26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 2000 ÇARŞAMBA HABERLER Devlete, kanunlara, birlikteyaşamaya karşı güven ortadan kalkıyor. Güvensizlik ve aldatılmışlık toplumu kemiriyor Dargeürliy ciddibirçöküş sürednde• Gelir düzeyi orta-üst noktayı tutturmuş olanlar yeni açılmış büyük mağazalara doluşuyor. Onlann tüketim düzeyine uygun yeni yeni mekânlar açılıyor. Binlerce kişi ise eskiden bulunduğu noktadan da aşağı çekiliyor, küreselleşme onlar için yoksullaşma ve dışlanma ile eşanlamlı. BÜLENTTANLA 20. Dönem CHP Milletvekili • stanbul'un geleneksel çarşı ve / pazarlannı dolaşmaya başladı- ğımızda ne milli gelirde Ldnci Dünya Savaşı'ndan bu yana re- kor düzeyde bir küçülme olduğu, gayri safı milli hasılanm (GSMH) yüzde 6.4 gerilediği, kişi başına milli gelirin 3 bin dolann altına indiği açıklanmışti ne de Türk-lşraporundabelirtildiği gibi gelir dağılımındaki adaletsizliğin 36 milyon insanımızı açlık sınınna getirdiği habe- ri Cumhuriyet'te çıkmıştı. Ancak sağımızda solumuzda, günlük yaşamımızda tehlike sinyallerini görü- yor, duyuyor, enflasyonla mücadele programı çerçevesi içinde ünlü Ameri- kan deyimi ile "banyo suyuyia birlikte bebeğindeatıfapatılınad]gına1 'eminola- mıyorduk. Peşinen söyleyelim ki, kay- gılanmız yerinde çıktı. Bundan en ufak bir keyif duymadığımız gıbi, okurlan- mızla paylaşmak istediğimiz gözlemle- rimiz, küreselleşmenin ve bu sürece uy- gun biçimde önümüze getirilen politika- lann dar gelirli halkımız üzerindeki et- kisinin felaket boyutlara ulaşmak ûzere olduğunu da ortaya koyuyor. Cumhuri- yet'in Yayın Kurulu Başkanı, değerli ya- zar tlhan Seiçuk boşuna "Sosyal adalet isteyenleri eskiden 'komünıst' bugün de •popülist' diyesuçlayıpezenvesusrunuı kafanın egemenliğine son venneden Tüıidye iflah otanaz" diye yazmıyor. Liderler muhalefette olduklan dö- nemlerde Türkıye'de bir Danimarka bir de Pakistan'ın olduğundan söz ederler. Türkiye'deki " Danimarka ve Pakis- tan"lan artık piyasa ilişkilerinde ve tü- ketim alışkanlıklannda da görmeye baş- ladık. Bu olguyu küreselleşme ve mo- dern tüketim aîışkanhklan bağlamında olumlu bir "çağdaşlaşma" biçiminde al- gılayıp değerlendınnenin olanağı yok. Dar gelirli insanlanmızın ahşveriş yap- tığı mekânlarda, değişik mal ve hizmet arz eden ortamlarda yaptığımız gözlem- ler sadece bir ekonomik durgunluk man- zarasıyla karşı karşıya olduğumuz izle- nimini bırakmadı. Yoksul ve dar kesim- lerde ciddi bir çöküş ve yok olma süre- • Mısırçarşısı'ndan Kapahçarşı'ya, Mahmutpaşa'dan Küçükpazar'a, Aksaray Pazan'ndan Çarşamba Pazan'na, Üsküdar Pazan'ndan Sahpazan'na uzanan incelemede, esnaf belirsizlik içinde. Ancak kimsede coşlcu, canlıhk, kısa sürede işlerin düzeleceğine inanç kalmamış Halk eskiden semt pazarianndan. geleneksel çarşılardan t\ inin ge- reksinimlerini karsılamaya çalışırdı. Oysa bugün İstanbul'un çar- şı ve pazarian kalabalık bile olsa işler çok kesat Esnafin işlerin dü- zeieceğine inana kalmamış.- (Fotoğraflar: Kader TUGLA) ci yaşanıyor. Buna karşıhk Danimarka düzeyinde bir yaşam tutturmuş olan ke- simde Internet'li, e-mail'lı, büyük iş merkezli bir ahşveriş ve iletişim ile lüks ve savurganlık kol geziyor. Kaygı uyan- dıran. itici ve ahlak dışı nitelıkleri ağır basan bir eğlence alışkanhğı oluşuyor. Yoksullaşma ve dışlanma, eşanlamh Gelir düzeyi orta-üst noktayı tuttur- muş olanlar yeni açılmış büyük mağa- zalara doluşuyor. Onlann tüketim dü- zeyine uygun yeni yeni mekânlar açı- lıyor. Binlerce, milyonlarca kişi ise es- kiden bulunduğu noktadan da aşağı çe- kiliyor, küreselleşme onlar için yoksul- laşma ve dışlanma ile eşanlamlı. Peki, Mısırçarşısı'ndan Kapalıçar- şı'ya, Mahmutpaşa'dan Küçükpazar'a, Aksaray Pazan'ndan Çarşamba Paza- n'na, Ûsküdar Pazan'ndan Sahpaza- n'na uzanan incdemelerimiz sırasmda hiç mi olumlu bir gıdişe rastlamadık. Halkımızın geleneksel tutumluluk ve azla yetinme alışkanhğı başka ülkeler- dekine kıyasla işleri birölçüde kolaylaş- tınyor. Ancak haber verelim kı, herkes belirsizlik ve beklenti içinde. Bir şeyler düzelir, işler açılır diye bekliyorlar, an- cak kimsede coşku, canlıhk, kısa süre- de işlerin düzeleceğine ınanç kalmamış. Çarşılarda pastırma da mevcutfistıkda, en taze gıda maddeleri de ama alan *na- mevcırt". Esnafbu bakımdan tam bir ay- na konumunda. Halk eskiden semt pa- zarlanndan, geleneksel çarşılardan evi- rrin oteberısııııtenımeçanşııdirOyMlJu- gün buralar kalabalık bile olsa işler ke- sat. Mahmutpaşa'daki çorapçı Bayram- paşa'dakı evine otobüsle gidip geliyor. Bir milyona külotlu çorabı alan yok. Eti- ler'deki iş merkeziyle Sultanhamam'da- ki işportacı arasında iç çamaşın fiyat farkı bire ondan bile fazla, bire otuza çıktığı oluyor. Tabii aynı mal değil, Eti- ler'dekı "markah". Ancak bu kadar fark, aynı zamanda toplum kesimleri arasın- daki uçurumun da bir göstergesi. Alınan istikrar önlemlerini kâğıt üze- rinde birer ondalık savı olarak görmek çpjkajıramh değenmıze DUörtalama de-. ğer gerçeği tam yarisıtnTıyöf.^oSy'âr devlet ilkeleri yok oluyor. Devlete, ka- nunlara, birlikte yaşamaya karşı güven ortadan kalkıyor. Güvensizlik ve aldatıl- mışlık duygusu toplumu kemiriyor. Halk bilgilenmeden, tartışmadan ya- na, ancak kavga istemiyor. Halkımızın bu özelliğini bılmek, ancak fazla da is- tismar etmemek gerek. Halk, kamu ma- lıru kendi iktidarlan ve yakın çevreleri için kullananlara da kayıtsız durmuyor, ancak işlerin öyle kısa süreler içinde dü- zeleceğine inanmıyor. Bu kişilerin hal- km yanında olmalannı, haksızlıklann üzerine gitmelerini de beklemiyor. Bu- nu yapmaya niyetli olmadıklannın. böy- le hedeflerin çok uzağında bulundukla- nnın ayırdında. Ancak halk önünü görebılmek, yaşa- mını planlayabilmek, geleceğini güven- ceye almak; endişeden, karanhk ve olumsuz sürprizlerden uzak kalmak is- tiyor. Halk, enflasyon, vurgun ve ahlak- sızlıkla atbaşı gittiği, başka çaresi olma- dığı için alınan önlemlerin başansını te- menni ediyor, umudunu yitirmek iste- miyor. Bugünkü hükümet de dört elle sanldığı değil, daha büyük tehditlerden, bilmediği, üstesinden gelemeyeceğini düşündüğü olumsuzluklardan koruna- bilmek için "istikrar" istiyor. Halk sessizce, kuşkulanna rağmen si- yasallaşmayı tırmandırmıyor, iktidara tepkı göstermiyorsa bunun nedeni, alın- mış ve uygulamaya konulmuş önlemle- nn sonuç vermesini beklemekte oluşu. Ancak bu işten bir kere umudunu kes- mesi, işi çok farklı yönlere kaydırabilir. tktidar çok daha radikal güçlerin eline geçebilir. Sosyal demokratlar, CHP ola- rak bu potansiyeli iyi kullanmamız, bu özlem ve beklentileri şekillendirmemiz gerekir. Aksi takdirde büyük kitleler, tepkici akımlann siyasal temsilcilerine kolayca kayabihr. Kabuk değişimine ayak uyduramamanın, dışlanmışhğın pek de görünmek istenmeyen bir de bu yüzü var. Küreselleşme 'Türkiyelileştirümeir Küreselleşmenin getirip götürdükleri, daha neleri getirip neleri götüreceği, dün- yada da henüz tam anlaşılmış ve sonuç- lan üzerinde birleşilmiş bir husus değil. Ancak Türkiye'de bu dönüşümün çok da- ha yetersiz biçimde algılanmakta-sunul- makta olduğu da kesın. Türkıye'nin önü- ne konmuş bir yemek söz konusu. Bu po- litikayı bütün yönleriyle ele alıp tam an- lamıyla tartışmış, özümsemiş, strateji ve hedeflerinı saptayıp uygulamaya geçmiş değiliz. Dışlanmışlık buradan kaynakla- nıyor. Küreselleşmeyi "TürkiyeBkştir- menin" daha çok uzağındayız. Yaiuz görünen birköy var, kılavuz' Stemîyör: Küreselleşme baa olumlu so- nuçlar verse bile, bu sürecin daha adil bir dünya, daha dengeli bir yaşam; eğitim- li. nitelikJi, sağlıklı bir toplum getirece- ği sorusuna yanıt veren çıkmıyor. Küre- selleşme yeni ve eskiden çok daha bü- yük ve acılı sorunlara, adaletsızliklere, dengesizliklere, eşitsizliklere yol açma kaygısmı da beraberinde taşıyor. SOSYAL DEMOKRASİNİN SORUMLULUĞU 'üreselleşmeyi ucu bize dokunmayacak diye hafife almak da, küreselleşme tam da bize göre bir süreç diye dayanaksız bir iyimserliğe kapılmak da son derece yanlış olur. Küreselleşme bizim dışımızda oluşmuş ve büyük ölçüde yine öyle gelişmekte olan ekonomik, teknolojik ve zihinsel bir değişim dalgasıdır. Küreselleşme kapitalist anlayış ve üretim yapısınuı yeni bir aşamasıdır. Sosyal adalet, eşitlik, dayanışma üzerine bir şey söylememekte, bu yönüyle de son Seaatle ve Davos toplantısında olduğu gibi büyük tepki çekmektedir. Globalleşmenin eksiği moralitesindedir. Bazılanmız uzaktan, ne olduğunu pek bilmeden savunuyoruz. bir kısmımız da yine uzaktan seyrediyoruz. En büyük şirketler bile tek başlanna kalma kaygısı içinde birleşme yoluna gidiyorlar, dev oluşumlar, otömotiv, bankacılık, medya mastodontlan halinde örgütleniyorlar. Onlardan örnek alalım, onlar birleşiyorsa biz de birleşelim. Globalleşme sosyal sorunlann güvencesi değil, burası kesin. Halkımızın derdi geçim. istikrar programlan ve küreselleşmenin en büyük sorunu işsizlik. Bütün bunlann üstesinden gelebilmemiz şart. Türkiye gibi kişi başına milli geliri 3 bin dolann altına göstermektedir. Oksijen çadmnda, güçsüz bir beden yapısı olan bir hastayı güçlendirmeden ameliyata sokmak elbette mümkündür. Ameliyat başanlı da geçebilir. Ama hasta kaybedilirse teknik yönden başanh bir operasyonun ne değeri olur ki? Tekrar ediyoruz, iş sadece bizimle kalmıyor. Yeryüzünde milyarlarca kişi bu yeni sürecin dışındadır. Bütün bir Afhka kıtası dünya ekonomisinden dışlanmıştır. Nasdaq yeni teknoloji ürünleri endeksi, Bill Gates'in Microsoft'u aleyhine bir mahkeme karanyla birden çift rakamlı oranlarda değer kaybına uğramaktadır. Fransa gibi, bize göre maddi ve Kapabçarşı'nın eski yapısı değisti, ldmse düğün öncesi abşverişini buradan yapmıyor. düşmüş bu ülkede, sosyal demokratlar olarak sağlık, eğitim gibi konularda kolektif sorumlulugumuzun bilincinde olmamız gerekir. Bu sorumluluktan kaçınamayız. Unuttuysak anımsamalıyız. Gündeme getirilmiyorsa getirmeliyiz. Tartışılmıyorsa tartışmalıyız. Sosyal demokrasinin bir tür koruyucu hekimlik görevi de vardır. Diyelim ve dileyelim ki enflasyon düştü, halk elindeki reel gelirle daha çok satın alma gücüne kavuştu. Sorun sadece bu mu? Sorun çok daha büyük ve ürkütücü. Ekonomi daralıyor, işsizlik artıyor. Bir yığın insan ekonomi dışına çıkıyor. Ekonomiye sadece sayısal bir yaklaşımla bakmak büyük hatadır. Türkiye, şu anda dünya ortalamasmın altına düşmüş sosyo-ekonomik performans teknik donanımı çok daha ilerde bir ülkenin Cumhurbaşkanı Chirac, dijital gelişmelerin dışında kalabilecek milyonlarca insanın toplumda yeni gerilim, bölünme ve çatışmalara yol açmasından çekinmektedir. Çarşı, pazar gözlemlerimizde bizi en çok etkileyen nokta, en zor durumlarda bile daima umutlu cevabı veren, dengeli bir formül bulabilen esnafin moralsizliği oldu. Moralsiz ve bezgin insanlar "tşler nasıl" sorumuza "Görmüyor musun?" der gibi ters ters bakarak karşıhk verdiler. Ikincı bir gözlemimiz "Enflasyon düşüyor diyoriar, ama bize verilen tüketici kredilerinin, kredi kartianıun. aklığımız otomobil kredisine uygulanan faizi düşmüyor ki" demeleri oldu. Gıda perakendecileri ellerindeki mallan sattıklannda, yerine Rami'den zamsız faturalarla yeni ürün alamıyorlar ki. Tam tersine. Bursa'dan dikiş-nakış ipliği getiren Sultanhamamh esnaf, ocak-mart arası fiyatlardaki fahiş artışa dikkat çekiyor. Kapalıçarşı'da Sandal Bedesteni kapanmış. lşini kaybetmiş genç insanlar orada bezgin ve umutsuz çay içip tavla oynayarak vakit öldürüyorlar. Kapalıçarşı'da ikiyüzden fazla dükkân kapanmış. Mardinli 60 yıllık kuyumcu bütün meslek yaşarmnda böyle bir durgunluk yaşamadığmı söylüyor. Kapalıçarşı'nın eski yapısı değişmiş, kimse düğün öncesi alışverişini buradan yapmıyor. Çarşının sokaklara da adlan verilen mesleklere göre örgütlenmiş eski düzeni kaybolmuş. Turiste fazla bel bağlanmış, yerli müşteri çarşıdan elini eteğini çekmiş. Kapalıçarşı'da ayakkabıcı-terlikçi kalmamış. Mısırçarşısı da benzer bir kaderi paylaşıyor. Burası biraz daha canh. Unlü Pandeli lokantası bir ara söylendigi gibi kapanmıyor. Ancak esnafin vakıflarla kira sorunu henüz çözümlenmemiş. Orada da kapanan, tür değiştiren dükkânlar, sinek avlayan esnaf, 60 yıllık hasır mobilya işinin geleceği üzerine kara kara düşünen deneyimli ticaret erbabı dikkati çekiyor. Çarşılarda babadan oğula meslek devri geleneği ya bitti, ya bitiyor. Pazarlan dolaştiğunızda sebze- meyve fiyatlannın düşmediğini görüyoruz. Halk her daim dayanıkh tüketim mah aünıyor. Karnını ise her gün doyurmak, evine tuz, peynir götürmek zorunda. Dar gelirli insanımız çarşıdan artık file file, torba torba ahşveriş etmiyor. Evinin civanndaki marketten çok az miktar bir şey alıp idare ediyor. Ahşveriş mekânlan, müşteri-satıcı ilişkileri değişiyor, insani temalar azalıyor. Küreselleşme büyük tedirginliğe yol açıyor. Herkesin e-postası yok. Yemek alışkanlığım da mı değişecek? Kültürel yönden, eğitim bakımından içinde olamayacağım bir sürece mi itiliyorum kuşkusu yaygın. Simit 200 bine çıkmış, satamayuıca 150 bine indirdiler. Ama burada sanmayın ki, enflasyonla mücadele söz konusu.. 1 kilo simit 3 kilo tavuk fiyatına. Sonuç olarak, eşitlikçi toplum için mücadele edilmeli Enflasyonun düşmesi özlemle bekleniyor Szlem ve incelemelerimlz sonucunda geidiğimiz noktayı vurgulamak, üç önemİi saptamada buiunmak istiyoruz: /. Halkmnz, enflasyonun düşmesi özlem ve beklentisi içindedir. Ancak tanm, madenciîik, imalat. enerji, gıda. kira vb. gibi altı yüzden fazla maddedaı oluşan fiyat endekslerine bakarak enflasyoola mücadelenin başansının saptanması. bilım ve sistematik açıdan doğru olmasına karşın günlük gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Bûyük çoğunluğu dar gelirli olan insanımız her gün çarşıda. pazarda. özellikJe gıda alışverişlerinde. hallerden dükkânlara, manavlara uzanan süreçte "zam, zam we yine zamia" karşılaşmaktadır. Bu durum da güvensizlik doğurmakta, dar gelirhnin umudunu söndürmekte, mücadelej'e katıhmını engeüemektedir. "Teknik yönden endck&kr vanbsör'* demiyoruz. ancak bir de günlük endeksler, temel gıda maddelerinin çarşi pazar fiyat düzeyi var ki, buraiarda durum farklıdır. Z Dar gelirli insanımız soyhı bir davranış içinde. uzmanlığa ve yönetime saygılı bir tavırla enflasyonun düşûrülmesi sürecinde belki pasif. ancak son derece artlayışh bir beklenti îçinde. Gelir düzeyi, satın alma gücü dûsüyor. Bu durumu siyasal bir tepkiye dönüştürmüyor. Ancâk her şeyin de bir sırun var. Demokratik cumhuriyetten yana, sosyal demokrat kişi ve siyasetçiler olarak insanımıza politika ve strateji olarak sağlam, gerçekçi. umutlanmasıra, olumlu beklenti ve katılım içine girmesini sağlayacak mesajlar vermek durumundayız. Aksi halde duyarhlık, anlayış ve doku olarak sosyal demokrasiyle örtüşen bu kitle radikal akımlara kayabilir. Bir süredir zaten zemifllere yönelmiş kaçış, daha da hızlanabilir. Bu tehlikeyi görmezden gelemeyiz. 3. Küreselleşmenin finans, teknoloji- üetişim yönü agtr basıyor. Sosyal boyutunun ise esamesi bile okunmuyor. Küreselleşmeyie birlikte yaşanan sûreçte kazamlmış haklann elden gitmesi de söz konusu. îş "j gûvenliğmden. sosyal gûvenlikten, parasız ve genel eğitim hakkından, sağlıktan söz edilmiyor. Dörtte ûçümüz saghksız besleniyor Eğitim ve sağlık gıbi son derece temela nitelikli iki alana. milli gelir ve dağüımı ile ilgili göstergelerde beslenme sorununda yaşadığımız faciayı da ekleyebiliriz. Insanımızın dörtte üçünden fazlası son derece kötü besleniyor, aslına bakarsanız bu oran onda bir bile olsa hoş görülebilecek bir durum değil. Mensubu olduğumuz CHP, bugün TBMM içinde temsil edilmiyor. Ancak ülkemizin bu en eski, en köklü. en binkimli parrisinin üyeleri olarak büyük bir açık yüreklılikle eğitim. sağlık konulannın yanı sıra artık beslenmenin de yeni bir sorun olarak gündemimizm bir numarası olması gerektiğinm ahını çiziyoruz. Toplum ve ülke olarak geleceğimiz bu alanlardaki politika ve uygulamalanmtza bağudır. Sosyaî demokrasinin gücü demokrasinin sosyal bir yönetim anlayişı değil ınsanı, toplumu odak alan bir eşitlik ve dayanışma projesi olmasından kaynaklanıyor. Bu gücünü göstermesinin zamanı da hemen şimdidir. Küreselleşmeyi bir an önce doğru özümseyip atağa geçmek vaktidir. Türk sosyal demokrasisi kendi gûcüne güvenmeHdir. Yeterii birikim ve donanıma sahip olduğunu ise hedeflerini iyi saptayıp, bütün gücüyle daha eşitlikçi, daha dayanışmacı, daha kardeşçe bir toplum için mücadelcye giriştiği gön kitleler daha yakından görecektir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear