan Ge- rard Depardieu ve Uma Thurman" ın dışında Jeremy Irons, Kristin Scott-Thomas ve Isabelle Hupert ilk göze çarpan ısımler ara- sında. llerleyen günler- de ıse Melannie Grif- fith, Von Tner'in uzun müzikali 'DancerinThe Dark'ın başrol oyuncu- su Catherine Deneuve. Kim Basinger. ilk gös- terimi gerçekleşecek < Thinp You Can Tell Just By Looking Her' filminın ıkı başrol kadın oyuncusu Glenn Qose ve HoHy Hunter, kısa füm jünsının üyeliğını yapan Mira Sorvino, Paul Verhoeven'uı son fihnı 'Holly Man' tanıtan EHzabeth Shue Cannes Film Festivati'nde t>öy gösterecek yüdızlardan bazılariT DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Hac Yolunda' Cenap Şahabettin'in Hac Yolunda adlı kitabı- nı görünce, Çetin Altan'ın yıllardır söyleyegeldi- ği ünlü savlannı anımsadım: Yazmak, uygarolmak- la ilgilidir. Biz ise yaşadıklarını yazmayan bir top- lumuz. Gerçekten de yıllar boyu, milyonlarca insanımız hacca gitmıştir ama, aralarından kaçı, orada ge- çirdiği günleri, izlenimlerini, düşüncelerini, duygu- lannı yazıya dökme gereksinimi duymuştur. Geleneksel kültürümüzde bunca önemli yer tutmuş bir olay, yazılı kültürde kendine bir yer edinememiştir. Hekim olan Cenap Şahabettin'in bu yolculuğa çıkma nedeni 1897'de sıhhiye müfettişi olarak Cidde'ye gönderilmesi. Ertesi yıl bu görevinden geri dönmüş. Hac Yolunda adlı yapıt, bu yolculuk sırasında tutulan yol notlarından oluşuyor. "Servet-i Fünun" dergisinde on yedi mektup ola- rak yayımlanan notlar 19O9'da da kitap olarak ba- sılmış. Şimdi bakalım yazarımızın izlenimlerine: Birinci Mektup "El Kahire" vapurunun Istan- bul'dan kalkışını ve yolculuğun ilk gününü anla- tyor. Vapur, farklı uluslardan insanlarladolu: "Türk, Arap, Rum, Fransız, Italyan." İlk akşam yemeği: "Artık çorbayı takip eden yedi sekiz türlü yemek tabaklara konup kalkıyordu; nöbetyemişlere gel- di, bunlararasında bir türlüsü vardı ki ona biz pek me'lûf değılız: Muz!.." ikincı Mektup'ta yazanmız önce ikinci mevki, son- ra da güverte yolculanna bakar: "Aman yarabbi! Ne dehşet, ne sefalet... Bir tarafta kırk elli Buha- ralı diz dize, omuz omuza, arka arkaya oturmuş- lar... Yahutbaşbaşa, ayakayağayatmışlardı... Bi rine murdarbirpaçavra, ötekıne vapurun ıslak tah tası yatak hizmetini ifa ediyordu... Hiçbir yerde bu kadarsıkışık oturulduğunu görmedim. Buza- vallılann kımıldayacak yerleri yoktu: Oturduklan yerde yemeğe, iki diz üstü uyumaya mecburidi- ler." Üçüncü ve dördüncü mektuplar, Ege adalann- dan, Yunan halkının özelliklerinden, vapurun iki saat mola verdiği sırada gezilen Pire ve Atina'dan söz ediyor. Beşinci, altıncı ve yedinci mektuplar Iskende- riye izlenimlerini aktanyor. Yazanmıza göre ken- tin bir kişiliği yoktur. Aynı sokakta hem cami hem kilise hem sinagog hem de Kıptî tapınaklanna rastlanması, Avrupa benzeri geniş caddeler, gü- zel yapıların yanında yoksulluk görüntüleri; tica- retin coşturduğu büyük bir hareket ve gürültü, ya- bancılann tüccar, Mısır halkının ise yalnızca ara- bacı ve hamal olması... vb. Sekizinci mektupta başlayan Kahire ve çevre- sinin betimlenmesi ise tam altı mektup boyunca sürüyor: "Ne gökyüzünde bir bulut ne yerde bir nebat var." Çöl, rslil, Kahire kenti, çevresi, halk ve hatta eşekler, piramıtler uzun uzun anlatılıyor. On beşinci ve on altıncı mektuplar Süveyş'i, ka- nalın yapılış öyküsünü, bu değişimin çevreye ge- tirdîği yenilikleri anlatıyor. On yedinci ve son mektup ise, Süveyş'ten bi- nilen ve Kızıldeniz boyunca gidilen "Rahmaniye" vapurundan izlenimler ve düşünceler aktanyor. Kitap yayıma hazırlanırken, yalnızca eski yazı- dan yeni yazıya dönüştürülmüş. Dilde bir yalın- laştırmaya gidilmemiş. Hiç değilse bugünün oku- ru için kimi sözcük ve tamlamaların karşılıkları sayfa altlarına ya da kitabın sonuna eklenecek bir sözlük bölümüyle verilebilirdi. llgiyle okumaya çalıştığım kitaptaki cümlelerin ancak yarısını anlayabildiğimi de söylemeliyim. Hac Yolunda, gezı edebıyatamızın çağdaş an- lamda önemli yapıtlarından biri. Ne ki yazarın Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalara düş- künlüğü, yapıtı bugünün okurtan için önemli öl- çüde okunamaz duruma getiriyor. Tevfik Fikret'in şiirlerinde olduğu gibi, Cenap Şahabettin de ancak günümüz diline aktanlma- sıyla okunabilecek yazariardan. Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü öykü dabnda verilecek • Kültür Servisi -Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü, bu yıl öykü dalında verilecek. Aralık 1999 ile Kasım 2000 tarihleri arasında yayımlanmış kitaplann aday olabileceğı yanşmanın Feride Çiçekoğlu, Nursel Duruel, Konur Ertop, Selim 1leri ve Osman Şahin'den oluşan Seçiçi Kurul karannı Ocak 2001 'de açıklayacak. Kazanan yazar ödülünü Cevdet Kudret'in doğum günü 7 Şubat'ta alacak. Yanşmaya katılmak isteyen yazarlann kitaplannı 6 nüsha olarak, yaşam öyküsü özetı ve yazılı adaylık baş\xırulan ile birlikte 'Cevdet Kudret Ödülleri', Amiral Fahri Engin Sok. Vaizoğlu Apt, No:8/5 Rumelihisan, Istanbul adresine en geç 1 Aralık tarihine dek ulaştırmalan gerekiyor. K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I Asya sınemasının en ıyı öraeklenru sunarken, James Ivory, Ken Loach. DeOliveira, îosselani. LarsvonTri- er, Raul Ruiz. Lounguine ve Liv UI1- man' ın son yapıtlan ile Avrupa sıne- masını temsil ediyor. Tartışmah başlayan Cannes Film Festivali yine de yıldızlar geçidine dö- nüşeceğe benziyor. Bazılan için her yıl tekrarlanan bir törenden öteye git- Otar Josefiani ve Agnes Varda'ya yapılacak sunuşalann yer aldığı fes- tivalin bu yılki retrospektifi ise ' nema Geleceğm Düşleri' başlığı altın- da gerçekleşecek. 53. Cannes Film Festivali'nin onur konuklan ise Gre- gory Peck, Sean Penn ve Philip No- iret Festivalde aynca Robert Bresson ve Luis Bunuel'e aynlmış özel gös- terimler düzenleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear