25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2000 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manısa Aydın v Denizlı Y PB Y PB PB PB PB Y 16 17 18 15 18 17 20 18 Sınop Y 20 Adana Y 22 Zonguldak Y 15 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y PB PB Y Y Y Y 21 24 23 17 17 15 15 Y 21 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâıi Van Y Y Y Y Y Y Y 23 23 22 22 23 15 18 Marmara'nın batısı, Kıyı Ege ve Doğu Ka- radeniz kıyılan dışın- da tüm yurt sağanak yer yer gokgürûltulü sağanak yağışlı ge- çecek. Hava sıcaklıgı değışmeyecek. Rüz- gar kuzey ve batı yönlerden hafif ara sı- ra orta kuvvette, ya- ğış anında kuvvetlıce esecek. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih mJUk Y 10 PB 10 Y 11 Y 16 Y 16 Y 16 Y 19 Y 17 PB 13 IS MERKEZLER Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB Y PB PB Y PB Y 19 25 19 22 23 22 20 20 Zürih PB 14 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB PB PB PB Y Y Y PB 17 32 19 27 25 24 20 28 Y 24 Taşkent •Tatıran 0Açık ^*% Parçalı buJutlu ! SfSİI Buluttu k Çok bututlu ı Yağmurlu kartı kar Gök günjttülu ' GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK H Baştarafi 1. Sayfada Meclis dışından bir aday bulduğuna ve bu adayı seçtirmeye neredeyse azmettiğinde birieşiyor. Once Ecevit'in söyledikleri üzerinde durmakta , yararvar. • Başbakan, parçalı bir pariamentoda aday sap- tanırken uyum ve uzlaşı sağlamakta zorluk çekile- bileceğini söylüyor. Ancak, cumhurbaşkanı seçiminin partilerüstü bir görev olduğunu, anayasal görevlerini anımsa- tarak milletvekillerinin oylannı "parti hesaplannı , aşarak" kullanmalannı istiyor. Meclis'ten bir cumhurbaşkanı seçmekte "güç- lük çekilebileceğine" değiniyor ve "bu durumda Meclis dışından da seçim kapısını aralık tutmak- takiyarara" işaret ediyor. Ecevit'in "Meclis dışından bir cumhurbaşkanı- nı neden yeğlediğini" anlamak için sadece "Mec- lis'te uzlaşının kolay olamayacağı" düşüncesi ile açıklamak yeterli bir gerekçe midir acaba? Yoksa Ecevit'in yaklaşık 30 yıllık siyasal çizgisi- ne göz atarak bugünkü tutumu açıklanabilir mi? Gerçekten 1973'te askerlerin Orgeneral Faruk Gürler'i cumhurbaşkanı seçtirme girişimlerinin TBMM'nin özgür iradesiyle fiyasko ile sonuçlan- dığı günlerde; Sunay'ın görev süresi uzatılamadı. Ecevit'in bugün de benimsediği "Meclis dışın- dan bir aday" fikri 1973'te ilk meyvesini verdi ve.. CHP lideri, çaresiz kalan Adalet Partisi lideri De- mirel'e zamanın Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhittin Taylan'ı önerdi. öneri Demirel'de kabul gördü. Ancak pariamen- toya girmesi için Sunay'ın istifa edecek bir sena- törün yerine Taylan'ı parlamentoya ataması gere- kiyordu. Gumhurbaşkanı Sunay, sözcülüğünü Demirel'in yaptığı öneriyi reddetti. 27 yıllık in'at Meclis dışından adayda başanlı olamayan Ece- vit yılmadı. Dışarda bulamadığı adaya benzer bir kimliği pariamento içinde aradı. Bu kez Meclis için- den ancak.. hiçbir siyasal parti ile şu veya bu bi- çimde ilişkisi olmamış, partici kimliği bulunmayan, kendi halinde, iç ve hatta dış siyasete kanşmaya- cak bir aday aradı ve buldu: Fahri Korutürk! Meclis içinden cumhurbaşkanı seçilmesine kar- şı görünen Ecevit'in 1973'teki mantığı ve duygu- . lan 1980'dedesürdü. 1980'deki cumhurbaşkanı bunalımında örneğin AP'den Ihsan Sabri Çağlayangil'le kendi parti- sinden Muhsin Batur"un cumhurbaşkanlığına kar- : şı£ıktı. , ^" 'U Bu uzun süreçte Ecevit'in tutumuria baklfâığrza- ', man görülen gerçek nedir? Geçmişteki tutumunu ortaya koyan somut ör- neklerie son konuşmasında sıraladığı öğeler dik- kate alındığında sonuç kendiliğinden ortaya çıkı- yor. (1)- Dünden bugüne DSP lideri cumhurbaşkanı adayının asla bir partiden (hele bir genel başkan) olmasını istemiyor. (2)- Yeğlediği cumhurbaşkanının iç siyasette ta- rafsız hizmet verecek "silik bir kimlik sergilemesi- ni" istiyor ve bunu cumhurbaşkanının "partilerüs- tü bir görev" yapması ilkesine bağlıyor. Tabii bu görüşünü söylemeyen Ecevit; TBMM'yi sollayarak doğrudan dışardan bir cumhurbaşkanı istediğini elbette açıklayamıyor.. Üstelik Ecevit, dışardan aday bulmakta zoriuk çekeceğe benzemiyor. Leeds'e uçarken gazeteciler Fatih Terim'le iç si- ' yaset dahil her konuda geniş ve anlaşılan derin bir görüşme yapmış olacaklar ki; Ertuğrul Özkök tab- loya bakmış, dünkü yazısında "Sanki bir başba- kan veya cumhurbaşkanı önemli bir geziye gidi- yor" dedikten sonra ekliyor: "Ben, 'Dönüşte bu uçaktan bir cumhurbaşkanı " adayı inebilir' diyorum" diye yazıyor. Eee doğrusu haklı. Terim gizli kalmış biryetenek. l Medyanın pompaladığına göre; bir psikolog, fel- ' sefe kitaplan karıştırmış bir filozof.. ve Ecevit tırt- kusuna uygun, partisiz. ' Millete, devlete antrenörlük yapacak mesleğin- de ehil bir kişi. , Daha ne istersiniz? Ha gayret! -.-..; . •- - Çeteler tatile çıkıyor!ECEVİT KIUÇ Istanbul'daki hâkimiyetleri önemli ölçüde kınlan, yüzlerce adamlannın gözaltına alınması üzerine zor duruma düşen çete- ler faaliyetlerini başta Akdeniz olmak iizere Anadolu'ya kaydır- dı. Çoğunluğunu ülkücü faşist elebaşılanmn oluşturduğu çete- ler özellikle Marmaris, Ankara ve Güney illerinde etkinliklerini arttırdılar. Istanbul 'da uzun yıllar "çek-se- net" tahsilatçılığı ve arazi "ahm- satnnı" işlerini yapan çetelerin, Içişleri Bakanı Sadettin Tan- tan'ın göreve başlamasmdan bu yana düzenlenen aralıksız ope- rasyonlar sonucu hareket alanla- nnın daralmasuıın ardından Ana- dolu'ya kaydığı belirlendi. Son 2 yıl içinde 150 çeteyi çökerten Is- tanbul polisi, 2 bini aşkın kişiyi yakalayarak adalete teslim etti. Faaliyetlerini Istanbul dışına kay- dıran ve cezaevlerinde bulunan mafya liderlerinin birçoğu yurt- dışında yakalanarak Türkiye'ye iade cdildı. Alaattin ÇaJacı Fran- sa'da, Ayvaz Korkmaz Ukray- na'da, Kürşat Yılmaz Bulgaris- tan'da, Sedat Şahin Almanya'da, Hasan Heybetii Yunanistan'da yakalanmış ve iadelerinin ardın- dan cezaevine konulmuşlardı. Faaliyetlerini Istanbul dışında yoğunlaştıran çeteler şöyle: Alaattln ÇaklCI Kartal Ce- zaevi'nde tutuklu bulunan faşist mafya lideri Çakıcı, Istanbul merkez olmak üzere yurt gene- linde faaliyet gösteriyor. Sedat Peker Çek-senet tah- silatçılığıyla adını duyuran Peker, Ankara, Marmaris ve cıvarında faaliyetlerini sürdûrüyor. Ayhan çarkın Susuriuk da- vası sanıklanndan eski özel timci Çarkın, faaliyetlerini Balıkesir ve çevresinde yoğunlaştırdı. Geçen ay Erdek'te bir arazi ihalesine ^e- sat kanşnnnaktan" tutuklanan Çarkın, bir süre önce serbest bıra- kıtmıştı. YakUP SÜt Halen cezaevinde tutuklu bulunan Süt, FarukSincar grubuyla girdiği çanşmayla adını duyurmuştu. Esenyurt, Halkalı çevresinde hâkimiyet kuran Süt'ün, Marmaris'te faaliyet yü- rüttûğü belirlendi. Süt, cezaevin- den firar ettiğinde Marmaris'te ya- kalanmıştı. Ayvaz Korkmaz Arazi maf- yasının önde gelen isimlerinden olan Korkmaz faaliyetlerini Antal- ya başta olmak üzere Akdeniz Böl- gesi'nde yoğunlaştırdı. Kartal Ce- zaevi'nde tutuklu bulunan Kork- maz, özellikle Anadolu Yakası 'nda hâkimiyet kurmuştu. Sedat Sahin Niğde Ceza- evi'nde tutuklu bulunan Şahin, fa- aliyetlerini Ankara, Adana, Muğ- la ve Samsun'da sürdûrüyor. Hasan Heybetii Heybetii, faaliyetlerini Antalya'da yürütü- yor. Kİİrsat Yllmaz Akdeniz Bölgesi'ndeki etkinliğini Adana ve Antalya üzerinden sürdûrüyor. Hasan BOra Faaliyetlerini Adana'da yürütüyor. Üst düzey emniyet yetkilileri, Istanbul'da çetelere karşı yürütü- len çalışmalann diğer illerde de süreceğini belirterek "Türld- ye'nin hiçbir yerinde çete üyderi- ne hareket alanı bırakmayacağız. istanbuTdaki operasyonlar diğer illerde de sürecek" dediler. Cakıcı-Ergjn çatısması Ayağmdan yaralandı Saldırganlar sorguda Yazıcı'ya silahlı saldın Istanbnl Haber Servisi - Karagümrük Çetesi lideri NnriErgin'in adamlan tara- fmdan önceki gece Alaattin ÇakKi'nm kahvehanesi sa- nılıp Gültepe'de gerçekkşti- rilen ve 1 kişinin ölmesi, 9 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan silahlı saldınnın yanlış adrese düzenlendiği ortaya çıkü. Bu olaydan kısa bir süre sonra saldınya uğrayan Zey- tinbumu'daki kahvehanenin ise Susuriuk davası sanıkla- nndan ve uyuşturucu kaçak- çısı Yaşar Öz c ait olduğu belirlendi. Gültepe'de Durak, Zeytin- burnu'nda ise Şeref isimli kahvehanelere önceki gece yapılan silahlı saldınnın ar- dından gözaltına alınan Ya- vuz Erdoğan, Korkut Beşj- roğuBan, Rüştü Vatansever, Şükrü Türe ve Semih Ayke Şehremini ile dün gözaltına ahnan 2 kişinin Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şubesi'ndeki sorgulan sürü- yor. Ikı çete arasında yaşanan çatışmanm kurbanlan olay- larla ilgisi ohnayan halktan insanlar oldu. Ergin'nin adamlannın da Çakıcı'nın adamlan gibi yanlış adresi kurşunladıklan ortaya çıktı. İstanbui Haber Servisi - Mafya üyelerinin içeriden yönlendirdiği kanlı olaylann yaşandığı son günlerde ceza- evlerindeki çarpıklıklan ka- muoyuna açıklayan Tüm Yar- gı-Sen Istanbul Şube Başka- nı An" Yazıo. dün akşam saat- lerinde Sagmalcılar Metro Is- tasyonu'nda silahlı saldınya uğradı. Son olarak mafya ele- başısı Alaattin Çaloa tarann- dan infaz koruma memurla- nnın tehdit edildiği yolunda- ki bilgileri kamuoyuna açık- layan Yazıcı saldında ayagın- dan. yaralandı. Saldın şeklinin yeraltı dün- yasında "uyan" anlamına geldiği belirtildi. Yazıcı, kaldmldığı Vakıf Gureba Hastanesi'nden Is- tanbul Üniversitesi Cerrah- paşa Tıp Fakültesi Hastane- si'ne sevk edildi. Yazıcı'nın saglık durumunun iyi olduğu kaydedildi. Tüm Yargı-Sen'den yapı- lan yazılı açıkJamada, Yazı- cı'ya yönelik silahlı saldın kınandı. Sendikanın cezaevlerinde mafyaya ve çetelere karşı koyma mücadelesi verdiği kaydedilen açıklamada, sen- dikanın bu nedenle son za-, manlarda üst üste saldınlara maruz kaldığı belirtildi. Başbakan Ecevit sır vermedi• Baştarafi 1. Sayfada acele etmediği, son dakikada or- taklanna "dayatmada" bulunma- ya hazırlandığı değerlendirmele- ri de yapıldı. Cumhurbaşkanı Sükyman De- mirel'e yeniden adaylık yolunun kapatılmasının ardından farklı arayışlar gündeme geldi. Ece- vit'in gönlünde "TBMM dışın- dan" bir isim olduğu vurgulanır- ken "kafasmdaki Ud ismi" ortak- lanna bile iletmemesi dikkati çekri. Ecevit'in rahatsızlığı nede- niyle arayışlar 4-5 gün gecikir- ken daha sonraki günlerde de "ağırdan ahnması" tepkilere yol açtı. Ecevit, muhalefet liderleriy- le yaptığı görüşmenin ardından gerçekleştirilmesi beklenen yeni ortaklar zirvesini toplamakta da acele etmedi. Kulislerde, Ecevit'in Doğra- macı, Akbulut, Çetin ve Oral ad- lanm ortaya attığı söylentileri yaygınlaştı. MHP ve ANAP'ın "çok yaşh" olduğu gerekçesiyle Doğramacı'ya karşı çıktığı bildi- rildi. ANAP lideri Yılmaz'm "Grubuma Akbulut'a oy verdi- remem" görüşünü dile getirdiği de öne sürüldü. Iktidar kulislerinde, Hikmet Çetin için "Meclis dışından bir partiliyi neden cumhurbaşkanı yapahm" değerlendirmesi yapı- hrken Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel'in Çetin ve Oral isimle- rine sıcak baktığı yorumlan da dile getirildi. Yılmaz'ın adaylığı için umu- dunu, "her partinin kendi adayı- m çıkarmasına" bağlayan ANAP'hlar, Ecevit'in MHP lide- ri Deviet Bahçefl" ile bir isim üze- rinde uzlaşmasından çekiniyor. DYP'nin, Ecevit'in önereceği bir isme destek verme eğilimi nede- niyle 3 partinin uzlaşmasıyla bir adayın seçilmesinin, hükümette- ki durumlanm da tehlikeye düşü- receğine işaret ediyorlar. Ece- vit'in, ortaklanyla zirveyi sürek- li ertelemesinin altında ise Yıl- maz'a "düşünme payı bırakma- ma" hesabının yattığını savunan ANAP kurmaylan, Yılmaz'm zirvedeki tutuma göre karanm netleştireceğine işaret ediyorlar. ANAP Genel Başkan Yardımcı- sı Abdülkadir Baş, hükümetin, curnhurbaşkanlığı sorununu "is- tikrar temelinde çözeceğmi um- duğunu" söyledi. MHP'nin de Başbakan Ece- vit'in görüşmelerini tamamlaya- rak düşündüğü isimleri açıkla- ması bekleniyor. Ecevit'in öne- receği isimlere karşılık, Bahçe- li'nin de Meclis içinden ve dışın- dan 2 isim belirlediği, partilerin bir isim üzerinde uzlaşamaması durumunda her partinin kendi adayını çıkaracağı, bu durumda MHP'nin adayının daha şanslı olacağı görüşü dile getiriliyor. Dile getirilen adlar şöyle: DSP Ertuğrul Kumcuoğlu, Is- mail Cem, Şükrü Sina Gürel, Hü- samettin Özkan, Hikmet Sami Türk, Şükrü Elekdağ, Hikmet Çetin, thsan Doğramacı. MHP Sadi Somuncuoğlu, Ah- met Kenan Tannkulu, Tunca Tos- kay, Sebahattin Çakmakoğlu, Murat Sökmenoğlu, Enis Öksüz, Ilter Türkmen, Şakir Akça, Ah- met Vefik Alp, Turgut Okyay, Deniz Bölükbaşı ANAP Mesut Yılmaz, Yıldı- nm Akbulut, Sümer Oral, Yıl- maz Karakoyunlu. FP Nevzat Yalçıntaş, Vecdi Gönül, Dengir Mir Fırat. DYP Doğan Güreş, Kamer Genç, Necmettin Cevheri. • • G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada kalan gibi çevresini de etkileyecek öneme sahip. Bu adımlar için, Avrasya'nın temeline atılan harç- lar, diyebiliriz. Konuya girmeden önce, iki ülke ilişkilerini eleş- tiren, Zemin'e nişanyerilmesine çok bozulan, Çin'e salt Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nden bakanlara iki sorumuz var: - Hemen burnumuzun dibinde Iran'da 25 mil- yondan fazla Azeri yaşıyor. Onlar için bugüne dek ne yaptınız? Iran'dan üst düzey yöneticiler geldi- ğinde bir kez olsun bu ülke içindeki Azerilerin so- runlanna parmak bastınız mı? - Necmettin Erbakan 11 ay başbakanlık koltu- ğundaoturdu. Bu süre içinde Iran'dan Malezya'ya, Mısır'dan Libya'ya kadar geniş bircoğrafyayı gez- di. Bir kez olsun bir tek Türk cumhuriyetine neden gitmedi? "Asıl olan devlettir" deyip, Erbakan'ın düşüncelerine katılmayan kimi deviet yetkilileri adeta yalvardılar, "Bari birine gidin" dediler. Ba- ğımsızlığına kavuşmuş Türk cumhuriyetlerine sır- tını dönenler, Çin içindeki özerk bölgede yaşayan- lar için ne yapabilirler? MHP içindeki dalgalanmalar aynca irdelenmesi gereken bir konu. FP çizgisi ve etrafındakilerine bir soru yöneltip devam edelim: - Siz radikal Islamcı mısınız, radikal Arapçı mı? Zemin'in ziyaretine dönersek... önceki gün ya- yımlanan 5 sayfalık ortak bildiri, arkası getirilirse önemli bir adım. Bildirinin altını çizdiğimiz nokta- lannı aktaralım: 1- Enerji başta olmak üzere ekonomi alanında geniş bir çerçeve protokolü imzalandı. 2- Ipek yolunun canlandırılması için atılan adım- lann sıklaştınlması kararlaştırıldı. 3- Dünyanın siyasi çok kutupluluk ve ekonomik küreselleşme yönünde artan bir egilimle köklü bir değişim geçirmekte olduğu görüşünde birleşildi. 4- Uluslararası anlaşmazlıklann banşçı yollar- dan çözüme kavuşrurulması benimsenirken kuv- vet kullanımına veya kuvvet kullanma tehdidine başvurulması reddedildi. 5- Terörün hertürlüsüne karşı çıkıldı, aynlıkçı ha- reketlere ve dinsel fanatizme izin verilmeyeceği vurgulandı. Once nişan sonra şan! Ortak bildirinin satır aralan her iki ülkenin içinde olup bitenleri de akla getiriyor. Sincan-Uygur'da yaşananlar konusunda elimize yeterli bilgi ulaştığı söylenemez. Çin, bu bölgeye "Doğu Tün\istan" denilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Buna tavır alma- nın yolu Çin'i karşımıza almak değil, ilişkileri adım adım örmek. Ikide bir Çin'i ürkütmek yerine ilişkileri ısıtsak, bu- günkünden çok daha iteri adrmlaratmış olabilirdik. 1994'te Uygurlar'ın iki büyük kenti Urumçi ve Tur- fan'ı dolaşırken o insanlarla anlaşmakta zorluk çekmedim. Sincan Uygur Cumhurbaşkanı Ablet Abdütreşit'le görüşürken kültürel bağlar konu edil- di. O günlerde Urumçi Radyosu'nun "radyo tiyat- rosu'nda şu oynuyordu: Çalıkuşu! Ulkemizde bugünlerde çalıkuşundan çok yalı kuşu olunca, sorunlara yurtsever ve akılcı bakmak zorlaşıyor! Reşat Nuri Güntekin'i selamlayıp önceki akşa- ma gelelim... Çankaya Köşkü'nün konuğu olan Zemin, önce "nişan" aldı, sonra "şan" verdi. Res- mi yemek öncesi Zemin'e Deviet Nişanı verildi. Ar- dından tenor Hakan Aysev'in mini konseri vardı. Aysev'in son parçasından sonra sahneye Zemin çıktı ve "O Solemio Napolitane"\ bir sanatçı titiz- liğinde söyledi. Yemekte Çinli konuklar Demirel'in konuşması- nın Uyguriaria ilgili bölümlerini bulup hemen altını çizdiler! Zemin'in konuşmasında da çok kutuplu dünya vurgulanıyordu. Zemin, Çin'de 56 ulusun yaşadı- ğını söyledikten sonra, bu durumu tanımladı: "Büyük Çin ailesi içinde bu uluslar kalp kalbe ya- şayacak..." Türkiye ile Çin, Asya'nın iki ucu. Baş başa gö- rüşmede Zemin'in Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgı- zistan, Tacikistan'ı içine alan Şanghay Beşlisi'nden söz etmesi, Demirel'in de Türkçe Konuşan Ülke- ler Deviet Başkanlan Zirvesi'ni anlatması, ciddi bir rekabeti de ortaya koyuyor. Hüner bunu sorun olarak görüp ipi germek de- ğil, köprüye çevirip ilişkiler örmek! V Tüketici Hakem Heyeti 4 Cep'tesabitücrete faiziyle iade karan AH Sürmeli 'nin gösterdiği tepkinin 7 aylık baskının sonucu olduğu açıklandı SanatçılarDTyönetimini istifitya çağırdı Haber Merkezi- Gaziantep'in Islahiye ilçesinde. Tüketici Sorunlan Hakem Heyeti Başkanlığı, bir cep telefonu abonesinden, bugüne kadar alınan sabit ücretin, "yasal faizi ile birükte" ödenmesini kararlaştırdı. Bursa'da ise bir tüketicinin Turkcell aleyhine açtığı davada, "sabit ücretin dava sonuna kadar ahnmanıasına yönelik ihtrvati tedbir kararına" Turkcell tarafından yapılan itiraz reddedildi. Itirazaret Islahiye'de, cep telefonu kullanıcısı Bilal Erdoğan'ın sabit ücrete yönelik başvurusunu değerlendiren Ilçe Tüketici Sorunlan Hakem Heyeti şu karan aldı: "Şikâyetçi Bilal Erdoğan'm kuüandığı Telsim hath cep telefonuna gelen ayhk sabit ücretin hiçbir makul ve bakh gerekçesi yoktur. 4077 sa> ılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 1. ve 2. maddelerine göre objektif iyi niyet *kurahna a> kın olan bu uygulamaya son verilmesine ve bugüne kadar 'aylık sabit ücret' adı altında yapılan ödemelerin, yasal faizi ile birükte müşteki Bilal Erdoğan'a geri ödenmesine, oy buüği fle karar verildL" ANKARA (Cumhuri- yetBfirosu) -Deviet Tiyat- rolan Sanatçılan Derneği (DETlS) Başkam Meb- met Ege, "Patron" adlı oyunun galasmda sanatçı AK Sürmeli'nin gösterdi- ği tepkinin, kurumda 7 aydır süren baskılann so- nucu olduğunu belirterek yönetimi istifaya çağırdı. Mehmet Ege berabe- rinde DETlS Başkan Yar- dımcısı Rüştü Asyalı ve Genel Sekreter Ahmet Mûmtaz Taylan ile yaptı- ğı basın toplantısında, "Kurom üzerinden kese- lerini dolduranlara, kişi- sel çıkar hesaplannı ger- çekleştirme>r e çahşanlara, amaçlarına ulaşmak için baskı kuranlara 'dur' de- mekiçin'' örgütlendikleri- ni belirtti. Ege, Deviet Ti- yatroları Genel Müdürü RahmiDifligil'ın her gece bir insan karakterini sah- nede yansıttıklan için sa- natçılara neredeyse "par- çalanmış kişüikli dryebile- cek kadar ileri giden gözü kara yönetim anlayışını" kabullenemeyeceklerini kaydetti. Kurumun repertuvan- nın tiyatro eleştirmenleri ve konunun uzmanlann- ca en üst düzeyde yetersiz ve niteliksiz bulunduğu- nu anlatan Ege, "Taşınıa seyirci ile salonlanm dol- durup bunu marifet sa- vanlann seyyar kumpan- ya düzeyinden yukan çık- mayan sanatsal tercihleri- ni kabuDenmemizve bun- laratepkisE kalmanuzsöz konusu olamaz" diye ko- nuştu. Ege, "Patron" adlı oyunda Ali Sürmeli'nin davramş biçiminden çok, haklı çıkışının nedenleri üstünde durulması gerek- tiğini söyledi. Tiyatro sanatmın daha özerk, özgür, demokratik ve katılımcı ortamlarda üretihnesi için değil yeni bir yasa çıkarmak bir ya- na var olan yasanın dahi gerisinde kalındığını an- latan Ege, "Kurum, yasa ihlan' göz önüne ahnarak tüzeUdşiliğmin, özel bir yasaya sahip otana aynca- hğuûn bile ajırdında ol- mayanlarca snf kendi var- hklarmı sürdürebümek için, siyasi erkin hizmetine sunulmuştur' 7 dedi. 'Sindirilmek isteniyoruz' Idari işleyiş biçimi ve sanatsal tercihlere karşı çıkanlann disiplin soruş- turmalan ve cezalar ile sindiriknek istendiğini savunan Ege, "Bu koşul- larda, değil özgür ortam- larda sanatüretmek, ağız- larmı bile açama>anlar çok doğaldır ki, bir yerde patlavacaklartn. Unutma- yahm ki, onlarbüyük Ata- türk'ün dediği gibi, 'Top- lumda uzun uğraşlar so- nunda alnında ışığı ilk hissedenler'dir" diye ko- nuştu. Artık "dur" denilmesi gerektiğini söyleyen Ege, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oynanacak oyundan rol dağıhmma,figüranah- mından müdür vekili atanmasma kadar müda- hale eden, var olan yasayı zorlayarak yer yer deterek kurumun nkanma nokta- sına kadar gelmesine ne- den olan siyasi erk derhal geri çekilmelidir. Var olan yönetim derhal istifa et- melidir. Genel müdür adaymın eğüim yoklama- sı ile saptanması ve yetkili mercilere önerflmesi anla- yışı ha>ata geçirilerek ye- ni genel müdür ve yöneti- cfler görevegetirDmeMdir.'' Mehmet Ege, Deviet Tiyatrosu sanatçılannm Kültür Bakanlığı'nca tef- tişe uğramasmın yanlışlı- ğına işaret ederken genel af karannda sanatçılann ortak tavır almasımn edci- li olduğunu kaydetti. Ege, "Bizi kimse affetmesin, biz yanhş olanın karşısm- dayız" diye konuştu. Ahmet Mümtaz Taylan, soruşturmalann haksız olduğunu belirtirken sa- natçılann "sözte" affedil- diklerini söyledi. Rüştü Asyalı da, bom- balı bir saldın sonucu ya- şamıru kaybeden gazete- miz yazan Ahmet Taner Kışlah'mn Kültür Bakan- lığı döneminde sanatçıla- n bir araya toplayarak so- runlannı ve çözümleri di- le getirmelerini istediğini anımsatırken Kışlalı ile demokratik anlayışlara kavuştuklannı kaydetti. Asyah, DETlS'in Kış- lah'mn gösterdiği aydm- lık yolda kurulduğunu vurguladı. Ali Sürmeli'yi haklı bulduklanm anlatan Asyalı, sanatçının görevi- ni yaptıktan sonra tep- kisini dile getirdiğini belirtti. ın TEŞEKKÜR 28 Mart'ta yitirdiğimiz Karikatürist MISTIK (Mustafa Eremektar) Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi'nde yoğun bakımda yattığı son günlerinde yapılabilecek her şeyi sonuna kadar deneyen, moral desteklerini esirgemeyen prof. Dr. Cengiz Kuday, Yoğun Bakım ekibi: Uz. Dr. Sabriye Güvenç, Uz. Dr. Şebnem Eryjğit, Uz. Dr. Tahir Güngör Ince, Uz. Dr. Cüneyt Aksakal, Sorumlu hemşire ElTIİIie Kui*t ve sağlık personeline, gösterdikleri yakın ilgi ne- deniyle Metropolitan Florence Nightingale Has- tanesi çalışanlanna, birlikte olabildiğimiz son gününde acımızı paylaşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Karikatürcüler Demeği ile bağışta bulunan, çiçek gönderen tüm dostlara teşekkür ederiz. EREMEKTAR AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear